Neler Yaşadıığımı Yazmaya Karar Verdim: Bölüm 2

neler yasadigimi yazmaya karar verdim 2 hikaye inci

Uzun zamandir birilerine anlatma istegi duydugum halde hep icime gömdüm durdum. Hikaye %100 gercektir. içinde karıdan kıza aşktan ayrılığa hersey mevcut. basimdan gecen olayları birebir anlatacagım.. Okuyacak panpalarım yerlerini ayırsın sağlam hikaye olacağından emin olabilirsiniz arkadaşlar. Açılsın biralar yakılsın sigaralar. Bizde hikaye yarım kalmaz arkadaşlar kesinligini belirteyim.


Başlıyorum.

Bundan yaklaşık 5 sene önce güzel bir liseye girmek hayalimdi. Aile desteği alıp, kendime uygun fiyatı da cuzi bir dershane arıyordum. Uzun uğraşlar sonucu fiyati pahali olmayan, eğitim sistemi güzel olan bir dershaneye kaydımı yaptırdım. Lise hayatıma güzel başlamak o zamanlar tek isteğimdi. Malum hangimizin ailesi zengin ki? Hepsi ekmek parası için sabah 7 akşam 7 çalışan, asgari ücretle ay sonunu nasıl geçirsem diye sabahlara kadar düşünen insanlar.. Patronu o zamanin parasıyla 1000 lira verir ve yaptırmadigi is kalmaz calisanlarina, işte bu yüzden okumak istiyordum. Ailemi biraz olsun rahatlatmak, kendime sağlam bir gelecek, sağlam yarınlara uyanabilmek için..

Okuldaki notlarım pek iç açıcı olmasa da bu durumun üstesinden dershane ile gelebilirdim. O döneme matematigimi gelistirerek basladim. Dershanenin faydasini zamanla gormeye baslamistim. Ta ki dershanenin 3. Haftasına kadar. Dershanedeki sinifimiza yeni bir kız gelmişti. ismine Leyla diyelim. (Gerçek ismini vermek istemiyorum hikayedeki herkesin ismini degistirecegim.)

Dershanede çok fazla arkadaşım yoktu. Gerçi arkadaş demeye bin şahit isterdi. Sadece tenefuslerde 2 tasak muhabbeti yapıyorduk. Onun haricinde dershanedekilerle bir kere ciddi konuştuğum olmamıştır. Bu yüzden arkadaş demiyordum onlara. Neyse Leylaya gelelim. Dershane müdürü Cengiz  Bey, ders halindeyken, sinifimiza yeni öğrenci katıldı.  Boş yere otur kızım dedi ve hocaya dönerek kusura bakmayın hocam, iyi dersler. Dedi.

Ön sıralarda oturan biri olarak leyla yanim boş olduğu için oturmak istedi. Yanındaki masadan çantami alıp derse konsantre olmaya çalıştım. Tenefus olunca muhabbet kurmaya çalıştı. Tanıştıktan sonra hangi okula gittiğini Nerede oturduğunu filan sordum. Bayagi muhabbet halindeydik. Gün bitinceye kadar konuştuk. Fazla ortamım olmadığı için sessiz kalıyordum çoğunlukla dinleme  taraftariydim. Yaklaşık 2 hafta böyle devam etti. Leyla sürekli yanımda otururdu. Sürekli muhabbet ederdi. Leyla benim gibi değildi, girdiği dershane ortdıbına çabucak uyum sağladı ve kendine yeni arkadaşlar buldu. Tabi benim yerim onda ayrıydı sürekli yanımda oturuyordu ve muhabbet ediyordu Dershanede onca arkadaşı olmasına rağmen. Bir hafta daha böyle sonlanmisti.

Haftaya pazartesi günü leyla nin bir arkadaşı matematik dersinden etüt almıştı, bende matematigimi düzeltmek amacıyla etüte ismimi yazdırdım. Dersler bittikten sonra fazladan 1 ders saati özel etüt aldık,  leyla nin arkadaşıyla.  Leyla nin arkadaşınin kanı bana çabucak ısındı ve sana birsey diyecegim ama aramizda kalacak. Tamam dinliyorum yanitini verdim. leyla senden çok hoşlanıyor bir türlü sana soyleyemiyor. Ben onun arkadaşı olarak üzerime düşen görevi yaptım. Sakın ona bunları sana söylediğimi söyleme, yoksa benimle bozusur. Tekrardan tamam dedikten sonra sen ona karşı bosmusun diye sordu. Bunu ilerleyen vakitlerde anlarsın cevabını verdim. Etüt bitince evin yolunu tuttum. O zamanların modası olan kızakli telefonumun kızagini yukariya doğru kaldırıp baktım.  1 mesaj alındı.

- Numaramı kaydettin  mi?
- Sen kimsin ?
- Leyla ben Leyla.
- Sen benim numaramı ne ara aldın yahu?
- Tamam istemiyorsan sileyim ne bu sinir?
- Yok yahu. O anlamda soylememistim.
- Neyse telefon numaramı kaydet diye mesaj atmistim.
- Tamam kaydettim. Görüşürüz.

Leyla hoşlanma belirtilerini gün geçtikçe daha da belirlestiriyordu. Anlamamak için gerizekalı olmalıydım. Bir sabah kalktigimda bu nereye kadar böyle gidecek hem belkide bende onu severim deyip kendimi teselli ettim. Bugün çıkıp karşısına ben seni seviyorum diyecektim. Kendimde o cesareti buldum. Leylayi ve eski yaşantılarıma gelince, Leyla güzel bir kızdı ama etrafı çok genişti. Bu ilerleyen zamanlarda sıkıntıya sebep olabilirdi. Ufak  bir sıkıntı diye o zamanlar lafını yapmadım.  Kendime gelince birsürü kız arkadaşım olmuştu. Kız arkadaş denilmese de oldu deyip geciyorum. Konuyu biraz açmami isterseniz şöyle ki küçüktük o zamanlar daha zütümüzde ki taka bile sahip çıkamıyorduk, ne sevgilisi aminakoyim çocuk adamın sevgilisi mi olur git evde Pepe izle.. düşündükçe kendime gülerim. Ulan ne cocukmusuz.

O gün tüm cesaretimi toplayıp sınıfa girdim. Hergün derslere geç kalan leyla, bugün oturup beni bekler gibiydi. Yanına geçtim çantayi masaya koydum. Önüme mal mal bakıyordum. Leyla nin elinde mp3 kulaklık vardı ve müzik dinliyordu. Ben kendimce ulan hani okuyacaktik ailemi kurtaracaktım. ?? O anlık aklıma şeytan girdi ve leyla nin kulaklığıni çektim. Ne oldu gibi bir bakışla bana baktı. Seninle birsey konuşacağım diyince kendine çeki düzen verdi.

Leyla bak ben duygularıma tam olarak tercüman olamıyorum. Ben belkide seni seviyorum dedim. Bir anda ağzımdan bu cümleler çıktı. Oda karşılık olarak sessiz kaldı azıcık etkilenmiş olacaktı. Çok geçmeden yüzündeki kızarıklıklar belirginlesti. Bende dedi ve elindeki MP3 kulaklığı masaya bıraktı.

Şaşırmış olacak ki ne yapacağını bilemedi.  Ben kantine çıkıyorum geleceğim şimdi dedi. Şuan hatırladıkça gülüyorum ulan ne veletmisiz. Fazla geçmeden yanıma geldi ve oturdu. O gün yüzüme hiç bakamamisti Utancından. Hergün susmayan kız birden sus pus olmuştu. Ertesi gün okuldan dershaneye geçtim. 4 saatlik dersim vardı. Fazla oyalanmadan dersliğe geçtim. Yanim boştu. Leyla nin gelmesini bekledim ders çoktan başlamıştı, elimden sadece beklemek geldi. Telefon evdeydi. Arayip halini hatrini sorup neden gelmediğini öğrenemedim. Yakın arkadaşlarına gidip leylaya ulaşmasını istediğimde aramış aramış ulasamamislar.

Gittikçe meraklanmistim. Bir an önce eve gidip onu telefona cevap verinceye kadar aramak istedim. O gün bana yıl gibi gelmişti. Helesukur dershaneden çıkış yapmıştım. Eve gittiğimde ilk iş telefonu elime alıp onu aramak oldu. Çalıyordu çalıyordu açmiyordu.  Yaklaşık 5 dakika sürekli aradıktan sonra telefona cevap verdi.

- Leyla nerdesin, ne oldu sana, telefonlarına  neden bakmıyorsun?
- (Ağlamaklı bir sesle) hastanedeyim suan, müsait olunca ararım. (Dedi ve kapatti)

 Tek kelime edememistim. Neler oluyordu?
O gece onu düşünmekten kendimi alamadım. Aramak istiyordum ama bir türlü elim telefona gitmiyordu. O anki hareketlerim onu sevdiğimi fazlasıyla kanitliyordu. Saat 00.30 civarıydi. Uyuyamamistim.

Yatakta yatmış bir sağa bir sola doğru dönüyorum. Aklımda o varken, telefon çaldı. Leyla arıyordu. 

