Lisenin ilk günüydü ve ben okula ilk günden geç kalmıştım okuduğum lise şehrin fen lisesinden sonra en iyi ikinci okuluydu ve ben okula derece ile girmiştim.
Okula attığım ilk adımdan sonra üst sınıflar kendini net bir şekilde belli etti. Bizim 9. sınıflar ise okulun bahçesinin köşesinde yavru ceylanlar gibi etrafa bakıyorlardı. Neyse zil çaldı sıralar oldu herkesin sınıfı açıklandı bende sınıfıma doğru yola koyuldum sınıfım 9-A idi. sınıfa ilk giren bendim ve cam kenarı en arkaya oturdum sınıftaki çocuklar teker teker sınıfa girdiler benim yanım boştu herkes bir yere oturmuştu sınıfa en son giren kız gelip benim yanıma oturdu gayet hoş ve güzel bir kızdı
kız-k ben-b
k: Burası boş öyle değilmi
b: evet boş
k: Oturabilir miyim?
b: Tabii
k: bu arada ben ayça
b: bende kuzey memnun oldum
kızın uzattığı elini sıktıktan sonra önüme döndüm ve başımı sıraya koydum.
ilk ders ingilizceydi 8 yaşına kadar ingiltere de yaşadığım için alt yapım ingilizce donanımlı ve üst düzey konuşabiliyordum. Öğretmen sınıfa girdi "Merhaba çocuklar bu sene ingilizce dersini beraber işliycez " falan klagib öğretmen konuşmaları herkese ne olmak istediğini ve ingilizce seviyemizi ölçmek için birkaç soru sordu sıra bana geldi üniversite ingilizce tıp düşünüyorum dediğimde sınıf benimle dalga geçti öğretmen inglizcen o kadar iyimi diye test edelim diyip birkaç soru sordu gayet net ve düzgün cevaplar verdikten sonra nasıl bu kadar iyi konuştuğumu sordu ve 8 yaşına kadar ingiltere de yaşadığımı falan anlattım öğretmen "o zaman bu sene seninle güzel geçecek bu arada ismin neydi canım" dedi ben "Kuzey" diyip yerime oturdum. Tanışma faslı bittikten sonra öğretmen tam konuşacaktı ki zil çaldı. Bir kaç kişi sınıftan çıktıysada çoğunluk sınıftaydı bende yapıştığımı düşünerek ayağa kalktım sınıfta herkes birbiriyle tanışıyordu ben ise soğuk bir yapım olduğı için pek tanışmaya gelmiyordum. Derken ayça arkamdan seslendi
"Kuzey gelsene arkadaşlarla tanış" arkamı dönüp baktım 4 kız bir de ayça oturuyordu yanlarına gittim hepsiyle teker teker tanıştım isimleri banu bengü nesrin ışıldı tanışma faslı bittikten sonra birkaç kişiyle daha tanıştıktan sonra zil çaldı ve tekrar derse geçtik
ikini ders hocanın konuşmaları canımı çok sıkmış olacakki uyumuşum zilin çalmasıyla uyandım uyku sersemliğini üzerimden attıktan sonra sınıftaki erkeklerle tanışmaya başlamam gerek diye düşündün ki bri çocuk yanıma gelip ben enes kardeşim tanışalım dedim derken iki üç kişi daha geldi hepsiyle tanıştık isimleri enes sefa yakup ve boraydı. Bayağı iyi elemanlardı kafaydılar soğuk bir yapım olmasına rağmen elemanlarla hemen kaynaşmıştık ve birbirimizim numarasını aldık enes beyler akşam bi whatsapp grubu kuralım ordan takılırız dedi anlaştık falan konu dağıldı köşeye oturduk ilk gün olduğu için bazı hocalar gelemmiş ve dersler boştu bu ders matematik ti öğretmen yoktu bizde bizim elemanlarla arkaya oturduk ve muhabbete başladık.
Bayağı bir muhabbetten sonra konu karı kıza geldi herkes sevdiği kızdan bahsetti bir ara bora sevdiğim kız 9-c de üst sınıftan bir yavşak kıza asılıyor falan bişeyler söyledi ama tam anlayamadım çünkü o sırada ayçaya dalmıştım kız bayağı güzel ve endamlıydı derken enes kolumu dürtüp "Kuzey nereye uçtun olum" dedi hemen kendimi toparlayıp ne uçması falan diye yatıştırdım konuyu o sırada yakup "lan iki saatir sana soruyoruz sevdiğin var mı diye gibine takmıyon " " haa yok sevdiğim falan sevgilimde olmadı" dedim bizimkiler "haggibtir lan ordan" dedi bu arada 1.82 boyunda kumral saçlı yeşil gözlü yakışıklı sayılır bir çocuğum "olmadı lan işte sevemedim kimseyi" dedim o sırada enes ayçaya daldığımı hissetmiş olacak ki "Sevgilinin olacağı günler çokta uzakta değil gibi" diyip güldü enesi hadi lan orsan diyim itim biraz gülüşmeden sonra konu orda kapandı.
Sıkıcı derslerin ardından lisenin ilk günü bitmişti akşam eve gidip direk yatağa uzandım uyuyordum ki gelen mesajla uyandım
Enes: oğlum hiç inkar etme sabah Ayça'ya nasıl baktığını gördüm Eğer istersen senin adına konuşabilirim yani 2. Sınıftan beri arkadaşım .d Ben:Saçmalama oğlum Sadece öylesine daldım
Enes: Kuzey şimdi Bırak bu ayakları Eğer hoşlanıyorsan söyle
Ben: enes akşam akşam saçmalama sadece öyle gözüm dalmış.
