Yeter Lan Ben de Anlatıyorum Artık! Full Ve Kesintisiz Oku! + PDF

hikaye

evet beyler 4 senelik lise hayatımı anlatıyorum. kimin okuyup okumadığı gibimde değil. analtıncı olduğum için dalga geçicek binler şimdiden gibtirsin gitsin.


not: 23 yaşıdayım (liseden yeni mezun diyenler için)

lise giriş sınavlarına girmişim, güzelde puan yapmışım kendi semtimdeki süper liseye girdim.

her neyse lisenin ilk günü jilet gibi giyindim okulun yolunu tuttum. artık bende liseliydim.

okula girdiğimde yabancılık çekmedim. okul benim oturduğum semtte olduğu için çoğu arkadaş ordaydı.

ilk gün pek kayda değer bişey olmadı. sınıflar belli oldu yavşak müdür konuşma yaptı falan.(neden yavşak dediğimi sonra anlıcaksınız)


her neyse o gün eve gittim pek bi atraksiyon yok tabi. ertesi gün kendi biraz daha salaş şekilde gittim okula rahat gözükmek için.

sınıfta 3-4 kişi tanıdıktı. diğerleri yeni yeni tipler, değişik çocuklar yani.

herkes kaynaşmaya çalışıyo, ben en arka sırada taktım kulaklığı müzik dinliyorum.

enes diye bi bin var, çift dikiş. değişik bi lavuk. böyle biraz kırık gibi.

neyse bu bin ne gibim akla hizmetse sınıftaki herkese sarıyo falan. soytarılık yapıyo bildiğin.

ben yine giblemez şekilde kulaklıkla müzik dinliyorum.

semtten rıfat diye bi arkadaş vardı. benden 2-3 yaş büyük.

3. gün bi baktım bu bin bizim sınıfta.(annesinin rahatsızlığı yüzünden 2 sene falan geç başlamış okula)

bi mutlu oldum lan. kafa dengi biri vardı. gibik gibik müzik dinlemek zorunda kalmıcaktım artık.

neyse bu binle oturduk en arka sıraya sohbet muhabbet.

bu bin büyük olduğu için sınıftaki gibikler korkuyolardı bundan.

e bende rıfatla enseye şaplak arkae parmak samimiyetinde olduğum için benden de çekmişlerdi.

neyse artık yavaş yavaş dersler başlamıştı. ama kim gibler dersleri daha lise 1'e gidiyorum.

bi de zaten ortaokulda lisede kızlar teklif ediyomuş diye kandırmış büyük arkadaşlarım.

o zaman kadar da yalaşmalar, elleşmeler olsa da gibiş sokuş olmadığı için pek bi heyecanlıyım.

bakınıyorum sınıfa, hangi kız bana teklif edicek diye.

ama bırak teklifi, kafasını çevirip bakan kız yok lan.

yavaş yavaş zaman geçiyor. biz rıfat biniyle sınıfta popüler olmaya başladık inceden. kızlarla muhabbet falan.

artık gibleniyoruz yani o gibtiğimin 40 kişilik sınıfında.

sonra bi kancık mı amcık mı ne taksa gitmiş bizi sınıf öğretmenine şikayet etmiş, çok konuşuyoruz diye.(hocanın adını hatırlamadım selçuk olsun)

ders bu selçuk muallaksinin, rıfat ve adonisli tahtaya kalkın dedi.(bu arada sınıf öğretmeni fizikçi)

biz anlamadık mevzuyu kalktık tahtaya.(bu arada fırlama falan diyolar ama derslerim fena değildi. mantıkla çözerdim sayısal sorularını)

aramızda geçen konuşma;

selçuk(s): sizin hakkınızda şikayet var
ben(b): ne şikayeti hocam, yanlış bişey mi yapmışız(gayet rahatım ama)
rıfat(r): kim şikayet etmiş ?
s: kim şikayet etti bende kalsın. çok konuşuyormuşsunuz.
b: yok hocam ne konuşması
s: e bana gelen öğrenci yalan mı söylüyor ?
r: kim ya o hocam
s: boşverin şikayet edeni. neyse bundan sonra yan yana oturmıcaksınız.(bi de böyle bi olay vardı sevgi koyim)
b: peki hocam


okuldan çıktık rıfatla dedik bi sahile inelim sigara içelim sohbet ederiz biraz.

rıfat hala kim şikayet etti diyor.(takıntılı biraz)

dedim gibtiret çıkar yakında kokusu. eyvallah dedi kalktık eve gittik. evde yine kardeşimi dövmem dışında bi atraksiyon yok

ertesi gün yine okul. amını gibeyim 1-2 ayda sıkılmaya başladım gibtiğimin yerinden.

okula gittik bizim sınıf başkanı(sevgi koduğum tam bir huurydu) yeni yerlerimizi söyledi.

sol duvar kenarı baştan 3. sıra

yanım boş şimdilik ama o sırada kimin oturduğunu biliyorum.(lisede ki ilk aşkım neslihan)

neyse bu geldi falan ama yan yana olduğumuz için pek memnun değil gibi.

ister istemez kötü oldum ama sonra beni beğenmediğinden değil de arkadaşıyla yan yana olmıcakları için üzülüyomuş.(kızlar da hep var sanırım bu trip)

kitap okumayı çok severdim.(hala severim ama o zamanlar daha bi farklıydı)

diksiyonum düzgündü, zaten doğma büyüme istanbulluydum.(anne-baba karadenizli)

neyse okuduğum kitaplar sayesinde hem düzgün konuşuyordum, hemde sınıfta ki diğer çocuklara karşı daha olgun gözüküyordum

neslihanla git gide muhabbet ilerliyor. ama hala bende bi kıpırtı yok. rıfattan ayrıldığım için sıkıntıdan muhabbet ediyorum.

sonra bizim sınıf hocası değişti. muallak selçuk yerine muallak dursun geldi.

bu bin biraz daha iyiydi. ben eski yerimize geçtik rıfatla. ama bi sorun vardı

neslihan sanki eski sıra arkadaşı yanına geldiği için pek mutlu değil gibiydi. hatta üzülmüştü lan sanırım ilk fırsatta yanından kalktım diye.

ben pek giblemedim ama derste olduğumuz bi gün rıfat neslihanın dönüp dönüp bana baktığını söyledi.

şaşırdım. yok sana öyle gelmiştir dedim ama derste ara ara neslihanın oturduğu tarafa bakıyodum.

kız harbi dönüp dönüp bakıyodu. göz göze geldiğimizde ise önüne dönüyodu

nedendir bilinmez(sanırım kız ilgi gösterdiği için) bende ona ilgi duymaya başladım

artık derslerde bana baktığında, göz göze geldiğimizde gülümsemeye başlamıştık.

rıfat binide verdi gazı verdi gazı. oğlum hatun seni istiyo falan. bi anda aşık oldum.(aslında aşık olduğumu sandım)

artık sürekli neslihana bakıyorum, dersi giblediğim yok. hatta bazı dersler rıfat öne geçiyor neslihan yanıma geliyor falan konuşuyoruz salak salak

rıfatla okuldan çıktık sahile indik laflamaya. neslihan mevzusu açıldı. oğlum bak kız seviyo seni git açıl falan diyo.

bende gaza geldim tamam lan dedim yarın açılıcam kıza.

gece uyuyamadım mal gibi. plan yapıyorum kendimce. sanki konuşurken aklıma gelicekmiş gibi.

ertesi gün o gib kadar yaşımla hayatımı gibtiğini düşündüğüm olay oldu.

beden dersindeyiz spor salonunda.(spor salonu dediğime bakmayın bi ev salonu kadar)

bunla böyle şakalaşıyoruz falan.

yunus diye bi lavuk var. bu gitar falan çalan tiplerden.

neslihan arkadaşlarının yanına gitti bizde rıfatla konuşuyoruz.

rıfat açılsana kıza artık hadi falan diyo.

o sırada yunus geldi.

konuşma dün gibi aklımda;

yunus: sen yengenle napıyosun bakıyım öyle(gülerek söyledi)
ben: anlamadım ???(bu sırada bende rıfatta kitlendik elemana)
yunus: tamam tamam yok bişey(huur çocuğu yine gülüyo)

lavuk gibtir oldu gitti. ben rıfata bakıyorum, rıfat bana.

dedim akşam sahile inelim olayın tahlilini yapalım. tamam dedi.

sahildeyiz. konuşma;

ben: lan o lavuk niye öyle dedi
rıfat: anlamadım ki
b: gibicem ya. tam olucak dedim bu ne böyle ya
r: dur yarın ben yeşimden öğrenirim kasma
b: tamam sevgi koyım

gece yine gözüme uyku girmez.

okuldayız. rıfatın kafasını gibiyorm sorsana yeşime falan diye. tamam söz tenefüste sorucam dedi.

sırada oturuyorum bu bin gitti 2-3 dakika konuştular yanıma geldi.

ama ben gelişinden anladım bu işte bi aktarlık olduğunu.

kanka gibtiret sen o kızı dedi.

vay ananı bacını gibiyim dedim, dünya başıma yıkıldı.(çocukluk aklı işte)

gelsin orhan gencebay, gitsin müslüm gürses çalsın türküler

nasıl dertliyim sevgi koyım. geceleri uyuyamıyorum. okula gidesim yok. rıfat zorla arkaürüyo falan.

bu binlerde yan yana oturmaya başladılar zaten. sürekli bi kıpraşma, gülüşme halindeler. içim yanıyo içim.

diyorum kendi kendime lan huur neslihan, madem onla çıkıcaktın, niye bana dönüp dönüp gülümsedin be sevgi koduğum.

okuldan iyice kopmaya başlamıştım ki hayatımı giben haberi veren rıfat, yeniden hayatımı kendine getiricek haberide vermişti.

ayrılmışlardı o tipini gibtiğimin çocuğuyla.

@33 sevgili değillermiş panpa. kız ikimize birden yeil ışık yakmış, binin oğlu benden hızlı davranıp kapmış kızı.

şimdi hemen planımı yapmam gerekiyodu. gururlu erkeğimi oynıcaktım, yoksa hiç bişey olmamış gibi mi davranıcakım.

karar vermek pek uzun sürmedi. hayatımın aşkı olan neslihan(hayatımı gibeyim ne malmışım) için hiç olmamış gibi davranıcaktım.

kısacası godoşluk yapıcaktım.

yine neslihanla bakışıp gülüşmeye başladık.

ama bu sefer daha temkinliyim. rıfat binide ağzıma sıçıyo zaten.

oğlum bak git açıl kıza, yine senden önce davranıcak birisi falan.

dedim tamam sevgi koyım. söz açılıcam yarın.

tamam dedi açılırsan benden sana bi patatesli dedi. ama açılamazsan iki patateslini alırım.(patatesli işin makarasıydı. maddi durumumuz ortanın biraz üstündeydi aile olarak)

büyük gün geldi.

gidip karıya açılıcam artık. çağırdım yanıma, seke seke geldi ceylanım.

dedim bak kızım, ben senden hoşlanıyorum sanırım.

bende senden hoşlanıyorum adonisli dedi. küçük bi buse kondurdu yanağıma. sonra gitti yine kendi sırasına.

not: benden mutlusu yok amına koyim

biz bunla manita olduk ama nasıl manitayız ben anlamadım sevgi koyim.

lan manita olmadan önce daha çok konuşuyoduk. bu zaten eskisi kadar da derste bana bakmamaya başladı.

acaba dedim lisede işler böyle mi yürüyo ?

bi bilende yok ki soralım. rıfat bini desen anca ferre cdlere para yedirsin.

bende de eski aşk kalmadı.(bu dediklerim 3-5 gün içinde oluyor)

bi gün beden dersindeyiz. bu huur erkeklerin içinde tek kız basket oynuyor.

delirdim bildiğin. sinirimden rıfatı gibicem o derece.

kızada bişey diyemiyorum. bildiğin içime oturdu lan.

rıfata dedim ben bu kıza yol veririm. sevmiyorum zaten artık.

sen bilirsin panpa dedi

çektim neslihanı kenara. dedim bişey konuşmamız lazım.

tabi dedi geldi kevaşe.

dedim böyle olmuyo neslihan, ben bu durumdan memnun değilim dedim.

huur ayarı patlattı. bende aynı şeyi konuşucaktım adonisli seninle ben ayrılmak istiyorum dedi.

ananı gibiyim neslihan. içimden diyorum tabi. bozuntuya vermedim iyi ya isabet olmuş falan dedim geçistirdim.

kısacası lisede ki ilk aşkımı noktaladım.

ama hala hatırladığımda güldüğüm bi olay var neslihanla alakalı.

biz bunla ayrıldık bu ön sıraya gitti yerine oturdu.

otururken(pantolon giymiş o gün) çatalı gözüküyomuş. bildiğin deliğe kadar.

sınıftaki çocuklardan biri geldi, adonisli kanka senin neslihanın çatalı gözüküyo bi uyar istersen dedi.

harbi mi lan dedim. gittim yanına neslihanın.

baktı bana, ne var dedi.

dedim arkaüne sahip çık, ortam malı olmasın dedim. anlamadı mal.

of salak mısın ya dedi.

bişey demedim.

sonra arkadaşı uyarınca düzeltti. anladı neden öyle dediğimi, mal gibi baktı sonra döndü bi hışımla.

oh sevgi koyim arkaüne girsin neslihan o ayar

yine rıfatla baş başa kaldık. aynı kuğullukta sohbetlere devam ama bu sefer kızlar falan bizi dinlemeye geliyolar tenefüste kantine. iyiyiz yani.

ben böyle toplarım bütün karıları diyorum içimden. arkaüm yavaş yavaş kalkmaya başlıyo. özgüven geliyo yani beyler.

bu sırada neslihan benden sonra kaç kişiyle çıktı ben sayamadım. gerçi kimse sayamadı öyle hızlıydı huur.

artık kararımı vermiştim. o saatten sonra gibici olucaktım kafaya koymuştum. aşk hayatı bana göre değildi.

hemen bi yoklama yaptım. gibicek kız arayışlarındayım.

bu sırada pedere telefon aldırma çabaları içindeyim. rıfat muallaksinde bile var bende yok.

zor bela aldırdım samsung e250. belediye dağıtmış gibi oldu bi zaman sonra. hatırlayan vardır belki.

ama gibimde değildi. iş görsün yeterdi.

ben aranıyorum hepten. gibicem birini kafaya koydum. en kötü ihtimal rıfatı gibicem ama okullar kapanmadan illa ki gibicem birini.

kantinde yine muhabbet ediyoruz kızlı erkekli. lavuğun biri geldi üst sınıflardan. noluyo lan falan filan şekli.

okul benim semtimde, rıfat taşaklı, bende onun kadar olmasamda kendi çapımda taşaklı. e ilk okulda dayak yiye yiye nasıl atıcaz onuda öğrenmişiz.

kısacası geri vites yapmamız için hiç bi sebep yok.

benden önce rıfat atladı. sanane lan dedi.

