İnci Sözlük Efsane Hikayeler Serisi Devam Ediyor! : Adını Ne Koysam?
Mart 07, 2016
1 yorum var panpa
**lise bitmiş okul kazanılmıştı
çevreden duyuldukça gelen tebrikleri pek giblemez şekilde kabul ediyordum
heyecan boyumdan fazla
gurur yürüşümü değiştirmiş
sorulan sorular halk kahramanlarına yöneltilen cinstendi
her ne kadar it gibi çalışıp haketmiş olsamda
zütümün bu denli kalkmışlığına bir sebeb de ailemin yakın ilgisi
ve eskiden olmadığı kadar sevgi saygı ve maddi desteğiydi
itle kopukla buluşmak için kolayca izin alıyor
paranın anasını gibiyordum
yaz birçoğununa göre eğlencili geçiyor olsada
ne yapacağını bilmezliğin ağrı'sındaydım
ciddi konular konuşulup kayıt işleri halledildikten sonra
aynı ildeki bir kuzenin öğrenci evine konuşlandırıldım
etimi kemiğimi kuzene emanet eden peder beyin memlekete yol alması ile
zütümün kalkması da yavaş yavaş sönmeye başladı
kime hava atacaktım lan ben herkes öğrenci amk
klagib tanışma sahnelerinde
kuzen beni askerdeki hemşerisi rütbesinde ottan taktan çevresi ile tanıştırdı
gittiğim ilin bomtak oluşu
dışarıda gezenlerin olmayışı ile ispatlanır şekildeydi
**yol yorgunluğu erken uyumaya sebeb olurken
bir köy evine tesadüfen gelmiş hissi
misafire yapılan yataktan farksız
bir yatağa omuzlarımı indirdiğimde başladı
uyuyamama ile kavgam.
ilk günler harcanan paraya kıyarken
içilen sigaranın kalitesinin düşmesi gereği gerçeği ortaya yavaş yavaş çıktı
her ne bölümde okunursa okunsun
ister istemez matemetiğin topla çıkar işlemlerinde uzmanlaşıyordu insan
hayallerde umutla beklenen bir kaç kız tavlama tekniğini ortaya koymak için
hayli erkendi
zira başlanan okulda kızlar
tek tek gözden geçiriliyor ve kalbe ulaşmadan aklın bir köşesine
bu olur,yok bundan iş çıkmaz amk
huurya benziyor verir mi lan bu?
bu da fena değilmiş en azından kase sağlam fikirleri beliriyordu
olayın gerçekleşeceği ortam üniversite olduğu için
beklentiler ve hayaller hayli yüksekti
önce örnekler incelendi
birbirlerinin elini tutanlar gözden geçirildi
vay amk bu kız bunla nasıl çıkıyor
ohooo bu kız buna veriyorsa ben hayli hayli bulurum mantığı sevindiriciydi
zaman geldi gün geçti
bir türlü planlananlar gerçekleşmiyordu
mal gibi gidip mal gibi gelirken
tanışmalardan öte bir ilerleme olmuyordu
**ev ahalisi ile
yemek bulaşık muhabbetleri
zaman geçsin diye oynanan bataklar
birbirlerinin ev haline isyan farklı kişiliklerle aynı evde gül gibi olmasada
geçinip gidiyorduk
derslerin özenle dinlenilmesi
notların gibe gibe alınması
okulun bi zahmet aksatılmaması gerekiyordu
akşam eve gelince tek taktan durum zamanın geçmiyor oluşuydu
ne soğuktan dışarı çıkabilecek züt oluyordu
ne de bir yere gitsen harcayacak para
ev mahkumlarımızla o kanal kalsın bu kanal kalsın kavgaları sürerken
allah razı olsun erkek olmanın tek faydası futbolun ortak tutku olması sayesinde
konuşabiliyorduk
kızlar hakkında tek konuşabildiğimiz
*o benim
*ŞUNA asılmayın
*hangisi lan o??
*olm o kaşar lan
*benim memlekette var biladerden öte değildi
dersler ilk senenin gazı ile iyi gidiyor
ama hedef seçilen hiç bir hatundan ışık alınamıyordu
zamanın ilerleyişi kaçınılmaz panpalıkları beraberinde getirmeye başladı
nerde tipin olmayan bir kız varsa o seni bulur panpan olurdu
zaten aksi durumda ister istemez yavşar panpanı da kaybederdin
memleketten arayan arkadaşlara
herşeyin süper ötesi olduğu yalanını dil döndüğünce aktarırken
bi kaç tane hatun yaptım süslemesine memleketliler
vaaay yakışır kardeşime diye gazlıyordu
arasıra amca eş dost ikramiye niteliğinde sürpriz paralar yatırıyor
bende bu paraları midem ile tekel arasında bir aracı olarak kullanıyordum
**yalnızlık, çevreye imrenerek bakma
iyice okuldan soğutmaya başlıyor
bulunduğum ilden nefret etme ile beraber
ben memleketimi özlüyordum lan
bu durumum gözle gözlenir şekilde olunca
isyanımı diğer arkadaşlarla paylaşmaya başlıyor
onların benden beter olduğunu görüyordum
vay amk yalnız değildik lan aslında
sonra birbirimize olan temennilerimiz
ulan şu bi kız ayarlasada beni de arkadaşları ile tanıştırsa
girsek şu amk ortdıbına dualarına dönüştü
kendimden umudu kesmiştim ki
sınavlar başladı
okunacak notların
çalışılacak sayfaların benim kontrolümden çıkmış olmasını toparlamak için
sağ el e daha dikkatli ve özenli davranarak
karı kız olaylarını bırakıp
derslerle özleştirerek
her sınavdan çıktıktan sonra iyi geçti deme başarısına eriştim
bu iyi geçmiş oluş
çevrede de duyulunca potansiyel bir eğitmen olarak gözüktüm
artık bu kız benim suratıma bile bakmaz lan dediğim kızlarla iletişime onların aracılığı ile geçebiliyordum
basit soruları çalışma tekniğim hakkında edinmek istedikleri bilgilere
şahsi bilgilerimin sorulması ile muhabbetler koyulaşmaya başlamıştı
koyudan kasıt hadi sevişelim olmasa bile
takılabiliyordum artık onlarla
her ne kadar takılmalar da dışarda topluca okey oynamalar
bi kaç yemek daveti ile olsada
ben hala sevgilisiz birisi idim
kuraklık bolluğa dönüşmüş ama mahsüller henüz toplanamamıştı
çevre ile fazlaca takılmak hoşuma gidiyor olsada mali tablomda dengesizliklere yol açıyordu
bu durum beni ek işlerde çalışmaya zorladı
hafta sonraları düğün olan otellere gündelikçi garson ve benzeri şartlarda çalışıyor
ama hala paraya para diyordum
**ben garipleşiyor iş çıkışı almam gereken duşları zütüm donuyor bahanesi ile erteliyor
kafanın kaşınmasından ve
yanında durduklarıma kötü koku verme endişesi ile duşa giriyor
ama hala beni bir hamam ın paklayacağını düşünüyordum
hamam lükse kaçtığı için hele bir memlekete döneyimlere sözüm oluyordu
başka öğrencilerin evlerini pek görmediğim için
benim kaldığım evin bir han olduğunu düşünmekle beraber
bulaşık sırası kavgasının sonuçlanmamış olması
ihtiyaç listesine acilen banyo klozet temizleyicilerin eklenmesi gerekiyordu
tırnaklarımın sürekli temiz kalmasını hergün yıkadığım çoraplara borçlu olduğum günlerde
yeni kıyafet almayalı uzun zaman oldu hüznü ile alışverişe çıktığım dönemde
gözüme ilk çarpan alacağım kazağın şekli otu taku değil
etiket yaftası oluyordu
içeri girince öğrenci olduğum her halimden belli olduğu için sivil bayan halkına hiç sarkmıyor
dişlerimi dudaklarımın arasına saklıyordum
zira yerli halkın gerek kiracılar gerek içip bağırmalar
duvar boyamalar ota taka zarar vermeler haricinde tek faydaları şehre bıraktıkları 3 5 kuruştu onların gözünde
tüm bunları kabullenmiş bir sığınmacı olarak
beğendiğim kazağın fiyatına da buna bu para verilir hesaplamasını kafamda tamamladıktan sonra
deneme aşamasında yardım aldığım tezgahtar kıza göz ucu ile bakayım derken
soğuk halleri senden anca müşteri olur tripleri neticesi ile
vay amk yerli halktan da ümidimi iyice kesmiştim
bi taka benzese içimin yanmayacak olmasına yanarak
orta hallilerin takıldığı fiyatı ucuz
kalitesi yüksek sanılan bir kazak sahibi olmuştum
bir an önce giyip havamı atmak istiyor oluşum kendimi bir an karı gibi hissetirsede
maykıl çeksın hareketi ile erkek olduğumu onaylayıp
ertesi gün okulda giyilmiş olan kazağın bana bakılıyor mu paranoyasına başlamıştım bile
hay amk kimse giblemiyordu
**ikinci sınav dönemi arefesi aziz dinimizin çalışan ve öğrencilere hediyesi olan tatil ile memlekete yol tutmuş
liseden kalma manitalara mesajlar yazmıştım
fakat farkına vardığım şey elle tutulur tüm hatunların
hem cinsler tarafından zaptedilmiş oluşuydu
tatil döneminde çalışıyor ve cebi para tutan panpa ve akrabaların davetlerini tereddütsüz kabul ediyor
içkinin tüm kafa güzelleştirmenin akabindeki kötü yanlarını
ertesi gün kalktığımda eleştiriyordum
dönüş yolunda ebe ve dede aracılığı ile
daha da mutlu oluşumun sebebi elbette ki para idi
parasız bir gibim yapılamazken
para ile de bir gibim yapamıyor oluşum
sosyal asosyalliğimi ortaya koyuyordu
her ne kadar insanlarla iletişimde gözüküyor olsam da
yalnızdım lan ben
hiç bi manitanın cep telefonunda aşkım diye kayıtlı değildim henüz
ya sapı oluyordu manitaların
ya ilişkiye hazır değillerdi
ya da karbeyaz atsızdım onlar için
yine sınav zamanında bende çok çalışamamış olmama rağmen erkek arkadaşı olan
ona olan aşkı ile kafamı gibmekte olan
nerdeyse her attığı mesajı bana söyleyen
aşkından divane kız arkadaşımın evine davet edildim
akşam yemeğinin beleşe geldiği anlamından başka bir anlam taşımayan davetten ibaretti herşey
filmlerde gördüğüm en yakın kız arkadaşa aşık olma konusunda oldukça başarısızdım
**ilk sene yurtta kalmayacak kadar özgür ve marjinal kızlarla
tanışma sırasında dişime göre bir dişi ile karşılaşamamak
o evde ders çalışmanın ne kadar sıkıcı olacağının sinyallerini veriyordu
lakin ders çalışma esnasında aralarında başlayan mesaj trafiği benim bile konsantrasyonumu bozuyordu
patlama aşamasına gelip al şurdan ara konuş hallet deyip derse dönme isteğimi belirtince
kıskandı cevabını almak bende acayip gerginlik yarattı
kıskanılacak bir durumun olmadığını bir aşığa anlatmak hayli zor olsa gerekti
ki kız bunun büyük mücadelesini veriyordu
ben onları yalnız bırakıp
kızların bulunduğu salona hava alma bahanesi ile çıktığımda
utangaç, sessiz bişey desem mi acabalarla suratıma bakan kızlara
gülümseyip direk balkona sigara içmeye kaçtım
korktum lan yanlış bişey derim de rezil olurum diye
ayağımdaki kot'un soğuk nedeni ile hareket ettikçe buz kırılması sesi çıkarıyor olması ile
benim oğlan da kristalleşmeden korkum içeri girmeme sebeb oldu
kızlar hazırlanmış olsalar gerek
muhabbeti eeee den açtılar
eee'si bi gibim olmaz dı kızlar bu muhabbetten
çünkü sorulacak soruların ana teması
nasılsın iyiyim sen nasılsın bende iyiyim o nasıl dan sonra
yine başa dönüp eee daha daha nasıl a gidecek gibi bir izlenimi vardı
içeri giren sevgilisi ile kavgalı arkadaşım zeynep
salon yürüyüşünü tamamladıktan sonra zütünü kanepeye bırakıverdi
ben haberdar olduğum duruma üzülürken kızlar
bi haber şekilde
noooooldu canım? larla best girl friend moduna girdiler bile
benim yapabileceğim şeyler sınırda iken
onlar ona sarılıp ağlama diyebilirdi
daha fazla hödüklüğe gerek yoktu
ben gidince daha rahat konuşabilecekleri için müsade istedim
aaa olurmu? ları oldurdum ve eve dönüş yolunda
** otobüsü bile fırsat bilip öğrenci kızları gözümle kestim
gönlüm doymuyordu ama gözlerin bunda bir suçu yoktu
evde ev arkadaşlarının mala bağlamış tv ye kaykılmalarına aldırış etmeden
selamı da es geçerek odaya girdim yatma hazırlıkları uzun sürmeden
çorabı bile giblemez halde kendimi yatağa attım
saati kurma aşamasında farkettiğim mesajda
zeynebin kusura bakma mesajına karşılık vermedim
eğer verirsem iyi çocuk olacaktım
zeynep beni takdir edecekti
sapında ki kavgalarında benim her ilgim onu bana yakınlaştıracaktı
takdirlerini allah'a bırakıp
hiç cevaplamadım
sınav döneminini atlatıp başarılı sayılabilecek kazasız bir şekilde ilk seneyi atlatırken
bakkal amca'ya veresiye yazdırabiliyor
ev sahibi ile makara yapabiliyor
apartmanda ki diğer öğrencilerle selamlaşıyor
kızlarla sadece dost olabiliyor
ama topu çizgiden içeri sokacak vuruşu bir türlü yapamıyordum
oysa tek aradığım aşk değildi ki amk
sex partner da kabulümdü
bazı anlar kiss partner a kadar bile düşmüştüm
ama sonuçlar hep başarısızdı
benim tanıştığım kızların nedense
ya gözleri ya da zütleri oldukça yukarıdaydı
üniye araba getirememiş
hafta sonları barları periyodik ziyaret edememişmişim
elim elişi profu şeklinde seneyi bitirip
ilk seneyi altsız şekilde memlekete döndüğümde
ana baba tarafından takdire şayan
bino arkadaşlarlar tarafından taşşaklara konu olur şekilde karşılandım
kışın madden tl ile sıkıntısı olması
peder beye iş başvurusunda bulunmam
sağolsun esnaf amcaların okuyan öğrenciye destek fonu sayesinde
bir masaya oturtup gelen telefonlara bakıp
içeri girenlere beyaz eşya satışlarında onu getir bunu zütür işleri yaptım
koçum onu getir koçum bunu getir komutlarını çobanımdan alıyor
yerine getiriyordum
** maaş alma mutluluğunu yaşadıktan sonra
işten sıkılmaya başladım herkes gibi
çok taktan ve hareketsiz bir işti ama para veriyorlardı amk
iş çıkışı bir kaç arkadaşla mahalle geyiği yaparken
telefon çaldı
emret baba dedim
misafir var gel bakalım dedi
benim kimim var ki amk
herneyse eve vardığımda bir amca ile pederbey oturmuş laflıyor
haah dedi peder bu da bizim oğlan
iyi tamam da amca kim amk
hemen açıkladılar
velisi bulunduğu kişi benim okuduğum ünide aynı bölümü kazanmış
işler nasıl işler benden de bilgi istiyorlar
heh dedim amca böle böle böle
bizim kaldığımız evde boş yer var isterseniz dedim
babam lafa girdi pot kırdığımı belirten kafa göz işareti ile
iyi de ben nerden bileyim amk söylemezseniz öğrencinin kız olduğunu
aha dedim taku yedik amk
bu amca hep bana kızıma asılır mı gözü ile bakacak
sonra kızı da kız olsa bari diye dua etmedim de değil
adam gittikten sonra peder bey uzun uzun tembihledi
olm kızına babası bile güvenmiyor
hep endişeli ve hiç kızı göndermek istemiyor
ona göre ayağını denk al dedi
ayağım denk eyvallah çekip
iş güç makara gırgır yaz mevsimini sonlandırırken
kız konusunda ufak bir gelişme yaşanarak
sosyal paylaşım sitesinin birinden
bir arkadaşlık daveti aldım
ortak arkadaş sayısının sıfır oluşu
bu kim lan dedirtesede
kızın avatar resmi
oha amk dedirtiyordu
acaba üniyi benimle okuyacak olan kız mıydı
eğer oysa bir an önce tanışıp
okulu bırakıp ona da bıraktırıp evlenmem lazımdı
**işin ilginç yanı kız hiç online olmuyor
ve ona kimsin deme şansını da bulamıyordum
zamanın fendi yazın sıcağını eritti
sonbaharla okul yolu tutuldu
ben ne zaman gidecekler kayıt yaptıracaklar yurt ayarlayacaklar
bunların artimetiği ile uğraşırken
dayanamayıp peder beye sorduğumda çoktan kayıt yaptırmışlar
kız okula gitmiş bile amk
bana emanet edilen kızı tanımıyor oluşum
onu gizemini arttırıyor
durmadan hayallerimde bir kız canlandırıyordum
böyle güzel akıllı komik konuşmayı bilen
tüm bunların varlığında ise bana acilen aşık olması gereken...
ben ilk hafta okulda evde mahallede heryerde yerleşim ve yayılma içinde iken
yavaş yavaş ulan bunlar benle bu kızı tanıştırmadıklarına göre
kız kesin çok güzel amk mantığına girmiştim
ayrıca kızın babasının beni sevmemiş
kızını bana emanet etmekten vazgeçmiş olma fikride hala büyük bir olasılıktı
şans o ki
3. gün apartmana yeni taşınmış
1 üst sınıf öğrenci kızların bir tanesi ile
ütünüz var mı acaba konuşamasını başlangıç alarak muhabetti ilerlettim
sizin şimdi çayınız da yoktur lakırdısı
kızların akşam topluca bize misafir olarak gelmesini sağladı
biz mi yeniydik onlar mı bilinmez ama
bir tanesinin bana yavşak olduğu belliydi
dakika bir itibari ile
utanarak gülümsemeleri
sorularını benim üzerimde yoğunlaştırması
beni tanımaya eğilimli davranışı
teşekkürleri bana değil gözlerime bakarak yapıyor oluşu
tamam olm bu iş dedirtti bana
ben kızı çok mu beğenmiştim?
yooo hayallerimde ki değildi
ama başlangıç olarak kullanılabilir di
2. seneme hızlı giriş yapmanın aksiyonları hiç bitmedi
gelen bir telefonla bu kızın numarası, ara konuş bir eksiği var sor emri
sör peder mustafason dan geldi
tüm gidenler huur mühürlüydü
kalanlar canımlı cicimli
keşkelerimiz vardı ama hep suçladık gideni
dönüşte bekledik af'ta mesajda
çünkü hala sevebilirdik biteni
sinen'leri için yıkamadık giydiklerimizi
yiyemedik beraber yenenleri
içemedik şeref'lere şerefsizlersiz
bir iftar'dı aşk
gönlü doyurmak için
oysa aç kalmalıydık ölesiye
y_s_kelebek
**tamam baba deyip
heyecanlı utangaç sürprizlere açık parmak hareketleri ile telefonu çevirip
merhaba dedim
-kimsin dedi
oysa kimsiniz demesi gerekmez miydi
ben şöyleydi böyleydi kendimi anlatacam diye uğraşırken telefondan meşgul tonu gelmeye başladı
bir daha arayanı gibim amk dedim ve aramadım
peder aradı konuştun mu dedi
-baba manyak herhalde bu telefonu suratıma kapattı dedim
-söylemedin mi kim olduğunu anlatmadın mı durumu dedi
-anlatırken suratıma kapattı zaten boşver ne yaparsa yapsın dedim
-olmaz olm babası verdi bana numarayı kızın haberi var senin arayacağından yanlış numara aramışsındır dedi
hay amk olabilirdi lan
tekrar aradım
ee aynı ses çıktı amk
hatta yine kimsin diyordu
-kapatmadan dinlerseniz anlatacam dedim
-anlat dedi ben buyrun beklerdim
kendimi tanıtıp olayı anlatınca
iyi şu yurttayım yarın şu saatte gel dedi
hiiiiç buluşalım mı? müsait misin? olur mu olmaz mı yok
gel kelimesinden sonra bişey duyamadan telefonunu kapattı zaten
annemle telefonda konuştum
ondan aldığım bilgilere göre kız normal değilmiş beyler
sorunları varmış
**annem 1 kere görmüş ortak bir misafirlikte
görünen o ki kız manyakmış
olm öyle gelin istemem diye de ekledi
ben bulduk belayı derken
yine de laf olmasın biz görevimizi yapalım amk
sonra bi ilgilen dedik zütü kalkmış ilgilenmemiş demesinler diye
verdiği saatte istediği yerde olmaya çalışsamda
otobüsçü pekekentinin önüne geleni alma sevdasından dolayı
10dk rötar yaptım
bir hatuncuk beni bekliyor
tam onu süzme ve güzel mi değil mi kararını verme aşamasında iken
-10 dk geç kaldın dedi
ben olduğumu nerden biliyordu ki?
korktum lan kızdan
-pardon otobüs dememe kalmadan
-bir öncekine binseydin dedi
ben bunu kesin döverdim
neyse şaka yapıyordur herhalde diye gerçekleri anlatmasını zamana bıraktım
isimleşme faslına mütakip
-eee dedi
-ne eee dedim
-niye geldin ne yapıcaz dedi
yatırıp giberdim ama soğuk havanın penis üzerinde ki küçültme etkisinden dolayı
ona hakettiğini yapamam diye vazgeçtim
-şehri gezdin mi dedim
-hayır dedi
**vay amk artislikler
kendini beğenmişlikler
ilgisiz konuşmalar
sinir bozucu cevaplar vermeler
ya sabır çekip
buyur gezelim dedim
okulu, çevreyi alışveriş merkezlerini
otu taku gezerken
ben rehber edası ile işte burası şöyle şurası böyle anlatıyordum ama
onun gibinde bile değil di
öyle mi bile demiyordu
insan aaa der amk
şaşırır
burayı öğrendiğim iyi oldu der
yorulduk haliyle o kadar gezdik
çay içelim dedi kafeyi göstererek
benden önce girdi
kendi belirlediği bir masaya oturdu
çantasını sandalyesine astı
aynı anda gelen garsona
-bana bir çay dedi
ne içerim sorusu bana onun tarafından değil garson tarafından soruldu
bende bir çay söyledim
çayları cafe değilde cenaze evinde içiyoruz edası ile bitirdik
baktım konuşacak değil
-başka bir yer var mı gitmek istediğin öğrenmek istediğin dedim
-gerisini ben hallederim dedi
artık alıştığım için sinirlenmedim
hesabı istedim
tam iki çay parasından fazlaca olan banknotu gelen hesabın arasına bıraktım ki
** -ben kendi çayımın parasını öderim ordan bir çay burdan bir çay lütfen dedi
vay amk rezilliğe bak
garson kesin
kız bunu terketmiş oğlan barışmak için yalvarıyor ama sonuç nafile diye düşünmüştür
kalktık
kibarlığı elden bırakmadım
eğer istersen şurda şu var burda bu var diye şehri bildiğimce anlattım
tamam görüşürüz dedi
bunu dediği yer ayrılma yeri değildi yani en azından ben öyle sanıyordum
yurda bırakayım bulabilecek misin dedim
bulurum ben dedi
gitti bile
arkasından inş kaybolursun diye de dua ettikten sonra
hayallerim yıkık evin yolunu tuttum
yol boyunca düşündükçe aklıma gelen şeyler ise
bu kızın beni sosyal paylaşım sitesinden ekleyen kız ile aynı olmayışı
umut ettiğimden daha gıcık daha uyuz bir tip oluşuydu
güzeldi ama dikenleri gül yapraklarını bile sarmıştı
bir erkek metabolizması olarak
bu kızdan bana hayır gelmez amk
felsefesini edindikten sonra
komşuya sarkmaya devam ettim bir süre
sarktıkça aktım
aktıkça eridim
erittim resmen muhabbeti hadi lan ssevgili olalım artık boyutuna getirmek üzereydim
ama olmadık
** çünkü bu kız aşırının aşırısının aşırısında kıskançtı
beni bi yere zütür
şunu al bunu al diye resmen istiyordu amk
her kelimesinde ben böyleyim
şunu severim
diye sürekli kendini göklere çıkarıyordu
onun anlattıklarından anladığıma göre benim bulduğum hint kumaşıydı
sırf bi kaç kez öpüp arasıra ellemek için buna katlanabilir miyim diye kendi kendime sormaya başladım
ritmik olarak kafamı ağrıtmaya başladığı için üzerine fazla düşmemeye iletişimi dersleri bahane ederek azaltmaya başladım
bir ay gibi bir zaman sonra diğer ev arkadaşları ile otururken
bir mesaj geldi
-bana kalacak bir pansiyon lazım
yazan bizim uyuz
hayret bana işi düşmüştü
bana emanet edildiği için
az olan kontur miktarımı hiçe sayarak
aradım
-hayırdır ne oldu dedim
-misafirim gelicek var mı bildiğin bir yer dedi
hay amk dedim
şimdi taku yedik bu kız bir sap bulmuş onunla geçeyi geçirecek bir pansiyon arıyor ya da sevgilisi onu ziyarete gelmiş
-var dedim
-adres ver dedi
-sen nerdesin dedim
yerini söyledi
tamam geliyorum diyerek kapattım
söylediği yere gittim ama bizim ki yoktu piyasada
tekrar aradım
-neden geldin dedi
-nerdesin dedim
-karşıda dedi
** dönüp baktığımda bizim kız eline valizi almış bana bakıyor
olayı kavramaya çalışırken trafikten dolayı koşarak karşıya geçtim
-ne oldu dedim
-bişey yok dedi
suratı düşmüş çok sinirli amk beni yicek nerdeyse korkuyorum bişey sormaya
-bu valiz kimin dedim
-benim dedi
-hadi gidelim o zaman dedim
olayın aptallığını yaşıyor olsa gerek nereye diye sormadan
durdurduğum otobüse benimle beraber bindi
bizim durağa gelmeden uyukluyordu nerdeyse
göz ucumla üzerine baktım
ulan tecavüze filan mı uğradı ne oldu diye
herşey normal amk
geldik dedim otobüs durmadan ayağa kalkıp kapıya yöneldik
inince
-burası neresi dedi
bizim ev dedim
-gelmiyeceğimi biliyorsun dedi
-pansiyon istemedin mi dedim
-hani nerde pansiyon dedi
20 dk beni uğraştırdı o soğukta
tek başına almazlar seni pansiyona otele gel başın belaya girer yalvar yakar eve soktum
bizimkiler beni eve karı attı sanmıyorlardı çünkü giderken nereye gittiğimi söylemiştim
aç mısın dedim
yedim dedi
odamı açtım
arkasındaki anahtarı çıkardım
bir tane battaniye aldım kendime bir de eşofman
anahtarı ona verdim
al dedim içerden kilitlersin
iyi geceler deyip salona geçtim
eşofmanı giyip yatmaya hazırlanırken
benim ev arkadaşları fısıldayarak makara yaptı
eve kız atıyon ama benim koynuma yatıyon amk ılığı diye
olm öyle değil demenin
olayı açıklmaya çalışmanın onların espri ve dalga geçme eğilimini azaltmayacağını bildiğim için
komşular ılık sanmasın diye getiriyorum ben sana hastayım olm diyerek makaralarına makara yapıp
tv de hafta sonu oynanmış maçların özetlerini izlerken uykuya daldım
o bir kere kalkıp elini yüzünü yıkamış olsa gerek su sesinden bunu anladım
sabah kalktığımda
hala yatıyordu
** ben evi terkedip kızı yalnız bırakmamak için
ev erkeği olup çayı yumurtayı ateşledim
panpalar ekmek ve diğerlerini ayarladılar
kızı kaldırmadım
neme lazım amk odasına girmeye çalışıyorum sanar
panpalar yediler ikiside yoluna baktı
ben evde kızla kaldım
benim okula gitmem gerekiyordu
muhtemelen onunda gitmesi gerekiyordu
mecburen çaldım kapısını
kim o sorusuna
okul var mı bugün dedim
kapıyı açtı var dedi
hiç de yeni kalkmışa benzemiyordu gözlerinin altı
ne zaman kalktın dedim baya oldu dedi
-rahatsız olursun erkelerden diye kaldırmadım kusura bakma çay koyayım dedim
-sen erkek değil misin dedi
ulan bu kadar ters konuşulmaz ki amk
-okulda yerim ben gerek yok dedi
-iyi sen bilirsin dedim
ben oyalanırken o valizini aldı kapının oraya zütürdü
-bunu da mı zütüreceksin okula dedim
-evet dedi
-burda kalsın okul çıkışı ben getiririm istediğin yere dedim
-bugün ayarlarlar herhalde dedi
-neyi dedim
-yurtta aynı odada kaldığım kızla kavga ettim başka odaya geçmek istiyorum dedim.her istediğinde geçemezsin dedi bende çıktım gider konuşurum bugün dedi
-tamam burda kalsın anlaşınca ben getiririm valizini istersen odaya kilitleyelim akşam beraber döner alırız zütürülmez okula dedim
bişey demedi
**odaya koyup kilitledim anahtarı da buna verip aşşağı indik
otobüs beklerken
komşu kızı sevgili arefisinde olduğum gülçin geldi
yanımdaki dişi nesneyi farketmesi ile
benimle bağını anlamaya çalışan göz ifadeleri aynı anda gerçekleşti
bizim kavgacı uyuzun olaylardan haberi olmadığı için farketmedi
ben çok aç bir şekilde ne tak yiyeceğimi düşünürken
gözlerimi kapayıp otobüsün bir an önce gelmesini dua etmeye başladım
otobüs geldi ama
mesajlarda aynı otobüs içerisinden yazılmaya başladı
muhtemelen
-kim lan o yanındaki kız gibicem olm seni bana yapılır mı lan bu yazıyordu mesajlarda
bunları okumayı kim ister ki?bende istemedim telefon cebimde kaldı
sesler kulaklarda
tek konuşmamız iyi dersler olarak kızdan ayrılıp
gülçinden sıyrılarak kendi dersliğime koptum
sınıfta bi kaç kızla geyik yaparken ders başladı
gelen mesajlara derse yoğunlaşamam diye bakmadım
ama yine yoğunlaşamadım
bizim yurtsuzu düşünüyordum
yurtta oda bulabilecek mi onu düşünüyordum
bu gece de bizde kalır mı onu düşünüyordum
ama gıcıkta oluyordum aksi hallerine
ders bitti telefondan bi kaç ferman okudum
vay efendim aldatılmışmış.
hemde göz göre göreymiş
utanmazmışım
cevaplamadıkça daha da çok sinirleniyormuş
gülçin delirmiş
hemen savunmaya geçip
** - ne diyon sen dedim
-kimdi o kız dedi
-bizim memleketten bi kız yurttan atılmış bizde kaldı babası bana emanet etti. sokakta mı bıraksaydım dedim
-bana niye haber vermiyorsun dedi
-tamam kusura bakma bundan sonra haber vericem ben sıçmaya gidiyorum hadi eyvallah dedim
zaten sinirliyim
o kadar hatunun arasında hala üni bakiriyim
bi de karımcılık oynuyor amk
daha ne kadar oldu tanışalı da sana hesap vericem
derslerle olayımı tamamlarken
benim yurtsuza mesaja attım
-nerdesin diye
giblenmeme sürem 1 saati geçince eve gittim
gülçine bi nevi gibtir çekişim
onu beyni yerine vücut hatlarını kullanmaya itmiş olacak ki
kapıyı çalıp eve geldiğinde
ne oldu soruma
-kendimi affettirmeye geldim deyişi
kulağıma beni gib gibi duyuldu
sinirliyim şimdi git desemde
ben seni yatıştırırım dedi
yuh tu amk
evde başkaları var ulu orta töbe töbe
benim aklım valizin sahibinde olduğu için
ben seni arayacağım sonra gel lütfen dedim
o kız mı burda yoksa dedi
açtım kapıyı
salona döndüm oturdum arkamdan girdi
baktı ki kimse yok
bizimkilerin nasılsınlarına cevapları yapıştırıp
iyi akşamlarla gitti
saat ilerledikçe aklımdan çıkmamaya başlaması
onu aramama sebeb oldu
-nerdeymişim ben?
-evde dedim
** -niye getirmiyorsun hala dedi
-anahtar sende dedim
-off niye almadın benden o zaman dedi
-mesaja cevap vermedin dedim
-gel al o zaman hadi dedi
-sen nerdeydin bu saate kadar dedim
-sanane yaa allah allah dedi
iyice yükselen sinirime sakinleştirmek için cevap vermeyerek telefonu kapattım
bizim gençlere olm benim odaya nasıl gireriz dedim
diğer odaların anahtarını deneme çalışması başarısız oldu
mutfak balkonundan oda penceresini açıp aksiyona aç manyak panpanın yardımı ile odadan valizi alıp
onun yurduna gittim
yurdun önündeyim mesajını çektim
bekletilişim sinirimi
soğuk hava dişlerimi bozdu
mecburen aradım
-yurdun önündeyim dedim
tamam bile demeden kapattı
aşşağı geldi
tam anahtarı verecekti ki
-nasıl aldın sen bunu dedi valizi göstererek
-seni iki kere görmemek için risk alıp pencereden girdim dedim
-ben çok meraklıyım sanki seni görmeye al dedi
anahtarı verip
valizi alarak
takası gerçekleştirip gitti
ben bunun ciddi sorunları olduğunu anlayıp
gülçine dönüş yapmaya karar verdim
en azından cinsel açıdan umut vaadediyordu
bi kaç gün gülçine kendimi naza çekip
** sonra ufaktan temaslar öpüşmeler vs ilerlemeler yaşandı
gün gün el tutmadan başlayıp
tatlı şakalaşmalar
yanaktan öpmelere sonra dudak bölgesine kaymaya başlarken
biz baya baya sevişir olmaya başlamıştık
ben aradığım aşkı değilde
kızdan anladığımı gülçinde bulmuştum
iyiydi lan böyle
bazen saçma konuşuyor çok şey istiyor
sürekli eleştiriyordu ama
yine de sahte bi manitaydı
okulu aksatmadan devam ederken
zeynebin gelip ben sevgilimden ayrıldım deyişi
arkasına ooooooof çok kıskançtı yaa
ben herşeyi yaptım ama güvenemedi bana
şeklinde ilişki arkası yorumlarını dinlerken
ben bu kızı eski sevgilisine hala olduğuna inandığım aşkından
ve muhtemel kalp boşluğunu benimle doldurmaya çalışma çabasında olabilir korkusundan dolayı
üzme kendini hayırlısı olsun,bak bende olmaz diyordum ama bir kız buldum dedim
-kimi buldun sorusuna gülçin cevabını vermek pek içime sinmiyordu
buldum birini tanıştırım bir gün deyip an'ı kurtararak kaçmaya çalışırken
-ben anlamam benimle içme sözün var dedi
-tamam tekel cini çarpsın ki içecez dedim
sınavlar yine geldi
gülçin le anlaşmamıza göre sınav zamanı görüşmeyecektik
çok okunması gereken bir bölümde olduğumuz için o da buna karşı gelmedi
bazen bana geldi
o ayrı ben ayrı şeylere çalıştık
kısa aralarda bi kaç öpüşme
** sonrası sınav
monoton şekilde
o sınav bitti diğerine çalış
o bitti ötekine derken
sınavların son zamanlarında zeynep içki muhabbetini tekrar tekrar hatırlatıp
sınavların bittiği gece benden söz aldı
gülçine bunu arkadaşlarla sınavların bitmesini kutlayacaz olarak aktarırken
o zaman memlekete bir gün geç gidersin dedi
malum sınavlar sonrası memleket farz gibi bişey di
ona da okey verdikten sonra
zeyneplere gittim
ne alalım ne içelim i
votka portakalla sonlandırıp
içmeye başladık
anlattıkça anlattı
vay bana bunu dedi
şunu dedi
ben şöyle cevap verdim
terketti sonra yine geldi
ben kafayı buluncaya kadar anlatırken
sözü bana verdi
gülçini anlattırdı
ben de nasıl bi yavşaksam artık
sevmiyorum ama beraberiz işte şeklinde bir cevap verince
benim muallakliğim onun huurluğu alkolle birleşince
filmin öpüşme sahnesi karekterleri olduk
geceyi pek bişey yap-a-madan beraber geçirdik
ertesi gün yaptığımızın hata olduğu konusunda hem fikirken
peder bey aradı
ne zaman geleceksin sandığım soru
olm kız cüzdanını kaybetmiş babası bana verdi bende senin hesabına yatırdım parayı ona veriver biletini filan alsın dedi
niye önceden almamış dedim
ne bilim bilette cüzdandaymıştır belki git sen ver işte seni bekliyor kız dedi
hay amk yine bela beni bulmuştu
hiç mi kız arkadaşı yok amk bunun
başkasının hesabına neden yatırmıyorlar
** miktarı da öğrenip
parayı çekerek
mesaj attım
pek mesaj gibleyen bi kız değildi
ama bunu gibe gibe gibleyecekti
-nerdesin paranı vereyim dedim
-yurdun kafesindeyim dedi
gittim dışarda olduğumu belirten mesajı attım
dışarı çıktı parayı verdim
hiç bişey demeden gittim
arkamdan ne dedi bilinmez
bende biletimi alıp
gülçini önce çiğ köfteciye ardından
ikişer bira alarak eve zütürüp
dudaktan içmece oynadık
dudakları öpüşmekten sarhoş oluncaya kadar öperken
aklıma bir gece önce zeyneple olanların hiç aklıma gelmeyişi de benim şerefsizliğim olsa gerek
gülçinin de gönlünü aldıktan sonra
ertesi gün ki otobüsüme binip memlekete gittim
otogardan arkadaşların
araba ile beni alma istekleri
bu isteklerine arabayı yoldan geçen her kıza nazaran sürmeleri sonucu
kaza yaptık
o kadar cenabetliğin üstüne normaldi bu başıma gelenler
yanlama yapan araç yol kenarındaki alafranga metalden yapılma telefon direğine çarptı
doğanın yan paça pert
benim bacak diz üstünden kegib ve ezik
diğerlerinde bi gibim yok
olayı duyan peder önce arkadaşları bi güzel fırçaladı
annem hasteneyi ayağa kaldırdı
duyan duymayan geldi
** yoğun ilgi yaşıyor olduğum için ziyaretçilerin tesellisi oldu
doktor babamla konuşurken
bi tak yok bundada 2 3 haftaya bişeyi kalmaz dedi
derime o kadar ip sokup çıkardılar
ağrı kesici yazan kağıdı pedere verdiler haydi eyvallah
ben yürüyemiyom doktor geçmiş olsun diyor
geçmedi ki amk bu nasıl doktora
evi hastaneye
annemi hemşireye
babamı hasta kabule çevirdik
o kadar bekledim
bizim cüzdan kaybeden vefasız bir kere gelmedi
hay amk işi düşer*se* diye başlayan sonra küfürle devam eden cümleler kurup
tak gibi geçen tatili
manitalara
çok kötü kaza yaptım diye endişendirdikten sonra
bişeyim yok diye teselli ederek dalgama baktım
okula gitmem gerekiyordu
yürüyebiliyordum ama destek gerekiyordu
bu olaya peder beyin çözümü
kızla bana aynı otobüste yan yana alınan biletlerle oldu
yürüyerek gitsem daha iyi demediysem
aynştaynın dili zütüme girsin
göstermelik merak etmeyin siz dedi kız
el sallamalar eşliğinde yola çıktık
bacağımı tam olarak uzatamadığım için hayli zor geçen yolculukta
birde yanımda hiç konuşmayan
gıcıııık uyuuuuz bi kız olunca tam çekilmez oldu
muavinden su istiyor
bana sende içer misin diye sormuyordu
** hay amk nasıl refakatçıydı bu böyle
canım da sıkıldığı için
çeneme vurasım vardı yorgunluğu
nasıl geçti sınavlar dedim
iyi dedi
yani senin ki nasıl yok.
muhabbet kilit
baktım bundan bi tak çıkmaz
gülçinin biriken mesajlarına cevap vermeye başladım
o yazdı ben yazdım
o yazdı ben yazdım
otobüs durdu
30 dk ne tak yerseniz yeyin dedi muavin
baktım benim refakatçı iniyor
yardım eder misin dedim karşı koridorda oturan amcaya
edeyim tabi dedi
bizimki tamam amca ben hallederim dedi
tuttu koltuk altımdan koridora kadar kalkınca bıraktı
ben kapıya geldim
kendi imkanlarımla indim
bu kadar gaddar olmasının sebebini hala çözememiştim
hastaydım lan ben
abur cubur bişeyler yeyip
çay sigara olayını dışarda zütüm donarak tamamladıktan sonra onun nerde olduğunu anlayamamışken
otobüse doğru yol aldım
binerken muavin yardım etti
oturdum saati beklerken
bizim ki de geldi
otobüs hareketlenince kafası düşüp kalkmaya başladı
fazla direnemeden uyudu
başı omzuma geldi gitti
düştü kalktı kalktı düştü başı
** öyle bir süre idare ettikten sonra bende uyuya kalmışım
ineceğimiz yere geldiğimizde beni o uyandırdı
beni bekleyen gülçin
beraber inişimizden hoşnut olmasada
onları tanıştırma zorunluluğu ile
gülçinin benim neyim olduğu zorluğunu aynı anda yaşadım
gülçin kim bu sorusunu hemen yapıştırdı
bahsettiğim kız olduğunu söyledim
neden beraber geldiniz sorusunu sorunca
konuyu saptırmak için
-gülçin kaza yaptım geçmiş olsun diyeceğine sorguya alıyorsun. kızla aramda bişey olsa sana ineceğim saati neden söyleyeyim kızdırma beni dedim
böylece olayı kapatım
yeni refekatçim ile
dolmuş ardı eve vardık
panpalara kaza anını detaylı anlatıp geçmiş olsun dileklerini aldıktan sonra gülçinle
bir süre sohbet
sohbeti kesen öpücük
elleşme oynaşma derken
gülçin bize yemek yapmak için kendi dairelerine çıktı
gelen bir mesaj şaşırtıcıydı
bizim ilgisiz refakatçı
-ne de olsa bana emanetsin. kız arkadaşının yapamayıp benim yapabileceğim bişey olursa haber ver. tekrar geçmiş olsun.