Enes: Öyle olsun eğer varsa bişey söylersin .d
Ben: ya olum hadi görüşürüz açım yemek yiycem
Derken annem akşam yemeği için sofraya çağırdı "Kuzeeeey kalk hadi yemeğe" zaten karnım aç olduğu için merdivenleri hızlı hızlı inip mutfağa koştum en sevdiğim yemekler sofradaydı yemekten bir kaç kaşık aldım babam o sırada
Ben-be babam-b annem-a
B: ilk gün nasıldı oğlum sınıftakilerle kaynaştınmı
Be: evet baba gayet iyi bir sınıf
A: öğretmenlerin gözünde ilk gün iyi bir imaj oluştursaydın ilk izlenim önemli
Be: O iş bende valide sultan telaşa gerek yok
Yemeği yiyip odama çıktım whatsappptan 25-30 mesaj vardı girdim bizimkiler bir grup kurmuşlar konuşuyorlar falan bende ders progrdıbını falan istedim naber nasılsınız muhabbetinden sonra uykum geldi bizim çocukalara iyi geceler diyip uyudum
Sabah telefonun alarmı nı duymamış olacağım ki yine okula geç kaldım. Sınıfa girdim Yerime oturdum gözüm Ayça'yı aramıştı ama daha gelmemişti kafamı sıraya koyup Gözlerimi kapattım kafamı kaldırdığımda Ayça gelmişti siyah saçlarını dalga dalga yapmış çok hoşuma gitmişti gözlerimi ondan alamıyordum derken sınıfı kimya öğretmeni girdi yine o tanışma Faslı başladı tanışma faslı bitti gibi zilde çaldı Ayça ile konuşmak istiyordum Ayça'ya bakıyordum derken Enes'in pis pis gülerken bana baktığını gördüm Enes'in yanına gidip "Oğlum bak sakın kimseye söyleme kızdan sadece biraz hoşlandım gibi öldürürüm seni" dedim Enes "Saçmalama söyleyecek değiliz heralde" diyip güldü. Dersler hızlı geçti okulun o günü de bitmişti eve gittim Uyudum bir hafta bu rutin devam etti
Ertesi hafta pazartesi günü okula Bu sefer ilk defa geç kalmadan gitmiştim. sınıftaki herkes ile iyice kaynaşmıştım. Bizimkilerle muhabnet dönüyordu daha öğretmenler tatilden gelemediğinden hala dersler boş geçiyordu ayçayla da bayağı konuşuyordum ayça 1.60 boylarında siyah saçlı siyah gözlü bir kızdı gayet alımlı ve güzeldi ilk defa bir kızdan hoşlanıyordum. Bizim çocuklarla da bayağı kaynaştık enesin saçmalıklarına yakubun fıkralarına gülüp duruyorduk. O günden öyle geçti akşam eve giderken babam telefon etti B:oğlum evde değiliz annen biraz rahatsızlandı biz x hastanesindeyiz sen eve git dolapta bişeyler var onlardan ye
Be: Ne! Neyi var baba annemin ben geliyorum
B: Birşeyi yok evladım sen eve git
Be: hayır geliyorum şimdi
B: Tamam gel hastane önüne gelince beni ara ben yanına gelirim
Be: Tamam
Telefonu kapattım koşarak hastaneye gittim babamı aradım bir kaç dakika sonra babam yanıma geldi annemin nerde neyi olduğunu sordum bir anda bayıldığını şimdi iyi olduğunu tahlil sonuçlarını beklediklerini söyledi annemin yanına gittik annemin yüzü biraz soluktu ama iyi gibiydi gülüyordu annemin gülüşü beni mutlu etti yaklaşık yarım saat sonra doktor tahlil sonuçları ile yanımıza geldi
Doktor "Birşeyiniz yok Gülbahar hanım sadece tansiyonunuz düşmüş, Fethat bey siz isterniz dışarı gelin eşinizin kullanması gereken ilaçları anlatayım" dedi ve doktor babamla beraber dışarı çıktılar oda da teyzem ve dayımlarda vardı bir kaç dakika sonra babam yüzü düşmüş bir şekilde içeri girdi ben annemin haline üzüldüğünü düşünerek "Baba bişeyi yokmuş işte annemin" dedim babam hafif birirkilme ve tebessümle normale döndü annemi hastaneden taburcu ettiler ve eve doğru yola çıktık babam dalgın gibiydi bişeyi olup olmadığını sordu annem babam bu gün çok yoruldum gibi bir cümle kurup olayı kapattık eve gittik herkes yorgundu direk uyuduk sabah kalktığımda okula gitmek istemedim annemin yanında olmak istiyordum. Gitmedimde. O günü annemle beraber oturarak geçirdik akşam olmuştu babam işten geldi annem ben iyim diyerek mükemmel yemekler hazırlamıştı yemeği yiyip odama çıktım telefonda gezinirken bir mesaj geldi tanımadığım bir numaraydı mesaj "Bu gün okula neden gelmedin" ben "pardon da sen kimsin" diye karşılık verdim derken aşırı susadığımı fark edip mutfağa gidip bir bardak su içtim daha sonra odama gittim o numaradan bir mesaj gelmişti mesajı açtım okuduğumda kalp atışım hızlanmıştı mesaj "Ben ayça numaranı enesten aldım gelmeyince merak ettim iyisin değil mi ?" Hemen cevap yazdım "Bir sorun yok dün annem hastalandı o yüzden okula gelmedim"
Ayça "hmm geçmiş olsun" ben "Teşekkür ederim .d" bu konu kapandıktan sonra ayça ile o gün whatsappptan biraz daha konuştuk daha sonra ayça uykusu geldiğini söyleyip uyudu bende uykumun olduğunu söyledim ama kalbim çok hızlı atıyordu bilmiyordum bu kıza karşı birşeyler hissediyordum galiba heycanımı yatıştırmak için ve kafamı dağıtmak için pc den biraz oyun oyanadım ve uykum geldiğinde yattım.
Günler hızlı hızlı geçiyordu ilk sınavları olmuştuk notlarım gayet yüksekti herşey çok güzeldi ayçaylada aramız gayet iyidi ona karşı hislerim aşırı yoğunlaşmıştı aşk diyemezdim ama sadece bir hoşlantıda değildi. Bizim tayfaylada bayağı sıkı fıkı olmuştuk hep beraber geziyorduk bazen birbirimizde kalıyorduk bazen sahile inip otıruyorduk falan borada 9c deki sevdiği kızla çıkmaya başlamıştı herşey çok güzeldi. Yine birgün sınıfta sefa ve yakupla oturuyoruz öyle sınıf dışına pek çıkmıyordum bizim enesle borada kantine gitmişlerdi derken koridordan önce küfürleşeme sesleri daha sonrada bağırış çağırış geldi kzılar falan çığlık atıyordu birisi "Kavga var lan" diye haber verip çıktı dışarı bizde merak edip koridora doğru çıktık
Koridora çıktım kalabalığı yarıp ortaya doğru geldim ki 5 tane üst dönem bizim enesle borayı ortaya almış dövüyorlar. Yakup siz kimi dövüyonuz lan huur çocukları diyip çocuğun birine uçan tekme attığı gibi çocuk yere serildi atıldım ortaya önüme gelen ilk kişiyi yumruklamaya başaldım. Fizik olarak bizden hiçbir üstünlükleri yoktu sadece üst sınıfız diye hava atıyorlardı. Ben önüme geleni yumrukluyordum enesle bora kendini toparlamış onlarda yumrukluyorlardı çok geçmeden hocalar ve diğer çocuklar araya girdiler kavga ayrılmıştı bizi zor tutuyorlardı üst dönemdekilerin ağzı yüzü kandı derken sonradan isminin emre olduğunu öğrendiğim bir çocuk o kargaşada kaşıma bir yumruk attı ki kaşım açıldı kanamaya başaldı. Hocalar tekrar araya girdi yoksa o çocuğu öldürecektim. Hemen revire zütürüp pansuman yaptıktan sonra idare katına çıktık bizi karşı karşıya oturttular. Velileri aradılar
Müdür yardımcısı-MY ben-Be bora-bo üst dönem-Ü
My- ne yapıyorsunuz olum derdiniz ne sizin ?