çocuk sen beni tanımıyosun dicekti ki cümlesini tamamlıyamadan rıfat ayağa kalkıp çoktan kafayı geçirdi.

o sırada bu dalyarak gibi dolanan nöbetçi öğretmenler vardı bizim zamanımızda. sizde var mıydı bilmiyorum.

tam o sırada o geldi. iyi ki de geldi. yoksa lavuğun sınıf arkadaşları bizi orda gibiceklerdi.

baya baya gibmeye arka ararken, gibtirmeye yarak bulmuştuk yani.

arka kadar kantin o kadar kalabalıklaştı ki nefes alsam yeter diyodum.

bizi müdürün odasına, lavuğu devlet hastanesine.

film falan çekmişler bişey yokmuş. kırık çatlak falan. ama hastane masrafı bizim arkaümüze girdi o ayrı.

müdür o gün hiç bişey demedi. diğer öğrenci gelsin o zaman konuşucaz dedi.

iyi dedik. bize uyar.

rıfat arkaü sağlama almak için 2-3 arkadaşını çağırmış. iyi de yapmış. huzurlu yürüdüm eve kadar. yoksa şizofrene bağlıcaktım yol boyunca.

evde yine bi yarak yok. küçük kardeşim üzerinde yeni hareketler deniyorum. hani kavga olursa faln diye.

ertesi gün okulda dersteyiz. sınıftaki herkes bize sanki çok büyük bi tak yemişiz gibi bakıyo.

hoca da zaten imalı imalı laflar ediyo amını yolunu gibtiğim.

ben hepten daraldım. dersin tam ortasındayız, sınıfa nöbetçi öğrenci girdi.

rıfatla bizi çağırdı. müdür bey istiyormuş. öyle bi dedi ki sanki müdür bizi arzuluyo. sevgi çaktığım.

gittik odasına. bizim eleman orda. burnu şiş gibi biraz, gözlerinin altına kan oturmuş.

anlatın bakalım dedi muallak müdür.

rıfat anlattı olayı. bin itiraz etti. yok işte bana sataştılar falan. ben susuyorum.

müdür bu elemana bi tokat asıldı ki sorma gitsin. hani bu kadir inanırın tokatları falan hikaye kalır yanında.

biz anlamadık olayı. müdür buna başladı sövmeye. ama bildiğin ana avrat küfrediyor.

bu çocuklar bu sene geldiler okula. niye sana sarsınlar falan diyor.

bizim gibik başladı ağlamaya karı gibi. ulan gülücem gülemiyorum müdürün attığı o tokatı gördükten sonra.

rıfat bini tutamadı kendini güldü. o gülünce bende güldüm. gülmemi sağlayan kaslarımı gibmek istedim o an.

müdür öyle bi baktı ki. dedim ananı gibeyim rıfat.

ben hayatımda böyle tokat görmedim. lan ölücem sandım bi an. dengede duramadım sevgi koyım.

ırzını gibiyim rıfat.

rıfatda yedi aynısından ama daha kalıplı olduğu için ona pek koymadı sanırım.

aklıma gelmişken. senin o giydiğin saçma sapan takım elbiseleri gibeyim müdür bey.

neyse müdür bi daha böyle bi olay duyarsam bu tokat hiç kalır yapıcaklarımın yanında dedi.

ulan huur çocuğu, açıp gibseydin daha iyiydi. karını gibiyim müdür bey.

çıktık odadan lavuk geldi. beyler kusura bakmayın falan.

anlamadım ne ayak olduğunu. sonradan bi arkadaştan öğrendik ki lavuk bizim taşaklı olduğumuzu ve o semtte oturduğumuzu öğrenince arkaü yememiş.

barış teklifi yani. bizimde işimize geldi. üst sınıflarla da aramız iyiydi artık.

ve biliriniz, üst sınıflarla muhabbeti olanlar havalıdır.(lisenin havasını gibiyim)

o günden sonra üst sınıftaki kızlarla da muhabbet kurmaya başlamıştık. lavuklar bu durumdan pek memnun değillerdi ama yapıcak bişeyleride yoktu.

sonuçta orası bizim çöplüğümüzdü. ve bizim borumuz ötüyordu.

1-2 ufak kavga olayı daha oldu ama onlarda çocuklar geri yaptı kimin nesi olduğumuzu öğrenince.

yani rıfatın attığı kafa lisede her zaman rahat olmamıza sebep oldu.

kısacası yediğimiz tokata değerdi bence

bu olaylardan ikimizinde ailesinin haberi olmadı. benim ailem pek sıkıntı olmazdı ama rıfatın babası rıfata içest yapabilirdi.

neyse ki olmadı öyle bişey.

lise1'in bitmesine az kaldı. ve ben hala karı gibemedim. çıktığım karı kız oldu tabi.

ama hiç biri hedefime ulaştıramadı beni.

hedef =====> sex

lisenin ilk günü gördüğüm bi karı vardı. adı defne. bildiğn mankenlik ajansından fırlamış gibiydi. genelde 31 malzemem oydu.

okulda görüyodum ama pek giblemiyodu beni. merhaba-merhaba olsa bile bana yeterdi ama yoktu.(1 yaş büyüktü benden)

biz gene kızlarla muhabbet falan ama artık abazalıktan rıfat gözüm kayıcak diye korkuyorum.

ulan karı var, muhabbet var, tensel temas var ama gibiş yok. deliricem ulan deliricem.

ve evet beyler. şuan çoğunuz okul kapanmadan gibiş olduğunu düşünüyosunuz. yanıldınız. kimseyi gibemedim lise1 de.

yiyişmeler sevişmeler oldu ama yine pipimi sokamadım ama daracık deliklerden birine.

rıfat bini deseniz zaten elinden memnun. muallak bi de internet bağlattı eve. oh sevgi koyım. cdleride bana gönderdi.

kısaca vur sağ ele, vur sağ ele

evet yaz tatiline girdik. sıkıntılı bi durum yoktu notlarla ilgili. peder beyde güzelliğini yapıp playstation almıştı. onunla oynuyodum genelde.

akşamlarıda rıfat biniyle takılıyoruz. bu bin yine bi fikir attı ortaya. buyurun konuşma;

r: panpa benim aklıma bişey geldi
b: ne geldi yine aklını gibtiğim
r: bizde şimdi siftah yok(pompa manasında)
b: deşme yaramı sevgi koduğum
r: lan bi dur küfretme. şimdi biz ilk gibişte tecrübesiz olduğumuzu belli edersek, karının da ağzı gevşekse okulun diline düşeriz
b: doğru lan. bak bu hiç aklıma gelmemişti
r: çözüm yolunu buldum panpa, karıya gidelim
b: olmaz lan öyle
r: başka ne tak yicez oğlum
b: para mı var neyle gidicez
r: işe girelim parayla karıya gideriz. kalanıylada üst baş alırız
b: iyi sevgi koyım girelim bakalım

ben mahalledeki oto yıkamada, rıfatta dönercide paket serviste işe girdi.

aldığımız para bizim yaşımız için süper paraydı. bahşişlerle falan şimdinin 800-900 lirasını cebe indiriyoduk.

zaten rıfatla aramızda hiç bi zaman paranın hesabı olmamıştı. benim param senin paran yoktu. bizim paramız vardı.

2 ay çalıştık. elimizde iyi para vardı. hatta aklımıza parayı karıya vermeyip araba almak geldi.

sonra salakça bi fikir olduğunu kabul edip vazgeçtik.(ne salakmışız. arabayı alınca masraflar bitiyo sanki)

2 ayın sonunda ikimizde işten çıktık. şimdi karıya nerde ve nasıl gidiceğimiz fikri vardı.

o zamanlar herkesin ağzında karaköy muhabbeti falan vardı. tamam bizde muhabbetini yapıyoduk ama bilmiyoduk ki ne gibim yer olduğunu.

rıfatla kafaya koyduk önce keşfe gidicektik. cebimize yol paramızı koyup tuttuk karaköyün yolunu.

sonuç mu ? sonuç tam bir hüsran. bırak keşfetmeyi yeri bulamadık anasını satıyım.

arkaümüze baka baka geri döndük. moralimiz bozulmuştu bildiğin.

o gün ikimizinde hevesi yoktu. karıya gitme konusu ikimiz içinde kapanmıştı. daha doğrusu ben öyle sanıyordum. sadece benim için kapanmış.

3-4 gün sonra rıfat aradı. mevzuyu çözdüm buluşalım anlatıyım dedi. ben o kadar vazgeçmişim ki anlamadım bile olayı.

semtte parkta buluştuk. çekirdek kola dinliyorum bizim pezevengi.

bu muallak hırs yapmış. azimle sıçmış betonu delmiş. ne yapıp etmiş bulmuş eskort bi karının numarasını.

ben ne anlarım eskorttan o zamanlar. diyorum oğlum bunlar da bildiğimiz huur gibi mi diyorum. evet diyor.

be sevgi koduğum o zaman bunlara niye eskort demişler diyorum. bilmem ki panpa diyor.

arasak mı diyorum içimden. ya farklı bişeyse bu eskort rezil olmayayım numara fişlenirse falan diyorum.(kabul beyler çok cahilmişim)

gözümüzü karartıp aradık o gece. açık açık anlattık durumu. açık açık derken biz daha önce hiç gibişmedik 2 kişiyiz gibişmek istiyoruz ne kadar demedik.

vaziyeti uygun bi dille anlattı rıfat. karı zaten acemi olduğumuzu anladı sanırım ki direk yaşımızı sordu. rıfat açık açık söyledi.

karı da hiç olmaz falan demedi tamamdır dedi. adresi mesaj atarım. gelmeden 3-4 gün önce haber verin dedi. tamam dedik kapattık telefonu.

her neyse biz abazalığın verdiği cesaretle ertesi gün direk attık mesajı. ne zaman müsaitsin gelelim diye.

karı bize 2 gün sonrası için saat verdi. iyi dedik beklicez başla yapıcak bişey yok.(o 2 gün çok hızlı geçti. sanırım korktuğumuz için ikimizde)

rıfatla plan yapıyoruz. şöyle giberiz, şu pozisyona sokarız falan diye.(yanlış anlaşılmasın sadece giriş çıkış yok. o zman kadar sakso falan oldu)

büyük gün geldi. ama nedendir bilinmez verdiğimiz adrese giderken benim ki her yaklaştığımız adımda biraz daha kalkıyor.

rıfat biraz daha rahat gibi. muallaknin evinde internet olduğu için almış taktileri bin.

verdiği adresi bulduk, sıra geldi içeri girmeye. kapının önüne geldik ama heyecandan bayılıcam bildiğin. zaten adresi bulana kadar full paketi yarıladım anasını satıyım.

rıfat giberim ya nolucak dedi çaldı zili.(o değilde cidden abaza cesareti. ya böbrek.avi olsaydı)

kadın kim o dedi. rıfat atladı. 2 gün önce saat almıştık sizden dedi. karı çat diye açtı kapıyı.

tahminimce 23-24 yaşlarında olsa gerek. fizik ve tip olarak fena değil. yani şuan öyle bi kadın çıksa karşıma yine giberim.

buyrun dedi aldı bizi içeri. ev standartın biraz altında. pek fazla eşya yok zaten. öğrenci evi tarzı.

oturduk bişey içer misiniz falan dedi yok dedik. siz bilirsiniz, diğer arkadaşım birazdan gelir şartları konuşuruz tam olarak dedi.

yaklaşık 5-10 dakika sonra kapı çaldı. tabi biz o sırada rıfatla birbirimize bakıyoruz sürekli. bildiğiniz utanıyoum ben ama.

neyse diğer karı da geldi. kadroyu tamamladık. karılar adlarını söyledi falan. bende nedense salak gibi kendi adımı söyledim. ben adonisli falan filan.

rıfat bini ben emre dedi. ulan içime bi kurt düştü. bu bin niye farklı söyledi falan diye. dedim hay ızdırabını gibiyim rıfat.

neyse karılar başladı şartlarını anlatmaya. anal yok, oral yok falan. lan ben analı biliyorumda oralı bilmiyorum. salak gibi sordum oral ney oluyo tam olarak diye.

karılar bildiğin kahkaha attı. dalga geçiyorum sandılar, bende bozuntuya vermedim. rıfat bini yine internetin lutuflarından yararlanmış biliyodu ne olduğunu. sağolsun o da bozmadı beni karıların yanında.

fiyatta da anlaşınca sıra geldi kimin kimi gibeceğine.

ben hemen yaptım planı. ben rıfatı gibicektim. onlarda birbirlerini tatmin ediceklerdi. şaka şaka. ben sonradan geleni, rıfatsa bize ilk kapıyı açana kayıcaktı

biz benim karıyla içerde olan odaya geçtik. onlar orda kaldılar.

benim heyecandan dizlerim titriyo sevgi koyım. duramıyorum. benim karı farketti bu durum. heh dedim bi gibi eskortlara reklam olmadığımız kalmıştı o da oldu.

neyse girdik odaya. kız insaflı çıktı. gergin misin sen dedi. evet dedim. ilk mi dedi. evet dedim.

söz sana özel muamele yapıcam dedi. az kalsın sağol allah razı olsun dicektim karıya. tövbe estafurullah.

neyse dedim ben bi sigara içsem falan olur dedi. bu sırada kısaca sohbet ettik falan. güzel de kızdı aslında. yani yolda görsem böyle bi iş yapıcağı aklımın ucundan geçmezdi.

işte boşuna dememişler amı olana güven olmaz diye.

sohbet edince ben biraz daha rahatladım ve başladık sevişmeye.

yalaşmalar falan. ağzına alsana dedim. ama oral yok demiştik dedi.(ben oralın ağzına alması olduğunu o zaman anladım)

neyse madem senin ilk, bu seferlik sana özel olsun dedi. aldı ağzına.

o zamana kadar 7-8 kızı saksoya yatırmışımdır. hepsini toplasan bu karının verdiği zevki verememişlerdir.

çok profesyoneldi. hele o gözleriyle masum masum bakması. bildiğin içimdeki bütün pislik boşaldı.

tekrar kaldırdı ve olaya başlamamız için beni sırt üstü yatırdı. herşeyi o yapıyordu. bildiğin öğretmenimdi benim.

my first sex teacher.

farklı pozisyonları gösterdi bana. açıkcası ağzına alırken daha fazla zevliydi.

çünkü sürekli bak şöyle git gel yap. böyle sok. anlatıyodu bildiğin nasıl yapıcağımı.

ilk başta çok takılsamda sonradan tecrübe kazanmak için burda olduğumu kabul ettirdim kendime.

artık gitme vaktiydi. gerçekten ilk deneyimimi o karıyla yaşadığım için mutluyum. ciddi anlamda bende duygusal yeri var.

son bi bakış attı ve cidden kalbimde yer edindi. bende emeği çoktur. elime mahkum olduğumda hep o masum bakışı gelir aklıma.

evden çıktık yaktık sigaraları. ne ben rıfata bişey sordum ne rıfat bana. utanmıştık bildiğin birbirimizden.

tabi bu utangaçlık fazla sürmedi. az çok anlattık birbirimize ne yaptığımız. onun karıda aynı şekilde davranmış ona.

herhalde karılar biz gelmeden anlaşmışlar aralarında. en azından biz öyle olduğunu düşündük.

elimizde hala güzel para vardı. ve ne yapıcağımızı bilmiyorduk.

ama birşeyden emindik. bu ilk ve son parayla sex tecrübemizdi. bi daha olmıcaktı. söz verdik birbirimize

yaz tatilinin bitmesine az bi vakit kalmıştı. para hala duruyordu. dokunmuyorduk o paraya.

ikimizde bol bol kitap okumaya çalışıyorduk elimizden geldiğince.

okulun açılması gerekiyordu artık. beleş sexsin de tadına varmamız gerekiyordu.

beyler bu sefer yatıyorum gözlerim ağırdı artık. yarın gece kaldığımız yerden devam.

beyler 1-2 saate geliyorum hazırlıklarınızı yapın.

burdaysanız başlıyorum panpalar

kimsecikler yok mu ? dinleyen bi kişi varsa devam ediyorum

evet okullar açıldı. artık ezik lise1 sıfatından da kurtulmuştum.(gerçi hala liseliyiz ama)

ilk gün pek bi mevzu olmadı. bölüm seçimlerini zaten yazın yapmıştık. sınıflar belli olucak. müdür yardımcısı kim hangi sınıfta onu okuyor falan.

ananı gibiyim. rıfatla farklı sınıflara düştük. bu kabullenilemez bi olaydı çünkü biz bütündük. bölünemez, ayrılamazdık.

o gün bişey yapmadık. akşam konuşuruz dedik çıktık eve gittik

akşam rıfat panpa aradı. inelim sahile dedi. tamam dedim. çıktım evden.

nasıl yaparız falan diye düşünüyoruz. dedim güzel bi mazeretle müdüre gidersek hallolur. zaten muallakyle var bi hukukumuz.

düşünüyoruz düşünüyoruz ama bahane bulamıyoruz. gittik iki bira alıp parka çıktık.

içiyoruz aheste aheste.

rıfatın kafasında bi anda ampül yandı. dedi buldum amını gibeyim buldum.

o kadar sevindi ki dedim herhalde bişey falan icad etti.

bende de böyle anlamsız malca bi mutluluk oldu o an.

dedim çabuk anlat giberim.

rıfatın annesi vefat etmişti ilkokulda. hatta hatırlayan varsa rıfat geç başladı okula dedim. kanserdi. 2-3 sene dayanabildi, sonra öldü kadıncağız.

dedi ki müdüre damardan giriceksin. gidip durumu anlatıcaksın. işte destek oluyoruz falan diceksin dedi.

