Dissosiyatif Bir Hikaye

Dissosiyatif Bir Hikaye

Adım Taha, 21 yaşındayım.Üniversite öğrencisiyim, Büyükçekmecede oturuyorum.
Ağır bir trafik kazası geçirdim bikaç hafta yoğun bakımda kaldım, kazadan önceki 6 ayı hatırlamıyorum. Doktor bunun geçiçi olduğunu söyledi, iyileşeceğim.


Doktor: Bak Taha eğer son 6 ayı hatırlamak istiyorsan bu metni hep tekrarla. Hatırlamanı önermem ama..

Ben: Anlamadım ?

Doktor: Boşver,bak buraya ilaçlarını yazdım sakın kötümserliğe düşme iyileşeceksin tamam mı ? Özellikle bu ilacı sakın aksatma, seans dışında bi derdin, tasan olursa numaramda burda ara konuşuruz. Hadi geçmiş olsun..

Odadan çıktım. Hastahanenin kasvetli havası ve burnuma gelen ilaç kokusu bana kendimi iyi hissettirdi. Hastahane ikinci evim gibi olmuştu ama gerçek evime gitme zamanı gelmişti..

4 haftadır buradayım,bi trafik kazası geçirmişim, sebebini hatırlamıyorum. Annem babam aşırı hızdan dolayı yaptığımı söylediler. Apar topar hastahaneye kaldırmışlar beni. Geldiğimde kalbim duruk haldeymiş, çalıştırmışlar.2 hafta yoğun bakımda kalmışım, sonrası uyandım işte.Şuanda psikiyatri bölümündeyim.

Psikiyatri ne alaka amına koyayım diye sorarsanız.. Hafızamı kaybetmişim depresyona girermişim. Kazadan önceki altı ayı hatırlamıyorum işte. Doktorlar iyileceğimi, bunun geçici bir hafıza kaybı olduğunu söylediler..

Hatırlasam nolcak amına koyayım diye kendimi kandırmaya çalıştım, kalktığımda herşey aynı boktu. Beşiktaş hala üçüncü, ülke kendi halindeydi, aklımda sadece üniversitede dönemimi dondurmam gerektiği vardı, yani kısacası hiçbir şey değişmemişti.

Yani..
Heh,
Ben öyle sanmışım...

(Fısıldayarak)

Adım Taha,21 yaşındayım. Büyükçekmecede oturuyorum. Ağır bir trafik kazası geçirdim bikaç hafta yoğun bakımda kaldım, kazadan önceki 6 ayı hatırlamıyo..

Ahmet:Yeter be oğlum ne tekrar ettin sakin ol millet sana bakıyor
Ben:Ya oğlum sikicem senide anlamıyosun beni son altı ayı hatırlamıyorum lan altı ay.Içimde bi eksiklik var, bişey eksik işte.

Ahmeti biraz endişelenmiş gördüm sanki:

-Ya oğlum bişey yok..Aa bak sen şey ee dönemini dondurucaksın değil mi bak bizim bi arkadaşın evi var Armutluda oraya gidelim biraz kafa dağıtırsın sende ne dersin ?

+Bugün çok garip davranıyorsun birader..

Ahmete söylene söylene masadan kalktım, tuvalete yöneldim. Işemeyi bile unutmuşum amına koyayım pisuvara işemeyi beceremedim bi türlü, bende tuvalet sırası beklemeye başladım.

Aynada ki görünümüme baktım, başımdan yanağımın ortasına kadar derin bir kesik izi vardı.Bu izle hayatım boyunca yaşayacakmışım gibi görünüyordu, doktorun verdiği merhemi çöpe atmıştım zaten.

Işimi halledip masaya geri döndüm. Ahmet hesabı ödemiş beni bekliyordu
Ben:Vay be lan ben seni böyle hatırlamıyodum oğlum sen hesap öder miydin
Ahmet:(Gülerek) Bi siktir git oğlum ya..Bak hele ben motorla geldim buraya istersen evine kadar bırakayım seni
Ben:Yok kanka ben sahilde biraz oturucam sen geç eve. Babana selam söyle hadi Allaha emanet

Iskeleye geçtim,bi banka oturdum. Normalde Büyükçekmece Sahiline her hafta gelirdim ama şu hafıza kaybı ve hastanede geçirdiğim zaman zarfı yüzünden 1 sene gelmemiş gibi hissediyordum.O yüzden burada buluşmak için Ahmete ısrar etmiştim. Ahmetse mırın kırın etmişti gelmemek için.

Bir şey eksikti bende ya,içimden atamadığım bi duygu vardı. Tanıdıklarım bana bi garip davranıyorlardı sanki.

Sanki,
Bir şeyleri hatırlamamı istemiyor gibiydiler.. 

-Selam
+Selam
-  ...
+Hey orda mısın ? Sen misin yoksa ?
-Gelmedin yanıma Taha, neden gelmedin?
+Nereye gelmedim yalvarıyorum söyle nereye gideyim ?
- ...
+Yalvarıyorum cevap ver

Oğlum kalk
Taha kalk oğlum kabus görüyorsun
Tahaaaa.

Gözlerimi açtığımda annem yanıbaşımda ağlıyordu. Uyandığımı görünce hemen doğruldu yanıma doğru sokuldu,bi öpücük kondurarak

-Iyi misin oğlum ?
+Anne benim biyere gitmem gerek
-Nereye gidiceksin ?
+Onu bilmiyorum işte..

Yataktan doğruldum, elimi yüzümü yıkamaya gittim. Gördüğüm rüyaya bi anlam verememiştim, hastaneden taburcu olalı 4 gün olmuştu ve ben o dört günün dördündede buna benzer rüyalar görüp uyanıyordum.
Ilaçların yan etkisi diye düşündüm,pek irdelemedim..

Her zamanki gibi son altı ayı düşünmekten, hatırlamaya çalışmaktan bitik bi halde uyuyakalmıştım. Hiçbir faydasının dokunmamasıyla beraber üstüne üstlük beni gerçekten yoruyordu.Ölü gibi geziyordum etrafta.

Telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim.
Sevgili abonemiz, hattınıza 01/02/2013 tarihine kadar TL yüklemediğiniz takdirde hattınız otomatikmen kapatılacaktır.

Bi an uzun zamandır telefonuma, mesajlarıma bakmadığım aklıma geldi.
Şaşırdım.

Eğer o 6 ayı hatırlamak istiyorsam, telefondaki mesajlara bakmak neden hiç aklıma gelmemişti ?

Açtım telefonu, mesajlara girdim. Bana söylediklerine göre kazayı 13 Nisanda yapmışım vee..
Bingo.

Son konuşma 2012 yılının Eylülda Ahmetleydi.Bu tarih, kaybedilen 6 aylık hatıraların içinde değildi..

Doktorun garip konuşması,
Ahmetin gariplikleri
Şimdide silinen mesajlar..

Anlaşılmıştı, birileri benim birşeyleri hatırlamamam için elinden geleni yapıyordu. 

Ertesi gün rüya görmeden, nedense mutlu bi şekilde uyandım.Üniversiteye gidip kaydımı dondurmam gerekiyordu..

Üniversitede çevrem pek geniş sayılmazdı, fakat yinede iyi anlaştığım çocuklarla arada gezip tozardık.

-Alo Mert selamünaleyküm
+Aleykümselam kanka ya nasılsın iyi misin ?
-Iyiyim kanka ya üniversitede misin bişey sorucaktım sana
+Derse giricem kanka şimdi sor
-Gülay Hoca orda mı ? Kaydımı dondurucamda
+(Kim arıyo, şşş lan bi sus taha var telefonda)
-Kim var oğlum yanında
+Yok bişey kanka kimse yok sen gel Gülay hoca odasındadır

Bune amına koyayım herkes bi garip davranıyor..

Üstümü giyinip dışarı çıktım, harbi temiz havayı ve binalar arasında dolaşmayı bile özlemiştim.

Boş geliyordu şuan herşey, hayatta amacım kalmamış gibiydi ve içimdeki boşluk bir türlü geçmek bilmiyordu.
Ama önemli olan hayatımı olağan şekilde devam ettirmek ve son altı ayı hatırlamaktı değil mi ?

Yoksa, öğrenmesem daha mı mutlu olurdum ? 

Anasını siktiğimin Istanbulu.

Beylikdüzünden Beyazıta gitmek bu kadar zor muydu amına koyayım?

Herneyse, üniversiteye vardım, vardım da yine gariplikler bitmek bilmiyordu

-Ali baksana şu kaza geçiren çocuk değil mi lan
-Yazık oldu çocuğa ya
-Son altı ayı hatırlamıyor diyolar
-Bu o kızın sevgilisi değil mi ya
-Bi gün öğrenir elbet

Neyi öğrenicem amına koyayım

Gülay hocanın odasına vardım, içerdeydi beni çok güzel karşıladı

-Oo tahacım hoşgeldin otur şöyle istersen
+Hoşbulduk hocam
-Nasılsın Taha, nasıl oldun
+Iyiyim hocam Allaha şükür bi gidip geldik ama hayattayız şükür
-Allah korudu gerçekten, bizde seni bikaç öğrenci ve hoca ziyarete geldik ama yoğun bakımdaydın o aralar
+Sağolun hocam eksik olmayın
-Gerçekten çok üzüldük, bikaç ay içinde iki öğrencimizin ölmes... (ağzından kaçırdı sanırım)

Hemen lafını böldüm

-Hocam kim öldü?
+Boşver boşver tanımazsın hem sen kafanı bunlarla yorma, evet bakalım bu ziyaretin sebebi nedir ders notları falan mı isteyeceksin arkadaşlarından
-Yok hocam ben dönem dondurmak için geldimde
+Ha,anladım. Demek bir süre senin gibi başarılı bir öğrenciden mahrum kalacağız öyle mi ? Neyse hayırlısı olsun.Sen kafana takma,o işi ailen halletti sayılır zaten. Biraz kendini topla öyle devam edersin okula

Annem babam ne alaka ?

Kafam allak bullaktı, hemen teşekkür edip çıktım odadan.Bi sigara iyi gelecekti sanırım.O ara sınıftan arkadaşım, telefonda konuştuğum Merti gördüm, yanında sevgilisi Aysena vardı. Onların yanına gitmeye koyuldum.

Aysena beni uzaktan görünce birden ağlamaya başladı, Mert onu sakinleştirmeye çalışıyordu sanırım
-Aysena sakin ol
-Aysena haftalar geçti yeter artık lütfen ya
+Gönder onu burdan Mert buraya gelmesin lütfen dayanamıyorum !

Sanırım bu söz benim için söylenmişti..

Üniversite çevresinde biraz oturmak üzere bi parka gittim. Kulaklığımı taktım,her zaman olduğu gibi yaktım sigaramı bi banka oturdum.

Düşündüm, düşündüm..
Onca garipliklerin bi sebebini aradım ama hiçbişey aklıma gelmedi. Benden bir şey sakladıklarını anlamıştımda,bu kadar ciddi ne olabilirdi ?

Beni düşünce dünyamdan ayıran kulaklıkta dinlediğim müzik sesini bile bastırmakta olan ağlama sesi oldu..

Tam önümde bir kız ağlayarak bana bakıyordu,ama içi gülüyordu sanki. Kumral saçlı ve mavi gözlü bir kız..

Boyatacaksan uçlarını boyat ben saçının bu rengini çok seviyorum.

Benim yaşlarımdaydı sanırım, gerçekten çok kötü durumdaydı.Ne istiyordu benden ?

-Selam Taha
Bana baktı, kızı sanki bi yerden tanıyordum ama
+Selam. Buyrun ne istemiştiniz ? Iyi misiniz ?

Kız ilk önce şaşırdı, nasıl yani diye bakarak
-Şaka mı yapıyorsun ?Hatırlamıyor musun beni ?
+Üzgünüm ağır bi kaza geçirdim ve..Son altı ayı hatırlamıyorum.