Bo- hocam önce küfür edip sonra 5 kişi saldırdılar
Ü- yok öyle bişey hocam üst döneme artislik yapıp bide burda konuşmaya utanmıyorlarda bunlar
Be- alt dönemden dayak yiyip bide burda konuşmaya utanmıyorsunuz da biz ona mı utanalım aslanım
My- yeter kesin birdaha hakkınızda disiplin işlemi başlayacak olsun velilerinize de haber verildi
Babam okula geldi zaten son ders olduğu için izin verildi ve hepimiz evlere dağıldık babam arabya geçene kadar bişey demedi arabaya bindiğimde ise ben-be babam-b
B- oğlum ne bu hal biz seni bunun için mi yolladık okula ne vardı da kavga ettin bişey mi yaptılar sana
Be- Bana bişey yapmadılar baba ama bizim arkadaşlar var ya bora ile enes -babam bizimkileri çok sever hatta ps falan atarız babamla bizimkiler-onlara 5e 2 dalmışlar ne yapsaydım izlesemiydim
B- ah be olum ah be olum tamam hiç birşey yapmadan da oturmada neyse hastaneye gidelim kaşına bir baksınlar
Be- tamam baba
Hastaneye gittik kaşıma dikiş atıllar ve doktor çok olmasada iz kalacağını söyledi çok önemsemedim eve gittiğimizde annem uyuyordu babam "Annene bişey söylemedim okulda düşmüş gibi davran" dedi bende öyle yaptım annem ne olduğunu sorduğunda okulda düştüğümü söyledim konu o şekilde yatıştı. Odama gidip bizimkilerle mesajda konuşmaya başladık
Ben-be bora-b enes-e yakup-y sefa-d
Be- beyler biz bunları dövdükte kimdi lan bunlar
E- ne bileyim olum bir anda saldırdılar
B- bu huurçocukları senaya -yengemiz- asılan bebeyle arkadaşları
Y-isimleri ne lan bunların
B- emre kerem ali burak sedat
Be- hangisi senaya asılıyordu
B- sedat
Be- bana yumruk atan huur kimdi
B- emre
S- beyler yarın ağzını gibecem ben onların
Y-beyler sakin disiplin şeyi çıktı hallederiz sıkıntı yapmayın
Herkes kabullendi bu sözü
B- lan kuzey kaşında bişey var mı
Be- yok lan ne olacak
B- sağolun beyler siz olmasak hem dayak yiyecektik hemde karizma gidecekti
E-aynen be brolar
Ne demek olum falan filan muhabbeti döndü o gün uyuyakalmışım
Ertesi gün okulda kavganın gerginliği vardı ama bişey olmadı bu kavga okulda da az çok tanınmam neden olmuştu üst sınıftan tanışmak isteyen kızlarda oluyordu ama ben ayçaya vurulmuştum bi kere başkasına bakamazdım günler birer birer geçiyordu derken sömestr tatili günü gelmişti karneleri aldık bizim tayfa sürekli bizim evde toplanıp ders çalıştığımız için sınıfın en iyi derecesine sahipti sınıf birincisi zaten sefaydı. O gün ayçaya açılmayı düşünmüştüm neyse bizimkilerle mubbet ediyorduk bizimkilere sordum " memlekete falan gidecek var mı lan" bizimkiler hepsi bir anda "yokla burdayım" dediler. Annemler 1 amcamlara gideceklerdi bende bizimkileri bizim eve davet ettim annemi babamı arayıp onay aldım bizimkilerle de anlaştık akşama bizim eve geleceklerdi. O sırada ayçayı gördüm kantindeydik. Fırsat bu fırsat dedim bizimkilere olayı anlatıp yanlarından ayrılırken "helal kanka" gibi sözlerle gaza gelip ayçanın yanına geldim
Ayçanın yüzü hafif asıktı ama fazla aldırış etmedim
Ayça-A ben- B
B- Ayça seninle bişey konuşmam lazım
A- Şey kuzey benimde seninle bişey konuşmam gerekiyor
B-şey ilk önce sen konuş
A- Tamam. Kuzey şey kanka. Banu seni seviyormuş seninle konuşmak istiyor
O an banunun benimle konuşmak istemesi umurumda bile değildi benim odaklandığım kelime ayçanın bana kanka demesiydi
B- şey ben ben yok olmaz banu benim arkadaşım
A- Kanka konuş bir kere kız çok seviyor
Tekrar söyledi o an mahvoldum ama belli edemezdim onu kalbime gömmek en iyisi diye düşündüm ne diyeceğimi bilemedim
B- olmaz kanka
A- anladım kuzey
B- tamam kanka
Ne yapacağımı bilemedim mala döndüm oturup ağlamak istedim ama yapamazdım ayçaya söyleyemezdim artık kız beni kanka olarak görmüştü bizimkiler yüzümün asık olduğunu görünce ne oldu falan filan demeye başladılar. Çok kötüydüm konuşmak istemiyordum akşam görüşürüz gibi bir cümle kurdum daha sonra sıra falan olduk müdür bir konuşma yaptı daha sonra evlere dağıldık evim okula yakın olduğu için servise binmiyordum okul kapısından çıktım ayçaya baktım oda bana bakıyordu öyle bir bakıyordu ki kalbimi parçaladı resmen gözlerim doldu hemen kafamı çevirip eve doğru yürümeye başladım ki yandan onun servisi geçti bir baktım ki kız çok kötü olmuş o an belkide onun sevdiği vardı yüz vermedi diye düşünüp daha da kötü oldum daha da içim parçalandı mahvoldum
Kapı çaldı kapıyı açtığımda bizim ekip tam olarak karşımdaydı. Hoşgeldiniz falan filan biraz güldük takıldık yemek falan sipariş ettik yemekleri yedik oturuyoruz. Derken saat gece 11-12 ye yaklaştı. Öyle rast gele muhabbet ediyoruz derken evde nargile olduğu aklıma geldi
Be- lan beyler nargile yakalım mı
Y- var mı lan
S- olur ya iyi gider
Be- durun getiriyorum