heh dedim geçen sene tokatı yedik, bakalım bu sene ne yicez.

ama sorun etmedim. rıfat panpam için değerdi. ne de olsa mazimiz eskiye dayanıyodu.

tamam dedim. gidip konuşucam muallakyle.

ama benim haberim yokmuş gibi anlat durumu panpa dedi.

dedim tamamdır sen stres yapma.

ertesi gün okula gittik. ilk tenefüs atladım müdürün odasına. hocam müsait misiniz falan filan.

gel dedi. dedim beni hatırladınız mı ? seni unutmak ne mümkün dedi.(bu bin kesin gay. hala şüpheliyim)

neyse dedik sonuçta rıfatla aynı durumda olmak söz konusu eyvallah çektim.(sanki farklı olsa bi gibim yapabilicem)

anlattım durumu. bine de mantıklı geldi. tamamdır dedi. ikinizi aynı sınıfa koyucam. sen mi onun sınıfına gidersin, o m senin sınıfına dedi.

ben kitlendim. düşünüyorum hangi sınıfta manita potansiyeli daha yüksek diye. dedim ben o sınıfa gideyim.(iyi ki de öyle demişim)

tamam dedi. tam odadan çıkarken yalnız hocam rıfatın haberi olmasın. sen merak etme gururunu kırmam dedi. peki iyi çalışmalar dedim çıktım odadan.

rıfat bininin sınıfına gittim haberi vermeye. baktım yok bizim bin. tam sınıftan çıkarken o gözüme çarptı. evet evet defneden bahsediyorum.

bi baktım sınıfta müzik dinliyor. dedim lan bu karı bizden bi üst sınıf değilmiydi. pek giblemedim arkadaşı falan vardır dedim.(aslında gibledim ama rıfata haberi vericeğim için üstünde duramadım.)

neyse bizim bini buldum kantinde dedim tamamdır. çok sevindik sevgi koyım. hani böyle bi ana evladıyla kavuşur ya. aynı öyle bi sevinç sardı bizide.

akşam yine takılıyoruz rıfatla. dedim oğlum defne bugün sizin sınıftaydı. o kimdi lan dedi.

bu rıfat tam hayvan. ferre yıldızı falan zannedicek diye korktum bi an.

kızın tipini anlatınca hatırladı.

sınıfta kalmış bu bizim sınıftan devam ediyo dedi.

vay dedim karının sevgi koyım. bi taşla iki kuş

her neyse ben ertesi gün rıfatın sınıfında derslere girmeye başladım.

sınıfta tanıdık çocuklar vardı ama giblemedim. anca merhaba-merhaba modundaydık. oturup muhabbet etmezdim asla.

sınıfta da sonradan geldim diye tanımayanlarda bi sempati falan.(kızlarda)

ama hiç biri gibimde değil. rıfat ve defneden gerisini giblemiyorum.

şansa bak sevgi koyım. 31lerimi süsleyen kız bi kaç sıra önümde. tükürsem kafasına isabet ettiririm yani.

kız kendi halinde takılıyo. belli bizi küçük görüyo. arkadaşları hep üst sınıfta bu öksüz bizimle. sınıftan konuştuğu insan sayısı çok az.

zaten ettiği kelimeleri toplasan "ekgib entry metni" diye uyarı verir. öyle bi buzdolabı yani.

bizde pek farklı sayılmazdık gerçi. bizde sadece kendi aramızda muhabbet ederdik. kızlardan başkasınından muhabbete dahil olmasına izin vermezdik.

kızlarda zaten genelde dinlemeyi tercih ederlerdi.

günden güne sınıfta gözler üstümüze dönmeye başlıyodu. farklı geliyoduk sanırım insanlara.

düşünsenize koca sınıfta ben sadece rıfatla, rıfat sadece benimle bu kadar taşaklı muhabbet yapıyor.

kızlar falan inceden yazılmaya başlamıştı bize. gerçi rıfat binine daha bi ilgi duyuyolardı.(ben daha yakışıklıydım halbu ki)

ama hiç o tribe girmedim. rıfat benim can dostumdu. aramızda kıskançlık olmazdı

ben kızlarla takılıyorum falan ama aklım defnede hala. lan bütün kızların ilgisini çektik, bi o huur ilgi göstermedi.

ilgi göstermeyi gibtir et bazen öyle bi tavır takınıyodu ki sınıftakiler olarak varlığımızdan şüphe ediyorduk.

ne değişik kızdı lan bu defne.

bi akşam yine rıfatla laflıyoruz. dedi ben sanırım bu haftasonu gibicem bi tane.

yuh lan nasıl dedim. şaşırdım sevgi koyım.(zerre kıskançlık yok beyler çok samimi söylüyorum.)

ne biliyim kızın birini eve davet ettim olur dedi dedi.(rıfatın anne zaten vefat ettiği için babası da evi otel olarak kullandığı için sorun yoktu.)

cidden rıfat adına sevindim. iyi panpa beleş gibişin tadına ilk sen bakıcan dedim.

panpa sende bi kız ayarla gel sende dedi. biz babamın odasında, sizde benim odamda takılırsınız dedi.

lan amcık bu şimdi mi söylenir. günlerden çarşamba. 2 günde ben nerden karı bulucam.

ben bilmem panpa ayarla gel dedi. başımın üstünde yerim var dedi.

orayı kız doldurmıcak mı dedim gülüştük falan.

tamam dedim dur bakınıyım olursa olur, olmazsa da kısmet değilmiş deriz dedim.

olur olur dedi.

ertesi gün okulda deli gibi aranıyorum.

hangi kız verir diye muhakeme etmeye çalışıyorum kafamda falan.

o gün sınıftan bi kızın numarasını aldım. akşam konuştuk falan davet ettim bunu.

kız direk sen beni ne zannediyosun dedi. dedim heh yarraa yedik. adımız çıkıcak.

direk kıvırma çabaları. ya yanlış anladın canım. işte rıfatında sevgilisi gelicek öyle dördümüz takılırız diye dedim ama kız yemedi.

kız yemedi belki ama ben yarraaa yedim.(o gece öyle düşündüm en azından.)

aradım rıfata anlattım durumu yapıcak bişey yok falan dedi.

ertesi gün okula gidesim yok. kaçsam mı falan diyorum.

tam o sırada korkanın çocuğu olmazmış lafı geldi aklıma. gittim okula.

sınıfta kızlar bakıp bakıp fısır fısır bişeyler konuşuyolar. düştü direk jeton.

ben karının ağzını dolduramadığım için, karı milletin ağzını doldurmuş. vay dedim ızdırabını gibiyim.

kinlendim karıya. zaten en sevmediğim huyum budur. çok fena kin tutarım. intikamımı alırım gibe gibe.

ama şimdi bununla uğraşamıcaktım. bana karı lazımdı karı.

bu sırada defneninde kulağına gitmiş olucak ki defne ince ince bakıyodu bana çok nadir. ama bakıyodu yani.

çok az da olsa yol katetmiştim. böyle olucağını bilseydim en baştan reklam ederdim kendimi bu okula dedim içimden.

fakat olaya anlam veremedim saçma geldi. dedim gibtiret, demek ki lisede işler böyle yürüyo

her neyse haftann son günü cuma. ben ayarlamışım sağ elimi. rıfatlarda 31in dibine vururum diyorum.

rıfata dedim bende tık yok. üzüldü morali bozuldu. dedim oğlum ne üzülüyosun yarın beleş am gibiceksin falan.

olsun panpa keşke sende ayarlasaydın falan dedi. o sırada aklıma geldi, dedim panpa senn karıya söylesene kuzeni, arkadaş,ı anası, kardeşi, falan yok mu getirsin diye.

iyi fikir lan dedi, akşam konuşurum dedi tamam dedim evlere dağaldık.

gece rıfat bininden haber bekliyorum. aradı bin. ses tonundan anladım zaten. malesef panpa dedi.

dedim senin gibin taşşağın sağolsun boşver. karıya benim yerimede 1 posta at bana yeter dedim.

eyvallah panpa dedi kapattı telefonu.

bi yandan hala gibiş yapamadığım için moralim bozuldu ama rıfat için ciddi manada sevindim beyler.

sonuçta küçük yaşta annesini kaybetmişti. babasıda anca küfretsin amcık ağızlı. ilk beleş sex onun hakkıydı.

o gece geç yattım uyku tutmadı. karıyı rıfat gibicekti ama heyecanı ben yaşıyodum sevgi koyım.

ertesi gün uyandığımda saat 12'yi geçmişti.

telefona bi baktım 2 yeni mesaj, 1 yeni çağrı.

mesajlarda çağrıda rıfattan.

bi heyecan geldi ki sorma gitsin. zaten yeni uyandığım için sabah reaksiyonu adı altında malzeme keser sapı. hepten taş kesildi.

mesajların ikiside hala aklımdadır.

mesaj1;

sende ki şans ganyanı tutturanda yok. şansını gibeyim sana bişey olmasın. gelebildiğin kadar erken gel bize.

mesaj2;

illa gibicek am mı var diyeyim anlaman için ? koş gel koş.

o mesaja da cevap vermeyince anlamış rıfat uyanmadığımı. aramış ama kafamı gibiyim telefon sessizdeydi uyanmadım.

apar topar duşa girdim, etek tıraşımı oldum çıktım hemen evden.

aradım rıfatı geliyorum dedim 5 dakikaya ordayım dedim. tamam panpa bekliyoruz acele etme dedi.

her neyse geldim eve. çaldım kapıyı rıfat açtı. ama ikimizinde sıfatında gibimsonik bi mutluluk var.

mutluluğun sebeb belli. ====> beleş sex

girdik baktım kızlar salonda oturmuş kola falan içiyolar. tanıştık falan. direk rıfata muallaklik olsun diye kolaları kontrol ettiniz dimi dedim.(o zamanlar modaydı tutmuştu bu esprim)

kızlar güldü falan. neyse rıfat yengeyi alıp babasının odasına geçti.

bizde benim karıyla kaldık başbaşa. bu arada karı, rıfatınkinin arkadaşı.

öyle yarak kürek muhabbetler ediyoruz. mal mal şeyler sevgi koyım. girsene direk olaya. aklımı gibiyim.

inceden bi yakınlaşma oldu ben elimi bunun omzuna attım falan, bu da döndün çat diye bana doğru dudaktan kalbe yol yapmaya başladım.

aslında dudaktan kalbe değil ama neyse.

derken ellerim inceden dolanıyor falan. tam elimi oraya arkaürücem pantolonun üstünden. kız elimi tuttu. nolduğunu anlamadım.

yanlış bişey mi yaptık lan acaba diye küfrediyorum kendime. kız bakireyim dedi. vay dedim getirin kutup ayısını. o beni gibsin

o an aklıma gelmedi. sonradan düşününce lan dedim ne alaka. parmağımla pantolonu yırtıp, parmağımı sevgi sokucak halim yoktu ya. niye o kadar erken tepki verdi falan diyorum kendi kendime.

tınkk. jeton düştü. karı regl olmuştu %80. o yüzden izin vermedi.

şansıma sövmeye devam. o gün boşalamadım bile. ya boşaldım da karı boşaltmadı. ben tuvalette vurdum 31e.

karı bırak ağzına almayı eşortmanın üstünden bile ellemedi. ama gözle baya taciz etti.

rıfata hiç dert yanmadım. lan karı getirdin o da bişey yapmadı falan gibisinden. çocuk elinden geleni yapmıştı sonuçta. gerisi benim şansımdı.

bu arada rıfat bini gibmiş karıyı. yani beleş gibiş sektörümüz için temeli atmıştı.

çok sevindim onun adına. kıskanmadım ama bi de ben açılışı yapabilseydim iyi olucaktı aslında.

sabırla saygımaya devam, yılmak yok.

hafta sonu tek kayda değer olay buydu.

onun dışında pek bi gibim olmadı. günlerden pazartesi geldi çattı. sendromunu gibtiğim.

okuldayız insanlar hala benim hakkımda konuşuyolar gibi hissediyorum. belki de yanılıyorum ama bilmiyorum bana öyle geliyor.

e öyle oldukça içimdeki beslediğim kin ve intikam duygusu büyüyor.

kısacası o kızın sevgi koymak istiyorum.(cinsel anlamda değil)

stratejik oynamam lazım. rıfata anlattım durumu. bi hal çaresine bakarız dedi.

defne artık daha sık bakıyoru gibi. ya da bana öyle geliyor bilmiyorum. kıza duygusal olarak bişey hissetmiyorum. tamamen cinsel.

akşam rıfatlara gittim. plan yapıcaz. aldık kalemi kağıdı elimize. başladık ihtimalleri düşünmeye. ne yapsak nasıl sonuç alırız diye mantık yürütüyoruz kendimizce.

bu sefer ampul bende yandı. dedim rıfata okuldakiler bu karıyı benim yanımda görseler, karı hakkında ne düşünürler dedim nuri alço gülümsemesiyle.

rıfat tamamdır çözüm yolu bu. peki bu karının seninle takılmasını nasıl sağlıcaz dedi. dur dedim acele etme

aradan 3-5 gün geçti. bu sırada pek mühim olaylar olmadı. rutin şekilde devam ettik yani.

defne hala aynı. eğer o zamanlar inci falan olsaydı harbi bu kızın taşaklı inci yazarı olduğunu düşünürdüm. yok böyle bi asosyallik.

rıfat bu sırada yeni amcıklar peşinde. bense sadece intikam ateşiyle yanıp tutuşuyorum. edriyınnn

bi plan yapmalı, bi plan yapmalı ama nasıl yapmalı ne yapmalı.

ulan bildiğiniz kitlendim. hiç bişey gelmiyo aklıma. rıfatta yeni bi am bulmuş ona çakıcak. bi dur daha biz siftah yapamadık be.

olsun olsun, yinede rıfat hakediyo. o 10 gibse ben 1 gibsem yine eyvallah derim.

he bu arada paralardan bahsetmedim size. paraları bankaya yatırdık. tabi yaşımız 18'i geçmediği için annemden rica ettim. hesap açtı bizim için. parayı oraya yatırdık.

hangimizin ihtiyacı olursa gidip ordan çekiyoduk. ve aramızda sen çok almışsın ben az aldım benim hakkım muhabbeti yoktu.