- Uyudun mu?
- Haber vermeni bekledim. Bir açıklama yapacak misin artık?
- Şuan erzincandayım. Dedem rahatsizlanmis. Aksama doğru onu kaybettik.
- Başınız sağolsun.
- (Birseyler demek için cabaliyordu. Kem Kum etti birseyler demek istedi. Ancak birsey diyememisti.)

O gece yaklaşık 1 saat konuştuğumuzu hatırlıyorum. Ne zaman geleceksin, Ben yokken neler oldu Dershanede gibi sorularla yaklaşık 1 saat konuşmuştuk.
Dershaneye 2 gün daha gelemeyeceğini öğrendim.  O 2 gün bana bir ömür gibi geçti desem yeridir. Okulda ve Dershanede keyifsiz olduğum her halimden belliydi. Hatta hocalar bile beni özel yanına çağırıp neler olduğunu öğrenmek istedi. Hepsini geçiştirdim. Sonunda o gün geldi çattı. Dershaneye geldiği gün ilk işi bana sarılmak oldu. Daha önce baba böyle sıkı sarılan biri görmemiştim. Beni görünce dertlerini unutmuştu. En azından öyle davranmaya gayret ediyordu.

Bu olaylardan 1 hafta sonra beraber dershane çıkışı birseyler yapmaya karar verdik. Çocukluk aklı ya.. ona orda çıkma teklifi edecektim. Dersler lay lay lom geçtikten sonra onunla beraber bir mekana geçtik. Birer kahve söyledikten sonra muhabbete daldık. Gülüşü ve bakışı çok hoş geliyordu. Hele hele kokusu. Öyle bir kokusu vardı ki.. Anlatmakta gucluk çekiyorum. Bazen ne yalan söyleyeyim,  bu kız bana nasıl baktı diye kendime sormuyor değildim. O gün mekanın çıkışında ona çıkma teklifi etmiştim. Onu ilk defa sevdiğimi söylediğimde yüzü kızarmıştı, şimdi de aynı durumla karşılaştım. Tek kelime edemedi. Cevap vermeyi düşünüyor musun diye sorduğumda, hiç istifini bozmadan gitgide kızarmaya devam etti. Mekandan çıkıp onu evine bıraktım. Birakasiya kadar tek kelime dahi azından çıkmamıştı. Ulan utanmak olurda böylesi gerçekten çok fazlaydı. Bir cesaretle kendimi toplayıp;

- Tamam çıkma teklifini unut. Öyle birşey demedim say. Normal haline dön.

Yüzüme şaşırmış bir şekilde bakarak;

- Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?
- Düşünmemi sen sağlıyorsun. Bu kadar utanç yeter. Sanki ciftleselim dedik aq.  ( Bu lafı dedikten sonra kendime şaşırmış tim.  Dememem gereken birseyi söylemiştim. Kizmasini beklerken bir şaşkınlık daha geçirdim. )
-  (Gülerek) haklısın birazcık fazla abartiyorum, ama emin ol ki elimde olan bir  durumda değilim.
- Hadi ama bak evine yaklaştik. Cevap ver artık.
- Tamam kabul ediyorum.

Evine geldiğimizde sarılıp geri döndüm. istikamet bizim evdi. Eve giderken bazı şeylere anlam veremiyordum. Ben oraya okumaya gitmiştim. Ailemi kurtarmaya. Şimdi yaptiklarima bak. Diye kendimce düşünceye dalmistim. Sonra birden aklıma Leylanin kokusu, bakışları beni benden alan herseyi aklıma geldi. Bu mutluluk herseye yeter diye düşündüm sonuçta bir yola baslamistim, gerisinin gelmesi de gerekliydi.

Günler Leyla'nında varlığıyla hiphizli geçiyor, arada sırada derslerden kaçamak yapıp birlikte zaman geçiriyorduk.  Bu böyle  2 ay sürdü. Birgün evdeyim, elime telefonu aldım ve leylaya mesaj attım. O yaklaşık 2 saat cevap vermemişti. Birsey olduğunu anlamıştim.

Arayip neler olduğunu sorduğumda ben bitirmek istiyorum cevabını aldım. Hiçbir şeyde yapmamistim. Neler oluyordu aminakoyim? Sinirlenmistim, kolay kolay üzülen bir insan değildim ama bu kız beni harbiden üzmustu. Birsey yapsam gam yemeyecektim. Ama kotu birseyde yapmamistim. Leyla nin yanına sürekli Dershanede gidip durdum. Onun girdiği ortama bende girince bulunduğu ortamdan kaçıyor du. Ne zaman yanına gitsem benimle konuşmak istemediğini dilegetiriyordu.

Bizim dershane aşama aşamadır binler, örnekle açıklamak gerekirse 3 tane kısım vardı.

1. Kısım çok çalışkanlar 2. Kısım orta halinde olanlar 3. Kısım tembeller. Her hafta bir deneme sınavı olurduk, deneme sınavında kötü yapanlar sınıf düşer, yüksek yapanlar sınıf atlardı. Ben 2. Kısım da orta halinde olanlardandım. Leyla da öyle. Onunla ayrıldığım hafta dershanede sınavda sıfır çektim. Bilerek yapmamistim   gerçekten moralim çok bozuktu.  Derslere olan ilgim tamamen bitmişti. En alt sınıfta    3 hafta kaldığımi hatırlıyorum. Ortamı çok güzeldi. Dershanede hiç arkadaşım yoktu bu yüzden hep sıkıntı çekmiştim kendime, burada kendime diğer sınıfta olduğu gibi yeni arkadaşlar buldum. Çok iyi insanlar vardı aralarında. Ne yalan söyleyeyim bir o kadar da güzel kızlar vardı. ilk düştüğüm sınıfta önce benimle o kadar vakit geçirmeseler de ilerleyen vakitlerde öyle olmadı. Hepsiyle çok içli dışlı oldum. Şuanki sınıfımda bitane kız sürekli benimle ilgileniyordu az çok anlamıştim zaten.

Kız da güzel birşeydi şimdi Allah var yukarda. Ne kadar güzel olursa olsun leylayi seviyorum ben diye geçirdim içimden ben hep.. ilerleyen vakitlerde de böyle oldu. Birgün tekrar dershaneye geldim etüt için. Leyla da ordaydi. Yanında da şuanki sınıfımdan bitane dallama vardı. Ona da Emre diyelim. Sınıfa ilk girdiğimde herkesle tanıştım herkes bende ilgilendi bi bu emre dallama sı gelmedi yanıma.  Neyse konuya dönelim. Beraber etüte gelmisler ama çok içli dislilardi. Bu durum bayagi moralimi bozdu. Çıkışta çocuğun anasını gibecektim karar vermiştim. Leylayla sarılıp vedalastilar çıkışta. Ayar oldum amina koyim. Leylayla ayrılır ayrılmaz çocuğu kenara çektim. Birader hayırdır napiyon sen Leylanin etrafında? diye sordum. ( Eskiden   fitness a giderdim binler yaşıma göre kalipliydim o zamanlar kasları olan bi insandim  cekinirlerdi benden.) Napıcaksın ki sen leylayi? Sevgilim amina koyim sana mi sorucam deyince ilkten nasıl olur lan dedim kendimce. Sonra çok geçmeden saniyelik bir olayla kendime sahip çıkmaya çalıştım. Beni ilgilendirmezdi leyla naparsa yapsın diye düşündüm. Çocuğun yakasını bıraktım pardon birader dedim ve yoluna devam edecekken arkamdan laf etti. Kendini ne saniyo bu aminakoydugum diye..

Geri döndüm, daha demin üstüme düşen efendiligi yapmıştım. Söz konusu adamlığima kalmisti. Sinirime mukayyet olamayıp ben kendimi ne sanıyorum ha? Diye Gülerek baktım çocuğun suratına. Çocuğun suratına sağlam bir yumruk geçirdim. Afallayip kaldı. Bana vurmasına şans vermeden orda tabir etmek gerekirse anasını gibtim. Elimde kalacaktı durduramadım kendimi. Çok fazla da zarar vermek istemedim. Çocukluk aklı bir yerden sonra ölecek kalacak diye korktum  karnına çalıştım yüzünden sonra. Dershane müdürü Cengiz Bey dershane dışındaki kameradan görmüş olacak ki 2 tane öğretmenle aşağıya doğru koşa koşa indi. Bizi ayırdı. Çocuğu dershanenin içine soktu. Benimde burdan uzaklaşmami söyledi. Eve gittiğimde güzelce Duşumu yaptım. Aksama kadar Leylanin nasıl bana karşı bunları yaptığını kendine sorup sorup durdum. Birazda emre aklıma geldi amina kodugum çocuğu, sayesinde belkide dershaneden atilabilirdim. Bir Anlık sinir ile verdigimiz para yanabilirdi. Ailemin yüzüne nasıl bakardim ben? Çeşit çeşit sıkıntılar.  tak mu vardı gittik sevdik birini? Rahatlık batıyordu amina koyim. Yarın okuldan sonra dershaneye gittim. Sınıfa girdim. Birazcık geç kalmıştım. Derse girdiğimde herkes ordaydi bi tek emre gelmemişti. Dershanenin dedikoduculari olayı duymuş bile tüm dershane benim olayla calkalaniyordu.

içeriye girer girmez bir gürültü koptu zaten. Tenefus te herkes yanıma gelip gelip durdu. Leyla için mi yaptın bunları. Olum aptal misin bi kız için dershaneden kovulcan gibi lafları o gün boyunca duydum. Tam son ders dersin bitmesine 5 dakika var. Cengiz Bey girdi içeri. Bana doğru seslendi. Yarın velini buraya bekliyorum. deyip çıktı. Hasgibtir. Ne tak yiyecez  diye düşünürken bir yerden bahane ürettim kendimce velim hasta gelemez vs vs. O gün ailemle konuyu konuşmayı da düşündüm. Ama o cesareti kendimde bulamadım. ilkokullu aklı işte. Beynimde gibik sorular gidip geliyordu. Onu yaparsam sonucu nolur bunu yaparsam sonucu ne olur diye düşünüp durdum gece. Düşünürken uyuyakalmisim. Yarın tekrardan okuldan sonra dershaneye gittim. Dersliğe girmeden önce mudur bey yanına çağırdı. Velin neden gelmedi diye sorunca bir şekilde geçiştirdim. Zor oldu ama bir şekilde başardım bunu. Dersliğe doğru yöneldim keşke emre de olsa bi ters hareket yapsa da ağzını yüzünü gibsem diye düşünüyorum.

