Yaşanmış bir olaydan alıntıdır.
Alper Anlatıyor ;
Sabah ailem ile birlikte güzel bir kahvaltı yaptım, üzerimi değiştirdim, bilgisayarın başına geçip 2-3 saat takıldım. Sıkılınca biraz dışarı çıktım, arkadaşlarla toplaştık, muhabbet muhabbeti açarken hava karardı, dağılalım dedik...
1. Gece Feriha Hanım anlatıyor ;
Mutfakta bulaşıkları yıkadıktan sonra yatalak olan annemin altını değiştirdim, son üç yıldır tuvalete çıkamıyor, zaruri ihtiyacını tek başına gideremiyordu. Annemin tuvaletini yaptırırken kapının açılma sesini duydum, açıkcası şaşırdım, Alper anahtarını evde unutmuştu, Bekir'inde bu saatte eve gelmesi imkansız gibi bir şeydi, ancak seslenebildim, ama ses seda çıkmıyordu. Annemi yerine yatırdıktan sonra bakmak için kapıya doğru yöneldim, birisi duruyordu, hırsız olduğundan şüphelendim, sadece saçlarını görebiliyordum, ama hırsız olmak için çok küçük gösteriyordu... Hiç bir şey yapmadan Bekir'i aramak için arkamı döndüm, sonrasını hatırlayamıyorum.
1. Gece Alper Anlatıyor ;
Eve gitmeden markette uğradım, iki üç bir şey alıp keyif yapıcaktım, yola koyuldum, kapının önüne geldiğimde anahtarımın olmadığını fark ettim, zile bastım, açan olmadı, telefonunu çaldırdım annemin, on saniye falan çaldıktan sonra açıldı, çok normal bir şekilde " Oğlum duştayım, istersen biraz bekle de sonra açıyım " dedi... Açıkcası hava çok soğuk olduğu için beklemek istemedim, evin yanında yüzyıllık bir ağaç var, dalları bizim eve kadar uzanır, az çıkmadım oradan evin terasına, gece karanlığına aldırmaksızın tırmandım terasa, indim aşağıya, açtım salon kapısını... Gördüklerim karşısında nutkum tutuldu, annem yerde yatıyor, hareketsiz bekliyordu, gittim salladım biraz Allah'tan çabuk uyandı.
" Anne banyoda değil miydin sen ? "
" Ne oldu bana, sen nasıl girdin içeri , anahtarın burada "
" Ağaçtan tırmandım da senin bu halin ne ? "
" Başım döndü heralde hatırlamıyorum."
1. Gece Bekir Bey Anlatıyor ;
Bu gün gece vardiyasına kaldım, haliyle eve yorgun argın bir şekilde, gözlerim kapanarak gidiyorum, gidiyorum ama bir aksilik yaşadım, fabrikadan çıktıktan yirmi dakika sonra önüme Feriha çıktı, tıpa tıp Feriha'ydı bu, ezdim hatta, çok değişik bir hal aldım, indim arabadan, arabanın önünde hiç bir şey yoktu, uykusuzluktan halisinasyon gördüğümü falan sandım, tam arabaya binicekken yandaki mısır tarlasından bir bebek sesi duydum, çok etkilendim, aklımdan bir çok masum düşünce geçti, gitmekle gitmemek arasında kaldım. Fakat merakıma yenik düştüm, mısır koçanlarını elimle tutarak ortalara doğru geldim, ilerledikçe ses hem büyüyor, hem de çoğalıyordu, sanki ağlayan bir kişi değildi, ortalara doğru gittim, sadece ses duyuyorum ama görüntü yoktu, dön Bekir dedim, bi Bismillah çekip arabaya doğru yöneldim, yine Feriha'yı gördüm, kaçarak başka bir mısır tarlasının içine girdi, arabaya atlayıp vakit kaybetmeden oradan uzaklaştım
Alper Anlatıyor ;
Bu Sabah yaptığım kahvaltıdan tat almamıştım, sanki herkeste bir şey var gibiydi, kimse konuşmuyor, sadece televizyona bakıp yemek yiyordu, dün yaşadığım olay aklıma iğnelenmiş gibi devamlı gözümün önündeyi, annemin beni araması sonra baygın halde bulmam... Ne bileyim çok dikkatimi çekti.