çünkü ikimizde ihtiyacımız kadar alıyoduk. birbirimizi gibmeye çalışmıyoduk.

derken aklıma bi fikir geldi. kızı seviyormuş ayağına yatıcaktım. zaten okulda artık az-çok tanımaya başlamştılar beni. popüler bi tip olma yolunda ilerliyoduk yani rıfatla.

evet beyler belki bi kızın duygularıyla oynıcaktım ama içimdeki intikam ateşi başka türlü sönmeyecekti.

olaylar tahmin ettiğim gibi oldu. kızı yalnız yakaladım okul çıkışı. konuşmayı az-çok hatırlıyorum;

ben: biraz konuşalım mı
kız: hayır. ne konuşucam ki senin gibi biriyle
ben: bak sen beni yanlış anladın, rezil ettin bütün okula(tam tersi işime yaradı)
kız: eee
ben: ben yinede seninle konuşmaya çalışıyorum. ayrıca seni davet ettiğimde verdiğin tepki de hoşuma gitti.
kız: hııı öyle diyosun(yelkenler suya indi)
ben: evet kesinlikle öyle diyorum
kız: peki o zaman yarın görüşürüz
ben: görüşürüz

kız gitti. bende zafer kazanmış bi komutan edasıyla eve döndüm.

rıfata anlattım olayı. aman neslihan gibi bu da ilgi gösterince sende ondan hoşlanma dedi. çaktı lafı arkaüme.

bende nolucak lan yine gazlarsın alırım patateslimi dedim.

ertesi gün okulda kız bizim yanımıza geldi falan. muhabbet ediyoruz üçümüz birlikte.

amacıma ulaştığımı sınıftakilerin bakışlarından anlıyabiliyordum az çok. herkes ne ayak falan diye düşünüyordu hakkımızda

çok geçmedi 2-3 gün sonra kız bana hepten yazılmaya başladı. ama onunla takılmaya devam etmek planımı suya düşürürdü.

o yüzden gibime takmadım ve duygularımda yanılmışım deyip kıza yol verdim. içine oturmuştur diye tahmin ediyorum.

ve artı okuldakiler pek olmasada sınıftakiler o kızın kendine tokmakçı aradığını düşünmüşlerdi. amacım buydu ve başardım.

he tabi 1-2 dalyarak gelip kanka gibtin mi naptın kıza dedi ama cevap bile verme gereğinde bulunmadık. rıfatla sadece baktık.

sonra zaten kusura bakma diyip gittiler.(geçerli ve taşaklı olmak güzel şey.)

bu olaydan sonra defnenin ilgisini hepten çekmeyi başardım. ki zaten artık o da açılmştı. artık sınıftakilerle muhabbet ediyodu falan.

bu hareketleride beni cesaretlendiriyordu ama daha çok erkendi. ki zaten büyük sınıflar varken o kız bana pek yar olmaz diye düşünüyordum.

rıfat hepten koptu gidiyor. hatta kendine düzenli bi sex kölesi(şimdi adıyla fuck buddy) bile yapmıştı. haftada bir karı ayarlıyamazsa onu gibiyordu.

ama olsun. rıfat hakediyordu. canım panpam benim. hem benim içinde 1 posta atıyordu. o bana yeter.

ama inceden kıskanmaya bşlar gibi olmuştm rıfatı. ve bu durum hiç hoş değildi. panpamdı lan o benim. panpa panpayı kıskanır mı sevgi koyım ?

böyle düşünmeme rağmen içimde az buçuk bişeyler vardı. hissediyordum.

bu yüzden acilen birini gibmem gerektiğini farkettim. sonra hemen gece bizim yan komşunun tavuğuna. şaka şaka.

yan sınıfta pınar diye bı kız vardı. bizden bi yaş büyük. onu kestirdim gözüme. zaten rıfatında takıldığı hatunlardan birinin yakın arkadaşıymış.

kolay lokma olur dedim. verdim bağlamayı verdim bağlamayı.

cuma günü okul çıkışı rıfatlara gidicez. planı yaptık. 4 lü takılıcaz bu sefer.

banko sex olur diye rıfata prezervatif aldırdım.

o prezervatif alırken geçen diyalog geldi aklıma güldüm gece gece. muhabbet şu şekilde;

rıfat: abi ben bi classic okey alabilir miyim
eczacı: tabi

rıfat parayı uzatır;paketi alır. tam çıkarken eczacı arkadan;

-büyük verdim delikanlı, seneyede giyersin.

aklına geldikçe hala küfreder rıfat. ama iyi ayar yemiş kabul etmek lazım

15 dakikaya burdayım. duşa giricem beyler

evdeyiz. yine kola muhabbeti. ben yine kola esprisi falan.

bunlar çıktı yukarı bizde geçtik odaya. ulan karı benden daha iştahlı.

bu dudaktan bi boyundan benim şahlanmış olan atın ayaklarını bildiğin yerden kesti.

derken hop dedi aldı makinayı ağzına. zaten orda tık gitti 1 posta.

sonra geldi benim eskort karıdan öğrendim taktikleri uygulamaya.

şöyle çevir böyle sok, belinin altına yastık koy falan filan derken hallettik mevzuyu.

verdim ateşi sigaraya. karıda göğsüme yattı benden mutlusu yok.

ama mutluluğun sebebi karının göğsüme yatması değil. hedefime ulaşmış olmam. he bi de sigara var tabi.

o günü öyle noktaladık. bende ki bu mutluluk uzun süre devam etti.

ama bi sorun var. karı sürekli istiyor. benimde işime gelir ama okulda falan da yanıma gelmeye başladı kevaşe.

e sonuçta kızın ne olduğunu az çok okuldakiler biliyor. e bizimde bi popimiz var okulda. adımın o karıyla anılmasını istemiyorum.

içim el vermeyerekte olsa kıza yolu yaptım, haydin selametle dedim.(sonra pişman oldum ama yapcak bişey yok)

defne durumu anlamış gibi bu sırada. artık bakmamaya başladı.

lan ne değişik kız bu. adım çıktığında ilgilenmeye başladı, iş ciddiye binince bi tripler bi tripler.

sonradan öğrendim işin aslını. defneyle bu karı kavgalıymış bi sebepten.

tavır yapıyomuş yani defne bana.

geç anladım biraz ama anladım. erken anlasaydım da bi tak değişmicekti zaten.

yeni arayışlar içindeyim, ama yaprak kıpırdamıyor lan.

içimden geçiriyorum, keşke karıya uygun bi dille anlatsaydım da sadece okulda yanıma gelmeseydi. fuck buddym yapaydım onu diyorum.

aklımı gibiyim aklımı

okulun kapanmasına az vakit kaldı. defne bu senede yalan olucak gibi.

elden gelen bişey yok. dedim bari okul kapanmadan bi yolluk yapayım kendime.

aranıyorum yine. bizim rıfat fuck buddylerini pompiklemeye devam. ah ulan ah. o kıza yol veren aklımı, selametle diyen ağzımı gibiyim.

bu arada rıfatla artık daha samimiyiz. ben onlarda kalıyorum bazen o bizde.

paramız hala var.(düşünüyorumda cidden ne bereketli paraymış ye ye bitmedi)

yeni gelen çömezlerden bi kız var. güzelde bi kız. rıfat zaten ajan gibi. hangi kız verir hangisi vermez seceresini döker yani.

sordum ne ayak. yapış gitsin ama talibi çok dedi.

ya herro ya merro diyerek kızı kesmeye başladım tenefüslerde.

o da iş atar gibi ama üst sınıflar akbaba gibi kızın etrafında. kızı gibmek için önce onları gibmek lazım.

düşün düşün taktur işin demişler ya. benim ki de o hesap. nasıl etiket olmadan düşürücem diye düşünüyorum.

internet falanda yaygın değil şimdi ki kadar.

düşün düşün. yok. bulamıyorum çıkış yolu. lan okulunda kapanmasına az vakit kalmış zaten.

rıfata söyledim. dur ben bi güzellik yapıcam dedi.

iyi dedik beklemedeyiz merkez.

lan ılık falan diceksiniz bana ama ben bu rıfatı harbi çok seviyorum. kral adam vesselam.

gitmiş kızla aynı sınıftan bi kızın numarayı bulmuş. yazılmış buna. ama pompa için değil. sırf benim için.

sonra kıza benim muhabbeti açmış. kıza vermiş benim numarayı, git bu numarayı heline (ismi salladım beyler) ver. gerisine karışma demiş. güzel de demiş muallak.

kız vermiş numarayı.

çok sürmedi aynı günün akşamında mesaj geldi bi numaradan.

mesajlaşmayı pek hatırlamıyorum. ama hatırladığım kadarıyla buna benzer bişeydi;

helin: kimsin
ben: sen kimsin
h: numaranı göndermişsin bizim sınıfta biriyle
b: helin ?
h: evet
b: adonisli ben
h: tanıyamadım
b: yan sınıftan. sarışın renkli gözlü cocuk. arada göz göze geliyoruz hani
h: he tamam çıkardım şimdi
b: sorun ?
h: yok

şeklinde ergen ergen konuştuk işte uyuyana kadar. hedefe yaklaşıyo gibiyim ama okulda bitmeye yaklaşıyor

rıfata bi kıyak yapmam lazım. gerçi biz hiç bi zaman birbirimizden karşılık bekleyerek yapmadık bişeyleri.

bizim ki cidden masumdu. çıkar ilişkisi yoktu aramızda.

tabi ki arada tartışıyorduk. bakın dikkat edin kavga etmiyorduk. tartışıyorduk.

istesek onu bile engellerdik ama gerekliydi tartışmak. doğru olan fikre ulaşmak için gerekliydi.

paramız hala var.

kızla konuşmalar tam gaz devam. ama okulda hiç tanışmıyor gibi takılıyoruz. onunda işine geldi herhalde. o da bozuntuya vermedi.

düşün taşın derken rıfattan evin anahtarını istedim. ama açık olmak gerekirse çekindim biraz. tamam rıfatla çok samimiydik ama yinede çekindim.

kızdı bana lavuk. gittik aynı gün o kendi evinin anahtarın ben kendi evimin anahtarını yaptırdım. verdik birbirimize.

dedim ne zaman istersen git, hizmetin eskik olursa söyle. annem bizden ayrı tutmaz, oğlu gibi severdi onuda.

her neyse kızı ayarladım. karne günü takılıcaz rıfatların evde. rıfatta o gün anadolu yakasına geçicek kuzenlerinin yanına.

plan bu şekilde. ama aklıma takıldı. dedim ya baban gelirse ? o zaman napıcaz.

sen sorun etme. babamın geldiğini anlarsanız ses çıkartmayın benim oda da durun. fazla durmaz gider o dedi. iyi bakalım dedik.

plan güzel. ortam güzel. karı güzel. durumlar iyi yani.

geldi çattı karne günü. ne bende ne rıfatta kırık var. teşekkür taktir yok ama ikimizinde pek gibinde değil.

kıza mesaj sahilde buluşalım, taksiyle çıkarız diye. tamam dedi.

rıfatı da uğurlarım kuzenlerine doğru.

iniyorum sahile doğru. gördüm kızı geldi tokalaştık falan fıstık. çevirdim bi taksi bindik taksiye.

evin yerini söyledim, taksi zaten oraların taksisiydi herhalde. eliyle koymuş gibi buldu.

hiç unutmam şimdinin 5 ekmek parası taksi parası vermiştim.

indik taksiden ama taksideyken çok gerildim. lavuk anladı herhalde kızı eve atıp tataklıcağımı yol boyunca baktı dikiz aynasından pis pis.

eve girince biraz gevşedim. yine aynı kola muhabbeti. yine kola esprisi.(artık benim bi klişem olmuştu. ama ne hikmetse her karı gülüyodu)

sonra yine rıfatın odası, rıfatın yatagı, ah uh hadi hadi.

sigara. göğsümde bir kadın. ve mutluluk.

yavaş yavaş arkaüm iyice kalkıyordu. istediğim karıyı elde etmeyi başarıyordum. en azından ben öyle sanıyordum. taa kii aklıma defne gelene kadar.

çok değişik karıydı. kesin şimdi burda yazar olmuştur. eğer olduysa pm atsın söz ifşa etmicem.

paso mu kaybettim. dedim heh bi sen ekgibtin.

o zamanlar karaköyden çıkıyodu pasolar falan. şimdi durum nasıl pek bilmiyorum.

rıfatla gibimizi tuta tuta gittik karaköye.

veznedeki lavuk öğrenci belgesi, fotograf falan istedi. dedim hay ızdırabını gibiyim. fotograf varda öğrenci belgesi hiç lazım olmamıştı ki bana.

gibimizi tuta tuta gittiğimiz yolu, arkaümüze baka baka geri döndük.

dedik yarın sabah erkenden gideriz okula, ordanda tekrar karaköye geçeriz.

semtte iki bira çaktık. ordan evlere dağıldık.

aklıma defne geldi ama uyku ağır bastırdı. 31 çekemeden sızmışım.

sabah kaltık koştur koştur okula. geç kalkmışız öğle arasına denk gelip beklemiyelim diye hızlı olalım dedik.

yetiştikte. müdüre gittik. müdür artık bizi pek bi sever oldu.(evladı gibi yanlış anlamayın)

halletti işlerimizi falan. sizin kırık var mıydı falan dedi. bu yaz okulu tarzında bişeyler oluyodu. işte sınıfta kalanların geçmesi için.

dedik yok. listeyi aldı eline baktık. 3 kişi kalmış bizim sınıftan. aralarında defne de var. dedim hasgibtir.(eskiden 2 sene sınıfta kalınca veriyolardı tastiknameyi kolunun altına)

dedim defne yalan olucak. ah dedim beynimin kıvrımlarına sokayım. niye ben bu sene yazılmadım bu kıza.

çıktık okuldan tuttuk karaköyün yolunu. halletik paso işini. 1 hafta sonra gelin alın dedi. iyi dedik.

şeytan girdi aklımıza. rıfat dedi gidelim mi karıya. bende bi an için istedim ama paramız azalmaya başlamıştı.

sonra hem bi de verdiğimiz söz geldi aklıma. rıfata da hatırlattım. haklısın lan ben onu unuttum dedi.

gibtir et dedik eve döndük. evde yine bi nane yok. ot geldi ot gidicek lan bu evdekilerde

rıfatla akşam semtte buluştuk. para mevzusunu konuşuyoruz. az bi paramız kalmıştı. ekleme yapmak lazımdı.(bereketli de olsa eninde sonunda bitiyor işte)

dedim girelim yine işe. tamam bana uyar dedi. geçen sene ki gib ben oto yıkamaya, o dönercide paket servise.

bu sefer maaşlarımız biraz daha dolgun. bahşişlerle şimdinin parası 1000-1000 lira para alıyoruz.

kafaya koyduk. bu yaz 3 ay çalışıp daha güzel şeyler yapıcaktık.

hem rıfat hemde ben it gibi çalışıyoruz. bu sene parayı daha güzel şekilde değerlendirmeyi hedefliyoruz.

hatta o kadar kastık ki bütün harcamalarımızı minimuma indirdik. evden aldığımız 3-5 kuruşu da bankaya atıyoruz. sigarayı ortak alıyoruz.

bira içmiyoruz hergün. max. haftada 1 kez. bazen o bile yok.

kısacası cimriliğin sevgi koyduk beyler.

bu sırada yine karı-kız ayakları var ama okulda ki kadar bereketli değil. hatta hiç bereketli değil.

rıfat için sorun yok o fuck buddylerini pompiklemeye devam.

ben hala defne, sağ el, hayal gücü üçlüyüsüyle takılmaya devam.

rıfat diyor kızın arkadaşı, kuzeni, kardeşi, annesi falan.

yok diyorum istemem. gurur yaptım bildiğiniz.

aranıyorum aranıyorum ama karı kız yok ki ortalıkta.

oto yıkamayada bayan müşteri pek az geliyor. ki gelenlerde en az +25.

kafasını kaldırıp bakmıyolar bile. çocuk görüyorlar bildiğiniz.(o zamanlar sakallarım yoktu)

aslında çocuk görmeleri daha iyi. daha güzel bahşiş veriyolar. işime geliyor.

günde 10-15 araba yıkıyorum. iflahım gibiliyor ama durmak yok. para lazım para.

rıfat bininin durumu biraz daha iyi gibi. motor üstünde geziniyor sürekli. he ama onunda kendine göre zorlukları var elbet.

polis gördüğünde o korku o heyecan.

o yaz anladım ki her işin kendine göre bir zorluğu var. şaka lan şaka. uzaktan yakında aklımdan geçmiyor öyle şeyler.

evde inceden sorunlar çıkmaya başlıyor. pederle zıt düşmeye başlıyoruz. ergenliğin verdiği asilik ve ekonomik özgürlüğümü elde etmiş olmanın gururuyla bende geri yapmıyorum.

o da zaten 2-3 kavgadan sonra üstüme gelmemeye başladı. babamda okumaya meraklı bi adamdı.

üniversite falan görmüş adam neticede. kültürlü yani lavuk.

halden anladı. karışmamaya başladı.

kısacası evdekiler bi ara ot olmaktan çıkar gibi yaptılar, ama çıkmadılar. hala otlar yani.

yazın bi gibim olmadı. ya oldu da kayda değer bişey olmadı.

rıfat ===> pompiğe devam

adonisli ===> defne, sağ el, hayal gücü

3 ay bu şekilde geçti. artık defneyi gördüğüm yerde tecavüze etmeyi falan düşünüyorum. karıyı o derece arzuluyorum yani

he söylemeyi unuttum. bu üç ay boyunca o soru kafamı kemirmeye devam etti.

ya defne sınıfta kalıp okuldan gibtiredildiyse.

off düşünüp düşünüp kendimce tribe giriyordum. arka fonda damardan değilde atar damardan gelen müzik.

şimdi düşünüyorum da o zamanlar kendimi kesmediysem şimdi hiç kesmem.

kendime not. defneyi bayıltıp gibmem lazım.

okulun açılmasına az kaldı. işten çıktık. bankada şimdinin hesabıyla 7 bin liraya yakın para var.

bence o yaşımızla çok iyi işler başarmışız. yani ben öyle düşünüyorum en azından.

rıfatla rakı sofrası kurduk onların eve. ilk defa rakı içicez. kutlama hesabı.

az buçuk rıfat babasından görmüş nasıl yapıcağımızı. anlattı başladık içmeye. benim peder içmezdi. neden içmediğinide anlatıyım hatta.

bu o zamanlar küçük, 15-16 yaşlarında. yılbaşında heves edip gidip alıyor bi küçük rakı(35'lik). dedemle babanemin haberi yok tabi.

dedemle-babanem misafirliğe gidince yılbaşında bu da zuladan çıkarıyor rakıyı. çocuk işte nerden bilsin nasıl içiliceğini.