Kapıyı açtım içeriye girdim. Emre'nin masasına baktığımda orda biri uyuyordu. Ellerimi birleştirip birbirine sürttüm. Geriye tek bir şey kalmisti. Yanlış yapması. Yanlış yaptığı anda ağzına sıcacaktim. Elim tetikte bekliyordum. Allahtan o gün ters birsey yapmadı. Kendinden çok bana zarar verirdi ama yapacaktım bunu gözüm dönmüştü çünkü. Ne olursa olsun isterse dershaneden atilayim. Yeter ki bir tane daha patlatayim diye düşünüyordum. Sınır iyi bir şey değil panpalarim o gün o çocuk ters bir hareket yapsaydi onun orda amina koyacaktim.

Üstüne birde dershaneden atilacaktim. Neyse.. 

Günler birbirini kovaladı durdu. Birgün dershanede yine etüte kalmıştım. Belki hatırlarsınız Leylanin kankisi ordaydi. Geldi konuştu benimle. O sana bunları yapmak istemedi hiçbir zaman falan fistan birseyler dedi ama artık umrumda değildi açıkçası. Açıklama yapmasına gerek kalmadığını belirttim. Olsun sen yine de beni dinle diye yanıtladı. Siz Leylayla çıkarken annesi bunu öğrenmiş, sınavlara çalışması gerektiğini böyle şeylerin daha erken olduğunu söylemiş. Benden ayrılması gerektiğini söylemiş. Bayagi da sıkıştırmış. Tehdit gibi şeyler olmuş. Leyla da benden bu yüzden ayrılmış.

Bunları isittikten sonra o zaman neden o amina kodugum çocuğuyla çıkıyor diye sordum. Onunla çıkmıyor ki o nerden çıktı diye sordu. Bende o bana öyle demişti dedim. Tabii yaa dedi Leylanin kankisi. Neler oluyor diye sordum. Şimdi neden böyle olduğunu anladım. Bence Emre leylayi seviyor, ama bunu leyla bilmiyor. Leyla ona arkadaş gözüyle bakıyor sadece. Sen emreyle leyla çıkıyor sandığın için mi emreyi dövdün? Gerçektende gerizekalı sin dedi. Ulan hadi öyle olsun. Neden o zaman emre gelip bana ben Leylayla çıkıyorum dedi. Diye sordum. işte onu bilmiyorum. Herhalde leyla dan seni korumak için yaptı tüm bunları. Dedi Leylanin kankisi. O kimi kimden koruyor amina koyim, ben sevdim yanlis birsey yapmadım. Gerçi yanlış birsey yapsam bile ona ne o ne karisabilir ki? Dedim. Karşılık olarak Leylanin kankisi işte sevmek böyle birşey olsa gerek yanitini verdi.

O gün bunları öğrendiğim iyi oldu. Leylaya kızgınlıgim bitti mi Hayır bitmedi. Sonuçta ben bunları hakedecek birsey yapmamistim. Böyle terslenmelere, seni artık istemiyorum, Peşimi bırak demesini , ben gerçekten haketmemistim. Seviyormuydum artık emin değildim. Elimde olsa dershaneyi degistirirdim.

Dershanede kısa zamanda tanınmış biri oldum. Beni tanımayan kız yoktu diyebilirim dershanede. Erkeklerde öyle. Bu sistem böyle ilerliyordu arkadas, illa birini dövmen incitmen lazım taninmak için. Aklımın ucunda bile yoktu böyle olacağı. Yaşadım gördüm. Bulunduğum durumdan o zamanlar hoşnut olsamda şimdi değilim. insan zekası, karizmatikliği,  ahlâkı sayesinde tanınmıyor. Aksine nerde bi kavga var orda popülerlik kazanıyor. Saçma bence. Böyle konuşarak süt bir insan olarak görmeyin beni arkadaşlar, insan olana insan gibi davranmaktan hiçbir zaman vaz geçmeyin. Bazı şerefsiz karaktersizlere atmadiginiz yumruk kalmasin. Olay tamamiyla bundan ibaret.

Çok fazla nasihat verdim. Hikayeme devam ediyorum.

Yarın dershane vardı. Herkesle ortam kurmuştum. Muhabbetim olmayan çok az insan vardı dershanede. Dershaneye giriş yaptığımda herkes selam verirdi bana. Kızlar desen gırla.. Ne yalan söyleyeyim leyla dan sonra hevesim kalmadı böyle şeylere. Kız meselelerine bir süre ara vermek istedim. 1 hafta daha bu böyle sürdü. Ta ki leyla Ortanca sınıftan en düşük sınıfa düşünceye kadar. Biryerden sonra yüzünü bile görmek istemediğim kişi bizim sınıfa düşmüştü. O 1 hafta sınav gününe çok iyi hazırlandım ve sınava girdim.  Ertesi gün sonuçlar belli oldu. Ben sınıf yükselmiştim 1 kişiyle beraber. O kişi de bana karşı boş olmadığını düşündüğüm adına Sedef diyelim. Sedef arkadasimizdi. Hiç o gözle bakmadım ciddi ciddi. Sedef in bitane çok yakın arkadaşı vardı ismine burcu diyelim. Burcu çok iyi bir insan ilk bakışta anlamıştim binler. Aramız günden güne iyilesmisti kanka kardes ayağı takılıyoruz burcuyla. Birgün dershane çıkışı birseyler yapalım mı diye sordu. Kabul ettim. Sana da bir surprizim var dedi.

Heyecanlandım  ciddi ciddi. Dershaneden çıktık önünde bekliyoruz dershanenin. Neyi bekliyoruz diye soruyorum burcuya bekle göreceksin filan dedi. iyice heyecanlanmistim. Dershaneden Sedef indi. Yanımıza geldi ve hadi gitmiyor muyuz? Diye sordu. Burcuya doğru döndüm ve sürpriz bu mu diye bi bakış attım. Sedefe belli etmemeye çalışıyorum durumu. Burcu akışına bırak dedi sessizce. iyi bakalım napalım dedim kendimce.. O gün güzel geçmişti. Nargile kafeye gidip nargilemizi, Çayımızı bir güzel keyfini çıkardıktan sonra ilkten Sedefi evine bıraktık. Burcuyla baş başa kalmıştık. Burcunun ne yapmaya çalıştığını öğrenmek için aramızda şu diyalog geçti.
- Kanki senin amacın ne gözünü seveyim?
- Farketmiyor musun? Bu kadar kör musun kardeşim? Kız sana meftun. Vurulmuş vurulmuş. Bırak herseyi sefasını sür.
- Ben böyle şeylere ara verdim artık burcu.
- Merak etme Sedef Leyla gibi değildir. Yeter ki taşkınlık yapma. Başka karılara kızlara dalganı kaptırma. Sedef sana iyi gelecek. Görürsün. Kırma kardeşini. Dene.
- Sırf senin hatrin için burcu. Olmazsa ugrasmam bile.
- Ya sen dene. Benim için yeter. Hadi kırma kardeşini.

O gün bayagi üsteledi burcu Sedef için. Arada burcu bizim için kaçamak ayarlıyordu. Bir ara yine dershaneden kaçamak yapacakken burcu isim var deyip beni başbaşa bıraktı Sedefle. Anlamıştim Burcunun amacını. ikimizi de başbaşa bırakıp aklı sıra kaynastircakti. O gün Sedefle kadıköye gittik. ikimizde fenerbahceliydik.

Kız olmasına rağmen geniş bir futbol bilgisine sahipti. Bu durum beni şaşırttı. O gün çok eğlendik desem yeridir. Fenerium a girip üstüne başına birseyler baktı. O benim seçtiğim kıyafetleri soyunma kabininde deniyor. Bense ona güzel veya güzel olmamış gibi yorumlar yapıyordum.  Sonralarda canımız gibilinca kadıköy Barlar sokağına gittik. Yaş sıkıntısı olduğu için girebilecegimiz yerler çok kisitliydi. Güzel bir kafe bulduktan sonra orada oturduk. Çaylarımızı yudumlarken bir yandan da keyifli sohbet ediyorduk.