2. Gece Alper anlatıyor ;
Annem, anneannemi son kez tuvalete kaldırmış, yatağına yatırmıştı, benimle aynı odada kalıyordu, isterseniz size biraz evden bahsedeyim... Salon kapısından içeri girdiğinizde 4 tane kapı var, masaya yakın olan yerde oturma odası, kapının hemen girişinde yatak odası, oturma odasının karşısında mutfak ve banyo ( aynı kapıdan ) ve mutfağın yanında da benim odam...
Her neyse, yatağa uzanmış, kulaklıklarla müzik dinliyodum, baydı bir süre sonra, çıkarıp yattım, ama uyanmam uzun sürmedi, gözlerimi açtığımda hemen anneannemin yatağına baktım, yoktu annem tuvalete götürdü dicem, ama ışıkta yanmıyordu, kalktım ayağı, açtım odanın ışığını, oturma odasının kapısının açık olduğunu fark ettim, gitmeden önce cama iki-üç defa taş geldi, yanlış duymuşumdur dedim, yavaş yavaş gitmeye başladım, girdim içeri açtım ışığı, üç yıldır yatalak olan kadın ayaklanmıştı, arkası dönüktü, sonradan öğrendim ki o gece bana bakarak Kur' An' ın belli ayetlerini tersten okumuş, uyandığımda başımda Annem ve Babam vardı...
2. Gece Feriha Hanım anlatıyor ;
Annemin tuvaletini yaptırdıktan sonra Bekir'in yanına uzandım, uzun süredir aramızda bir etkileşim yoktu, birbirimize baktık, ellerini yüzümde gezdirdi, ardından göğüsüme getirip okşamaya başladı, çok sıkıyordu, ne yaptığını anlamadım, çok geçmeden üzerime çıkıp dudaklarımı yalamaya başladı, dilini ağzımın içinde döndürüyor, bir yandan da göğüslerimi okşuyordu, üzerimden attım güçlükle, ne yapıyosun sen dedim, bana baktı, bir tokat attı, tekrardan öpmeye, ısırmaya başladı, boynuma doğru indi, askılığımı çıkardı, göğüslerimi yalamaya başladı, kaç yıldır böyle bir etkileşime girmemiştim, tam orgazm olucakken Bekir'in yüzüne baktım, yüzü kararmış alnında sanki kanla " Cann " yazıyordu, korktum, yüzü git gide morarıyordu, göz altı şişmeye başladı, gözleri döndü, kayboldu adeta, ağladım devam etmek istemiyorum dedim, bıraktı, devam etmedi oda...
2. Gece Bekir Bey anlatıyor ;
Anlamadığın şekilde içimd bir kurt düşmüştü, kendimi tatmin etmek, rahatlamak istiyordum, eve gider gitmez bir duş aldım, ardından yatağa uzanıp, Feriha'yı beklemeye başladım, açıkcası böyle biri değildim, birden bire neden bu kadar şehvet arzusu geldiğini anlamadım.
3. Gece Feriha Hanım anlatıyor ;
Hava kararmaya başlamıştı, üzerimde nedense tatlı bir yorgunluk var gibiydi, bu iki gecedir yaşadığım olaylar bünyemi de yormuştu sanırsam, bir duş alıyım dedim, rahatlamak istiyordum. Duşa girdiğim zaman evde annemden başka kimse yoktu, hiç olmadığı şekilde ellerim titriyor, jilet vurduğum yerlerden habire kan akıyordu, çok geçmeden bu kana adet te eklendi, ama nasıl olur du, daha üç gün önce adet olmuştum, yeni atlatmıştım, derken birden bire elektrikler kesildi, tek başıma banyoda kaldım, göz gözü görmüyor, yerler kan revan içinde bekliyordu, on dakika boyunca elektriklerin gelmesini bekledim, bu on dakika da kulağıma değişik sesler geliyordu, sanki bir gülüşme gibiydi, ne erken sesine benziyor, ne de kadın sesine benziyordu bu kahkahalar, çok korkunçtu, uyuya kaldım galiba daha sonra koltukta uzanıyordum..