şişeyi tek başına susuz içiyor. ertesi sabaha mortingen. 3 gün komada yatıyor. neyse ki sonra toparlıyor. ondan sonrada bi daha içmiyor.

hatta şimdi bile eve rakı içip gittiğimde pek yaklaşmam babama. kokusu yüzünden bile kusuyor adam. öyle tiksinmiş yani rakıdan.

saçmalığa bak sevgi koyım. rakıdan bi insan nasıl tiksinir lan ?

o gece vurduk gözüne bi küçük rakıyı ikimiz içtik. bende ilk başlarda bişey yoktu. taaa ki ayağa kalkana kadar. balkondan tuvalete yuvarlanarak gittim.(sonrası biraz iğrenç anlatmıcam.)

gecenin sonunda rıfatta aynı şekilde. ertesi sabah uyandığımızda teşhisi koyduk.

"hızlı içtik, ondan böyle oldu."

okulun açılmasına 1 hafta var. kitap defter ihtiyaçlarımızı falan alıcaz. ben benimkine, rıfat kendininkine saygıdı. evdekilerden aldık paraları.

bankadaki paraya dokunmadık. hatta evdekilerden aldığımızdan da arttırdık biraz. onu da koyduk bankaya.(ulan harbi kendime sözvdüm çok cimriymişim.)

akşam konuştuk rıfatla buluşalım parayı napıcaz onu kararlaştıralım dedi. tamam dedim.

buluştuk, 2şer de bira aldık mideye ilaç olsun diye. başladık aheste aheste içmeye.

düşünüyoruz. diyoruz oğlum napalım bu parayla. güzel taşaklı para.(bizim için öyleydi.)

rıfat geçen sene ki gibi araba alalım dedi.

bu sene bu fikir biraz daha mantıklı gelmişti. elimizde daha çok para vardı çünkü.(vergi, benzin vs için.)

hem karılarada şekil yapardık. arabada gibişirdik falan. yok yok, toplum henüz buna hazır değildi bizce.

arabadan yine vazgeçtik. dedik üst baş alalım. kaliteli giyinelim. tamam dedi.

kralından kotlar, tişörtler, mont, ayakkabı, bot falan aldık kendimize.

şeklimiz iyiydi yani.

okullar açıldı. ilk gün yine bi gibim yok.

nedense bu ilk günler hep boş geçiyo lan. bana hep öyle rastgeldi ya da.

rıfatla biraz durduk çıktık okuldan.

sahile indik. çay sigara falan.

tesadüf peder gördü attık sigaraları. geldi yanımıza. dedim şimdi zikicek. bakın gibicek demiyorum zikicek diyorum. durum o kadar sert yani.

napıyosunuz falan dedi. iyi çay içiyoruz içer misin dedik ? gönder gelsin dedi. 2 çayda o içti. bi de hesabı ellemeden kalktı gitti. dedik neyse olur öyle.

benim ona taktıklarımın yanında 2 çayın lafımı olur canım.

o gün öyle mal mal takıldık. evlere dağıldık.

müzik falan dinliyorum. 2-3 değişik numaradan mesaj geldi. selam napıyosun falan diye.

dedim vay amısına koyim benim taşaklar o kadar büyüdü mü.

iyidir iyi dedim verdim kutsalı verdim kuts. hop pardon beyler o burda değildi. verdim cevabı verdim cevabı.

öyle kızlarla konuştum falan. kızlarla konuşurken sızmışım.

sabah aynı senaryo. anne 5 dakika daha, ilk ders boş zaten.(yalanımı gibiyim)

okula gittik ama ben defneyi göremiyorum. kimseyede soramıyorum. içimde patladı patlıcak.

neyse diyorum gelir yarın ama umutlarım git gide azalıyor.

rıfat bini tam bir sex makinası oldu. muallak hararet yapıcak diye korkuyorum. arada da diyorum buna bal ceviz fındık fıstığı bol tut diye.

sen merak etme panpa pompalamak bizim işimiz diyor.

ulan hesapta ben gibici olucaktım ama bu amcık arkaürüyor malı.

olsun ama olsun, rıfata amlar feda, arkaler sefa olsun.

ilk hafta bitti. defne yok.(olsun hayali var)

umudum tükendi. ben oluruna bıraktım. aranıyorum yine. üst sınıflarda bi karı var. onu kestirdim gözüme.

rıfat bey'e sordum nedir diye. oluru alınca kanalları aramaya başladım.

çok sürmedi numarasını buldum aracı sayesiyle. ben adonisli dedim.

karı, hahahha o nasıl isim. adonisli diye isim olur diye dalga geçti.(şaka şaka.)

çıkaramadım falan dedi. dedim yarın anlarsın göz kırptığımda dedim iyi dedi.(giblemez tavrımın hastası ol taktiği)

2. hafta yine defne yok. sevgi koyim defne.

bu karıyla okulda muhabbete başladık falan. iyi herşey güzel hoş.(aslında hoş değilmiş.)

okulun tuvaletideyim. çocuğu işetiyorum. derken lavuğun biri geldi.

o kızdan uzak dur giberim dedi. anlamadım dedim.

o kızdan uzak durucaksın. hani şu yeni tanıştığından dedi.(benim karıdan bahsediyor.)

orasını anladım da giberim kısmını anlıyamadım dedim.

uzak durmazsan anlatırım dedi gibtiroldu gitti.

vay dedim muallakye bak, sabah kahvaltı da yürek yiyememiş, benim yarrağı yemenin peşinde.

pek sallamadım. rıfata anlattım. o da giblemedi.

karıyla muhabbete aynen devam.

bi numaradan mesaj geldi. çıkışta kaybolma diye. anladım tuvalette ki lavuk olduğunu.

rıfata anlattım. rıfat çağrıralım mı birilerini dedi. yok dedim ne gerek var.(özgüvenimi gibsinler. he bi de aklımıda gibsinler.)

çıktık okuldan yürüyoruz yekten yekten eve doğru.

arkadan birisi hişt pişt dedi döndük baktık. 4 kişiler. bizim lavukta aralarında.

rıfata dedim. buyur rıfat gib çağırmayalım diyen ağzımı.

tereddütteyiz. merkeze doğru koşsak mı yoksa delikanlı gibi savaşsak mı ?

ikincisi daha cazip geldi. gurur yaptık okulda kaçtı demesinler diye.

ya herro ya merro giriştik sevgi koyım.

tabi sonuç belli. lavuklar hakkını verdiler. güzel dövdüler. tebrik ettim.

benim dudak kanıyo, rıfatın burun. ama öyle mal gibi beklemedik bizde vurduk ama sonuçta sayıca üstünlerdi.

gittik kuytuya havanın kararmasını bekledik. semttekilere çizilmesin karizma diye.

evdekileride aradım rıfatta kalıcam dedim iyi dediler. zaten canlarına minnet. evde ki oksijen tüketimi azalıyor diye.(sanki para veriyoruz oksijene)

rıfat bana ben rıfata son ikimizde defneye. yok yok. rıfat bana ben rıfata pansuman yapıyoruz. telefon çaldı arayan üst sınıftaki karı.

nerden öğrendiyse öğrenmiş durumu. dedim heh bi de bu ekgibti. kesin o lavuk söyledi diyorum içimden. kinlendim yine.

hadi dövdün eyvallah da niye bizi etiket ediyosun be huur çocuğu.

karı dedi gelicem falan. yalan olmasın akşam saat 9-10. blöf yapıyo sandım gel dedim bilerek. ama yanına arkadaşınıda al rıfata da lazım bi hemşire dedim.

karı tamam dedi kapattı telefonu. vay sevgi koyım dedim. hemen gir banyoya etek tıraşı.

işte beyler o gün anladım ki sex ve kazanın ne zaman geliceği belli olmaz. her zaman hazırlıklı olmak lazım.

aradan 45 dakika geçti kız semtte olduğunu söyledi. evi tarif ettim ben kapnın önündeyim bekliyorum. geldi bunlar.

aldım içeri. tahmin ettiğiniz gibi kola ve aynı espri olmadı bu sefer.

bira ve aynı espri oldu.(yine tuttu.)

neyse bende iyi oldu diyorum içimden rıfata da kıyak yapmış oldum diyorum.(sanki rıfatın çok ihtiyacı varmış gibi.)

ama rıfat sanki pek memnun değil gibi halinden. sonradan söyledi karıyı beğenmemiş.

dedim pardon ingiltere prensi. elimizden bu kadarı geldi.

o gece karıyla öpüşemedim. malum dudak sıkıntılı. ama yine pat küt oldu bişeyler.

sonradan mevzu bitince akıma geldi sordum karıya. dedim siz nasıl izin aldınız kalmak için.

huurların plan şuymuş. biri annesine xx'de kalıcam diyor. diğeri annesine yy'de kalıcam diyor.

o gün anladım ki bu karılardan korkucaksın. şeytan bunlar bildiğin şeytan.

ertesi gün okulda herkesin gözü bizde.

he bu arada defne okula geldi. canı istememiş o yüzden gelmemiş hanfendi okula.

sevgi koduğum ne senaryolar türettim onu görmediğim 3,5 ayda.

neyse defne şuan rafa kalkmış vaziyette. gerçi benimde malafat kalkmış ona karşı ama.

okuldaki itibarımız söz konusu. lavuğu kırmak farz.

ama bi yandan da müdürün tokatı var aklımda. düşündükçe sesi kulağımda.

dedim giberim itibarımızın gitmesine izin veremeyiz.

sıra karar aşamasında. rıfat mı ben mi ?

ikimizde lavuğu kırarız. ha rıfat ha ben ama sorun şurda. şimdi ben dövsem rıfat niye dövmedi dicekler. rıfat dövse adonisli niye dövmedi dicek okuldakiler.

sorun bu işte.

rıfat yine şeklini ortaya koydu. dedi korktuğumu düşünme panpa, senin namın yürüsün sen kır lavuğu dedi.

muallak ya da gay olsaydım bu rıfata hergün verirdim. ben böyle delikanlı görmedim.

tamam dedim ama kafamda bi fikir var. hem rıfatı hem kendimi kurtarıcam.

rıfata bahsetmedim tabi bu olaydan.

son tenefüsteyiz. artık son derse giricez ama çıkışa bırakmaya hiç niyetim yok. okuldakilerin görmesi lazım.

ya herro ya merro dedim. zırhımı giydim. miğferimi taktım. kılıcı mı kuşandım daldım sınıfa.

yok lan yok. saati telefonu cüzdanı falan sınıfta bıraktım. geçtim bahçeye lavuğa bakınıyorum. gördüm muallakyi. 2 arkadaşı var yanında.

çocukları sima olarak tanıyorum ama muhabbetim yok.

gittim yanıma dedim bi gelsene falan. çocuk arkadaşlarına bu yine dayak istiyo herhalde dedi bekleyin geliyorum dedi yürüdü benimle biraz.

rıfat 5-10 metre gerimizde.

hiç konuşmadan asıldım tokatı lavuğa. müdürün ki kadar etkili olmasada sersemledi.(iyi ses çıkmıştı lan.)

bahçedekilerin kafası buna dönünce hırslandı lavuk. o da bana salladı koluma denk geldi.

bu sırada arkadaşları koşuyor bize doğru. rıfat da onlara yazıldı. yaklaşık bi 30-40 saniye sürdü olay.

sonuç: lavukları kırıp namımızı kurtardık.

o dalyarak nöbetçi hocalar geldi falan. arkaürdüler bizi müdürün odasına. dizdi hepimizi sıraya.en başta bu lavuk.

müdür sinsice yaklaştı. çocukta hiç beklemiyodu. sonra bi an müdür konuşuyor ama sesini duymuyorum.

aptal oldum bi an bana vurdu sandım. jeton yine sonradan düştü. tokat o kadar şiddetliydi ki geçici olarak sığar olmuştum.(şaka şaka)

lavukların üçünde asıldı tokatı gönderdi bunları. kaldık yine başbaşa.

dedim kaçışı yok bu sefer liseli fantezisi yapıcak bize.

geçti oturdu koltuğuna. bizi de karşısına oturttu.

dedi bebeler derdiniz ne la sizin.(müdür ankaralı değil ben şive kattım.)

hık mık zık. cevap yok.

niye böyle yapıp beni üzüyosunuz ben sizlere vurmaktan zevk mi alıyorum sanıyosunuz dedi.(anladım ki pasifti, vurdurmaktan hoşlanıyodu.)

dedim ben yer miyim lan bu ayakları müdür. bizede sinsice yaklaşıp tokatı koyucan dimi amcık dedim.

bi uyandım ki boyundan aşağı alçıdayız.(evet beyler cem yılmazdan alıntı yaptım ehheehe.)

o an aslında müdür hakkındaki fikirlerim değişti. sevmişti lan bizi.(evladı gibi.)

uyardı etti. yapmayın falan dedi. dedim merak etmeyin hocam. olmaz bi daha.

çıktık odadan. rıfatında benimde omuzlar dik, başımız gururla kalkık dördümüzünde.

o günden sonra bütün okul tanıyor bizi.

tek soru çıkışta bu lavuk bi hamle yapıcak mı yapmıcak mı?

bunu düşünüyoruz.

bu sefer eşşeği sağlama alalım dedik. aradık semtten sağlam çocukları çıkışta alın bizi diye. sağolsunlar geldiler.

çıkışta bi problem yok. konu öyle kapandı.

sıra geldi defneye. gibişmeliyim bu kızla.

ama nasıl nasıl nasıl nasıl

ertesi gün defne bana geçmiş olsun dedi. hemen esprili yaklaşıp bana değil onlara söyle dedim. güldü.

bu kızın güldüğünü 4-5 kere görmüştüm. gülünce dedim doğru yoldasın adonisli yardır gitsin.

elin için demiştim dedi.(yumruğum dişine geldiği için kanamıştı elimin üstü biraz.)

sağol ya da bunlar bişey değil falan dedim.

yine güldü iyi bakalım dedi. muhabbeti devam ettiricek bişey aklıma gelmedi geçtim oturdum yerime.

defneyle artık hemen hergün konuşuyoruz. rıfat hala çatarapatara gibiş kovalıyor.

15 tatile giricez. defneye dedim aramız buz tutmasın ver numaranı mesajlaşırız. olur dedi aldım numarayı.

karneleri aldık. defneyle vedalaşıyoruz. tokalaşmak vardı sadece aklımda ama o yanağımdan öpünce bende diğer yanağından onu öptüm.

öyle yüzümde gibik bi gülümsemeyle tuttum evin yolunu.

parayı harcamıyoruz. büyük planlarımız var parayla ilgili.

tatilde bi gibim olmadı. biliyorum sıkıldınız ama yapıcak bişeyim yok üzgünüm evdekiler hala ot.

defneyle hergün mesajlaştık tatilde. hissediyorum. yakında gibicem bu kızı. rıfat panpa biraz yorulmuş gibi.

okul açıldı tekrar. defne geldi yanıma oturdu. rıfat aldı mesajı öne geçti. oğlum bu rıfata vermeyen kızın beyni yoktur.

neyse öyle sohbet muhabbet derken defne beni evine davet etti.

cuma günü bize gel seninle paylaşmak istediğim şeyler var dedi.

demiştim beyler size hissettiğimi. gibişin yakın olduğunu söylemiştim size beyler.

o hafta bitmek bilmedi. çok sıkıcıydı ama güzeldi. rıfatta artık gibişlerini düzene sokmuştu. 10 günde bir fuck buddylerinden birini gibiyordu.

neyse günlerden cuma. ama kendimi zor tutuyorum. içimde nasıl bi heyecan var anlatamam.

son ders geçmek bilmiyorum. hocayı gibicem yakında.

derken ders bitti.