Zamanla Sedef kendini bana sevdirmeyi başarmıştı. Burcu yine yapmıştı yapacağını. Bizden çok mutlu oldu o günü burcuya anlatınca.  Yanıma gelip gelip ee kanka çıkma teklifi ne zaman diye sorup sorup duruyordu. Birgün Burcunun gazına geldim. Gittim dershane sonrası çıkma teklifi ettim. Leyla gibi değildi Sedef. Utangaç değildi. Samimiydi. Ne zaman hatami görse yüzüme vuracak bir tip değildi. Gelip hatami anlatıp çözüm arayacak kişiydi. Ben bu huyunu sevdim onun. Bu sayede bulundugumuz yerdeydik, Sedefle güzel şeyler yapma fırsatımız olduysa sırf bu yüzdendi. Çıkma  teklifine gelince, bana böyle şeyler komik geliyor deyip olgunlugunu konusturdu. Bende ee napcaz o zaman şimdi deyince sen beni seviyorsan, bende seni seviyorsam bu iş bitmiştir. Yok sevgililer günü, hediye, çıkma teklifi filan onlar boş şey dedi. Bende buna karşılık seviyor musun bari onu söyle sonuçta bunları öğrenmek için geldim buraya deyince bunları söylediğime göre tabii ki diye yanıtladı.  Haklıydı. Zaten yaşına göre çok olgun da bir kızdır. Gidip 45-50 yaşındaki bir insanla herhangi bir konuda rahatca konuşabilir.

Sedefle herseyimiz çok iyiydi. Dershanemiz deki dedikoducular  sağolsun, bu olayı gün içinde duymayan kalmamıştı. Memnundum halimden, Sedefte Memnundu. Herhangi bir sıkıntı yaşamadık uzun süre. Ta ki Leylanin cekememezligi olaya damgasini vuruncaya kadar. Heryerden çıkıyordu kız.  Önüne geçmekte zorluk çekiyordum. Sedef leylayi biliyordu. Sıkıntı yoktu ama Sedef  leylanın bana doğru öyle baktığını görünce ayar oluyordu. Benim yanımda ne kadar da sinirlerine mukayyet olmaya çalışsa da ben olmadığımda burcuya leylayla ilgili şeyler söyleyip benimle onun arasında olan biten herseyi ogrenmeye çalışmış. Bu olayı birgün sakin kafayla Sedefle konuştum. Olan Biten herseyi ona anlattim. Sedefte anlayışla karşıladı. Leylayı artık gözümde buyutmedim. Sonuçta Sedef hepsini biliyordu. Ne olabilirdi ki?

Bu olaydan bir hafta sonra Leyla deneme sınavından güzel bir puan çıkarıp bizim sınıfa yükseldi. Kara bulut gibiydi amina kodugum kızı. Sedef yanımda yokken leylayi kenara çektim. Aramızı bozmaya çalışma hiçbir zaman, kapanmış defterleri birdaha açma dedim. Tam karşılık verecekken Sedef girdi sınıfa. Hasgibtir. Beni Leylayla konuşurken gördü. Her akşam beraber evlere dagilirken sarılır dim. O akşam yanıma gelmedi. Akşam eve gittim telefonu elime aldım. Aradım aradım açmadı. Mesaj olarak Leylaya bizi rahatsız etmemesi gerektigini söylediğimi yazdım mesajda.

Beni ilgilendirmez, artık kimseyle ilgilenmiyorum. Keyfince dilediğini yapabilirsin. Hem ben sıkıldım artık, yoruldum. Birisi sana yan gözle bakacak diye tehdit etmediğim kız kalmadı. Ben böyle olsun istemiyorum. Artık hicbirseyle ugrasmak istemiyorum. Lütfen anla beni, kusura bakma. Bu kadarmış. Herşey gönlünce olur inşallah hayatında.

Bana bu yazıları yazdı. Karşılık veremedim. Elim gitmedi telefona. Son çare burcuydu. Öyle düşündüm. Telefonla burcuyu aradım.
- Kanki yardimci ol bana, yanlış anlaşılma yüzünden Sedefle ayrıldık.
- Dalga mi geciyorsun?
- Yalan borcum mu var Burcu. Sesimden belli olmuyor mu ciddi olduğum?
- Anlat bakayım olayı.

Olayı anlattıktan sonra halletmeye çalışacağını söyledi. Birazcık olsun moralimi düzeltti Burcunun bu tutumu. 

Dershanede burcu Sedef in peşini bırakmadı. Olayı anlatmış ama nafile. Sedef in derdi birtek leyla değilmiş. Çevremin dershanede fazla olmasiymis. insanlarla çok içli dışlı olmammış. Beni sürekli başkalarından kiskanmaktan bıkmıs. Burcu çok iyi bi insan, benim için elinden gelen herseyi yaptı. Ama nafile. Olmayınca olmuyor. Zorlamamak lazım. Sedefle aynı sınıfta olmamıza rağmen bu olaylardan sonra hiç muhabbetimiz olmadı. Haklıydı bana karşı dediklerinde, bir şans verse hersey düzelecek gibiydi ama o bu fedakarlığı bana yapmadı. Benim üzüldüğüm tek nokta buydu.

Günlerden birgün yanımda ismine ali diyelim. Çok samimi olmasam da tasak muhabbetimiz oluyor arada. En alt sınıftan bi tanıdık. Emre picinin sınıfından.   Dershaneye gitmek için minibüse bindiğimde aliyi gördüm. Oo kanka nasılsın filan muhabbet ettik. Dershaneye gelinceye kadar. Dershaneye yaklaşırken kanka ben bitane kızla konuşuyorum 1. Kademedeki sınıftan. Kim diye sorduğumda, kanki kıza söz verdim kimseye söylemiycem diye. Sen ilksin, bu kadar bil yeter dedi. Israr etmedim. Zaten tanimiyordum 1. Kademedeki öğrencileri. Gormuslugum var ama o kadar samimi degildik. Arada Merhaba Merhaba filan. Beni tanıyorlar ama ben onları tanimiyorum amina koyim.

Birgün onları tanıma fırsatım da oldu. ismine bilge diyelim. Onun doğum günüymus. Tüm gün dershanede ders islemeden, doğum gününü kutlamislar. Onun dersleri saat 1 ve 3-4 arası bizim dersler 4 buçuk 6 buçuk arası. Görmüyordum o kadar sık ders saatlerimiz uyusmadigi için. Dersliğe girdiğimde kimse yoktu. Tüm dershane bir derslikte toplanmış doğum günü kutlamislar. Hiç havamda değildim. Çıktım kantinin terasına, yoldan geçen arabaları seyrediyorum. Bilge geldi. Kantine çıkmış dondurma almak için. ismimle hitab edip sen neden ordasin gelsene bizim dersliğe dedi. Yok havamda değilim, takılın siz deyince bayagi ısrar etti. Kızı tanımıyorum etmiyorum.

Kolumdan çekti. Napalım ona uydum bende. Dondurmalari alıp dersliğe geçtik.  içeriye girdiğimde hocalarindan tut ogrencilerine kadar herkes ordaydi. Derslikte yer kalmamış artık. Anne baba günü gibi. Dondurmalari bıraktım. Bizim çocukların yanına gidip 2 dakika takıldım. Fazla geçmeden kaçtım o derslikten. Tekrardan kantinin terasına çıktım. Bir Soda aldım ayaklarımı sandalyeye uzattım. in cin top oynuyordu koca dershanede. Herkes gitmiş bir dersliğe sıgmıs. Sodanin keyfini çıkartamadan bilge yine geldi. Kantinden kola filan almaya gelmiş bu sefer. Kolaları kantinci den alınca ya kadar gördü beni tekrar terasta. Geldi yanıma.  Madem doğum günü partime katılmak istemiyorsun, hediyemi ver. Dedi. Gülerek tamam da benim hediyem yok Kantinden ne alırsan benden cevabını verdim. Tamam kabul diyerek çikolata aldı 3 tane. Teşekkür etti. Doğum gününü kutladım. O akşam eve gittiğimde daha yeni yeni açmış olduğum facebook hesabina 2 tane arkadaşlık isteği gelmişti.

Merakla arkadaşlık isteklerine baktım. Biri bilgeydi. Diğerine de Tuğba diyelim. Tuğbayı daha önce dershanede görmüştüm. Bilge yle birlikte takilirdi. Görünüşü güzel, cok cana yakın bir kız diyebilirim o zamanlar için. Arkadaşlık isteklerinin hepsini kabul ettim.    Kabul ettikten sonra fazla geçmeden Tuğba bana mesaj attı. Bilgeye çikolata almissin, hava atıp atıp duruyor bana. Bende istiyorum bana da alacaksın. Diye bir mesaj. Olur alırım ama ne alaka hava atmak? Diye cevapladım. Bizim aramızda bi muhabbet var öyle, sen kurcalama oraları sen yarın bana çikolata al diye ekledi. Ertesi gün çikolatasıni aldım. Mutlu oldu gerizekalı. Bu kızları anlayamıyorum 1 tane çikolata bile bu kızları mutlu edebilecekken biz erkekler kızları neden 25 kuruşluk çikolata kadar mutlu edemiyoruz? Sokayım böyle hayata.