3. Gece Alper anlatıyor ;
Bu gece yatmadan önce annemlerin yanında yatmak istediğimi söyledim, yaşıma aldırmadan gel yat dediler, biraz itiraz ederler diye bekliyordum açıkcası, ama çok kötü bir kabus gördüm.
---
Yataktan kalkıyorum, etrafta kimse yok, cama koşuyorum, kıpkırmızı, sanki havanın kanı var gibi, sokakta kimse yok, bomboş, gözümü açıp kamamamla annemi görüyorum, bana bakıp gülüyor, bende gülüyorum, benim güldüğümü görünce somurtup kayboluyo, arkamı dönüyorum, babam arkamda eli yüzü kan içinde, elinde bir kafa var bana çeviriyor, bi bakıyorum annemin kafası gülüyor, önüme atıyor, ve bana " zürrehabü şi maharü havna " diyor, kaçıyorum, ama sürekli bunu diyor, en sonunda camdan düşüyorum.
3. Gece Bekir Bey anlatıyor ;
2 gün önce yaşadığım olay psikolojimi bozdu, mısır tarlasının oralara yaklaştığımda yine bir ses işittim, aldırış etmedim, 1 km falan heralde bir çeşme var, yanından geçerken birisini gördüm, sanki üstüne kara çarşaf giymiş gibiydi, bakmadım, dümdüz giderken birden arkamdan bir ses geldi " Cinnab " arkamı dödüğümde karımı yani Feriha'yı gördüm, direksiyonu zar zor çevirdim, o ses ve görüntü o kadar netti ki size anlatamam, ama sonra Feriha kayboldu.
Sabah kalktığımda Feriha ile sofrada " Feriha, şu son üç gündür değişik olaylar geliyor başıma, kendimi iyi hissetmiyorum. "
" Bekir, Bekir bende çok kötüyüm, neden böyle şeyler oluyor "
Biz konuşurken mutfağa Alper'de girdi, oda çeşitli şeyler anlattı, ben başımıza bir iş geldiğini anladım, hemen hocalara gidip paramı da yedirmek istemiyordum ama tanıdığım biri vardı, oda biraz uzaktaydı...
Yapıcak bir şey yok diyip atladım arabaya, başladım hocanın evine gitmeye, muhtemelen sabaha evde olurum dedim...
4. Gece Bekir Bey anlatıyor ;
Gidiceğim yer bir dağ köyüydü, yani hoca orada bulunuyordu, inşAllah taşınmamıştır diyerek gitmeye başladım, sabah her şey normaldi, lakin hava kararmaya başlayınca ben de ürkmeye başladım, yolda sorunsuz bir şekilde giderken araba birden durdu, marşa kaç kez abandım hatırlamıyorum. Bir süre arabada bekledikten sonra camımı biri tıklattı, köylünün bu saatte ne işi vardı ki dışarıda ?
" Arabamığ bozuldiğ kaydeş "
" Gitmiyor, bilmiyorum, anlamadığım şekilde birden bire durdu, nedenini bilmiyorum "
" Gel in hele, öğreniriz "
Arabadan indim, baktık, yakıtı bitmişti arabanın, halbuki daha 10 km önce fullemiştim aracı, anlamadım.
" Geh bizim eve buyur edem bu gece sei, sabah gidersen gari benzin alma"
" Rahatsızlık vermiyim ? "
" De get olurmu öyle şey "
" Sen ne arıyosun burada "
" Koyunları otlatıyom ben "
Böyle gitmeye başladık, ilk önce koyunlarını aldı, çobandı galba.
