İnci Sözlük Efsane Hikayeler Serisi Devam Ediyor! : Adını Ne Koysam?


**lise bitmiş okul kazanılmıştı
   çevreden duyuldukça gelen tebrikleri pek giblemez şekilde kabul ediyordum
   heyecan boyumdan fazla
   gurur yürüşümü değiştirmiş
   sorulan sorular halk kahramanlarına yöneltilen cinstendi
   her ne kadar it gibi çalışıp haketmiş olsamda
   zütümün bu denli kalkmışlığına bir sebeb de ailemin yakın ilgisi
   ve eskiden olmadığı kadar sevgi saygı ve maddi desteğiydi
   itle kopukla buluşmak için kolayca izin alıyor
   paranın anasını gibiyordum
   yaz birçoğununa göre eğlencili geçiyor olsada
   ne yapacağını bilmezliğin ağrı'sındaydım
   ciddi konular konuşulup kayıt işleri halledildikten sonra
   aynı ildeki bir kuzenin öğrenci evine konuşlandırıldım
   etimi kemiğimi kuzene emanet eden peder beyin memlekete yol alması ile
   zütümün kalkması da yavaş yavaş sönmeye başladı
   kime hava atacaktım lan ben herkes öğrenci amk
   klagib tanışma sahnelerinde
   kuzen beni askerdeki hemşerisi rütbesinde ottan taktan çevresi ile tanıştırdı
   gittiğim ilin bomtak oluşu
   dışarıda gezenlerin olmayışı ile ispatlanır şekildeydi

         
**yol yorgunluğu erken uyumaya sebeb olurken
   bir köy evine tesadüfen gelmiş hissi
   misafire yapılan yataktan farksız
   bir yatağa omuzlarımı indirdiğimde başladı
   uyuyamama ile kavgam.
   ilk günler harcanan paraya kıyarken
   içilen sigaranın kalitesinin düşmesi gereği gerçeği ortaya yavaş yavaş çıktı
   her ne bölümde okunursa okunsun
   ister istemez matemetiğin topla çıkar işlemlerinde uzmanlaşıyordu insan
   hayallerde umutla beklenen bir kaç kız tavlama tekniğini ortaya koymak için
   hayli erkendi
   zira başlanan okulda kızlar
   tek tek gözden geçiriliyor ve kalbe ulaşmadan aklın bir köşesine
   bu olur,yok bundan iş çıkmaz amk
   huurya benziyor verir mi lan bu?
   bu da fena değilmiş en azından kase sağlam fikirleri beliriyordu
   olayın gerçekleşeceği ortam üniversite olduğu için
   beklentiler ve hayaller hayli yüksekti
   önce örnekler incelendi
   birbirlerinin elini tutanlar gözden geçirildi
   vay amk bu kız bunla nasıl çıkıyor
   ohooo bu kız buna veriyorsa ben hayli hayli bulurum mantığı sevindiriciydi
   zaman geldi gün geçti
   bir türlü planlananlar gerçekleşmiyordu
   mal gibi gidip mal gibi gelirken
   tanışmalardan öte bir ilerleme olmuyordu

**ev ahalisi ile
   yemek bulaşık muhabbetleri
   zaman geçsin diye oynanan bataklar
   birbirlerinin ev haline isyan farklı kişiliklerle aynı evde gül gibi olmasada
   geçinip gidiyorduk
   derslerin özenle dinlenilmesi
   notların gibe gibe alınması
   okulun bi zahmet aksatılmaması gerekiyordu
   akşam eve gelince tek taktan durum zamanın geçmiyor oluşuydu
   ne soğuktan dışarı çıkabilecek züt oluyordu
   ne de bir yere gitsen harcayacak para
   ev mahkumlarımızla o kanal kalsın bu kanal kalsın kavgaları sürerken
   allah razı olsun erkek olmanın tek faydası futbolun ortak tutku olması sayesinde
   konuşabiliyorduk
   kızlar hakkında tek konuşabildiğimiz
   *o benim
   *ŞUNA asılmayın
   *hangisi lan o??
   *olm o kaşar lan
   *benim memlekette var biladerden öte değildi
   dersler ilk senenin gazı ile iyi gidiyor
   ama hedef seçilen hiç bir hatundan ışık alınamıyordu
   zamanın ilerleyişi kaçınılmaz panpalıkları beraberinde getirmeye başladı
   nerde tipin olmayan bir kız varsa o seni bulur panpan olurdu
   zaten aksi durumda ister istemez yavşar panpanı da kaybederdin
   memleketten arayan arkadaşlara
   herşeyin süper ötesi olduğu yalanını dil döndüğünce aktarırken
   bi kaç tane hatun yaptım süslemesine memleketliler
   vaaay yakışır kardeşime diye gazlıyordu
   arasıra amca eş dost ikramiye niteliğinde sürpriz paralar yatırıyor
   bende bu paraları midem ile tekel arasında bir aracı olarak kullanıyordum
                             