çıktık okuldan rıfat zaten biliyordu durumu. eve geçti o. ben ve defnede tuttuk onların evin yolunu.

o 15-20 dakikalık yol bitmek bilmedi. ek bişey konuşmadık yolda. bakkala girdim cips kola falan bişeyler aldım.

sonunda girdik bi bahçeye. burası dedi.

düşüp bayılıcam sandım.

nabız : 1500

damarlarım çıktı lan boynumda falan hissediyorum.

yavaşca anahtar çıkıyor çantadan. hızlı olsana sevgi koduğum demek geliyor içimden. diyemiyorum.

girdik eve. ev biraz varoş gibi ama gibimde değil.

heyecandan gebermek üzereyim.

tam o sırada içerden bi ses geldi.

"kızım sen mi geldin" dedi bi kadın sesi. dünyam başıma yıkıldı.

kız beni annesiyle tanıştırmaya gatirmiş sevgi koyım.

vay ben nerelere gidem, kime gibtirem kendimi.

moralim bozuldu. hatta ne bozulması bildiğin hardcore ferre çektiler moralime. jonny sins kafasın soktu sanki moralime.

kız tuttu elimden arkaürdü odaya. bi baktım 45-50 yaşlarında güzel yüzlü bi teyze yatakta yatıyor.

belli bi hastalığı var. iim parçalandı. kendimden utandım. ölmek istedim bildiğiniz.

ben kıza yıllarca 31lerime başrol oyuncusu yapmışım.

kızın içinde bulunduğu duruma bakın sevgi koyım. teyzeyle tanıştık ettik. kola falan içtik.(bu sefer o espriyi yapmadım)

teyzeyle biraz sohbet ettikten sonra kızın odasına geçtik.

kız başladı hikayesini anlatmaya.

babaları olucak sperm israfı bunları bırakıp gitmiş.(edicek küfür bulamıyorum)

annesi bein kanaması geçirmiş bu olayın üstüne. kadının belden aşağısı felçliymiş.

kız anlattıkça gözlerim doldu. nefret ettim kendimden. biri kafama sıksında kurtuluyım dedim. bi insan kendinden bu kadar utanamaz.

gibim yetişse kendimi gibicem o derece kötüyüm.

kız ağlattıkça ağlamaya başladı. bende tutmadım kendimi. koyverdim gözyaşlarımı. o anlattı ağladı. ben dinledim ağladım.

salla sümük baya iğrenç bi haldeyiz ama ikimizinde gibinde değil. pardon benim gibimde değil, onunda umrumda değil.

kıza sarıldım sıkıca. o da sarıldı. çaktırmadan sümüklerimi falan sildim saçına. sanırım o da benim kazağıma.

ama umrumda değil.

sonra bitti sarılmamız. tuvaletin yerini sordum. önce sıçtım.(sıçarken çok zekiyimdir. ıq +170 falan olur)

sıçarken düşündüm. sonra elimi yüzümü yıkadım kızın yanına gittim. onunda aynısını yapmasını istedim(sıçmasını istemedim eini yüzünü yıkamasını)

çünkü biraz daha onu sümüklü görürsem kusucaktım.

o gün kızla sadece masumca öpüştük.(gibim kalktıysa zenciler gibsin)

ve sonra eve geçtim. rıfat aramış 8 kere duymadım. çocuk ortalığı ayağa kaldırmış böbrek.avi sanıp.

aradım napıyosun adonisli gibici dedi.(nickim burdan geliyor)

dedim mevzular çok karışık hemen buluşalım.

tamam gel bize dedi. koştur koştur rıfatlara gittim.

anlattım durumu. rıfatın ağzı en az 3 zenci gibi alıcak kadar açıldı. çok şaşırdı sevgi koyim.

ikimizde çok etkilenmiştik durumdan. ve rıfat bomba soruyu sordu.

şimdi napıcaksın.

dedim önce oral, sonra anal. napıcağımı bilmiyordum. kızı bırakmayı hiç düşünmedim. ama sürekli bu yükün altıda ezilir miyim diyede soruyordum kendime.

herşey çok karışık. eve telefon ettim.

"anne ben rıfatlarda kalıcam."

rıfata dedim bu gece karar veriyoruz napıcağımıza. tamam dedi.

rıfatla tek beden gibiydik lan. onun derdi benm derdim, benim derdim onun derdi.

onun gibi benim gibim, benim gibim onun gibiydi. öyle bi bağ vardı aramızda.(birbirimize 31 çekmiyodu fesat düşünmeyin)

aldık kağıdı kalemi elimize. yazıyoruz çiziyoruz. nasıl yapsak diye düşünüyoruz.

durumları pek iyi değildi. bizimde elimizde birikmiş para vardı. dedik ufak ufak yardım edelim.

paranın hepsini bi an da vermeyi düşündün ama biz aç kalırdık o zaman.

elimizden geldiğince yardımcı oluyorduk falan. erzak falan alıyorduk eve. ama bunları komşulara gözükmeden yapıyorduk.

komşular görse kıza bişeyler yaptığımızı düşünüp kendilerini öldürtebilirlerdi bana.

bu yüzden saman altında yürütüyorduk suyu.

dönem sonu yaklaşıyor. üçümüzünde karneleri güzel gelicek. güzel dediysem düz geçtik. zayıf yok. taktir teşekkürü kim kaybetmiş ki biz arkaümüze sokalım.

defneye artık o gözle bakamıyorum. bakmıyorum daha doğrusu. bildiğiniz kızı artık kız kardeşim gibi görüyorum.

hatta o ilk öpücük için bile pişman oldum.

o beni abisi olarak görmüyor ama olsun. istesede istemese de ben onu kız kardeşim olarak görüyorum.

karneleri aldık sorun yok. herşey iyi güzel. artık defnede bizimle takılıyor. ama ne ben ne de rıfat yan gözle bakmıyoruz kıza.

işte zaten hep aksilikler bu durumlarda baş gösterir zaten. sakınan arkae yarak girer misali.

defneler memleketlerine, dayılarının yanına taşınıcaklarmış.

dedim olamaz. olamaz. olamaz.

dedim giberim. giberim. giberim. giberim. arkaünden giberim ulan böyle işi.

direk defnenin annesiyle konuşmaya gittim öğrenir öğrenmez. anlattı durumu. orda herşeyin daha iyi olucağını falan söyledi.

halbu ki ben elimden geldiğince onlara bakmaya hazırdım. rıfatta aynı şekilde. ikimizde gerekeni yapardık.

ama olmadı. gidicekleri kesindi. elimden bişey gelmiyordu. aldık bi büyük. açtık rıfatlarda. bu sefer üç kişiyiz. vurduk dibine şişenin.

bu sefer rıfatta bende kusmadık. ama defne kustu. ilk içene böyle oluyordu sanırım hep. ya da defne hızlı içmişti.

ertesi gün biletleri falan ayarladık. son görevimiz buydu. onları en rahat şekilde gidicekleri yere ulaştırmak. masrafdan kaçınmadık.

önden defneleri gidicekti. arkalarından da eşyaları nakliye şirketine vericektik.

ayrılık vakti geldi çattı. babamdan rica ettim, arabayla arkaürdük hava alanına.(babamın benim tohumlarımı atmak dışında yaptığı en hayırlı iş)

sarıldım ama sefer ağlamadım. defne sanırım yine sümüğünü bana sildi. olsun. onun canı sağolsun.

gitmeden rıfatla kararlaştırmıştık. elimizdeki paranın hepsini annemle bankadan çekip onlara vericektik.

ama gururlarını kırmıcak şekilde. rıfat dedi sen merak etme ben hallederim o işi dedi. iyi dedim.

her neyse bunları yolculadık. babam bizi rıfatlara bıraktı. tam eve girdik ki parayı naptın lan dedim.

hasgibtir ya unuttum dedi. rıfata çok güzel, çok otantik, çok fantastik küfürler etmeye başlıcaktım ki güldü.

dedim oh. naptın dedim. dedi sen defneyle sarılırken defnenin çantası arabadaydı. onun içine koydum. defneninde telefonuna mesaj attım dedi.

mesaj ne alaka dedim. çantaya baksın, parayı görmeyip çaldırmasın dikkat etsin diye dedi.

bu rıfat hem çok kral hem de çok zeki bi adamdı lan.

o gece yaptığımız iin gururuyla uyuduk. sadece o aile ve biz biliyorduk ama yinede çok gururluyduk.

lakin paramız kalmamıştı. anlaşılan bize yine yorgun geçicek bi 3 ay gözüküyordu.

olsun, hepsi için değerdi. doğru insanlardı onlar. değerdi.

aslında dürüst ve samimi olan herkes için değer.(zenci erkekler ve jonny sins hariç)

beyler bu gecelikte bu kadar. okuyan herkese teşekkürler, iyi geceler.

00.00'da başlıyoruz beyler çekirdekleri hazır edin

sabah güzel bi kahvaltı hazırladık kendimize.

güzelce onu yerken bi yandan da paranın nasıl sevgi koruz diye düşünüyorduk.

bize sıkı bi iş lazımdı. açığımızı kapatmamamız gerekiyordu.

çok geçmeden rıfatın aklına barmenlik işi geldi.

dedim olur ama nasıl olur. daha yaşım tutmuyor ki

rıfat planı yapmış bile çoktan. orası kolay ben hallederim dedi.

bunun taksör bi akrabası vardı. badigardlık yapıyodu küçük klüplerde falan.

anlattı işte onunla konuşalım o yolunu bulur ayarlar dedi.

tamam dedim arıdık taksörü. gelin yüzyüze konuşuruz dedi.

sahilde buluştuk.

anlattık para gerektiğini falan. eğer hakkıyla yaparsanız taşaklı para kazanırsınız içiniz rahat olsun dedi.

iyi dedik eyvallah. aldı bizi arkaürü mekana. sahibiyle tanıştık falan. 40-45 yaşlarında temiz yüzlü bi adam.

ona da anlattık durumu(anlatmaktan sıkıldık artık).

yaş mevzusu sorun değil, gece 10 gibi gelin dedi.

böylelikle yeni bi işe saygımaya başlamış olduk.

evlere dağaldık. duşumuzu falan aldık. şekilli şekilli giyinip rıfatla buluşup klübün yolunu tuttuk.

gittiğimizde pek kalabalık değildi. patronu bulduk. bizi bi barmenin yanına koydu. barmene de sıkı sıkı tembihledi bu çocuklara işi öğret diye.

barmen olan lavuk 22-23 yaşlarında falanda. değişik bi elemandı.

bize ilk olarak bardaklara bira doldurmasını öğretti.

yavaş yavaş işi benimsemeye başlamıştık. müşteriler gelip gidiyor falan onlarla uğralıyoruz.

bu sırada bizim taksör abi kendini zorluyor, hem iç güvenlik hem dış güvenlik yapıyor mekanda.

onun işi daha sıkıntılı gibi ama seviyor.

derken inceden vodka-redbul yapmayı falan anlatıyor bizim eleman.

derken mekan patlamaya başlıyor. karılar kızlar yıkılıyor ama biz onları yıkayamıyoruz.(yine cem yılmazdan alıntı yaptım)

bardakları falan diziyoruz. kısacası angarya işler yapıyoruz ama yinede mutluyuz rıfatla.

güzel iş bulduk parası da güzel.

şimdinin parasıyla 1200 lira maaş+bahşişler bizim. yol yemek sigorta yok ama olsun.

o gün işi öğrenmeye çalışmakla geçti mevzu. pek bi gibim olmadı yani.

sabah 5 gibi falan çıktık. otobüs minübüs bulamadık mecbur bindik taksiye.

nedense bu taksiye verdiğim paralar hep içime oturmuştur.

herneyse geldik rıfatlara. sırayla duşları alıp yattık.

ertesi gün yine aynı şekilde giyindik gittik. artık işi biraz daha öğrenmişiz.

bizde müşteriye istediğini veriyoruz falan.

öyle spontan şekilde 1 hafta geçti.

1 haftanın sonunda ikimizin elinde toplasan şimdinin parasıyla 60-70 lira var.

giberim lan ben oto yıkamada daha fazla bahşiş alıyodum bu ne sevgi koyım ya.

rıfat dedi bi dur sakin ol. kaç aylıksın daha 1 hafta oldu. biraz daha zaman geçsin gibmeye başlarız ortalığı dedi.

rıfatın hatrına eyvallah çektim.

bu sırada defne arıyo ara sıra muhabbet ediyoruz falan. he unutmadan para için kesintisiz yarım saat 45 dakika teşekkür etti telefonda.

dedim iyi ki vermişiz, ihtiyacları varmış demek ki.

yine dedim bişey lazım olursa çekinme söyle diye. geri blöf yapmış oldum. elimizde birikmiş paramı var sanki.

gel zaman git zaman 1 ayın sonunda elimizde bahşişlerle birlikte 3 bin lira gibi para oldu. attık direk bankaya.

bu sırada işin kaşarı olmaya başladık artık. hepten kaptık işi. hatta bize bu işi öğreten barmen bu durumdan rahatsız gibi ama ses çıkartamıyor.

artık süreki rıfatlarda kalmaya başladım. babası eve sadece yatmaya geliyor. bi de faturaları falan ödüyor işte başka bi gibim yediği yok.

bizde sürekli araştırıyoruz rıfatla internetten. kokteyl falan yapımı öğreniyoruz. evde deniyoruz falan. kendimizi geliştirmenin peşindeyiz yani.

derken patron bizim ikimizdeki bu gelişimi gördü ve lavuğu işten çıkardı.(keşke yapmasaydı)

bizide aldı karşısına adam akıllı konuştu. bundan sonra bu iş ikinize ait. size güveniyorum falan. maaşlarıda 1500+yol yaptı.

bizde eyvallah dedik ama lavuğa ayıp oldu. bize işi o öğretti, biz adamın elinden işini almış gibi olduk. vicdan yaptık biraz.

ama 2-3 güne geçti.

aradan bi hafta geçti. işler tıkırında. sıkıntımız yok.

karılar kızlar geliyor falan ama sallanmıyoruz. hani ekmek kapımız sonuçta.

güzel bahşiş almaya başladık. bu gidişle sadece bahşişlerle maaşı geçeriz diyoruz kendi kendimize.

her neyse bi gece iş bitti geri dönüyoruz.

tam taksiye binicez(artık taksi paramızı patron veriyor, içime oturmuyor.)

bi baktık bizim eski barmen. sevindik sevgi koyım. mutlu olduk sohbet ederiz diye.

ama onun niyeti farklıymış.

vay dedim napıyosun bu saatte buralarda falan. geldi gayet sakin bi içimde. iyi ya arkadaşlarla içtik falan dedi.

iyi yapmışsın falan dedim. görülen bi sıkıntı yoktu. bende hiç açmayım dedim konusunu.(keşke özür dileseymişim iş mevzusu için)

öyle tokalaştık tam döndük gidiyoruz ki.

bi anda mevzular karıştı. tam arkamızı döndüğümüz anda lavuk emaneti çıkarıp sol bacağıma taktı. kaçmaya başladı.

ilkten nolduğunu bile anlamadım. bi anda gördüm ki zaten gördüğümde ayakta duramayıp yere düştüm.

ulan o gün rıfata çok üzüldüm. çocuk arada kaldı. lavuğu mu kovalasın. benim yanımda mı dursun falan. o kararsızlığı gördüm yani suratında

dedim gibtiret arkaür beni çabuk hastaneye.

bindik taksiye. taksicide zaten ayrı bi huur çocuğu.

ben canımın derdindeyim, lavuk araba kan olmasın diye laf söylüyor.

inşallah kızını bozarlarda senin yatağının üstünde çarşafların kan olur diye geçiriyorum içimden.

derken hastaneye girdik pansuman dikiş mikiş derken amıma koydular.

acıdan hemşireyi gibicek konuma geldim.(valla abazalıktan değil, acıdan)

her neyse tam hastaneden çıkıcaz, hop dediler nereye gidiyosunuz. ifade vericeksiniz. tutanak tutulcak falan.

dedim heh bi bu ekgibti sevgi koyıyım. işin yoksa bi de mahkemeyle uğraş.

zaten evdekiler bilmiyolar barmenlik yaptığımı. bıçak yemişim zaten.

gibi tuttuk dedim düşünüyorum kara kara. polisi kafalamanın peşindeyim.

dedim abi bahçeye inelim bi sigara içiyim orda halledelim. iyi dedi indik bahçede ki kafeteryaya.

muhabbet ediyoruz falan. sigara ikram ediyorum abimize. o da büyük bi keyifle alıp içiyor.

dedim abi rıfatla şakalaşıyoduk. bi anda girdi işte bıçak.(rıfatın beti benzi attı, sonra bi bildiğim vardır diyerek onayladı.)