( Bekir Bey, 4. Geceyi anlatmaya devam edicek )
4. Gece Feriha Hanım Anlatıyor ;
Bekir, evden gittiğinde açıkcası biraz daha tedirgin olmuştum, genelde geceleri gelmedi ama bu sefer hiç gelmeyeceği beni korkutmuştu ve korkularımda yanılmadığımı o olayı yaşayınca anladım. Gece 3 sıralararıydı tam hatırlamıyorum, annemi tuvalete kaldırmak için kalktım, uyuyordu, Alper'de yatıyordu. Kaldırdım gel dedim, tuttum götürdüm tuvalete, tutuyorum, annem tuvaletini yaparken bizim alt kapının açılma sesini bir kez daha duydum, hemen annemi yıkayıp kaldırdım, koltuğa oturttum, gittim bakmaya yaktım işığı aşağıda yine o çocuk vardı, kızıl saçlı, hareket etmiyordu, birden kafasını çevirdi, ben hemen kapıyı kapatıp arkama döndüm, gözlerime inanamadım, annem ayaklanmıştı, arkası dönüktü, korktum, ilk önce ayakları bana doğru dönmeye başladı, ağzından tek kelam çıkmıyordu, çıkaramıyordum, sonra yüzünü çevirdi, öyle pis, öyle kötü bir yüzdü ki sanki yüzüne yıllardır su değmemiş, nasır tutmuştu, bana bakt. " Sadne min cün la cinnuhe min sadda " dedi, korktum , gözleri döndü.. Alper'in kalkmasıyla annem yere yığıldı
" Anne, anne iyi misin, anneannem niye yerde yatıyo, niye ağlıyosun anneee, cevap ver "
4. Gece Bekir Bey devam ediyor ;
Çoban, yani Talat'mış ismi, korktuğun kadar kötü biri değilmiş, konuşuyordu yani normal bir insan gibi, koyunlarını ağıra kapattı, beni buyu etti, yemek verdi, evi çok düzenliydi, yanlız yaşıyormuş, sonra :
" Eee gari senin yolculuk nereğ "
" Şu karşı dağın eteklerine gidiyorum, bi hoca var onu görcem "
" Nepcen orda "
" Hocayı görcem dedim ya "
"Hocayı neden görcen diyom "
" Son 3-4 gündür ailemin ve benim başıma çeşitli olayllar geliyor, korktum bende bi hocaya gidiyim dedim "
" Nassı olaylar gari "
Anlattım sonra, keşke anlatmaz olay mışım, anlattıktan sonra sanki biriyle konuşur gibi kafayı sallıyor, çeşitli hareketler yapıyordu, ne olduğunu anlamadım, çok korktum açıkcası.
" Talat iyi misin "
" Gel hemen, gel gari, söylediler "
" Ne oldu Talat korkutma "
Bu lafı söyledikten sonra aşağı götürdü bizi, hemen ağırdan bir koyun alıp benim önüme getirip kesti, akan kandan eline aldı, ve şu cümleyi deyip yüzüme sürdü ;
" Ra haybe min cihade zaruri el mina yu cinne "
" Talat ne yapıyosun, delirdin mi sen ? "
" Onlar, onlar burada eve geç çabuk"
Eve çıktığımızda her şey karışmış, toz duman olmuştu, bazı camlar kırılmış, duvarlarda çökük izleri oluşmuştu bir duvarda " Cinnab " yazıyordu Talat hala endişeli, endişeli biriyle konuşur gibi yapıyordu.