Evde iki nargile vardı ikisini de yaktık bir yandan dönüyoruz nargileyi derken sefa ciğerimi giben o müziği açtı ali kınık-son bir defa yüzüm asıldı bu gün ayçayla geçen o konuşma geldi tekrardan aklıma çok kötü oldum hemde çok ne yapacağımı bilemedim bora halimi fark etti
Bo- ayça işi ne oldu lan
B- olum sorma lan banu beni seviyormuş ayça bana kanka dedi
Bizimkiler haggibtir diye haykırdılar
E- olum ya haggibtir niye böyle oldu lan bende çok yakıştırıyordum sizi
Be- beyler bu konuyu kapatalım ya
Tamam diyim uzatmadılar bizimkiler sağolsunlar sefa mevzunun şarkıdan çıktığını anlamış olacak ki hemen şarkıyı değiştirdi ogece öyle geçti hepimiz salonda bir köşeye devrilip uyuduk sabah ilk ben kalktım yemek hazırlamayı sevdiğim için ve ev sahibi olduğum için erken kalkıp kahvaltıyı falan hazırladım derken bizimkiler teker teker küfür ede ede uyandılar enes mutfakta kahvaltı hazırladığımı görüp geri gitti salona hadi beyler şuraları toplayalım dediler. Onlar salonu toplarken bende kahvaltıyı hazırladım kahvaltıyı yapıp beraber masayı topladık bizimkiler beklediğimin aksine bayağı topluydular. Masayı falan hallettikten sonra bizimkilerle oturduk kafeye falan gidelim dedik evden çıkıp kafeye falan gittik biraz dolandık sonra eve geldik biraz uyuyup yemek yedik akşama doğru yine nargile yaktık. Ortam çok güzeldi 1 hafta böyle geçti ertesi gün pazartesi günü bizimkiler evlere dağıldı salı günü de annemle babam geldi haftaya pazartesi okul açılıyordu ve hiç ders çalışmamıştım. O gün derslere çalışmaya falan başladım arada telefona da bakıyordum okul kapandığı cuma gününden beri ayçayla hiç konuşmamıştık ve
ayça en son whatsapppa cumartesi günü girmişti garipsemiştim ama yapacak bişey yoktu kız beni sevmiyordu olmayacak zorlamak hem onu kırardı hemde beni. Derken aradan bir kaç gün geçti. Cumartesi günü öğlen saatleriydi telefonum çaldı arayan enesti ve telefonda ağlıyordu
E- kanka sahile gel konuşmamız lazım
Be- ne oldu lan söylesene ne oldu
E- kanka gelmen lazım konuşamam burda
Be- bekle geliyorum
Hemen üzerimi giyinip koşa koşa sahile indim enes banka oturmuş ağlıyordu
Be- ne oldu lan söylesene ne oldu-bağırıyordum-
E- kanka ayça
Şaşırdım garipsedim sinirlendim
Be- söylesene la ne oldu ne olduu
E- kanka ayça yok artık
Ne demekti bu yoktu derken ne demek istemişti bir andan sakinleştim
Be- ne demek yok- çok sakin bir şekilde-
E- kuzey ayçanın ilk okuldan beri kalp hastalığı vardı dün fenalaşmış bu gün ise...
Enesin ağlaması durmuştu ama yüzü asılmıştı
Be-öldü mü
Enes sadece başını onaylar şekilde salladı aklımı kaçırıyorum sandım dün vardı bu gün yoktu yoktu artık ona sevdiğimi söyleyemeden ölmüştü bile mahvoldum enesle sarılıp dakikalarca ağladık
Eve gittim harap olmuştum annem ayçayı biliyordu. Anneme anlattım annem ağladı bende ağladım. Babamın birşeyden haberi yoktu. Öyle kötü olmuştum ki hiçbirşey yapmak istemiyordum onu son gördüğümde bana hüzünlü hüzünlü bakıyordu derken aklıma sefanın açtığı şarkı geldi şarkının adı bile beni ağlatmaya yetmişti son bir defa. Gece saat 4-5 uyuyamıyordum babam odama geldi bir anda ne olduğunu anlayamadım babam-b ben-be
B- ne oldu oğlum
Be- baba dedim gerisini söyleyemedim ağladım
B- biliyorum oğlum annen herşeyi anlattı biliyorum. Dünyanın kaderi bu oğlum birilerimiz gider birilerimiz kalır. Kalan olmak zor olsada yaşıyoruz be oğlum. Sen güçlü ol oğlum güçlü ol. Kendimi tutamadım ağladım babamın omzunda dakikalarda saatlerce belkide uyuya kalmışım. Sabah kalktım okul yarın açılıyordu ama gitmek istmedim babama bir hafta izin kağıdı yazdırdır. O hafta boyunca okula gitmedim. Bir hafta sonra okula gittim herkesin yüzü asıktı kimse gülmüyordu o hafta kimseyle konuşmadım belkide kimseyle ilgilenmedim derslere bile katılmadım hcalar neye üzüldüğümün farkındaydı o yüzden sormuyorlardı. Yanımdaki sıra boştu her baktığımda gözlerim doluyordu
Günler bana geçmek bilmiyordu o yoktu kalbimin ilk sahibi yoktu ama hayat devam ediyordu istemesem de yokluğuna alışıyordum.
Günler aylar geçti yazılılar bitti notlarım oldukça düşüktü hemde bayağı ilk defa bu kadar kötü notlarım vardı yaz tatili gelmişti arada sınıfça toplanıyorduk gülüyorduk eğleniyorduk. Yine bir gün sınıfça toplanmıştık. Banu hiçbir buluşmaya gelmiyordu zaten beni sevdiğini öğrendiğim günden beri yüzüme bakamıyordu. Ayçanın olmadığı günlerden sonra belkide ilk defa bu kadar mutluydum derken enesle bengüyü bana bakıp konuşurken gördüm. ilk baş önemsemesemde enesin o tedirgin ve bengünün endişeli hali dikkatimi çekti derken ellerinde bir zarf dikkatimi çekti. Yanlarına doğru gittim yaklaştıkça konuşmalarını duyuyordum.
Ben-be bengü-b enes-e
E-yapma zaten zar zor kendine geldi
B- hakkı var bilmeye
Be- ne oldu kimin neyi bilmeye hakkı var ?