bunu yazmasını birbirimize asılma gerginliğinin bitmiş olması olarak düşünüp
-sağol çok yardımcı oldun zaten şeklinde imalı bir mesajla geri cevapladım
neden cevaplamadığına fazla takılmayıp
gülçinin panpinyoları ve benim panpalardan gelmiş olanlarla beraber yemek yedik
5 6 gün herşey olağan geçerken
zeynep eski sevgilisi ile tekrar barıştığını söyledi
bu benimle bir daha görüşme anldıbına da geliyor olabilirdi
öpüşmemiz konusunu hiç açmadan
-aaa ne güzel repliğini binçe ama içten bir şekilde ona sundum
zeynebi hallettikten sonra
** rahatlamıştım
bunda zeynebin medeni cesareti de çok etkiliydi
okulun kafesinde bir arkadaşla
otururken benim manyak geldi memleketli kız
oturdu yanıma anlatıyor
şaşırtıcıydı
önceleri hiç selam bile vermeyen kız şimdi yanıma geliyor
karşıma geçiyor
bana hayata dair fikirlerini anlatıyor ve ben buna anlam veremiyordum
aklıma gelen
gülçinle beraber olduğumu bildiği için ona bir erkek gözüyle bakmayacağımı düşünüp
yalnız kalışını da benimle harcamak olarak değerlendirile bilirdi
ama bu yanıma gelip oturmaları
yürürken yanımda yürümeleri
naber nasılsın iyi akşamlar
okula gelecek misin
nerdesin soruları artmaya başladı
gülçinle olduğum zamanlar attığı mesajlar dolayısı ile sıkıntı duyuyor olsam da
gülçin yanımda iken de gelip sıradan arkadaşmış gibi muhabbet edişi
gülçinin şüphelenmesini engelliyordu
ben böyle yapmasında ki amacı çözmeye meyil etmişken
ulan acaba beni kıskandı
beni gülçinden ayırıp kendisine mi istiyor diye bile düşünmeye başlamışken
ortak arkadaşlarla bir ortamda iken bir çocuğun
gayet efendi bir şekilde
** -iki tane kızla çıkması zor olmuyor mu demesi ile bazı şeyler şekillenmeye başladı
-iki tane derken anlamadım ne demek istediğini dedim
-birisi az önce ayrıldığın öteki de okulda hergün görüştüğün dedi
gülçin ve sinsi memleketlim hakkında konuşuyordu
ben çocuğun hangisi ile alakadar olduğunu anlamak için açık vermedim
-hayır dedim zor değil
-ama çok iyisin bir türlü inandıramadım senin gülçinle çıktığını kıza dedi
-peki senin konuyla alakan ne arkadaşın dedim
-bir aydır teklif ediyorum kabul etmedi dedi
-benimle çıktığını sana kendisi mi söyledi dedim
-evet çıkmıyor musunuz yoksa dedi
-benim onlara karşı duygum yok ama onlar ne hissediyor bilemem. zaten olsa bi tane olurdu dedim
böyle iddaalı konuşmam çocuğun pek hoşuna gitmemiş olsada
kavga yapacak cinsten bir çocuğa benzemiyordu
hiç birşey belli etmeden kızın tekrar bana gelmesini bekledim
yine okulun kafesinde otururken kız yanıma gelip oturdu
nasılsın iyi misin gülçinle aranız nasıl gibisinden gayet normal ve arkadaşça sorular sordu
hiç birisini cevaplamadım
çevreme baktığımda o çocuğu göremiyordum ama
her an gelebilirdi çünkü tahminlerime göre sadece o çocuk etrafta iken benim yanıma geliyordu
-amacın ne dedim
-ne amacı dedi
-niye burdasın dedim
-konuşmak için dedi
-önceden niye konuşmuyordun dedim
-ne bilim ısınamamıştım galiba dedi
-daha ne kadar devam edeceksin dedim
** -neye dedi
-yalan söylemeye dedim
-ne yalanı yaa dedi
-dün gece dayak yedim senin yüzünden dedim
-nee anlamadım kimden yedin dedi
-benimle çıktığını söylediğin çocuktan dedim
-nasıl yaa dedi
-sadece dayakta değil gitmiş gülçine de anlatmış herşeyi gülçinle de ayrıldık senin yalanın yüzünden dedim
-ayrılmazsınız ben konuşurum gülçinle bilmiyordum böyle olacağını kavga için de çok özür dilerim
off gerizekalı yaa bir türlü bırakmadı peşimi dedi
-sen niye önce gelip bana söylemiyorsun böyle böyle oldu diye başka çözüm bulurduk ne olacak şimdi dedim
-ben gider konuşurum onunla dedi
-kimseyle konuşma yalan söyledim dayak yemedim gülçinle ayrılmadım. şimdi git o çocuğa herşeyi anlat dedim
-anlamıyor ki onu istemediğimi dedi
-bu yalanı söylemek zorunda kaldım de anlar dedim
-tamam özür dilerim ben hallederim dedi
-çok saçma halletme yöntemlerin var bunu da bil dedim
bozuldu hem bana hem kendine kızdı gitti
gülçinle buluşmalarımız devam ederken
hiç bir haz almamaya başladım
çünkü zaten baştan beri hoşlanmamıştım
kafama bir kere onu istemiyorum fikri yerleştiği için
zamanla bu fikir ondan kurtulmam gerektiği fikrine dönüşmeye başladı
çünkü kız bana artık seni seviyorum u farklı şekillerde anlatamamaya başlamış
aşkını ifade ederken karşılık vermediğim için üzülmeye başlamıştı
ilk başlarda iyiydi hoştu
abazan bir ünili için elle tutulur bişeydi
ama kıza yaptığım aslında büyük haksızlıktı
birden terkedemezdim
ben senden hiç hoşlanmadım diyemezdim
geçen onca zamanı hiçe saymak onu üzer ve mutlu olmasını istediğim için gelecek ilişkilerinde
onu güvensizliğe iterdi
onu üzmeden bu ilişkiden kurtulmak için
arkadaşlarımdan bile yardım aldım
fikirleri uçuktu arkadaşların
bazıları
olm bi huur çağıralım sonra buna haber verelim seni huuryla aynı yatakta yakalasın olay tamamdır derken
bazıları
bir gay olduğunu söyle diyerek dalga geçti
her ne kadar onlar
mal mısın olm ne var işte mis gibi ssevgili en azından istediğin zaman bir kız var elinde yoksa sadece elinle kalırsın desede
ben ayrılık için kesin kararlıydım
bugünlük bu kadar
**düşünüp taşındıktan sonra çekilmez bir sevgili olarak
beni yanlış tanımış olduğunu düşünmesine sebeb olacak şeyler yapmaya başladım
kıyafetten başlayıp
bunu giyme
bu ne her tarafın meydanda gibi eleştirilerime
kızıyor olsada giymek için ısrar etmiyordu
o yanımda iken başkaları ile mesajlaşıp o kim sorusuna
abartıyorsun ama istersen telefonu sana vereyimde şüphe kalmasın aklında gibi ters çıkışlar yapıp
kimle mesajlaştığımı söylemiyor onu şüphelendiriyordum
oysa mesajlaştığım kişiler parmağımı yorduğuma değmeyecek kişilerdi
bunu da sineye çekip özür dilerim özgürlüğüne engel oluyorum a bağladı
örgürlükten laf açılınca
bana gösterdiği saygıyı ben ona göstermeyerek
sürekli nerdesin
kim var yanında
oraya gitme
niye bana haber vermiyorsun baskısını da yaptım
ama her gittiği yerin mesajını atmaya başlayınca bu da işe yaramadı
ondan kurtulma çabalarımın karşılıksız kalışı sırasında
farkettim ki ben gülçini yanlış tanımışım
kız iyiymiş de ben anlayamamışım
her dediğimi yapmaya başlayınca
türk kızlarının hanzoları da sevebiliyor oluşunu yadırgamamaya başladım
soğuk davranmaya çalıştığım zamanların birinde
eve geldi
odama geçtik
ben istemedikçe o dokundu
o dokundukça ben naz yaptım
ama böyle çok zevkli olduğu için
kendimden yavaş yavaş geçmeye başladım
öptüm elledim derken
daha önce hiç istemediğim bişeyi istedim
** -seni istiyorum dedim
bunu duyunca
gitmem lazım diyerek evden çıktı
yarım saat sonra mesaj geldi
-bunu yapamam affet dedi
tamam amk bakire bu ondan diyor diye düşünüp
-sorun değil kusura bakma tutamadım kendimi dedim
pek mesajlaşmadan geceyi bitirdik
aslında hoşuma gitmişti bakire oluşu
ama ertesi günlerde
eski erkek arkadaşından laf açmaya başladı
normalde hiç konuşmayı sevmezdi onun hakkından
3 4 güne yayarak nasıl aldatıldığını
ne yeminlerle ona güvendiğini anlattı
üzüldüm tabi bende onu üzmek istemiyordum çünkü
onu teselli ederken
-amacının ne olduğunu anlayamamışım dedikten sonra ağlamaya başlaması
lan ne oluyor dedirtti
-amacı neymiş dedim
söylemedi
uzun zorlamalar sürekli sormalar anlat artık şunularla
anladım ki
gülçin eski erkek arkadaşı ile yatmış
hemde defalarca
o gece benimle yatmak istemeyişinin sebebi de
benim onun bakire olmadığını anlayıp vereceğim tepkiden korkusuymuş
öyle ya son zamanlarda hayli ayılaşmıştım ona karşı
** fake çıkışlar yaptım
vay sen bana bunu neden önceden söylemezsin
vay senin namuslu olduğuna güvenmiştim
sana inanmıştım
neden eski defterleri açmadığın şimdi anladım
başka neler var bilmem gereken
gibi onu aşşağılayıcı ve durumdan oldukça hoşnutsuz oluşumu oldukça iyi bir rolle oynadım
oysa bananeydi
ben kızı sevmiyordum
ve onunla bir gelecek hiç düşünmemiştim
yani karım olmayacak kişinin bekareti benim için bir avantaj bile sayılırdı cinsel yönden
tüm bu konuşmaların üzerine vicdanım sızlıyor olarak olsa da
-zaman kaybetmeyelim gülçin birbirimizle diyerek ondan ayrıldım
o ayrılamayışını
bunun ona acı verdiğini
üzüldüğünü
geçmişine isyan ettiğini
keşke o hatayı yapmamış olmayı dilediğini
-lütfen en azından arkadaş kalalım yalvarışı ile açığa çıkardı
ben her ne kadar
-bak gülçin ilerde başka birisi ile çıkarım daha çok üzülürsün diye olmaz desemde onun
-senin mutluluğunu her zaman isterim arabeski üzerine kabul ettim
artık zeynep eski erkek arkadaşında
gülçin arkadaşım olarak
ve yalancı ile olan ilişkilerim tamamen bitmiş
ilk üniversite senem gibi sap kalmıştım
bu zamada erkek arkadaşlarla takılıp
derslere çalışıp
zamanı geçiriyordum
ama yeni bir kıza asılmaktan korkuyordum
zira gülçinin hala üzülmesinden korkuyordum
** fake çıkışlar yaptım
vay sen bana bunu neden önceden söylemezsin
vay senin namuslu olduğuna güvenmiştim
sana inanmıştım
neden eski defterleri açmadığın şimdi anladım
başka neler var bilmem gereken
gibi onu aşşağılayıcı ve durumdan oldukça hoşnutsuz oluşumu oldukça iyi bir rolle oynadım
oysa bananeydi
ben kızı sevmiyordum
ve onunla bir gelecek hiç düşünmemiştim
yani karım olmayacak kişinin bekareti benim için bir avantaj bile sayılırdı cinsel yönden
tüm bu konuşmaların üzerine vicdanım sızlıyor olarak olsa da
-zaman kaybetmeyelim gülçin birbirimizle diyerek ondan ayrıldım
o ayrılamayışını
bunun ona acı verdiğini
üzüldüğünü
geçmişine isyan ettiğini
keşke o hatayı yapmamış olmayı dilediğini
-lütfen en azından arkadaş kalalım yalvarışı ile açığa çıkardı
ben her ne kadar
-bak gülçin ilerde başka birisi ile çıkarım daha çok üzülürsün diye olmaz desemde onun
-senin mutluluğunu her zaman isterim arabeski üzerine kabul ettim
artık zeynep eski erkek arkadaşında
gülçin arkadaşım olarak
ve yalancı ile olan ilişkilerim tamamen bitmiş
ilk üniversite senem gibi sap kalmıştım
bu zamada erkek arkadaşlarla takılıp
derslere çalışıp
zamanı geçiriyordum
ama yeni bir kıza asılmıyordum
zira gülçinin hala üzülmesinden korkuyordum
** yine okulu kayıpsız bitirip yaz ayına geçtim
çalışmama isteğindeydim
ama evde iken zamanın da geçmiyor oluşu
memlekette yapılabilecek şeylerin sınırlı oluşu
ve paranın kışları hayatın süper geçmesine engel oluşu yüzünden çalışmaya başladım
beni kendi memleketlerine tatil amaçlı çağıran arkadaşları maalesef kırmak zorunda kalıyordum
yeni yılı beklerken
üzücü bir trafik kazası ile bizim yalancının babası vefat etti
çalıştığı devlet kurumundan ailesine bağlanan maaş onun okul masraflarına yetse bile aile için yetersizdi
zira abisi evlilik hazırlığı yapıyordu
o da çalışıyordu ama 800tl ye
vefat sonrası yalancıyı affettim kelimesini kullanmadan teselli etmeye bende başladım
annesini yine bir devlet kurumunda hademe olarak işe aldılar
bu onları maddi yönde toparlamak için yeterli gözüksede
yine de zorlaşmış bir hayatları vardı
babam beni karşısına alıp
olm bu kız bize emanet sayılır dedi
aslında amcası dayısı var elbet bakarlar onlara ama sonuçta aynı okulda okuyorsunuz
göz kulak olman lazım
bende aylık 100 liranı buna vericem ona göre dedi
buna gerekçe olarak da
sen harcarken onun parasının olmayışı senin vicdanını sızlatmaz mı oldu
babam kararlı olduğu için bişey demedim
okula gittik
babam parayı anneme annem onun annesine onun annesi de ona olarak verirken
ufak bir yalanla tüm bunları yoluna koydu peder
-rahmetliye borcum vardı
** 3. sene okula gittiğimde herşey daha farklıydı
ilk sene eve çıkışımı sağlayan kuzenin okulu bitmişti
az kişi kaldığımız için kira ve elektrik masrafları yüzünden yeni kişiler bulmamız lazımdı
zor olmadı
eve aldıklarımızın tek yapmaları gereken şey ailelerini kandırmaktı
ama zaten para istemek için ailesini sürekli kandıran öğrenciler için pek te zor bişey sayılmazdı
yeni çevreler ediniyor
entel dantellerin kendileri adına değil de bilim adamları veya
ünlü düşünürler adına konuştuklarını görüyor
çoğu zaman ne diyor lan bu amk oğlu diyor
sıkılıyordum
real olamayışları
hayatı doğaçlama yaşamak yerine
kimlik kayıplarında kişilik arayanlarla dolu ortamın içine düşmüştüm
ev arkadaşıydı ve onu getirme bunu getirme diyemiyordum
bir tatsızlık olması
tüm bulaşık ev işleri alışveriş gibi konularda gerginliğe sebeb olabiliyordu
bizim yetim yalancıyı teselli ve gerçek hayata dönüşüne yardımcı olacak konuşmalarım
onu başka şeyler düşünmeye sevk edecek şeyler teklif edişim hiç bitmedi
ben konu değişsin diye gülçinden ayrılışımı anlattığım sırada üzülüyor numarası yapıp
gidenle gidilmez ölenle ölünmez felsefesini kelimelere dökerken
şok edici bir sır öğrendim yalancıdan
-gülçin senden ayrıldıktan 2 hafta sonra başkası ile çıkmaya başladı dedi
-hala yalan söylüyorsun dedim
-iyi ona bu kadar güveniyorsan kendisine sor dedi
-nasıl başkası ile çıkar aynı apartta oturuyoruz haberim olurdu dedim
-aman banane neye inanırsan inan dedi
hafiften sinirlensem de pek üzülmedim
bir yalan olma ihtimailine karşılık ve
gülçinin yalan olması durumunda ben seni çok seviyorum sana yapar mıyım öyle şeyden
bağlayarak tekrar benimle olma isteği ihtimalinden dolayı
gülçine gidip hiç böyle bişey var mı diye sormadım
-kendisi mi söyledi sana dedim
-evet dedi
-neden söylesin ki sana dedim
-benim sana söyleyeceğimi biliyordu çünkü amacı senin kıskandırmaktı sanırım dedi
-sen neden söyleyip kıskandırmadın madem dedin
-sevmediğini biliyordum. kudursun diye söylemedim dedi
-amacı beni kıskandırmak olsa başka şekilde gösterirdi çıktığını..ama sen neden şimdi söylüyorsun bunu dedim
-şimdi söylüyorum çünkü hala çıkıyorlar ise demek ki sevmeye başlamıştır ve senin onların arasına girmeni istemiyorum dedi
-sen kimden yanasın anlayamadım valla dedim
-kimseden yana değilim medeni bir şekilde ayrıldınız gerek yok çocuk oyunlarına. senin onu sevdiğini bilsem elimden geleni yapardım zaten dedi
sen neden kimse ile çıkmıyorsun diye soracak oldum ama babasının vefatının ardına bunu sormak yanlış olur diye vazgeçtim
**2 3 hafta onunla konuşmalarımız devam etti
kız arkadaşları ile buluşuyor
ben ordayım
burdayım diyor
bazen beni de çağırıyor
oturuyor konuşuyorduk
aksilikleri hiç bitmiyordu
tüm bunları birden kesmemize neden olan şey ise
onun hiç huyu olmadığı halde mesaj yazmaya
ve gelen mesajlara cevap vermeye başlaması ile oldu
yanımda otururken bazen gülümseyerek
bazen utanarak
bazen şaşırarak telefonuna gelen mesajları cevaplıyordu
anlaşılan oydu ki artık onun da bir sevgilisi vardı
artık eskisi gibi nerdesin ne yapıyorsun yerine
benim işim var haberin olsun demeye başlayınca
yeni bir sevgilisi olduğu gerçeği gün yüzüne çıktı
zamanla hayırdır dediğim zaman
saklamadan
bi çocuk var diyerek anlatmaya başladı bile
hal böyle olunca onun hayatından çıkmanın
yada daha az bağ kurmanın daha doğru olacağını düşünüp
sadece o yazınca yazmaya başladım
artık herşey taktandı
eve kapanıyor
**ev arkadaşlarından hiç haz almadığım
muhabbetlerini lise seviyesinde bulduğum için
odaya giriyor kafam alıncaya kadar ders çalışıyor
tıkandığım noktada
ofluyor pofluyor ama yapacak bişey bulamıyordum
battaniyenin altından çıkmak beyoğlunda çıplak yürüme anldıbına gelecek kadar kötüleşti durumum
saç sakal modadan değil
üşengeçlikten kendinden geçti
tilkinin elinden kurtulmuş tavuğa döndüm resmen
yemek yapmaktan bile üşenir olup
hazır çorbayı kaynatmaya tenezzül etmiyordum
tamam artık toparlanmam lazım dediğim anlarda bile
toparlansam ne yapacam
ders okul otobüs ev uyku
bundan ibaretti herşey
kızlarla konuşma çabalarım
kendimi sıkıcı hissetmem sebebi ile sonlanıyor
ulan eskiden ne konuşuyordum ben bu kızlarla diye
benim ben olduğumdan şüpheleniyordum
mesaj geldi
-evde misin diye
-evet dedim
-tamam dedi
** niye sormuştu ki halbuki 2 hafta geçmişti
kapı çaldı ev arkadaşı açtı
zira ben geleceğini hiç düşünmemiştim
gelen bizim yeni sevgilisi olan yalancıydı
iyi ki doğdunla beraber odama girdi
doğru lan benim doğum günümdü
-nerden biliyorssun doğum günüm olduğunu dedim
poşeti çıkardı
bir hediye verdi
bunu ablan gönderdi dedi
sonra kendi hediyesini verdi
bir kitap
-okursun vaktin olunca dedi
teşekkür ettim
eee ne yapıyorsundan açılan muhabbet
dersler konusuna girdi
zaten bunalıyordum ve farklı bişeylerden bahsetmesi için dua ediyordum
-ne zaman gideceksin dedi
-nereye dedim
-bayramda memlekete gitmeyecek misin dedi
-haa bilmiyorum ki gidecem ama bilet almadım daha dedim
-tamam beraber gideriz dedi
aslında gitmek istemiyordum onunla
ne de olsa erkek arkadaşı vardı ve yanlış anlaşılma olabilir di
ama dur bi dakika lan hiç mesajlaşmadı o gece
yoksa ayrılmışmıydı
sormadım
**işin açığı sanane demesinden korkuyordum
iki gün sonra sana da alıyorum yer kalmayacak bilet parasını verirsin okulda deyince
-al dedim
okulda lafı unutulmuş
-işin yoksa gel bizim okuldan çocuklar kafede çalacak bu gece hem biletini veririm dedi
aslında gitmezdim ama
bilet parasını verirsin lafından yola çıkarak
ulan belki parası bitmiştir
o gece eğlenmek istiyordur ama parası olmadığı için beni çağırıp bilet parasını istiyordur diye gittim
-selam nabeeer tarzındaki entel geyiklerini merhaba ile karşılayıp
bi kaç arkadaşı ile tanıştım
bu çevre onun çevresiydi
genelde yanında gördüğüm iki kız ile
o kızlara yavşayan veya çoktan yavşama evresini başarı ile sonuçlandırmış erkekler vardı
nedense ortamdan sıkıldım
gitarcı çalıyor millet eşlik ediyor
tam bende içimden kafa sallayarak mırıldanayım diyorum
pat soru geliyor
-siz hangi bölümde okuyorsunuz
beni çok gerici olan bu tanışma
ve ortamda tanımadığım kişilerin benden konuşuyor olmalarından duyduğum rahatsızlık yüzünden
çok kısa cevaplarımı
gülümseyerek süsleyip
bende aynısını ona mı sorsam lan diye düşünüp kalıyordum
ya ben çok öküzdüm
yada racondan bi haberdim
bana sordukları sorunun aynısı kendilerine sorulmuş gibi
-bende şu bölümde okuyorum diyorlardı
bana öylee mi demek düşünce
sorman gerekiyormuş mal kelebek diye kendime kızıyordum
bi kaç soru arkasına
** ortamın çenesi düşük olduğunu tahmin ettiğim kızı tarafından
-zaten senin hakkında oldukça çok şey anlattı demesi ile
bu cümlenin öznesinin bizim yetim memleketlim olduğunu anlamam
buna bir tepki olarak yüzümün kızarması
arada kalan bizim kızın
suratının çenesi düşük olana dönmesi ve bir an sessizliğin yaşanması
aynı anda gerçekleşti
sonra bana dönüp
bu kim diye sordular açıkladım kusura bakma dedi kulağıma yaklaşıp
-ne açıkladın dedim
-aman neyse boşver isteğin var mı?
-ne isteği dedim
sahneyi gösterdi
-yok çalsınlar iyi bildiklerini işte karışmayayım ben dedim
tam ortama alışmaya başlamıştım ki
ayağa kalkan kişilerin dans etmeye başlayışı
benim ve onun hızla oturan kişiler listesinde kalması
nihayet masada yalnız kalışımızla
ne yapacağını şaşırmış olan ben
-bilete ne kadar verdin deme hödüklüğünü yaşattım kıza
-bırak bileti hadi dans edelim dedi
-şarkı bitecek boşver dedim
o ayağa kalktı hadi dedi
velhasıl dans etmeye başladığımızda
niye herkes bize bakıyordu lan
ordan bakınca çok mu sevgili gözüküyorduk
kendini sanatçı sanan ama sesini de takdir ettiğim bin
bir dans parçası daha çalarak
benim 3 4 dakika mal mal dans edişime vesile oldu
onun umrumda değildi dünya
benimle dans ederken yanındaki arkadaşları ile konuşuyor
şarkıyı mırıldanıyordu
korkuluk muamelesi görüyor olsamda
o mekanda olmamasına dua ettiğim kişiler kara listesinde
1 numara gülçin
2 numara bizim kızı bu kim lan diye sorgulayacak herhangi bir erkekti
bugünlük bu kadar
** şarkı bitti
biz oturduk geyik devam etti
sigara içme bahanesi ile dışarı çıkanlar oldu
biz yürüyüp gelicez diyenler oldu
ama aslında olan yalnız kalışımızdı
-gülçin ne yapıyor dedi
-bilmiyorum görüşmüyoruz dedim
-hayret dedi
imaya bak sen
-niye şaşırıyorsun dedim
-komşun ya ondan şaşırdım dedi
-banane ne yaparsa yapsın dedim
-pek bi sinirli gibisin ona karşı dedi
-onu mu konuşcaz dedim
-ne konuşalım. futbol mu dedi
-senin çayında alkol mü var dedim
-yoo dedi
-bu ayık halin yani? dedim
-ne alakası var yanlış bişey mi söyledim dedi
-yok yanlış bişey söylemedin. hakem bizi yaktı bu hafta o penaltıyı verseydi iyi olacaktı. hakan şükür ün iki metre ofsaytını görmüyor dedim
-ofsayt ne yaa?? dedi
-gülçin diyorum bitti diyorum şükür diyorum dedim
-iyi tamam umrumda değil dedi
-o öyle olmaz işte benim yaptığım gibi hiç sormayacaksın dedim
-neyi sormayacaksın dedi
-tamam neyse boşver.ben gideyim otobüs bulamam dedim
-iyi tamam dedi
** kafe çıkışına kadar eşlik etti bana
-bilet dedim
-yurtta kaldı veririm dedi
-tamam parasını vereyim dedim
-bileti alınca verirsin iyi geceler dedi
yolcu olan ben iken o yurda doğru yürüdü
ben uğurlayan oldum
ama iyi geceler bile diyemeden
bir daha görüşüm onun yurduna gidişim
valizine yardım etmeye çalışmam
-bırak ben taşırım tepkisi ile karşılaşmam
-bugün de çok kibarsın deyişim
onun suratıma dikkatle baktıktan sonra
-bir an başkası ile konuştum sandım demesi
ne diyor lan bu bana laf mı soktu şimdi düşüncesi
yok amk bu ayarsızla uğraşılmaz en iyisi susayım mantığı
ve memlekete doğru olan yolculuğumuz ile oldu
hiç konuşmaz sanmıştım ama
birden
babasını özlediğini
memlekete dönmenin onu daha çok hatırlatacağını
üzüldüğünü anlattı durdu
ağladı lan
bende onu teselli etmeye devam ettim
nihayet eve geldim
bi kaç arkadaşla takılırım kendime gelirim planlarımın hepsi yatmıştı
çünkü aradığım kişiler yoktu
yani hiç bişey eskisi gibi değildi
arefe gecesi
okuldan alışık olduğum için uyuyamıyordum
tv ye bakarken
**dini kanalların birisinde
muhteşem sesli bir zaat arapça bişeyler okuyordu
nedendir bilmem bir türlü değiştiremedim kanalı
halbuki sıkıntıdan zap yaparken gelmiştim taa o kanala
biraz dinleyince kendimden utandım
çünkü ben çocukken yazları camiye gönderilmiş
sureleri ezberlemiş birisiydim
ama şimdi hiç birini tam olarak hatırlayamıyordum
kılacağım bayram namazında bile okunacak sureleri hatırlamayınca
tamamen boş bir insan olduğumu anlayıp
Allaha dua etmeye başladım
sevdiklerimin mutlu olmasından girip
onlara sağlık sıhhat diledikten sonra
o güne kadar hiç sevememiş birisi olan ben adına da
kocaman bir dua yaptım
-allahım benim karşıma sevileceğim beni anlayacak beni dinleyecek
yalanından korkmayacağım güveninde yanılmayacağım
çocuklarımın anası
olacak evleneceğim kadını çıkar diye dua edip aklıma gelen sureleri de okuduktan sonra yattım
kalktığımızda bayram günüydü
babamla bayram namazına gittik
dönüşte dedemle ananemi ziyarete ailecek gittiğimizde
bir mesaj geldi
süslü bir bayram mesajına ilaveten iyi bayramlar yazıyordu
bu numara kayıtlı olmadığı için
önceleri pek sallamasam da
ulan belki tanıdıktır ayıp olmasın diye
-numaranız kayıtlı olmadığı için kim olduğunuzu bilmiyorum ama size de iyi bayramlar dedim
-biliyorum yanlış numaraya göndermişim zaten kusura bakma tekrar iyi bayramlar yazdı
nasıl bir boşluktaysam artık
-önemli değil bayramlaşmak için birbirimizi tanımamıza gerek yok. kurban bayramında yine beklerim mesajınızı dedim
-tamam dedi gülücük koydu yanlış numara olarak kaydedeyim o zaman dedi
ben yazdım
o yazdı
o yazdı
ben yazdım mesajlaştık da mesajlaştık
** mesajlaşma ilerledikçe
ben birisinin benimle dalga geçiyor olduğu fikrine kapılmaya başladım
çünkü çok kibar mesajlar atıyordu
ismimi sordu
cevaplamadım
neden ismini söylemiyorsun dedi
iyice şüphelenip
-bak arkadaşım amacın kız ayarlamaksa ben kız değilim ama çevrem geniştir sana bir kız ayarlarım tamam yeter yaptığın şaka dedim
-ben niye kız isteyeyim ki senden ben zaten kızım dedi
o beni kız ben onu erkek sanıyordum halbuki
o kız olduğunu da söyleyince makaraya yapıldığına emin oldum
o yüzden kendimi çok ağır satıp ona mesajlar atmamaya başladım
mezarlığa gittik
bizim kisi babasının mezarındaydı
onunla konuştuk biraz
yasinlerini dinledik
bu arada bana 5 tane daha mesaj gelmiş
-ben sana niye şaka yapayım yaa
-valla yanlışlıkla attım
-inanmazsan inanma sen bilirsin
-ama çok kötü hissettim
-iyi tamam cevaplama
bunları okudum
-neredesin şimdi dedim
benim okuduğum okulun ilini söyledi
kesin okuldan arkadaşlar benimle makara yapıyordu ama kim
-ben de ordayım dedim
-şaşkın ifade ile inanmıyorum dedi
-bende inanmıyorum dedim
-peki hangi cadde dedim
benim kaldığım evin caddesini söyledi
muhakkak dalgaya alınıyordum
ağır ağır sorgulamaya devam ettim
her sorusuna ters cevap verdim
ismimi hiç söylemedim
** o bana yazdı ben ona yazdım
ben ona yazdım o bana yazdı
hiç durmadan mesajlaşmaya başladık
o kendinin kız olduğuna inandırmaya çalıştı hep
sonra bana kızıp mesaj atmadı iki gün
çünkü ben hep onun benimle dalga geçen bir arkadaş olarak gördüm
sonra sınavlara çalışmam gereği gerçeği ile okula döndüm
iki gün sonra
-ancak bu kadar dayanabildim diye bir mesaj attı
bu aynı zamanda benim onun olduğu şehre gittiğim gün olduğu için
tam inandım makara yapıldığına
ismimi sordu yine
-madem aynı şehirdeyiz ismimi öğrenmek istiyorsun.şu mağazanın karşısında oturuyorum.7 numarada da büyük harflerle ismim yazıyor gel öğren dedim
-tamam 10 dk sonra ordayım mesaj atarım sana dedi
evde hiç bir ev arkadaşım yoktu
girip ben pencereden bakarken enseme tokadı patlatıp
şaka yapppptııııııık demelerine engel olmak için
kapıyı kilitledim
anahtarı cebime koyup pencereye geçtim
yoldan gelen geçenleri
izliyorum
10 dk sonra birisi apartmana yaklaştı
apartman girişine yöneldi
bi kaç dakika sonra
-KELEBEK yazdı büyük harflerle
ben aşşağı sarkıp kim bu diye bakarken
pencereden de iyice sarktım görebilmek için
sonra yukarı bakınca onunla göz göze geldik
ama benim ki göz değildi onun turkuaz gözlerinin yanında
saçlarını renklendiremedim
bu gerçek mi olm diye düşündüğüm
en fazla 5 saniye dayanabildim
gülümseme ile utanma arası bakarken bir den içeri kaçma zorunluluğu hissettim
**o da bana gülümsemişti
sobeee dercesine
kendimi içeri zor attım
ağzım açık
zihnim donuk
elim titrek
vücudum hareketsiz kaldı
elimdeki telefonu taşımaya yetmedi gücüm
kilimin üzerine düştü
aklıma ettiğim dua geldi
o muydu ki yaradan dan beklediğim
30 dk boyunca onun ısrarla attığı mesajlara cevap veremedim
kendime geldiğimde lavaboya gidip
elimi yüzümü yıkadım
yıkadım ama benim kalbim o kadar temiz miydi amk
bu nasıl bir işti
arkadaşlar organize şaka mı yapıyordu amk bana
kıza çok güzelsin sana aşık oldum demek isterdim ama
denmezdi
kendimi toparlamaya çalışsam da mesaj olarak yazılacak bişey bile bulamıyordum
o bana bir hayli fazla mesaj atmıştı
genel içerik olarak inandın mı kız olduğuma yazıyordu
-bu kadar tesadüf oluşu sana da garip gelmiyor mu dedim
-ne gibi dedi
-bana yanlışlıkla mesaj atıyorsun.ben cevaplıyorum sen cevaplıyorsun konuşuyoruz görüyoruz ki aynı şehirde aynı caddedeyiz
o kadar il varken o kadar telefon numarası varken garip yani dedim
-bende çok şaşırdım dedi
-zaten kız olarak erkeğe mesaj atma olasılığın yüzde elli
türkiyede tüm telefon kullananlarda bir ihtimal de beni bulman dedim
-kötü mü yapmışım dedi
-onu zaman gösterir dedim
-ne zaman dedi
cevaplamadım
** onun bana olan yakın ilgisi sorgulama yoluna gitmeme neden oldu yine
hadi ben ona aşık olmuştum da
o bana neden ilgisini hemen belli ediyordu
hadi ben dua etmiştim
o da mı etmişti
telefon numarasının kime ait olduğunu sorgulamakla başladım
bir erkeğe aitti numara
ama ismi hiç bilmiyordum
okulda duymamıştım
arkadaşlarımdan birisi değildi
ben kendime gelmiştim
ama kendim bana gelmemişti
olabilir miydi lan böyle bişey
-iyi ki düşmedin pencereden dedi
-sende iyi ki uzun kalmadın balkonun altında yoksa gerçekten düşecektim dedim
-o kadar merak mı ettin beni dedi
bu aslında cevabı bilindik ama cevaplaması zor soru karşısında
-merak ettirdiğine inanıyor musun diyerek soruyu ona pasladım
-ben saklamayacağım merak etmesem gelmezdim dedi
-bende yenildim galiba dedim
-yenilmen iyi oldu yoksa bir de seni görmek için yalvartacaktın beni dedi
-nasıl yani dedim
-ismini öğrenebilmek için 40 kere sordum dedi
-ben bi kere soruşta öğrenmiştim halbuki senin kini dedim
-hatırlıyor musun dedi
-neyi dedim
-adımı dedi
-neydi dedim
-offf bilge dedi
-tamam bana söylediğin yalanı unutmamışsın o zaman dedim
üzüntü smiley si ile cevapladıktan sonra
orda mı oturuyorsunuz
eve siz
biz burda
napıyon
onu sen?
bunu
şu şöle mi?
yok böyle
tarzında mesajlaştıkça mesajlaştık
elimden telefon düşmez oldu
yazıyorum mesaj geliyor geleni cevaplıyorum
o yazıyor o bitiyor öteki derken
mesajlaşma aralığımız dakika da bir e kadar düştü
ben yatıyorumdan sonra 20 nin üzerinde
sanada
sende bende şeklinde mesajlaştık
3 gün hayattan soyutlandım
bizim memleketli arada mesaj atıyor cevap bile yazmıyordum
soru sormuşsa evet hayır bilmem şeklinde cevaplıyordum
3 gün böyle geçti
ben ders çıkışı ona çıktım mesajını attıktan sonra
şu mesaj geldi
-bir dakika bile mesaj atmadan duramaz oldum.bu durum daha da kötüleşmeden bitirmek istiyorum kusura bakma dedi
düşündüm
hala arkadaşların makara yapabiliritesi vardı
ona yalvarmam da aleyhime makara olarak kullanılabilirdi
-iyi sen bilirsin a.e.o. k.i.b. b.b. yazdım
sonlarda yazdığım kısaltmalara takılmayın ciddiyetsiz ve sallamaz bağlanmamış gözükmek için di onlar
bana rest çektiği için
altında kalmamak adına
telefonu kapattım
bana tekrar yazarsa ulaşamasın diye
arkadaşlar geldi
onlara baktım
hiç bi binlik peşinde olan suratları yoktu
ertesi gün telefonu açtım
bizim kız mesaj atmış
-nerdesin öldün mü kaldın mı? diye
-yok ölmedim dedim aklım bilgede iken
-niye yazmıyorsun o zaman dedi
-ölmeden kefene sardılar tabuta telefonumu koymadılar dedim
-tamam espri yapmaya tövbe edince bana nasılsın diye sor dedi
-tövbe nasılsın dedim
bugünlük bu kadar
bu hikayeyi yazmayı bırakıyorum beyler.