" Bak bekir başgan, sen, sen onlara nası bulaşdın "
" Kimlere, ne diyosun Talat yeter, taşak geçme, kaç yaşında adamlarız sikildi psikoloji m "
" Sen bi cinni kabilesinin kurbanısın, senin iş, iş değil "
" Ne cini, ne olmuş, ne diyosun sen "
" Dur bekleğ bahayım "
DiKKAT
RiTÜELi VE MALZEMELERi AÇIK AÇIK PAYLAŞACAĞIM DENiCEK OLANLAR KENDiNi TUTAMAYANLAR OKUMASIN
içeriye bi odaya gitti, beş dakika boyunca gelmedi ama o beş dakika bana on saat gibi geldi, camdan sürekli Feriha ve Alper'in sesini duyuyorum, ağlıyorlar, beni çağırıyorlar, yaklaştıkça yüzleri değişiyor, değişik bir hal alıyor, cama taşlar geliyor... Tam camdan bakıcakken Talat tuttu elimi ne yapıyosun falan dedi, onlar " Şerrli " varlıklar dedi, elinde bir tepsi 3 tane nazar boncuğu ve çeşitli şeyler vardı ( hepsini söyleyenem ) ardından oturttu beni, arkanı dön dedi, döndüm, beyaz bir duvara bakıyordum, üzerime kara çarşaf çekti, sırtıma o nazar boncuklarını koymaya başladı, koydukça duvarda çeşitli hareketlilikler oluyordu...
Bir süre boncukları koyup aldı, duvarda gölgeler belirdi, bazen çoğaldı bazen azaldı, ritüelin sonlarına doğru Talat " Bükre şey rahne " diyip durdu, en sonun gölgeler bitti Talat'a dönmek istedim, dönemedim
" Talat, Talat, ne oluyor, Talat "
" En züke biş mühemne, rahne "
" Olum ne diyosun "
Ardından tekrardan gölgeler belirdi, cama hafif hafif taşlar atılıyordu, arkamda sanki binlerce kişi varmış gibi bir hisse kapılıyordum...
Bayılmışım, uyandığımda odada kimse yoktu, odaları gezdim, bomboştu, ahıra indim, hiç bir koyun yoktu " Talat " diye seslendim habire, gözüm yaşlandı, o köye varmalıydım, Feriha ile Alper'i de merak ediyordum, kafam bulanmıştı, demin yaşadıklarım gerçekti, gerçek değilse bile o neydi, o kimdi, telefon çekmiyordu zaten, arabaya koştum, yakıt tamdı, Allah Allah diye geçirdim içimden, gitmeye başladım köye tekrardan, arkama baktığımda kara
Çarşaflı birisini gördüm tam da Talat'ın boyundaydı, bekliyordu orada sadece.
Sabah köye vardım, çok yorgun argın bir şekilde köye ulaştım, Allah'ım bu nasıl bir sınamaydı, gittiğim köydeki, tek dayanağım olan hoca ölmüştü, yapayanlız kaldım, telefonda çekmiyordu, böyle bir şey olamazdı, tekrardan eve dönmeye başladım, acaba Feriha ile Alper ne yapmıştı.
5. Gece Feriha Hanım anlatıyor ;
Bekir'in yokluğunda yaşadığım bu olay beni daha da korkutmuştu, artık kesin bir şey vardı, o da bizim başımızda bir kötülüğün oluşuydu.
Gece yine kalktım, bu sefer ilkte teheccüd namazımı eda ettim, ardından annemi kaldırdım, cama bir taş geldiğini duydum, annemi bıraktım, yönelmek istemedim o tarafa, ama bir kez daha gelince Bekir'dir diye bakıyım dedim, gittim, bakır arka bahçede bekliyordu, eliyle gel işareti yapıyordu, iyide niye telefonla aramadı ki bu dedim, ama yinede aşağı indim, arkada ki bahçede bekliyordu, ağacın altındaydı gittim biraz yakınlaştım, yanında 3-4 tane kara çarşaflı birileri duruyordu.
" Bekir, onlar kim ? "
Ardından bana
" Gel "
Dedi, gittim yanına, bana bakıyordu, yerden bir şey aldı, Bekir'in kafasıyfı, başımı hemen yukarı kaldırdım...