Konuya dönelim. Aradan 1 hafta geçti. Tuğbayı etütte gördüm. Lavabodan çıkarken gözlerinin kizarikliklarini bizlerden gizlemeye çalıştığı ap açık belliydi. O gün yanına gitmeye çalışsam da gidemedim. Aksama doğru eve gidince başladım yazmaya. Neyin var bugün iyi gozukmuyordun? Anlatmak istersen dinlerim. Diye bir mesaj attım. Çok geçmeden yazdı bana. Derdinin ne olduğunu soyleyemeyecegini ancak kendisini mutlu etmeye calisabilirmisim.
Egolu bir kızdı belliydi. Azıcık konuşmaya ihtiyacı olduğu için bunu ondan esirgemedim. Onunla o gece sabahladigimizi hatırlıyorum.

O gunden sonra yediğimiz ictigimiz ayrı gitmedi. Yanlız benden sakladığı birseyler vardı seziyordum. Ama soylemiyordu bir türlü. Ben ona hep arkadaş gözüyle, bir nevi burcu gözüyle baktım. Oda bana öyle.    Aksi yoktu. Olamazdı. Bu kadar emindim kendimden. Benimle arkadaşca konuşurken bir başkasıyla çıkıyordu. Bunu biliyordum. Ama kiminle çıktığını bilmiyordum. Ne kadar yediğimiz ictigimiz ayrı gitmese de bunu esirgedi benden.

Çok iyi arkadaştık hersey çok güzel gidiyordu. Derken leylayla Sedef kanka olmuşlardı. Bu duruma gerçekten şaşırmıştım o zamanlar. O gün etüte kaldım. Minubus muhabbetinden de tanırsiniz ali benle aynı etutteydi. Onu gördüğümde etüt filan giblemedik. Gittik oturduk en arkaya. Çocuk başladı tasak muhabbetine. Hocada zaten test dagitmisti. Rahatca na konuşmaya başladık. Hoca telefonla oynuyor bizde test cozuyormus gibi yapip muhabbetin dibine vuruyorduk. Etüt un bitmesine yakın  o sevgilisinden bahsetti. Benden gizlediği.. dedim ne oldu o iş? Kanka aramızda kalsın gibecem kızı az kaldı filan falan diyor. Geçen onların eve gitmişler. Kızla beraber film izlemişler yiyismisler.. Ne yaptiysalar yapmışlar.. iyicene merak ettikten sonra olum kim bu kiz söyle benden mi sakliyorsun diye üsteleyince yapıştırdı cevabı. Tuğba diye bi kızla.

Bunu dedikten 5 saniye sonra etüt bitti. iyiki bitmiş. Çünkü ben ayar oldum duruma. Hızlıca evin yolunu tuttum. Eve gittiğimde çantami ve üstümü degistirmeye vakit harcamadim. Telefonu elime aldım. Aradım Tuğbayı. Dedim bu yaptığın ne demek? Sen nasıl bir insansın?   Sen herseyden once bir kizsin. Yaşının tutmadigi seyleri arzulayamazsin. Tamam birisiyle cikarsin anlarim ama bu olanlar fazla. Bunları demeye hakkım yok. Ama arkadaş arkadaşın iyiliğini ister. Bende senin iyiliğini istiyorum diye ekledim. Ne oluyor filan falan demeye kalmadan. Sınırlı bir şekilde olan biteni anlattım. Cevap veremedi. Sessiz kalmaması gerektiğini söyledim. Ağlıyordu.

O gün Daha fazla sey yasandi. Benimle yatmak istediğini söyledi. Bense karşı çıktım. Dedi. Ne haliniz varsa görün beni hiçbir olaya karıştırmayın bundan sonra dedikten sonra telefonu kapattım.

Bu devirde arkadaş olmak bile sakıncalı. Şimdi ben gidip birinin canını yakacam bir hiç uğruna. Olan olduğu ile kalacak. giberim dedim umrumda değil artik hiçbir şey.

Günler geçti. Ne aliyi görüyorum. Ne de Tuğbayı.. Tuğba sürekli konuşmak istiyor benimle sürekli arıyor telefonla ama cevap vermiyorum. Bu olaylardan sonra Tuğbayı dershanede gördüm yine. Beni beklemis dersi bittiği halde. Ona yokmuş gibi davranıp dersliğe geçtim. Erken gelmiştim. Kimse yoktu ortalıkta. Tuğba dersligin kapısını aralayip benimle konuşmak istediğini söyledi. ilkten oralı olmasam da sonradan yanıma geldi ve oturdu. Kolumdan cekistirip durdu. Gitmen için dinliyorum haberin olsun diye hatırlattım. O da sen yeter ki dinle cevabını verdi. Aliden ayrıldığını, artık böyle şeylere uzunca süre ara verecegini söyledi.

Dinlememezlikten geldim. Sonralarda Tuğba nin hareketlerine dikkat etmeye başladım. Gerçekten düzelmisti. Benimle konuşmaya devam etmek istiyordu. Sürekli de arıyordu. Ben bir gün dayanamadım, tüm ofkemi ona karşı bitirdim. Öfke yerini yavaş yavaş sevgiye bağlamışti. Çok iyi arkadaş olacaktık onunla. inanıyordum. O bana herzamankinden daha çok ısındı. Olaylardan kısa süre sonra Aramızdan şu sizmaz hale geldi tekrardan. Eskisinden farklıydı bu olay.  Eskiden saklı şeyler vardı. Şimdi yoktu.

Mevsimler geçti. Bundan 3 ay önce Sedef varken, leyla varken, şimdi sadece Tuğba vardı. Ben bu kız da buldum huzuru. Hangi sevgili verebilirdi ki Tuğba gibi bir arkadaslik? Sevgili işleri boş işti. Önemli olan arkadaşlıktı. Arkadaşlık her zaman asktan önce gelir. Bunu yaşayarak gördüm.

Birgün yine Dershanedeyim, Tuğba beni beklemis yine. Yanıma geldi konuştuk muhabbet ettik. Bu cumartesi kuzeni ile beraber akşam yemegine cikacaklarmis. Kuzeni kız arkadaşını yanında getirecekmis. Öyle ortama manitasiz gitmek olmazmis . Ben ona eşlik edecekmisim. ilkten böyle oyun mu olur? Tanıt beni arkadaşın olarak öyle gelirim filan dedim. ilkten söyledim artık olmaz dedi. Mahcup etmemek için kabul ettim. O akşamın sabahında facebook tan Tuğbaya ben öyle ortama girmek istemiyorum. Tanitirsan beni arkadaşın olarak öyle giderim dedim. Bayagi bi afra tafra yaptı. Trip üstüne trip yedim. Sonlara doğru kabul etti. O akşam çıktığimizda, Kuzeniyle tanistirirken beni manitasi diye tanıttı. Ortama uyum sağladım. Tuğba mahçup olmasın diye. Arada Tuğbaya göz göze gelsemde gözlerini benden kaciriyordu. Biliyordu çünkü kizacagimi. O akşam bana aşkım,  canım, cicim vs vs. Birsürü şeyler dedi. Bende karşılık verdim ama nasıl bir karşılık verme. Resmen kafamdan alevler cikarmiscasina karşılık veriyorum. Karar verdim o akşam. Tuğbanin ağzına sıcacaktim. O akşamdan sonra ilk isim onu surundurmek oldu. Bayagi sinir olduğumu belirttim yaptığım hareketlerle. Korktu da diyebilirim. Sonradan kiyamayip affediverdim.

Bu affetmenin verdiği züt kalkmasiyla bana aşkımli canımli şakalar yapmaya başladı. Ilklerden yine terslesemde sonlara doğru bende karşılık verdim. Amacım o değildi. Sadece o bu halinden memnundu. Bana da ortama ayak uydurmak kaldı.

Günler öyle sürüp gidiyordu dershane sezonu bitecekti. Bitmesine 1-2 hafta kaldı. Tuğbayla resmen sevgili gibiydik ama sözde arkadaştık. Birgün ben dayanamayip;

- Sıkılmadin mi artık şu muhabbetten, dışardan görenler sevgili sanacak bizi.
- Öyle değilmiyiz zaten? ( yüzünü asarak bana doğru baktı.)
- Dalga mi geciyorsun Tuğba?
- Yok artık. Sen böyle bir erkek misin? Hem öyle konuşuyorsun bana karşı. Hemde arkadaşız diyorsun. Ne demek bu?

Tuğbaya orada cevap veremedim. Yüzünü astı durdu bana karşı. Arkadaşım dediğim kız sevgilim olmuş benim haberim yoktu. Dershanede herkes bizi cikar gibi biliyorlardi. Duygu gibismesi yasadim o anlar. Sonra madem bana karşı öyle düşünüyor, bende ona karşılık vereyim diye düşündüm. Hem ne olacaktı ki ondan süper bir arkadas olmuştu. Niçin sevgili olmamaliydi. Durumu düzeltmek için bende ona karşı birseyler hissettigimi söyledim. O an nasıl sevindi anlatamam.