** -çok kötüyüm dedi
-niye dedim
-okulda göremedim mesaj yazmıyorsun korktum bişey oldu diye dedi
-okuldaydım ben görmemişsindir dedim
-iyi meşgulsen sonra görüşürüz dedi
aslında olanları anlatabileceğim tek kişiydi o
rahatlar mıydım ki ona anlatsam
bana tavırlı olduğu belliydi
bilge ile uğraşmaktan onu pek giblememiştim son günlerde
bu nazına hak vererek
ne yaptığını sordum
-yemeğe inecem birazdan dedi
-bende yemedim daha dedim
-var mı yemek dedi
-yok aç kaldım galiba dedim
-nasıl yok dedi
-evde bişey yok dışarda bişeyler yerim dedim
hmm mesajı geldi
-menüde beğenmediğin bişey olursa haber ver beraber yiyelim dedim
-beğenmedim dedi
-baktın mı ki dedim
-daha çok beğendiğim bi teklif geldi sıkıldım bu yemeklerden dedi
evden çıktığımı belirten mesajı attıktan sonra
onun ne yemek istediği ve nereye gidebileceğimiz konularında
mesajlaşmaları sürdürürken
henüz bir fikre sahip olmamamıza rağmen buluştuk
ben biraz mahçup olduğum için
** pek gülümseyerek karşılamış olmam
onun bana daha dikkatli bakmasına ve bir şey mi oldu sorusunu sormasına sebeb oldu
ben her ne kadar iyi olduğumu söylesemde onun ısrarla
-yok yok var bişeyler demesi
ulaaan acaba bilge hakkında bişeyler mi biliyor
bu işin içinde o da mı var diye düşünmeme sebeb oldu
ben aslında ona herşeyi anlatacaktım bilge hakkında
ama bu hali çekingen davranmama neden oldu
ben muhabbeti değiştirmek adına
-dersler nasıl diye sordum
-kötü yaa konsantre olamıyorum hiç ders çalışasım gelmiyor dedi
-niye dedim
-ne bilim aklımda hep başka şeyler oluyor. dedi
-ne gibi şeyler dedim
-sen mesela dedi
-benim ne işim var senin aklında dedim
ters ters baktı
-benim burda ne işim var hadi güle güle dedi
ceketini giyme çantasını toplama aşamasında iken
-alıngansın bugün dedim
-sen de benim gitmeme aldırma o zaman dedi
-ben alınmıyorum ki istersen gidebilirsin dedim
-çok gıcıksın dedi
-normalde böyle olmadığımı bildiğine göre bir arkadaş olarak görevin oturup derdimi dinlemektir çekip gitmek değil dedim
-sen her arkadaşına böyle mi davranıyorsun dedi
-sen her arkadaşım mısın dedim
-söylediğin laf mıydı yani dedi
-tamam sen de bana küfür et ödeşelim o zaman dedim
-gerizekalı salak dedi
** -benim burda ne işim var hadi güle güle dedim
güldü
-ödeşmek için söylemedim hakkaten geri-zekalısın sen dedi
alınganlığı geçsin biraz yumuşasın diye
-tamam aç bir gerizekıyım hadi yiyelim bişeyler dedim
yemek siparişini verdik
bu sırada siniri geçti
arkadaşlarından okuldan derslerden bahsetti
hiç bilge ile alakalı bir imada bulunmadı
yurtta sıkıldığını
bu dışarı çıkmanın hoşuna gittiğini söyledi
arasıra böyle kibarlıklar yap dedi
-tamam aklıma gelirsen yaparız dedim
-ben sormayı unuttum galiba senin aklında ne var dedi
-ne olacak okul ders memleket falan filan işte dedim
-falan filanı aç bakim biraz daha dedi
-annem babam falan filan işte dedim
-biraz daha aç dedi
gülümsedim
-sen yoksun zorlama dedim
-gıcıksın olm dedi
-pardon anlamadım dedim
telefonuma mesaj bildirimi geldi
-hata mı yapıyorum acaba
mesajı gönderen bilge
bişeyler yazmam lazımdı
heyecan bastı
bizim kızın varlığını hiçe sayarak düşünmeye başlamıştım ne yazabilirim diye
-sessiz düşünsen daha doğru olur dedim
-nasıl olcak böyle sensiz de yapamıyorum dedi
-benimle iken ne yaptın da bensiz yapamıyorsun dedim
-bilmiyorum ama sana mesaj yazmak şimdiden iyi geldi dedi
-senin için mesajlaşacak birisini bulmak zor olmaz dedim
-nasıl yani dedi
** -türkiyede bir sürü yanlış numara var dedim
elimden telefonu düşürmeyince bizim ki sinirlendi
benim ona yaptığımın aynısını bana yaptı
telefonunu uzattı
-al benim telefondan ara konuş ne konuşacaksan dedi
bilgeyi bir kenara bırakıp
-sen olm mu dedin bana az önce dedim
-ne varmış arkadaşların olm demiyor mu sana dedi
-tamam sadece arkadaşsak diyebilirsin dedim
-özür dilerim dedi
olm kelimesini kullanmıyor oluşu onun da bana olan arkadaşlıktan öte duygularının belirtisi gibiydi ama
benim aklım bilgedeydi
zira ilk defa görür görmez vurulduğum
ve gizemine hayran olduğum bir kızdı
onunla mesajlaşmayı bıraktıktan sonra telefon elimden düşmemiş
dualarımın liste başı olarak
onun bir mesajını gözlemiştim
duygulu yalancım ile konuşmam lazımdı
ama aynı gereklilikle bilgenin mesajlarını da cevaplamam gerekiyordu
bilge yine mesaj attı
-kızdın mı bana
bu mesaja cevap vermemiş oluşum sonucunda
-rahatsız ettim özür dilerim mesajını atmasına sebeb oldu
bir an önce isimsizden kurtulmam lazımdı
-benim ders çalışmam lazım eve gitsem iyi olucak dedim
-senin yalan söylemeyi bırakman lazım kiminle mesajlaşıyorsun sen dedi
-bir arkadaş dedim
bu sırada yine bilgeden mesaj geldi
isimsiz buna tepki olarak
-sana iyi arkadaşlıklar ben gidiyorum dedi
-dur nere gidiyorsun desemde
-başka bir arkadaşıma diyerek bastı gitti
yemek yediğim yerden çıkıp
otobüste ve evde sürekli bilge ye ne yazacağımı düşündüm
-niye yazdın tekrar pek kararlı gibiydin dedim
-pişman ettin yazdığıma dedi
-benim de pişmanlığım oldu dedim
-nedir dedi
** -sana fazla bağlanmak dedim
-benim de mi pişman olmam lazım o zaman dedi
-arayayım mı müsait misin dedim
-babam evde konuşamam şimdi yarın görüşürüz istersen dedi
-nerde dedim
aslında telefon görüşmesi olduğunu bildiğim teklifine
-nasıl nerde dedi
-senin istediğin her yer olur dedim
-buluşacak mıyız dedi
-eğer istersen dedim
nazını bir kaç niyazla halledip buluşmaya karar verdik
**kalbime bahar geldi
neşem aşkın doğasından
gözlerime güneş açtı
gülüşüm aşkın ışığından
ellerime yaz geldi
ter'im aşkın sıcağından**
vakitlice yerimi aldım
artık hazırdım
birilerinin çıkıp
nasıl makara yaptık lan sen demesinden tut
onun karşıma geçip
ben senin dua'n da bahsettiğin kişiyim demesine kadar
oturduğum yerden kalkmama sebeb
onun bana doğru gelişini farkedişim
ne yapacağımı bilemeyişim
ayak seslerinin yaklaşarak yükselmesi ile
göğsümde beliren seslerin paralelliği
uzatılan ellerin merhaba ile buluşması
hafiften birer karşılıklı tebessüm
heyecanlı halde heyecansız gözükme çabaları
sonuçsuz kaldı
** aşikar olan heyecandan öte
onun güzelliğiydi
bir insan evladının gülümsemesinin
dudaklar mı dişe dişler mi dudaklara bu kadar yakışmış ikileminde kalmak ile
suratının neresine bakarsam bakayım
hızla aşık olduğumu hissediyor oluşum
aşktan öte göz gezdirdikçe hayran kalınan
aşk müzesiydi bilge
bir konu bulup konuşmak
lafı uzattıkça uzatmak
tam giderken tekrar lafa tutmak
baktım hala gidiyor
gitme diye yalvarmak geçiyordu içimden
ama henüz bir giriş bile yapamamıştım
nasılsın diye sorulmazdı ki bir meleğe
bas baya iyiydi işte
ama benim melek olmadığımı,o
-nasılsın diye sorarak ispatladı
şaşılacak şey
mesajlaşırken bu kadar düşük olan çenelerimizin
birbirimizi görünce sadece gülümsemelerden ibaret oluşuydu
-iyiyim diyebilmek bile
ulusa sesleniş konuşması kadar medeni cesaret gerektirdi
-sevindim dedi
-bende sevindim dedim
-iyi olmana mı dedi
-hayır seni görmüş olmama dedim
utandı ama ben daha çok utandım
-bende dedi
-beni görmüş olmana mı dedim
-hayır buluşma teklifi yapmış olmana dedi
-bende dememle karşılıklı gülüştük
bir espri daha yapmam lazımdı amk
bu gülüşü tekrar tekrar görebilmek için
-inandın mı gerçekten tesadüf olduğuna dedi
sağıma soluma baktım
hakaten lan kimse yoktu amk
** -inanmaya başladım desem bi kaç kere daha buluşur muyuz dedim
-bilmem ispatlamak zorunda mıyım dedi
-başka taktik mi bulmam lazım seninle buluşabilmek için dedim
-taktiğe gerek var mı? sorarsın fikrimi söylerim dedi
-tekrar buluşabilir miyiz dedim
-ilk buluşmada yaptığın gibi hep diğer buluşmaların pazarlığını mı yapıcaksın dedi
-bi söz alsaydım en azından bazı şeyleri anlamış olurdum dedim
-ne gibi dedi
-mesela buluşulabilecek birisi olduğumu dedim
-zamanla görücez dedi
biraz sessiz kalışımıza
okulumun geyiği girdi
zaten az çok bildiği okul durumum hakkında
sorular ssordu
derslerin zorluk derecesi
öğreticilerden memnuniyet seviyem
ikametimden duyduğum haz
öğrenci evi geyiği
ve bulunduğumuz ili nasıl buluşlarımız hakkında konuştuk
benden 1 yaş 2 gün küçük çıkması
aynı burç oluşumuz derken
elinin derisinin biraz soyulmuş olduğunu farkettim
-eline ne oldu diye sordum
-deri değiştiriyorum espirisini yaptı
-ne güzel yılan gibi dedim
-sen bana yılan mı diyorsun dedi gözlerini kısarak
-yok hayır yanlış anladın dedim
-şimdi de anlayışsız mı demek istiyorsun dedi
-hayır demedim öyle bişey dedim
-buyur bakalım şimdi de sağır olduk dedi
-ya ne alakası var deyince
başladı kıs kıs gülmeye
** -şaka yaptım özür dilerim dedi
-böyle şaka mı olur ölüyordum dedim
-katil mi demek istiyorsun yoksa dedi
bende hey allahım manasında gülerek başımı yana çevirdim
içten içe gülmeye başlamam durduramadığım gülme krizine sebeb oldu
komik olan bişey yoktu belki de o kadar gülünecek ama
salak salak gülüştük işte
3 saat konuştuk
-ben artık gideyim dedi
-bir daha ne zaman buluşuruz dedim
-çiçek almayı unutmayacağın bir zaman dedi
anlaşılan o ki ilk buluşmaya çiçekle gitmem gerekiyormuş
-sen yanlış anlarsın diye almadım dedim
-niye yanlış anlayayım dedi
-seni yanlış anlarlar diye de getirmemiş olabilirim dedim
-başka bahanen var mı dedi
-heyecandan unutmuşum özür dilerim dedim
-bir daha ki sefere çiçek getirip heyecanını kaybedeceksen de buluşmayalım dedim
-tamam söz heyecanlı getireceğim dedim
-o zaman anlaştık dedi
-ne zaman buluşuruz dedim
-al sana mesajlaşma konusu. dedi
-tamam görüşürüz o zaman dan sonra yanımdan ayrıldı
arkasından bakarken
bana bir kez daha bakması umudum
5 saniye sonra umduğumu buluşuma neden oldu
gülerken el sallayan biri olarak poz versem
aşkın üzerine konmuş bir kelebek resmi çıkardı herhalde
mesajlaşmalar da hiç durmadı
bu buluşmadan duyduğum memnuniyeti
ifade etmeye çalışırken
onun her yazdığı olumlu cevaplar salak salak gülücükler saçmama sebeb oluyordu
hayırdır kelebek diye soran ev ahalisine
** -arkadaşın birisi fıkra anlatıyor dedim
-ne fıkraymış bize de anlat dediler
-bu fıkra anlatılmaz yaşanır dedim
-ooo yeni kız mı ayarladın,olm bak ben de kız arkadaşımdan ayrıldım boştayım haberin olsun kuzeni benim diyerek kafamı ütülediler
-tamam olm utandırmayın amk dedim
hayırlı olsunları erken de olsa kabul ettim
-yine mi öldün sen dedi bizim kız
çaldırıp kapattım
aradı hemen
-konturum bitti kusura bakma dedim
-ne zaman alırsın dedi
-babam parayı yatırsın alırım dedim
-yemek yedin mi dedi
muhtemel yemek teklifine
yeni bir kız arkadaşı olma arefesinde olan birisi olarak
-yedim dedim
-ee napıyorsun dedi
-ders çalışcam dedim
-iyi kolay gelsin sana o zaman dedi
-sağol sanada deyip telefonu kapattıktan
3 dk sonra onun tarafından bana gönderilmiş konturları gördüm
-şimdi ne yalan bulacaksın bakalım diye de mesaj gönderdi
** -çok kötüyüm dedi
-niye dedim
-okulda göremedim mesaj yazmıyorsun korktum bişey oldu diye dedi
-okuldaydım ben görmemişsindir dedim
-iyi meşgulsen sonra görüşürüz dedi
aslında olanları anlatabileceğim tek kişiydi o
rahatlar mıydım ki ona anlatsam
bana tavırlı olduğu belliydi
bilge ile uğraşmaktan onu pek giblememiştim son günlerde
bu nazına hak vererek
ne yaptığını sordum
-yemeğe inecem birazdan dedi
-bende yemedim daha dedim
-var mı yemek dedi
-yok aç kaldım galiba dedim
-nasıl yok dedi
-evde bişey yok dışarda bişeyler yerim dedim
hmm mesajı geldi
-menüde beğenmediğin bişey olursa haber ver beraber yiyelim dedim
-beğenmedim dedi
-baktın mı ki dedim
-daha çok beğendiğim bi teklif geldi sıkıldım bu yemeklerden dedi
evden çıktığımı belirten mesajı attıktan sonra
onun ne yemek istediği ve nereye gidebileceğimiz konularında
mesajlaşmaları sürdürürken
henüz bir fikre sahip olmamamıza rağmen buluştuk
ben biraz mahçup olduğum için
** pek gülümseyerek karşılamış olmam
onun bana daha dikkatli bakmasına ve bir şey mi oldu sorusunu sormasına sebeb oldu
ben her ne kadar iyi olduğumu söylesemde onun ısrarla
-yok yok var bişeyler demesi
ulaaan acaba bilge hakkında bişeyler mi biliyor
bu işin içinde o da mı var diye düşünmeme sebeb oldu
ben aslında ona herşeyi anlatacaktım bilge hakkında
ama bu hali çekingen davranmama neden oldu
ben muhabbeti değiştirmek adına
-dersler nasıl diye sordum
-kötü yaa konsantre olamıyorum hiç ders çalışasım gelmiyor dedi
-niye dedim
-ne bilim aklımda hep başka şeyler oluyor. dedi
-ne gibi şeyler dedim
-sen mesela dedi
-benim ne işim var senin aklında dedim
ters ters baktı
-benim burda ne işim var hadi güle güle dedi
ceketini giyme çantasını toplama aşamasında iken
-alıngansın bugün dedim
-sen de benim gitmeme aldırma o zaman dedi
-ben alınmıyorum ki istersen gidebilirsin dedim
-çok gıcıksın dedi
-normalde böyle olmadığımı bildiğine göre bir arkadaş olarak görevin oturup derdimi dinlemektir çekip gitmek değil dedim
-sen her arkadaşına böyle mi davranıyorsun dedi
-sen her arkadaşım mısın dedim
-söylediğin laf mıydı yani dedi
-tamam sen de bana küfür et ödeşelim o zaman dedim
-gerizekalı salak dedi
** -benim burda ne işim var hadi güle güle dedim
güldü
-ödeşmek için söylemedim hakkaten geri-zekalısın sen dedi
alınganlığı geçsin biraz yumuşasın diye
-tamam aç bir gerizekıyım hadi yiyelim bişeyler dedim
yemek siparişini verdik
bu sırada siniri geçti
arkadaşlarından okuldan derslerden bahsetti
hiç bilge ile alakalı bir imada bulunmadı
yurtta sıkıldığını
bu dışarı çıkmanın hoşuna gittiğini söyledi
arasıra böyle kibarlıklar yap dedi
-tamam aklıma gelirsen yaparız dedim
-ben sormayı unuttum galiba senin aklında ne var dedi
-ne olacak okul ders memleket falan filan işte dedim
-falan filanı aç bakim biraz daha dedi
-annem babam falan filan işte dedim
-biraz daha aç dedi
gülümsedim
-sen yoksun zorlama dedim
-gıcıksın olm dedi
-pardon anlamadım dedim
telefonuma mesaj bildirimi geldi
-hata mı yapıyorum acaba
mesajı gönderen bilge
bişeyler yazmam lazımdı
heyecan bastı
bizim kızın varlığını hiçe sayarak düşünmeye başlamıştım ne yazabilirim diye
-sessiz düşünsen daha doğru olur dedim
-nasıl olcak böyle sensiz de yapamıyorum dedi
-benimle iken ne yaptın da bensiz yapamıyorsun dedim
-bilmiyorum ama sana mesaj yazmak şimdiden iyi geldi dedi
-senin için mesajlaşacak birisini bulmak zor olmaz dedim
-nasıl yani dedi
** -türkiyede bir sürü yanlış numara var dedim
elimden telefonu düşürmeyince bizim ki sinirlendi
benim ona yaptığımın aynısını bana yaptı
telefonunu uzattı
-al benim telefondan ara konuş ne konuşacaksan dedi
bilgeyi bir kenara bırakıp
-sen olm mu dedin bana az önce dedim
-ne varmış arkadaşların olm demiyor mu sana dedi
-tamam sadece arkadaşsak diyebilirsin dedim
-özür dilerim dedi
olm kelimesini kullanmıyor oluşu onun da bana olan arkadaşlıktan öte duygularının belirtisi gibiydi ama
benim aklım bilgedeydi
zira ilk defa görür görmez vurulduğum
ve gizemine hayran olduğum bir kızdı
onunla mesajlaşmayı bıraktıktan sonra telefon elimden düşmemiş
dualarımın liste başı olarak
onun bir mesajını gözlemiştim
duygulu yalancım ile konuşmam lazımdı
ama aynı gereklilikle bilgenin mesajlarını da cevaplamam gerekiyordu
bilge yine mesaj attı
-kızdın mı bana
bu mesaja cevap vermemiş oluşum sonucunda
-rahatsız ettim özür dilerim mesajını atmasına sebeb oldu
bir an önce isimsizden kurtulmam lazımdı
-benim ders çalışmam lazım eve gitsem iyi olucak dedim
-senin yalan söylemeyi bırakman lazım kiminle mesajlaşıyorsun sen dedi
-bir arkadaş dedim
bu sırada yine bilgeden mesaj geldi
isimsiz buna tepki olarak
-sana iyi arkadaşlıklar ben gidiyorum dedi
-dur nere gidiyorsun desemde
-başka bir arkadaşıma diyerek bastı gitti
yemek yediğim yerden çıkıp
otobüste ve evde sürekli bilge ye ne yazacağımı düşündüm
-niye yazdın tekrar pek kararlı gibiydin dedim
-pişman ettin yazdığıma dedi
-benim de pişmanlığım oldu dedim
-nedir dedi
** -sana fazla bağlanmak dedim
-benim de mi pişman olmam lazım o zaman dedi
-arayayım mı müsait misin dedim
-babam evde konuşamam şimdi yarın görüşürüz istersen dedi
-nerde dedim
aslında telefon görüşmesi olduğunu bildiğim teklifine
-nasıl nerde dedi
-senin istediğin her yer olur dedim
-buluşacak mıyız dedi
-eğer istersen dedim
nazını bir kaç niyazla halledip buluşmaya karar verdik
**kalbime bahar geldi
neşem aşkın doğasından
gözlerime güneş açtı
gülüşüm aşkın ışığından
ellerime yaz geldi
ter'im aşkın sıcağından**
vakitlice yerimi aldım
artık hazırdım
birilerinin çıkıp
nasıl makara yaptık lan sen demesinden tut
onun karşıma geçip
ben senin dua'n da bahsettiğin kişiyim demesine kadar
oturduğum yerden kalkmama sebeb
onun bana doğru gelişini farkedişim
ne yapacağımı bilemeyişim
ayak seslerinin yaklaşarak yükselmesi ile
göğsümde beliren seslerin paralelliği
uzatılan ellerin merhaba ile buluşması
hafiften birer karşılıklı tebessüm
heyecanlı halde heyecansız gözükme çabaları
sonuçsuz kaldı
** aşikar olan heyecandan öte
onun güzelliğiydi
bir insan evladının gülümsemesinin
dudaklar mı dişe dişler mi dudaklara bu kadar yakışmış ikileminde kalmak ile
suratının neresine bakarsam bakayım
hızla aşık olduğumu hissediyor oluşum
aşktan öte göz gezdirdikçe hayran kalınan
aşk müzesiydi bilge
bir konu bulup konuşmak
lafı uzattıkça uzatmak
tam giderken tekrar lafa tutmak
baktım hala gidiyor
gitme diye yalvarmak geçiyordu içimden
ama henüz bir giriş bile yapamamıştım
nasılsın diye sorulmazdı ki bir meleğe
bas baya iyiydi işte
ama benim melek olmadığımı,o
-nasılsın diye sorarak ispatladı
şaşılacak şey
mesajlaşırken bu kadar düşük olan çenelerimizin
birbirimizi görünce sadece gülümsemelerden ibaret oluşuydu
-iyiyim diyebilmek bile
ulusa sesleniş konuşması kadar medeni cesaret gerektirdi
-sevindim dedi
-bende sevindim dedim
-iyi olmana mı dedi
-hayır seni görmüş olmama dedim
utandı ama ben daha çok utandım
-bende dedi
-beni görmüş olmana mı dedim
-hayır buluşma teklifi yapmış olmana dedi
-bende dememle karşılıklı gülüştük
bir espri daha yapmam lazımdı amk
bu gülüşü tekrar tekrar görebilmek için
-inandın mı gerçekten tesadüf olduğuna dedi
sağıma soluma baktım
hakaten lan kimse yoktu amk
** -inanmaya başladım desem bi kaç kere daha buluşur muyuz dedim
-bilmem ispatlamak zorunda mıyım dedi
-başka taktik mi bulmam lazım seninle buluşabilmek için dedim
-taktiğe gerek var mı? sorarsın fikrimi söylerim dedi
-tekrar buluşabilir miyiz dedim
-ilk buluşmada yaptığın gibi hep diğer buluşmaların pazarlığını mı yapıcaksın dedi
-bi söz alsaydım en azından bazı şeyleri anlamış olurdum dedim
-ne gibi dedi
-mesela buluşulabilecek birisi olduğumu dedim
-zamanla görücez dedi
biraz sessiz kalışımıza
okulumun geyiği girdi
zaten az çok bildiği okul durumum hakkında
sorular ssordu
derslerin zorluk derecesi
öğreticilerden memnuniyet seviyem
ikametimden duyduğum haz
öğrenci evi geyiği
ve bulunduğumuz ili nasıl buluşlarımız hakkında konuştuk
benden 1 yaş 2 gün küçük çıkması
aynı burç oluşumuz derken
elinin derisinin biraz soyulmuş olduğunu farkettim
-eline ne oldu diye sordum
-deri değiştiriyorum espirisini yaptı
-ne güzel yılan gibi dedim
-sen bana yılan mı diyorsun dedi gözlerini kısarak
-yok hayır yanlış anladın dedim
-şimdi de anlayışsız mı demek istiyorsun dedi
-hayır demedim öyle bişey dedim
-buyur bakalım şimdi de sağır olduk dedi
-ya ne alakası var deyince
başladı kıs kıs gülmeye
** -şaka yaptım özür dilerim dedi
-böyle şaka mı olur ölüyordum dedim
-katil mi demek istiyorsun yoksa dedi
bende hey allahım manasında gülerek başımı yana çevirdim
içten içe gülmeye başlamam durduramadığım gülme krizine sebeb oldu
komik olan bişey yoktu belki de o kadar gülünecek ama
salak salak gülüştük işte
3 saat konuştuk
-ben artık gideyim dedi
-bir daha ne zaman buluşuruz dedim
-çiçek almayı unutmayacağın bir zaman dedi
anlaşılan o ki ilk buluşmaya çiçekle gitmem gerekiyormuş
-sen yanlış anlarsın diye almadım dedim
-niye yanlış anlayayım dedi
-seni yanlış anlarlar diye de getirmemiş olabilirim dedim
-başka bahanen var mı dedi
-heyecandan unutmuşum özür dilerim dedim
-bir daha ki sefere çiçek getirip heyecanını kaybedeceksen de buluşmayalım dedim
-tamam söz heyecanlı getireceğim dedim
-o zaman anlaştık dedi
-ne zaman buluşuruz dedim
-al sana mesajlaşma konusu. dedi
-tamam görüşürüz o zaman dan sonra yanımdan ayrıldı
arkasından bakarken
bana bir kez daha bakması umudum
5 saniye sonra umduğumu buluşuma neden oldu
gülerken el sallayan biri olarak poz versem
aşkın üzerine konmuş bir kelebek resmi çıkardı herhalde
mesajlaşmalar da hiç durmadı
bu buluşmadan duyduğum memnuniyeti
ifade etmeye çalışırken
onun her yazdığı olumlu cevaplar salak salak gülücükler saçmama sebeb oluyordu
hayırdır kelebek diye soran ev ahalisine
** -arkadaşın birisi fıkra anlatıyor dedim
-ne fıkraymış bize de anlat dediler
-bu fıkra anlatılmaz yaşanır dedim
-ooo yeni kız mı ayarladın,olm bak ben de kız arkadaşımdan ayrıldım boştayım haberin olsun kuzeni benim diyerek kafamı ütülediler
-tamam olm utandırmayın amk dedim
hayırlı olsunları erken de olsa kabul ettim
-yine mi öldün sen dedi bizim kız
çaldırıp kapattım
aradı hemen
-konturum bitti kusura bakma dedim
-ne zaman alırsın dedi
-babam parayı yatırsın alırım dedim
-yemek yedin mi dedi
muhtemel yemek teklifine
yeni bir kız arkadaşı olma arefesinde olan birisi olarak
-yedim dedim
-ee napıyorsun dedi
-ders çalışcam dedim
-iyi kolay gelsin sana o zaman dedi
-sağol sanada deyip telefonu kapattıktan
3 dk sonra onun tarafından bana gönderilmiş konturları gördüm
-şimdi ne yalan bulacaksın bakalım diye de mesaj gönderdi
** o da haklıydı
duygusal bağdan öte bi alışmışlığı vardı bana
burda güvenebileceği ve en iyi tanıdığı kişi bendim
en azından benim tarafımdan gelebilecek zararlar için
şikayet edebileceği bir mercii vardı.
ama işin taktan tarafı
benim sürekli olm bu kıza bana aşık mı oldu acaba sorusunu sık sık soruyor olmamdı
nasıl anlanırdı ki bu
her mesaj yazan bana aşık değildi
can sıkıntısını benimle gideriyor olabilirdi
ben ki onun babasının vefatından dolayı onunla ilgilenmiş
onu teselli etmiş birisiydim
benim bu iyiliğim ve diğer yaptığım yardımların
sürekliliğini görünce
bana güvenmiş ve iyiliğimi ister olmuşta olabilirdi
her ne olursa olsun
mevzu bahis kişi sağı solu belli olmayan bir yalancıydı
göndermiş olduğu konturları geri yollasam çenesi ile uğraşılmazdı
-sağol yazıp gönderdim
-anlaşıldı konuşmak istemiyorsun görüşürüz yazarak cevapladı
hep sitem amk
-ders çalışmam lazım dedim de duymadın galiba dedim
-tamam dedi
** dersi gerçekten çalışmam lazımdı ama
bilge ile mesajlaşmak varken hiç de cazip bir teklif değildi kendime
-ben seni çok özledim ki dedim
-daha 3 saat olmadı nasıl özledin dedi
-düşün ki 1 ömürdür susuzum ve sonra bir yudum sen içmişim susuzluğum gider mi sence dedim
-ben bir yudum ile doymuş mu oluyorum o zaman dedi
-özlememişsin o zaman dedim
-hayır ama bir çeşme bulmuş olabilir dedi
-eğer o çeşme ben isem sularım hiç boşa akmasa dedim
-babam evde yok dedi
bu beni ara anldıbına geliyordu
sağolsun yalancının gönderdiği konturların da faydası ile aradım
bir insanla 1 buçuk saat telefonla konuşmak
konuşma sonrası hiçbişey hatırlamamak
ama sebebini bilemeden gülümsemek
ne güzel lan bunun sesi demek
gözleri bir yere dikmek
bakılan yeri değil düşünülen şeyin
rüyasını açık gözlerle görmek
sonra lan kelebek yemek soğuyor amk la rüyadan uyanmak
kızmamak
aşkın verdiği hiperaktivite ile yataktan
eksantirik şekilde kalkıp
heyecanla salona geçmek
** salçalı makarnayı görünce
yemek yemek zorunda olan bünyeye küfür etmek
tüm bunlara rağmen sevebilmek için sahip olduğum bünyeye ve nimetlere şükür edip
yemeği yedikten sonra
dışarı çıkıp evleri mahaline varıp
telefonun mesaj kısmını açtım
zütüm buz tutarken
-çok üşüdüm mesajını yazıp bilgeye gönderdim
-nasıl üşüdün ya dedi
-çok soğuk hava dedim
-petekler mi bozuldu?? yazdı
-peteklere uzağım şimdi dedim
-ne diyorsun kelebek dedi
-beni ısıtacak başka bişeye daha yakınım dedim
-neye dedi
-gözlerine dedim
nerdesin sorusuna cevap olarak aşşağıda dememin ardından
perdeyi aralayıp aşşağı baktı
-biraz abarttın git dedi
-pardon özür dilerim dedim
-çok asılıyorsun ama dedi
-kusura bakma deyip ordan uzaklaşıyordum ki yine mesaj geldi
-yaa hemen niye gittin diye
-vallaha mı 2 dakikaya aşşağıda olurum yine dedim
ama heyecan yapıp hızlı gittim
bu sırada bir amca
hayırdır bilader dedi
** zira apartmanlarını boydan boya geziyordu gözlerim
-bi arkadaşı bekliyorum abi dedim
bişey demeden girdi apartmana
bilge ile tekrar göz teması sağladık
eliyle git artık işareti yaptı
gülümseyip göbek hizamda el sallayarak ordan uzaklaşıp eve doğru giderken
-babamı gördü mü seni dedi
-babanı tanımıyorum ki dedim
-az önce eve çıkan dedi
-hadi ya gördü ne yapıyorsun bile diye sordu dedim
-sakın??
-tabi ki hayır bir arkadaşı bekliyorum dedim
-iyi hala aşşağıda mısın diye bakmıştı dedi
-yakışıklı adam mış dedim
babasının onu ne kadar sevdiğini
bilge için bir otobüs şoförünü
bilge inmeden hareket ettiği için dövdüğünü anlattı
kısacası biricik kızıydı babasının
seveceksen bu gerçekle sev demek istediğini o an anlayamamıştım
geçen günlerde her fırsatta bilge ile buluşmaya çalışıyor
bazen başarıyor ve mutlu oluyor
bazen daha ısrarlı yalvarmam gerektiğini düşünüyordum
ikinci buluşmada da çiçek almayı unutup
onun hatırlamamasını dua etmem sonucu buluşma süresince
dualarım kabul olsada
** daha sonra hatırlaması ile ağzıma şaka ile karışık sıçtı
-sende unuttun demek ki gerçekten istememişsin dedim
-son dakika da bir yerinden çıkarıp buyur canım demeni beklerdim dedi
ama çıkartmamı beklediği yer sanırım zütüm değildi
yalancı ile mecburen mesajlaşıyordum
genelde o soruyor
ben cevaplıyordum
onun konuşmalarında olm kelimesini ısrarla kullanmaması
normal arkadaş olmaktan daha fazlasını istediğini düşünmeme sebeb olduğu için
vakit geçmeden bilge hakkında onu bilgilendirmem gerekiyordu
bunu yüzyüze söylemektense
telefonla söylemeye karar verdim
yüzyüze söylersem duyduktan sonra ki suratının şekli beni vicdan azabına sokabilirdi çünkü
-aa hayret aramazdın sen hayırdır kelebek dedi.. yalancı
-bi halını hatrını sorayım diye aradım dedim
-iyiyim sen nasılsın dedi
-çok mutluyum dedim
-benimle konuştuğun için mi derken gülümsediğini hissettim telefonda
-seninle konuşmak güzel olmasa aramazdım.ama hiç olmayacağını sandığım bişey oldu dedim
-hayırdır dedi
-bi kızla tanıştım dedim
-eee oldu tepkisi
-2 haftadır görüşüyoruz dedim
-iki hafta mı?? sorusunu sorması kendisinin olmadığını anlamasına sebeb oldu sanırım
-alla alla merak ettim şimdi dedi
uzatmaya gerek yoktu
** -ismi bilge tanıştırırım seni dedim
-tamam inş mutlu olursun çok isterim mutlu olmanı dedi
-sağol dedim
-sen sağol olm sağol ki mutlu ol hakediyorsun dedi
konuşma monotonlaştı
fazla soramadı onun hakkında
kapattık telefonu
mesajlarında ki isteriklik azaldı
okula gidiyor
yalancıyı görüyor onun beni görmezden geldiğini farkediyordum
bilge ile olan kaçamak buluşma
ve özgürce sınırsız mesajlaşmalarımız devam ederken
gün geçtikçe bağlanıyordum
1 hafta geçmeden yalancı kız okulun cafesinde yanıma geldi
-nasılsın dedi
-iyiyim sen nasılsın dedim
-eh işte aynı şeyler seni gibi hayatıma yeni şeyler katamıyorum dedi
ben bilgeden bahsettiğini anlamadığım için
-nasıl yeni şeyler dedim
-sevgili falan işte tek yoğunlaşabileceğim şey okul kaldı dedi
-bulursun birini sende dedim
-sevmek zor şey kelebek dedi
-sevmek ne kadar zorsa sevgisiz yaşamakta o kadar zor dedim
-bak bunda da anlaşamadık tek ortak notkamız yaşıyor olmak galiba dedi
-bir de aynı memleketteniz dedim
-olm baya ortak noktamız varmış lan aslında dedi
-evet olm varmış lan dedim
-ilginç dedi
** -nedir ilginç olan dedim
-sen git farklı zamanlarda farklı yerlerde doğ,
yaşa yaşa yaşa büyü bir kalbin olduğunun farkına var,
sevgiye ihtiyacın olduğunu hisset,
çevrendekilere imrenerek bak,
benim ki nerde lan de,bekle bekle bekle
bazen yanlış gelmişlerle heyecanlan, bazen kimin doğru olduğuna şaşır
tamam lan budur herhalde de
sonra alış bağlan sev
ama senin budur'un onun budur'u olmasın
hayat zor be kelebek
sevmesi de zor yalnız kalması da
ama işin iyi yanı ne biliyor musun dedi
-neymiş dedim
-en azından yalnızlıkla daha fazla tecrübem var dedi
-böyle konuşma ama beklenmedik zamanda gelir aşk. benim ne kadar beklediğimi sen biliyorsun dedim
-hakkında hayırlısı olsun konuşuruz sonra bana onu anlatırsın dedi
-tamam görüşürüz deyip
okul çıkışı bilge ile eve dönmesi gerektiği için 10 dk kadar görüştük
babasının bu konuşmayı tesadüfi olarak gördüğünü
bilge mesajla bana
-babam görmüş o kimdi diye sordu diyerek dile getirdi
beni daha önce evinin önünde görmüş olmasına rağmen tanımamış olması sevindiri haberken
bilgeyi sorguya tutup
görmeyeyim bir daha diye uyarması da buluşmalarımızın seyretleşmesine
ve daha dikkatli davranmamıza sebeb oldu
biz daha dikkatli olsakta
babası da bir erkek olarak durumun farkına vardığı için
o daha dikkatliydi
** bilge ile bir süre hiç buluşmamaya karar verdik
sadece mesajlaşmak ve uygun zamanlarda telefonla görüşmek
hiç bitmesini istemediğimiz bir ilişkinin devamlılığı açısından dahiane bir fikir olarak gibi gözüküyordu
bu zaman aslında benim de işime geldi
derslere çalışma fırsatı yakalayıp
mesajlaşıyor mesajlaşmadığım zaman ders çalışıyordum
onun seni çok özledim deyişi
bende kelimesi hissettiklerime bakılırsa çok sıradan duruyordu
seni özledim i
'gönül dünyamın görünmeyen kahramanı
gelmemiş baharın solmayan açanı
derinlerde kalbimin boy verdiği sığınağı
aşılmaz sandığım beyebanların tek adımı'
gibi sözlerle dile getirebiliyordum ama
henüz kreş çocuklarının bile söyleyebildiği
basit bir seni seviyorum u söyleyemiyordum
gözlerim söylüyordu
kalbim söylüyordu
elim,ona yürüyen bacaklarım dillenmişti de
bir dilim döndüremiyordu o lafı
bir hafta dayanabildik birbirimissizliğe
ben artık dayanamıyorum a
olumlu cevap gelince
buluşmaya karar verdik
güya alışverişe çıkan bilge
alacaklarını aldıktan sonra
park denilebilecek bir yere geldi
** gülümseme
buluşmadan memnuniyeti belirten yüz ifadeleri derken
oturmaya karar verdik
havanın soğuk oluşuna benim heyecan eklenince
dizlerimden başlayan titreme kalbime kadar gıdıklıyordu beni
iyi ki buluşmuştuk
bir gözüm sürekli çevrede iken herşey normal gözüküküyordu
artık gitmem lazım
biraz daha
tamam 3 dk olmadı 5 derken 10 olunca
benim ilgim çevreden dağılıp tamamen bilgeye yoğunlaşmıştı
hiç hoş olmadı
telefonu çaldı
-babam arıyor sessiz ol dedikten sonra cevapladı
20 metre ilerde sabit duran bir erkek
kızını arıyor
çabuk yanına gelmesini söylüyor
sevdiğim kız ne yapacağını bilmez halde bana görüşürüz bile diyemeden
kıpkırmızı bir şekilde
babasının yanına gidiyordu
ben sadece nereye bakacağımı değil
ne yapacağımı şaşırmış bi halde iken
gittiler mi diye baktığımda babasının bana doğru gelişi ile ayağa kalkma mecburiyetinde kaldım
yanıma yaklaştı
bilgenin yeterli derecede bizden uzaklaştığını görünce
bir daha görmemesi gereken şeyin
benim kızının yanımda oluşum olduğunu söyledi
ne denirdi ki
-tamam dedim
-bir daha uyarmam dedi
benim onun gözlerime yansımam ile
bilgenin gözlerine yansımama arasında dünyalar kadar fark olduğu aşikardı
derin bir nefes alışıma sebeb ise gitmesi oldu
o gidince bilge ile arasında ki mesafeden faydalanıp mesaj attım
-kusura bakma keşke gideyim dediğinde uzatmasaydım dedim
-bende kalmak istedim senin suçun yok dedi
-inş bişey demez dedim
-inş dedi
ama bu duamız tutmadı
bağırmış çağırmış fırçalamamış
bi kaç yasak koymuş
ben bunlardan duyduğum üzüntüyü dilediğimde
-üzülme sana değer dedi
bu bile gurur verici idi
nasıl olmasın sevdiğim kişi tarafından değerli birisiydim
saat 3 gibi atıcam yazıyorum
okumayın zaten finalde görüşcez ayrıca toplu okumak daha mantıklı bende hergün yazma gerginliğinden kurtulmuş oluyorum
**yasaklardan mesajlaşmalarımız başta olmak üzere çok etkilendik
ama böyle oluşu çok daha heyecan verici hale getirmişti
yasak olanların çekici oluşundan
ilk ben yazmadan mesaj atma uyarısı ile
onun atacağı mesajları gözler oldum
atılan bir mesajla heyecanlandım
bilgeden beklerken yalancıdan geldi
-kelebek orda mısın?
-buyur dedim
-ne yapıyorsun?*
-hiç bişey dedim
-canım sıkıldı dedi
-benden medet umacak kadar kötü yani durum öyle mi dedim
-kafeye gel hadi dedi
-param yok peder yatırmadı henüz dedim
-gel olm ben ısmarlarım dedi
-boşver dedim
-ayıp ama yaptığın sıkılıyorum diyorum ya dedi
ısrar edişine hep ders çalışma yalanını da uydurmak istemediğim için
kabul edip söylediği kafeye gittim
beni gördüğüne pek sevinmiş olan yalancı
ne içersin diye sordu
ne ikram edersen dedim
kahveleri söyledi
ilk boşlukta
**eee?? diye sordu
bu durumda bilge hakkında bildiğim şeyleri onunla paylaştım
o merakla sordu
ben anlattım
nasıl aşık oldun bu kadar kısa sürede dedi
-hislerimi aşk alarak adlandıran benim? belki de yanılıyorumdur dedim
-nasıl yani dedi
-bence aşk ama dağ deler miyim çöl aşarmıyım uğruna bilmiyorum dedim
-resmi var mı dedi
-iyi fikir bir resmini alayım dedim
-al da ben de göreyim dedi
-çok mu merak ettin diye sordum
-tabi olm yengemizi görelim dedi
-benim de görmem zorlaştı artık dedim
neden sorusuna babasının yakalayışını ve uyarısını anlattım
bana tavsiye niteliğinde
-merak etme babası işe gidince görüşürsünüz dedi
lafı ona çevirip kendisinin neden bir erkek bulmadığını sordum
-kimi seçeceğime karar veremiyorum dedi
-nasıl lan dedim
-iki üç tane teklif var değerlendirme aşamasındayım dedi
dalgaya aldım yalancıyı
-oo senin iş iyiymiş valla dedim
-ne var olm çirkin miyim dedi
-güzelsin güzelsin dedim geçiştirme bir şekilde
-dalga geçme olm gerçeği söyle dedi
-hangi gözle baktığına göre değişir dedim
-erkek gözüyle dedi
** -erkeğin içinde bulunduğu duruma göre değişir o zaman dedim
-nasıl dedi
-sarhoş oluşundan tut gözü başka hatun görmeyişine, yalnızlıktan bunalmışlıktan tut çapkınlığına kadar değişir dedim
-ee yani? dedi
-yalancısın dedim
-ama bunu onlar bilmiyor henüz dedi şeytanca
-bende söylemem o zaman merak etme dedim
-adaylar kim tanıdık var mı dedim
-bende tanımadığım için seçmekte zorlanıyorum dedi
-hepsini dene dedim
-yuh adım çıkar o zaman ben bir tane istiyorum dedi
-onu seç o zaman dedim
-onu boşver umutsuz vaka o dedi
benden bahsedildiğini hissettiğim için yada öyle sandığım için
konuyu kapatmanın en mantıklı şey olduğunu düşünüp
-bana bir akıl ver ben nasıl görücem şimdi bilgeyi dedim
-biraz sabredin babasının şüpheleri azalsın sonra yavaş yavaş dışarı çıkmaya başlar kız buluşursunuz dedi
-çok özlüyorum ama dedim
-nasıl aşık oldun sen buna böyle yaa dedi
-görünce dedim
-bırak lan görür görmez aşk mı olurmuş dedi
-bende olmaz sanıyordum ama oluyormuş dedim
-nerde gördün ki dedi
-bizim evin altında dedim
-sokaktan geçen kızlara mı sarkıyorsun sen anlat bakayım nasıl tanıştınız dedi
-anlatamam sır bu gizli kalması daha iyi dedim
-iyi bakalım sen de bana sorarsın bi kaç gün sonra nasıl tanıştın diye dedi
-yok hiç merak etmem dedim
-gıcık dedi
uyuzsun kelebek diye de hızını alamamış bir şekilde söylendi
bir süre daha konuştuktan sonra bilgeden gelen mesajla heyecanlandım
-babamlar yattı canım ne yapıyorsun dedi
nerde olduğumu ve ne yaptığımı söyledim
biraz sahiplenmiş şekilde yanımda olan kişileri sordu
bende yalan söylememek için yalancının olduğunu söyledm
ve yalancının kıskanılmaması için
** bizim memleketten olduğunu ve durumunu anlattım
-hmm peki sana iyi eğlenceler ben yatıyorum mesajı ile kıskandığını anladıktan sonra
-istersen tanıştırırım seni yanlış anlama lütfen dedim
-gerek yok iyi geceler dedi
biraz kalbimi kırıyorsun, biraz ben yapar mıyım, biraz bana güvenmiyor musun dan
bir mesaj harmanlayıp onu inandırmaya çalışmama
ve ısrarla tanıştırmak istememe karşı gelmedi
hiç dışarı çıkamayacak sandığım bilge tamam hafta sonu tanışırız o zaman dedi
tamam canım la olayı kapattım
yatacam diyen bilge'nin siniri ve kıskançlığı geçmiş olacak
hiç durmadan mesaj yazmaya başladı
mesajlarına cevap verirken
ve ondan gelen mesajları cevaplarken
durumu bizim kıza da anlattım
o da buluşma taraftarı olunca sorun kalmadı
ve hafta sonuna kadar rutin geçen mesajlaşmalarımız
bir sürprizle devam etti
akşam üzeri okul çıkışı dilime dolanmış bir şarkı vardı
ne haber lafından yola çıkarak
sezen aksudan ne haber aşktan şarkısını gün boyu sözlerini tam da bilmeden söyleyip duruyordum
bilge aradı
-ne haber kelebekten diye
naber? nasılsın demek yerine ne haber diye sorması çok garip geldiği için
-hayırdır niye böyle sordum dedim
-bi şarkı var onu söyleyip durdum bugün dedi
vay amk nasıl olur lan
bende gün boyu söylemiştim
hemde alakasız bir şarkı
beni gördü mü?? duydu mu diye şüphelendim ama nafile ben kendim bile zor duyarak söylüyordum
tabi inandırıcı olmayacağı için bende demedim
-iyiyim ne yaptın bugün dedim
** -evdeydim tüm gün dedi
-ev işleri mi dedim
-evet sensizliği yıkadım geçiremedim lekeni aklımdan dedi
-senden duyduğum her güzel sözü süpürüp toparladığım aklımdan hiç boşaltmayayım o zaman dedim
-o nasıl temizlik dedi
-çok sevdiğim oyuncaklarımı sepete toplamak diyelim o zaman dedim
-birbirimize ne diyecez dedi
-gün gelicek 'aç kalbini ben geldim.
sıkı sıkı tut bırakma dicem sana dedim(ne haber aşktan giriş sözleri)
-iyi o zaman döktüm yaldızlarımı, açtım kapılarımı gir içeri dedi
bu bir şekilde artık duygularını ifade et anldıbına geliyordu
edicektim ama nasıl amk
-ben herhalde içerden seslenirim artık sana dedim
-çoktan girdin yani gireceğin yere gülümseyerek
-inan nerede olduğumu bende bilmiyorum ama bulunduğum yerden çok hoşnutum dedim
-bende canım dedi
babam gelebilir kapatmalıyım yarın görüşücez dimi dedi
-sen çıkabileceksen evet dedim
-haber vericem sana görüşüz deyip kapattı
evet kızla ilişki şekillenmiş
birbirimize olan varlığı kabul edilmiş ama adlandırılmamış duygularımız vardı artık
bunun verdiği mutluluk şahsım adına ilk olduğu için
bigibleti babanın seleye tutmadan iki teker üstünde tutabilmek
babanın kolları veya kolluk olmadan ilk su üzerinde kalabilmek le eş değerdi
seviyordum lan
her korkusu bile güzeldi
başkaydım artık
**bir kızla konuşurken muhabbetin sonunu nasıl yatağa atmakla bağlayabilirim diye düşünmüyor
gözlerimi kapatınca onun turkuaz gözlerini görüyor
çocuğumuzun gözlerinin rengini merak ediyordum
önceden bir kızı görünce ilk aklıma gelen şey
yatakta nasıl evirip çevireceğimken
bilgenin ellerini ilk tutabilme yi nasıl becerebilirim sorusuydu
ama hiç tutmasam bile sorun değildi
eskiden gördüğüm kızların enine boyuna züt bel göğüs orantısını incelerken
bilgede onların varlığından bile şüphe duyacak kadar hayal meyal hatırlıyordum
yarın görebilecektim bilgeyi
yalancıyı da tanıştırmam gerekiyordu
hem şüphelenmesini engellemek
hem kıskançlığına mani olmak
hemde bizim kızın benden umudu kesmesi adına çok olumlu bir buluşma olacaktı bu
-yarın kimseye söz vermedin dimi yazdım gönderdim yalancıya
-bakarız dedi
ben ona baktım neydi lan amacı daha düne kadar bilge ile tanışmak için ölüyordu amk
-çabuk bak cevap ver bana söz verdin dedim
-unuttuğum sözlerimden sorumlu tutamazsın beni dedi
aradım
-dalga mı geçiyon dedim
-yoo yarın işim var ne zaman buluşcaz dedi
-bilmiyorum dedim
-e işim gücüm yok akşama kadar senin sevgilinin müsait olmasını mı beklicem dedi
-iyi tamam bekleme beni de unut o zaman dedim
-tehdit yok kelebek dedi
-tehdit değil yarın ararım seni cevap olumlu gelmezse son aramam olur dedim
-bir kız için silip atacak mısın beni yani o zaman gibtir git dedi
-ne diyon sen nasıl konuşuyorsun öyle iyice abarttın dedim
-sende o kızı abarttın dedi
kapattı telefonu
haklı mı lan acaba diye düşündüm
bilgeyi abartıp onu siliyordum
ama söz verdi amk
**daha çok kızma ihtimalime karşı tekrar aramadım
mesajda yazmadım
ertesi gün bilgenin müsait olmasını beklerken
giyinip hazırlandım
çiçek almayı çok istiyordum ama
babası manyak amk
çiçeği babasının zütüme sokma ihtimaline karşı almamaya karar verdim
babasından kaçarken yük olmazdı çiçek ve daha hızlı koşabilirdim
vakit geldi
canım burdayım dedi
oraya giderken
beni gibtir etmiş kıza
-geleceksen şurada olacaz dedim
cevap gelmedi
mekana giderken babasının tedirginliği vardı
ama mekanda herşeyi unutturan bir prenses de vardı
süper mario'yu daha iyi anladım
bir prenses için herşey yapılabilirdi
alel acele selamlaşma
sırasında gözlerimde ki mutluluk kulaklarıma varıyordu
ne güzeldi lan o
ne tatlıydı
ne şekerdi
konuşmasaydık hep gülseydi
içeri tekrar tekrar girip girip çıksam
beni ilk görüşünün utancını ve mutluluğunu her defasında görseydim
bin kere girer çıkardım da doyamazdım gördüklerime
ben ne yapıyordum ki
niye zorlaşmıştı bir insana basit bir
nasılsın demesi
vereceği cevabın iyi olmasını dua etmek miydi allaha olan inanç
yoksa kötüyüm demesi mi dinden çıkarabilirdi insanı
neden o benden daha önemliydi
bu kalp benim değilmiydi eskiden beri
neden atışları değişiyordu ki durup dururken
nerdeydi benim beynim onun yanında iken
neden başka şey düşünemiyordu
annemi babamı okulu herşeyi unutturup sadece ona bakma isteği nedendi
kimdi ki aşk?