Kızın ağlaması daha da şiddetlenmişti..

-Ama bu imkansız..Şaka yapıyorsun değil mi Taha lütfen şaka yapıyorum de,diyerek bana sarılmaya çalıştı.

+Hey bırak beni lütfen,kim olduğunu söylersen hatırlamama yardımcı olmuş olursun. Kimsin sen ?

-Ben Hazalım. Nasıl hatırlamazsın son altı ayı ya nasıl ? Onca anılar, yaşanmışlıklar var nasıl hatırlamazsın ?

+Bak Hazal mısın her kimsin eğer dediğin gibi bir şey olsaydı etrafımdaki insanlar bana senden bahsederdi neyin peşindesin ?

-Hayır hayır bak yalvarıyorum sana dur dinle beni bana bak

Yüzüme bak Taha nasıl hatırlamıyorsun beni ?! 

+Hazal mısın nesin eğer bi yaşanmışlık olduysa yaşanmış bitmiştir neden ısrar ediyorsun ki ? Bak gerçekten hiçbir şey hatırlamıyorum,sen dahil. Eğer bir şey yaşanmışsa bana anlatabilirsin dinlerim. Bende son altı ayı merak ediyorum ve bu konuda bilgi sahibisin gibi geliyor anlatmak ister misi..

Diyemeden yanımdan koşarak uzaklaştı.
Peşinden gitmeye yeltendim lakin kız anlaşıldığı üzere deliydi sanırım.Ama bu Hazal kim çok merak etmiştim. Belki bizim okuldan olabilir diye düşündüm, tişörtünün üstünde bizim üniversitenin rozeti takılıydı. Eski sevgilim olduğunu düşünüyordu sanırım ama hatırlamadığım altı aydan öncekileri gözden geçirdiğim zaman bende Hazal diye biriyle tanışmamıştım.Çok önemli biri miydi ki benim için ?

Biraz korkmuştum açıkçası..

Eve gittim, artık evde göz bebeği olduğum için odamda dilediğim gibi sigara içebiliyordum.O günün gecesini nasıl geçirdiğim hakkında en ufak bi fikrim yok, hatırlamıyorum o yüzden size ayrıntılı bilgi veremeyeceğim. Kalktığımda yerlerde nereydeyse önceden içmediğim kadar sigara izmariti ve kırık cam parçaları vardı. Avucumun içinde kan pıhtıları gördüm. Sanırım gece elimde bardak kırmıştım, uzun süre temizlenmeyen kanda pıhtılaşmıştı.

Hiçbirini hatırlamıyorum..
Doktorun verdiği ilaçlardan dolayı olduğunu düşündüm.

Sabaha karşı 4:11'de uyanmışım. Odayı temizlemeye koyuldum..

Saat 04:43
-Nasıl gidiyor temizleme işi ?
+Ha,sen kimsin ?
Arkasındaki bıçağı gösterek
-Seninle bi yolculuğa çıkacağız Taha. Gelmek ister misin ?
+Nereye gelmek ister miyim sen kimsin ?
-Şş,sessiz ol..

Yanıma geldi, elindeki bıçağı bileğime dayadı ve 4 dakika sonra özgür olacaksın Taha. diye fısıldadı.

+Bırak beni lan !
Inanılmaz bi kuvvete sahipti
ŞIMDI HATIRLADIN MI BENI TAHA ?

Ve bıçağı hareket ettirdi..

-YARDIM EDIN LÜTFEN 

Duyduğum son ses babamın Oğlum yapma! serzenişi oldu.

Yine kasvetli ve kalabalık bi hastahane günü..
Aradaki tek fark bu sefer kafamın değil kollarımın sarılı oluşuydu. Nasıl gelmiştim buraya ?

Kapı eşiğinde üç kişi konuşuyordu, sanırım biri babam biri doktor ve..

Mert mi lan o ?

-Dediğim gibi kollarındaki kesikler çok derin,bu sebeple ameliyata almak zorunda kaldık. Biraz ağrısı olur, kalıcı bir şey yok. Endişelenmeyin ama Taha 3 gün gözetim altında tutulacak.

+Neden doktor bey ?

-Çocuğunuz eyleme vuruk davranış gerçekleştirmiş, yani sizin anlattığınıza göre.

+Bu ne demek doktor söylesene !

-Yani çocuğunuz bilinç dışı olarak kendine zarar vermiş.Önceden ağır bir kaza geçirdiğini söylemiştiniz değil mi ? Getirmiş olduğunuz kaza sonrası çekilen beyin filmlerinde uzmanlık alanım değil fakat psikolojik bir rahatsızlığa sahip olduğu apaçık görülüyor. Kaza sonucu bir travmanın etkisi olabilir. Anlattığınız üzere onu bulduğunuzda kendisinde değildi ve kendisine zarar veriyordu. Halüsinasyon görüyor olabilir fakat bu konuda yorum yapmak çok zor.Bu anlattıklarım işin teknik kısmı, prosedürüne gelince ağır intihara teşebbüs edip hastahaneye getirilen bireylerin 2 ila 5 gün arası gözetim altında tutulması gerekiyor.

Ağlama sesleri duyuyordum..
Mert birden lafa girdi:

-Tahanın hafıza kaybına uğradığını ilk öğrendiğim zaman aslında pek üzülmemiştim. Hepimiz yaşananları unutur diye düşünmüştük. Düşüncemiz doğru çıktı ama bu olaylar canımı çok sıkıyor..

Ne oldu bana ?

Hayal meyal hatırlıyordum. Odamdaydım ve rüyamda geçen gün parkta tanıştığım kızı görmüştüm. Sonra bıçakla bileğimi.. Rüya değil miydi bunlar ?

Ahh, harbiden başım çatlıyordu. Mertin dediklerini düşünemiyordum, düşünmek dahi istemiyordum. Insanların benim hakkımda sarfettiği lafları duymak istemiyordum.

Tek isteğim biraz uyumaktı.. 

-Baba Hazal ismi sana birşey ifade ediyor mu ?
Gerilerek
+Hayır oğlum neden sordun?
-Hiç..

Yine bir Pazar günü ailecek kahvaltı yapıyorduk. Hastahaneden çıkalı yaklaşık 6 gün olmuştu.
O olaydan sonra ilaçlarım ve dozları iyice arttırılmıştı. Artık ölü gibi yaşıyordum resmen. Annem ve babam bana neden böyle bir şey yaptığımı sorduğunda onlara bilmiyorum , kendimde değildim, hatırlamıyorum cevaplarını veriyordum. Benim bağırışlarım sonucu odaya girdiklerinde artık çok geçmiş. Intihara teşebbüs edecek biri değildim ki ben, zaten oldum olası kendine zarar veren insanları aptal bulmuşumdur.Ama annem hala endişeliydi ve kendime zarar vermemden korkuyordu.

Kahvaltıyı bitirdikten sonra dışarı hava almaya, parka gittim. Mavi ve içinde küçük bir çocuğun sallandığı salıncağın önündeki banka oturdum. Havadaki hafif esinti ve yüzüme vuran sapsarı güneş keyfimi biraz olsun yerine getirmişti..

Birden gözüm geçen gün parkta gördüğüm kıza takıldı.. Yalnız bu sefer üniversitenin orda değil, bizim evin oradaydık.

Kız sadece oturup bi noktaya bakıyordu. Yanına gitmeyi düşündüm, belki aradığım yanıtların bazıları bu kızda olabilir ama beladan uzak durmak daha iyi derken...

Ayağa kalktı ve bana doğru gelmeye başladı..

-Selam
+Selam
-Naber Taha
+Lütfen gider misin başıma çok iş açtın bak, diyerek kollarımı gösterdim.

Güldü.

-Heh, hastahanede olduğunu ve neler yaşadığını biliyordum fakat seni ziyarete gelirsem keyfin dahada çok kaçar diye düşündüm.
-Nerden bildiğini bilmiyorum ama gelmemekle iyi düşünmüşsün.Ya harbiden sen kimsin benim hakkımda bunları biliyorsun ?
+Boşver, biraz gezelim mi ?
-Nereye gideceğiz ?
+Beni takip et..

Tanımadığım bi kızın peşine düşmüştüm resmen.Kim olduğunu bilmiyordum ama kız gerçekten çok güzeldi. Beline doğru gelen, siyaha yakın kumral saçları ve beni benden alan mavi gözleri vardı.

Sanki birini hatırlatıyor gibiydi..

+Işte geldik

Bizim eve yakın bir yerlerde bulunan, sahil kenarında güzel bi yazlık sitesiydi burası.

-Ne var burada Hazal, neden geldik ? 

+Gerçekten hiçbirini hatırlamıyor musun?

Hatırlamıyordum..

-Hayır hayır hatırlamıyorum bak adın her neyse çok güzel bi kız olabilirsin ama bu benimle oyun oynama hakkına sahip olduğun anlamına gelmez. Korkmaya başladım senden, etrafımda bir çok saçma sapan şeyler oluyor ve ben kafayı yemek üzereyim.Ya bana her şeyi baştan anlat ya da siktirip git bidaha karşıma çıkma anladın mı ?

Adının Hazal olduğunu iddia eden kız ağlayacak gibi oldu..

+Sende bana söyleyeceklerim karşısında cevabını ver bende bir daha karşına çıkmamaya gayret göstereceğim.

-Buyur söyle dinliyorum..

+Burası her şeyin başladığı ve bittiği yer. Eğer o altı aylık kısmı hatırlamak istiyorsan buraya ara sıra uğra.

-Sen benim son altı ayı hatırlamadığımı nerden biliyorsun ? Ben hatırlamıyorum dediğim zaman inanmamıştın bana. Ve neden seni dinleyecekmişim ki ?

-Çünkü benden başka kimse sana geçmişinle ilgili bir şey söylemeyecek. Bana gelince, eğer birileri sana benim hakkımda kötü şeyler söylerse sakın onlara inanma.Ne söz vermiştik birbirimize ? Kim nereye gidiyorsa diğerimiz onu takip edecek.Sen benimle mutluydun ama onlar bizim mutluluğumuzu engellediler. Seninle ilgili herşeyi biliyorum ben, sırtındaki doğum lekesini,en sevdiğin yemekleri, şarkıları..En gizli sırlarını bile biliyorum.Ben senin hep yanındaydım, kaza yaptığın anda bile. Bunu annende biliyor, babanda.Ama biliyorum Taha,sen hala beni sevdiğin için şuan yanındayım.

Ve hep yanında olacağım.. 

Beni bi gülme tuttu o sıra, sinirim bozulmuştu.

+Kimsin ya sen platoniğim falan mı ? Kaza anında yanımdaysan nasıl şuan sapasağlamsın ? Vucüdünda bir tek yara izi bile yok. Araba perte çıkmış lan perte, neyden bahsediyosun sen ?

-Hatırla Taha yalvarıyorum hatırla.Bak tam şu bankta çıkma teklifi etmiştin bana hatırlıyor musun ? Bak şurdaki amcadan pamuk şeker almıştın bana.

Hazal ağlamak üzereydi.

-Yalvarıyorum Taha yalvarıyorum hatırla. Beni nasıl deliler gibi sevdiğini,ya beni ilk öptüğün zamanı nasıl hatırlamazsın ? Ya o günün tarihini 10 Nisanı ?

Bu tarihi bastıra bastıra söylemişti sanki.. Neyse,konuşmasına devam ediyordu Hazal.

-Sahilde beraber günbatımını izleyişimizi? Ilk tanıştığımız zamanki kavgayıda mı hatırlamıyorsun, fotokopi sırası için çok büyük kavga etmiştik. Tüm üniversite inlemişti.Ya Aysenayla Mertin bizi ayarlamak için ne kadar uğraştıkları? Şuan üstündeki gri kazağıda ben almıştım hatırlamıyor musun ? Hiçbiri mi yok Taha hiçbirimi..