Enesle bengü birbirlerine bakıp kaldılar. Begüm elindeki zarfı "bu mektup sana" diyip verdi. "Burda okuma" diye ekledi. Arkadaşlar yavaş yavaş dağıldılar. Begümde gitti sadece bizimkiler kalmıştı ben yakup sefa bora ve enes
Be- enes bu ne olum neyin mektubu bu
E- kanka onu sana ayça yazmış okul kapandığı günün akşamında bengüye vermiş çünkü 2. Dönem başka bir okula gidecekmiş ama nasip olmadı
Ayçanın ismi geçince boğazım düğümlendi ama belli etmedim sahile indik kumlara oturduk. Mektubu açtım...
Kuzey bunu okuduğunda belki çoz üzüleceksin belkide umursamayacaksın senden çok özür dilerim. Ben bana hergün arkadaş olarak baktığını bile bile o okulda duramazdım çok özür dilerim banu bana seni sevdiğini söylediğinde senin beni sadece arkadaş olarak gördüğünü biliyordum sana gelip seni seviyorum diyemedim çok özür dilerim. Banu arkadaşımdı ve seni çok seviyordu onun sevgisine karşılık benim sevgimin sana layık olacağını düşünmüyorum sen herşeyin en güzeline layıksın. O yüzden sana yüz yüzeyken seni sevdiğini bile söyleyemeyen beni affet. Hani şarkıda diyorya Kenine iyi bak beni düşünme sen kendine iyi bak zaten beni de düşünmezsin düşünme. Seni seviyorum...
Mektubu okudum gözüm önümde dalgalanan denize daldı sadece baka kaldım mektup elimden düştü bizimkiler ne olduğunu soruyordu ama tek bir kelime edecek halim kalmamıştı. En sonunda enes kağıdı alıp okudu "ya olum haggibtir ya" dedi mektubu diğerlerine verdi. Sesizce sadece oturduk tek kelime etmeden akşama kadar sadece oturduk. Mektubu alıp cebime koydum sessizliği bozup dolan gözlerimi silerek "Beyler ben eve gidiyorum" dedim. Hepsi tek tek kalkıp sarıldılar bizde gelelim diyip eve kadar bana eşlik ettiler. Eve girdim gittim kafamı yastığa koyduğum gibi ağlamaya başladım yapamıyordum bişey yapamıyordum elimden bişey gelmiyordu ağlamaktan başka annem yanıma geldi ne olduğunu sordum mektubu gösterdim annem de ağladı o gece ağlaya ağlaya uyudum
Sabah kalktım mektubu aldım sevdiğim bir kitap olan "ilk aşkın"arasına koydum ve üstlerde bir rafa koydum. Bir hafta boyunca kalbimdeki ateşle gezdikten sonra babamın ani kararı ile tatile gittik tatilde bayağı kafa dağıttım. Eve döndüğümüzde okulun açılmasına 2 hafta gibi bir süre vardı. Ayça yoktu ama yaşam devam ediyordu ayça benim kalbimde kalacaktı hep oradan çıkmayacaktı ama onu da unutmak zorundaydım çünkü böyle yaşayamazdım. Tatilden geldiğimiz ilk gün yattım ikinci gün bahçede uğraşarak geçirdim. Sonraki günlerde ise bizimkileri aradım toplanalım falan dedim çok uzun olmasada yaklaşıl 1.5 ay gibi bir süre görüşmemiştik çok olmasada fiziksel ve ruhsal değişimlerimiz olmuştu. Toplanıp bizim klagib mekanımız olan sahile indik. Bizimkiler ben yokken neler olup bittiğinden bahsediyorlardı. Bora semadan ayrılmıştı. Sefa enes sevgili yapmıştı yakupla ben ise saptık ben sap olmaktan rahatsız değildim ama yakup bazen şakayla karışık söyleniyordu
iki hafta bir anda geçti nasıl olduğunu anlamadım okul tekrar açıldı çömezlikten kurtulmuştuk. ilk gün müdür konuşması gibi klagiblerden sonra sınıflara geçtik herkes eski düzende oturuyordu benim yanım boştu yine ama daha sonra enes benim yanıma geçti. Önümde oturan bengü ve gülsen le muhabbet ediyorduk falan. Derken konu konuyu açtı sevgili konusuna geldik bizimkiler sevgili düşünüyormusun falan sorular sordular ama ben isfemiyorum gibi bir cevap verdim aslında ayçayı unutmayı denemek için başkası ile çıkabilirdim ama kendi ateşimi söndürmek için başkasını yakamazdım ben bunu yapamazdım. Derken bengü "Yakup çok hoş çocuk ya" dedi ben bengüye mal mal bakarken enes "Vaaaaay yeni bir aşk mı doğuyor" diye bağırdı o sıra herkes bize baktı banuya gözüm bir an takıldı hayran hayran bakıyordu bana anlıyordum hala beni sevdiğini ama pek önemsemedim.
Ben-be bengü-b
Be- eğer istersen yakupla konuşayım .d
B- yok ya sevgilisi vardır onun
Be- yok sevgilisi falan .d
B- hadi ya .d bilmem hoş çocuk
Be- tamam bende o iş
Bengü sadece güldü derken zil çaldı herkes evlere dağıldı. Akşama olaydan yakubu haberdar ettim meğer bizim dalkavukta bengüyü hoş buluyormuş. Kendi kendime herkes bir birine cuk uyuyor ben niye imkansızı sevdim diye gülmeye başladım yatıştırdım kendimi o gün yakupla bengü konuşmaya başlamışardı. 3-4 gün yakup bengü konuşması devam etti derken yakup bir gün dudağı patlamış bir şekilde okula geldi yine bir kavgaya dalmıştı zaten rahat durmuyordu.
Bizimkilerle noldu lan diye başına toplanmıştık yok bişey diyip geçiştirmeye çalıştı ama ısrar edince söyledi ne olduğunu "emre yaptı" dedi "emre kim lan" diycek olacaktım ki kaşıma istemsizce dokundum. Enes bu sefer onların "zürriyetini gibecem" diye fırladı enesi kolundan tuttum disiplin olayını hatırlattım. Okul çıkışını bekliyorduk bildiğim kadarıyla emre ve tayfası da servise binmiyordu. Derslere girdik çıktık gün bitmişti zil çalmasıyla dışarı doğru fırladık. Okul kapısında bekliyorduk emreleri görmüştüm gülerek geliyorlardı. Yanımdan geçerken omuzu atıp " önüne baksana aslanım" dedim geçen seneki olaydan dolayı benden çekiniyorlardı onlardanda kalıplıydım. Bişey demeden çekip gittiler enes "eee bunun için mi bekledik lan" dedi gülerek beni takip etmelerini söyledim hızlı hızlı gidiyorduk yetişmek için uygun bir yer bekliyordum en son geniş ama boş bir sokağa saptılar koşarak arkalarından bağırdık.