**kiminle gelmişti bu kadar hızlı
hoşgeldin mi demeliydi yoksa basit bir nasılsın mı?
hoşgelmişti kalbime
hoşgelmiş miydim kalbine?
-sağol bilge dedim
-ne için dedi
-liste çok uzun sağol yeter dedim
-peki dedi gülümseyerek
nihayet nasılsından girip
özlemeye geçtik
buluşma çarelerini konuştuğumuz sırada
yalancı damladı
-merhaba deyip ayakta bekledi
bilge bu kim lan gözleri ile bana baktığı için hemen tanıştırma moduna geçtim
-bu bahsettiğim hemşehrim dedim
aaa öylemi bende bilge ile memnun oldular karşılıklı
oturdu bizimkisi
surat acayip
benden çok o bakıyor bilgeye hiç gözlerini ayırmıyor
sanki annemi evleneceğim kızla tanıştırıyorum
-bahsettiğinden daha güzelmiş kelebek dedi
utandım
bilge sağol dedi
-gerçek dimi bu dedi
bilge utandı
ben gerçek dedim
-bende kelebeğin arkadaşıyım korkulacak bişey yok benden zarar gelmez size dedi
ben içimden ne diyorsun laaan dedim
bilge kıskandığı için pişman oldu
-ben artık gideyim dedi
ikimizde şükür dedik
**onun gidişi ardına
-kusuruna bakma bu böyle işte dedim
-önemli değil sevimli kız dedi
kafa salladım ssöylemek istemediğim şeyleri söylememek için
kahvelerimiz bitme aşamasına geldiği zaman
-risk almayalım kelebek ben gideyim artık dedi
-aa erken oldu dedim
-geçen sefer ısrar edince neler oldu biliyorsun seni kaybetmek istemem dedi
ayağa kalktık
vedalaşma merasimi sırasında
-haklısın ama çok özlüyorum seni dedim
-bende deyip kaçarcasına uzaklaştı utancından olsa gerek
ben hesabı halledip dışarı çıktım
10 15 adım atmamıştım ki
biri enseme dokundu
aha yakalandık amk yine babasına deyip arkama döndüğümde
bizim yalancı kızla karşılaştım
yuh lan ödüme iğne soktu amk
-ne yapıyon sen dedim
-bekledim işte dedi
-işin gücün yok mu dedim bir gece önce söyledikleri için
-sen haklıymışsın çok güzelmiş bunun için ana baba satılır dedi
resmen duygu sömürüsüne girdi
-hem ben kimim ki sonuçta sevdiğin kızı bulmuşsun kusura bakma sana söylediklerim için dedi
önemli değil dicem ama önemli amk
bana gibtir git diyor
-neyse boşver dedim
-nasıl affettirebilirim kendimi dedi
-tamam boşver dedim
---yok olmaz öyle bişey yapmam lazım dedi
-tamam şimdilik bişey yapmana gerek yok ihtiyacım olunca söylerim dedim
-peki geç çay ısmarlayayım o zaman teklifini yaptı
-yok işim gücüm var eve gitcem dedim
-kızgınsın hala bana dedi
-off değilim hadi görüşürüz dedim
onu sallayıp eve gittim
ders bilge ile mesajlaşma ev arkadaşları ile geyik derken
ilişkimizin evreleri geliştikçe gelişti
artık birbirimizi daha yakından tanımaya başlamıştık
çok benzer şeyler i beğeniyor olmamız tanrının bana dua mda bahsettiğim kızı gönderdiğine emin olmamı sağlıyordu
ben herhangi bir sulu yemekte bulunan etten nefret ederken
aynı nefret onda da vardı
benim burçlarda hiç anlamıyor oluşum
onun hiç ilgi alanına girmemesi ile örtüşüyord
sıcak odada otururken
birden dışarı kafayı uzatıp
buz gibi havayı derince içime çekmek gibi bir hastalığım varken
onun da seni varlığını koklayabilmek için derin bir nefes çekiyorum bu şehirden deyişi var bu işte bir iş amk dedirtiyordu
tüm bunlar tesadüf olabilirdi ama
bir gün tüm ev ahalisinin parası yatmışken
zengin bir menü yapmaya karar verdik akşam yemeği için
çerkez olan bir arkadaşımız size mıtık çorbası yapacam dedi
bu çorba kıyma ları top şeklinde yapıp çorbasını yaptıktan sonra üzerine yoğurt dökülerek elde edilen bir çorba
arkadaş sofrayı hazırladı masaya konuldu
bilge ile mesajlaşıyorduk
-canım yemek yedin mi diye sordum
-hayır canım
-neden?
** -canım istemiyor dedi
-niye ne var ki yemekte dedim
-köfte kızartma salata dedi
-e ne güzel seviyorsun sen onları dedim
-hayır ya benim canım üzerine yoğurt dökülen çorbadan istiyor dedi
kaşık ağzımda kaldı amk
durun lan alayınızi giberim sizin dedim ev arkadaşlarıma
ne oldu lan dediler
-hepiniz telefonlarınızı verin dedim
ne yaptığıma anlam verememiş bir şekilde baktılar
telefonlarını aldım
susun dedim
tek tek kontrol ettim mesaj kutularını
aramalarını
ama yok bizim bilge ile bağlantısı olan yok
rehberlerine baktım bilge diye kayıtlı olan numara yok
onlara da açıklama yapmadığım için kızmaya başladılar
-olm delikanlı olun bu işin şakası olmaz hanginiz yapıyor bunu dedim
neyi dediler
mesajı gösterdim
olm mal mısın kendin söylemişsindir dediler
yok lan yok amk ben kimseye söylemedim
bilgeye yine mesaj attım
-canım sen nerden biliyorsun o çorbayı dedim
-geçen televizyonda tarifini gördüm dedi üzgün smiley ile
tekrar sordum allah için dalga geçiyorsanız söyleyin dedim
yok amk haberleri bile yok olaylardan
bu durumdan da bilgeye bahsetmedim
zaman içersinde
yalancı ile bilge arkadaş oldu
birbirlerine hal hatır mesajları atmaya başladılar
bunda amaç bilgenin telefonuna yasak gelirse
yalancı aracılığı ile bilgeye ulaşabilecektim
bir kız olarak bilgeyi araması dikkat çekmeyecekti
bilge ile bir daha ki buluşmamızda
** ona bişey söylemem gerektiğini söyledim tüm utancım ve kızarmış kulaklarımla
-söyle dedi ne diyeceğimi tahmin ederek
biraz çabaladım
kem küm aşamasında iken
-zor dimi dedi
-evet zormuş dedim
-bende seni o zaman dedi
evet o da beni seviyordu ama hala ssöyleyemiyorduk
vedalaşma sırasında bana uzatılan melek elini uzunca tutunca
onun elinin titremesi ile benim elimin titremesi senkranizasyonunu beraber hissettik
ilk kez yanağımdan öpüp görüşürüz canım dedi
beni ders çalışmaya zorladı ders çalıştım
bitince haber ver dersin dedi
bitti ki dedim
1 saatte benim için çalış o zaman dedi
sonra mesajlaşmalarımız devam etti
bir gün kuzeninin yanına gittiğinde
-kelebek senin face var mı dedi
-var ama kullanmıyorum dedim
-msn var mı dedi
-var dedim
-ver şifrelerini dedi
şüphelenmesin bişeyler saklamamdan diye ikisini de verdim zaten kullanmıyordum pek
-artık yok dedi 5 dk sonra
ikisini de silmiş amk
yine bir akşam mesajlaşırken
uyku için veda vaktinde
-öptüm canım dedim
-neremden dedi
-yanağından dedim
-başka dedi
-alnından dedim
o ısrarla sormaya devam etti başka başka başka diye
ben de lafı bir türlü dudağına getirmemeye çalıştım ama
ısrarla sorması sonucu en sonunda dudağından dedim
** -yarın buluşalım mı dedi
-olur dedim
aklıma öpüşecek miyiz lan fikri geldi heyecanlandım tabi
ertesi gün okul çıkışı
şuraya gel dedi
bir park
yakalanma ihtimalimiz çok yüksek
orası olmasa dedim
-yok bişey olmaz gel dedi
oraya gittim
beklerken
-geldim ben canım mesajına mesaj beklerken babası geldi
yanında tanımadığım iki genç
ellerinde hortum
turan taktiği ile çevirdiler beni
babası yanıma geldi
elinde bilgenin telefonu
bende geldim canım öp beni dudağımdan dedi
hasgibtir babası ile mi mesajlaşmıştım
yediğim ilk hortum darbesinden cevabı aldım
sonrasını sayamadım bile
tek hatırladığım başımı korumam gerektiği idi
iyi geceler bugünlük nokta
**vücudumun sol tarafı yerde
bacaklarım karnıma kadar çekilmiş
kollarımla başımı korur şekilde
hortumları vurdukları yerde ateş çıkıyor
yattığım yer buz gibi olduğu için
titriyordum
nihayet daha önce hiç duymadığım
dıbına soktumun amı sokuğu seni şeklindeki küfürler eşliğinde
beni öylece yerde bırakıp giderlerken
buna sevinsem mi
yoksa yediğim dayağa üzülsem mi bilemedim
özürlüydüm
kör etti aşk göremedim
kokusunu alamadım bu dayağın
duyamadım bana gelen baba adımları
tadı çok acıydı
ama en iyi çalışan duyum dokunmak olmuştu
vücudumda dokunduğum yer yanıyordu amk
bi ayağa kalkayım dedim
bırak ayakları destek için kolumu kullanamıyordum
parktaki bir banka zar zor gidip oturdum
telefonu çıkardım
5 yaş falan küçük olsam
ilk arayacağım bizim mahalle binoları olurdu
toplanın adam dövmeye gidiyoruz diye
10 yaş küçük olsam babamı arar ağlardım
babaaaa diye ama
yaş büyüdükçe yalnızlaşıyor insan
kimseyi aramadım
biraz oflayıp biraz poflayarak
tek bacağımı kullanıp
bastıkça basınç yapan morarmış damarlarımı zorlayarak eve geldim
yatağa geçip dayak yerken ki
vaziyeti alarak uzandım
**bilgeye mesaj atsam
babası hala akıllanmadın mı lan sen deyip tekrar gelebilir diye vazgeçtim
telefonunun kimde olduğu hala bir soru işaretiydi
ev arkadaşının birisi
-naber la erken yatmışsın amk diye yanıma geldi
-dayak yedim olm dedim
-hadi?kim? hemen dövelim lan desede
-kimi dövüyorsun olm tanımıyorum dövenleri dedim
bir kızın babasınından dayak yemiş olmak arkadaşlarımın kıza cehpe almasına sebeb olacağı
için gizli tutmaya karar vermiştim
diğer ev arkadaşım memleketine gitmişti
yaralara baktı
bildiğin basbaya morarmıştı heryerim
var mı yapabileceğimiz bişey teklifine
bende ne yapılır bilmediğim için sağol dedim
ben uykuya daldım
diğer arkadaş beni kaldırıp hafta sonunda sevgilisi ile beraber kalacağını söyledi
-kızı ne zaman buldun da hafta sonunu beraber geçireceksiniz olm dedim
-eski kız panpa bişey olursa bana haber ver hemen gelirim dedi
onu da uğurlayıp yalnız kalmıştım
insanlık hali sıçıyoruz hepimiz
ama hortumlanmış bir züte sahipken bunu yapmak...
-ben memlekete gidiyom var mı bir isteğin dedi yalancı mesajında
-yok eyvallah dedim
-kıyafetlerini zütüreyim mi dedi
-yok sağol dedim
-annenden babandan bişey istiyon mu dedi
-yok istemiyorum dedim
-bende gitmiyim o zaman dedi
-yok git sen dedim
---ne kadar aksisin sen ya dedi
-yok sinirliyim dedim
keşke demeseydim
hemen telefon çaldı
başladı ahiret soruları
paran mı bitti -yok
hasta mısın -yok
bilge ile mi kavga ettiniz -yok
arkadaşına mı bişey oldu -yok
sınav mı kötü -yok
lan hasta etmesene olm adamı ne oldu anlat dedi
-yok bişey kızım hadi kapatıyorum dedim
telefonu kapatırken kolumun ağrısından dolayı off çektim
telefon kapanır kapanmaz yine aradı
meşgule aldım cevap vermedim fakat
bizim yalancı kız benim işime yarayabilirdi
bir bayan sesi olarak ona bilgeyi aratabilir telefonu kimin açtığına bakabilir
müsaitse bilge ile konuşabilirdim
ben yalancı tekrar arar diye bekliyordum ama aramadı
ben ona mesaj çektim
-selam söyle bizimkilere dedim
cevap gelmedi çünkü bir saat sonra kendisi geldi
durumu görüp
-hani lan kim dövdü olm dedi
-ya boşver kimin dövdüğünü tanımıyorum dedim
-vaay erkeklik gururun yüzünden mi bana söylemiyon biz arkadaşız olm dedi
yaralara bakayım dedi
göstermemeye çalışsam da kolumda olanlardan
ve duruş şeklimdeki yamukluktan dolayı zaten anlayabiliyordu
-ben geliyorum bekle dedi
nereye olduğu sorusuna cevap vermedi
10 dk sonra geri döndü
nereye gittin dedim
** sorumu cevaplamadan çantasını alıp yine gitti
3 dk sonra kapı çalındığında gelen gülçindi
-geçmiş olsun kelebek dedi
-ne geçmiş olsun dedim
-dövmüşler üzüldüm var mı yapabileceğim bişey dedi
-sen nerden biliyorsun dedim
ama o cevabı vermeden bizim yalancının söylediğini anladım
-krem istemişti de yapabileceğim başka bişey var mı dedi gülçin
-yok sağol dedim ısrarla içeri davet etmeyince o da gitmek zorunda kaldı
yalancı elinde ecza torbası ile geldi
-nerde senin ev arkadaşları sürsünler şunları dedi
-yoklar dedim ama bu deyiş sen sür gibi anlaşıldı ki
-tamam ben süreyim o zaman dedi
-sen niye gülçine söylüyorsun dedim
-üzülsün diye söyledim dedi
-niye üzüyorsun kızı dedim
-haketti olm sensiz yaşayamam diyordu sonra hemen başkası ile çıktı oh olsun meraktan kuduruyordur şimdi dedi
-sen varya çok tehlikelisin dedim
-aç ta sürelim şu kremi dedi
-sen çık odadan ben sürerim dedim
-sırtına nasıl süreceksin dedi
-orasıda iyileşmeyiversin çık hadi dedim
-vücudun kaslı olsa ısrar ederdim ama neyseeee kendin sür dedi
ben ey allahım sabır ver i sesli şekilde söyleyemezken o odadan çıktı
kıçıma başıma sürebildiğim yerlere sürüp
kendimi tıbbın mucizisesine bırakmışken
-giyindin mi dedi yalancı
-giyindim ben sen git dedim
-yok olm nere gidiyom bana emanetsin sen dedi elinde kahve ile girerek
-kim emanet etti dedim
-annen baban bi de bilge dedi
-bilge nasıl emanet etti dedim
-iyi bak ona dedi dedi
-ne zaman dedi bunu dedim
-hep konuşuyoruz olm zaten dedi
-bi arasana dedim
---yok arayamam telefonu bozulmuş babası tamire zütürmüş dedi
-sen nerden öğrendin bunu dedim
-ev numarasından beni aradı merak etmememi söyledi senin haberin yok mu dedi
-senin numarayı ezbere biliyorda benimkini nasıl bilmiyor o da ilginç dedim
-haa sana haber vermedi o zaman dedi
-bi arasana evlerini dedim
-benim çıkarım ne olcak bu işten dedi
-yemek ısmarlarım dedim
-yemek olmaz bira ısmarlayacakssın dedi
-olm içtin mi sen daha önce dedim
-hee bi kere içtim dedi
hem bilgeyi çok özlediğim
hem onun durumunu merak edip iyi olup olmadığını duymak için
geçiştirme bir cevapla
-tamam lan söz dedim
bilgenin evini aradı
telefona babası çıkmış
bilge ile yalancı kısa bir görüşme yaptı
iyiyim sen nasılsın gibi cevaplar gelmesinden
babasının da yanında evde olduğu anlaşılıyordu
yalancı
- müsait olduğun zaman konuşuruz bilgecim deyip kapattı
-yemek yedin mi sen dedi
-boşver yemeği ne anlattı dedim
-bişey konuşamadık ki müsait değilmiş yarın konuşacaz dedi
-tamam yarın ararım onu ver numarasını bana da dedim
-veremem babası çıkarsa nolcak yarın ben ararım konuşursun dedi
-tamam hadi geç kalma git sen dedim
-nere gideyim dedi
-yurda gitmeyecek misin dedim
-hayır gitmicem yatarım burda dedi
-hayır burda yatamazsın git dedim
-senin için o kadar şey yaptım kovuyor musun şimdi iyi yarın kendin ararsın o zaman dedi
-tamam tamam ne yaparsan yap ben yatıyorum dedim
yatağa girip olayları düşünürken
uyumaya çabalıyordum ki mesaj geldi
-canım iyi misin?
** gönderen bilge diye kayıtlı kişi
ama mesajı yazan babası mı bilge mi bilemediğim için ne tak yiyeceğimi şaşırdım
-kimsiniz dedim
-ben bilge canım cevap ver arayacam dedi
telefon çaldı
-benim canım merak etme çok özledim seni deyip kapattı
ben zaten zütüme hortum kaçmasından tırstığım için konuşamadım
-telefonun tamirde değil miydi dedim
-hayır babam almıştı seninle mesajlaşırken,
bu akşam da bir arkadaşın arıyor diyerek verdi senin hemşerin arayınca dedi
-bişey anlattı mı sana baban dedim
-iyi misin kelebeğim dedi
-eh işte dedim
-çok üzüldüm kusura bakma ne diyeceğimi bilemiyorum yatmasını bekledim mesaj yazmak için dedi
-sizin ev telefonu var mı bilge dedim
-yok canım kullanmıyoruz herkeste cep olduğu için hayırdır dedi
-bizim hemşeri ile ne konuştunuz telefonda dedim
-aradı beni kavga mı ettiniz kelebekle diye sordu ben de durumu anlattım,ben gider bakar sana haber veriririm dedi dedi
-tamam merak etme iyiyim dedim
-ne yapacaz kelebek dedi
-ben sensiz yapamam bilge dedim
-bende canım ama sana zarar gelmesini istemiyorum dedi
-baban beni akıllansın diye dövdü bende bir süre akıllanmış numarası yaparım merak etme dedim
-babanın ismi hasan ali mi dedim
-hayır canım niye ki dedi
-hasan ali kim o zaman dedim
-hangi hasan ali canım dedi
---bilge bu telefonun sahibi hasan ali isimli birisi çıkıyor sorgulayınca ben babandır sanıyordum dedim
-eski sevgilim 3 sene çıkmıştık dedi
-yarın hemen bu numarayı değiştiriyorsun o zaman dedim
-hayır değiştiremem babam şüphelenir dedi
-bana bu numaradan bir mesaj daha atarsan cevaplamam dedim
-kelebek unutmaki bu numara sayesinde tanıştık ilk fırsatta değiştirecem tehdit etme beni dedi
biraz geri vites yapmak zorunda kaldım
haklıydı ama madem eski sevgilisi neden hala onun numarasını taşıyordu
peki bu eski sevgilisi kimdi amk 3 sene bide yuhh
bir kaç mesaj daha gönderişip yattık
sabah kalktığımda sorguya alacağım kişi tabi ki yalancı idi
bi kalktım
çayı koymuş kahvaltıyı hazırlamış
fırından simit almış
hiç sesimi çıkarmadan
önce kahvaltıyı yaptım
o nasıl oldun diye sordu iyiyim dedim
çok merak ediyordum bu yalanlarının sebebini ama ürkütmeden öğrenmek istiyordum
-hadi bilgeyi ara babası işe gitmiştir dedim
-sonra ararız uyuyordur daha dedi
-sen memlekeye gitmeyecek miydin dedim
-amaan boşver zaten sürpriz yapacaktım gitmeyiveririm dedi
-benimle bira içmeyi çok mu istiyorsun dedim
-evet niye dedi
-bunu elde etmek için niye yalan söylüyorsun dedim
-ne yalanı dedi
-dün gece bilge ile mesajlaştık dedim
-tamirde şey aaa haberim yok demek öyle hmm gibi saçma sapan konuşmaya başladı
-getirdiğin kremlerin içinde ki fişin saatine baktım buraya ilk gelişinden önce alınmış o kremler
zaten açık eczane bulmana da şaşırmıştım, işin içine gülçini katmana anlam veremedim ama belki de onun geleceğini
biliyordun onu tamamen unutmuşmuyum veya
bilgeye ne kadar sadığım onu öğrenmek istedin sanırım
bana sorsan söylerdim dedim
**sessiz kaldı başını öne eğdi
-amacın ne senin amacını söyle bana dedim
-bana kızgındın senin için bişeyler yapıp kendimi affettirmek istedim dedi
-bana yalanla yardım edemezsin tam sana ısınıyorum sana bişey olacak diye korkuyorum seni merak ediyorum sen
bir yalanla soğutuyorsun kendinden
ya yalan söylemeyeceğine söz ver ya da çık git memlekette düğünde bayramda istemeyerek karşılaşalım ancak dedim
-çok çabuk affettin ama dedi
-döveyim mi dedim
-bira içecek miyiz dedi
-cevap ver önce dedim
-nasıl olsa yakalıyorsun niye söz vereyim dedi
-çık git o zaman burdan dedim
-söz dedi
-nedense hiç inandırıcı gelmiyor dedim
-görürsün zamanla dedi ben kalktım tv başına geçtim
üzerine oturamadığım zütümün altına yastık koymakla uğraşırken
o ben çıkıyorum kelebek diyerek gitti
geri geldiğinde
yanında reisi cumhuru getirmesini beklerdim de
bilge ile gelmesini asla
ben olayın şokunda iken
yalancı ben artık gideyim görüşürüz dedi
bilge bana çoktan sarılmıştı bile
içeri geçtik
konuşamayan ben
görüşünün sevincini halimin üzüntüsüne bürüyen bilge ile başbaşa kaldık
-nasıl geldin canım dedim
-canım 3 apartman yanda oturuyorum dedi
-baban dedim
-gezmeye çıkıyoruz diye çıktık seni görmeden yapamadım çok merak ettiğimi söyledim senin ki de sağolsun getirdi dedi
eliyle yoklamaya çalışarak acıyor mu dedi
-yok desemde kolumunda ve sırtımdaki izleri görünce gözleri doldu
-lütfen affet beni hep benim yüzümden geldi başına dedi
** -shh ağlamak yok, oldu artık ben razıyım şikayetçi de değilim.bir gün gelecek baban torunlarını severken bunun
konusu açılacak ve hep beraber güleceğiz dedim
-babaları özürlü kalacak diye korkuyorum ama dedi
-kalbim sana yatalak oldu benim dedim
-anlamadım dedi
-ben sana çok fena aşık oldum bilge dedim
-ne diyorsun kelebek dedi
-valla seviyorum billa seviyorum hem de çok seviyorum dedim
yaralarımı unutmuşcasına sarıldı sıkıca
onu sevmenin hep acı vereceğini o an anlamalıydım
biraz oturduk
babasının neden böyle yaptığını sordum
bilge anlam veremediğini söyledi
neden olabileceğini sordum
-eski erkek arkadaşımdan dolayı olabilir dedi
-ne alakası var eskisi ile dedim
-beni üzerek ayrıldı tekrar üzülmemi istemiyor olabilir
ona ne kadar mutlu olduğumu anlatmam lazım galiba dedi
-hortumu yemeden önce anlatsaydın keşke dedim espiri mahiyetinde
-ben ona söz vermiştim, güvendiğim birisi karşıma çıkarsa ilk babama söyleyeceğimi dedi
-tamam da bu şekilde dövecek kadar niye kızmış olabilir ki dedim
-bilmiyorum canım tekrar özür dilerim dedi
telefonunu çıkardı
bir numara çevirip
ben hazırım dedi
bi kaç dakika içinde kapı çalındı
aha şimdi taku yedik amk dedim içimden
-kim geldi bilge dedim
-merak etme dedi kapıyı açtı
gelen bizim yalancı
-gidelim mi dedi bilgeye
-görüşürüz canım diyerek bir öpücük gördü yanaklarım
hayatımdaki kişilere bak amk
biri yalancının teki
diğeri pgibopat babaya sahip bir melek
bu şiddetin sebebi beni çok meraklandırıyordu
aradığım cevabı bilgede de bulamamıştım
alışıla gelmiş racona göre
kızına asılmış bir erkeği
bir uyarırsın iki uyarırsın
baktın olmuyor bi tokat atarsın
hortum ne amk
** yalancı geri geldi
-sevdin mi sürprizimi dedi
-ne sürprizi dedim
-bilgeyi getirdim ya dedi
-iyi aferim dedim
-ne konuştunuz dedi
-hortumun zararlarından konu açıldı, aşk'ın soru işaretlerine laf değiştirip, geleceğin bilinmezliğinde kaybolduk dedim
-oo baya konuşmuşsunuz o zaman nasıl oldun sen dedi
-fena ağrıyor uzanayım ben biraz dedim kremlenip yattım
her kremlenme sonrası o giydiklerimi değiştirmek de şart oluyor tabi
akşam üzeri kaldırıldığımda
bizim yalancı ufak çaplı bir yemek hazırlamış
onu uyku sersemi ile yedikten sonra
dolaba gidip biraları getirdi
-bunlar ne olm dedim
-sözün var kelebek dedi
-ne sözü dedim
-yuh be olm bilgeyi getirdim sana dedi
bir kız benimle bira içmeyi neden bu kadar istesin ki amk
heves etmiş
bana güvenmiş
sarhoşken ona bişey yapılmassından dalga geçilmesinden korkmuştur diye düşündüm
eyvallah deyip
açtım birayı
tv açık
kanalın birisinin radyosunu açtı onu dinliyoruz
ben ona bakmamaya gayret ediyorum
o da çaktırmadan içiyor birayı
sadece göz ucumla şişeyi sehpaya bırakınca bakıyorum
her seferinde ne kadar içmiş diye
fıstık da almış kabuklarını parmakla aralayıp aralayıp atıyorum mideye
benim birinci bira bitti
konuşma yok
diğerini açmaya çalışırken
o da bardakta kalanını kafaya dikti
ben bir yandan da düşünüyorum
olm kelebek zeynep olayını biliyorsun içtin kızı öptün amk
kendini kontrol et diye
yok lan bişey olmaz diye de kendi kendimle konuşuyorum içten içe
-bunu da açar mısın dedi
-mutlu musun dedim
---ne için dedi
-bira içiyorsun benimle gözünde büyüttüğün kadar varmıymış dedim
-anlamadığın şeyler var dedi
-neymiş dedim
-zamanla anlarsın dedi
-gizem yapma bana anlat dedim
-sen mutlu musun dedi
-bira içiyor olmaktan mı dedim
-hayır dayak yemekten dedi
-ne için yediğime bağlı dedim
-kimse dayak yemeyi istemez,ama kimse yalnız da kalmak istemez sende haklısın dedi
-sen yer miydin sevdiğin için dayak dedim
-rahmetli babamın bir isteği oldu benden dedi
-neymiş dedim
-bana şöyle dedibirisi bana gelip senin kızın yanında ki kim dediği zaman cevabım olabilsindedi
-sen cevap verdirttin mi babana sordukları zaman dedim
-babaya gidip ben şu çocuğu seviyorum demek zordur.bu zorluğu yaşamamak için başkalarına görünmedenn sevdim dedi
-komik lan senin seviyor olabileceğini düşünmek dedim
-niye komik olsun dedi
-yalancısın sağın solun belli değil, senin sevdiğin kişiyi düşünsene bi kere dedim
-hiç yalan söylemeden sevdim kelebek, senin gibi sevdim, körü körüne sevdim,sen dayak yedin noluyor lan bile diyemedin gözlerin kör olduğu için
bu kim? beni neden dövdü? diyemedin.sevgilini getirdim yanına nasıl bir baban var senin bile diyemedin, yine dayak yiceksin ama hiç umrunda
değilmişcesine sevmeye devam ediyorsun, bende sevdim senin gibi sevdim ama sonuç yine ayrılık yine ayrılık dedi
-siz niye ayrıldınız dedim
-yalan yüzünden dedi
-hani yalan söylememiştin dedim
-söylediğimi düşündü açıklayamadım bile yalan olduğunu gitti sonra arkasından ispatlamaya çalışırken farkettim ki bir seven yalan olsa bile
öyle bırakıp gitmez en azından açıklamama müsade ederdi. demek ki sevmemiş dedim kendimce,, biraz gurur yaptım ama dayanamadım onsuzluğa
yine denedim olmadı,ilk kez sevmiştim çünkü aşk deyince aklıma gelicek tek isim onun ismi oldu, gidişinden sonra kalan acıyı geçirebilecek tek şey
tamam inandım canım diyecek bir sevgiliydi ama demedi
-sen şimdi bu yüzden mi yalan söylüyorsun hep dedim
-hayır alakası yok saçmalama dedi
-bana bundan sonra yalan söylemeyeğine söz vermiştin ya hani dedim
-evet dedi
-geçerli mi hala dedim
-evet dedi
---o zaman henüz haberdar olmadığım yalanlarını söyle dedim
-yalan yok başka dedi
-çok ciddiyim bu konuda şu an fırsatın varken söyle dedim
-arkadaşı güvenilir mi dedi
-hangi arkadaşım dedim
-hafta sonunu sevgilisi ile geçireceğini söyleyen dedi
-sen nerden biliyorsun bunu dedim
-sevgilisi yok onun ben rica ettim kabul etti sağolsun dedi
-sen manyak mısın?bu ne saçma bir rica?ne yapıyorsun neyin peşidesin dedim
-tamam başka yok dedi
-gerekçe olarak ne gösterdin de gönderdin onur'u(ev arkadaşım) dedim
-bi işimiz var dedim o da zaten dünden razıymış gitti dedi
-doğru düzgün anlat şunu dedim
-kızmak yok ama dedi
-şimdide gerginim anlat bakim dedim
-sanırım bu senin onur benden hoşlanıyor dedi
-dur lütfen kafamı allak bullak ettin şunu açık açık anlat tane tane anlat dedim
-bak şimdi,biz seninle bu gece bira içiyoz ya o bahane aslında, onur seninle benim bu gece konuştuğumuzu biliyor,
sana yarın ne konuştunuz diye sorcak, sözde senin onurun benden hoşlandığından haberin yokmuş gibi davranacaksın
ve benim başka bir erkekten hoşlandığımı onura anlatacaksın dedi
-peki ben sana bu yalanlarını sormasam sen bana nasıl açıklayacaktın bu olayı dedim
-bilerek söyledim yalanı,ve bilerek yakalandım sana yalanlarımda dedi
-allahını seversen sen ne kadar egoist bir insansın.. bunun planını ne zaman yaptın, nasıl kurguladın,
basitce bana gelip kelebek onur benden hoşlanıyor ama ben ondan hoşlanmıyom deseydin ya dedim
-hep kızıyorsun arkadaşlığınızın bozulmasını istemiyorum, çocuk hoşlanmış işte ama ben istemiyorum, ayrıca bu eve rahatça girip çıkmak istiyorum dedi
-sen bunları düşünebiliyorsan bana da yardım et o zaman ben bilge ile nasıl buluşacam bundan sonra dayak yemeden dedim
-bana iyi davranacaksın ben onu evden çıkarıcam gerisi size kalmış dedi.
ikinci biralar biterken hiç bir sarhoşluk belirtisi yoktu onda
biraz ottan taktan derslerden konuşurken
dudaklarında yamulmalar
elleri ile ifade edememeler başladı
3.birayı bitiremeden ben yatıcam dedi
kalktı lavaboya
**ben onun geri gelmesini beklerken
bilge mesaj atabilir hale geldi
yaralarımın nasıl olduğundan girip
beni görmüş olmaktan dolayı yaşadığını mutluluğu anlattı
bana olan özlemini, bana bişey olma ihtimalinin korkusunu
mesaja dökerken
ben ona karşılık olarak
benim özlemimin daha fazla olduğunu iddaa ettim
ve asıl korkulması gereken şeyin onu kaybetmek olduğunu söyledim
öyle bir şeyin olmayacağını umduğunu söyleyerek mesajlaşmalarımız devam etti
ben bizim yalancının wcden çıkamama sebebi olarak içtiği birayı ağzından çıkarması olarak düşünürken
-iyi misin lan soruma
cevap gelmemesi üzerine
gidip baktığımda
wc de değil benim yatakta yatıyor olduğunu gördüm
bilge ile mesajlaşmanın verdiği mutlulukla sesimi çıkarmadan
salona geçip yattım
baş ağrısından şikayetçi yalancı ile kahvaltı yaptıktan sonra
o yurda döndü
ben okula geçtim
okul çıkışı eve geldiğimde onur da evdeydi
memleketine giden arkadaşımda
-nasıl geçti kızla hafta sonu panpa dedim
-iyi geçti şeklinde geçiştirme bir cümle kullandı
bunu duyan diğer ev arkadaşımız
-bi dk lan onur kız mı buldu amk. hemde hafta sonunu beraber mi geçirdi? gibseniz inanmam dedi
-bende anlamadım panpa 4 saattir dikkat ettim de ne bir mesaj ne bir telefon açıyorlar birbirlerine dedim
-biraz tartıştık beyler üzerime gelmeyin deyip odasına kaçtı onur
bilge babasının yakalama ihtimalinden uzaklaştıkça mesaj atmaya devam etti
tanıdıkça seviyor
sevdikçe özlüyor
her mesajının yolunu gözlüyordum
yalancı mesaj atarak
-onurla konuştun mu dedi
-yok sormadı daha bişey dedim
** -tamam ben yarın halledicem başka şekilde dedi
onun planlarına akıl sır erdiremediğim için üzerine gitmedim konunun
ders çalışırken aklıma gelen bir şiiri kağıda döküp bilgeye göndermeye karar verdim
bunun için bizim yalancının ufak bir desteği lazımdı
onu arayıp durumu anlattım
hallederiz dedi
ertesi gün okul çıkışı
hadi mesajıma
-şu internet kafedeyim gel burdan gideriz dedi
internet kafeye gidip yanına oturduğumda
-ne yapıyorsun lan demeden geçemedim
durumu anlattı
*onur buna faceten arkadaşlık daveti göndermiş, yalancı sahte bir erkek face hesabı açıp bu kişi ile kendisinin
ilişkisi var olarak göstermiş, açtığı sahte erkek hesabına bir erkek resmi yükleyip, arkadaş listesini kişilerin görüşüne engelleyip
kendi ilişkisi var kısmını da sadece onur ve benzeri ona asılan erkeklerin görebileceği şekilde ayarlamaya çalışıyordu
-lan bu kadar uğraşılır mı dedim
-güzel olmak zor iş şekerim herkes peşimde dedi çoooook artist bi şekilde
-hadi sonra yaparsın al şu mektubu bilgeye zütüreceksin dedim
-tamam olm bitti iki dakika bekle dedi
görevini yerine getirdiğini
akşam bilgeden aldığım
teşekkür ve beğenisini belirten mesajı ile anladım
bir akşam ev arkadaşlarımın arkadaşları
dışarda içmenin pahalı
ve ev ortamında içmenin zevkinden dolayı bizim eve geldiler
onları yalnız bırakayım dedim ama
beni de ısrarla davet etmeleri sonucu
bende içmeye başladım
içtiğimiz votka acayip başımı ağrıttı
içerde içilen sigara ve sıcak havanın da etkisi ile
ilaç ve hap kullanmayı sevmediğim için
ssodanın içine limon sıkıp tuz atarak içtim(bu benim baş ağrıma iyi geliyor)
bilge telefonun başında olup olmadığımı sorar bir mesajla
-kelebeğim yazdı
-nasılsın canım dedim
---başım çok ağrıyor dedi
ben benim başım da ağrıyor diyemeden onun derdine düştüm
-ağrı kesici yok mu dedim
-haplar alerji yapıyor bana kullanamıyorum dedi
-soda iç limonlu tuzlu dedim
-babaannelerimiz aynı kişi olabilir mi kelebek dedi
-sende mi onu içiyorsun başın ağrıyınca dedim
-evet ama hiç sevmiyorum dedi
en azından bu benzer değildi en azından ben limonlu sodayı seviyordum
ertesi gün okulda iken mesaj geldi bilgeden
-canım buluşalım mı diye
en son onun buluşma teklifinde
zütümde hortumlar patlamıştı
şimdi bu mesajı yazan kimdi?
kim olduğu nasıl öğrenilirdi?
**yalancıyı arayıp bilgeyi bir arasana dedim
-neden dedi
-ara işte müsaitse konuşacam dedim
-bu bir emir mi dedi
-hayır rica ediyorum dedim
-yola gel deyip kapattı telefonu
ona sinirlenemeyecek kadar heyecanlı ve meraklıydım
-müsaitmiş diye mesaj attı yalancı
arayıp
şaşırdığımı ve beninde buluşma isteğinde olduğumu söyledim
buluşma gerçekleşirken
bana getirdiği ve kendisinin ördüğünü iddaa ettiği
bir kere yıkanmış(bunu bilerek yaptığını söyledi)
bere hediyesini aldım
bu bilgeden ilk aldım hediye olarak aşk tarihime yazılırken
benim de ona hediye alma gerekliliğini hissettiğim ilk andı diyebiliriz
bir kız bana özenip uğraşarak
el işi bere yapıyor
hediye veriyor ve ben bunu gördükten sonra ona hediye alma ihtiyacı hissediyorum
bu da benim mallığım
yer misiniz bilmem ama aşk konusunda ki tecrübesizliğim olarak da kendimi savunabilirim
haliyle çok sevdim bereyi
bu konuda ki teşekkürlerimi sunarken
-beni hiç unutma kelebek dedi
-niye unutayım ki seni dedim
-şunu hiç unutma bir gün ayrılırsak sen beni ne zaman düşünürsen bende seni o an düşünüyor olacağım(bu cümleye ilerleyen bölümler içi dikkat lütfen)
-tek düşüncem beni ne kadar mutlu ettiğin olur inş dedim
gülümsemesini
reflekssel olduğunu düşündüğüm
elini bileğimi üzerine koyması ile süslendirdi
bu benim utanmama
aynı zamanda çevreye bakarak herhangi bir hortum gelip gelmediğini kontrol etmeme sebeb oldu
-ne garip ,hiç akılda yokken tek düşüncesi haline gelmek veya getirmek dur bakalım daha neler görcez hayattan dedim
elimin üzerinde duran eli ile elimi sıktığını farkettim
karşılık vermek istiyordum ama
sanki iki sene amudda yürümüşcesine halsizleşti ellerim
olm bırak o tutuyor işte çekerse ne yapacan anı yaşa felsefesi beynimde trend topic oldu
muhakkak ki aile baskısı sebebi ile bu buluşmamız uzun sürmeyecekti
zaten bilge de ben gideyim demeye başladı
yolcuya dur denir di
kal gitme denir di de
geleceğini bildiğine sadece görüşürüz dendi
hemde en kısa zamanda olması dileği ile
bu buluşmadan kendime not
kelebek sen harbiden bu kızı seviyorsun eee gerisi??
gibtir et olm anlık mutlusun işte ...
yalancıya da nedense rapor verir oldum
okul çıkışı size geliyom diyor
gelme desemde geliyor
hep beraber salonda diğer erkeklerle otururken
paso birisi ile mesajlaşıyor
yada mesajlaşıyor numarası yapıyordu
** bizim onur da ondan umudunu kesmek zorunda kalıyordu
takdir ederim yalancı olayı sizi kız arkadaşlarımla taıştırayıma kadar getirdi
kendini bu ilişkiden kurtarmak için
onur olur deyince
zaten golü kendi kalesine atmış oldu
yalancının gözünde biraz olur ihtimali varsa bile bitmiş oldu
bunun kabağı da benim başıma
-gördünüz mu olm hepiniz aynısınız olarak patladı
sonra ben senin aşk koçun olacam dedi
-lan kaç kişi ile çıktında bana koç olacaksın dedim
-olm acayip bir fikrim var dedi
-neymiş dedim
önce bilge ile görüşmesi gerektiğini söyledi
ne kadar yalvarsam da anlatmadı planı
günler geçtikçe biz buluşmaları azalttık
her müsait oluşunda mesaj yazdı bilge
canım babamlarla bir iki saat oturayım mesajlaşmayalım merak etme diye
avuttu beni
yalancı nasıl yaptı bilemem ama onların evlerine konuşlanmaya
aileye kendini sevdirmeye başladı
artık evlerine gelir gider kimseye de hesap vermez oldu
bilgenin annesi basbaya yalancıyı seviyordu
**ben yalancının planını öğrenmeyi beklerken
bana göre çok taktan olan bir planı bilgeden öğrendim
plana göre onlar ailecek gidecekleri bir avm veya herhangi bir yere
ben sözde kız arkadaşımla gidicem
böylece babası aramızdaki ilişki bitti sanıcak
yalancı onu evden daha rahat dışarı çıkaracaktı
olmaz dedim inat ettim
olmazdı çünkü ben bu kızı çok seviyor ve bilge ile ciddi olmak
babasının da bir şekilde rızasını almak istiyordum
zamanla efendi bir şekilde takılıp
babasının beni gördüğü veya görebileceği yerlerde saygısızlık yapmayarak
babasına, hortumla dövülecek kadar da kötü çocuk değilmiş imajı vermek istiyordum
gel gelelim
yalancı ile bilge ittifakına bunu bir türlü anlatamadım
bilge ile ilk tartıştığımız konu olarak da bunu ssöyleyebilirim
olur du olmazdı derken
yalancıyı çağırıp
-nasıl aklına soktuysan çıkar bilgenin aklından bunu dedim
-olm bi düşün ben bilge için izin alırken babasının aklında sen olmucaksın dedi
baktım maçı kazanamıcam
zamana oynayamaya başladım
sınavlar bahanesi ile derse gömülüp
yalancının eve sınavlar bitinceye kadar gelmemesini söyledim
bu aynı zamanda ilişkimize karışma anldıbına da geliyordu ama anlayana
uzunca süredir peşinde olduğum başka konu
bilgeye alabileceğim bir hediye idi
görünebilecek bir hediye alamayacaktım
takı olmaz babası görür
**giyecek olmaz bu nerde geldi denir korkusu ile
uzun uğraşlarla bir hediye hazırlayıp
onunla tekrar buluşmak için zaman kolladım
akşam üstü okul çıkışları bazen yalancı evlerine gidiyordu
yaşadığımız aşkın
konuşabilirliğimizin
birbirimizi mutlu edebilirliğimizin devamı için
bilge ile hiç risk almadan mesajlaşıyor
babası evde iken resmen ölü taklidi yapıyorduk
kurduğumuz plana göre bilgenin bana mesaj gönderirken
mesajın ondan geldiğini anlamam için kullandığı şifre
ilk kelimedeki harf tekrarı idi
-nnasılsın gibi
bununla da yetinmeyip
benim ismimi bilge telefonuna yalancının ismi olarak kaydetti
bunu duyan yalancı bana kullanmadığım modeli düşük telefonumu alarak
oraya giderken çantasında taşıyor
ve iki tane telefon numarası varmış numarası yapıyordu
aslında yalancı bizim ilişkimizde ki
masanın altına koyduğumuz kağıt parçasıydı
o olmadan da ayakta durabilirdik ama o vardı
bazen bana yalancı hakkında olumsuz şeyler söylüyor
asla derine inmiyor gerekçelerini net olarak söylemiyor
bende beni kıskanıyor olduğunu düşündüğüm için pek sallamıyordum
altından girip üstünden çıkıp bilge ile bir buluşma ayarladıktan sonra
onun benim için ördüğü bereyi giydim
buluşma yerinde beklerken
o geldi
hediyemi çıkardım
küçük bir zarf
-bu ne canım dedi
onun için bişeyler yazdığımı söyledim
okuyabilir miyim şimdi dedi
-sen okurken ben seni izleyebileceksem olur dedim
-utandıracak bişeyler yazdıysan evde okuyayım dedi
sen bilirsin söylemime merakına yenildiği için okumaya başladı
-ellerim var ama iki mil tutup bişeyler öremez halbuki çok isterdim soğuklarda üşüyen ellerine
bir çift eldiven örebilmek
ne kalemim kara ne boyam yağlı çizemem resmini
kokun, derin nefes alışımken değiştirmeye çalışmak da olmazdı, başkalarının deneylerini üzerinde
sen bana bir hediye iken
hediyeye ne hediye alınır bilemedim
kalbinin kulpunu bilsem takıştırırdım neyim varsa
kaderimin yolunu bilsem verirdim anahtarı al sen sür diye
ama bilemedim
ben sana hediye seçemedim
ilk hediyemi ilk hediyeme sözlü olarak vermek istedim...
bunu okuduktan sonra bana baktığında
bana bakmasını bekledim
turkuaz gözlerine
seni seviyorum u belki sessiz ama kalbime göre haykırarak söyledim
duru gözleri dalgalandı da bende dedi sadece bir kez kırparak kirpiklerini
tüm tecrübesizliğimle bu anı yaşıyor olmak
ilk kez denize dalmak gibiydi
çırpınıyordum yüzeyde başım dik kalabilmek için ama
olmuyordu amk
turkuaz gözleri beni derinlere çektikçe
gözlerim derinlere kayıp yerlere bakıyor
ellerimin takati kesilip
koyacak yer arayışına giriyordu
o benim bu halimden zevk mi alıyor bilinmez gülümssüyordu
utangaç erkek ben
oturken o kalkıp
gözleri başka yerde iken
-bende dedi
**bileğini bana bak öyle söyle dercesine tuttuğumda
-aldığım en güzel hediyeydi dedi
gitti
tamam da amk bi de işte
seni seviyom de
biz nasıl diyoz.
sevgili nazı olarak bu anı da not alıp eve doğru giderken
bana hergün yürümesi ölüm gelen o yolun neden o kadar hızlı bittiğini
neden asansöre binmeyip merdivenleri koşarak çıktığımı
niçin ıslık çalıyor olduğumu
ve neden seviyorummmmmmmm laan diye bir bağırma ihtiyacı duyduğumu bilmiyorum
sınav döneminde klagibleşen
babasının evde iken
yemek yeme tv izleme oturma fasılları esnasında mesajlaşmamamızdan faydalanarak çalıştım
mesajlaşmalarımız ve konuşmalarımız da oldukça mesafe yaptı
bin bir güçlükle çıkan o iki kelimeyi daha rahat telaffuz edebiliyor
ondan da duyma girişimlerimden tam olmasada imalı karşılıklar alıyordum
zamanla tanıdım tanıdıkça evet lan seviyorum bunu dedim
sınavların bitmesine yakın yalancı yaz okulu için geri gelmesi gerektiğini söyledi
ben ise inekliğimden hiç ödün vermeyerek hiç bir dersi allta bırakmadım
bunun muhasebesini yaparken
ulan olm kelebek alttan bir ders bırak kızı görürsün desemde
gibtir et ders olmadan yine gelirsin daha mantıklı geldiği için onu uyguladım
gitmem gerekiyordu ama
iki gün rötar yaptım bilge ile buluşabilmek için
o ağladı
ben erkekler ağlar mı lan? sorusu ile başbaşa kaldım
sonra koyverdim amk niye ağlamasın diye
-gelecek misin diye sormuyorum bile kelebeğim dedi
-bende sevecek misin diye bile sormuyorum dedim
-seviyorum tabi salak dedi
** anlamamış numarası yaparak sadece bir kez daha duyabildim beni sevdiğini onun ağzından
onu o kadar seviyordum ki
bir sevgilinin öpülebilir birisi olduğunu unuttum
ama onun aklına dudağımın sol alt köşesine bir öpücük kondurup beni uğurlamak geldi
onun ayaklarının gitmek istemez adımlarının alışkanlığı benim kalbime bulaştı
gittikçe zorlaştı
ertesi gün gitmeden önce hiç huyum olmadığı halde risk alarak
penceresinin önünden el sallayarak vedalaştık
yalancı ile aynı otobüsle memlekete döndük
-hoş geldin oğlum
-hoşbulduk ana baba geyiğinden sonra
meğer bizim memleket ne sıkıcı yermiş onun farkına vardım
bi gibim yoktu amk yapıcak
yalancı tesellim oldu
ne de olsa bilge hakkında konuşabileceğim tek kişi oydu
o yaz okuluna gidinceye kadar onunla konuştuk ama
konuşmalarından bişey bilip bana söylemediği belliydi
**ben yalancı ile normal olarak okulda ve
memlekette arkadaş olduğum için onunla buluşmakta
ve görüşmekte hiç bir sakınca görmüyordum
ama olayı bilmeyen memleketliler
benim ile yalancı arasında bir ilişki olduğunu düşündüler
ablama durumu anlatıp bilge hakkında uzun uzun konuştuk
ablamın bilmesi annemin bilmesine
annemin bilmesi de babamın öğrenmesine sebeb oldu
hadi aile içi yalancı olayını çözmüştük ama
çevre tarafından hala öyle biliniyorduk
-çalışacak mısın dedi peder
çalışmak iyi olurdu ama
işi bırakıp bilgeye gitmek zorlayabilirdi
beni tanıyan halimden anlayacak bir patron sahibi olmak amacı ile
halamın kocasının yanına gittim
emlakçı
-enişte bana iş verir misin dedim
beni sevdikleri için eleman ihtiyaçları olmadığı halde kabul etti
-fazla paraya gerek yok enişte sen kazanmadan benim almam uygun olmaz
yaz sonu verirsin bişeyler topluca dedim
kabul edildim.
** hay amk ben ne taktan bi meslek miş o emlakçılık
kelebek
efendim
git su tamircisini bul şu ev in bilmem neresi bozulmuş
git o anahtar göbeğini değiştir
şu daireye şunu yapıştır gel
bu dükkan boyanacak boyacıyı ara
şu daireyi göster gel
vay kiracı çıkmamış
bilmem kirayı ödememiş
yok elektirik borcu bırakmış
tam bi kafa giben amk
halbuki ben oturacam
kiralı ev var mı?var
ne kadar?şu kadar
anlaştıktan ibaret sanıyordum herşeyi
enişte okulda işim var
gitmem lazım ayağına kaçtım bilgemin yanına
yalancı ile organizasyon yapıp bulaşabildim
hergün mesajlaştığım bilge ile
yalancı
-bana işin düşmese bilgeyi görüp gideceksin kelebek dedi
-ayıp ediyon olur mu öyle şey kız desemde buna kendim bile inanmadım
basbaya haklıydı yalancı
-tamam bir bira sözüm olsun sana yine dedim
-içmiyorum dedi
** -iyi sen bilirsin dedim
-ben artık karışmıyorum nasıl buluşursanız buluşun dedi
-ya hemen kız zaten tamam karışmazsan karışma dedim
-haksız mıyım dedi
-hem haksız hem anlayışsızsın dedim
-anlayışsız olan sensin mal dedi
-neyi anlamıyormuşum dedim
-onu da kendin zamanla görürsün dedi
-ne diyon sen anlat bakim dedim
-ben karışmıyorum ne yaparsan yap banane dedi
-sen bana değer veriyor musun dedim
-vermiyorum dedi
-vermiyorsan bilge ile ilginip seninle ilgilenmememe karışma dedim
-veriyorsam? dedi
-o zaman anlamadıklarımı anlat dedim
-yok beyefendi sen çok zekisin sen kendin anlarsın zamanla dedi
-bilge ile alakalı mı dedim
başını sağa sola salladı hayır baabında
-delirtme adamı işte anlat dedim
bu son zamanlarda sürekli yaptığı bişeydi
bana bişeyler anlatma arefesine geliyor ama sorunca susuyordu
bilgeye birşey sorsam yanlış anlayabilirdi
bilge yalancıya kızıp onunla görüşmesini kesebilir
bunun faturası bana yazılabilir
ortada kalan yine ben olurdum
ne bilgeye bişey sorabiliyordum
ne de yalancıyı konuşturabiliyordum
---bugün ne yapacaksın canım mesajını gönderdim
-yalancı ile buluşcaz dedi
tamam iyi eğlenceler yazdım hiç takip etmedim risk almamak için
30 dk sonra yine mesaj attım nereye gittiniz canım diye
bir mekan ismi söyledi
yalnız o mekana gitmek veya önünden geçmek oldukça riskliydi
görülebilirlik adına
ama içimi rahatlatmak adına yine de gittim
gerçekten bilge ile bizim yalancı oturuyordu
yanlarında kimse yoktu
oradan tekrar uzaklaşıp bir banka oturdum
-keşke yanında olabilsem yazıp bilgeye gönderdim
-keşke kelebeğim bende çok istiyorum dedi
-ben dayanamıyorum kesin buluşabileceğimiz bir tarih söyle geleyim dedim
bilgeden cevap beklerken yalancı yazdı
-kelebeeek diye
hani kızmıştın amk bana artislik yapıyordun
-efendim dedim
-ne yapıyorsun dedi
-bilge ile mesajlaşıyorum dedim
-ha iyi ben de yanındayım oturuyoruz hep beraber dedi
-hep beraber derken dedim
-bilgenin bi kaç tane arkadaşı var dedi
-tamam iyi eğlenceler yazdım
-sormucak mısın kim olduklarını dedi
-hayır merak etmiyorum dedim
bu mesajın bana gelmesi garipti
çünkü yalancı ile bilge beraberdi ve
yalancı muhtemelen zaten bilge ile mesajlaştığımızı biliyordu
sonra düşündüm taşındım ve yalancının bi taklar planladığını anladım
çünkü ben en son onları gördüğümde sadece ikisi vardı
bilgeye
** -tamam sen yalancı ile eğlenmene bak tatlım benim biraz çalışmam lazım dedim
onay mesajı geldikten sonra
merakıma yenilip yine mekana gittiğimde hala ikisi oturuyordu
yine kimseye bişey söylemeden memlekete gidebileceğim ilk otobüse bilet aldım
sonuç
yalancıya güvenme
bilge candır aşktır herşeydir
zaman geçti
yaz okulu bitti tatil için memlekete döndü yalancı
görüşelim mi kelebek -işim var
ya nerdesin -çalışıyorum
onunla görüşmemek için elimden geleni yaptım ama
ablamla arasının iyi olmasını fırsat bilerek
bizim eve gelmiş
ben onu görünce zaten çevre laf yapıyor amk
bunlar aynı okulda kesin seviyorlar birbirlerini diye
-ben çıkıyorum deyip
nereye sorularına arkadaşlar bekliyor diye kaçtım evden
artık ona bana neden yalan söylüyorsun sorusunu sormaktan bıktığım için onunla konuşmamak ve görüşmemeyi en doğru seçenek olarak gördüm
ve gözümde sadece yalancı değil bilge ile aramı bozmaya çalışan birisi oldu
yaz bitti
ben son senem
yalancı 3.yılı için okula yine gittik
kaldığımız evi değiştirip başka bir eve taşındık arkadaşlarla
yalancı annesinin izni olmadığı için eve çıkamadı
yine yurtta kaldı
** yalancının mesajlarının çoğuna cevap vermedim
bilge ile daha sık buluşabilmeye başlayıp artık kafelerde oturur olduk
bilgeye baban kızmıyormu yada sormuyor mu dediğim zaman
artık pek karışmıyor dedi
ara tatil bitimi dedemi kaybettik
bu vesile ile okula dönüşü uzatmak zorunda kaldım
defin ve haftalık yemeğini verdikten sonra
bilge ile bir buluşmamda cafede oturur iken
bilgenin annesinin
-çabuk eve gel mesajı ile ikimiz de merakta kaldık ne oldu diye
görülmüşmüydük
babası beni dövmeye mi geliyordu
yoksa aileden birine bişey mi olmuştu bilene aşk olsun
ama bilge ile o mekandan bir an önce ayrılmamız gerekiyordu
1 gün boyunca bilgeden haber alamadım
sonunda dayanamyıp yalancıdan durumlar hakkında bilgi istedim
-ben karışmam dedi
-niye dedim
-karışmam işte kelebek sorma bana dedi
-bak ne istersen yaparım dedim
-bişey istemiyorum senden. sadece işin düşünce arıyorsun hadi eyvallah dedi
ertesi gün bilge kendisi mesaj attı
-kusura bakma uyuya kalmışım dün gece
kim oldunu bilmediğim ama bilge olmasını umduğum kişiye mesaj attım
-önemli değil
-nerdesin canım?
amk böyle işin nerde olduğumu söylesem babası ise eğer gelip beni dövme olasılığı var
eğer bilge ise yalan söylemek durumunda kalcam
sen kimsin diye de soramıyorum
-ders çalışıyorum dedim..(babasının olma ihtimalini düşünerek çünkü ben yalancı olarak kayıtlıyım numarada)harf ikilemeleri kullanmıyordu ayrıca
-hmm peki dedi
-sen ne yapıyorsun dedim
-ne yapayım evdeyim tamam canım görüşüz dedi
** babası ile mi mesajlaşmıştım??
işler biraz karıştığı için
ve bilgenin beni sevdiğini bildiğim için o bana nasıl olsa döner mantığı ile hiç mesaj yazmadım
okul,ev,iş her yerde bilge aklımda gittim geldim ama
ne gelen mesajlarda şifreyi kullanıyor
ne bana eskisi gibi beni ara diyor
ne de sesimi özlediğini söylüyordu
halbuki özlemden dolayı en sevdiğimiz parça
orhan ölmezden özledim parçası idi
tüm bunların üzerine hafta da en az bir kere buluştuğum ve en az biri iki kere de gördüğüm bilge yi hiç göremiyordum
ve hiç buluşma teklifinde bulunmuyordu
bende bilge olduğunu düşünmediğim için buluşalım diyemiyordum
işim yalancıya düştü
yurdunun önüne gidip telefon açtım
-aşşağı gelir misin dedim
-nerdesin ki dedi
-yurdun önündeyim dedim
-gelemem dedi
-iyi bekliyorum o zaman dedim
-gelemem kelebek başka yerdeyim dedi
-iyi ol tamam bekliyorum dedim
5 dk sonra yurttan çıktı
-noldu dedi
-konuşmamız lazım dedim
-ne konuşcaz dedi
-üstünü giy gel bir yere zütürcem seni dedim
gelmem desede iyi ben bekliyorum burda gelinceye kadar dedim
-çok beklersin gelemem yarın ders var dedi
-iyi peki dedim gittim dışarı çıkmışken bilgenin evinin oraya da gideyim dedim
yolda mesaj geldi bilgeden
-aşkım seni çok özledim
-bende dedim sadece
** evlerinin önüne geldim ışıkları sönüktü
-müsait misin arayım mı dedim
-yok canım bizimkilerle oturuyoruz şimdi dedi
-nerde dedim
-evde dedi
lan evde ışık yanmıyor amk nasıl olur?
bilge bana yalan mı söylüyordu
ben yanlış yere mi bakıyordum
kafamı kaldırıp yüzlerce kez baktığım dairede ışık yanmıyordu amk
-bu gece müsait olur musun peki çok özledim seni dedim
-ben sana haber veririm sen dersine çalış biraz tatlım dedi
ondan haber beklerken sabah oldu ama sonuç hüsran
günler geçtikçe telefonla arama çabalarıma karşılık vermedi
buluşalım dedim müsait değilim dedi
nerdeyse bir hafta evlerinin önüne gidip
nerdesin diye sorduğumda evde diyordu
ama amk evinde ışık yanmıyordu
ta ki bir gün gündüz evlerinin önünden geçerken o evde kimse kalmadığına dair
perdelerin olmadığını farkedişime kadar..
yazıyorum bu sabaha karşı atabilirim ancak uyuya kalmazsam
@kafadaki sivilce gizem değil kızın adı. orda gizem yapma yani açık konuş anlamında söyledim
sabah 6 gibi atarım yatın yarın okursunuz
**kafam karışıktı
hadi diyelim ki perdeleri yıkamak için çıkardılar
bilge neden görüşmek ve buluşmak istemiyordu ki?
buluşmak istememesi onun o evden taşınmış olma ihtimalini güçlendiriyordu
beynim tamamen durdu
hiç bişey düşünemedim
ne bilgeye mesaj atabildim
ne de gidilebilecek bir yere karar
bir kaç nefes zarar oldu ciğerlerime
öncelikle yalnız kalıp tek başıma düşünmek daha mantıklı geleceği için eve gittim
ne yemek yiyebildim ne düşünmeye başlayabildim
malımsı oturuşumla yalnızken
bir mesaj geldi yine bilgeden
-ben seni senin hiç anlayamayacağın kadar seviyorum kelebeğim
mesaja bakılırsa herşey yolunda idi
mesaja cevap vermeden
hiç üşenmeyip
tekrar evlerine yürüdüm
belki hayal görmüşümdür yanlış bakmışımdır diye ama yok amk
basbaya ev terkedilmiş
mesaja cevap verip nabız yoklamak amacı ile cevap yazabilirdim ama yazmadım
artık bilgeden gelen mesajlar benim için ürkütücü oluyordu
olmayan bir kişi ile mi mesajlaştığımı düşünmeye başladığım an ise korkutucu olmaya başladı
bilge var mıydı??
**elimdeki tek somut nesne olan bereyi kontrol ettim bilge tarafından örülmüş
hala yerinde duruyordu
benim baya baya yalancıya işim düşmüştü.
ama altyapı kurmak şarttı önce
aradım
-nasılsın yalancı
-hayırdır ne istiyorsun kelebek
-hiç öylesine aradım
-hmm şaşırtıcı
-neden sen benim arkadaşım değil misin? diye sordum
-işin düştü yine dimi dedi
bilge olayını ona açmamaya karar verdim
çünkü bilge gitmiş, taşınmışlar bi bakıver gerçekten gitmiş mi?nereye gitmiş bir komşuya soruver desem işim düşmüş olacaktı
-yok hayır niye işim düşsün ki?öylesine aramıştım ama neyse sen hep ön yargılı olacaksın galiba görüşürüz deyip suratına kapattım
onun yaptığı gibi
bir çok cevabı yalancıdan alacağımı biliyordum
o bana mesaj yazmadı ben de ona
onun bana gelmesini beklemek gelmez ise başka bir taktik bulmak bana çok mantıklı geldi
bilge mesaj yazıyor
halimi hatrımı soruyor
kısa cevaplarla iyi olduğumu söylüyor ve onun ki ni de soruyordum
çok merak ettiğim için
**buluşalım diye soruşuma hep bir handikap buluyordu
hadi tamam diyelim ki bu şehirden ayrıldı
bu yüzden benimle buluşmuyordu
ama telefon açtığımda neden meşgule alıp konuşmuyordu
bir gün geçti yalancı bana dönmedi
çok büyük bir ihtimalle zaten bilgenin gittiğini biliyordu
bana bişeyler anlatmaya çalışması ama bir türlü anlatmaması buna işaretti
ve bana geri dönmemesinin sebebi de benim ona döneceğimi bilmesi idi
okulun kafesinde yalancıyı yakaladım
gayet güleç bir şekilde yanına oturup selamladım
nasılsın
iyiyim sen nasılsın
-nasıl olayım işte okul bilge geçinip gidiyoruz herşey çok iyi sınavlar da iyi geçiyor dedim
bunu yapmamda ki kasıt yalancının konu ile alakasını öğrenmekti
bilge ile herşeyin yolunda olduğunu benden duyması
eğer bilgenin gittiğini biliyorsa bunu bana göstermeye çalışma çabasına girmesine sebeb olacaktı
çok joker bir suratla
-aa öyle mi sevindim dedi
-okul bitince burada kalabilirim belki dedim
-neden dedi
-neden olacak bilge burda dedim
** -tabi tabi bakalım ailen ne diyecek bu işe dedi
-ailem kolay iş buldum orda derim kandırırım. yada okul stajı burda veriyor derim kandırırım dedim
-iyi napim ne yaparsan yap dedi
-hem senin de bir senen daha olucak seni de yalnız bırakmamış olurum dedim
-bilgeden bana zaman mı kalıyor sanki dedi
-niye kalmıcak işte yanındayım ya dedim
-kesin öyledir dedi
-şu önyargını kaldırır mısın ben sana değer vermesem senin yanında oturur muyum şimdi dedim
amacıma ulaşmaya başladım yalancıyı yavaş yavaş yumuşatıyor sözde ona değer verdiğime inandırmaya çalışıyordum
-olm bilge ile çıkalı çok değiştin sen dedi
-ama hak ver bana sonuçta o da benimle beraber olmak istiyor dedim
-tamam ben olma demiyom ama zaten kızla zar zor buluşuyorsun diğer zaman aradığımda da sallamıyorsun beni dedi
-ama dersler sınavlar kalmak istemiyorum biliyorsun dedim
-valla kelebek sana çok kırılıyorum beni sadece bilge için kullanıyor gibisin hep dedi
-ya olur mu ilk zamanları hatırla senin için neler yaptım senin bana olan tavırlarına rağmen.. bunları karşılık beklediğim
için yaptığımı sanma ama beni suçlarken biraz da kendine bak bana çok ters davrandın dedim
-tamam neyse dedi
-hafta sonu gel yemek yapayım sana üzerine de ikişer bira içelim bendensin dedim
-bilge?? dedi
-nolmuş bilgeye dedim
-bişey demesin yada ne bilim onunla görüşmek istersin dedi
-onunla görüşüyorum zaten seni tanıyor nolcak ki dedim
altından girip üstünden çıkarak hafta sonu için ikna ettim
hafta sonuna iki gün vardı
** ben bilgeyi deli gibi özlüyor
hep onu düşünüyor
gitmiş olmasına bir anlam veremezken
neden haber vermemiş olacağını düşünüyordum
tüm bunların yanında neden hala gitmemiş gibi yaptığı ise daha büyük bir soru işareti idi
yalancının kullandığı bir taktikle onur ve diğer ev arkadaşımla görüşüp
beni o gece yalnız bırakabilme ihtimallerini sordum
onur olmazdedi ikna ettim
diğeri tamam kardeşim dedi
onurdan başka bir ricada daha bulunup
bilgenin evlerinin önüne gittik
şu dairede kalanların akıbetini bi öğreniver dedim
ne diye sorcam olm dedi
hiç bişey bulamazsam burayı kiralamak istiyoruz diye lafa gir amk dedim
çıktı bir kaçına sormuş
ev sahibi numarasını almış
başkada bi tak öğrenememiş
ev sahibini aradım
-merhaba iyi günler
-buyrun
-ben x mevkiinde ki boş daireniz için aramıştım
-kiralık değil kardeşim
-eski kiracıları sorucaktım nereye gittiler diye
-ne yapacaksınız
** -ben esnafım küçük bir alacağımız vardı da o yüzden
-onlar başka şehre taşındı dedi
-tamam sağolun bizde uğraşmayalım o zaman deyip telefonu kapattım
böylece bilgenin başka şehirde olduğunu öğrenmiştim
yine aradım ama yine meşgule aldı
-niçin cevap vermiyorsun canım sorusuna
hiç bir zaman müsait olamıyordu
-nerdesin diyordum
teyzemde kuzenimde evde gibi cevaplar veriyor ama hiçbirine inanmıyordum
insan elbette terkedebilirdi
sevmeye bilir
sevmekten vazgeçmiş olabilir
onun için ayrılmak en mantıklı çözüm olabilirdi
ama böyle bir gidişe akıl sır erdirmek mümkün değildi
gün oldu
yalancı geldi
tatlı almış
selamın aleyküm
aleyküm selam herşey güllük gülistanlıkmış gibi
yalancıya çok iyi davranarak onu eve aldım
çok arkadaşca dostça ve samimi bir şekilde
menümüzde ne olduğunu açıkladım
istediği bir müzik olup olmadığını sordum
yardım mı etmek isster yoksa oturup beklemek mi onu öğrendim
ben bir yandan yemek yapmaya devam ederken
onunla da ee anlat bakalım nasıl gidiyordann girdim
o da hemen hemen tüm kızların bu soruya tepkisi olan
-ne anlatim dedi
** -okul arkadaşlar yurt ne aklına gelirse dedim
saçmaladı bişeyler benim pek umrumda olan şeyler söylemediği için sallamadım
eee yokya hadi canım gibi onu konuşturmaya devam eder ifadeler kullanndım
o biraz anlattı ve bana sordu
-ne yapayım aynı işte bildiğin gibi dedim
-ne biliyor muşum dedi
-ailemi biliyorsun sağlıklılar, okulu biliyorsun iyi gidiyor, bilgeyi biliyorsun çok seviyorum dedim
-o seni seviyor mu dedi
gel bakalım kucağıma yalancı hanım dedim içten içe
onu konuşturmak için
-o çok iyi bir kız beni hiç bir zaman yarı yolda bırakmaz yalanı yok beni de çok seviyor dedim
-inş yanılmazsın dedi
-sende bulursun inş onun karekterinde bir sevgili dedim
-nerdeymiş ne yapıyormuş dedi
-sen görüşmüyor musun ne yapacak evinde işte oturuyor geziyor mesajlaşıyoruz herşey çok iyi çok mutluyum onunla tanıştığım için dedim
-buluşmuyor musunuz diye sorunca
-buluşuyoruz tabi dedim
suratındaki ifade ile
-nasıl buluşuyorsunuz deyince onunda bilgenin gidişinden haberdar olduğunu anladım
-nasıl olcak eskisi gibi işte dedim
şaşırdı
yemek masasına geçtik
yemekleri yerken sıradan şeylerden konuştuk
bira içecek misin dedim
-niye geldik ki zaten dedi
açtım biraları
normal geyik devam etti
ama bilgenin her zaman mesaj gönderdiği saatler olan
akşam üzeriden bira içtiğimiz saate kadar hiç mesaj gelmedi
ben telefonu çıkarıp mesaj yazdım bilgeye
ama ona da cevap gelmedi
bekledikçe hiç birşey olmamış gibi davranmak çok zor olsada sustum
yalancı ikinci birayı içtikten sonra 3.istedi
kalmadı dedim
ben alıp geleyim dedi
yok sen dur ben alır gelirim dedim
gittim 2 şer tane daha bira alıp geldiğimde
telefonuma bir mesaj gelmiş olduğunu gördüm
-kusura bakma aşkım biraz rahatsızım mesajlarını görmemişim. seni çoooook seviyorum
-geçmiş olsun canım neyin var diye mesaj attım
ama cevap gelmedi
yine yazdım
-iyi misin meraklandırıyorsun beni diye
yine gelmedi
ama yalancının heyecanı ile galiba mesajlaştığım kişiyi bulmuştum...
**lan acaba bilgenin telefonu mu aldı bu yalancı dedim
bunu öğrenmek içi hiç acele etmeyip
bira faslına devam ettim
içilen biraydı yani tuvalete gitmek farz sayılır
telefonu elime alıp mesaj yazıyor gibi yaptım ama
yaptığım şey bilgenin numarasını hazırlayıp
sadece yes tuşuna basmaya hazır hale getirmekti
yalancının böbreklerinin görevini yerine getirmesini büyük bir sabırsızlıklıkla bekledim
nihayet o wc ye gittiğinde
yes tuşuna basıp yalancının çantasını aralamak oldu
ışık yanıyordu telefondan
ama telefon bilgenin değil
benim yalancıya verdiğim kullanmadığım telefonumdu
öncelikle şaşırdım
tüm bunların altında yatabilecek ihtimalleri düşündüm
ama akıl sır erdiremedim
yalancıyı tutup
bu ne lan??ne yapıyorsun bu numaranın sende ne işi var diye sorgulayabilirdim
ama çok büyük ihtimalle yalancı bunlar için hazırlıklı idi
ayrıca elimde yalancının varlığından habersiz olan bir koz da geçmişti
yalancı ile bilgeymiş gibi konuşmayı avantaja çevirebilmek için sesimi çıkarmadım
üzüldüğüm tek şey seviliyor sanışımdı
** bilge beni seviyor olsa giderken gitmem gerek deyip vedalaşırdı
hadi bundan çekindi diyelim gittikten sonra
beni arayıp gitmemiz gerekti kusura bakma demeliydi
birinci ihtimal yalancı bilgenin sim kartını çalmıştı
ikinci ihtimal ise bilge bilerek hattını yalancıya bırakmıştı
wc den geri geldi yalancı
kafalar hafifimsi birani
-offf yalancı yaaa diye hayıflandım
-ne oldu kelebek dedi
-ya olmucak böyle bilgeyle dedim
-niye hayırdır dedi
-ya arıyorum cevap vermiyor buluşalım diyorum kabul etmiyor tek yaptığı seni seviyorum kelebek demek dedim
-hmm allah allah dedi
-sen görüşebildin mi hiç dedim
-3 4 gün önce görüştük kısa da olsa dedi
-nerde dedim
-evlerine gittim dedi
tak gittin amk evde kimseler yok o tarihlerde
-şuraya bak ya seninle buluşuyor ben yalvarıyorum bi görüşmüyor böyle giderse ben ayrılırım bundan dedim
bu bir yemdi..
eğer yalancı (bilge adına)mesajlaşmalarında buluşmaya yönelik vaad vermez ve ise benimle bilgenin ayrılmasını istediği anlaşılacaktı
-hakkınızda en güzeli olur umarım dedi
**bunu derken bile düşünceli oluşu onun bişeyler planladığını gösteriyordu
işin kötü tarafı yalancı bilgenin numarasını çalıp benimle bilgeymiş gibi konuşacak kadar beni seviyorsa
onunla aynı ortamda bulunmak ne kadar güvenliydi?
her zamanki 3. bira ile sarhoş oldu
hani sarhoşluğun etkisi ile bazı şeyleri açıklar mı diye
-ben bi bilgenin evlerini oraya gidip geleyim belki camdan görünür dedim
ama yalancı çoktan konuşamayacak kadar sarhoştu
onu benim yatağa zütürüp yatırdım
ev arkadaşlarını arayıp gelebilirsiniz ulan isterseniz dedim
ertesi gün kalktık
herşey normal yalancıya göre
bu durumu birine paylaşmaktan da çekiniyordum
çünkü bahsedeceğim yakınımdaki kişilerin de yalancının kontrolünde olduğunu düşünecek kadar paranoyak olmuştum
ama elbet tüm bu yapılanlar bir gün bir şekilde gün yüzüne çıkacaktı
yalancı kendine geldikten sonra
-hadi simit sarayına gidelim ben ısmarlayayım dedi
benim amacım ilk önce onun beni neyi düşünmemi istediğini öğrenmek olduğu için planlarına pek karşı gelmemeye karar verdim
simit sarayına giderken ilk planladığı şeyin
beni bilgelerinin evinin önünden geçirmek olduğunu anladım
bilerek ve ısrarla yukarı bilgeleri evine kafamı kaldırmadım
acaba bana
bak kelebek bilgeler taşınmış mı? diye soracak mı merak ettiğim için
bilgenin evinin önünü geçiyor iken
o kafasını yukarı kaldırıp durdu
** -ne oldu dedim ben bakmadan
-ben yanlış mı görüyorum dedi
-neyi dedim
-yukarı baksana dedi
baktım ve ne olduğunu farketmemiş gibi
-ee ne var bilgelerin evi işte dedim
-ev boş gözüküyor kelebek dedi
-perdeleri değiştirceklerdir yaz geliyor dedim
-emin misin iyi bak dedi
-kızım herkes senin gibi yalancı mı? gitse haberim olurdu hergün mesajlaşıyorum kızla, amma kıskançmışsın sen dedim
-bekle lan sorcam gelcem dedi
-ne gerek var gitmene arasana dedim
-dibine kadar gelmişim niye arayayım ben hemen geliyorum dedi
yukarı çıktı
ben aşşağıda beklerken
-günaydın aşkım diye mesaj geldi bilgeden!
komikti lan yukarı çıkıp bana bilgeymiş gibi mesaj atıyor
aşşağı inecek kelebek taşınmışlar dicek
ben bilgeyi arayacağım cevap gelmicek
mesaj yazacağım cevap gelemeyecek
böylece bilgeye kızacağım
yalancı amacına ulaşmış olucak
-kalktın mı canım benim diye karşılık verdim
yalancı aşşağı indi
-nolmuş dedim
-gel konuşuruz dedi
-uyanık şimdi kız bana mesaj attı evde değil mi dedim
-gel anlatıcam dedi
takip ettim
** gittik çayları söyledik
simitler tamam
-ee anlat bakalım dedim
-kelebek bilge gitmiş dedi
-nereye gitmiş işe mi başlamış dedim
-yaa ne salaksın taşınmışlar dedi
-nereye taşınmışlar dedim
-bilmiyorum ki dedi
şaşırmış numarası yapmama gerek yoktu zaten oldukça şaşkındım son bi kaç gündür
-olur mu öyle şey yanlış bakmışsındır dedim
-anlatmadı mı sana dedi bilgeyi suçlarcasına
-neyi anlatmadı mı dedim
-yoklar diyorum gitmişler diyorum seninle mesajlaşmıyor mu bu kız dedi
-gitse bana söylerdi hiç hoş bir şaka değil bu yaptığın dedim
-gel lan gösterecem dedi
simitçiden çıktık
ben bir gece içmiş olmanın verdiği baş ağrısı
geceleri bunları düşünmenin verdiği yorgunluk
yalancıya olan sinirim
bilgeyi anlayamayışım
neler oluyor amk diye kafamın karmaşası ile
tuttum yalancının kolundan
bilgenin evinin önünde durmadan
yalancıyı bizim eve zütürdüm
** eve gitmem lazım çok kötü oldum diyerek
eve girdik
yalancının kolundan tutup benim odaya soktum
otur dedim
onu oturttuktan sonra ayakta başladım sormaya
-bilge nerde dedim
-bilmiyorum dedi
-ne zaman gördün en son dedim
-3 4 gün önce dedi
-nerde gördün 3 4 gün önce dedim
-evde dedi
-kimin evinde dedim
-onların evinde dedi
-emin misin dedim
-evet dedi
hiç kendimi tanıyamacağım bir hale gelip
ona öyle bir tokat vurdum ki kendi vicdanım bile sızladı
-ben sana bana yalan söyleme demedim mi dedim
sustu
-o amk evinin 10 gündür altında dolaşıyorum ve bilge en az 10 gündür yok niye yalan söylüyorsun dedim
-gitmemiştim ama sen sorunca gittim demiş bulundum bilmiyordum gittiğini dedi
bana hala yalan söylüyor oluşu çıldırttı beni
mutfağa bıçağı almaya gittim
bekle burda diyerek
amacım boğazına dayayıp konuşturmaktı
mutfağa gittim bıçağı aldım
** kendi kendime içimden konuşuyorum
yalancıya sormayı planladığım ilk soru madem bilmiyorsun
onun telefonunun sende ne işi var diyerek iyice köşeye sıkıştırmak
ama bana tokat yemesine rağmen yalan söylüyor
çok ani bir planla telefon meselesini bildiğimi öğrenmesini istemedim
benim plana göre
yalancı bilge adına bazı açıklamaları telefonda mesaj yolu ile yapabilirdi
çünkü yalancı bilgeye
niye gittin nerdesin diye soracağımı biliyor ve muhtemelen buna verecek bir cevabı da vardı
çok merak ettiğim için bıçağı bırakıp yanına gittim
-ulan hepiniz mi yalancısınız amk. bana günlerdir hiç birşey olmamış gibi mesaj atıp duruyor bu bilge
ben sormadan söyler diye bekliyorum ama söylemiyor.ama yeter artık uğraşamam yalanla dolanla. gibtir git sende
bana bir daha yalanla gelme dedim
-özür dilerim kelebek dedi
-özür dileme yalancı ilk gördüğümde ne hoş ne tatlı bir kız lan bu demiştim
ama sen hep ters davrandın bunları kaldırabilirdim
aşık olabilirdim. hatta çok hoşuma da gidiyordu ama defalarca söz vermene rağmen
gözümün içine baka baka yalan söylüyorsun.iyi ki aşık olmamışım sana
bilge bırakıp gidiyor ama en azından yalan söylemiyor git şimdi... dedim
böylece planımın ilk aşaması tamamdı.. yalancıya onda bir hoşlantım olduğunu belirtmiştim.
tuzağıma düşecek miydi
onu bir an önce göndermek istiyordum
çünkü bana bilge adına neler söyleceğini çok merak ediyordum
evden çıktı
mesafe açıldı
bende biraz sakinleşip kafayı topladıktan sonra
-bilge nerdesin sen dedim
-evdeyim canım dedi
-niye yalan söylüyorsun bilge eviniz boş taşınmışsınız dedim
**cevap yok
-bilge lütfen cevap verir misin dedim
yine cevaplamadı
sinirleniyor, yalancıyı aramamak için kendimi zor tutuyordum
sakinleşmek ve yanlış bişey yapmamak için banyoya girdim
suyun altında uzunca kaldıktan sonra
kafam allak bullak dışarı çıktım
üzerimi bile giyinmeden telefona baktım
ama yine cevap yok
aradım
-aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor
telefonu kapatmıştı
bir daha açar mı allah bilir
yalancıya mesaj attım
-özür dilerim
cevap gelmedi buna da
ulan acaba yalancıya bişey mi oldu diye aradım
telefonu çalıyordu ama cevap vermedi
aklıma binbir türlü şeyler geldiği için
gülçini aradım
-merhaba gülçin
-aa merhaba kelebek nasılsın
-sağol son senem işte bitmek üzere
-hayırlısı ile bitirirsin inş.
** -teşekkür ederim nasıl gidiyor hayat
-iyi sayılır staj a başladım
-adına çok sevindim. enişte nasıl bu arada
-sen nasıl duydun
-duyarım ben
-nasıl duycaksın kelebek daha 1 ay oldu ve biz kimseye söylemedik
-ne zamandır çıkıyorsunuz
-2.5 ay oldu ama yeni yeni sevgiliyiz
-sen ne yaptın yalancı ile devam mı??
buraya kadar olan konuşmamda yalancının neler karıştırdığını anlamak zor değildi
sakince devam ettim
-sen benden ayrıldıktan sonra ne zaman çıktın ilk başka birisi ile çıktın dedim
-8 ay filan oluyor herhalde niye sordun ki dedi
-benden 2 hafta sonra birisi ile çıkmadın yani dedim
-onu yapan sensin kelebek dedi
-ne yapmışım dedim
-neyse konuşmak istemiyorum bunları umarım mutlu olursun dedi
benim anladıklarımdan yola çıkarak tuzak bir soru sordum
anladıklarımdan emin olmak için
-ben yalancı ile çıktığım için çok mu kızdın bana dedim
-üzüldüm kelebek ama zaten ayrılmıştık.o yüzden bişey diyemezdim. kapatmam lazım kusura bakma dedi
ben gülçine yalancı ile çıkmadım desem o an olan ilişkisini zedeleyeceğini düşündüğüm için vazgeçtim
onun gözünde bir şerefsiz olarak kalmak onun mutluluğundan daha önemliydi
ama hesab görülmesi gereken kişi beni şerefsiz yapan yalancı idi
planın ikinci kısmına geçtim
ısrarla mesaj yazdım
-özür dilerim
cevap vermedi
** defalarca yazdım
en sonunda
-niye özür diliyorsun dedi yalancı
-sana vurduğum için dedim
-özürle olmaz işine bak dedi
-nasıl affedersin dedim
-konuşmak istemiyorum seninle dedi
-konuşmazsam affedecek misin dedim
-hayır dedi
-konuşarak affettirebilir miyim kendimi dedim
-hayır dedi
aradım
telefon açış konuşması
-ne var oldu
-kusura bakma biliyorsun durumu dedim
-ben biliyorum da sen bilmiyorsun dedi
-kafam çok karışık bana yardım edebilecek beni tek anlayacak kişi sensin sende böyle yapma dedim
-onun için mi vuruyorsun dedi
içimden vurmak neymiş göreceksin sen diye geçirerek
-çok yalnız kaldım sende böyle yapma lütfen affedeceksen şu üzgün zamanımda affet dedim
-affetmezsem dedi
-beni sevdiğine olan inancım kaybolacak dedim
-seni sevdiğimi nerden çıkardın peki dedi
-arkadaş olarak sevmiyor musun dedim
-arkadaş olarak da sevmiyorum artık dedi
-da derken benim bilmediğim başka bir sevgi mi vardı dedim
-salaksın dedi kapattı telefonu
ben yazmadım o yazmadı
** iki üç gün sınavlara çalıştım
arkadaşlarla okeye falan takıldım
arasıra bilgeyi aradım telefonu açmış mı diye ama kapalı konumdaydı hep
sonra yalancı dayanamamış olacak
-ne dedi bilge merak ettim dedi
-affettin mi dedim
-hayır dedi
-o zaman niye söyleyeyim ki dedim
ama benden daha iyi biliyor bilgenin bişey demediğini
onun amacı sadece benim düşüncelerimi bilmek
-belki bana iyi davrandığın için bir af söz konusu olabilir di dedi
-yok çekemem senin nazını hem düşündüm de hak ettiğin bir tokat için hiç de pişman değilim. dedim
-ne gıcıksın sen yaa dedi
-gıcıklığın tarifi bensem sana tarif bulamıyorum yazma bana dedim
-ne oldu yine bilgeden bişey mi duydun da böyle aksisin sen dedi
bunu yazmış olması benim gerçek bilge ile iletişime geçme ihtimalim olabileceğini düşündürdü
-bişey söylemiyor telefonu kapatmış huur dedim
ama huur lafının nereye gittiğini benden daha iyi biliyordu
-belki şarjı bitmiştir dedi
-3 gün şarja sokulmaz mı bir telefon hem banane artık umrumda değil.. beni sebebsiz ve açıklamasız terkedecek sözde sevgiliye ihtiyacım
yok ben adam gibi sevecek yaptığı hataları affedeceğime güvenerek açıklayacak yalanlara başvurmayacak birini istiyorum dedim
-çok beklersin öylesini dedi
** -senden güveniliri bulunmaz ama umutluyum yine de dedim
-dalga geçme benimle kelebek dedi
-dalga geçmiyorum eğer sen sen olabilseydin çok severdim seni dedim
-ben kim olmuşum ki dedi
-sonra konuşuruz okey dönüyorum dedim
-yaa söylesene dedi
-lan okeyi bıraktım sana mesaj yetiştiriyorum arkadaşlara ayıp oldu sonra kouşuruz dedim
-ne zaman dedi
-okey bitsin herhangi bir zaman dedim
-haber ver bitince dedi
okeyi oynadık
bi güzel yenildim
hesapta zütüme girdi
amk kızın her tarafı zarar bana
-bitmedi mi daha dedi
-bitti yazdım sadece
-ben kim olmuşum ki yazdı
-nerdesin dedim
-dışardayım dedi
-tamam müsait olunca söyle buluşalım o zaman dedim
-niye buluşcaz söylesene dedi
-cevap istemiyor musun dedim
-telden söylesen olmaz mı dedi
-param da bitti borç da isteyecektim peder para gönderinceye kadar dedim
-iyi gel vereyim o zaman dedi
nerde olduğunu öğrenip yanına gittim
** direk konuya girdik
-ne kadar lazım dedi
-sende ne kadar kaldı dedim
-100 lira falan
paraya ihtiyacım yoktu aslında
-20sini ver yeter dedim
o 50 verdi
-sağol dedim
-ee dedi
-ne eesi sağol dedim ya dedim
-onu demiyorum ben kimmişim onu söyle dedi
-ne değişcek ki dedim
-merak ettirme o zaman hadi söyle dedi
-sen var ya dedim
-ee dedi
-önce bir hemşeri oldun, sonra bir kız olduğunu öğrendim,ne güzelmiş ne tatlıymış bu diye düşünürken,oha be ne aksiymiş bu dedim
sonra bir yardıma muhtaç oldun,ben yardımına koşanın, sana alışıp bilmediğim duygularda isim ararken sen kendini yalancı olarak tanıttın
öyle kalmayıp hep sana başka isim koymak istedim ama hep her yalanın ismini değiştirememe sebeb oldu, halbuki ben sana şey'im demek isterdim dedim
-ney'in dedi heyecanla
-boşver olmayacak bir iş o dedim
-ya söylesene dedi
-şey işte yaa neyse sağol para için görüşürüz dedim
-kelebek söylemeden gidemezsin dedi
-söylemeden giden o kadar çok kişi var ki ister istemez üzüm ve kararma ilişkisi banada oluyor dedim
arkamı dönüp bana kelebek diye seslenmesine aldırmadan gittim
böylece şey in aşk olduğunu o da anlamıştı
**eve gittim
arkadaşlarla yemek faslında onur la konuştum
-ee panpa nasıl gidiyor
-nasıl gitsin amk aynı
-kız yok mu hala
-boşver kızı amk beceremiyom ben o işi
-biz becerdik de ne oldu amk bırakıp gitti işte
-kim bıraktı bilge mi?dedi
-evet dedim
-bi de hortum yedin boşuna dedi
-sen nerden biliyon dedim
-yalancı söylemişti dedi
-benden yanamısınız ondan yana mı anlayamadım dedim
-herhangi bi yanı seçmeye gerek yok panpa o kız seni deli gibi seviyor dedi
-kim dedim
-yalancı dedi
-nerden bu kanıya vardın dedim
-bu kanıya senin varamamış olmana çok şaşırıyorum dedi
lan bu onur bile biliyordu yalancının beni sevdiğini
-kendisi mi söyledi sana dedim
-yanlış anlama ama ben ona teklif ettim kelebek ama o başkasından hoşlandığını söyledi, zaten bilirsin utangacım
pek de soramam kime diye ben sormadan o söyledi kelebeği seviyorum diye..ama o başkası ile bir cümle kurayım derken biliyorum dedi
bende bişey diyemedim.
ben olayların içinde onun da olabilme ihtimalinden dolayı daha fazla kurcalamadım
yalancı aradı
-napıyon
-evdeyim
-geleyim mi?
-ders çalışcam biraz
-olsun
-ne demek olsun ders çalışcam diyom
-sonra çalışırsın hadi görüşürüz dedi
yarım saat sonra çıktı geldi
elinde bir poşet
** -bunlar ne dedim
-yufka peynir maydanoz size sigara böreği yapcam sen dersine çalışadur dedi
-iyi yap bakalım dedim
ben odaya geçtim ders çalışmaya başladım
o hazırladı kızarttı bana haber verdi
salonda hep beraber yedik çayla beraber
onur ve diğer ev arkadaşı olduğu için pek konuşamıyordu
bana odaya geçelim mi diye de soramıyordu
ben artık gideyim dedi
kalktı ev arkadaşları ile odada vedalaştı
ben onu kapıya yolcu ederken
-konuştun mu bilgeyle dedi
-yok cevaplamıyor, telefonu da kapatmış kaltak dedim
-kaltak deme yaa dedi
-aynısını sen yapsan sana da derdim hadi eyvallah dedim
-ben senin için öğrencem dedi
-neyi dedim
-niye gittiğini dedi
-o zaman sende telefonu var dedim
-hayır ama bulurum dedi
-nasıl bulacağını sorduğumda
-onu bana bırak dedi
-aslında boşver hiç bulma dedim
-neden dedi
-onunla mı uğraşcam dönsede istemiyorum artık dedim
-sevmiyomusun olm dedi
-insan yanlış kişileri sevebiliyor bazen dedim
** -ben öğrendim kelebek neden gittiğini dedi
-nedenmiş dedim
-şey'den işte dedi
-şey ne dedim
-şey işte boşver görüşürüz geç kaldım dedi
-ben sana benim şey'i söylersem sen de söyleyecek misin dedim
-ne kadar önemliymiş bilge söylemiyorum dedi
-ne kadar önemliymiş benim duygularım bende söylemiyorum o zaman dedim
-pislik dedi
göz kırptım
-uyuz dedi
gülümsedim
-gerizekalı dedi
-abartma kaybol yine bekleriz dedim
-ya söylesene dedi
-sen söylersen bende söylerim dedim
-uzun biraz yarın okul çıkışı anlatcam dedi
-yarın görüşürüz o zaman dedim
-tamam deyip uğurladım
derslerin bitmesini bekledim
mesajlaşıp buluştuk kafede
-bak şimdi kelebek dedi
-önce nasıl öğrendin onu söyle dedim
-bana gitmeden önce söylemişti dedi
-nasıl yani dedim
-dur anlatıyorum dedi...
**ben onunla sürekli görüşüyordum ya
-ee
-(yalancı anlatıyor)bir gün evine gittim. bana resimlerini gösterirken
bir erkekle resmini gördüm
kim olduğunu sorduğumda
aman boşver eski erkek arkadaşım dedi
yakışlıklıymış dedim sadece
ama öküzün teki olduğunu söyledi
ben o zaman üzerine fazla gitmedin
biliyordum çünkü anlatmayacağını.
neyse aradan zaman geçti
bi gün yine beraberken telefonuna mesaj geldi bilgenin
ben istemsizce kelebekten mi dedim
o da galiba diye telefona baktı ama
suratı değişti
hayırdır dedim
yok bişey dedi
kimden miş dedim
benim eski sevgilim dedi
ne yazıyor bir sorun mu var dedim
köpek gibi pişman sürekli yazıp durmaya başladı dedi bilge
ben yine üzerine gitmedim
çünkü ben baskı yapmazsam
bilgenin paylaşmak için beni seçeceğini biliyordum
bekledim bekledim
bir gün nasıl tanıştığınızı sordum bilgeye
anlatmaya başladı o zaman
eski sevgilisi ile 3 sene çıkmışlar
evlilik aşamasına gelmişler
**planları bile yapılmış ama çocuk askerden gelince evleneceklermiş
-ismi ney bu çocuğu bilge dedim
yalancının bana verdiği isim bilgenin telefonunun kayıtlı olduğu kişiydi
-ee devam et dedim
yalancı devam etti
-çocuğun askerliği belli olmuş nereye gideceği
beraber üzülüyorlarmış
bir gü bilge kuzeni ile dışarı çıkmış bi yere oturmaya gitmişler
kuzeni sevgilisi falan
bu arada çocukla bilgenin babası da tanışıyormuş
ve aralarındaki ilişkiyi ve çocuğun ciddiyetine güveniyormuş
çocuk istemeye geleceğiz diye haber bile yollamış
askerden önce söz nişan bişey takalım demişler ama
bilgenin babası benden sana söz askere sağ salim git gel demiş
ilişkileri bu ciddiyette iken
bilgenin babası çocuğu arayıp bilge nerde biliyor musun diye sormuş
ama çocuk bilmiyormuş direk bilgeyi aramış
bilge cevap vermemiş
çocuk çok sinirlenmiş bilgelerin evinin önüne gelip
baya bir beklemiş
bilge gelince
sen nerdesin? baban bana soruyor benim bile haberim yok
telefonun niye kapalı diye sinirlenip bir tane tokat vurmuş
bilge çok kızmış.
kuzenimleydim, telefonun da şarjı bitmiş
sen kimsin de bana vuruyorsun diye tartışmışlar
çocuk yalan söylüyorsun demiş bir de eteğine kızmış niye etekle çıkıyorsun diye
sanane falan derken çocuk bir daha vurmuş
bilge ağlayarak yukarı çıkmış
**çocuk bi kaç gün tınlamayıp yüklenmeye devam etmiş
ben askere gitcem sen benimle olmak yerine orda burda sürtüyon hemde benim haberim yok diye
bilge de bak görüşcez seninle o vurduğun tokatın acısını senden nasıl çıkarıcam diye yemin etmiş
bilge bu kavgadan babasına haber etmemiş
çocuk askere gitmiş
bilgede onun numarasını bilerek değiştirmemiş
çünkü bilgeyi arayağını biliyormuş
çocuk aramış cevaplamamış
aramış cevaplamamış
bilge aklı sıra ona acı çektiriyormuş
bilgeye farklı numaralarda mesaj geliyormuş
bilge bu numaraları kaydedip bunlara mesaj yazmıyormuş
askerdeyke yine bu çocuk telefon açmış
bilge açmış ama konuşmamış
çocuk telefonda ağlayıp durmuş affet diye
bilge telefonu kapatmış
bayram gelmiş
şehit haberleri de varmış
üzülmüş bilge
bu numaralarda birine mesaj yazmış
bayram mesajı mutlu olsun diye çocuk
sevdiği için değil ama üzüldüğü için
mesajı yazmış
ve o çocuktan mesaj beklerken
mesaj senden gelmiş çünkü yanlış numaraya basmış
seninle konuşurken
seni o sanmış
ve kendisini başka erkekle aldatıp aldatmayacağını deniyor sanmış
bilgede sırf ona uyuzluk olsun diye bilerek flört etmiş bu hareketinden dolayı çocuğun
ısrarla ismini sormuş söylememişsin
**ve sen onunla aynı şehirde yaşadığını ve aynı mahallede olduğunu duyunca
senin onu ismini öğrenmek için apartmana çağırdığında
orda yazacak ismin kelebek değil eski sevgilisi olduğunu düşünerek gelmiş
yoksa hayatta gitmezdim bilmediğim birisi ile telefonda tanışıp buluşmaya dedi bilge
evin önüne gelip senin ismini görünce çook şaşırmış
kafamı yukarı kaldırıp kelebeği gördüğümde elim ayağım boşaldı
ben nefret ettiğim birini görmeyi beklerken
aşık olacağım birini gördüm dedi
-hassgibtir lan yalancı doğru mu söylüyon olm dedim
-dinle olm daha bitmedi dedi yalancı
-tamam dilin damağın kurumasın su iç nefessiz kalacan şimdi dedim
sudan bir yudum aldı midesine bile inmeden devam etti
-sonra ne yapacağını şaşırmış, gerçekten bir tefadüf olduğuna seni inandırmaya çalışmış
bir ara seni bırakmak istemiş çünkü aklında hala o eski erkek arkadaşı varmış
ama yapamamış
çünkü büyüsü mü ne varmış aşkınızın ilk başta görünce aşık olmuş
ve senin gizemin sürekli çekmiş seni ona
yani yakışıklı çocuksun onunda etkisi var tabi
sonrasını biliyorsun zaten baya bir süre de beraber oldunuz
geçen yaz buluştuk ben yaz okulunda iken
eski erkek arkadaşı geldi cafeye ama bilge kovdu
ama kovarken bile hala onu sevdiği mi desem yoksa duygularımı
var desem bilemedim
ha bu arada babası hala ilişkileri olduğunu düşündüğü için
seni uyarmış önce
bilge ilk uyarmada babasına arkadaşım demiş
sonra bilge seninle mesajlaşırken
babası görmüş
kim bu demiş geçenki arkadaşım demiş
mesajlaşma devam etmiş ama senin sandığı gibi
**sen babası ile değil bilgenin kendisi ile mesajlaştın
son mesajtan sonra babası almış telefonu seni rahatsız mı ediyor diye
bilge de seni bulabileceğini sanmadığı ve sana bişey yapmadığını düşündüğü için
ayrıca babasından korkutuğu için
bişey diyememiş
babası telefonu alıp
sözlü bir kıza asılıyorsun gerekçesi ile dövmüş
onlar seni dövmeye gelirken bilge beni annesini telefonundan aradı
babam telefonumu aldı
kelebeğe haber ver dikkat etsin dedi
ben sana nerde olduğunu sordum ama sen cevap vermeyince bende
onuru aradım
o da cevap vermedi daha sonra onur aradı beni hayır mı diye
ben seni sordum
dayak yemiş dedi
tamam sen ona bişey söyleme geliyorum diyerek eczaneden
bi kaç ilaç alıp yanına geldim
bana kızgın olduğun için sana kendimi affettirmek istedim
onun için yaptım
sonra bilgeyi yanına bilerek getirdim
görürsün kızarsın
hesap sorarsın bilgede yalanını sana açıklar sandım ama söylememiş sanırım
ama ben olsam bende söyleyemezdim benim yüzümden dayak yedin diye o yüzden
bilgeye kızmadım
ben bilgenin yanına gittikçe onun telefonuna mesajlar geliyordu
sanırım yine eski erkek arkadaşı yazıyordu çünkü cevaplamıyordu mesajları
sonra en son buluşmanızdan iki gün önce istanbula taşınacaklarmış babasının işi için
bu arada eski erkek arkadaşı da istanbuldaymış
beni aradı
** gel konuşmamız lazım dedi
gittim yanına
ben kelebeği çok seviyorum
ama böyle böyle gitmemiz lazım
bunu kelebeğe nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum
lütfen bana yardım et dedi
en içten şekilde
bi buluşma ayarla kelebekle
bak canım babamın işi için gitmemiz lazım de
ama seninle görüşürüz
hem okulunun son senesi belki sende istanbulda iş bulursun
yazın gelirsin görüşürüz şeklinde onu ileriye dönük motive edecek şekilde şeyler söyle
o zaman pek üzülmez de dedim
tamam canım doğru söylüyorsun demişti bana
neyse sonra buluşmuşsunuz işte
bilge sana o buluşmada anlatacaktı ama
acil telefon gelmiş anlatamamış
eve gitmiş
eski erkek arkadaşı evlerinde
onun tanıdığı bir nakliyatçı varmış
o ayarlamış taşınma aracını falan
konuşmuşlar bilge kızmış buna niye geldin diye
sonra yine beni aradı acil gelir misi diye
gittim ne oldu dedim
ben kelebeğe söyleyemedim ne yapcaz dedi
telefon aç benim telefondan anlat merak etmiştir kelebek dedim
ben konuşmasam daha iyi olucak onunla dedi
olur mu öyle şey dedim
beni ona vermezler yalancı dedi
sen ne diyon niye vermesinler
ne güzel okul okuyor
çok iyi bir bölümde
**geleceği çok parlak hiç kalmadan geçti sınıfları
niye vermesinler dedim
olmucak işte deyince
ben kızın gönlünün eski erkek arkadaşına daha çok kaydığını anladım
benim yerime söyler misin diye sordu bilge bana
bana inanmaz ki dedim bilgeye
buna da bilge inanmadı
o zaman kimse söylemesin bıkar benden belki dedi
kızdım bağırdım ona
böyle ortada bırakılır mı salak mısın sen
en azından başka bir bahane bul
ayrılalım de seni beklemesin dedim
hayır yapamam dedi
telefon açar sana mesaj yazar ona ne yapacaksın diye sordum
hattı kırıp değiştirecem dedi
ver o zaman ben senin yerine söylerim sen mişsin gibi deyip
hattını aldım
ama kıyamadım
baktım çok seviyorsun
hem çok sevdiğin için sana kızdım
söyleyeyim şu salağa aklı başına gelsin kimlere güveniyor görsün dedim ama
yine de yapamadım
sonra evin boş olduğunu göstermeye çalıştım falan
o kız yüzünden üzülme diye tokat bile yedim senden ama
artık çok rahatım dedi...
-bunları niye daha önce söyleyip uyarmadın beni yalancı dedim
-inanmazdın ki kelebek dedi
-niye inanmayayım dedim
-olm beni yalancı bellemişsin sen. deli gibi sevdiği kıza mı güvenirdin yoksa mimlenmiş bir yalancıya mı dedi
-peki niye bana bilgenin telefonundan seni çok seviyorum yazıyordun
utandı
** -gülçin hakkında neden yalan söyledin dedim
-hala o salak hakkında mı konuşacaksın dedi
-süper ötesi yalancısın bunu nasıl uydurdun sen dedim
-hala bana güvenmiyorsun dimi dedi
-güvenmem için sebeb göster bana dedim
-lan mal güvenmezssen güvenme ben burda senin iyiliğini düşünüyorum dedi
-sana mı kalmış benim iyiliğim dedim onu sinirlendirmek için
-sen onu bunu bırakta sen söyle şimdi bakalım o şey neymiş dedi
-hangi şey dedim
-off biliyosun işte uzatma dedi
evet kastettiğim cümle ona aşkım demekti
ama kafam allak bullak olmuştu
yalancının yalan söyleyip söylemediğini bilmek sabrinin şutunun nereye gideciğini
bilmek kadar zordu
eğer anlattıkları doğruysa bilgeden nefret etmeye başlamam lazımdı
ve evet yalancıya
sana aşkım demem lazımdı
ama bir yalancı sevilebilir miydi
duyduğum kadarı ile kelebeği anlatsam mı anlatmasam mı yalanından dolayı kimse
affetmemişti
ama gerçekleri öğrenmek
veya aklın erdiği gerçeklere inanmak
başkalarının yalanlarına odaklanıp
insanın kendi yalanlarını unutması ne kadar aptalcaydı
gerçek olan benim neye inandığım dı
ve benim içimden o an yalancıya aşkım deyip sarılmak gelmedi
ben aşkı bilge bildim
yalancıyı da yalancı
değişim için benim yalancıyı
sizin kelebeği tanımanız lazım.
-biliyorum cevap bekliyorsun ama şimdi veremem o cevabı dedim
-anlayışla karşılıyorum kelebek aklın karmakarışık dedi
-evet sınavlarım bitti ben memlekete gidicem dönüşte görüşsek olmaz mı dedim
-hiç konuşmayacak mıyız dedi
-konuşucaz tabi bak örnek vereyim sana şimdi sana görüşürüz dicem sende tamam diye cevap vereceksin konuşmuş olcaz dedim
-tamam dedi
eve gittim
bi kaç gün kafa toparlamaya çalışıp memlekete döndüm
dedem rahmetli olduğu için ananem yalnız kalmıştı
ve babamın tüm ısrarlarına rağmen bizde kalmayı reddediyordu
yemek te yapamadığı için ben yakın olan ananeme yemek zütürüp getiriyordum
bir gece yine dua ettim
önceki duamın benzeri idi
yine seveceğim evlenebileceğim bir kadın duasını ettikten sonra yatarken
aklıma o bayram geldi
ben o duayı ettikten sonra
bayramın ilk günü yalancıyı görmüştüm mezarlıkta
yoksa allah dualarımı gerçekten kabul etmiş
karşıma yalancıyı çıkarmışta
ben mi görememiştim
sabah bir telefon sesi ile uyandım...
**efendim dedim cevap vermedi
buyrun dedim
konuşmadı
-konuşacak mısın dedim
yine ses yok
''sonra ses gelmeye başladı sezen'den
Gün ağarınca boynum bükülür
Dalarım uzaklara gönlüm sıkılır
Sorma ne haldeyim
Sorma kederdeyim
Sorma yangınlardayım zaman zaman
Sorma utanırım
Sorma söyleyemem
Sorma nöbetlerdeyim başım duman
Ah bu yangın beni öldürüyor yavaş yavaş
Kor kor ateşler yanıyor içimde
Aşkı beni kül ediyor''
şarkının bitimi ile telefonun kapatılış sesini aynı anda duydum
numaraya baktım
bir cep telefonuna ait değil
benim okuduğum okulun ilinden bir yerel numara
bilge olamazdı
çünkü o başka şehre taşınmıştı
biraz araştırınca bir ankesörlü telefona ait olduğunu gördüm
akşam üzeri yine ananeme gittim yemekle beraber
artık tatili bunu yapmakla değerlendiriyor gibiydim
yemeğini zütürüyor
onun yemesini bekliyor
sonra boşları alıp
eve zütürüyordum
arasıra sıradan nine torun geyikleri dönüyor
okulum hakkında soruyor
bende kısa cevaplar veriyordum
ananem çok aksi bir kadın olduğu için
onun için ayılıp bayılmaz
hatta çocukluğumdan beri yanlış bişey yaparsam
bağırıp çağırıp kızar diye korkuyordum
o yemek yerken
yalancı mesaj attı ne zaman geleceksin diye
ona cevap yazarken
ananem
-sevgilin mi kelebek dedi
-yok anane arkadaşım dedim ona bakmıyordum
-çok özledim deli oğlan dedi
-beni mi deyip ona döndüğümde
dedemin duvardaki resmine gözlerini kilitlemiş
akmak için bahane arayan yaşları ile ananemi gördüm
bir anane yaş itibari ile elbet benden daha çok giden görmüştü
öbür dünyaya
elbet benden daha iyi biliyordu üzülmenin faydasız olduğunu
ben olayı menfaatime çevirmek için
-anane burda yalnız kalırsan daha çok üzülürsün niye gelmiyorsun bize dedim
eve gelmesini sağlayıp yemek taşımaktan kurtulmak için
-yoruyor muyum seni dedi
-yok estağfurullah anane dedim
-tamam getirme yemek istemiyorum bundan sonra dedi
-olur mu falan desemde
bana kızmış ve alınmıştı
lafı değiştirmek için
-nasıl tanıştınız anane dedim
-eskiden tanışma mı vardı dedi
sessiz kaldım
-bir akşam üzeri otururken
annem istemeye gelceklermiş seni dedi.ne yapacağımı bilemedim
ama anneme az nazım geçtiği için kimlerden miş diye sorabildim sadece
akşam geldiler
ben dedeni göremedim bile
içeri geçtiler
ilk kahveyi vermek için içeri girdiğimde gördüm
hiç heyecanlanmadım
hiç utanmadım bile
kahveyi verirken o kadar utandı ki
beni görüp gerçekten isteyerek istetmeye geldiği belli idi
yakışıklı değildi görünce aşık olmadım hiç
bana kimse sormadı kelebeğim ne dersin diye
o gün vermişler beni rahat ederim gerekçesi ile
dedenin hem işi hemde evi olduğu için
nişan yapmadılar
kına gecesi 3 dk baş başa bıraktılar
ben konuşmadım
o nasılsın diye sorabildi utanarak
ben kaşımı çattım tüm aksiliğimle
o an anladı benim onu beğenmediğimi
sesini çıkarmadı ama çok üzüldü
kına gecesi ve düğün günü
tüm biriktirdiklerini benim koluma taktı
gece düğün bitti
eve girdik
o şükür namazını kıldı 2 rekat
çok istemiştim o zaman 100 rekat olmasını
ben abdest bile almadım
namazını kılmayacak mısın diye sordu bana
ben sesimi çıkarmadım
tecavüz bekliyordum zorla yapar diye düşünüyordum
ama iyi geceler sana deyip
beni yatakta bırakarak
mutfağa yatak serdi yattı
zaten iki odamız vardı
ben hiç uyumadım sabaha kadar
gelinliği de çıkaramadım
sabah kalktı
çayı koydu hiç yanıma bile gelmeden
ben sadece seslerden ne yaptığını tahmin ediyordum
köy yufka ekmeğini suluyordu
suyu serpesinin sesi geliyordu
çayın ümzüğünden kaynama öncesi sesi geliyordu
benim hayalimdeki koca
o değildi
ayda yılda bir kere düğünde bayramda gördüğüm
kumral saçlı uzun favorili zayıf bıyıklı
ispanyol pantulonlu dar gömlekli bir gençti
kendimce ona aşık olmuştum
deden benim için
zorla evlendirilmiş olduğum
geceleri altına yatacak
sabah öğle akşam yemeği yapılacak
çamaşırı yıkanacak hizmeti edilecek zalim birisi gibi geldi hep
benim hayalimdeki aşk o değildi
hiç bişey demeden gitti
akşama kadar evde ne yapacağımı şaşırdım
yemek yapmasam kızar mı
üstümü değiştirsem kızar mı
diye evin içinde bekledim
bir kapı sesinin kalbimi durdurabilirdi
çok konuştum kendi kendime
olan olmuş artık
sevmeyi dene saygılı ol saygılı olsun diye
ama inat ettim
zorla evlendirilmeye değil
ben bu adamı istemiyorum diyemeşime kızdım
akşam elinde gaz lambası bidonu ile geldi
ben kararmakta olan odada bir köşeye oturdum
onu görünce istemsiz ayağa kalktım
hoşgeldin diyemedim
o an dışlanılmışlığın surat ifadesi vardı
gaz lambasını yaktı kibriti ile
ışık sadece sol yüzüne vurdu oturduğunda
kafam eğik gözlerimi yukarı kaldırma sebebim bana bakıp bakmadığını merak edişimdi
ayakta kaldım oturamadım
yemek yapmamıştım
bişey yermisin diye sordum
zahmet etme dedi bana
ne zahmeti diyerek mutfağa koşma sebebim aslında orda durmak istemeyişimdi
bi yumurta kırdım
yanına 3 5 zeytin
amacım onunla oturup yemek yememekti
o yedi
ben aç değilim dedim
üstünü benim göremeyeceğim şekilde değiştirip
yatsı namazını kıldı
ben bulaşık yıkamayı uzattıkça uzattım
o bitti her tarafı temiz olan evi temizledikçe temizledim
yatmayacak mısın diye sordu bana
bende işim bitmedi dedim
o işler gündüz yapılır geç yat dedi
çok korktum kelebek hazır değildim
benim için tecavüz olacaktı çünkü hiç istemiyordum
ben odaya geçtim
yatağa uzandım
yorganın altına girdim
ağlamaya başladım
odada ışık azaldı
-gerisini anlatma istersen anane özele gircek dedim
-dinle eşşek sıpası diye devam etti ananem
ben seslice ağlarken elinde lamba ile odaya girdi
yanıbaşıma oturdu
ben daha çok ağlamaya başladım
yorganı kaldırdı başımdan
ellerimle zaten giyinik olan üzerimi kapatmaya çalıştım yine de
neden bir veletle bana haber yollamadın ben seni istemem diye dedi deden
konuşamayıp ağlamaya devam ettim
haber versen istemediğin hiçbirşey olmazdı
şimdi de olmayacak korkma dedi
ben ağlamaya devam ettim
çok düşündüm seni babana geri zütürmeye ama yazık ederler bir dul adama verirler seni
ama benim düşünemediğim birisi varsa sana razı
kendi ellerimle zütüreyim dedi deden
o an gerçekten iyi niyetle söylediğini anlamadım
bişey diyecek misin diye sordu
cevaplamadım
yine gitti mutfağa yattı
tam 34 gün bana hiç dokunmadı bile kelebek
kendi menfaatine olan hiç bir istekte bulunmadı
ben yemeğini yapıp akşam onu bekledim
gündüzleri eltilerim akrabalarım geldi
her akşam gaz lambasının ışığı sol yüzüne vuracak şekilde oturuyordu
o kalkıncaya kadar sesimi çıkarmıyordum
bir gün akrabalara gittim eve geç geldim
ne yemek yaptım ne temizlik
akşam geldim evde oturuyor
nerdesin diye sormadı bile
ben acele ile yemeği hazırlamak için içeri geçtim
yemeği hazırlarken
ben yedim dedi
o an onu kaybetme korkusunu yaşadım ilk defa
başka bir kadının ona yemek yapmış olma ihtimali beni deli etti
sofrayı kaldırırken
kendine hazırlamadın mı dedi
hayır dedim sinirli bir şekilde
ortalığı toplayıp yattım
ertesi gün hastalandım hem sinirden hem gripten
ateşler içinde kaldım
akşam eve geldi
bekliyor
bende takat yok kalkacak
biraz yemek hazırlamaya uğraşırken
sen otur hasta mısın dedi
iyiyim dedim
geç dinlen sen dedi
ben yattım
3 kere geldi
iyi misin diye sordu
ama çok kötüydüm
dış kapı sesi geldi
taaa köyün öbür tarafındaki köy dolmuşçusunu kaldırıp
bize getirmiş
beni hastaneye zütürdü
o gece orda kaldık
sabah döndük
4 gün evden çıkmadı
yemeği yaptı
herşeyi hazırladı ama kimseyi çağırmadı gelin benim karım hasta yardım edin diye
anladım ki
bazılarını sadece severiz
severken sevileceğimi zannederiz
birileri gelir bizi sever
sevmesini istemeyiz
sevilmenin değerini bilmeyiz
alnımdan başka bir yerime
o da sırf ateşime bakmak için dokunmuş
benden on kat güçlü olmasına rağmen ne ırzıma geçmeye çalışmış
ne zorla birşey yaptırmış
sevmiş değer vermiş
birisiydi deden
o zamanlar evliliklerin çoğu azmış erkek oğlanları yoldan çıkmasın diye olurdu
şimdi evliliğe gerek bile yok
-eee sonra nasıl oldu anane dedim
-bi şekilde olmasa sen olmazdın gerisi anlatılmaz dedi
-aşık oldun mu anane zamanla dedim
-aşık oldum desem anlamazsın ki beni dedi
-niye dedim
-aşk size başka bize başka ele başka oğlum dedi
-nasıl farklı dedim
-var mı senin sevdiğin diye sordu ananem
-var ama çok karışık benim ki dedim
-beni can kulağıyla niye dinledin biliyor musun dedi
-niye dedim
-insan sevip sevmediğini aşık olup olmadığını hep başkalarına bakarak anlar
boyun uzun mu öğrenmek için cetvele bakman anlamsız
başka insanlara bakarsın ondan uzunsan uzunsundur
-yani? dedim
-sevilmek zor kelebek çok zor hemde.
hele erkekler için çok daha zor
el kızı dağ delinsin ister uğruna
mecnuna bakarak
kendi sidiklerinden habersiz
bana kimse dedenden mecnun olamaz
bir kere değil hergün ispatladı
son günlerinde
beni seviyor musun diye sordu
o da soru mu bey dedim
ben gidince aşkın kalbinde kalsın taşırma onu gözlerinden dedi
hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağlattı
hiç korkmadığım kadar korkuttu onu kaybetmek
o resmi varya aslında daha aşşağıdaydı ama
tavana en yakın yere astırdım babana
ona bakınca gözlerimdeki yaş gözlerimde kalsın diye dedi
**hay amk baktım benim yaşlar da gidici
bi büyük rakı alıp geleyim mi anane diyesim geldi
telefon çaldı yine
alo dedim ses yok
yine birisi arıyor ama konuşmuyor amk
kapattım
-ohh aşka bak ara aşkım seni seviyom hadi eyvallah telefon aşıkları sizi dedi ananem
-ben gideyim artık anane dedim
-ne zaman döncen okula dedi
-2 gün kaldı dedim
-paran var mı dedi
-eh işte dedim
-ben sponsorun olucam senin bundan sonra ne yapıcam o kadar maaşı dedi
-beraber yeriz anane dedim
uğurladı gittim
telefon yine çaldı
aloya cevap vermeyince
-bir daha ararsan ağır küfür ederim ya konuş yada arama dedim
-affettin mi beni dedi
-bilgee?
-evet benim
-nerdesin sen
-yeni geldik dedi
-nereye dedim
-taşındık ya yalancı söylemedi mi dedi
-onun söyledikleri gerçek mi dedim
-ne dedi ki dedi
-niye bırakıp gittin niye haber vermedin dedim
-ya eve gittim babamla kavga ettik. bizi görmüş
telefonumu kırdı duvara çarptı. sana yazamadım ertesi gün bodruma halamlara gittik hep beraber
20 gün kaldık
-niye haber vermedin peki dedim
-seni unutmaya çalıştım. olmayacak kelebek sonumuz yok babam neden bilmiyorum evlatlıktan silerim diyor senin için
inan sana çok kötü birisi olarak gözüküyor olabilirim. beni bıraktı gitti yalanmıymış bunun aşkı diye
düşünebilirsin benim için gamsız vurdumduymaz da diyebilirsin ama inan öyle değil
çok arada kaldım, resmen ya ailemi ya seni seçmek mecburiyetinde kaldım
denedim denedim. unutmaya çalıştıkça daha çok hatırladım
ne senin kalbini kırmak içime siniyor
ne senden uzak olmak huzur veriyor
her tanıdığıma sorucaktım sen olsan ne yapardın diye ama
hiç biri benim seni sevdiğim gibi sevmediği için vazgeçtim dedi
-siz istanbula taşınmadınız mı dedim
-yok kelebek ne istanbulu aynı şehirde başka mahalleye taşındık dedi
-sim kartın nerde dedim
-çöpe attım dedi
-sana mesaj atmaktan korktuğum için yeni numara almadım ama unutamıyorum olmuyor dedi
kafam yine allak bullak olduğu için
-tamam seninle mutlaka görüşmemiz lazım dedim
-bende çok istiyorum ama... dedi
-baban beni niye istemiyor ki dedim
-anneme anlatmıştım seni o da babama anlatmış. başka şehirden olduğun için bırakır okulu bitince
bırakmasa bile başka şehre gitmemi istemiyor evlenip. seni tanısa sevicek ama güvenmiyor işte
öncekinin de etkisi var dedi
-en son ne zaman gördün eski sevgilini dedim
-çok oldu kelebek niye sordun dedi
-mutlaka görüşmemiz lazım sana bişey anlatmam lazım dedim
-bilmiyorum kelebek müsait olursam dedi
telefonu kapattı
şimdi bileti erkene almam
yalancıyı bulmam
gel lan buraya diye önce dövüp sonra sorgulamaya almam lazımdı
ama ya bilge yalan söylüyorsa..
önce gidip neler döndüğünü öğrenmek için gözlem yapmam lazımdı
aşk köy ağasının muhtarlık seçimi vaadleri haline geldi
birini seçicektim gönül heyetime
ama bazen hayatın bir oyu
hayatımın çorbasını
bir tutam mutluluk eksiği ile kaynatabilirdi
korkmalı mıydı
yaşamalı mı
almalı mı riski?
yoksa hayata karışıp
öylesine sevmeli mi
sırf ihtiyaçtan?
**yol göründü
peder beyle görüşüp gitmem gerektiğini söyledim
tamam evlat deyip maddi durum yoklaması yaptıktan sonra
son kez ananemi ziyarete gittim yemekle
bişey yokmuş gibi verdim, yedi yemeğini
-ben gidicem bu gece anane annem yada babam getirecek yemeği dedim
-bekle bakayım dedi
yatak odasına geçti
sandık gıcırtısından sonra geri gelip
bayramlık verir gibi cebime bir miktar para sıkıştırdı
-var mı bir emrin anane dedim paranın da sıcaklığının mutluluğu ile
-emir değil ricam olur benim bu yaştan sonra o da senden değil allahtan huzurlu bir ölüm olur yolun açık olsun dedi
-sağol anane dedim. allah huzurlu bir ölüm versin duası içten edilebilirdi bir yaşayana ,bunu demek abes kaçardı
kapı önüne kadar geldi beni uğurlamaya
-hadi eyvallah dedim
-kimseye güvenme evlat delikanlı dedikleri dedenin yaşıtlarıydı onlar da bir bir bitiyor dedi
-güvensiz yaşanır mı anane dedim
-hayatı huur yaşayanların,
para değil zevk için huurluk yapanların varlığında
güvenebiliyorsan o senin saflığın dedi
** -güvenmek lazım ama bazılarına dedim
-lazım olan tek şey güveniyor gözükmek.. güvenmiyorum demekte yanlış
güvenmiyorum dersen kendine güvendirmek için kendisi olmaktan vazgeçer
geçici güven verir
sonra da hepsini başına kakar ben sana şunu yaptım bunu yaptım diye dedi ananem
-hayat zor anane dedim pek kavrayamadığım için ne demek istediğini
-hayattakiler zor kelebeğim iyi çalış derslerine seninle gurur duyacak bir sürü insan tanıyorum ben dedi
öptüm ellerinden
aldım nevaleyi koyuldum yola
vardım memleket-ül okula
selamın aleyküm aleyküm selam girdim eve
oturduk ev ahalisi ile kısa bir geyikten sonra
nasıl bir taktik uygulayacağımı bende bilmezken
ne hikmettir bilinmez yalancı mesaj attı hoşgeldin diye
kimden öğrenebilirdi geldiğimi
tabi ki onurdan
-hoşbulduk dedim
-kafan rahatladı mı düşünebildin mi dedi
-bismillah yeni geldim dedim
-tamam haber bekliyorum dedi
önce kimle konuşmalıydı?
** bilgeye gidip iyice olayı anlamak mı?
yoksa yalancıya gidip zorla da olsa açıklama yapmasını beklemek mi?
tüm bunları düşünmek bile yeterliydi aslında aşktan nefret etmek için
bunlarla uğraşmaktan aşkın özünü kaçırıyordum amk
haniydi benim sevdiğim
kimdi?
niye tutulan bir el güven vermeyecekti bundan sonra
seni seviyorum diyen bensizlik alıştırmaları deniyordu
yapabilir miyim kelebeksiz diye
sonra geliyordu geri ama
ya bir daha ki sefere yine gider de gelmez korkusu yaşamaz mıydım?
baktım ki çok koşuyorum bu işler peşinde
hem kendimi parçalıyorum
hemde insanlara olan inancımı kaybediyorum bu ikisi yüzünden
dedim gibtir et olm kelebek
bunların en son adresi hep yalan
aşk dedektifi miyim amk ben
ama işin taktan tarafı tüm bu olayların yaşanıyor oluşu
benim bilgeyi aklımdan çıkaramama
ve ondan vazgeçememe sebeb oluyordu
boşta gezen aşk adamı da değildim
okul var gidilmeyi bekler
sınav var çalışmayı bekler
sunum var hazırlamayı bekler
ya bekliceksin aşksız okul seni adam etcek
ya da seveceksin körü körüne sonunu allah hayır edicek
aslında acelemin sebebi merakımdı
neler olduğunu öğrenmek
** ama artık limiti doldurmuştum
beklemek en doğrusuydu
çünkü bilgenin telefonu yoktu
onun beni aramasını beklemem lazımdı
3 gün boyunca kulağım telefonda
gözlerim balkondan aşağıda
belki görürüm umudu ile çarşı da geziyordum
ama ne telefonu vardı
ne de yeni taşındıkları evin adresi
bekledim ,beklerken ders çalıştım
ders çalışmak yalnızlar işi
aşıkken ders çalışmak...
coğrafyanda tüm meridyenler onu görebileceğin yerleri
matematikte tüm problemler onsuzluk hesaplamaları
tarihin hep ilklerimiz ve tarihleri
tek edebiyatın ona aşkı en iyi ilan sözlerin ise
çok zor ders çalışmak..
bazen sevgilinin seni sevdiğini ima eden bir hareketi
en yüksek sınav notundan daha değerli
bilge aramadı
** bu şahsım tarafından tekrar unutulmaya çalışıyor olarak algılandı
seviyorsa aramalıydı
aramıyorsa seviliyor bekleniyor özleniyordu
-kelebek dedi açtığım bir telefon
-efendim diye cevapladım
-ne yapıyorsun
-meraklardayım hala sevilip sevilmediğime dair bilge dedim
-meraklanmanı gerektirmeyecek kadar çok seviyorum kelebek dedi
-ben sana taparcasına seviyorum desem ne kadar inandırıcı gelir bilge dedim
-çok inanmak isterim kelebek
-benim sana olan aşkımda inanmak istemeye kaldı artık dedim
-müsaitsen buluşalım mı yarın diye sordu
-sınavlarım var dedim
-yalancı ile buluşuyorsun ama dedi
ne zaman buluşmuşuz diye sormadım bile çünkü kimin kime ne dediğini kavrayamaz oldum
-yarın kaçta dedim
şu saatte şurda olur mu?
anlaştık
yalancıyı aradım
yarın işin var mı?
yok hayırdır
şu saatte şuraya gel deyip
3lü taktan aşk koalisyonumu kurup
kafamınn rahat edeceği bir iktidar kurmaya karar verdim
gün battı gün doğdu
buluşma saati geldi
mekanda bekledikçe bekledim
bekledikçe bekledim
ama ikiside gelmedi
**yalancının telefonunu aradım ama cevap alamadım
yapmış olduğum plan yine zütümde patladı
ikisinin da başına bişey gelmiş olacak kadar şansız olmam için ismimin kelebek değil guiza olması gerektiğine göre
kesin bi taklar dönüyordu yine
akşam üzeri yine eve gittim
yalancıya mesaj attım
niye gelmediğine dair cevaplamadı
aradım, bakmadı
bakıncaya kadar aradım
-ne var cevabı ile açtı
-niye gelmedin dedim
-oyuncağın mıyım olm ben senin hışmı ile karşılık verdi
esas ben onun oyuncağı olmuştum ama
madem birbirlerinden haberdar olmuşlar
-ne oyuncağı kızım sana cevabımı vericektim ama sen buluşmaya bile gelmiyorsun, neyse görüşürüz dedim
-ne cevabı yaa dedi
-aşkım falan işte neyse hayırlısı hadi eyvallah dedim
telefonu kapattım
tekrar tekrar aradı ama bu defa açmayan ben oldum
bilgeden haber bekledim
muhakkak arayacaktı
fazla bekletmeden bir gün sonra aradı
alo yok
nasılsın yok
-buluştun mu yeni sevgilinle dedi o da bana patladı
-yalancı ile mi dedim
-ben biliyordum böyle olacağını dedi
* -nerdesin dedim
-sanane
-bişey vericem sana dedim
-istemiyorum
-bişey de konuşmamız lazım bilge
-ben öğreneceğimi öğrendim kelebek dedi
-şantaj mı yapayım illaki bilge gelir seni bulurum diye inat etme gel bişey konuşcaz sonra istediğin yere git dedim
-olmaz
-sinirlenmemi istiyorsan sinirlenmeyeceğim bilge dedim
-sevgilin var mutlusun niye sinirleneceksin ki dedi
-yaa yok öyle bişey gel konuşalım dedim
-bugün olmaz görüşürz deyip kapattı
yalancıya da gider yaptığım için ona geri dönmedim.
tekrar bilgeden haber beklerken
buluşmak için az vaktinin olduğunu söyleyerek
bir yere çağırdı
oturduk
hareketler, artislikler suratlar
-ee dedim
-ne ee sen çağırdın dedi
-önce sen duyduklarını anlat bakayım dedim
-ne dememi bekliyorsun kelebek çok yakıştınız mı diyeyim bu mu amacın, aklın sıra
seni bıraktım diye benden intikam mı alıyorsun,bir de utanmadan onunla olan buluşmana beni de çağırıyorsun dedi. ağlamaya başlayarak
-ben seni seviyorum derken inanmıyorsun da yalancı onu sevdiğimi söyleyince ona mı inanıyorsun dedim
-ben zaten biliyordum. sana bilerek yazmadım beni bekleyip beklemeyeceğini görmek için mesaj bile atmadım sana,
ama iyi ki atmamışım tam tahmin ettiğim gibi oldu dedi
-tamam çok seviyorum ben yalancıyı kalk git o zaman dedim
bana bakar kalmış halde iken
-hadi yürü git o zaman dedim
-açıklama yapmayacak mısın dedi
-açıklanacak bişey yok.ben şerefsizin birisiyim
sana seni seviyorum diyorum ama yalancıya aşığım. dedim
-yalan söylüyorsun dedi
-nerden biliyorsun yalan söylediğimi dedim
** -beni sevdiğine inanmıştım dedi
tuttum çenesinden
öylece baktı sessizce
-hayır inanmamışsın, inanman için önce beni sevmen gerekir.
sevmek ne demek bilmiyorsun. sevileni öylece bırakıp gidilmeyeceğini
bilmen gerekir,
senin tek bildiğin aşkı kendi başına yaşamak,
sevesin gelince dönmek,en ufak gelecek endişesinde kendini düşünerek çekip gitmek..
bak şimdi ben seni çok seviyorum buna inanmak da senin elinde ama
beni gelecekte tekrar bırakıp da gitmenden endişelendiğim için bende çekip gidiyorum. diyerek oturduğumuz yerden kalktım
-git sevgilin merak eder keşke başka bahane bulsaydın dedi
-bence neye inanacağını şaşırmış putperestten farkın yok bilge. doğru yol ben miyim bilemem ama
benim cennetim ikimizi de mutlu eder sanıyordum neyse yanılabiliyor insan
yaşayan fanilerin kaderi zaten geleceği bilemeyip neye inanacağının şaşkınlığı ile yaşamak.. deyip arkamı dönüp giderken
dur kelebek demesini beklemek yılbaşı özel çekilişinde tutmuş tüm numaraların sonuncusunu beklemek gibiydi
ama demedi
yada diyemedi
ben bilerek son sözü ona vermemiştim
bazı şeyleri düşünüp
beni sevip sevmediğinin muhasebesini tek başına yaptıktan sonra bana dönmesini beklemek en mantıklısıydı
sınavlar bir bir geçerken
onun muhasebesi bir türlü bitmedi
zaman geliyor memlekete gitmem gerekiyordu okul bittiği için,
yalancıyı iyice salladım
defalarca aradı yaklaşmaya çalıştı
eve geldi
sözde onurun yanına gelmiş gibi oturdu
ben kendimi odaya kapattım
yada dışarı çıktım o varken
yalancıya hiç sormadım
bilge ile ne konuştuklarını
yada bilgeyi nasıl inandırdığını
yalancı
-hiç mi umut yok diye sordurdu onura
-sence olmalı mı onur dedim
-bilmiyorum ama ne yaptıysa seni sevdiği için yapmış dedi onur
-aşkı ya ben ya da o yanlış biliyor o zaman dedim
-ama bence bir şans vermelisin dedi
-onun en büyük şansı gidip onu dövmüyor oluşum.
eğer onun hakkında konuşmaya devam ediceksen arkadaşlığımız okul arkadaşlığı olarak kalsın dedim
bilge ile olan beklendik iletişim bir türlü gerçekleşmiyor
gün geçtikçe de gerçekleşme ihtimali zayıflıyor gibiydi
zaten nerde ne yapıyor onun soru işaretlerine
beni gerçekten seviyor mu?
bir geleceğimiz olacak mı?
arayacak mı? soracak mı?
babası verecek mi?
**soruları da eklenince iyice taktanlaştı durumum
sonra kendi kendime
olm mal kelebek kızla buluşup artislik yapacağına takip edip öğrenseydin ya evini diye de hayıflandım
ya gider yaparken ayarı tutturamıyordum
ya da blöf yaparken
kalpte bir sevilen
vicdan da gurur
kaldım yalnız başıma
memlekete dönmek icap ettiği halde bekledim
belki arar diye
yada bir yerlerde görürüm diye şehrin mevlevisi oldum ama nafile
yine bir telefon geldi ankesörlü telefondan
o telefonu o kadar bekliyordum ki ilk çalmasında cevap verdim
-efendim
-seni çok seviyorum kelebek dedi ve kapandı telefon
aynı numarayı ben arama telaşına girmişken
yine aradı benden önce
-bilge kapatma dedim
-bir cümle inan yetmiyor kelebek.. seni seviyorum süresi kadar kısa olmamalı sana olan duygularımın tarifi.
ama sana sadece gerçekten çok seviyorum diyebiliyorum..
*bende bilge bende çok seviyorum dedim ama bendeden sonrasını telefonun kapatılış tonuna söyledim
tekrar aradım
sonra tekrar
ve yine ama sadece meşgul tonunda cevaplandım
bıkmadan bir iki saat boyunca değişik aralıklarla aradıktan sonra bir genç cevap verdi
o telefonun bulunduğu adresi aldım
oraya gidip bir kaç saat etrafta dolaştım ama sonuç alamadım bilge adına
iki gün daha kaldım yine dolaştım ve telefon bekledim ama sonuç bulamadım
memlekete bileti alıp
tüm valizleri yüklendikten sonra yola koyuldum
gece yolda olacağımı peder beye bildirdim
kimse karşılamadı
zaten aklım bilgede olduğu için pek te umursamadım
yalnız kalmak en iyisi gibiydi
otogar-taksi-ev ve direk yataktan sonra
peder sabahın köründe kaldırıp
hoş geldin bile demeden
-git bi ekmek al da gel arabanla dedi
bir anahtar uzatarak.
-arabam mı dedim?
göz kırptı hak ettin dedi
-hangisi dedim
-alarma bas öten senin dedi
annem sarıldı hoş geldin hoş bulduk
elini öptüm
nedense merdivenlerden inerken hiç de heyecanlı değildim
kapıdan çıktım
bizimkiler balkondan beni izliyorlar
bastım tam karşımda
sıfırımsı
bir genç için her türlü gideri olan
beyaz bir ehliyete siyah bir araba ile onurlandırmışlar beni
tam arabaya binicem
-kaldırımdan sür acemi şoför.. espirisini yaptı peder
annemde besmele çekmeden binme diyor
neyse bindim ekmek alıp geldim
kahvaltı yaptık
babam sordu,ben cevapladım, annem yorum yaptı
-beğendin mi arabayı?
-evet çok sağolun
-hak ettin oğlum
bi kaç okul ile ilgili soru daha aldıktan sonra
biraz daha yattım
kalktığımda öğlen olmak üzereydi
-anne ananemin yemekleri hazır mı? özlemişim ben zütüreyim dedim
-kız geldi zütürdü oğlum dedi
-kim kız anne dedim
-var ya şu senin okulda okuyan kız o zütürüp getirecek arasıra da ananenin evini toparlayacak.
ananende onun okul masraflarını karşılayacak dedi
-yalancı mı dedim?
-evet dedi
-kim buldu anne onu? dedim
-bende anlamadım kelebek ananen bulmuş nasıl bulduysa dedi
ablamı aradım
onun aracılığı ile olduğunu anladım telaşından
yalancıyı aradım
-ne yapmaya çalışıyorsun dedim
-kimsiniz dedi
-nasıl kimsiniz kelebek ben dedim
-aaa hatırladım uzun süre iletişimde olmadıklarımı siliyorum da çıkaramadım dedi
-bi tek ailem kalmıştı el atmadığın dedim
-telefonu kapat bir daha da arama.bir şikayetin varsa gel ananenle görüş dedi
-görüşcem ben senle yalancı hanım dedim
-ben görüşmek istersem görüşürsün. işim var rahatsız ediyorsun dedi kapattı
üstümü giyindim
anneme ananeme gittiğimi söyledim
kapıyı açan yalancı oldu
tam bağırıp çağıracam
ananem seslendi
-kelebeek
-efendim anane deyip elini öptüm
-önce hoşgeldin sonra nasılsın ve son olarak işime karışma,bu kız yarın gelmezse sorumlusu sensin dedi
-ya anane diye lafa girmişken
-önce hoşbuldum sonra iyiyim ve son olarak tamam anane karışmayacam diyeceksin dedi
-peki anane deyip ne yapacağımı bilmezken
ananem yalancıya
-teşekkür ederim kızım gidebilirsin sen istersen dedi
o giderken ben yalancının ananemi etkilemek için ne yaptığını çok merak ediyordum
ananem de uzatmadan anlattı zaten...
** -ne istiyorsun bu yetimden dedi
-ya anane diye lafa girecektim ki
-seni hiç dövmedim ama döverim kelebek niye bağırıp çağırıyorsun kıza?? kız senden korkusundan
ben müsadenizle yapamayacağım dedi.ne diye istemiyorsun ne yaptı kız dedi
-tamam anane özür dilerim kusura bakma dedim sinirli olduğu için
-bilmediğim bişey varsa özrü ben dileyeyim ama kızdan önce bana gelip anane ben bu kızı şu şu şu sebeblerden dolayı
istemiyorum diyerek geçerli bir açıklama yapsaydın sen haklı olurdun..
-tamam anane dedim lafı uzatmamak ve birazda bananecilikten dolayı
-bak kelebek sen de benim oğlum sayılırsın elbet el kızına değişecek değilim seni.. belli ki seni üzmüş veya
istemidiğin şeyler olmuş. kendine göre çok haklı da olabilirsin.. belki de en iyi tanıyan olarak
ilk sana sormam gerekirdi.ama artık işe aldım sayılır ve çok hevesli. şimdi sana karşı
yaptığı hatalar için değil bana yapacağı bir hataya kadar onu çıkaramam.
çıkarırsam sağda solda 3 5 kuruşa kıyamadı derler. dedi
-tamam anane haklısın dedim
-oğlum kızın maddi durumu da iyi değilmiş. devlet bana ihtiyacımdan fazlasını veriyor. kızın yaşı genç
çevresinde görüp canı her bişey istediğinde parasının yokluğundan dolayı babasının vefatını hatırlamasın dedi
-tamam anane iyi düşünmüşsün dedim
-eğer sen haklıysan ben de görürüm yanlışlarını zaten dedi
ben zor görüyorum yalancının yalanlarını ananem nasıl görecekti ki
ama bunu da ananeme söylesem muhtemelen inanmayacaktı
ayrıca yemek taşıma derdinden kurtulmuş olacaktım.
seviyordum ananemi dert olmazdı elbet ama yine de başka işlerimi daha rahat yapabilecektim
baktım herkes karlı çıkıyor bu işten
eyv çekip sesimi çıkarmadım
-araban da hayırlı olsun dedi ananem
-sağol dedim
-artık bizi de gezdirirsin dedi
** -istediğin zaman haber vermen yeterli anane dedim
biraz daha oturduktan sonra müsade istediğimde
-dediklerimi anladığını varsayıyorum kelebek dedi
-anladım anane merak etme dedim
evden çıkar çıkmaz mesaj attım yalancıya
-'ananeme bişey olursa... '
cevaplamadı
cevaplamamasının sessizliği bilgeyi hatırlatırken
bilgenin sessizliği yine kendimi yalnız bıraktı
çok zor du aşk
eşitliği sağlamak için
severken sevilmeyi beklemeli
beklerken sevmeye devam etmeli
mutlu olabilmek için sevildiğini hissetmeli
ama ne yazık ki bir türlü denklemi kuramadım
sırayla işlemleri yaparken pi'yi kader olarak almamaktı galiba hatam
çünkü sonuç hep küsuratlı yalnızlık...
işin kötüsü her bilge aklıma gelişinde
onun sözü itibari ile
'ne zaman aklıma o gelirse, onun da beni düşünüyor olduğunu hissetmemden dolayı daha da çok acı verdi yalnızlık
bilge ile aklıma gelen başka bir konu ise
allah'a yaptığım dua sonucu onun karşıma çıkması
ama aynı zamanda yalancıyı da dua ertesi günü görmüş oluşum
ya benim duam gerçekleşmemişti
ya da ben hala yanlış adresteydim
beni dürten şeytan mıdır bilmem
içimden bir ses
olm kelebek belki de allahın gönderdiği yalancı idi bir de onunla dene diyordu
ama bu ses içime hiç sinmiyordu
her haline sinir oluyordum çünkü
tüm bunlarla beraber staja başlamam gerekiyordu
** günler geçerken ananem den hiç bir şikayet gelmiyor
herkes gayet mesut mutlu gözüküyordu
bir akşam üzeri yemek için ananemlere gittik ailecek
biz eve girdiğimizde
yalancı sofrayı hazırlamış
tek ekgib olarak yemeklerin tabaklara doldurulmasını bırakmıştı
ben en son eve giren olarak
kapıyı kapatırken
yalancı annem ve babama hoş geldin derken
ben bundan nasiplenemedim
annem ve babam yalancıya hal hatır sorarlarken
yalancı müsade isteyerek gitmek istedi
ben hariç herkes otur sende bizimle ye desede
yalancı annesinin evde yalnız olduğu gerekçesi ile gitmekte kararlı gözüküyordu
ananem yalancının annesini de çağırmak istese de
başka bir zaman diyerek olaya noktayı koydu
tüm bunların oluşumu sırasında hiç bana bakmıyor
ve gitmek üzere çantasını alıp kapıya doğru geldi
ben malı hala içeri girememiştim konuşmalara uzak kalmak için
kapısını ben açmak zorunda kaldım
yine suratıma bakmadan ahaliye afiyet olsun dilekleri ile beraber gitti
biz oturduk yemek yerken
ananem kızı anlata anlata bitiremiyor
ben de içimden
-vay amk tezgahı kurmuş kandırmış yine anenemi diye sinirleniyordum
yemeği yedik avara kaldım
bizimkiler gereksiz konuşmalarla
o nasıl bu nasıl geyiğine girdi
çok da uzatmadan tası tarağı toplayıp eve gitmeye karar verdi bizimkiler
bindirdim arabaya
attım eve ama ne uyku var ne de o gece tv de izlenebilecek bir tak
gündüzlerin de pek farkı kalmadı hep aynı şeylerle zaman geçerken
x arkadaşı arıyorum
-olm ne yapıyon?
-internette takılıyom
y yi arıyorum
-olm ne yapıyon
** -faceteyim kızla konuşuyom
iyi tak yiyonuz amk gelin adam gibi çıkalım araba var imkan var
baktım millet eğlenceyi bulmuş
bende gireyim dedim şu internete
gittim oturdum kafeye
yapacak bişey yok
msn açsam silik
face açsam silik
bi kaç spor haberi okudum
yaladım yuttum spor aleminde neler olduğunu
can sıkıntım geçmedi
aç olm kelebek şu face i dedim
ama açmadım çünkü hala bilgeden haber bekliyordum
ablam müstakbel enişte beyin varlığını iyice aileye kabul ettirdi
gel zaman git zaman isteme aşamasına getirmişler
hayırlısı ile evlenmek için
allah emri ile istemeye geldiklerinde
kendimi bir an enişte beyin yerine koydum
ne utanç verici bir durum amk
herkes birbirini tanıyor
muhabbet önceden iyi ama
iş istemeye gelince herkes utangaç rolü yapıyor
verdik gitti dedi peder bey
el öpmeler esnasında ben işin binlik kısmında olduğum için benden büyük enişteye el kaldırdım öpmesi için
o an gülüşmeler oldu ama peder bey affetmedi
bir hafta yayalık cezası verdi arabayı elimden alarak
bizim aileyi bi telaş aldı
yok ne giyecem yok ordan şunu almam lazım
yok nişan burda olsun
davetiye tarih derken onlar kendi dertlerine düştü
bana da meşgale çıktı ailenin şoförü rolü benim oldu
10 gün kadar ananem ve yalancıdan haber almamıştım ki
ananem bize geldi
herkesle konuştuktan sonra
oturduğu koltukta yer boşalınca
-gel bakalım dedi
-buyur anane dedim
-ne oldu ziyaret etmez oldun dedi
-biraz yoğunduk anane dedim
-gelmek istesen vaktin olacağını biliyorum kelebek o kız var diye gelmiyorsun dimi dedi
-yok anane olur mu hiç dedim
-iyi peki görüşcez dedi
ortam da daha fazla konuşmaya müsait olmadığı için konuşmaya ara verdik
ben ananemi evine koluna girerek zütürdüm
-çok iyi kız kelebek dedi yolda
-öyle kalır umarım sana karşı dedim
onun hakkında bişey söyledikçe ben konu değiştirmemden dolayı ananem üzerime fazla gelmedi
ertesi öğlenden sonra beni aradı
cevap vermedim
tekrar aradı
yine açmadım meşgule alarak
mesaj geldi
-açsana eşek herif ben ananen
ben arayacakken o tekrar aradı
-buyur anane dedim
-bi saniye diyerek telefonu ananeme verdi yalancı
-bana bişey olsa ilk kimden duyarsın dedi
-allah korusun dememe kalmadan
-bu numaradan her aradığımda cevap vereceksin dedi
-tamam anane dedim
-şimdi iyi dinle diyerek marketten yaprak sarma yemeği için olduğunu düşündüğüm ekgib listesi verdi
ayrıca ceza olarak yalancıya kontur almamı söyledi
sesimi çıkaramadım ihtiyaçları aldım
konturü de tedarik ederek ananemlere yola koyuldum
malzemeleri bıraktım
ananem kızgın
** -çok kırdın beni dedi
-meşguldüm kusura bakma dedim
-konntur aldın mı dedi
-evet deyip yalancıya uzattım ama almak istemedi
ananemin al kızım zorlaması ile aldı
var mı başka bi emrin diyerek gidecektim ki
-otur bişey iç öyle git nefes nefese kalmışsın dedi
-sağol içmicem dedim
-kelebeeek dedi ters ters bakarak
mutfağa yöneldim
kendim bişey doldurup içmek istediğim için ben girip dolabı açarken
yalancı geldi
kontur kartını uzattı
-ben istememiştim yanlış anlama al konturüm var dedi
-sende kalsın onu da gammazlarsın şimdi ananeme derken
onun hiç bana bakan gözlerinden ikişer damla yaş arka arkaya akacağını bilemedim
o lavaboya koşarken
kartı da yere bıraktı
benim bir özrüm birikti yalancıya belki ama
ordam kaçmam lazımdı
-görüşürüz anene içtim sağol dedim
yolumun açık olması temennisi ile beni uğurladı
aşşağı indim
arabayı çalıştıracam
ama çalışmıyor
vazgeçtim denemekten
oturup kalmışken şoför mahalinde
bir özür mesajı yazmak istedim yalancıya ama
eve geri çıkmaya karar verdim ne yapacağımı bilmez halde
çaldım kapıyı
yalancı açtı gözleri hala kızarık
ne var diyen gözlerle bana bakarken
-ananeme mahallenin çocukları kapıyı yanlışlıkla çalmış dersin özür dilerim demeye geldim dedim
hiç bir şey demeden bana bakarken
ananem seslendi
-kimmiş kızım diyerek
bana baktı yalancı
-mahalle.. dedi sustu biraz sonra tekrar bana baktı -kelebek gelmiş diye seslendi ananeme artık yalan söylemiyorum mesajı vermek istercesine
-bişey mi unuttun oğlum dedi ananem
içeri girmez farz oldu bu gelişe bir sebeb uydurmak için
-anane akşam yemek ayırmayalım mı sana diye soracaktım dedim
-annenin haberi var biliyor o selam söyle dedi
böylece yırtmış oldum mevzudan
işler karmakarışık gelişirken
ben hala bilgeyi düşünüyordum
akşam üzeri yine yalancının numarasından arandım
sıkıyorsa açma amk
-efendim dedim
-bi gel oğlum dedi ananem
gittim yine
yalancı hala orda
ağzıma tıkıştırdı ananem sarmanın ikisini
nasıl olmuş diye sordu
-değişik olmuş dedim
-yalancıya yapmasını öğrettim bugün o sardı hep dedi
-elinize sağlık dedim ananeme bakar halde
bir tabak bizim ev için ayrılmış olan sarmayı aldım
bir tabak da yalancıya vermiş eve zütürmesi için
-kızı eve zütürüver geç oldu dedi ananem
bişey demedim
dışarı çıktım vedalaşarak
yalancıda çantasını ve tabağını aldı
kapattık kapıyı konuşmaksızın dışarı kadar çıktık
ben arabanın alarmını öttürüp kapı kilitlerini açtım
ama o evleri istikametine yürümeye devam etti
-gelmiyor musun dedim
hiç cevap vermeden gitti
gündüz ki üzüşüme bağlayarak ses çıkarmadım
yine bir hafta kadar uğramamıştım ki
ablamlam her fırsatta yalancıdan konu açmaya başladı
yok öyle iyi bakıyormuş yok ananem çok memnun muş falan filan
bana anlatma diyerek kızdım ablama
enişte bey ve ablam
beni sinemaya çağırdılar
-kim kim gitcez dedim
-sen ben enişten dedi
-başka birisi gelirse aramız açılır abla dedim
-açılmaz açılmaz hadi dedi
sinemaya vardığımda yalancıyı da görmem ile korktuğum başıma geldi
ama bu işte yalancının suçu olmadığını onun da beni görmesi ile suratındaki şaşkın ifadeden anladım
herşeyi ablam planlamıştı
herkesin içinde eniştem de bize çok yakınken
-abla uyarmadım mı seni dedim
-ne olucakmış dedi
ters ters bakıp terk ettim sinemayı
iyice sinirlenmiştim ama enişte beyin de orda olması sebebi ile sesimi fazla yükseltmemiştim
akşam eve gelmesini bekledim ablamın
ben lafa girmeden o girdi
-kızın da haberi yoktu benim hatam dedi
-nişan ve düğününde yanında olmamı istiyorsan bir daha yapma diyerek konuyu kapattım
nişan öncesi
enişte bey herkesi pikniğe çağırdı
bir nevi kaynaşma olarak
araba ile iki tur atmak zorunda kaldım
milleti zütürecem diye
tam bitti derken
-olm ananeni de alıp gel dedi babam
çaresiz bindim arabaya
çaldım kapıyı
hazırlanmışlar zaten
sessiz bir yolculukla piknik alanına geldik
onu taşı bunu getir derken
babamın mangal başında durma görevini bana vermesi ile
gibicem pikniğinizi deme aşamasına geldim
çevreyi gözetlerken farkettim ki
ablam ile yalancı da küsmüş
daha doğrusu yalancı ablama küsmüş
zütüm başım is oldu amk
millet çatur çutur yiyor
ben onlara et yetiştiriyorum
amk tavukları sadece yağ ızgaraya koyar koymaz alev alıyor
alev alınca da çevreden eleştiriler geliyor
tuz at
kömürü karıştır
biliyosanız gelin kendiniz yapın dicem ama
zalim peder beni o kömüre sokar o lafı dersem
ben milleti kesiyorum kim ne yiyor diye
bu sırada farkettim ki
bizim yalancı yemiyor
bi yandan ananem önüne bişeyler veriyor ye diye
bir yandan ablam bir yandan da annem
ama ben hala üvey evlat muamelesi görüyorum
allahtan enişte gelip biraz gönlümü aldı
-çok yorduk seni söz senin de yaparsak ben pişirecem. nişanda bir şişe viskin benden dedi
viski sözünü alıp biraz kendime gelince
neşeli neşeli etrafa bakarken
3 kere göz göze geldik yalancı ile
ablam kalktı yanıma geldi
-kolay gelsinn dedi
-git sen onu doyur kardeşin açmı hiç sorma zaten dedim
-salak sen yiyemiyon diye kız da yemiyor dedi
-abla ben seni uyarmadım mı dedim
-iyi be tamam dedi
aklıma birden gelen fikir hiç de fena sayılmazdı
bir kız bumam gerekiyordu
ama kız bulmak kolay mı amk
ama bulmuş numarası yapmak olabilirdi
telefon çaldı çok geçmeden
kısaca akşama halı saha maçını olduğunu belirten arkadaştı ama
ben telefonda öyle konuştum ki
yalancı bilge ile konuştuğumu
ablamda başka kızla konuştuğumu sandı
arasıra kafamı çevirdiğimde
yalancının asılmış suratını beraberine alarak
20 30 metre açılarak tek başına başka bir yerde oturarak beni izlediğini gördüm
telefon kapanmıştı ama ben konuşmaya devam ediyordum
-bende... bende... öptüm... görüşürüz diyerek duyulabilecek şekilde telefonu kapattım
ablamın durumu yalancıya anlatacağını bildiğim için
eve gelince sinemaya gitmiş rolü
evden çıkarken saçlara eksra bakım ile beraber parfümler sıkmam ve normalden
iyi giyinmem ile ablama bir kızla buluşuyorum mesajı verdim
bunlarla yetinmeyip
okuduğum okulun bulunduğu ile bile gittim
bilgeyi görebileceğim mekanları gezdim
ama yine nafile kaldı
ablam nerde olduğumu sorduğunda
-şu an müsait değilim ben seni ararım diyerek kapattım
merak uyandırmak ve kızlayım mesajı vermek için
-gel sen o kız hakkında çok önemli bişey öğrendim diye mesaj attı ablam
hemen aradım
-hangi kız?ne önemlisi kimden öğrendim dedim
-gelince konuşuruz dedi o kapattı
hemen memlekete döndüm
ablama koştum anlat diye
anlatarak olmaz göstermem lazım dedi
hadi göster o zaman dedim sede
-bekle enişten gelsin dedi
eniştemi aradık
aşşağı indik
hadi bin dediler arabaya
-eğer yine yalancının olduğu bir yere gidersek aramız açılır abla dedim
eniştem lafa girdi ben söz veriyorum yok dedi
bir alış veriş merkezine gittik
eniştem leptopunu çıkardı
bağlantıyı sağladı
kendi facebookunu açtı
bilgenin isim soyismini yazmaya başladı
-bir dakika dedim
-ne oldu dedi ablam
-sen nerden biliyorsun onun soyadını yalancıdan öğrendin dimi dedim
-evet ama bakman lazım dedi
-yaa yalancı uydurmuştur onu dedim
hiç se çıkarmadan açtılar
-resimdeki kızı gösterip bu mu dedi ablam
-evet dedim resme bakarak
-bu kızın hani face i yoktu dedi yine ablam
-açmıştır abla dedim
-bu face 3.5 senedir kullanılıyor kelebek yorum ve gönderi tarihlerine bak dedi
şaşkındım ama hala yalancının onun adına face açtığını düşünüyordum
-hem de çok uzun süredir şu isimli çocukla ilişkisi var olarak gözüküyor dedi
isme baktım bilgenin kullandığı hattın sahibinin ismiydi
-ya tamam işte yalancı ayarlamış bunu dedim
-kızın çocukluk resimlerini de mi yalancı ayarlamış, kız basbaya senin face'i silerek kendisi de kullanmıyor imajı vermiş dedi
-öyle olsa herkese açık olmaz sadece arkadaşları görür yorumları falan hiç mi korkmaz bilge ben bir gün face açar da görürüm diye dedim
bunu kendimce kabullenip
yalancının yeni oyunu olarak düşündüğüm için
yalancının ağzına sıçmak üzere yola çıktım
aksilik o ki lastik patladı
biraz tecilli de olsa
evin önüne gelip
-çabuk aşağı in mesajı attım
cevapta gelmedi
kendisi de
yukarı çıktım
kapıyı ananem açtı
-hoş geldin diyerek içeri aldı
-yalancı yok mu dedim
-hayırdır dedi
-hiç sordum öylesine dedim
-meyve almaya gitti gelir şimdi dedi
biraz bekledim
-akşama yine gelirim diyerek kaçtım ananemden
amacım onu aşağı da bekleyip hesabı kesmekti
nitekim beklerken geldi
apartman girişinde
içeri girdi beni görmezden gelip yukarı çıkarken kolundan tutttum
-niye ablama herşeyi anlattın dedim
hiç cevap vermeden gözlerime baktı sadece
-ne diye hala bilge adına facebooklar açıyor oyunlar oynuyorsun dedim
gülümsedi
-cevap versene diyerek sarstım kolunu biraz
-canımı acıtıyorsun bırak dedi
-cevap ver o zaman dedim
-ben oyunu seni severek oynamışım kaybedeceğimi bile bile hemde
sırf seni görebilmek için gece gündüz ders çalışarak yaz okuluna kalmadım
sırf arasıra hoşgeldin veya güle güle diyebilmek için ananene yardım ediyorum
ablan aradı çok sinirli dikkat et dövebilir dedi
ama kaçmadım
niye kaçmadım biliyor musun?
senin bilge ile her buluşmanda babasından dayak yeme ihtimalini bile bile gitmen gibi bir sebeb işte..
**sessizce yukarı çıktı
o çıkarken ben kendi içimde çöktüm
o yine sevdiğini utanmadan
ve artık gör beni dercesine söylüyordu ama
kendime sorduğumda doğru dürüst bir cevap vermiyordu kalbim
öylesine karışıktı ki duygular
fenerbahçeli birisinin
galatasarayın uefa kupası almasından dolayı
rakip takım olduğu için üzülmeli mi
yoksa türk takımı olduğu için sevinmeli mi karmaşası mevcuttu
sevemiyordum
aklım bilgede idi
hala onu seviyordum
yada sevdiğimi sanıyordum
ikiside suçluydu aslında
gönlüm hakim olsa
bilgeye kalbime yalan aşk beyanında bulunmaktan başkalarının ömrüne ömür boyu sürgün verirdi ama
benim bilgeye verebileceğim bu en büyük ceza
zaten onun için bir dilekti
bu aşkın cezasını yine hakim olan ben
ne tak yiyeceğini bilememe cezasını ağırlaştırılmış olarak çekiyordum
** insanlar garip
ömrünün en kafası güzel zamanında
kurulmuş bir rakı sofran varken
yan masaya gidip bi kaç kadeh aşk öldüren içmek gibi aldatmak...
afiyet olsun bilge hanım
şerefsizliğinize kaldırıp içeriz rakımızı kafamızı yalnız yaparız
oturursa bir dost yanımıza
ona da yeni bir sofra kurarız...
apartmandan çıkışım
eve varışım arası 40 dk oynamıştır max
ablam evde telefonda konuşuyor
konuşma da denilmez büyük ihtimalle dert dinliyorcasına
ağlama, herşey yoluna girecek şeklinde teselli ediyor birilerini
neyse sonra görüşürüz diyerek telefonu kapattı
-sana da bişey demiyorum artık kelebek dedi
-ne oldu dedim
-oğlum bi şans ver şu kıza artık dedi
-allah allah belamısınız başıma sevmiyorum diyorum anlamıyor musunuz dedim
-sevdiklerini görüyoruz beyefendi diyerek lafı koydu, muhabbeti yarım bırakıp mutfağa gitti
arkasından mutfağa gittim bende
oturdum sessizce
o nişanlısına kurabiye yapmakla meşgulken
-herşeyi anlatıyor mu abla sana dedim
-herşeyden kasıt?ne dedi
-benimle ilgili dedim
** -ne anlattığını bilmem ama anlattıklarından tek anladığım seni çok sevdiği dedi
-nişanlın sana yalan söylese severmiydin dedim
-ben yalanı destekliyorum demedim,ama hatasını zaten kabul ediyor. dedi
-gidip bir kaç yalan da ben söyleyeyim sonra hatalıyım ama sev beni diyeyim o zaman dedim
-valla ona bile razı galiba dedi ablam gülerek
-ne zaman aşık olmuş ki bu bana hiç iyi davranmıyor artislik yapıyordu ilk başlarda şimdi ne olmuş ağlıyor sızlıyor dedim
-kendin sor ben bilmem dedi
-ben konuşmam onunla dedim
-kızı isteyenler varmış başkası ile evlenir içinde pişmanlık kalır.her başkası ile beraber olup ayrılışında
acaba benim ki yalancı idi de ben mi kaçırdım dersin, karışmam sonra dedi
sonra enişte bey aradı
vay canım sana kelebek şeklinde kurabiye ay şeklinde kurabiye bilmem ne şeklinde kurabiye yaptım diye geyiğe başladılar
onları yalnız bıraktım
enişte ahalisi ve bizimkiler
nişan yapabilecekleri mekan aramaları ve nişanda gelişecek olaylar zincirlemesi planlamalarını yaptılar
sonuç olarak bir kafeteryaya yakın akrabalardan oluşan bir davet şeklinde
nişan yapmaya karar verdiler
peder bey sağolsun bir takım elbise aldı o kadar harcama arasından
nişandan iki gün önce enişte bey bir şişe viskiyi bana verdi
bir bardağını kendisine nişanda kola süsü verilmiş şekilde getirmem şartı ile
nişan günü tüm gereksiz ama yapılması gereken teferruatlarla uğraştıktan sonra
kafeterya girişinde
welcome komitesi vekili şeklinde sıralamada kendime yer bulup
gelene geçene hoş geldin karşılaması yaparken
ananem yalancı yalancının annesi beraber geldiler ama
benim tek farkettiğim kişi yalancı oldu
benim yanımdan başı eğerek geçti
** makyajı bile yüzünün kızarıklığının farkedilmesine engel değildi
herkes oturduktan sonra alkış kıyamet ablamlar geldi yerlerini aldı
slowdan girip ankara'ya geçiş yaparken millet
ben sekten girmiştim viskiye
masa altı bi kaç tane içtikten sonra
hiç utanmadan piste çıkıp oynayacak kıvamı çoktan geçip
takunu çıkarmaya meyilli hale gelmiştim
kafamı ne zaman sağa çevirsem bana bakan sabit bir çift göz vardı
kızlar da oynarken ben ananemin yanına gittim
-nasılsın niye gelmiyorsuna cevap verirken
-git bana siyah bir poşet alıp gel dedi ananem
-ne yapıcan anane miden mi bulanıyor dedim
-çabuk çabuk dedi
marketten bir tane getirdim
ona uzatmıştım ki
-git o içkiyi bana getir dedi
-hangi içkiyi dedim
-çabuk dedi
onunla konuşurken içkinin kokusunu almış olsa gerek
yarım kalmış viskiyi siyah poşete koyup ananeme getirdim
kocakarı çantasına attı
-nişan bitince gel al dedi
el koyulan viskiyi es geçip başka içenlere yancılık yaparım nasılsa mantığı ile kalktım
şerefsiz spiker oynamam için beni piste çağırınca utandım ama oynamamak olmazdı
bi kaç sallandım
ben oynarken pist doldu
gelenler arasında yalancı da vardı
** ablamla eniştem zaten bana yakın oynuyordu
yalancı da ablamın yakın arkadaşı olduğu için
bizde kaçınılmaz mesafe yakınlığı oldu
ama ben kaçtım
takı merasimini mütakip
son dans için
ablamla eniştemin sevdiği şarkı çalmaya başladı
çiftler bir bir kalkarken
yalancıya da dans etmesi için enişte bey akrabası tarafından birisinin teklif ettiğini farkettim
ama kabul etmedi
eniştem beni çağırıp ablamla dans etmemi söyledi
ablamı bırakıp teklif eden çocukla bir şeyler konuşurken
ablamla ben dans etmeye başladım
enişte gelince ayakta kaldım
ablam kaş göz işareti ile dansa kaldırmamı istiyordu yalancıyı
onların masasına gidip
-bu dansı bana lütfeder misiniz sultanım dedim ananeme...
-maaalesef dedi
-hadi anane dedim ama
-deden bile kaldıramadı bence uzatma dedi
masada sap gibi kaldım ayakta
reddedilmiştim
ben salak salak beklerken
ananem yalancının annesin de aynı masada olması sebebi ile
-arkadaşını kaldırsana dedi
annesi de gülümseyerek baktı ve hiç surat çatılması olmadı
ben aslında istemiyordum ama
yine de raconen sordum
-dans edelim mi diye
** -etmeyelim yorgunum dedi
hiç beklemediğim bir tepkiydi
ben sorunca direk kucağıma atlar sanıyordum halbuki
-peki dedim masadan duble züt olmuş şekilde ayrılırken
reddedilmenin gıcıklığı ile bir köşeye çekilmiştim ki mesaj geldi
-özür dilerim annem varken edemem...
bu aslında geçerli bir sebeb olmasına rağmen
ben şerefsizliğim dolayısı ile
-önemli değil ben öylesine sormuştum zaten dans etmek istediğimden değil.. mesajını yazıp gönderdim
cevap gelmedi ama bakışlarından üzüntüsü belliydi
gece bitti
aile büyükleri için gerekli eğlence ve takı olayı tamamlanmıştı ama
elbet gençler biraz da ailelerinden ayrı eğlenmek istiyorlardı
eniştem beni çağırdı
bir yere gidelim mi diye sordu
farketmez diyerek seçimi onlara bıraktım
gece biterken ananemi uğurlamaya bende gittim
gençler olarak kalıp başka bir yere gidecektik
ananem arabanın anahtarını almak koşulu ile
yarım kalan viski şişesini geri teslim etti
ben viski şişesine konsantre olmuşken
unuttuğum şey
yalancının da genç grubla kalmasıydı
babam ve annem taşkınlık yapmamam konusunda sıkı sıkı
ve defalarca uyardılar
** mekandan çıkıp beraberce 20 kişi civarındaki grupla
oturulabilecek bir mekana gittik
enişte beyin bir kaç arkadaşı ve ben
içilebilecek bir şeyler alıp oturduk
ben birazda sarhoşluğun etkisi ile
mal mal milleti dinleyip
otururken yalancının varlığını yine unutmuştum
telefona bakarken aklım gelen kişi bilgeydi
ama bilge aklıma gelince yalancı geldi
bilgenin başka birisi ile ilişkisi var iken benimle çıkmayacağına nedendir bilinmez
inanamıyordum
tüm bunların altında da yalancının olduğunu düşünüyordum
ama ona soramazdım çünkü yalancı bana aşıktı
normalde de soramazdım çünkü konuşmuyorduk
ama içim içimi yediği için
yalancı ile konuşmaya karar verdim
-sen içmeyecek misin bişey dedim
-hayır teşekkür ederim dedi
-hmm bira içersin sanmıştım dedim
-yorulma gerek yok dedi
ayağa kalktım bir kaç kişi nereye diye sordu ama cevaplamadan markete gidip
iki tane bira aldım geldim
bu hareketimi ablam eniştem ve yalancı garipsese de benim planım farklıydı
verdim birayı
-eee nasıl gidiyor dedim
-iyi dedi
utandığı için sanırım uzunca yudumlayamadı birayı
-senin ki nasıl gidiyor dedi
-dünya dönerken ben dönmezsem başım dönüyor dedim
** -anlamadım dedi
-hayata ayak uyduruyorum işte dedim
-ablan söyledi üzüldüm dedi
bu kadar çabuk bilgeye geçiş yapmasına planımın bir parçası olarak
-ben üzülmedim dedim
-onu seviyorsun sanmıştım dedi
-ben de öyle sanmışım dedim şaşırmış ifadem ile
-ben nasıl anlayamamışım böyle bir şey olduğunu, hiç beklemezdim dedi..
aslında adıma üzülmüş olması lazımdı ama kendi adına sevindiğini mimikleri ele veriyordu
-boşver bitti artık dedim
-üzülmedin mi kelebek aldatılmış olmaya dedi.. bilgeyi suçlayıp kendine prim çıkarırcasına
-üzüldüm ama aldatıldığıma değil dedim
-niye üzüldün peki dedi
-eğer ben iyi bir erkek arkadaşı olabilseydim aldatmazdı.. demek ben bişeyler ekgib yapmışım ki aldatma gereği duymuş dedim
-o nasıl düşünce öyle, kızın genlerinde varsa aldatmak seninle ne alakası var dedi
-huur demek kolay aldatan için ama eğer aldatılmayı hakettiysem ben suçluyum,ama haketmediysem de iyi ki gitmiş zaten dedim
-yani sen bişeyi ekgib yaptı da ondan mı gitti demek istiyorsun dedi
-herkesin tatmin seviyesi çok farklı, kimileri buket buket güle kimileri bir kerecik görebilmeye.. dedim
-haklısın ama bence senin hiç suçun yok dedi
biz konuşmaya dalmışken farkettim ki bizi yalnız bırakmak adına herkes dağılarak grublaşmış
-vardır muhakkak boşver bilgeyi dedim
-tamam özür dilerim dedi
aslında benim beklediğimden daha rahat bir konuşma geçiyordu
ama onun daha önceki yalanlarından dolayı
tüm kurduğu cümlelerin yalan olabilmme hesaplarını yapmak zorunda kaldığım için daha çok düşünmek mecburiiyetinde kalıyordum
** geçmişi silmiş olsak o an aşık olablirdim ona
ama geçmişi silerken bilgeyi de silmem gerekiyordu
ben yalancıya karşı duygusal anlamda aşk denilmeyecek kadar rahat olduğum için
ağzımdan çıkacak soru ve cümlelerde kasılma yaşamıyordum
zaten kıza daha önce ağır konuşmuş
küfür etmiş hatta başka bir kız uğruna tokat atmış olmama rağmen
hala ben seviyor oluşu
benim kalbimin zütünü oldukça kaldırmış
kendi kendime ulan sövdüm dövdüm başkası ile göz göre göre çıktım
beni ne yaparsam yapayım sever mantığı ile
biraz dalga geçercesine
biraz da ti'ye alarak
-demek sen bana aşık oldun dedim
o an allaha kirpikleri olduğu için dua etmiş olmalı ki
utanarak gözlerini kısıp başını aşağı indirdi
zevk almaya başlamıştım
hafif alkol etkisi ile olsa gerek anti mütavaziliğin takunu çıkararak
-suç sende değil ben çok yakışıklıyım dedim
konuşamıyor olması
utanması
zevk veriyor daha çok utandırmak için devam etmem gerektiğin düşünüyordum
ki harbiden bir sevene bunu yapmak
sevmiş birisi ile dalga geçmek
kendimin bile alışık olmadığı birşeydi
-hangi ara aşık oldun bana dedim
bilmem'i ifade eden surat mimiği ile yine sessiz kaldı
** -olur mu sence dedim
-ne olur mu dedi
-biz dedim
-anlamadım dedi
-beraber olsak mutlu olur muyuz sence dedim
-bilmem dedi
-olamayız dedi
-neden dedim
-ben seninle şu an beraber olmak istemiyorum ki dedi
şaşırmıştım
-neden hani seviyordun dedim
-seven benim sen değil dedi
-nerden biliyorsun dedim
-benim bildiğim daha önemli bişey var o da bilgeyi hala seviyor oluşun o yüzden ben seviyor olman anlamsız dedi
-yani benimle çıkmak istemiyorsun öyle mi dedim
biraz sinirlenerek
-başka zaman konuşalım sarhoş oldun galiba dedi
-yoo gayet iyiyim ve teklifimi yaptım seçim senin dedim
-dalga geçiyorsun dedi üzülerek
aslında evet basbaya dalga geçiyordum
ama devam ettirmek için
gözlerine bakıp
-hayır dalga geçmiyorum ve ciddiyim dedim
-hayır kelebek yapamam böyle bir başlangıç çabuk bitmesine sebeb olur, zaten uzundur bekliyorum ve yine beklerim ama
aklın başkasında iken yapamam dedi
biraz sessiz kalmışken
** -beklerken başkaları girebilir ama dedim
-benim için öyle bir ihtimal yok ama senin hayatına başka birisi girebilecekse zaten hazır olmadığın anldıbına gelir dedi
-ama diye lafa girecekken
-sus lütfen sus, seviyor gözüküp sevmemen hiç sevmemenden daha çok acı verir, çocuk değilim ben,
dünün ile bugünün arasında çok fark var, yapma lütfen dalga geçme benimle dedi
-haklısın, selamın aleyküm konuşmaya başladık ve dakika bir itibari ile bilgeden konuştuk,
o yüzden biz olamayız bir süre hep o da olucak, gerçekçi olmak gerekirse yanlış anlama ama
sana güvenebileceğimi de sanmıyorum,her lafında yalan arıyorum,her cümlenin sağlamasını yapmadan inammıyorum
eğer biz olammıyorsak bunun tek suçlusu benim bilgeyi sevmiş oluşum değil senin en başından ber gereksiz yalanların oldu dedim..
bir nevi yalancının suratına hatalarını bir bir vuruyordumm
-seninle ilgili hayal kurarken mutlu olup sonra gerçekleşmeyeceğini bilmek kadar büyük ceza olamaz dedi
-ne hayali diye sordum
cevaplmaya hazırlanırken
hadi gidelim diye seslendi ablamm
-cezam yine başlıyor ama bugün ki hayalim çok gerçekti,iyi geceler...
**benim saçmalığım sebebi ile artık arkadaşlar arasında da
benim ile yalancı arasında birşeyler olduğu düşünülüyordu
çünnkü herkes gülüp eğlenerek ablamların nişanını konuşurken
biz muhabbetten uzaklaşıp kendi geyiğimizi yapmıştık yalancı ile
herkes kalkmış gitmeye hazırlanırken
kimin kiminle gideceği kaosu yaşanmaya başladı
bazıları gitmek isterken bazıları oturma taraftarıydı
yalancı geç kaldığı gerekçesi ile gitmek isteyenlerdendi
ve onu zütürecek kişi olarak tek ben gözüküyordum
o ablam ve eniştemi tekrar tebrik ederken
ablam ve eniştemin darısı başına derken
başlarının bana bakıyor oluşu da onu utandırmaya fazlası ile yetmişti
önden yola koyuldu
düştüm arkasına
ahaliden hafif aralandıktan sonra beraber yürür olduk
-teşekkür ederim dedi
-ne için diye sorduğumda
onu eve bıraktığım için olduğunu hatırlattı
dalga geçer modda olan ben
-sanırım sen beni eve bıraksan daha iyi olucak sarhoşmuşum ya biraz saçmaladım baya galiba dedim
-saçmalamak ayrı yarın hatırlayabileceklerini söylemek ayrı dedi
kendi kendime ama onun duyabileceği bir şekilde
-vaay bee yalancı hanım demek benimle çıkmak istemiyormuş dedim
-galiba benim seni eve bırakmam lazım gerçekten sarhoşsun dedi
mesafe kısaldı eve varma arefesinde iyi geceler diyerek
yukarı çıktı
kendi evime dönüş yolunda kendime fazlası ile kızmama sebeb olan şey ise
zaten içkinin yeterince takunu çıkarmış olmama rağmen marketten
cila niyetine bir bira daha almam oldu
ulan pekekent zaten zütün başın oynamış içmekten
hala içecem diye uğraşıyorsun diye kendi kendime söylendim eve gelince
nasıl uyuduğumu bırak nasıl eve geldiğimi bile hatırlamazken
sabah kalkar kalkmaz
mesaj attım yalancıya
-nerdesin diye
ananem de olduğunu belirten cevabı verdikten sonra
yola koyuldum
kapımı açan yalancı oldu
-günaydın
-günaydın
-ben ayıldım da,şey işte tekrar etmek istiyorum dedim
-neyi tekrar etceksin dedi
tam basıcam yine teklifi ananem seslendi
içeri girdim
bende bir artislikler
bi utanma tripleri
bi alttan alttan bakmalar
gören liseli ergen sanır
yalancı ise bu hallerime
gülsem mi utansam mı? karmaşasında
ananem bi kaç gereksiz soru sordu
öyledir böyledir onları cevapladım
-başka yemek yapıp yapmayacaklarını sordum
-ne istediğimi sordu ananem
ben söyledim
-bakarız diyerek konuya kilit vurdu ananem
ben kaçayım artık diye ayrılırken
kapıda
-kararını verdin mi diye sordum yalancıya
-hayır dedi
-bana mı hayır yoksa karar'a mı dedim
-hadi güle güle kelebek dedi
kapı kapandı
akşama kadar volta geyik arkadaş ot tak
zaman geçirdikten sonra akşam eve geldiğimde
nişan geyiği devam ediyordu
ablam aralarından sıyrılıp
-bak bakayım sen bana bi konuşalım dedi
-buyur abla dedim
-ne iş olm teklif edip duruyor muşsun kıza dedi
-hangi kıza dedim
-olm dalga mı geçiyorsun, daha dün istemiyordun dedi
-ne oldu kızın bi kusura mu var dedim
-yoo dedi
-e daha düne kadar çıkmamızı istiyordun asıl sana ne oldu dedim
-olm ciddi misin sen dedi
-ciddiyim ama yine kızdım, hemen yetiştirmiş sana dedim
-yok yok kızma,ben zorladım ne konuştunuz diye dedi ablam
ablama da ciddi olduğumu daha doğrusu ciddi olduğum rolünü de yaptıktan sonra
bazen atak yaparak
bazen onun gelmesini bekleyerek
peşinde koştum durdum
ben sallamaz davranınca
gel yemek yaptık diye çağırdı
veya ablamları da yanına alıp kafeye çağırdı
ben gidip karar verdin mi diye takılınca
ciddi olup olmadığımı anlayamadığı için bişey diyemedi
ama artık işi ciddiyete döküp kabullendirmem lazımdı
çünkü okula gitme vakti yaklaşıyordu
mesajlarla atağıma devam ederken
bir akşam üzeri
-sıkıldım mesajına
-aşağı in diyerek karşılık verdim
biraz, olmaz gelemem, nereye mesajlarına
gel işte diyerek ayar verip
araba ile onu bekledim
arabayı sürdüğüm yer manzarası olan
oturup konuşmaya son derece elverişli
memleketin güzide yerlerinden birisiydi
çıktım arabadan onu hiç çağırmadan
oturdum memlekete nazır
çıkıp yanıma geldi ve oturdu
hayli sessizlik sonrası
-ne güzel değil mi dedim
-evet çok güzel gözüküyor dedi
-şehir değil kastettiğim dedim
-nedir dedi merakla
-hayal kurmak dedim
-hayallerinde güzel birisi varsa çok güzel gerçektende dedi
-bazılarının hayal kuracak kara kaşlısı kara gözlüsü vardır, bazılarının ise kara geçmişi kara gelecek korkuları dedim
-var mı senin kara gözlün dedi
-sen varsın dedim gülümseyerek
-yuh daha gözlerimin rengini bilmiyorsun bir de utanmadan asılıyorsun bana dedi
-belki korkmuşumdur derin derin bakmaya nerden biliyorsun dedim
utandı yine
-gıcık, sadece an'ı kurtardın dedi
-özleyecek misin okula gidince dedim
-hayır dedi kinayeli
-bu şehir özlenmez mi dedim. şehri göstererek
-pff çok uyuzsun ben şehri mi kastettim dedi
-ben de beni kastetmedim ki dedim uyuz bir şekilde
bu konuşmayı hemen mütakip omzuma yumrukçuk attı bir tane
-gidelim mi dedim
-biraz daha kalsak olmaz mı dedi
-bi gören filan olur sevgilim değilsin bişeyim değilsin, adım çıkmasın dedim
-alla alla senin mi adın çıkar benim mi dedi
-adımız beraber çıksın mı dedim
yine gülümseyerek
-hayır naz yapıcam biraz daha dedi
-iyi yap bakalım, usanacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. dedim
-okula gidince görcez bakalım arayıp sorcak mısın dedi
-haa senin bir sene de okul var dimi, tekliflerimi geri alıyorum,kim bekleyecek bir sene okulu ohoo ben başkasına bakayım en iyisi dedim
kalktı yürümeye başladı
arabayı de es geçip yürümeye devam edince
arkasından koşma gereği duyarak yetiştim
nereye gittiğimi sormalarıma cevap vermedi ama
o an ağlamaması için cem yılmazın best of esprilerini arka arkaya sıralaması gerekiyordu
tuttum kolundan daha fazla uzaklaşmaması için
biraz eğilip gözlerine baktım
-ben aldım cevabımı, şehri değil beni özleyecekmişsin dedim
geri dönüp arabaya binerken kapısını açtım
ve düşük hızla onu evine bıraktığımda
iyi geceler dileğime
kendisinin bile duyduğundan şüphe ettiğim
iyi geceler ile cevap verip evine çıktı
ertesi gün durum kontrolü amaçlı
mesajlar yazdığımda
iyi olduğunu belirten mesajlar yazdı
artık ablama ben bişeyler yapalım beraber şeklinde isteklerde bulundum
bu yapılan şeyler arasında
biryerlerde oturmak
bazen dondurmacı
bazen sinema bazen yemek şeklinde gelişirken
ablam ile eniştemin gözünde biz resmen çıkıyorduk
ama bu durumu henüz resmi olarak açıklayamıyorduk
ama işin aslı bana göre ortada birşey yoktu
ne canıydım ne aşkı
çoğu zaman uyuzu ve gıcığıydım yalancının
yalnız kaldığımızda çok ciddiyetsiz tekliflerime devam ettim olur olmaz yerlerde
ablamlar geleceklerini söyleyip gelmedikleri bir öğle yemeği ile
ilk defa çevrece bunlar çıkıyorlar mı düşüncerini etrafa yaymış olduk
-gelmiyorlarmış ablamlar dedim
-niye dedi
-işleri çıkmış dedim
-senin planın bu dimi dedi
-bende senden şüpheleniyordum valla dedim
-çok meraklıydım seninle yemek yemeye dedi dalga geçer halde
-ulan herkesde bize bakıyor,dur ben bir açıklama yapayım millete çıkmıyoruz diye, yanlış anlayacaklar dedim
-utanıyorsan gidelim dedi
-ooo demek sen utanmıyorsun dedim
-yemek yemenin nesi yanlış dedi
-ama çevreden bakanlar bizi sevgili sanıyor dedim
-off tamam yemeğini ye hadi dedi
-emredersiniz dedim
-konuşmaktan yemeye fırsat bulabilirsen tabi dedi
o da eski formuna dönmeye başlamıştı
ben ne kadar gıcık olabiliyorsam o nun da benden geri kalır bir performans sergilemeyeceğinden emindim
ama ben daha şanslıydım
çünkü o deli gibi seviyordu..
ama benim ya aklımda ya kalbimin bir kenarında bilge vardı
o yüzden onu sevmeye konsantre olamıyordum
okula gitmesine bir gün kala
tekrar buluşma isteğime teyzeleri geleceği gerekçesi ile refakat edemedi
bundan duyduğu üzüntüyü de mesajla
-kaçabilmek için bahane mi bulsam acaba dedi
-çok mu özledin beni dedim
-denize düşen yılana sarılır kelebek, hemen kendine pay çıkarma dedi
-iyi bende gideyim yatayım o zaman dedim
-yaa hayır yatma dedi
-o zaman yakışıklı bir yılan olduğumu kabul et dedim
-haha sen mi diye yine dalgasını geçti
çıkamadı o gece
ertesi gün
ananemle vedalaşmaya annesi ile gelirken
ben de ordaydım
ananemin yüklü miktar para verme isteğine
yalancı karşı çıkarak
-para için yapmadım anane dedi bana bakarak
demek istediği torununa daha yakın olabilmekti anldıbına geliyordu
-bende bişey yaptın diye vermiyorum ki,borç veriyorum sonra çalışır ödersin dedi
-yok bu çok fazla alamam dedi
-herkesin peşinden koşup helallik isteyecek kadar vaktim kalmamış olabilir,al diyorsam al dedi ananem
geyik uzadı ve sonuç olarak ananem galip geldi
bir kısmını çantasına zorla sokuşturdu
geri kalanını için de
hesap numarasını almam için bana talimat verdi
birbirlerine çok alışmış oldukları veda sırasında ki göz yaşları ile açıklana bilirdi
ama yalancının ananemi ne kadar sevdiğini anlamam için
evden çıktıktan sonra
-ya bir daha göremezsem diyerek içeri girip tekrar öpmesi yeterli oldu
onları evlerine bırakabileceğimi söyledim ama
alışveriş yapacakları gerekçesi ile olmadı
ben dışarda iken
ablamla da görüşüp vedalaşmış yalancı
bilet saatini sordum
gece bineceğini söyledi
-tamam hayırlı yolculuklar dedim
-markete gitmem lazım da bizim evin altında ki saat kaçta gitsem acaba diye mesaj attı
beni son kez görme isteğini belirten bir mesajdı bu
-bizim bakkalda da sakız kalmamış şimdi yola çıkayım sizin bakkaldan alırım dedim
gelme zamanımı doğru hesaplamış olacak ki
market önünde karşılaştık
biraz yürüdük
-iyi yolculuklar dedim tekrar
sarılırken
-başkalarına bakarsan kafanı kırarım dedi
-birisi var mı ki başkası olsun dedim(onun hala çıkma teklifimi resmi olarak kabul etmemiş olmasına gönderme olarak
gülümsedi
biraz uzaklaştı
arkasını döndü
-kelebek diye seslendi
sadece göz kırpma ile ne var dedim
-ben varım dedi
-benim bir sevgilim mi var şimdi dedim
sessiz olmamı belirten sus işareti yaptı gülümseyerek ve çevreye bakarak
-uzaktan kabul edersen öyle olur hanfendi dedim
-vazmı geçsem acaba ?dedi
bana bişey söyleyecek fırsat kalmadan
gitti
birinci aşama tamamlanmış
yalancıyı sevgilim yapmış
artık onu ziyaret ediyormuş gibi bilgenin olduğu il'e gidecektim
ve kimse o ile niye gittiğimi sormayacaktı
sorsalar bile cevapları yalancı için olacaktı
ama benim en büyük soru işaretim hala bilgeydi
**ona gider ayak bir sürpriz daha yaparak terminalde uğurlamak istedim ama
hem abisi hem hem akrabaları hem de bir kaç kız arkadaşı onu uğurlamaya gelmişti
zaten züt içi kadar olan terminalde reklam olmaya gerek yoktu
zira adımız aile içi de duyulursa bu benim için pek iyi olmazdı
ben uzaktan izlerken sürekli çevresine bakıyor oluşu ile
gözlerininin beni arıyor olduğunu anladım ama
ben gizli kalmaya devam etme kararı aldığım sırada
bir mesaj düştü telefonuma
-uyuz
-maşallah ne çok sevenin varmış dedim
mesajı okur okumaz tekrar sağa sola baktı belki bir belki yarım saniyeliğine gördü beni
-teşekkür ederim dedi
aradım
numaradan olduğu çok belli olan ağlamaklı ses tonu ile
-alo dedim
konuşmanın devdıbına sahte hıçkırıklar ve ağlamaktan konuşamama efektleri verdim. çünkü gerçekten ne diiyeceğimii bilmiiyordum
-kelebek numaradan mı ağlıyorsun sen? dedi
hemen sesimi düzelterek
-sen ağlamıyorsun ben ağlayayım bari, sevgilim gidiyorda dedim
-gözlerim seni aramaktan ağlamaya fırsat bulamadı. gelişin de mutluluğum için gayet yeterliydi.hem ağlayacak çok zamanım olucak dedi
-göz yaşlarını bile taksitlendirmişsin tebrik ederim dedim
-peşin olarak da sevdim ama dedi. lafı koydu
-iyi bakalım görücez dedim
-gitmem lazım.. kendine iyi bak lütfen dedi
-görende uzun süre görüşemeyeceğiz sanır ilk mola'da görüşcez işte abartma dedim
-ilk molaya kadar iyi bak o zaman görüşürüz diyerek kapattı
ama ben ne yaptım
çok umarsız bir şekilde uyudum
onun beni merak edeceğini bile bile
aslında yolculuk yapan o olduğu için benim onu merak etmem gerekirken hemde
sabah kalkıncada umarsızlığa devam edip birikmiş mesajlarına tek cevap atmadım
öğlene doğru takunu çıkarıp hiç bir açıklama yapmadan
uyuya kalmışım bile demeden, sadece
-afiyet olsun yazıp gönderdim
-iyi eğlenceler yazarak karşılık verdi
ben alaka kurmakta zorlanırken
kafamın sonradan şarj etmesi ile onunla eğlendiğim imasında bulunduğunu anladım
cevap vermeyerek aslında ne yapacağımı bilemekten ziyade
nasıl yapacağımı düşünmekteydim
ablam da şaşırtıcı olmayan bir şekilde
sürekli benimle yalancı hakkında görüşüyorlardı
enişte bey ile çoktan babamdan izin alıp benimle beraber
okumuş olduğum ili ziyaret planlamasını bile yapmışlardı
yalancının gittikten sonrak ilk hafta sonu
bende gittim
** fiziken yalancı ile buluşacaktım
onun fiziği ile bir görünüp bilgey görecektim
şehrin en popüler cafesine gidip yalancıyı orda beklemeye başladım
aslında beklediğim şey bilgeyi görebilme ihtimali idi
onlarca insan girip çıkıyor olmasına rağmen benim gözlerim bilgeyi henüz seçememişti
sadece birer kahve içtikten sonra bulunduğumuz yerden gitmek için
-ne yapalım diye sordum yalancıya
-oturuyoruz ya işte. sıkıldın mı diye sordu
acıktığım bahanesi ile başka bir yere gitmek istediğimi belirtim
hafta sonu itibari ile yürünebilecek
her yeri yürürken yalancıyı da peşime taktım
kullanndığının farkında olmayan yalancı halinden oldukça memnundu
bu memnuniyetindeki en büyük etken
benim onun özlemine dayanamayarak ilk hafta itibari ile geldiğimi düşünmesi
sürekli onun yanında olmam
ve onun yerine bilgeye konsantre olduğum için her söylediğine geçiştirme de olsa
olumlu cevaplar veriyor olmamdı
yalnız ilişkimiz
benim alakasızlığım sebebi ile canımlı cicimli,
veya liseli style sokakta el ele yürüme tarzında değildi
sevgili olsakta ciddi bir mesafe vardı aramızda
benim ümidimi kesmem ile memlekete dönme isteğim oluştu
çünkü gezilebilecek ve gidilebilecek her yere yalancıyı da sürüklemiş ve sonuç alamamıştım
yapıyor olduğum şerefsizlikle vicdanım arasındaki büyük kavga sebebi ile
yalancıyı da üzmememek adına
ona olabildiğince mesajlar yazıp
aramalar yaparak
**imkanlar ölçeğinde beyaz altından bir kalp kolye alıp ona verdim
sabri yılın futbolcusu seçilse o kadar sevinemezdi herhalde
ama bana göre rutin bir sevgililik göreviydi bu
4 hafta sonu daha arka arkaya gittim
ama bunların 2 sinde yalancıya geldiğimi bile söylemedim
5.inci gidişimde bilge konusunda kayda değer tek gelişme
babasını görüşüm oldu
bir süre takip evlerini öğrendim
2 gün boyunca evlerinin civarında gezdim ama
kız markete bile inmiyordu
her hafta sonu gidiş maddi anlamda beni zora soktuğu için
bir hafta sonu ara verdim
benzin masrafı sebebi ile arabayı çalıştırmadım bile
ama bilgeye olan merakımdan çatlamak üzere olduğum için
ananemden para istedim
-ne yapacaksın diye sorduğunda
-yalancıya vereceğim parası bitmiş yalanını uydurdum
niye yalan söylemiştim?
bunu seve seve kabul eden ananem
-kızı üzersen hakkımı helal etmem dedi
yalancıyı aramadan ve ona haber vermeden
ananemden aldığım para ile hafta sonu yine gittim
yalancıdan gelen mesajlar
beni çok özlediğine dair olurken
benim ona verdiğim karşılık
-bende idi ama özlediğim kişi bilgeydi
yine tek başıma bilge izi sürerken
babasının evi olduğunu tahmin ettiğim yerlerde dolaşmaya devam ettim
bu dolaşmalar sırasında
yalancının bir kız arkadaşının beni görüp
yalancıya gözün aydın senin ki gelmiş diyeceğini hiç hesap edemedim
baskın yedim beyler
** hemde suç üstü ve olay mahalinde
bilgeyi arayan gözlerim yalancıyı gördüğünde
bana bakan yalancının gözleri
hayatım boyunca duyduğum en büyük küfürü etti
o küfürlü bakışa savunma bile yapamadım
yutkunmaktan başka
anlamışmıydı acaba?
tabiki de anlamıştı
yaklaşıp
-pardon sizi rahatsız etmemin amacı rahatsız etmek beyefendi dedi
-tam da seni arayacaktım dedim kıvırma amaclı olarak ama hiç de yiyecek gibi durmuyordu
-gel kelebek onu burda bulamazsın dedi
on dan kasıt tabiki bilgeydi
o zaman bilgenin nerde olduğunu biliyordu
ama takip etmek için iyiden iyiye şerefsiz olmam gerekiyordu ki
ben şerefsizdim beyler
o önde ben arkada yürüdük bir başka sokağa girdik
bir kafeye geçtik. caddeye bakan yerde bir masaya beni buyur etti eli ile
-iki tane soğuk su verir misiniz dedi garsona
sular gelmeden kolyesini çıkarttı
-burda bekle mutlaka yürüyüşe çıkarlar bugün, suyun birisini benim yerime şimdi den iç
diğerine onu gördükten sonra karar verirsin dedi. ağlayacaktı yada sessiz ağlamak neye denir onu gerçekleştiriyordu
kalkıp arkasından dur bi dakika diyecek oldum ama
-benim seni bekleme sürem bitti sanıyordum ama senin bilgeyi bekleme süren bitmemiş. deyip gitti
ne yapsam ne tak yesem diye düşünürken gözümü de çevreden alamıyordum ki
bir kaç damacana soğuk su içmemi gerektirecek bir poz ile karşı karşıya kaldım
uzundur görmediğim, uğruna ölürüm sandığım
aşk bildiğim, sevmek sandığım
onunla tanıştıktan sonraki geri kalan hayatım için
başrolü ona vererek motor diye hayatımın geri kalanını geçirmeyi planladığım
kadın olan bilge 3 kişiydi
dokunmaya kıyamadığım elleri başka bir eli sıkıca sarmış
hayallerimde ki çocuğum annesiz kalmıştı
hamile hali bile yakışmıştı ama
hiç yakışıklı değildi bu acı
geçtiler gittiler
** mutlu ve mesut hemde
geri de kalan ben ve geride bıraktığım yalancı
aslında geride olan bendim yalancıdan, bilge ise en aşağılığı..
ne aramaya cesaretim oldu yalancıyı
ne de özür yeterli olacaktı o aksi kız için
geri döndüm memlekete
ananem aradı aferim çocuğum vermişsin parayı diye
dalga mı geçiyordu o da yoksa yalancı benim yalanımın üzerine yalan söylemek zorunda mı kalmıştı bilemedim
gidip dövmekte istedim, bağırta bağırta hesap sormakta bilgeden ama
ablam bile aferim dedi
sonunda aşkı bulduğumu söyledi ama
kim mutluydu ki??
ablam iile konuşmasında herşeyin yolunda olduğunu söylemesi
bana biraz cesaret verdi
bindim arabaya
ve gittim yalancıya
-geldiğimi belirten mesaj attım
cevaplanmadı
aradım meşgule geçti
aradım meşgule geçti
belki de yüzlerce defa yazmam lazım bunu ama den den koymak en iyisi hemde defalarca
arabada yattım
kursunun önünde 3 gün 3 gece ama hiç bir şekilde giblenmedim
elimde çiçeklerle bekledim ama koklanmadım
sinirle güvenlikle tartıştım ve polis tarafından sorgulanmak üzere nezarete alındım
serbest kaldığımda tekrar ağzını burnunu kırmak üzere bilgeye gitmek istedim ama
kader midir bilinmez ama karşıma ...
yalancı çıktı
hemde tam karşıma
zaten sinirliydim sıkılmıştım peşinden koşmaktan
bir de polis tarafından sapık muamelesi görmüştüm
-dur dedim
durmadı
-sana diyorum dur sinirlendirme beni dedim
-şimdi kimin için dövüceksin dedi
-kimseyi dövdüğüm yok dur konuşalım dedim
-konuşmak istemiyorum kelebek dedi
-tamam hatamı kabul ediyorum özür dilerim dedim
aslında bunları konuşurken ne yaptığımın da tam olarak farkında değildim
yalvarıyordum kıza beni affet diye ama aslında gibimde bile değildi amk
peşinden koştuğum şeyin aşk değil de
kendimi affettirmek olduğunu farkettim
affetmese ne olurdu?
ne kaybederdim
o anlık ki düşüncelerle
-iyi peki sen bilirsin dedim
-bilgeye mi gidiyorsun dedi arkamdan
-senden gidiyorum yalancı dedim
-offf diye derin bir iç çektikten sonra
-sen hayaller kurduruyorsun ama kurarken bile yıkıyorsun kelebek hayallerimi dedi
-herkesin hayal yıkıcısı oluyor maalesef dedim
-görmek istemiyorum seni bir daha dedi
-nedense hiç üzülmedim dedim
-yalan söylüyorsun, yoksa kapıda yatmazdın günlerce dedi
-benim için kapılarda beklemek zor olmadı ama senin aşağı inmemen zor olsa gerek dedim
-nerden biliyorsun öyle olduğunu diye sordu
-uzatmıyorum yalancı geleceksen buyur gel dedim
-ne kadar vurdumduymazsın sen yaa diye surat yaptı bana
-he öyleyim hadi eyvallah dedim
-gidemezsin olm bana açıklama yapmak zorundasın dedi
-sabaha kadar açıklarım, binbir tane yalan söyleyerek açıklarım senin yaptığın gibi,ama şimdi bana inanmazsın
benim sana hiç inanamadığım gibi, dedim
-ben yalan söylemiyorum artık dedi
-ben söylüyorum kızım ben artık yalan söylüyorum, seni sevmiyorum ve hiç umrumda değilsin dedim
-bu yalan mı dedi?
-zormuş değil mi neyin yalan neyin gerçek olduğunu anlamaya çalışmak dedim
-şimdi de geçmişi başıma kakma zamanı mı geldi kelebek dedi?
-neyin zamanı olduğunu bende bilmiyorum dedim
-hiç sevmiyorsun dimi beni dedi
-bana göre evet sana göre hayır, yada kime göre evet kime göre hayır neyse pek de önemi yok artık diyerek gitmek istedim
-sadece bişey merak ediyorum dedi
durup merakla dinledim
-farzet ki ömrümüzde birbirimizi ilk defa şu an yolda çarpışarak gördük dedi
-ee dedim
-sever miydin beni dedi
-ben bilgeyi sevdim de ne oldu?sen beni sevdin de ne oldu? dedim
-keşke tanıştırmasaydım seni dedi
-bilgeye sen verdin değil mi numaramı dedim
cevap vermedi
-sen verdin değil mi dedim
-böyle olacağını bilmiyordum dedi
-amacın neydi ki?diye sordum
sustu
-bir gün acı çekeceğimi bile bile neden böyle bir şey yaptın yalancı dedim
-bilmiyordum kelebek dedi
-bilgeden sonra bir huurya isyan ederek kimseyi sevemeyeceğimi biliyordum, aslında ikiymiş ama haberim yokmuş,
çok yazık dedim
sinirle gözlerime baktı ona da huur dediğim için ama sesini de çıkaramadı
-ah gülçin ah senin bezin herkesten daha temizmişte haberim yokmuş dedim
konuşmak istedi
-şu an sinirim çenemde ellerime geçmeden gibtir git yalancı dedim
-ağır konuşuyorsun ben böyle olacağını bilmiyordum dedi
-bir daha karşıma çıkma yalancı diyerek ayrıldım yanından
her işte bir hayır vardır derler ya
hakaten öyle olduğunu
memlekete dönüp babama askere gitmek istediğimi söylediğim de anladım
başvuru yapıp tecili bozdurduk
ve askeriyeden haber bekledim
bir buçuk ay civarı beklerken
yalancı süreklii görüşme fırsatları yaratmak için memlekete geliyor
geldiği zaman ablam vasıtası ile geldiğini haber veriyor
ablam ananeme yemeği benim zütürmem konusunda ısrar ediyor ama ben zütürmüyordum
asker yemeği verdiğimde
yalancının da geldiğinii gördüğüm için
kendi yemeğimi terkederek babamı oldukça kızdırdım
annemde söylensede durum pek değişmedi
-bu kadar rahatız ettiysem ben giderim kusura bakma ben giderim diye bir mesaj attı
cevap bile vermedim
askerlik gelsede kurtulsam moduna çoktan geçmişştim bile
salya sümük ama paralıca gönderildim askeriyeye
hatta peder bey enişte ablam ve annem kendileri bıraktılar zahmet edip
selamın aleyküm girdik üst baş ayarlaması
yatacak yiyecek derken
ilk bölümü geldi de geçti bile askerliğin
her aile bireyi ile telefon görüşmemde
çok özlendiğim ve dikkatli olmam konusunda uyarılırken
ablamın benimle tek konuşabildiği şey yalancıydı
-her gün arıyor haber var mı?iyi miymiş diye soruyor dedi ablam
-ona söyle salak salak sorular sormasın, kurşunu sık sonra iyi misin diye sor ohh iyiymiş vicdana mı gelmiş dedim
ablam yine şöyledir böyledir seviyormuş pişmanmış otmuş takmuş sürekli onun savunmasını yapınca
-bir daha beni arama abla diye de onu da uyardım
askerliğin geri kalan kısmı başladığında tüm bu sorunları düşünmekten
memleketi özlemekten
sistematik işleyen askeri işlerinden sıkıldığım için
biraz mallaştım
bu mallaşma bana yalnızlığı beraberinde getirdi
tek başıma oturup salak salak sağa sola bakıyordum boş vakitlerimde
bir gün eğitim sırasında ablamla eniştem ziyarete geldiği için izin alarak bölükten ayrılıp
nizamiyeye gittim
onlarla görüştükten sonra giderlerken ablam bir mektup tutuşturdu elime
gönderen kısmında seni seven birisi işte yazıyordu
yalancı olduğunu anladığım için ablama geri vermek istedim
ama okuman lazım mış kelebek oku sonra atarsın dedi
ziyaret bitti
ben bölüğe geri döndüm
eğitim saatinin bitmesine az kaldığı için eğitime katılmadan içbahçeye oturarak milletin gelmesini beklerken
mektubu okumalı mıyım okumamalımıyım onu düşünüyordum
bir tane çavuş
-aranızda fakir bini var mı lan diye bağırdı iç bahçeye
halbuki iç bahçede bir tek ben vardım oturan
yanıma elindeki iki çayla beraber geldi
-çayı veririm ama borcun olur. bozuk yokmuş muallak çaycıda dedi
bu çavuş komutan postası
alanyalı
binin en önde gideniydi beyler
oturduğu zaman onu dinlemek için çevresinde en az 5 kişi gezerdi
öyle bir binti ki gülmek için sadece bakmanız yeterliydi
fakir bini diye bağırıp çayı bana verince bile sen kime bin diyorsun lan diyemedim
oturdu yanıma
-çayı ısmarladık anlat bakalım bişeyler dedi
-ne anlatayım dedim
-amk onu da mı ben söyleyeyim konuş işte dedi
-mektup gelmişte okusam mı diye düşünüyorum dedim
-sıkıcısın çavuş ver çayımı geri başka birisini bulayım dedi bana
-içtim ama birazını dedim
-o zaman mecbur konuşacaksın var mı manita dedi
-yok dedim
-yalanlarını gibim bu kimden geldi o zaman dedi
açıklama yapmaya çalışırken
bir komutan yanımıza koşarak gelip
-dıbına çakim arkadaşım yemek öncesi ciksi sevmiyorum demiyor muyum ben sana? dedi
bu gelen o alanyalı çavuşun bölük komutanıydı
-çay tazemi diye test ediyordum komutanım dedi
anında bir tokat yedi komutanında
-dıbına çakim sallama çayı test etmek sana mı kaldı diye
bölük çavuşunu bulup getirmesini söyleyerek ayrıldı yanımızdan
-bu da benim kocam işte hem giber hem döver tam türk kocası diyerek kendi kendi ile bile dalga geçebilen bir binti
bir süre onu göremedim
ve bir yalnız yakaladığımda
elime iki çay alıp
-fakir bini lazım bir tane dedim
-valla çok fakirim dedi
bir sigara istedi
-okudun mu mektubu diye sordu
-okumadığımı söyledim
-o zaman senin durum benden de karışık hacı dedi
ben anlattımm o dinledi
o anlattı ben dinledim
ama öyle bir anlattı ki
bu kadar bin birisinin tek bir kişiyi sevmiş olabilme ihtimalini
bölükteki kime sorsanız inanmazdı
bende herkes gibi alanyada hergün bir karı ile yatan
birisi sanmıştım
belki de bu yüzden o kadar çekici geldi bana hikayesi
benim aşk durumum için de
-yeşil çamda sana rol vermişler haberin yok bu ne biçim entrika amk dedi
-aga ayıptır sorması yok mu amk alanya rus cavur bas geç bu ne işkence etmişsin kendine dedim
-herşey am mı olm? öyle olsaydı gülçini giberdin, dedi
-haklısın ama ellerine dokunmaya bile kıyamadığım bilge başkasından hamile dedim
sürekli konuştuk
o bana gelişmeleri anlattı durdu hep
benim askerlik bittiğinde o uzun dönem yaptığı için askerliğe devam etmişti
benim askerlik bittiğinde otobüste okudum mektubu
aynen yazıyorum
-aşk salaklıkmış
aptallıkmış, yeri gelince huurluk, yeri gelince hanımefendilikmiş
nefreti de varmış, başkalarının mutlu olmasını istemekte
aşk yalan öylemekmiş hemde en sevdiklerine bile
aşk annen hasta iken sadece yaşıyor mu diye bakmaya gitmek iken
sevdiğin senden ayrı iken yollardan gözünü çevirememekmiş,bir umut gelir diye
aşk gururmuş
delice sarılmak isterken dönüp arkanı yürüten
bağıra bağıra seni seviyorum demek isterken susup yutkunmakmış
oyunmuş aşk
hiç bilmeden oynanan kimi zaman kaybettiren
kimi zaman geçici kazandıran
tokat atanın, küfür edenin adamlığına salaklık
başkasına sevdirmeye çalışırken kendin aşık olarak aptallık
değerini herkese verenlerin seviyesine çekerek huurluk
iyi kız olmak için hanımefendilik
hala onu sevdiğin içinde nefretlik
ve ilk gördüğümde kendime yalan söyleyerek senden etkilenmemiş yalanı rolünü oynadığım için sen haklısın
çok sevdim kelebek
aldım kalbime koydum
ellerimi inandırdım artık
senin ellerinle dolu diye
kimseleri tutamaz
kalbimi inandırdım artık bir kelebek olacak diye
nasıl olur bundan sonra bilmem
bana nasıl bakarsın bilmem
adımı ne koyarsın bilemem
ama ben senin adını aşk koydum
ismin kalbime daim hayırlı olsun...
**kimseye haber vermeyecektim aslında memlekete dönüyorum diye ama
ablama söyledim
ve benii otogardan eniştemin alıp alamayacağını sordumm
taşınması gereken valiz ve aile bireyleri için aldığım ufak tefek hediyeler vardı
ablam tamam hallederiz dedi ama
otogarda beni bekleyen bir enişte göremedim
ablama telefon açıp nerde kaldığını sordum eniştemin
gelmek üzere olduğunu söyledi
15 dk kadar bekledikten sonra gelen eniştem değil
yalancıydı
anlayacağınız ablam da yamuk yapmıştı bana
utangaç suratı ile yanıma yaklaşıp
elini uzattı hoşgeldin diyerek
ne yapacağımı bilemedim
bildiğim tek şey
askerliğim süresince hergün benim nasıl olduğuma dair ablamdan bilgi almış olması
ve sesimi duyabilmek için ablama telefonunun sesini açması için yalvarmış olmasıydı
ayrıca yazdığı mektup
oraya gelişinde çok büyük umutlar olduğu belliydi
belli ki beni çok özlemişti
belli ki hatalarından oldukça ders almıştı
zira suratıma bile bakamıyordu
bazıları allah'a aşk diye dilenirken
ben dibime gelmiş aşka surat yapıyordum aslında
yaptımda devam de ettim yapmaya
kendi mutluluğumdan geçtim
alanyalı binin ne tak yiyeceğini merak ediyordum
çünkü yanına gelecekti çok sevdiği
benden bi gibim olmazdı zaten
affettim demedim yalancıyı hiç
ama küs gibi de olmadım
ne başkası ile beraber oldum
ne de seviyorum dedim yalancıya
o aramazsa aramadım
ablamın düğünü öncesi yalancıyı istemek üzere evlerine gelme isteğinde bulunan bir aile olmuş
ama yalancı o gün açıklamış annesi ve abisine beni sevdiğini
düğün gecesi herkes oynarken konuşmak istediğini söyledi
sonra konuşuruz diye sallamak istedim ama çok önemli deyince merak da ettiğim için kabul ettim
dışarı çıktık düğün salonundan
üzerine inanılmaz yakışmış kıyafeti
kuaförünün yaparken bile çok zevk aldığına inandığım dalgalı bukleli uzun saçları
arkasında ben
yola düştük
çok geçmeden oturdu bir halk otobüsü durağına
kendi kendine çok düşünmüşş olduğu akmak üzere olan gözyaşları ile belli oluyordu
çoook uzun bir konuşma bekliyordum ama
-mutluluk bana geldiğinde ellerimi tutan sen olur musun kelebek dedi
cevap vermedim başım önde düşünürken
-özür dilerim diye kalktı yanımdan
gitme de demedim kal da demedim
bu onu uzunca bir süre hiç göremeyeceğimin iilk günüydü aynı zamanda
zamanla staja başlayıp çalışırken
çok güzel kızlarla tanıştım
çoğu için sadece bir tekliif yeterlii gözükürken hiç birisine teklif etmedim
sürekli alanyalı bin ile temasta oldum
askerlik süresince onu her arayışımda kızla aralarında ne olduğunu sordumm
kimi zaman mutlu kimi zaman üzgündü
askerlik sonrası onu ziyarete gittiğimde de
beraber gezdikleri
oturdukları
tanıştıkları yerleri göstermesi için resmen yalvardım
kızı da görüp küçük bir tanışma fırsatı buldum
beraber staj yaptığım bir binten duydum ilk
panpa lafını
daha sonra inci geyikleri ile gülmekten tanışmamız ve birlikte takılmamız çoğaldı
bana kullanmmadığı yedek niki olan
yannan giben kelebek'i verdi
hikayeler okudum inciden
sonra bende yazmaya karar verdim bir tane
alt yapıyı alanyalı binin hayatından alıp
sözlerle ve benzetmelerle süsleyip yazdım
bende bilmiyordum
o kadar sevileceğini
tam bir senemi aldı yazmak
herşey iyi güzel hoştu ama
alanyalı bin öğrenince üzüldü yazdığıma birazda kızdı
-şu tarihte alanyaya gel dedi
gittim işten izin alarak
ben beni dövmesine bile razıyken
iki gün çok güzel ağırladı beni
hikaye hakkında konuştuk
orası öyleydi burası böyleydi diye
ben aranız nasıl diye sorduğumda
-ikimizde mutluyuz cevabını verdi
giyindik ikimizde
bilmiyordum nereye gideceğimizi
sorduğumda
-sen bu gece cezanı çekeceksin, bende sana eşlik edeceğim içerken dedi
cezadan kasıt hesap ödemek sanıyordum
çok lüks bir mekana gittik
içeri almak istemediler bizi
bir kaç telefonla ayarladı alanyalı
girdik ben oturacak yer bakarken
-bekle dedi gözlerinde anlam veremediğim yaşlar var iken
-hayırdır lan dedim
-tanımadın mı dedi gelini göstererek
-yoo kim bu dedim
-gibtir et bende tanıyamışım zaten 8 senedir dedi
ben sadece
-hasgibtir diyebildim ani tansiyon düşmesi sonucu yere düşerken
o tuttu ellerimden
-şimdi içmek için bahanemiz var dedi
seven kişi o iken
ben o kadar üzüldüysem
onun neler yaşadığını sormaya bile korktum
daha önce zütürdüğü bir yere gittik
bank'a
yıllardır beraber oturdukları bankta
hiç konuşmadan denize bakarak içti
hiç bağırmadı
kimseye küfür etmedi
tatsızlık çıkarmadı
ama çook sarhoş oldu
susmuştum bende dinlenmiştim biraz ağlamaktan ama
ayağa kalkıp denize yaklaşarak
ellerini havaya kaldırdı
3 4 dk kadar bekledi
elleri havada iken öpülmesi gerekiyordu halbuki ebrusu tarafından
-hadi gidelim dedim dayanamadığım için
-o ne dedi biliyor musun kelebek dedi
-hangisini soruyorsun ki dedim
-ben mutlu olmayı çok hakediyormuşum.. çok iyiymişim mükemmel kalbim varmış, yalan dimi kelebek dedi sarhoşlukla
-hayır doğru dedim
-sus huur çocuğu sus, senin de dıbına koyim sende gideceksin beni yalnız bırakacaksın da yol mu yapıyorsun dedi
-yok be olm herşeyde bir hayır vardır üzülme diye tesellii etmeye çalıştım
çok sarhoş olduğu için evine zütürdüm
ertesi gün kalktığımızda tek hatırladığı
-herşey de bir hayır vardır dedin bana dün gece dedi
-evet dedim
-o yüzden yaşıyorum şu an,şimdi senii gibtir etcem burdan bunun sana hayır getirmesi için tek yapman gereken yalancının yanına gitmek diye
ciddi ciddi kovdu beni
daha sonra sadece iyiyim yurt dışına gitcem diye haber aldım alanyalıdan
ben mi ne oldum gibtir edin dıbına koyim bi gibim olmaz benden...
son
beğendiysen paylaş panpa⤵
Bu nasıl son lan huur 1 saattir ağlıyorum buluşsunlarda bitsin dıbına kodumun çilesi diye
YanıtlaSil