şimdi tutanak falan tutulursa mevzu uzayacak. hiç gerek yok abi dedim bişeyler ayarlasan olmaz mı falan.

sağolsun çok delikanlı adammış. tamam dedik gençlik ateşi olur böyle dedi.

tutanak falan tutmadı. bizde eve geri döndük. ama benim bacak pertingen.

ulan böyle az bişey yürümeye çalışıyoruz zart diye kasılıyor. dikişler açılcak diye korkuyorum.

bi daha o acıyı çekmek var.

neyse evde yatıyorum. rıfata dedim ben bugün gelemem işe falan. patrona durumu anlat anlayış göstersin. olmadı hesabını yapsın maaşımdan kessin dedim.(atarımı gibiyim)

tamam tamam sen merak etme dedi çıktı gitti. kaldım rıfatlarda tek. rıfatın odasındayım uyumaya çalışıyorum. bütün gün mal olmuşum gecede uyumamışım zaten.

tam uykuya dalıcam bi ses geldi. dedim acaba rıfat bişey unuttuda o mu geldi.

tam rıfat sen misin lan diye bağırıcaktım ki aklıma babasının gelebilmiş olma ihtimali geldi.

kelimeleri arkaüme sokup sustum. ama bi yandan da korkuyorum.

her neyse baktım odaya gelen giden yok. dedim babasıymış demek ki verdim kendimi uykuya. sabah rıfat beni öperek uyandırdı.(şaka lan şaka)

her neyse uyandırdı kahvaltıyı da hazırlamış. birlikte yedik bişeyler falan. dedim anlat patron ne dedi.

patron mevzuyu duyunca bildiğiniz anası gibilen eşek gibi anırmış. çok sinirlenmiş lan. mutlu oldum bu kadar değerli olduğumu görünce.

hatta bi miktar avansda göndermiş sağolsun.

bizim taksör abiye ve diğer güvenliklerede haber etmiş. olur ya mekana gelirse, ya da görürseniz alın getirin çaktırmadan işe yeniden alıcakmışım gibi diye tembihlemiş.

sonradan anladık ki lavuğunda amacı oymuş zaten. huur çocuğunu taktir ettim güzel plan yapmış.

ben öyle 1 hafta falan yattım evde. sonra dikişleri aldırmaya gittik. doktor dedi.

fazla zorlama yarrağı yersin. ya aslında böyle demedi de kısaca bunu demeye getirdi işte lavuk.

ben yine işe geri döndüm, aynı tempoda çalışmaya devam. patronda zaten o 1 haftayı kesmicekmiş maaşımdan.

benden mutlusu, at gibine konan kelebektir. ya da ne bileyim stoya(ya da zevkinize göre kim kardashian) gibendir.

mekanda yine aynı tempo çalışmaya devam. ama bacağım ara ara kasılıyor yine. ama pek giblemiyorum. oturuyorum 5 dakika geliyor kendine.

bu arada bu kasılmalar aynı şey gibi. hani sabah uyanırsınız yatakta esnerken böyle kramp girer ya. aynı o şekil.

canımı yakıyor sevgi koyim.

bu sırada sürekli müşterilerimiz olmaya başladı ikimizinde. muhabbetimizin güzel olmasının avantajını burda da kullandık.

sürekli bizimle muhabbet için gelip, güzel bahşiş bırakırlardı. hatta bi ara kendimi huur gibi hissettim ama sonra geçti.

derken o geldi girdi bi gün mekana. evet tahmin ettiğiniz gibi huur çocuğu eski barmenden bahsediyorum. ben muallakyi görünce direk üstüne gidicektim ama rıfat bırakmadı.(iyi ki de bırakmamış)

dur oğlum dedi sakin ol, sen patronun yanına çık geldiğini söyle ben burayı idare ederim dedi.

çıktım dedim böyle böyle. bizim taksör abiye dedi al gel diye. taksör abiye gerek kalmadan lavuk kendi girdi odaya.

muallaknin evladı oda da beni görünce bi şaşırdı. korkup işi bırakıcağımı falan düşündü herhalde.

bizde geri vites ne arar la sevgi koduum.

muallaknin beni gördüğünde ki surat ifadesi hala aklımda. hatta robot resim çizen birini bulsam, çizdirir çerçeveletir yatağımın karşısına asarım sabah uyandığımda gülerek güne başlamak için.

bu lavuk tam odadan gerisin geriye kaçıcaktı ki bizim taksör abi bu kedi yavrusunu ensesinden tutar gibi soktu odaya.

rıfat bini hala ortalıkta yok. ilkten alındım ama sonra dedim mal mısın adonisli, müşteriler kendilerimi yapıcaklar kokteyli dedim.

lavuk başladı ağlamaya. patron buna cidden çok tahrik edici küfürler etti. adam sanki küfretmiyor, adult hikaye anlatıyor sevgi koyım.

derken artık sıra bana geldi. zaten bizim taksör bunu öyle bi tutmuş ki anasını gibsen gözünün önünde tepki veremez.

başladım muallakye yumruk atmaya. ama aşırı kinlenmişim. bi de zaten bacağım yine kasıldı. hepten atarlandım vura vur vura vur.

derken bıraktım. arkaürdüler muallakyi. birazda güvenlikler hırpalamışlar sanırım. öyle bırakmışlar.

derin bi oh çektim, hem taksöre hem patrona teşekkür ettim.

patron dedi ne teşekkürü görevimiz bu dedi. sanki karısıyız, kızıyız sevgi koyım. o sinirle onada gider yapıcaktım. dedim neyse. hoş görelim.

elimi yüzümü yıkadım. indim rıfatın yanına. rıfat harbi o sinirle 3 karıyı tatmin ederdi.(karılardan biri zenci olsa bile)

yukarı çıkamadı diye delirmiş içne oturmuş. gözlerim doldu lan bildiğiniz. bu rıfata vermeyen kız, harbi maldır. ya da kutsal bakire olucam falan diye düşünüyodur.

tutamadım kendimi sarıldım buna. dedi dur adımızı muallakye çıkarıcaksın. dedim isteyen desin. koy ammısına.

o gün çıktık. sabahın ilk ışıklarıyla sahilde bira içtik rıfatla. cidden çok sanşlıydım lan. bu rıfat harbi çok iyi çocuktu.

neyse 1-2 hafta falan daha böyle rutin şekilde devam etti. 2. ayıda bitirmiştik artık ve elimize yine güzel para geçmişti.

yine aynı olay. koştur koştur bankaya parayı yatırmaya.

sonra yine aynı teraneler. işe git, eve gel, uyu. bu aralar gibiş hayatım durgun. karı düşürücek yer var ama orası ekmek teknemiz. olmaz.

rıfat hala fuck buddylerini bafiliyor.

o olaydan sonra hepten spontanlaşmaya başladı olaylar.

rutine bağladık yani.

ama klüpte bi kız var. hemen hemen her gece geliyor.

sürekli sohbet içinde falan. bende art niyet düşünmemeye çalışıyorum(bakın düşünmüyorum demedim)

bu hayatını falan anlatıyor. biraz kafa gibiyor olsa da katlanıyorum. müşteri veli nimetimiz.

kız bi de bana bahşiş vermiyor gururum kırılmasın diye sanırım. rıfata veriyor. yarısını adonisliye verirsin diyor.

bu kızla muhabbet baya koyulaştı. beni bekliyor çıkana kadar. sahilde sabahın ilk ışıklarıyla 1-2 bira içiyoruz üçlü şekilde.

ordan evlere dağılıyoruz falan.

neyse bi gece yine çalışıyoruz rıfatla. lavuğun biri geldi. kız da orda.

birader bi gelir misin dedi. anlamadım dedim ? rıfat zaten kitlendi elemana.

dedi gel 2 dakika falan. rıfat gitme dedi. iyi dedim geliyim bakalım.

çıktım bardan, tuvaletlerin oraya geçtik. bizim güvenliklerden biri de orda duruyor tuvalette pompiş olması diye.

bi sorun mu var dercesine baktı. bende dudaklarımı büzerek bilmiyorum surat ifadesiyle cevap verdim.

tetikte olsun ne olucağı belli olmaz. zaten bacağım yeni yeni gelmiş kendine. 2. bi vakayı bünyem kaldırmaz.

dedi o kızla ne konuşuyosun lan dedi.

ulan bu kim sevgi koyım. kızın manitası mı abisi mi babası mı teyzesi mi ?

kız tepki vermediğine göre platoniğidir falan dedim.

üzülmesin çocuk diye havadan sudan laflıyoruz dedim.

ulan ben alttan alınca lavuk üste çıkmaya çalıştı. be huur çocuğu kimin çöplüğünde kimi gibmeye çalışıyosun demezler mi adama.

ne havadan sudan lan dedi. kızla sahile iniyosunuz falan oğlum sen kimsin lan diyor. ne konuşuyosun kızla.

yine ergen damarım tuttu ve kendi çöplüğümde olmanın avantajıyla sanane lan dedim. döndüm gidiyorum tuttu kolumdan.

nereye gidiyosun lan konuşmamız daha bitmedi falan diyor. dedim başımı belaya sokma, bitti konuşma. hadi iyi eğlenceler dedim.

bu lavuk hala kolumu tutuyor. güvenlik bana kitlendi. onay versem paket edicek elemanı.

ulan bi yandan da diyorum seviyodur kızı ses etmiyim ama lavuk bildiğiniz arkaüne vazelini sürmüş gib beni gib beni diyor.

güvenliğe verdim onayı zıpladı aldı lavuğu kollarından kitledi. dedim çıkar abi dışarı ama bişey yapma.

gittim yerime döndüm. kız sus pus içkisini içiyor.

kıza da duyurucak şekilde anlattım nolduğunu.

kız platonik dedi. tahmin etmiştim o yüzden bişey yapmadım dedim.

kız bişey demedi o gün erkenden çıktı gitti. rıfatla başbaşa kaldık yine. rıfat diyor arkaü kollayalım yaraklara yan basmayalım.

dedim aynen. bu kızada yol veriyim. hem biz sıkıntıya girmeyelim hemde platonikmiş. üzülmesin lavuk dedim.

rıfatta aynen mantıklı dedi. zaten okulların açılmasına kalmış az bi zaman. çıkıcaz işten. gider ayak sorun olmasın.

ondan sonra lavuğu bi daha görmedim. kız gelip gitti ama konuşmadım soğuk davrandım anlasın diye.

bi yandan da diyorum kendi kendime, ulan kız korktuğumu geri vites yaptığımı düşünür mü acaba diye ama pek de gibimde değil.

bi daha o acıyı çekmektense varsın öyle düşünsün. zaten kız benden büyüktür yaş olarak diye tahmin ediyorum.

e bafilemicem de zaten. o yüzden dedim böyle iyi sevgi koyım. böyle iyi

gece iş bitmek üzere, çıktık patronun yanına. zaten işe girerken söylemiştik 3 ay çalışıcağımızı.

yine hatırlatmak için söyliyilim dedik. nolur nolmaz.

patronda zaten adamını hazırlamış. kışın pek iş yapmadığı için tek elemanla idare edicekmiş.

iyi güzel, sorun yoksa sorun yok dedik.

son gece gittik yine yeni eleman gelmiş falan. o gece patron siz bu gece bendesiniz eğlenin kafanıza göre dedi.

teşekkür ettik. kendi kokteylimizi yaptık onu içiyoruz falan filan.

rıfat dedi ben aynı karıları gibmekten bıktım. hem madem bu gece eğlenmeye geldik, artık burasıda ekmek teknemiz değil. karı düşürelim dedi.

iyi dedim tamam amısına çakıyım. düşürelim.

benim kız yine orda. ama benimle konuşmuyor. çok ters yaptım küstürdüm sanırım karıyı.

rıfat kendi hedefini seçti. kitlendi ona. bende dedim buna yazılıyım. zaten lavukta yok piyasada.

gittim yanıma. konuşmamız hala aklımda;

ben: naber
kız: iyi
ben: sağol sorduğun için bende iyiyim
kız: peki
ben: ne bu tripler(liseli misin dicektim de o zamanlar sözlük yoktu sanırım. varsada ben bilmiyodum.)
kız: böyle olmasını sen istedin.
ben: böyle olmasını isteseydim yanına gelmezdim. sadece biraz zaman gerekiyodu.
kız: iyi bakalım öyle olsun * gülücükgülücükgülücük

kızla bu konuşmayı yaparken rıfata bakındım. göremedim. bi daha bakındım. bakınmaz olaydım.

biraz daha geç baksam kızı giberken görücektim sanırım. o nasıl öpüşmek sevgi koyım.

farklı karı bafiliceği için pek heyecanlı.

kitlendim muallakye gözgöze gelelim işareti veriyimde eve geçelim diye ama yok.

muallak nefes almıyor karıyı öpüyor.

neyse baktım olmıcak rıfatın yanına gittim omuzuna dokundum. bi utandı panpam. dedim eve geçelim mi burda mı gibersin ?

bu lafa rıfattan çok kız güldü. pardon karı güldü.

tamam dedi. çıkın taksi çevirin geliyorum dedim.

benim karının yanına gittim dedim eve geçelim daha sakin olur daha rahat konuşuruz. o da dünden razı olur dedi.

bindik taksiye(yine arkaümüze girdi taksi parası). geldik eve. kapıdan içeri girdik ben tam bira içer misin dicektim ki rıfatlara bi baktım yoklar.

ışınlanmayı buldu sandım bi an. her neyse biraları açtık öyle karıyla hayat zor falan muhabbeti yapıyoruz.

derken aklıma rıfatın babasının evde olma ihtimali geldi. dedim hasgibtir.(ulan oğlu o kadar kasmıyo ben niye stres yaptıysam.)

e rıfatın baba evdeyse, biz nerde gibişicez ?

kıza dedim ben bi tuvalete gidiyim. kalktım baktım babasının odadan ses gelmiyor.

rıfatın odaya yaklaştım ki kulağımı kapıya dayamaya gerek kalmıyor.

dedim şimdi sıçıslardayız. ne gibim yicem diye düşünerek indim kızın yanına. öyle yarım saat daha falan sohbet ettik. mutfağa bira alma bahanesiyle gidip cepten rıfatı aradım.

nefes nefese açtı telefonu. dedim oğlum çıkın biz geçelim diye. niye sevgi koyım ya pederin odaya geçsenize dedi.

lan babanda bizi mi seyredicek dedim. babam 1 hafta yok rahat ol dedi. dedim be sevgi koduğum niye babanın odasında değilsin o zaman.

panpa farklılık olsun dedi. senin farkını tarzını gibiyim dedim kapattım telefonu.

muallak rıfat yüzünden saatlerce karıyla muhabbet etmek zorunda kaldım. bi de muhabbeti güzel olsa gam yemicem. yok böyle bi kafa gibme tarzı.

kız bildiğiniz jonny sinsle aynı işi yapıyor. tek farkı kız konuşarak, jonny malum biçimde.

derken artık mevzuya girmenin vakti geldi dedim kitlendim dudaklardan. sonra zaten ne ara odaya geldik anlamadım.

bu sefer ışınlanmayı ben buldum zannettim.

derken oda da mevzular karıştı. çift kişilik yatakta gibişmek ne rahatmış lan. ben rıfatın yatakta düşmiyim diye şekilden şekilde giriyodum.

pat küt çat çut ha hu falan filan derken yine aynı tablodayız.

sigara. göğsümde bir kadın. ve anlamsız salakça bi gülümseme.

derken uyku hali vs.

sabah kalktığımızda rıfatla karı hala uyuyolardı. ben uyandığımda benim karı yoktu yanımda. gitti herhalde dedim. işime geldi açıkcası.

odadan bi çıktım ki meğersem gitmemiş de bana omlet yapmış. ırzını gibtiğim sanki ben ona sabah bana omlet yapar mısın dedim.

neyse dedik olur böyle. ama kıza nasıl soğuk davranıyorum. anlasında gitsin diye. o da nasıl bi yüzsüzse gitmedi.

ya da salaktı anlamadı. ikisinden biri işte sevgi koyım.

ulan kahvaltıyı yaptık sigara içiyorum kız kahve yapıyım mı falan diyor. lan illa gibtirgit mi demem gerek.

o sıra aklıma geldi. dedim bu taktikte tutmazsa bu kız harbi zorla evlendirir beni.

dedim sen kaç yaşındaydın ya dedim. 21 sen dedi.

