Varlığımı hissettiğim o ilk an.. Garip bi histi, kamçı gibi bir kuyruğum ve bir kafa.. Geldi yeni çömez diye patavatsız bi kahkaha işittim. Ortamı süzdüm puslu gözlerimle. Kocaman bir mahşer.. Kimileri batak oynuyor, kimileri bi aşağı bi yukarı volta atıyordu. Kulak kesildim muhabbetlere biraz.
-bugün iş yok, cuma günü mü bugün?
+yok kadir gecesi, resmi tatil yani.
-hayfını yarın alır desene
Anlatılanlardan hiçbir şey anlamıyordum. Sonra o babacan sesi duydum.
"Delikanlı! Kaderin, senin tercihlerinle çizdiğin yoldur. Şimdi iki tercihin var, zerre mi kalmak istersin, yoksa hakikât-ı beşer olup ana rahminde filizlenerek sefasını da cefasını da çekmek mi istersin âlemin? "
Bu koca çınarın alaycı bir tebessüm ederek sorduğu soruya aynı tonda cevap verdim.
"Senin seçtiğin tercih değil ihtiyar! Heralde çok sevdin burayı"
Bu cevabıma tekrar alaycı bir gülüş atmasının altında tecrübenin yattığını anlamam geç olmadı. "Anlat ihtiyar, nasıl çıkacam burdan"
Parmağıyla o yolu işaret etti.
"Zamanı gelince herkes gibi koş, ama sana tavsiyem, tünelin sonunda ışığı görürsen kaç derim. Kadın bir kaledir. Önce kapısına kütükle bir ileri bir geri vurursun. Kapı açılır, açıldı diye zafer mi kazanırsın? O kalenin burcuna sadece bir kişi bayrağı diker Ulubatlı hasan gibi"
Sevmiştim bu ihtiyarı. Ama halen daha anlam veremediğim bir nokta vardı. Neden dedim ona. Sen neden burada hapis kaldın?
"Uzun hikaye evlat. Belki sağ kalırsan bir gün anlatırım, ramazan ayındayız, bu aralar atraksiyon yok gece olmadan. Bu gece sakin olacak ama yarın gece baskın var. Sana hediye niteliğinde bir tavsiye. Bayramın ilk günü baskın olursa kapının ağzına kadar git, ilk tecrübeni orada edineceksin. ilk defa kanlı canlı bir kadın göreceksin. Necla derler ona, her bayram keranede tezgahı kurar. Ama fazla ileri git demem, ya Piç derler ya orospu çocuğu"
Ertesi gün huraaa nidalarıyla uyandım. Gece baskını vardı. Tam koşacakken ihtiyar bekle dedi. Sadece izledim. Kapıya tüm güçleriyle bir ileri bir geri vurdular, ve birden kapı açıldı. ihtiyarın bahsettiği ışığı gördüm. Sonra milyonlarca kardeşimin klozete döküldüğünü.. Sifonu çekmesiyle girdabın içinde yitip giden kardeşlerim...
O hiddetle ihtiyara döndüm. Bu kıyımı normal karşılamasına çok şaşırmıştım. Alışacan buna dedi. Heyecanla bayramı bekliyordum. Nasıldı acaba kadın kukusu. ihtiyara sormama rağmen ihtiyar asla merakımı gidermedi. Sabret az kaldı. Ve bir sabah babam gene vakitsiz uyandı. Şafak operasyonu vardı heralde. Lavaboya gitti.
Fakat bi terslik vardı. Yol kapalıydı. ihtiyar:
"Hazırlan evlat, bayram bitti, bugün en büyük tecrübeni edineceksin".
Herkeste derin bi heyecan vardı. Yanıma samimiyetsiz bi sperm yanaştı. Yağlı kırbaçmış adı. Artık takati kalmamıştı, bir an önce dunyaya gelip paranın amına koyucam, sözlük falan bişeyler geveledi. O an kapı dimdik oldu. Bir anda hücum ettik. Kapı açıldı ve o muazzam görüntü karşısında mest olduk. Kocaman bir yol. Yalnız arada bir parmaklık vardı. Prezervatifmiş adı. Hiçkimsenin parmaklığı geçmeye niyeti yoktu. Necla bu sonuçta. Yağlı kırbaç birden kendini ileri attı parmaklıktan. Arkasından bağırdık ama dinlemedi. Kutsal mizah kırbacımı almayı unutmayın hoşçakalın diyip gitti. Akıbetini bilemedik bir daha
Aradan bir hafta geçmişti. Artık çoğu şeyi öğrenmiştim. ihtiyarla her gün sol taştaşa iskemle çekip sazanları izliyorduk. iddiaya da tutuşuyorduk ihtiyarla.
-bence sabun ihtiyar. Kokudan belli.