Arkadaşken ayda yılda bir kavga ederken, sevgiliyken öyle olmadı. Düzenli olarak kavga ederdik gün içinde. Ama mutluyduk, huzurluyduk. Kimse kimseyi terketmeyecek sanıyorduk. Dershanenin son haftası aliyle Tuğbayı konusurlarken gördüm. Onların beni goremeyecegi şekilde gizlendim. Aklımdan türlü türlü şeyler geçiyor ama inanmak istemiyordum. Çünkü ben Tuğbaya kısa süre içinde aşık oldum. Ne leyla ne de Sedef ne de çok çok önceleri.. eline su bile dokemezdi Tuğbanin. Yumruğumu sıktım Aliye doğru hızlı hızlı adımlar atiyorken, birden durdum. Birkaç şey daha düşündüm aklımca. Ya kötü bir amaçları yoksa, Tuğbaya kendimden bile daha çok guveniyorum ben diye geçirdim içimden. Yumruklarimi indirdim aşağıya, beni gormelerini sağlayacak şekilde onlerinden gececektim ki aliyle Tuğba sarıldı. Anasını gibeyim diyerek zıpladım olaya.

Ali beni görünce Tuğbayı çekti kenara. Tuğba beni görünce tutmaya çalıştı. Kafamı aşağıya doğru eğdim. Tuğbanin suratına baktım. Yapma gibi bi bakışla bakıyordu. Kafamı tekrardan eğdim. Bu saniyelik bi olaydı. Alinin suratına sert bir yumruk vurdum. Afalladi kaldı amina kodugum çocuğu. Tuğba bana doğru dönüp git diye bağırdı. O anlık sinirle dahada yanıma gelme bundan sonra diye bağırdım. Sinirlenerek basamakları 5 er 5 er iniyorum. Dersliğe gittim. Çantami aldım çıktım. gibmişim dersini. Eve gittim. Güzelce bi duş aldım. Sosyal medyaya, telefona aklım gidiyordu. Mesaj gelmiş mi bi açıklama yapacak mi diye düşünürken, düşünceme yenik düşüp gittim açtım interneti. Yazı yok. Mesaj yok. Bi gibim yok. Suratına bakmadım 2 gün boyunca Tuğbanin.

Oda benim yüzüme bakmadı. Hem suçluydu, hem güçlü. Acaba ben mi suçluyum diyerek dershanenin son günü konuşmak istedim onunla. Bu sefer o istemedi. 2 gün sonra lise sınavları vardı. Benim düştüğüm hale bak. Mahalleden arkadaşlar sağolsun derdime care bulmaya çalıştılar. Sürekli yanımda oldular. Onun sayesinde biraz olsun motive buldum kendime. Facebookta takiliyorum. Bi mesaj geldi. Ismi fatih olsun. Karşı dershaneden bi çocuk. Konusmuslugum vardı zaten kanka ayakları takılıyorduk çocukla. Çocuk her gün karıyla yatıp karıyla kalkıyor.. Halimi hatrimi sordu bayagi konustuk. Sonra ona  kanki bana kız bulabilir misin diye sordum. Olur kanki sıkıntı yok filan dedi.. bunlari konustuktan 2 saat sonra bana yazdı. Telefon numarasini verdi kızın. ismini filan verdi. ismi Tuğbaymis vay aq. Onların dershaneden bir kız. kanki yanlız bu kız sevgililerine veriyor paralı değil filan dedi. Eyvallah kanka Sağol bu da olur filan dedim. Eve gidince telefondan aradım kızı. Dedim ben şu şu. Fatih var belki bilirsin. Onun arkadasiyim. Ona seni sorup sorup duruyorum. Bir zamandır sürekli gozluyorum seni. Seni aramakla aramamak arasında kaldım. Musaitsen görüşelim bugün. Olabilir filan dedi. O gün  buluştuk. Kız çok güzeldi öyle güzeldi ki anlatamam. O gün çok güzel vakit geçirdik. Aksama evde çıkma teklifi ettim. Kabul etti huur. 2 gün sonra lise sınavı vardı. Kafa dağıtmak farz olmuştu. Karar verdim. Ben bu kızı gibecektim. Hayatımda ilk defa böyle birşey yasayacaktim. O heyecanla gece yatakta dönüp dönüp durdum. Çocukluk aklina bak..

Ertesi sabah kalktigimda lise sınavına son gün vardı. Sabah kalkar kalkmaz huur Tuğbaya mesaj attım. Bugün buluşalım mi diye..  Hemen kabul etti. Gittik bir güzel yemek yedik önce, sonra kız beni evine davet etti amk. Ben nasıl başlangıç yapıcam diye beklerken, kız başlangıcı yaptı, 2 gün tanıdığı çocuğu evine davet etti.. nasıl bir huurya denk gelmişim Allah ıslah etsin..

Bugün bile hatırlarım aradan kaç sene geçmiş.. Aşkın 500. Günü diye bi film izliyorduk yanlış hatirlamiyorsam. Sevişme sahnesi bol bol vardı filmde. Kız bana her sevişme sahnesinde biraz daha yaklaşıyordu sanki hissediyordum. Sanki ben ona değil o bana kayacaktı isteğe bak arzuya bak amk.

Kız bayagi yaklaştı bana, ben bi hamle ile ona döndüm göz göze geldik belinden sertçe çektim kendime. Öpüşmeye başladık. kucağıma bana dönük şekilde oturttum dillerimiz resmen birbiriyle dans ediyordu. Belinden elimi çekip bacaklarını kavradım bedeni bedenime yapismisti resmen. ilk defa böyle birşey yaşadığım için kontrol edemiyordum kendimi boşaldım bosalacaktim. Ramak kalmıştı resmen. Bacaklarını bir yandan oksuyordum bir yandan opusuyorduk. huur elini benim boynuma koymuş arada saçlarımla oynuyordu. Kaldırdım Bacaklarini sertçe kavrayarak. Hala kucagimdayken duvara yasladım. Bacakları benim belime kenetlenmisti. Orda gömleğinin düğmelerini  yavaş yavaş  açmaya başladı. Sonra teker teker benimkileri açtı. Teni pürüssüzdü. inanılmaz ciksiydi. Kulağından aşağıya doğru dilimle indim boyun kismindan memelerinin arasına kadar indim milim iniyorken o çok zevk alıyordu hissediyorum hafiften saçlarımı çekiyordu.

Memelerinin ucu sertlesmisti. Dilimle memelerini yalarken elimi dıbına attım. islanmisti. Biraz oynadıktan sonra iyice yaladım resmen dilimle gibiyordum huuryu. iyice zevkten uçmustu. gibimi eline alıp ağzına aldı. Ustaca dil darbeleri atıyordu hiç dişlerine degdirmiyordu. Tecrubeliydi huur.. iyice yaladiktan sonra geliyorum dedim ağzını açtı. Bir güzel boşaldım. Bekle dedi gitti peçete filan getirdi yüzünü sildi. O sırada cüzdanımı çıkarttım ve prezervatifi eline verdim. gibime taktı ve önüme yattı. gibimle dıbının orda oynuyordum. Sok artık diye bağırdı. Ve birden kökledim. Biraz canı yanmıştı. Gittikçe hızlandım bir yandan gittikçe hızlanıyor bir yandan memelerini oksuyordum. Sonra dayanamayıp bir kez daha boşaldım. Bir güzel tekrar öpüştük. Sonra kucağıma alıp duş yapmak üzre banyoya girdik. Birgüzel duş aldıktan sonra fazla durmadım çıktım evden. O gün eve gidince mesajlara baktım huur bugün çok güzeldi sen gerçekten muhteşemsin yazmıştı. Hiç cevap atma tenezzulunde bulunmadım. O gün iyice dinlendim. Sonuçta yarın sınav vardı. Neyse sınava girdik çıktık. tak gibi geçmişti.

Evdekilere çaktırmadan sınavın iyi geçtiğini söyledim. Yaz tatiline resmen girmiştik okul bitmişti. Tabi bu aralar huur sürekli bana yazıyordu ama cevap vermiyordum. Bir yerden sonra mesaj atmayı kesti. Aklım başka yerlerdeki.  Sürekli Tuğba mesaj atsın diye bekliyordum günler böyle geçiyordu ama bir türlü atmıyordu mesaj. Yaklaşık 1 ay gibi bir süre geçti ve sınav sonuçları açıklandı. Ailem hayal kırıklığına uğradı yüzüme bakmadilar o demler. Zaten moralim bozuktu Tuğba yüzünden. Birde ailem çıkmıştı ortaya.. Bu olaylardan 1 hafta sonra dershaneden mesaj geldi aileme. Dershanede lise tercihleri yapılacakmis beni de bekliyorlarmis. Belki tugbayi görürüm diye gittim. Lise tercihi filan bahaneydi. Gözlerim hep tugbayi arıyordu. 1 buçuk 2 aya yakındır göremiyordum onu. Her tarafa baktım derslik derslik gezdim ama bulamadım. Umudum gittikçe kırılmıştı yapacak birsey bulamadım ve eve döneyim dedim basamakları yavaş yavaş inerken Tuğbayi yukarıya çıkarken gördüm. Umursamiyormus gibi yaptı geçti yanımdan. Seslendim Tuğba bana bir bak dedim. Döndü ne var işin gücün yok mu senin git işine bak dedi.

Bunu deyince onu görmenin vermiş olduğu sevinç birden yerini sinire bıraktı. Birsey diyemeden çıktım gittim ordan. Gittim eve sürekli onu düşündüm. Günler onu düşünmekle geçiyordu. Birgün yeter lan nereye kadar deyip gaza geldim ve mesaj attım. Hayret.. terslememisti beni. Buluşmamız gerektiğini söyledim. Kabul etti. Sevincimden havalara uçuyordum. O gün buluştuk ama o eski o değildi sadece  gelmiş olmak için gelmişti. Eski günlerden bahsettim ona gözlerim parlıyordu ona bakarken. Ama o dinlemiş gibi yapıyordu anlıyordum. Sonra sözümü kesti bak dedi, seninle birseyler yaşadık iyi ya da kötü. Ama ben artık seni istemiyorum dedi nolur ısrar etme yasanmisliklara saygım olduğu için buraya geldim yanlış anlama sakin beni dedi.

iyi dedim son bir kez sarilacaktim ona da izin vermedi geri çekildi. Kendine iyi bak o zaman dedim. Döndüm eve. Sürekli onu düşünüyor aklımdan cikaramiyordum. Açtığı sosyal medya hesaplarının hepsini takip ediyordum fotoğraflarını kendime kopyalıyor sürekli onlara bakarak zaman geciriyordum. Derken lise tercihleri açıklandı. Evime çok uzak ve taktan bi meslek lisesi tutmuştu.   Araştırma yaptım biraz nerelere gidebilirim filan vs. Sonra spor lisesi kanaatine vardım. Bizim memlekette çok güzel bir spor lisesi vardı. Ailemden izni aldım ve Denizli'ye gittim spor lisesi mulakatlarina girdim ve kazandım. Resmen spor lisesi kazanmıştim. Sevinmistim. Derken sevincim fazla sürmedi. 2 hafta geçti geçmedi ailem beni yanına çağırdı. Burada okuyacaksin dediler. Bende mecburen geri dönmek zorunda kaldım. Durumlar kötü filan diye tahmin ediyordum o dönemler. ikinci tercihimle bi lise tercih ettim ve zorunlu olarak meslek lisesine devam ettim.

Burada çok kral arkadaşlar gördüm çok güzel zamanlar geçirdim ama hiç Karı kız ayakları olmadı hiç. Olduysa da ben giblemiyordum. Sürekli Tuğba aklimdaydi. Sürekli sosyal medyadan fotoğraflarına filan bakıyordum. Derken birgün bi fotoğraf paylaştı bikinili.. Tüm berkacanlari almış yanına sadece kız o var. Ben iyice deli oldum beynim attı. Onu gördüğüm akşam çıktım evinin önüne gittim. Biraz baktım kimse yoktu. Ciksa da konussak derdindeydim. Biraz daha baktim yaklagib yarım saat sonra bi berkacan girdi evine kapıda da o vardı. Gittim marketten bi sigara aldım. içe içe döndüm eve.. O gün sigaraya başladığımi hatırlıyorum.

iyice tugbayi hayatımdan gibtiretmeye çalıştım eski defterleri açıp Sedefle konuştum. Bayagi samimiydi sanki eski şeyleri unutmuş yeni şeyler yaşamak istiyordu. Birkaç gün konuştuktan sonra hevesim kaçtı ona karşı. Leylaya döndüm ona yazdım. Sevgilisi olduğunu öğrendim, onu da gibtirettim. Dışardan kız bulayim dedim. On Numara kızlar bana tak gibi geliyordu. Hep bi kusur arayip begenmemezlik yapıyordum tanıştığım kızlarla. Bir yanim kızlarla flortlesmek bir yanim Tuğba diyordu. Vazgeçtim. Olmayacaktı karı kız alemi bana göre değildi bunun kanaatine vardım.

Lisedeki arkadaşlarımla gün geçtikçe samimi olduk yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez hale geldi. Her allahın günü okuldan kaçar birseyler yapardık. O sıralar biraz daha Tuğba aklımdan çıktı. Artık eskisi gibi aklıma gelmiyordu. Lisedeki arkadaşlarım birer kardeşlerim oldu 7 24 beraberdik hiç yalnız kalmiyorduk. O sene yaz tatiline girince halamın yanına tatile gidecektim. Alışveriş için geziyordum ki bir baktım Tuğba önümden geçiyor birsey diyemedim. Yanına gitmek istedim ama gidemedim. Tam unuttum derken yine çıkmıştı karşıma. iyice baktım inceledim değişmişti. Daha da bi guzellesmisti. O günden sonra yine aklıma gelmeye başladı. Tatile çıktım halamın yanına gittim. Bir güzel eğlendik ettik ama sürekli yine aklimdaydi. Birgün yine kafam attı. Yazma gereği hissettim. Yazmakla yazmamak arasında kaldım. Derken kuzenim geldi durumu anlattım yazayım mi yazmayayim diye sordum. Ver bakayım ben yazayım dedi. iyi dedim ben bi sigara içip geliyorum dedim terasa çıktım.

Kuzen bana seslendi bu kız seni hala seviyor ya lan dedi güldü filan, ben bayagi sevindim sigarayı yarıda söndürdüm içeri girdim. Koşa koşa gittim yanına mesajlara bakıcam derken telefonum çaldı, kuzen benden önce davranıp aldı telefonu ve bana sessiz olmamı karışmamı söyledi. Ne yapıyor anlamıyordum. Kuzen yasin öldü ciddiyim niçin bana inanmıyorsun cenazesi olacak yarına sizi de beklerim dedi ağlamaklı bir sesle. Dedim Allah belanı versin kuzen. Tam o sırada dışa verdi sesi kuzen. Kız ağlıyordu deliler gibi. Adımı sayiklayarak bagriyordu. Aşkım lütfen sen ölemezsin filan diyordu. Bayagi bi sayıkladi. Benim de hoşuma gitmiyor değildi öyle konuşunca. Sonra bizim kuzene gelicem oraya onun için heryere gelirim. Nerede olacak cenaze gibisinden sorular sordu. Hala ağlıyordu Kıyamam, o aglayinca bende ağladım. Gözlerim doldu ama belli etmiyorum. Kuzen ağlamaklı sesle konuşuyor hiç çaktırmadan cenaze yerini filan salladı. Sonra kapattı telefonu.

Ulan dedim kuzen Aslan kuzen sen neymissin be dedim. Aradan 20 dakika ya geçti ya geçmedi. Dershanedeki tüm arkadaşlarım beni aradı. Sırayla, hocalarım, tanımadığım çocuklar vs. Sırayla aramaya başladılar. Hepsini kuzen açtı konuştu. Bu iş büyüdü yeter artık kuzen desemde dinlemedi. Bekle daha zamanı var deyip deyip duruyordu.

En sonunda dayanamayıp öyle birşey olmadığını söyledim herkese, kimi küfür etti kapattı telefonu kimi sevindi. Tuğbayla o gün son kez konuştum sen nasıl bir karaktersizsin dedi bana.. O günden sonra hiç konuşmadı benle heryerden engelledi. Ne kadar konuşmak için can atsam da dönmedi bana bir türlü. O gün Kuzenle bayagi kavga ettik, gönlümü almak için çıkıp tekele gidip 100 lük vodka aldı geldi. O gün ilk içişimi yaptım. O günden sonra alkole de başladım. Tatildeyken her gün düzenli olarak içiyorduk. Tatilde 2 hafta daha durmayı planlarken babam aradı. Geri dönmem gerektiğini söyledi

Kuzenlere sağlam bi vedadan sonra babamın yanına döndüm. işler acayip karışmış yokluğumda. Babam amcamla beraber aynı binada kalıyorlar 2 kat birinde amcam oturuyor birinde biz. Evin hepsi dedeme ait. Dedem 4 senedir Alzheimer hastası. Amcami herkesten daha çok sever babamı her zaman en arka plana atardı yani bir nevi ayrımcılık. Amcam Dedemin hastalığından fırsat bilip bankadan noter destekli tapudan 300 bin lira para çekmiş üstüne evi hipotek etmiş. Bizim daha yeni haberimiz oluyor bunlardan. Tabi amcam parayi odeyemeyince ev mecburen satılıyor su fiyatına. Bizimde elimize 3-5 birseyler düşüyor. O günden sonra amcamla babam hiç konuşmadılar hep küs oldular birbirlerine karşı. Bizde kiralık bir ev bulduk orda kalmaya başladık. Tabi o zamanlar yokluk içindeyiz sefalet içindeyiz. Babam o evden kalan 3 5 birseyle arsa aldı sattı sürekli biraz para kazanmaya başladı o işten zamanla. Bana gelince liseye devam ettik arkadaşlarım sağolsun beni boş birakmiyorlar sürekli ilgileniyorlardi. Son Tuğba olayını filan anlatmıştım az çok haberleri vardı. O yüzden çok hassas davranıyorlardı bana.