17 dedim. kızın surat ifadesini keşke çekseydim sevgi koyım. hani gibtirgit artık evden desem daha iyi olurmuş onu anladım.

gitti üstünü başına halletti, aldı çantasını ağlaya ağlaya gitti.

ben bi keyif sigarası daha yaktım. ama vicdanımda sızlamadı değil. yapıcak bişey yoktu.

sonra bizim rıfatın karı uyandı geldi. vay dedim ananı bacını gibeyim. o makyajı falan bin olmuş. bildiğininz kibariyenin anasına benziyor lan karı.

ıyk sevgi koyım, ıyk. hoşt ulan.

aa kahvaltı mı var dedi ki bu kötülüğü rıfata yapamazdım.

dedim evet ama senin gitmen lazım hemen falan. niye ya dedi. dedim rıfatın babası gelicek görmesin arıza çıkartır falan. karı mırın kırın etsede ikna oldu gitti.

sanırım rıfata yaptığım en büyük iyilik buydu.

eğer rıfat o karıyı görse kafasına sıkardı. yanlış anlaşılmasın kendi kafasına değil küçük rıfatın kafasına. hatta kezzaba bile bandırabilirdi.

neyse rıfat kalktı geldi. benim karı nerde falan diye sordu. dedim acil işi çıkmış gitti dedim. he iyi dedi. oturdu kahvaltısını yaptı.

öyle biraz lafladık falan. ordan bizim berberin yolunu tuttuk. saçı sakalı bi şekle sokmak lazımdı.

berber abimizde 50 yaşlarında, esrar çekmekten kuru incecik kalmış bi adamdı.

hatta her gittiğimizde abi sakalı kesiyim derken usturayı gırtlağımıza vurma muhabbeti dönerdi.

arada bi değdirirdi falan ama olsun. sonuçta hakediyodu.(şaka lan şaka. sadece rıfat hakeder herşeyi.)

berberden çıktık. yüzümüz gözümüz açılmıştı sevgi koyım. parlak çocuklara dönmüştük.

o gün öyle evlere dağıldık. pek bi gibim olmadı.

zaten yakın zamanda da okullar açılıcak diye pek adrenalin aramadık.

sakin takıldık. bira muhabbet tarzında. defne haftada bir arayıp durum bildiriyor.

sordum bi eksiğiniz var mı diye. evet dedi ilk kez. ne dedim söyle hemen halledelim falan. sen ve rıfat ekgibsin dedi.

cevap veremedim. o da anladı herhalde kötü olduğumu sizin varlığınız yeter dedi.

artık son sınıfız. taşşağımızdan geçilmiyor.

hocalarda seviyor ediyor bizleri.

bizde onları seviyoruz.(yalanıma sokabilirsiniz)

ilk bi hafta spontan geçti. pek bi gibim olduğu yok. rıfatla aynı modda devam.

okulda herkes de bi üniverste sınavı telaşı.

rıfatla muhabbet ederken açıldı bu konu. biz ne gibim yicektik lan ?

tamam sınıfı geçiyoruz ama çalışmıyoruz ki.

rıfat dershaneye yazılalım dedi. mantıklı geldi ama 1 senede neyi toparlıcaz. tamam zeki çocuklarız hepimiz ama o kadar da değiliz sevgi koyım.

dedim o iş yaş. niye la dedi.

dedim biz bu sene yazılırsak yalandan para vericez muallaklere.

çünkü bizi tanıyorum. oturup ders çalışcak adamlar değiliz.

hele ki bi anda oturup ders çalışıcak adamlar hiç değiliz.

hani yavaş yavaş başlamak lazım ki ona da sene yetmez.

yaraklara yan mı bastık dedi ? gibi gibi dedim.

ya gibtir et gidelim şehir dışında bi yere nolucak takılırız dedi.

dedim bu dediğine sen inanıyo musun. istanbulda anamız babamız yanımzdayken başımıza gelenler belli, bi de başka şehirde kimseyi tanımadığın yerde.

adamın arkaünden kan alırlar kan.(şırıngasız)

e napıcaz dedi. dedim bu sene gitmeyelim. önümüzdeki sene herşeyden soyutlarız kendimizi.

tamam olur dedi rıfat ama o an aklıma rıfatın zaten 2 sene kaybı olduğu aklıma düştü. dedim vay amısına koyım.

rıfata dedim ama senin 1 sene daha kaybın olucak. durdu. düşündü.

ters ters baktı. bi sene içinden senden mi vazgeçicem lan yarrağam dedi.(nasıl da sahiplenmiş.)

sarıldım muallakye. harbi gözlerim doldu. kız olsam var ya bu rıfatın istediği herşeyi yapardım.(iyi ki kız değilmişim)

tamamdır dedik. yolumuzu çizdik. bu sene okulu bitiriyoruz. sonra ki sene adam akıllı hazırlanıyoruz.

derken zaman sürekli işliyor. bi durmadı sevgi koduğum.

bizim sınıfta ki dalyaraklar falan baya böyle amı arkaü dağıtmış sınav kasıyor.

lan adamlar tenefüste bile test çözüyor. bi nefes alın be sevgi koduklarım.

kızın biri vardı. adı ipek. kız sabah gelirdi sınıfa, otururdu yerine. önünde test kitabı.

kalkmazdı sevgi koyım. şimdi tahminimce arkaü tepsi gibi olmuştur. kızı gibtir et, tokmakçısına yazık.

derken ilk yarı bitti. bizde gol yok. daha doğrusu bende yok. rıfat desem fuck buddy desem gerisini anlarsınız zaten.

bu sene son sınıf olmamıza rağmen çok gibik geçiyor.

ikinci dönem lavuklar ve tavuklar yavaş yavaş devamsızlık falan kullanıyorlar. artık sınıf hepten boşalıyor.(kimse gelmiyor anlamında)

bizim gibi düşünen 1-2 eleman daha vardı. onlarda kullanıyorlar devamsızlık haklarını. biz okulda vakit geçiriyoruz.

ne de olsa sadece son sınıflar yok. geri kalan liseliler okulda. bu da bizim için liseden yararlanabiliceğimiz son fırsatlar.

bi daha nerden bulucaksın akranın olan o kadar çok kızı.

derken artık son sınıflardan hemen hemen kimse gelmemeye başladı.

öğretmenler açık açık rıfata bana gibtirin gidin sevgi koyım manyak mısınız niye geliyosunuz dercesine konuşuyorlar.

bizim gibimizde değil. amaç lise bitmeden gibebildiğimiz kadar am gibmek. edrıyınnnnnnn

okuldaki 11ler at gibi. bin-git. masrafsız araba lan bildiğin.

başımıza bela olma gibi durumlarıda yok. nasıl olsa gibtirolup gidicez liseden.

rıfat bi tanesine iş koyar gibi. bende yanındakine. bakışıyoruz falan.

derken rıfat ne ara alıyosa numarasını(cidden bilmiyorum nasıl aldı) banada kıyak olsun diye diğerinin numarasını veriyor.

öyle konuşmalar falan derken okulda bunlarla takılıyoruz. maksat canımız sıkılmasın. gerçi biz rıfatla başbaşaykende sıkılmıyoruz ama neyse.(fesat düşmeyin)

bi gün okulda oturuyoruz rıfatla. benim karı gelmemiş. sanırım çok şiddetli ay başı olmuş. en azından ben öyle anladım sevgi koyım.

rıfat çekti kenara beni, dedi panpa senden bi iyilik isticem dedi. dedim mal mısın değil iyilik, iliğimi iste dedim.

anlattı durumu. dedi ben bu kızın ağzına vericem sınıflardan birinde. gözcülük yapar mısın.

dedim olur da kız sorun etmesin. dedi ben onu ayarladım.(aslında adonisleri olsaydı ben değilde sonuna kadar rıfat hak ederdi bu nicki)

dedim siz girersiniz içeri ben kapıda beklerim. dedi olmaz öyle. hocalar görmesede çakarlar mevzuyu dedi.

lan başka nasıl yapıcaz ben yanındayken mi vericen kızın ağzına dedim. nolucak biz geçeriz en arkaya sen kapının aralığından kollarsın dedi.

dedim hadi buna da eyvallah. bi canlı sexe şahit olmadığım ekgib kalmıştı onuda tamamladık.

yalnız kız da nasıl bi huurysa hiç mi utanmadı etmedi ben anlamadım ki.

koridorun en sonundaki sınıfa girdik. bu karıyı soktu sıranın altına. bende döndüm arkamı nöbete başladım. ulan inceden inleme sesleri geliyo.

istemsiz kötü oluyorum sevgi koyım. muallak rıfatta karının kafasına nasıl bastırıyosa karı 30 saniyede bir öğürüyor.

lan diyorum hadi rıfat bitir sevgi koyım. yakalanmayı gibtir et ben kötü oluyorum.

he bu arada kafamı arkama çevirip baktıysam en adi huur çocuğuyum.

derken rıfat işini bitirdi üstünü toparladı. tam çıkıcaz sınıftan olaya bak olaya.

kız rıfatı dudağından öpmeye çalıştı. ben böyle bi boyun manevrası görmedim. rıfat baykuş gibi kafasını ben diyim 270, siz diyin 540 derece çevirdi.

ulan rıfat öyle yapınca beni de bi gülme aldı. kız bir bozuldu bir bozuldu.

lan sevgi çaktığımın kızı, benimle aynı sınıfta rıfat ağzına verince sorun yok. öpemedin diye gülünce gir tribe. yollarını gibtiğim.

karı sınıftan çıkarken rıfatla aralarında geçen konuşma. dün gibi aklımda değil. sanki 5 dakika önce olmuş gibi.

kız: işin bitti ya, şimdi böyle davranıyosun. ama ben seni görürüm dedi.(gayet atarlı, heyecanlı.)
rıfat: (boşalmanın verdiği huzur ve maneviyatla) la bi gibtirgit.

çok gülmüştüm o gün. rıfat harbi tam hayallerimin erkeğiydi. tabi eğer kız olsaydım.

günler bu sıkıcılıkta devam ediyor. ara sıra pompa var. ama o bile anlık heyecan. boşaldıktan sonra geçiyor.

ne karı kovalamaya heyecanımız var, ne okula gitmeye, ne para kazanmaya.

düzenli olarak yaptığımız tek şey içki içmek. hemen hemen her gece.

hiç bişeyden keyif alamıyoruz. gibimsonik bi hayata döndük yani.

sabah kalk. okula git. eve gel. içki iç. uyu. sabah kalk...

okulda kantinde oturuyoruz rıfatla. bunun o sınıfta oral yaptığı(artık biliyorum anlamını) karı kolunda bi erkekle geçti.

aklı sıra rıfatı kıskandırıcak. ulan rıfatın gibinde misin be sevgi koduğum.

karı böyle yapınca rıfatla iyi güldük. salak karı sen çocuğa ver gazı ver gazı. sana güldüler falan diye.

çocukta 10. sınıfa gidiyomuş sonradan öğrendik.

kıza şekil yapıcam diye bi özgüvenle geldi oturduğumuz masanın yanına. biz rıfatla geldiğini gördük ama giblemiyoruz. muhabbete devam.

çocuk neye güldünüz dedi. cevap vermeye tenezzül etmedik. bi daha sordu biraz daha sesini yükselterek.

rıfattan gelen cevap;

- sanane yarrağamm

çocuk bi 5-6 saniye kitlendi. sonra geldi kendine. ne biçim konuşuyosun falan diyo rıfata.(ama çocuğa helal olsun benim arkaüm yemezdi.)

rıfat kafasını kaldırdı, çocuğu üstüne oturturdu. şaka şaka. kafasını kaldırıp baktı.

git güzel kardeşim burdan. zaten yakın zamanda gidiyoruz okuldan. kimi gibiyosan gibersin dedi.

çocuk biz alttan alınca ne zannettiyse akıllı olcaksınız falan dedi.

rıfat bu sefer iyi sabretti. normal şartlarda çoktan o çocuğa bi girişimde bulunması gerekirdi.

düşünün halimizi, hiç bişeye heyecanla yaklaşamıyoruz.

rıfattan şok bi cevap daha geldi çocuğun akıllı olun lafına karşılık. tamam kardeşim kusura bakma git dedi.

çocuk sanırım kendini jonny sins zannetti. saygı duyduğumuzu falan düşündü sanırım.

aferin böyle olun demesiyle benim lavuğa yazılmam bir oldu. pek bişey yapamadım zaten. kantinde olduğumuz için b tokat salladım pgibolojik olarak çöksün diye.

bi de kulağının arkasına yumruk oturttum. sonra zaten rıfat tuttu aldı çocuğu elimden.

derken bu sefer müdüre gitmeden mevzuyu çözdük. kimse kavga olduğunu bozuntuya vermedi. zaten canımız sıkkın sürekli. harbi bütün semti okula dökerdik sevgi koyım.

derken ertesi tenefüs lavuk yine geldi. rıfatta artık sabır denen kelimenin anlamı yoktu. yeter artık ben gibicem bu cocuğu diyerek tam ayağa kalkıcaktı ki çocuk dur abi dedi.

özür dilerim dedi. rıfat yumuşadı bi anda. pamuk gibi kalbi vardı lan rıfatın.

çocuk anlattı işte karının gaza getirdiğini falan. bende pişman oldum çocuğa vurduğuma. ama yapıcak bişey yoktu malesef.

en fazla kusura bakma diyebildim. sorun değil abi ben yanlış yaptım dedi.

koruduk kolladık o çocuğuda. hatta okuldan mezun olurken falan da dedik. bu çocuğa dokunan olursa(cinsel olarak değil) üzeriz dedik. gereken mesajı aldılar zaten.

sonradan öğrendik ki çocuk bizim sayemizde kral gibi yaşamış lise bitene kadar.

gel zaman git zaman sınav zamanı geldi. son gece, biz yine içiyoruz rıfatla.

evdekilerle bağlarım hepten koptu. arayıp sordukları yok. zaten eve 2 haftada bir kirlileri verip temizleri almaya gidiyorum.

derken o gece stresten fazla kaçırdık sızmışız.

sonuç;

sınavı kaçırdık.

dedi koy arkaüne, nasıl olsa girmicektik falan. böyle teselli ettik kendimizi.(işede yaradı)

o değilde artık pompa bile yok. çok istersek rıfat arıyor fuck buddylerinden birini. kız arkadaşını alıp geliyor. gibip gönderiyoruz.

mezuniyet var dediler okulda. gitmedik. evde kutladık mum ışığında rakı eşliğinde.

en iyisini yaptık bizce.

diplomayı aldık, bizim yavşak müdür beyle vedalaştık ve okulla olan bağımızda hepten bitmiş oldu.

artık ne gibim yiceğimizi bilmiyorduk. tek yaptığımız şey, içki içip muhabbet etmekti.

yani o hızlı hayattan geriye, elimizde sadece çükümüz kalmıştı.(herkesin elindeki kendi çükü)

dedik hele bi dershaneye kayıt olalım. düzelir herşey.

o yaz işe falan da girmedik. kitap okuduk, içki içtik muhabbet ettik. bütün yaz böyle geçti. defne ankarada iyi bi bölüm tutturmuş oraya gitti.

yanımıza gelmek istedi ama biz istemedik. neden bilmiyoruz. yardımcı olmaktan değilde, onun bizi böyle görmesini istemediğimiz içindi sanırım.

yani kısacası, dört senelik lise hayatının ve hikayenin sonuna geldik. okuyan, şukulayan, eksileyen, nick6 giren, küfreden yani kısacası emeği geçen siz değerli panpalarıma teşekkürler.

hikayenin gerçekliği hakkında bişey söylemiyorum. canınız nasıl isterse öyle olsun.

bu aralar düşünmüyorum ama belki daha sonra dershane hayatını da yazarım. o biraz daha heyecanlı gibi.

beni sabırla dinlediğiniz için sağolun, iyi geceler.

orijinal hali => İnci Sözlük Efsane Hikayeler Serisi: Yeter Lan Ben de Anlatıyorum Artık!

pdf olarak indirmek için tıkla panpa => Yeter Lan Ben de Anlatıyorum Artık!





beğendiysen paylaş panpa


1 yorum: