bildiğimiz gibi kanuni sultan süleyman, oğlu şehzade mustafa'yı boğdurtarak öldürtmüştür.
kimi düşüncelerde devletin bekası için yapılması elzem görülmüş, kimi düşüncelerde ise sebep her ne olursa olsun yapılanın yanlış olduğu dile getirilmiştir.
kimi düşüncelerde ise hürrem sultanın, kanuni'nin türlü entrikalarla zihnini bulandırarak ve aklına girerek kendi öz evladını boğdurttuğu, bu sayede oluşan boşluğu kendi oğluyla doldurtarak iktidarın mutlak hakimi olmak istediği yönündeydi.
tarih kitaplarında kanuni hakkındaki anlatılardan yola çıkarak zihinlerde şöyle bir karakter tasviri oluşuyor; kanuni bir kadının lafıyla hareket edecek veya zihni manipüle edilecek bir padişah değildir. öyle ya aklı ve adaletiyle dünyaya nam salmış birisi karşısındaki kadının niyetini okuyamaz mıydı? hadi aşık oldu gözüne perde indi diyelim? peki bu nasıl aşk ki yıllarca sürüyor ve uğruna eşini ve oğlunu harcıyor?
bu insanlar gelişen olayları okuma kabiliyetlerinden dolayı o makamda oturup yıllarca hüküm sürüyorlardı. yoksa iki dalavere'de alt edilir tarihe gömülürlerdi.
topkapı sarayında bulunan ve kanuni'ye ait olduğu restore edildikten sonra doğrulanan eski yazıtların arasındaki bir şiir ise tüm bu yaşananlara adeta ışık tutuyordu. yüzyıllardır süren bu tartışmayı sonsuza kadar bitirecek bir şiir yazmıştı oğluna tüm pişmanlığıyla.
olmaya gör-ü hânemde çek-ü yâd
men zemünide de düş-i yürürun
yek-ü am uğru heder mustafam
tac-ül tahtı da baf-üler dururum
türkçesi;
olmaya görsün evimde çekyat
ben yerde de yatar uyurum
bir am uğruna kıydım mustafa'ya
tacı da tahtı da siker dururum
...
dileyenler bu şiiri topkapı sarayındaki tırtsal emanetler bölümünde görebilirler.
nedenshoulders
09.02.2022 08:30
beğendiysen paylaş panpa⤵
Siktir lan
YanıtlaSil