Günler öyle geçip gidiyordu lisedeki kardeşlerim de beni yanlız birakmadilar beraber her hafta olmasa da kesinlikle 2 haftada bir biryerlere gidip içiyorduk. iyice bünyeyi alıştırmıştım alkole evde gizlice bile içiyordum arkadaşlardan vakit buldukça.. Ailem kokudan anlıyor ama ses etmiyorlardı. Bir gün babam çekti kenara beni konuşmak istediğini söyledi. Niçin sürekli içtiğimi sordu, senin yaşında bende öyleydim oğlum tamam ama sen aşırı yapıyorsun diye fırça kaydı bana ama dinlemedim tabii bir kulağımdan girdi diğerinden çıktı. O sene lisenin 2. Senesi bitti. Hiç karı kızlarla işim olmuyordu eskilerden leyla yazıyordu arada ama cevap vermiyordum biyerden sonra o da vazgeçti artık yazmaktan. Tugba surekli aklimdaydi aklima geldikce kuzene  kufur edip edip duruyordum. Bu arada yaz tatilinde aileme yük olmamak için bir işe girdim ve 2 ay boyunca çalıştım. Kazandığım parayı harcamadim babama verdim ama kabul etmedi. Git tatilini yap bu yaz çok çalıştın deyince biraz düşündükten sonra kabul ettim. Tatil yapmak aklımda yoktu sadece kafa dinleyebilecegim yer olsun bana yeterdi.

Yazlık yerlere gitmek istemiyordum aklımda o yoktu Memlekete gidip akrabalarimi görürüm zaman geçiririm havasindaydim, 1 2 gün akrabalara zaman ayırdıktan sonra kendi kabuğuma çekildim kafami dinledim. 2 ayda topladığım parayi 2 haftada her gece içerek bitirdikten sonra ailemin yanına geri döndüm. Okul dönemi açılacaktı az kalmıştı. Babam islerini düzeltmiş toprak işlerinle iyice uğraşmaya başlamıştı. Okulların açılmasına 3 gün vardı çok iyi hatırlıyorum. Gece 2 kadeh bişey içip sızmıştım yatağıma. Sabah saat 5 gibi ayak seslerine uyandım. Kapıyı açtım bir baktım ev sahibi filan gelmişti. Babamın yüzüne baktım ağlıyordu ne olup bittiğini anlayamamışken annem yoktu ortalıkta. Kapıyı açtım baktım beyaz bi çarşaf ortmus babam üstüne birde bıçak koymuş. Kalp krizi geçirmiş annem. O gün annemi kaybettik. Dün gece hicbirsey yoktu lan hala düşününce kafayı yiyorum, çay içiyorduk bisküvi filan yiyorduk babam annem ben ailecek. Sabah kalktık yok. Gitmiş. Ağlamak istiyordum ama aglayamiyordum. Cildirmistim ama belli edemiyordum. Babam beni öyle görsün istemezdim. Kapadım kapıyı attım üstünden çarşafı bıçağı. Anne dedim kalk tüm gücümle kendime çekiyordum onu kalkacak zannediyordum. Hani bi insan yaşamadan bilemez ya yokluğun ne olduğunu. Ben o günden sonra iyice anladım neyin ne olduğunu. Anlıyormuş gibi yapmayın sizde beyler, ailesinden birini kaybetmeyen kimse anlayamaz acımı.

Gittik defnettik geldik annemi, tanımadığım onlarca insan vardı cenazede. Herkes gelip sarılıp kokluyordu beni tanımadığım insanlar öpüyordu. Liseden arkadaşlarım geldiler cenazeye Allah razı olsun bir kere bile birakmadilar beni yalnız. Babam iyice kendini saldı annemden sonra, artık hiçbir şey eskisi gibi degildi.  Eve artık geç gelmeye başlıyordu. Hatta bazen gelmediği bile oluyordu. Bense üzüldüğüm şeylerin çok basit şeyler olduğu kanaatine vardım, o günden sonra ne Tuğba eskisi gibi aklıma geliyordu ne de anılarım. Hepsini gibtirettim. Eskiden sosyal medyada ne göndermiş diye saniye saniye kontrol ediyordum. O günden sonra canım sıkılsa bile girip bakmıyordum profiline. Annemin ölümü beni olgunlastirmisti. Artık eski şeyler aklıma gelince bile çocuk olduğumu hatırlayıp gulumserdim.

Alkole daha fazla abanmaya başladım annemden sonra günde 2 paket sigara içiyordum, Bir gün şarap bir gün vodka viski rakı kafaya göre takılıyordum günlük rahat bi 100 luk bitirirdim cila olarakta 3 bira vururdum. Günler öyle geçti gitti, lisedeki arkadaşlarım artık kardeşim olmuşlardı. Birbirimizin evlerine gider içerdik dertlesirdik. Annemin ölümünden 3 ay sonra doğum günümde bi mesaj geldi bana tugbadan engeli kaldırıp mesaj atmış. Benim böyle şeylere saygım olduğu için doğum gününü kutlama gereksinimi hissettim doğum günün kutlu olsun yazmış. Hasgibtir lan ordan amk huursu yazıp gönderdim buna cevap atmadı belliydi şaşırmıştı.. Ee ne demişler her güzel şeyin bir sonu var.

Babam biraz düzelmeye başlamıştı. Birgün okuldan eve dönüp geldiğimde beni bekler halde gördüm onu. Bu pazar taşınıyoruz burdan dedi. Kendi evimize gidiyoruz dedi. Babam güzel para kazanmış bir tane daire almış güzel bir semtten. Neyse gittik taşındık. Durumlar gittikçe iyileşti gün geçtikçe babam işini yükseltmiş dükkanını büyütmüştü. O sene fazla birsey olmadı, babam gittikçe düzene girdi islerini düzeltti. Bana gelince okulun 3. Senesini noktaladık. Arada kızlarla konuşuyordum ama kimseye o gözle bakmıyordum. Çok kaşıntısı olan huur kızlar vardi ama oralı olmuyordum. O yaz hicbiryere gitmedim yaz boyunca evde oturup film izledim alkol aldım sabahlara kadar alkol içtim.. Babam artık bana alışmış kızmıyordu. Okulun başlamasına yakın babam beni dershaneye yazdırmak istedi ama kabul etmedim. Üniversiteyi kazanmak kolay deyip geçiyordum. Oysaki üniversite hayalim bile yoktu babama öyle diyordum sadece.

Babamı da zar zor ikna ettikten sonra son seneyi de lay lay lom ederek geçirmeye başladım. ikinci dönemin başlangıcında babam beni okuldan alacağını ve özel bir liseye yazdiracagini söyledi. ilkten kabul etmesem de geleceğim için daha iyi olacağını söyleyince çokta ısrar edince kıramadım kabul ettim. Meslek lisesindeki buldugum Dostlukları burda bulamadım. Ne kadar pelinsu berkecan kılıklı varsa hepsi bizim lisedeyki sanki. Birkaç delikanlı çocuk vardı ama onlar da kendi havalarındaydı kimseyle konuşmaz etmezlerdi. O dönem kendime vakit ayırmak için bol bol vaktim oldu. Derslerimi biraz daha düzelttim. Arada meslek lisesindeki kardeşlerimle kaçamak yapıp içmeye gidiyorduk ama eskisi gibi değildi tabii ki hicbirsey.

Okulun bitmesine yakın babam iyice parayi kırdı ve resmen para basar hale geldi. Burdaki evimizden de taşındık ve daha güzel bir muhite villa tarzı eve taşındık. Babam gün geçtikçe parasini katlıyor paraya para demiyordu. Parasını kazandıkça dükkanını büyüttü. Yeri geldi çok kısa bir zamanda yeni bir dükkan daha açtı farklı bir semtte. Neyse bana gelince o sene üniversite sınavlarından da çaktım. Babam bu duruma hayli üzülmüştü. Yaz geldi geçti annemin mezarını sık sık ziyaret ederdim vakit buldukça. Okul dönemi başladı babam beni dershaneye yazdıracagini söyledi ama şiddetle karşı çıkınca üstüme gitmedi bu sene birsey düşünmüyorum deyip deyip gecistirdim babamı. Günler evde yatmakla geçiyordu. Sürekli sosyal medyada takılıp su gibi alkol tüketiyordum. Birgün yine internette takilirken tugbanın profiline rastladım. huur yine koldan kola kucaktan kucağa geziyordu attığı fotoğraflardan belliydi. giblemedim umrumda bile olmadı açıkçası düşünüyordum da harbiden çocukmuşum amk bir vakitler..

Mayıs ayına kadar evde sürekli yattım evden dışarı çıkmıyordum, arada bir sitenin havuzuna girip serinleyip geliyordum ama o da nadirendi. Babama gelince artık iyice paranın dıbına koymaya başladı ve inanılmaz derecede varliklandı. Arsa işlerinden parayi yoktan var etmiş resmen para basar hale gelmişti. Nisan ayına geldik. Pederle yine bir gün evdeyken bana, gidip tatile çıkmamı kafa dağıtmamı ve seneye üniversiteye gitmek zorunda olduğumu söyledi. Ben de ne kadar istemesem de gitmek zorunda kaldım. Aslında biraz düşününce mantıklı gelmişti bana.
Yapacak birsey olmadığını belkide iyi gelir diye teselli ettim kendimi..

Devamı=> Neler Yaşadığımı Yazmaya Karar Verdim.






beğendiysen paylaş panpa


0 yorum:

Yorum Gönder