+Dur bi saniye fotokopi sırasında kavga mı dedin ?
O günü hatırlıyordum. Hazal diye bi yüzünden tüm okulun diline dolanmıştım ama sonra o kızla..

-Evet ama sadece kavgayı mı hatırladın?
+Üzgünüm, sadece onu hatırlıyorum.

Az önce ağlayan kızın gözleri şimdi ışıl ışıl parlıyordu.

-Olsun Taha, buda bi ilerlemedir... 

+Ne yani şimdi biz o kavgadan sonra seninle sevgili mi olduk ?

-Evet..

O ara telefonum çaldı, arayan Ahmetti,ilk önce açmadım fakat ısrarlara aramaları sonucu...
-Alo Taha nasıl oldun kanka iyi misin?
+iyiyim ahmet iyiyim sağol
-Napıyosun nerdesin
+Iyiyim kanka iyiyim dışardayım Hazalın yanındayım konuşuyoruz biraz.

Bi an sanki tüm dünya sessizliğe büründü. Ahmet 5-10 saniye konuşamadı..

+Alooo Ahmet orda mısın ?

-Hazal mı dedin sen ? Lan nerdesin çabuk çık ordan
+Bizim evin ordaki parktayım oğlum noldu lan niye bağırıyosun

- TAHA ÇABUK ÇIK O PARKTAN

+Ahmet bu kız bana bişey yaptı değil mi? Niye söylemiyosunuz lan
Ağlamak üzereydim

+Cevap ver bana Ahmet bu kız kim lan

Hazal Taha kapat telefonu lütfen dedi.

-Taha çık ordan ve benimle meydanda buluş anladın mı ?

dedi Ahmet ve bağırarak telefonu kapattı.. 

Koşarak uzaklaştım ordan.
Hiçbir şey düşünememekle beraber dünyanın en kötü baş ağrısını çekiyordum.

Meydana vardım.
Kendimde değildim, herkes çok hızlı hareket ediyordu sanki.
Ahmet geldi.
Boğazına yapıştım.

-Bana neden Hazaldan bahsetmediniz lan !

Ellerimi boğazından çekti.

+Sakinleş ve beni dinle Taha

Ağlıyordum.

-Yalvarıyorum söyle oğlum lütfen lan kız eski sevgilim olduğunu söylüyor bi ton şey anlattı bana sevgilisiymişim falan filan..

+O kız kimse değil kardeşim benim, sadece platoniğin o kadar.Bu kız seni biraz fazla seviyor, seni elde etmek için çok uğraştı son 6 ayda, tabii sen hatırlamıyorsun. Buda onun oyunlarından biridir.Bu kadar kasma biraderim kendine zarar veriyorsun bak. Zaten delisin bak daha da delireceksin diyerek güldü, ortamı sıcaklaştırmaya benide sakinleştirmeye çalışıyordu sanki..

Ahmete inanmak istiyordum ama..

Yalan söylediği her yerinden belli oluyordu. 

-Evet Hazal hanım her şeyi anlatmak için 24 saatiniz var.
+Tamamdır nerden başlamak istersin ?
-En başından.

Ahmetle olan kavgamızın üzerinden 3 gün geçmişti. Artık anlamıştım benden bir şeyler saklandığını ve bu işin peşini bırakmayacaktım.
Hazalı yine aynı parkta otururken bulmuştum. Aradığım tüm cevaplar bu kızdaydı.
Bu son perdeydi
ya artık rahat yaşayacaktım ya da,
yaşamayacaktım..

Her şey benim senin fakültene gelmemle başladı.Ilk önce senden nefret ettim, sende benden ediyordun zaten. Açıkçası çok egoist biri olduğunu düşünmüştüm ilk, tabii sonra öyle olmadığını anladım.Sen bana birden güneş oldun Taha, çünkü benim annem babam yok. Bana küçüklükten beri teyzemler bakıyor.Ve ben seni, yani hayata tutunmam için gereken sebebi bulmuştum.
Gel zaman git zaman sen bana, bende sana 1 haftada aşık oldum işte. Sadece bir hafta nelere kadir görüyor musun ?

- Ne oldu o bir haftada, birbirimizden ederken birden nasıl aşık olduk ?
Fakülteden birinin Büyükçekmecede yazlığı vardı hatırlıyor musun ?

-Aysenanın mıydı ?
Aynen evet, Aysena benim en yakın arkadaşım. Sevgilisi Mertte senin en yakın arkadaşın.Biz dördümüz bir haftalığına Büyükçekmecedeki yazlıklarına gittik,3 gün önce seni götürdüğüm yer işte.Heh biz tam orda kaynaştık,sen bana orda aşık oldun.Ilk defa orda tuttun elimi, orda bana sarıldın.O yüzden orası her şeyi başladığı ve bittiği yer demiştim sana..

Maksat altı ayı hatırlamak ve bu kızın kim olduğunu öğrenmekti değil mi ? Anlattığı şeylerin gerçekleştiği yere gitmek en mantıklısıydı..

-Hazal Büyükçekmeceye gidelim mi o zaman ? Belki daha rahat hatırlarım.

Bi anda gülümsedi.
Ben hayatımda bu kadar güzel sırıtan bi kız görmemiştim.
Oluuuur, gidelim..'' 
Tam burda piknik yapmıştık seninle. Sevgiliyken..

Beni geçen gün getirdiği denize kıyısı olan yazlık siteye getirmişti.

-Yalnız Aysenanın kaldığı yerde güzelmiş he evde midir acaba baksak mı ?

Hayır bakmasak daha iyi olur diye çıkıştı Hazal.

Boşver Aysenayı bak tam burada piknik yapmıştık bir keresinde.Ama sadece ikimiz vardık Aysenayla Mert yoktu, yani biz seninle birlikteyken hep buraya piknik yapmaya, dolaşmaya gelirdik. Sahip olduğumuz tüm zamanı burada harcıyorduk.

Biliyor musun bi keresinde getirdiğim peynirden nefret etmiştin, bana anlamsızca sinirlenip bi kap peyniri denize fırlatmıştın. Bazen çok kırıyordun beni ya..

-Eğer öyle bişey yaşandıysa özür dilerim, diye söylendim.

Bi kap peyniri denize fırlatmak ne o kadar aptal mıydım..

Ama sonrasında günbatımını seyretmiştik, dizlerime yatmıştın. Uzun uzun gözlerime bakmıştın..Çok güzel gözlerin var Taha biliyor musun ?

-Ee sonra noldu anlat ?

Sonrasında sevişmiştik..

Yeter artık.
Bu kız fazla olmaya başlamıştı..

-Ne sevişmesi lan ben asla öyle bişey yapma...

Diye bağırıyordum ki..

Evet.
O günü hatırlıyordum.. 

O günü hatırlıyordum

-Ya getirdiğin peynire sıçayım Hazal bune

Bu kadar sinirlenmemi gerektirecek şey neydi bilmiyorum ama peyniri direk denize fırlattım.

+Bi peynir için bu kadar kızılır mı manyak mısın sen ? Ota boka kavga çıkartıyosun Taha istemiyorsan gidicem yeter artık.

-Ya kızım biliyosun bu peyniri sevmediğimi neden getiriyosun o zaman ?

+Insan sevdiğinin elinden zehir olsa bile yer öküz..

Arkasını döndü, trip atıyordu salak

-Hazaaal:)
+Ne var Taha
-Öpiyim mi kız
+Ya bi git

Çok güzel gülüyordu..

-Tamam o zaman öpmeyeceğim
+Öküz müsün sen yaa

Yanağını bana doğru çevirdi.Şapşaldı ya bu kız valla.

Tam yanağından öpecekken durdum,
O da yüzünü bana çevirdi.

Gözleri, önünde durduğumuz göl gibi masmaviydi..

Romantik bi ortam oluşmuştu sanki.

-Eğer bi gün ayrılırsak, nereye gidersen oraya geleceğim Hazal ,söz.
+Eğer yaşamaya devam edersek, hiç ayrılmayacağız Taha ,söz.

Hazalın dizlerine yattım. Dünyanın en mutlu adamıydım o an.Masmavi gözlerine bakmaktan alıkoyamamakla beraber içimdeki sevgi anlatamayacağım kadar büyüktü, büyümeye devam ediyordu.

-Çok seviyorum seni Hazal.
+Bende seni çok seviyorum sevgilim.. 

Hatırladın mı Taha ?

-Hatırlıyorum Hazal, hatırlıyorum.Her saniyesini,her anını hatırlıyorum...

O an Hazala sımsıkı sarıldım, sımsıkı.

-Hadi bana başka anılarımızı anlat lütfen..

Tamamdır.Ama o peynir için için hala kırgınım sana heh.Gel şimdi bak seni nereye götüreceğim..

Sahilin içine doğru ormanlık bi alana girdik. Hazal sanki her şeyi ezberlemiş gibi hareket ediyor, bana hararetli şekilde bir şeyler anlatıyordu..

Ben aslında ormana girmekten çok korkan biriydim. Burayada ilk defa seninle geldim zaten.Biz seninle üniversiteden çıkar, buralara gelirdik hep..

Eliyle ağaçların arasında bir yer gösterdi.

Düşün bak ormandan korkan ben seninle kamp bile yapmıştık tam şurada.

Yerde ateş yakıldığına dair belirtiler vardı..

Hatırlıyor musun sevgilim,o gün elini yakmıştın hatta.

-Ha,hatırlıyorum.
O günü de hatırlıyordum.. 

-Hazal canım şu taşı verir misin ?
+Bi ateş yakmayı beceremedin Taha ya
-Kızım ben küçükken oba başıydım bak şimdi bu taşla nasıl yakıcam ateşi..

...

-Heh bak gördün mü nasıl cayır cayır yanıyor ehehe
+Taha dikkat et !
-Noldu.. Hassiktir !

Kafama sokayım ya,elimi yakmıştım.

+Dur dur bende yanık kremi var şapşal ya artislik yapacağım diye elini yaktın hehe
-Ya gülme getir şu kremi valla çok acıyor elim

Hazal elime krem sürmeye koyuldu. Kremi sürdü, üstüne bide bandajladı.Eli çok hafifti bu kızın ya,tam hemşire olacak kızdı:)

+Ya valla kusura bakma günümüzü mahvetmiş gibi oldum
-Olur mu ya öyle şey ? Bak hala yanımdasın, ateşimizi yaktık. Karnımız tok. Gökyüzü pürüzsüz yıldızlar resmen bize göz kırpıyor..
+Evet, gökyüzü gerçekten çok güzel.

Başını omzuma koydu ve,
Kafasını yukarı kaldırdı. Yıldızlar Hazalın ilgisini çekiyor gibiydi..

-Şu an hiç bitmesin istiyorum Taha.. Beni bu kadar kısa sürede kendine bağlayacak ne yaptın bilmiyorum ama, çok seviyorum seni..
+Valla kızım şuan hiç romantiklik yapıcak halde değilim elim fena yanıyor.Öff sikicem ya..

-ÖKÜZ MÜSÜN OĞLUM SEN, diye sardığı elime vurdu.
+Lan varyaaaa..

Gülüyordu pezevenk, ayağa kalktı ve koşmaya başladı.Çadırın etrafında kovalamaca oynuyorduk resmen..

+Gel bak döveceğim seni yoksa he
-Tamam aşkım tamam ama napiyim sende öküzsün.

Yaptığının farkına vardı ve..

-Çok acıdı mı ya elin özür dilerim..
+Valla seni kandırıp elim çok acıyor derdim ama elime vurduğun an acısı geçti valla bak.Gel kız buraya.Çok seviyorum seni.. 


Yavaş yavaş hatırlıyordum..

Hazalda her hatırlıyorum deyişimde gülümsemesini biraz daha güzelleştiriyor, bende gözlerimi ondan alamıyordum..

-Şu çadırın etrafında koşuştuğumuz günü diyorsun değil mi ?

Sevinmişti.

Yavaş yavaş hatırlıyorsunuz öyle mi Taha bey? diyerek güldü..

Ben inanmıştım ya bu kıza, anlattığı hikayedeki ben çok hoşuma gitmişti.

-Artık mutlu olmak istiyorum Hazal, gerçekten inandım sana.Ben seninle çok mutluymuşum.Ama en başından beridert ettiğim bir şey var.Bu hikayenin sonu kötü bitmiyor değil mi Hazal ? Kötü sonla bitmediğini söyle.

Korkuyorum Hazal, neden kimse bana senden bahsetmedi ?

Hazalın yüzü bir anda düşmüştü:

Onlar bizim birlikte olmamızı istemiyorlar Taha, benim sana layık olmadığımı düşünüyorlar.

Bizi ayırmaya çalışıyorlar.. 

Ben, gerçekten çok korkmaya başlamıştım. Hikayenin sonu kötü bitiyor gibiydi ve içimde hikayedeki kötü çocuk olduğuma dair hisler vardı..

O ara bana seslenen kişilerin seslerini duydum
Ahmet, Mert ve Aysena.

Koşarak yaklaşıyorlardı..

Ahmet:Tahaaa dur bekle
Aysena:Bizi bekle duur !

Bende onlara bağırdım, nispet olsun diye

-Gelin gelin sizi biriyle tanıştıracağım !

Hazal benden uzaklaşmaya başladı,

-Hazal dur gitme gözünü seveyim,her şeyi onlarada anlatalım olmaz mı. Onlar o kadar kötü insanlar değil gerçekten.

Hazal eliyle sahilin ucundaki uçurumu gösterdi.Çok yüksek değil miydi orası be sevgilim..

Tam şu uçurumun orada bekleyeceğim seni. Oraya gel Taha..

-Hazal gitmesen olmaz mı ? Bidaha sensiz kalamam ben.

Bi anlık sessizlik oldu.
Sesim titredi.

-Orda olacaksın,
Değil mi Hazal ?

Olacağım Taha, orada olacağım.. 

Hepsi nefes nefes içindeydi

Ahmet:Taha iyi misin amına koyayım senin tüm semt seni arıyor

-Ahmet bildiğin gibi değilmiş oğlum bak Hazal bana her şeyi anlattı

Aysena:Taha iyi değilsin bak otur şuraya konuşalım

Hala anlamsız anlamsız konuşuyorlardı..

-Kızım noldu bana söylesenize siktirtmeyin belanızı !

Hala korkuyordum. Mertle Aysena gözgöze geldiler. Aysena hayır yapma bakışı attı Merte..

Mert:Tamam bak sakin ol anlatıyorum, Taha hatırla bak biz dördümüz buraya gelmiştik o gün,sen kaza yapmadan önce. Aysenaların evde parti vardı sende Hazallaydın.. Yalvarırım hatırla lan

Hatırlıyorum, evet hatırlıyorum..

-Hatırlıyorum ama benim kayalıklara gitmem lazım Hazal orda bekliyor Ahmet bırak kolumu !

Mert:Taha o gün Hazal seni sen sarhoş olup başka bi kızla öpüşürken görmüştü. Bunu hatırlıyor musun ? Çok kötü kavga etmiştiniz sonra Hazal sinir krizi geçirip kayalıklara çıkmıştı, konuşmuştunuz,kavga etmiştiniz. Sonra..

Mertin gözleri bi anda doldu.

-Sonra ne oldu lan söylesene !

Mert:Hastaneye gittik Taha,sen o haberi aldıktan sonra kendini kaybettin, arabayla kaza yaptın..

-Ne haberi orospu çocuğu onu söyle ne hastahanesi, hastahane nerden çıktı  !

Aysena:Mert anlatma dur gözünü seveyim sus !

Ben bu anlatılanları hiç sevmemiştim.. 

Kavga etmiştik..

..

-Yapma Hazal yapma !
+Neden yaptın bunu bana Taha neden ?
-Ne yaptım ben kızım gözünü seveyim gel otur şuraya bak çok yüksek orası
+5 ay Taha.5 ayda bana tatmadığım baba duygusunu ve en önemlisi aşkı yaşattın. Aldatılma duygusunu eksik mi gördün ?
-Hazal bak gözünü seveyim saat gecenin beşi gel otur şuraya bak sana her şeyi açıklayacağım güzelim söz veriyorum Aysena için yapma bari.
+Hatırlıyor musun buraya dördümüzün ilk gelişini ? Beni tam bu uçurumun ucunda öpmüştün ilk defa. Aralık 2,Her şey o zaman başlamıştı.Şimdi de bu zaman bitecek, Nisan 10.Ne kadarda acı..
-Hazal lütfen bak bi kaza çıkacak düşeceksin aşağı çok derin o su lütfen güzelim hadi in aşağı artık ya !

+Saat kaçtı Taha ?
-Sikeyim saatini in aşağı gel buraya yeter artık !
+SAAT KAÇ DEDIM SANA
-Saat tam olarak 04:47 Hazal oldu mu ? Hadi gel artık lütfen.

+Hayır olmadı.
Ben biraz yüzeceğim Taha, gelmek ister misin ?

-Hatırlıyorum lanet olsun hatırlıyorum bırakın artık beni !

Ben,ben Hazalı aldatmıştım. Sonra Hazalla kavga etmiştik. Sonra hazal kayalıklara çıkmıştı ve ...

Artık hatırlamak istemiyordum.
Kötü şeyler olmuştu..

Ahmetten kurtuldum,var gücümle uçurumun yanındaki kayalıklara gittim.Çok yüksekti ama
işte ordaydı, Hazalım beni orda bekliyordu.

Bana hüzünle bakışını gördüm..

Şimdi hatırlıyor musun Taha ?

-Hatırlıyorum Hazal, hepsini hatırlıyorum çok özür dilerim yalvarıyorum in aşağı yanıma gel her şeye baştan başlayalım.

Hazal ağlıyordu.

Bak tam burda öptün beni ilk. Tüm anılarımız bu sahilde geçti biliyor musun? Kötüleride dahil..