Karşılıklı küfürleşmelerden sonra kavgaya tutuştuk elemanlar zaten zayıf olduğu için işleri uzun sürmedi diğerledi teker teker uzaklaşırken emrenin gitmesine izin vermedim dişe diş kana kan diye kaşının tam kenarına okkalı bir yumruk yerleştirdim kanlar içinde kaldı bir anda gözü bağırıyordu ama bunu ilk başta düşünecekti. Onu orda ölüp kalmasın diye hastaneye kadar zütürüp bıraktık. Niye yaptık keşke hastane önünde dövseydik diye düşünmeden edemedim. Akşam eve geldim yüzümde veya üzerimde bir sıkıntı olmadığı için normal bir şekilde eve girdim ve yemek yedikten sonra odama geçtim dersleri çok boşladığımı düşünerek ders çalıştım. Daha sonra telefona baktım bizimkiler ne dövdük muhabbetine falan girmişlerdi bi kaç gülücük atıp telefonu kapatıp yattım.
Ertesi gün okula gittiğimizde emreyi gördüm kaşında bir dikiş vardı bu beni sebepsiz yere mutlu etti . Dersler birer birer geçiyordu son ders boştu. Herkes bahçeye inmişti hava kapalıydı ama soğuk ta değildi. Ben okulun banklarından birinde bizim çocuklarla yatarken, banu yanımıza geldi. Kuzey konuşalım dedi boş bir köşeye geçip konuşmaya başladık
Ben-be banu-b
Be- söyle banu ne oldu
B- bir kere olsun beni önemse çok seviyorum seni ne olur bir kere anla
Be- banu özür dilerim ama sana birşey hissetmiyorum özür dilerim
B- ben özür dilerim rahatsız ettim seni
Diyip ağlayarak uzaklaştı ne yapılırdı bileme ama sevmediğim halde seviyor gibi davranırsam onun için çok kötü olurdu anlayamıyordu. Gün böyle bitti akşam eve gittiğim. Evde kimse yoktu. Babamı aradım açmadı merak ettim biraz endişelendim beş dakika sonra babam aradı hastanedeydik birazdan geliyoruz diyip telefonu kapattı.
Eve geldiğimde annemin de babamında yüzü asıktı ne olduğunu sordum bişey söylemediler. Israr ettim sinirlendim en son dayanamadılar
Annem-a babam-b ben-be
B- oğlum sakin olmaya çalış
A- oğlum ben çok hastayım uzun süredir
Be- ne nasıl ne hastalığı ?
B- eğer isterse annen iyileşebilir olum sakin ol sakin
A- senin için bunu başarıcam oğlum
Anneme sarıldım ağladım çok sevdiğim birini kaybettim birini daha kaybedemezdim kaldıramazdım bunu. Hayatım başıma yıkıldı hiçbirşey düşünemiyordum. Ayçanın acısı yeni yeni geçiyordu annemin acısını ekleyemezdim üstüne bunu kaldıracak gücüm yoktu. Gece babamı oturma odasında ağlarken gördüm için daha da parçalandı odama gittim. Yastığa kafamı koydum ağlıyordum yine herzamanki gibi ağlaya ağlaya uyuya kalmıştım
Sabah okula gitmek istemesemde okula gitmiştim. Sınıfa girdiğimde bir kalabalık oluşmuştu ama pek önemsemedim enes beni görüp ne olduğunu sordu sonrada teker teker yakup sefa ve bora da geldi olanları anlatıp aramızda kalmasını söyledim herzaman ki gibi gerçek dost olduklarını gösterdiler enes beni güldürmek için espiri yapıyordu bora fıkra anlatıyordu yakup küfürlü bir hikaye anlatıyordu. Gözüm tekrar kalabalığa ilişti
Be- bu ne lan su bulmuş bedevi gibi tolanmışlar oraya
E- yurt dışından bi kız gelmiş olum çok güzel tam senlik
Be- haggibtir lan ordan
S- kanka kız norveçten gelmiş sarışın uzun boylu bişey sen kap zütür
Be- lan olum kesin ya
Derken sınıfa öğretmen daldı herkes yerine oturdu kız gerçektende sapsarı saçlarıyla hemen dikkatimi çekmişti. Öğretmen kızla tanıştı ismi Runa'et ydı annesi norveçli babası Türk'müş kız benim önümde oturduğu için hiç yüzünü görmemiştim pek de önemsemedim.
Tenefüste kızın yüzünü görmüştüm kız gerçektende çok güzeldi. Bayağı alımlıydı kız koridorda falan giderken herkesin ağzının suyu akıyordu. Gel zaman git zaman aradan bir ay gibi bir süre geçti annemin kalp yetmezliği olduğu için sürekli hastnedeydi ve yorgun düşüyordu biliyordum bunu. sınıfta da enes runayla kanka olmuş beni de tanıştırmıştı çok kaynaşmıştık bazen mesajdan falan konuşuyorduk. Hem huy olarak hemde görünüş olarak çok güzel kızdı. Ayçadan sonra 1 yıl geçmişti ilk defa böyle içimin bir değişik olduğunu hissetmiştim duygularımdan emin olduğumda kesinlikle konuşacaktım onunla bu sefer çekingen davranamazdım ya aynısı olursa ne yapardım.
2. Sınavlar başlamak üzereydi herkes ders çalışıyor soru çözüyordu bizim ekip tam teşekkürlü bir yazılı makinasıydı ekip halinde çalışıp çok yüksek notlar alıyorduk ve bana çok destek oluyorlardı bu yüzden sınavlar benim için problem değildi. O gün okula Runa gelmemişti o gün gözlerim onu arada merak ettim kızlara falan sordum hasta olduğunu söylediler hemen telefonu elime alıp geçmiş olsun mesajı attım ve ders boyu başımı sıradan kaldırmayıp mesajlaştık mutlu oluyordum. Eve gittiğimde kararımı vermiştim yarın ona açılacaktım. Bizimkilere olayı anlatıp gazlarını aldım sabah okula koşa koşa gittim runa mesajda söylediği gibi gelmişti. Hemen yanına gittim runa-r ben-be
Be- runa sana bişey söylemek istiyorum
R- tabi kuzey söyle
Be- ben seni seviyorum runa benimle çıkar mısın
Kız hafif şaşırmıştı
R- şey ben bilmiyorum kuzey sonra konuşalım mı
diyip yanımdan uzaklaştı kötü olmuştum belli ki kız beni sevmiyor diye düşündüm 3 gün böyle geçti giç konuşmadık 3. Günün sonunda yanıma gelip konuşmak istediğini söyledi.