+mikrodalgada kavun. En çok bu numarayı yutuyorlar.
ihtiyar her seferinde haklı çıkıyordu tabi. Bu seferki neydi? Mikrodalgada kavun! Kahkaha atıyorduk ihtiyarla. Gece bastırdı, derin bi uykuya Daldık. Sonra gene baskın, ama farklıydı. Tünelin ucunda o vardı. Evet o! Daracık, Neclanınki gibi değil. Fırladım hemen. Tam kapının ağzında ihtiyar kolumdan tuttu. Kardeşlerimin vajinada sevinç çığlıkları atışını izledim ve ihtiyara çıkıştım. Sonra birden herşey serap gibi ortadan kayboldu. Kadın falan kalmadı. Ve tekrar kardeşlerimin kıyımını izledim. Rüyalanmış pezevenk. Ölümü hiç bu kadar yakınımda hissetmemiştim.
Zaman geçtikçe ilerlerken fark ettiğim şey, her gün farklı simalar görmemdi. Herkes teker teker gidiyordu. Kimse amacına ulaşamamıştı. Aylar sonra haber geldi. Yağlı kırbaç başarmıştı nihayet. Adını serkan koymuşlar. Ben ise halen sıramı bekliyordum. Kapının ağzındaki gözcü "amlı!" diye haykırdı. Vaziyet aldık. Yolun açık olsun dedi ihtiyar. işimin rast gideceğini anlamıştım. Çünkü kondom da takmamıştı. işim epey kolay olacaktı. Ve bam! Kapı açıldı.!
Son sürat ilerlememe rağmen en önde gitmiyordum. ihtiyarın tüm sözleri aklımdaydı. Evet.. ilk defa babamdan kopmuştum. Bi kadının vücudundaydım. Ama gene de iç gudulerim bir şeylerin ters gittiğini söylüyordu. Ve birden öndekiler feryat etti. "Boka saplandık!" yeşil yoldu bu. Gidenin asla geri dönmediği...
Arkadan halen daha kardeşlerim bastırırken ben kendimi göçük altında kalmış bir madenci gibi hissediyordum. Hızla çıkışa ilerledim. Böyle bir ölüm istemiyordum. Kapı git gide kapanıyordu. Son anda kendimi attım ve captain price'nin helikopterle soup'u kurtarışı edasıyla beni havada yakalayıp kamçısıyla tutmasıyla eve geri döndüm
ihtiyarın benle taştaş geçmesini beklerken o yine beni şaşırtıp sadece susuyordu. Birşey demeyecek misin ihtiyar?
"Tarih gibi hayat da hep tekerrürden ibaret. Bi yumurta olduğunu hayal etsene. Bir şey yapman gerekiyor mu. Herhangi bir çaba sarf etmen? Hadi istediğini elde ettin diyelim. Dünyaya geldin, ister kabul et ister etme, hayatının her noktasında göstereceğin çaba tek bir şey için olacak. Para, şöhret, hırs.. Hepsi tek bir şey için. Bir kadın.. Umarım bir kız olursun evlat. Hayatın seni hırpalamasını istemem. işte ben bu yüzden Hayatımdan memnunum. Ya da öyle gözükmeye çalışıyorum. Yıllar sonra burayı hatırlamayacaksın, hatta doğduğunu bile unutacaksın ama muhakkak bir gün ne boka geldim bu dünyaya dersin."
-FiNAL-
Bugün büyük bi heyecan var, lets ince prezervatif almış pezevenk. intikam günü gelmişti artık. Kardeşlerim, bir an gözümde rakiplerim gibi gözükmeye başladı. ihtiyar bana döndü ve "bir rakibin daha var" dedi. iyi olan kazansın dedikten sonra start çizgisinde bekledik. Kapı açıldı ve maraton başladı. Dikkat kaygan zemin tabelasını görmeyen sazanlar direkt labia major'dan şaranpole yuvarlandılar. Ama halen daha yuzbinlerceydik. Dimdik bir yokuş vardı şimdi karşımızda. Yokuşu geçtikten sonra çok az kişi kalmıştık. Bugün birimizin zafere ulaşacağı kesindi. Hazine odasının kapısı açıldı ve nihayet onu gördüm. Bikaç kişi kalmıştık. Biri de ihtiyardı tabi. Hepimiz yumurtaya yanaştık ve birbirimizle dalaşmaya başladık. Hücreye gediği açan kazanacaktı. ihtiyarı o an fark ettim. Diğerlerine engel oluyordu. Bunu yapacağının farkındaydım zaten. Ben gidiyorum ihtiyar...
9 ay sonra dünyaya geldiğimde tıpkı o ilk günkü gibi kendimi evrenin bir parçası sandım. Nerdeydim ben, ne idim.? 5 aylık iken reflekslerimi anca kontrol edebildim. 3 yaşımda pipimin sadece erkeklere ait olduğunu öğrenip sürekli kurcaladım. 11 yaşımda pipimden garip şeyler gelmeye başladı. Peçete, kavun, bardak&sünger..
beğendiysen paylaş panpa⤵
0 yorum:
Yorum Gönder