-Kötü bişey olmadı Hazal, olmadı lan olmadı olmamış olmalı !

Hazal birden öne çıktı, uçurumun en dibine gitti, suya baktı ve:

Ben biraz yüzeceğim Taha, gelmek ister misin? 

Bense ani tepkiyle suya girdim ama Hazalı bir türlü yakalayamadım.

Çok geçti ama artık anlamıştım

Ben Hazalı zaten yakalayamamıştım.
Ve asla yakalayamacaktım..

-SON-

Taha Hazalı seviyor
15/09/2013 

Gelelim hikayenin hikayesine.Hikayedeki isimlerden sadece Hazalın ismi doğru. Yaşlarıda 2 3 yaş büyüttüm. Büyükçekmecede falanda oturmuyorum, Istanbulun diğer yakasındayım.

Evet ben gerçek Hazalı 2013'ün sonralarına doğru maalesef kaybettim..

Elbetteki o dönemler zordu arkadaşlar yanımda oldu fakat hikayedeki gibi şizofren değildim tabi.Her şeyin farkındaydım.

Gel zaman git zaman Hazalın acısı içimde bi ukte olarak kaldı.14 Şubat 2014'te de bir küçük eylül meselesi isimli bir sinema filmi girdi vizyona. Filmi izlerseniz yazdığım hikayeyle ne kadar benzer olduğunu anlarsınız. Filmdede bi kızın gördüğü halisinasyonları anlatıyor.Her neyse,bu film elbetteki sevdiği kızı kaybetmiş bir erkeği çok etkiledi.

Bende filmden 3 sene sonra böyle bi hikaye yazmayı uygun buldum. Hikayenin bazı yerleri gerçek ama söylemiş olayayım.

Umarım beğenmişsinizdir, şukulayan elleriniz dert görmesin kısa sürede trendde ikinci sıraya çıktık ama amacım asla prim değildi bu kadar tutmasını beklemedim sadece içimdekileri dökmek istemiştim.

yoğun istek ve fikrim üzerine Tahaya hikayenin sonunda ne olduğunu hepberaber öğreneceğiz..Ya da alternatif bi son olarak da düşünebilirsiniz..

bu partta hikayeyi tahanın gözünden değil, kendi gözünüzden dinleyeceksiniz..

hepinize iyi geceler

•Saat 04:23

Yanına gitmeye hazırlanıyor. Içi biraz buruk, fakat onu görmek üzere olduğu için can atıyor sanki.Üstünde Hazalın aldığı gri kazak var. Onun yanına giderken bunu giymenin daha uygun olacağını düşünmüş olmalı.

Yapacak çok bi şeyi kalmadı, kağıdı masanın üzerine koyuyor.Son yazdıkları bunlar bi daha yazma fırsatı olmayacak. Yazdıkları biraz farklı fakat bunu biri okuyacaksa anlamasını beklemiyor zaten. Yazılanlar onun aklındakileri anlatıyor,bi insanın bilinçaltına gömdüğü fikirlerin ortaya çıkışını, aslında Hazalla olan muhabbetlerini..

intihar mektubu değil bu,çok bişeyde yazmadı aslında sadece bi cümle, sadece geldiği zaman Hazala kapıyı açması gerektiğini söyleyen 3 kelime bir virgül içeren bi cümle. Bunun hakkında paragraflarca yazı yazabilir ama erken gitmesi gerek, yoksa buluşmalarına geç kalacak.

Aşkım bu gri kazak sana çok yakıştı ya.

•Saat 04:37

Aynanın karşısına geçiyor, üstünü düzeltti şimdi. Içi mutlulukla doldu bi an,en azından yüzündeki ifade bunu gösteriyor.Son nefeslerinden birini derin bir şekilde içine çekiyor.Şimdi sigarasını yaktı, binlerce zaman sövdüğü insanların yürüdüğü ama şimdi boş olan sokağa baktı.Bu illeti içmeyeceğine dair Hazala söz vermişti fakat gideceği yerde bunlardan varmı bilmiyordu. Sanırım bu onun için çok önemli değildi zaten Hazal yanındayken sigara içilmesine izin vermezdi.

Taha son sigarasını da bileğinde söndürdü.Çok bişey hissetmediğini farketti.. Gözü kullandığı ilaçlara takıldı. Işlevini kaybeden kimyasal atıklara. Artık bi işe yaramayacaklarını düşünüyor, hepsini bitirdi.

•Saat 04:47

Vakit geldi.

Şimdi odada dolanıyor, bomboş oda. Kendisi gibi.Her şey tamam mı diye kontrol ediyor.Çok oyalandığının farkına varıyor ve zamanın geldiğini gösteren işaretler beliriyor.

Birden Hazalı karşısında görüyor,
dokunmak istiyor fakat dokunamıyor.

Ben biraz yüzeceğim Taha, gelmek ister misin?

Acı verici.

Kazağının kan olmaması için elinden geleni yapıcak fakat nafile. Adını bilmediği aletin keskin ucunu koluna dayıyor ve bastıyor.

Acı, sevgilim;acı tek gerçek duygudur.

Bunu yaptığına inanamıyor ama başarmak üzere.
Şimdi dahada bastırdı.

Insan aklını yitirince böyle oluyor, böyle olsun istemiyor ama yinede oluyor.

Cehennemin içinden geçerken aklını yitirmiş olmalı.

Odanın dışından gelen, Tahaya kapıyı açmasını emreden sesler yavaş yavaş boğuk bi uğultuya dönüşüyor.

Bu sefer kapısı kilitli, babası içeri giremiyor.

Yazdığı kağıt kan oldu. Kanı temizlemeye çalışıyor fakat Hazal onu alıkoyuyor.

Biraz önce olanlar artık değişitirilemez diyor ve Tahaya mutlulukla bakıyor

hoşgeldin sevgilim..





yeni yazılardan haberdar olmak ister misin tatlış?
abone:
e-postana gelen onay linkine tıklamayı unutma panpa.


beğendiysen paylaş panpa


0 yorum:

Yorum Gönder