5. Gece yaşananlar Alper anlatıyor ;
Gece tuvalete kalkmak istemiyordum açıkcası, son yaşanılan olaylar hepimizi ürkütmüştü ama altıma da yapamazdım, kalktım yataktan tuvalete doğru gitmeye başladım, girdim, ihtiyacımı giderdim, ardından aynada kırmızı bir " Cinnab " yazısı gördüm bu ney şimdi amk dedim, elimi sürmemle aynanın patlaması bir oldu, hemen yatağa koştum, ama dalamadan annemin sesini işittim, arka bahçrden geliyordu, çığlık atıyordu sanki, yine bi kötülük geldi aklıma, annem değil o oğlum diyorum, aldırmamaya çalışıyorum.
5. Gece Bekir Bey devam ediyor ;
Eve gece karanlığında vardım, varır varmaz yukarıya koştum, ışıkları açtım, kayınvalidem yatağında yatıyordu, Alper beni görür görmez ayağı kalktı.
" Baba geldin çok şükür, buldun mu hocayı ? "
" Hoca ölmüş evladım, Allah bize baska bir kapı açar insAllah annen nerede ? "
" Bilmiyorum yatıyordur. "
Gidip koşarak baktım, yatağında yoktu, her yere baktım yoktu gidip Alper'e bidaha sordum en son bahçedene ses geldiğini, bunun bi halisinasyon olduğunu düşündüğünü söyledi, koşarak aşağıya indik Alper ile...
Feriha ağacın dibindi ayakta bekliyordu, gittik koşarak yanına, tam dokundum bana döndü ve beni elleriyle çizmeye çalıştı
" Alper, tut şunu "
dedim, zar zor orada bulunan bir iple ağaca bağladık, habire bize sövüp duruyor, bazen bilmezdiğimiz bir dilde ;
" Ey şuke zebbe husni he felag " gibi cümleler kuruyordu..
Sabaha kadar onu dinledik, sabaha doğru biraz daha sakinleşince çözdük, uyumuştu hem, yukarı çıkardım, yukarıda ki katta kayınvalidem, aynanın önündeydi...
Gidip hemen nabzını kontrol ettim, ölmüştü, ne olduğunu anlamadım, o kadın buraya kadar nasıl gelmişti, kim getirmişti, nedene getirmişti ki ? zaten ayna çatlaktı, hiçbir anlam veremedim, Feriha zaten zor durumdaydı, Alper desen pert ti ne yapacağım konusunda hiç bir fikrim yoktu, sabah olunca defin işlemlerini başlattık...
kayınvalidem gittikten sonra yatağını dışarı attık Feriha'nın kötü olan psikolojisi iyice boka sarmaya başlamıştı, Alper desen öyle duruyordu, kendimi nasıl bir felakette bulmuştum, nedene böyle olmuştu bilmiyorum...
6. ( SON ) GECE YAŞANANLAR
Alper anlatıyor ;
Annem bu gece hiç konuşmadı, zaten gözümüze de bir gram uyku girmedi, ilerleyen vakitlerde babam sabah bir hoca buluruz diye uyumadı, ama çok kötü bir olayla karşılaştık..
Aşağıda polisler eve geldi, fuhuş ihbarı üzerine gelmişler, anneannemin yerdeki kan izlerini silmemiştik daha, onuda alınca hepimizi karakola götürdüler, komşular şikayet etmiş, evden habire ses geliyormuş, hem de bir iki kişi değil, onlarca insan var demişler, sesler belli olmuyormuş..
Karakolda hiç birşey bulunamayınca serbest kaldık, o eve de bir daha gitmeye götümüz yemedi açıkcası, teyzemlerde konakladık ev satılana kadarda, yeni sahibi kim olur bilmem ama inşAllah bu eve oturmaz...
Bu olaydan sonra hiç bir zaman o evin önünden geçmedik, hoca çağırıp evi okutturduk bir hafta boyunca, şehir değiştirmeyi bile düşündük lakin babamın iş sebebiyle sadece ilçemizi değiştirdik...
•
**
Olayı bana anlatan " Bekir, Feriha ve Alper'e " çok teşekkür ederim, dediğim gibi...
Yaşanmış bir olaydan alıntıdır.
beğendiysen paylaş panpa⤵
0 yorum:
Yorum Gönder