Be-Söyle runa cevabın ne ?
R- Kuzey bende seni seviyorum .d
Be- teklifimi kabul ediyorsun demi .d
R- evet .d
Mutluluktan çıldırıyordum. Belkide liseye başladığım günden bu güne kadar ilk defa bu kadar mutlu olmuştum. O gün çıkmaya başlamıştık. ilk defa sevgilim olmuştu bu his çok garipti dedikleri gibi gerçekten inasanın kalbinde kelebekler uçuşuyordu. O günü el ele tutuşarak geçirmiştik hemen hemen mükemmel bişeydi. Gün bitti eve geldim anneme olanları anlattım annemin o hasta haliyle ettiği tebessümle bir kez daha dünyalar benim oldu mutluluğum tarif edilemezdi.
O hafta hep beraber gezmiştik okul çıkışlarında bazen eve davet edip annemle tanıştırmıştım annem daha da mutlu olmuştu bende mutlu olmuştum. Hafta sonu da bizim ekip ile birlikte hep bizim evdeydik runayla sadece mesajlaşmıştık. Oda ders çalışıyordu. Sınavların olduğu hafta sınav saatleri hariç dersler zaten boş geçtiği için runayla sürekli yan yana oturup konuşuyorduk. Sınavlar bitti gayet iyi ve güzel notlar aldım ve somestr tatili gelmişti. Runa tatilde norveçe büyükannesinin yanına gidecekmiş bende 2 hafta boyunca sap takılacaktım. ilk hafta hep ders çalıştım ikinci hafta ise hep bizimkilerle bizim eve geldik gezdik.
Tatil boyunca annemle birlikte sürekli hastaneye gidiyorduk kontroller için. Annem şimdilik iyidi ama bu kalbiyle daha ne kadar dayanırdı bilemiyorum. 10. Sınıfın ikinci dönemi hiçbir aksiyon ve heycan olmadan bitti. Bizim ekibin hepsinin sevgilis vardı sap olan yoktu. Hep beraber sabah kahvaltılarına gidiyorduk. Bezen bizimkilerle bizim evin bahçesinde çadırda yatıyorduk herşey çok güzeldi. Runa daha da sık bizim eve gelip gitmeye başlamıştı annem de babamda runayı çok sevmişlerdi derken okul sonu geldi. Koca bir yıl daha geçmişti. Tatilin ilk bir ayı buradaydık hepimiz runa da buradaydı. ilk bir ay boyunca hep gezdik dolaştık, arada ders de çalışıyordum. Bir ay su gibi geçti gitti annemler memlekete gitmek istiyorlardı ama annemin durumunu göze aldık ve bu tatili full burada geçirmeye karar verdik. Bizim ekip antalya muğla falan tatile memleketlerine gittiler. Runa nın akrabaları da norveç ten gelip muğlaya tatile gittiler.
Yaklaşık 1.5 ay yalnız takılmıştım. Son 2-3 hafta enes tatilden erken geldiği için onunla takılmıştık. Okulun açılmasına 1 hafta gibi bir süre vardı herkes tatilden gelmişti runa da. Runayı eve davet etmiştim herzaman olduğu gibi. Annemle biraz konuştuktan sonra odama geçmiştik ben koltukta otururken o yine kitaplığımı incelemeye koyuldu kitaplara çok ilgisi vardı.
Runa-R Ben-be
R- yeni kitap falan aldın mı ben yokken
Be- Şey evet üst raflardakilerin hepsi yeni aldıklarım
R- bakabilirim değil mi ?
Be-tabi .d
Onay verdikten sonra kitapların hepsini tek tek çıkarmaya başladı. Bir yandan okuyordu okuması çok hızlıydı zaten beğendiği kitapları isterdi. O kitapları incelerken annem seslendi yanına gittim. Annemin istediği suyu verdikten sonra odama geldim.
Gördüğüm şey karşısında dondum kaldım ne yapacağımı ne diyeceğimi bilememiştim. Runanın elindeki kitap o kitaptı "ilk Aşk" kitaptan daha çok arasındaki mektup önemliydi ama runa çoktan mektubu okumaya başlamıştı bile mektubu bitirmiş olacak ki elinden düştü. Ve beni gördü gözlerinden yaşlar süzülüyordu hiçbirşey söylemeden gitti tek kelime etmeden gitti. Ne kadar anlatmaya çalışsamda olmadı dinlemedi o gün benim için mahzen yeriydi efkarlı bir müzik açtıktan sonra bizimkileri arayıp sahile indim olanları anlattım.
E- olum anlatsaydın olanları
Be- dinlemedi ki lan
S- kanka bari ara
Be- cevap vermiyo
S- mesaj attın mı
Be- aklıma hiç gelmedi lan doğru söyledin
Mesajım şuydu;
Runa biliyorum haksızım sana bunları anlatmam gerekiyordu ama bir kere olsun beni dinle yanlış düşünüyorsun düşündüğün gibi bişey değil. Konuşmamız lazım lütfen.
Mesajıma cevap vermedi. Okula açılana kadar konuşmamıştık hemde hiç ne mesaj olarak nede yüz yüze. Okul açılmıştı ve runa ilk gün gelmemişti merak etmiştim attığım onca mesaja da cevap vermedi. O gün gelmeyince iyice merak etmiştim.
Ertesi gün okula gelmiştim oda okukdaydı hemen yanına gittim konuşmak istemiyorum fakan dese de izin vermedim
Be- Bir kere olsun dinledin mi de kendine göre yorumladın olayı
R- neyini dinliycem kuzey gerizekalının biri sana aşk mektubu yazmış ve sen bunu saklamışsın banu da seni seviyormuş neden söylemedin bunları beni kandırmaya ne hakkın vardı
Be- dinlemeden bilmeden konuşma be bir kere olsun dinle
R- açıkla bu aşk mektunun nesini açıklayacaksan açıkla bakalım
Be- o mektubu yazan kız ayça. Ben o kızı çok sevdim hemde çok sevdim 9. Sınıfın sömestr tatiline girecekken ona sevdiğimi söyleyecektim...
R- bunu mu açıklayacaktın
Be- yaa bi dinle-bağırarak- ona sevdiğimi söyleyecektim ama söyleyemedim çünkü son görüşmemizde bana arkadaş olarak davrandı söyleyemedim bidahada çünkü o öldü ve öldükten sonra elime bu bana yazmış olduğu mektubu geçti özür dilerim runa ama ben bu mektubu asla atmam
Bunları söylerken çok kötü olmuştum derken runa bana sarıldı ve özür diled
Artık 11. Sınıf olmuştuk o çömezlik günleri geride kalmıştı fiziksel ve ruhsal olarak bayağı gelişmiştim lisenin ilk gününe oran ile. Runayla herşey çok güzeldi ama runa gün geçtikçe değişiyordu. Bilmiyordum bana kötü davranmaya başlamıştı neden böyle yapıyordu ki anlam veremiyordum 1. Dönem öyle böyle bitmişti. 2. Dönem başlamıştı runayla hala ilişkimiz devam ediyordu ama günler geçtikçe daha da kavga etmeye başlamıştık kim bilir belki de ayrılmak istiyordu ama ayrılmamıştık 2. Dönem bitmek üzereydi okulun kapanmasına 1 hafta kalmıştı perşembe okul çıkışıydı eve gittim babamda evdeydi. Evde rutin konuşmalardan sonra bir anda çok kötü bişey oldu annem bayılmıştı panik olmuştum babam hemen annemi alıp arabaya zütürdü.
Hastaneye gelmiştik babam koridorda bağırıyordu. Annemi derhal bir odaya alıp iğnelerle bişeyler yapıyorlardı bilmiyordum. Babamla birbirimize sarılıp ağlıyorduk bir kaç saat sonra annemi normal odaya aldılar doktor geldi söylediği sözler şuydu "Artık son evreye girilmiş durumda acilen kalp nakli gerekiyor" gelen sözlerle yıkılmıştık. Annem kalp nakil sırasında ilk sıradaydı ve bayağıdır bekliyordu bunu ama gelmemişti o kalp bir türlü. Bir hafta okula gitmedim ertesi hafta cuma günü okula gitmiştim keşke gitmeseydim.
Runa yanıma geldi runa-r ben-be
R- kuzey ben gidiyorum
Be- nereye
R- ingiltereye, ayrılalım
Ne diyeceğimi bilememiştim
itiraz etsemde en sonunda kabul etmiştim seviyorduk ama gerekiyordu o yarın ingiltereye gideceğini söylemişti kabul ettim yüzüm asılmıştı ama belki ilerde tekrardan bir araya gelebilirdik neden olmasın diye kendi kendimi teselli etmiştim. Karneler verilmişti yine çok iyi bir karne ile eve gelmiştim annem karnemi görünce tebessüm etmişti. Akşam bizim çocuklarla mesajlaşmıştım kos koca 1 yıl bitmişti ama bu olanlar beni daha da güçlü yapmıştı olmayınca olmuyordu. Cumartesi günü çok rutin geçmişti gideceğini biliyordum son bir defa belkide sesini duymak için aramıştım.
Ama aradığımda hattını kaptığını fark ettim kötü olmuştum hemde çok ama yapacağımda bişey yoktu. O günü ders çalışarak kafa dağıtarak geçirmiştim. Ertesi gün babamın bağırış çağırışlarıyla uyanmıştım
B- kuzey kuzey kalk oğlum hastaneye gidiyoruz
Be- Anneme bişey mi oldu baba
B- annene kalp bulunmuş oğlum annen iyileşecek
Babam gülümsüyordu ben ise sevinçten havalara uçmuştum mutluydum hemen hastaneye gittik birkaç tetkik yaptılar kalbin anneme uyumunu kontrol etmişlerdi ve kalp çok büyük bir oranla anneme uyuyordu hemen ameliyat aldılar pazar günü saat 9 du saat öğlen 12-1 gibi doktor dışarı çıktı "Ameliyat başarlı geçti hastanın durumu iyi" dedi ve gitti sevinçten havalara uçuyorduk.
Annem ameliyattan çıktı bir süre yoğun bakımda kaldı o dönemde bizim ekip herzaman yanımdaydı lise de belki çok şey kaybetmiştim ama gerçek dostlar kazanmıştım ve bu his herşeye değerdi. Annemle uzun bir süre sonunda konuşmuştuk. Hastane akraba akınına uğruyordu memleketten falan akrabalar geliyordu. Annem artık büyük ölçüde iyileşmişti yine böyle bir günde doktor odaya geldi birkaç kontrolden sonra "Gülbahar hanım herşey çok iyi bir sıkıntınız yok" diyip tekrar kapıya yönelirken tekrar bize döndü "Kalbi bağışlayan kişinin ailesi ile görüşmek ister misiniz?" Diye sordu hepimiz onaylar şekilde başımızı sallayarak güldük doktor yarın geleceklerini söylemişti.
Ertesi gün kalbi veren kişinin geleceği saat yaklaştıkça bende heycanlanmıştım. Sebepsiz bir heycandı. Odaya geldiklerinde elimde olan çiçek yere düşmüştü bir an hiçbirşeye anlam verememiştim sevinmekle mahvolmak arasında kalmıştım çünkü bunlar Runa nın annesi ile babasıydı ve runa yoktu. Kalbi veren kişinin ailesi dediğine göre doktor kalbi veren runaydı. Runanın anne babası ise acı bir tebessümle gülüyorlardı beni biliyorlardı ve herşeyden haberleri vardı. Oturduk sarıldık ağladık runanın babası olanları anlatmaya başladı runanın babası-rb
Rb- Saat 10 gibi yola çıktık havalimanına gidiyorduk derken sağ arka kapıya çok hızlı bir şekilde bir araç çarptı. Bizde bişey yoktu ama runa orada oturuyordu. Hastaneye geldiğimizde ise bir kaç saat sonra beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler bizde organlarını bağışladık artık siz benim kardeşim sende benim bir oğlumsun kuzey runa senden çok bahsetti
Boğazım düğümlendi kelimeler takıldı boğazıma kırık cam gibi kesiyorlardı boğazımı söyleyemedim bişey ağladım hemde çok. Artık kimseyi sevmek istemiyordu kimse çünkü kimi sevsem ölüyordu. Kalbine hapsolduğum kızın kalbi artık annemdeydi. Runa kalbiyle hem beni yaşattı hemde annemi. Runa artık yoktu bir arkadaş bir sevgili bir dosttu o benim için ama artık yoktu.
Hergün birazdaha zor geçsede zanala herşeye alışmıştım bu lise denilen yer bana çok şey kaybettirmişti ama beni çok güçlü yapmıştı belki hiç kardeşim olmamıştı ama kardeşten de öte dostlar kazandırmıştı bana...
-SON-
beğendiysen paylaş panpa⤵
0 yorum:
Yorum Gönder