**yalnızlık, çevreye imrenerek bakma
   iyice okuldan soğutmaya başlıyor
   bulunduğum ilden nefret etme ile beraber
   ben memleketimi özlüyordum lan
   bu durumum gözle gözlenir şekilde olunca
   isyanımı diğer arkadaşlarla paylaşmaya başlıyor
   onların benden beter olduğunu görüyordum
   vay amk yalnız değildik lan aslında
   sonra birbirimize olan temennilerimiz
   ulan şu bi kız ayarlasada beni de arkadaşları ile tanıştırsa
   girsek şu amk ortdıbına dualarına dönüştü
   kendimden umudu kesmiştim ki
   sınavlar başladı
   okunacak notların
   çalışılacak sayfaların benim kontrolümden çıkmış olmasını toparlamak için
   sağ el e daha dikkatli ve özenli davranarak
   karı kız olaylarını bırakıp
   derslerle özleştirerek
   her sınavdan çıktıktan sonra iyi geçti deme başarısına eriştim
   bu iyi geçmiş oluş
   çevrede de duyulunca potansiyel bir eğitmen olarak gözüktüm
   artık bu kız benim suratıma bile bakmaz lan dediğim kızlarla iletişime onların aracılığı ile geçebiliyordum
   basit soruları çalışma tekniğim hakkında edinmek istedikleri bilgilere
   şahsi bilgilerimin sorulması ile muhabbetler koyulaşmaya başlamıştı
   koyudan kasıt hadi sevişelim olmasa bile
   takılabiliyordum artık onlarla
   her ne kadar takılmalar da dışarda topluca okey oynamalar
   bi kaç yemek daveti ile olsada
   ben hala sevgilisiz birisi idim
   kuraklık bolluğa dönüşmüş ama mahsüller henüz toplanamamıştı
   çevre ile fazlaca takılmak hoşuma gidiyor olsada mali tablomda dengesizliklere yol açıyordu
   bu durum beni ek işlerde çalışmaya zorladı
   hafta sonraları düğün olan otellere gündelikçi garson ve benzeri şartlarda çalışıyor
   ama hala paraya para diyordum
                             
**ben garipleşiyor iş çıkışı almam gereken duşları zütüm donuyor bahanesi ile erteliyor
   kafanın kaşınmasından ve
   yanında durduklarıma kötü koku verme endişesi ile duşa giriyor
   ama hala beni bir hamam ın paklayacağını düşünüyordum
   hamam lükse kaçtığı için hele bir memlekete döneyimlere sözüm oluyordu
   başka öğrencilerin evlerini pek görmediğim için
   benim kaldığım evin bir han olduğunu düşünmekle beraber
   bulaşık sırası kavgasının sonuçlanmamış olması
   ihtiyaç listesine acilen banyo klozet temizleyicilerin eklenmesi gerekiyordu
   tırnaklarımın sürekli temiz kalmasını hergün yıkadığım çoraplara borçlu olduğum günlerde
   yeni kıyafet almayalı uzun zaman oldu hüznü ile alışverişe çıktığım dönemde
   gözüme ilk çarpan alacağım kazağın şekli otu taku değil
   etiket yaftası oluyordu
   içeri girince öğrenci olduğum her halimden belli olduğu için sivil bayan halkına hiç sarkmıyor
   dişlerimi dudaklarımın arasına saklıyordum
   zira yerli halkın gerek kiracılar gerek içip bağırmalar
   duvar boyamalar ota taka zarar vermeler haricinde tek faydaları şehre bıraktıkları 3 5 kuruştu onların gözünde
   tüm bunları kabullenmiş bir sığınmacı olarak
   beğendiğim kazağın fiyatına da buna bu para verilir hesaplamasını kafamda tamamladıktan sonra
   deneme aşamasında yardım aldığım tezgahtar kıza göz ucu ile bakayım derken
   soğuk halleri senden anca müşteri olur tripleri neticesi ile
   vay amk yerli halktan da ümidimi iyice kesmiştim
   bi taka benzese içimin yanmayacak olmasına yanarak
   orta hallilerin takıldığı fiyatı ucuz
   kalitesi yüksek sanılan bir kazak sahibi olmuştum
   bir an önce giyip havamı atmak istiyor oluşum kendimi bir an karı gibi hissetirsede
   maykıl çeksın hareketi ile erkek olduğumu onaylayıp
   ertesi gün okulda giyilmiş olan kazağın bana bakılıyor mu paranoyasına başlamıştım bile
   hay amk kimse giblemiyordu
                             
**ikinci sınav dönemi arefesi aziz dinimizin çalışan ve öğrencilere hediyesi olan tatil ile memlekete yol tutmuş
   liseden kalma manitalara mesajlar yazmıştım
   fakat farkına vardığım şey elle tutulur tüm hatunların
   hem cinsler tarafından zaptedilmiş oluşuydu
   tatil döneminde çalışıyor ve cebi para tutan panpa ve akrabaların davetlerini tereddütsüz kabul ediyor
   içkinin tüm kafa güzelleştirmenin akabindeki kötü  yanlarını
   ertesi gün kalktığımda eleştiriyordum
   dönüş yolunda ebe ve dede aracılığı ile
   daha da mutlu oluşumun sebebi elbette ki para idi
   parasız bir gibim yapılamazken
   para ile de bir gibim yapamıyor oluşum
   sosyal asosyalliğimi ortaya koyuyordu
   her ne kadar insanlarla iletişimde gözüküyor olsam da
   yalnızdım lan ben
   hiç bi manitanın cep telefonunda aşkım diye kayıtlı değildim henüz
   ya sapı oluyordu manitaların
   ya ilişkiye hazır değillerdi
   ya da karbeyaz atsızdım onlar için
   yine sınav zamanında bende çok çalışamamış olmama rağmen erkek arkadaşı olan
   ona olan aşkı ile kafamı gibmekte olan
   nerdeyse her attığı mesajı bana söyleyen
   aşkından divane kız arkadaşımın evine davet edildim
   akşam yemeğinin beleşe geldiği anlamından başka bir anlam taşımayan davetten ibaretti herşey
   filmlerde gördüğüm en yakın kız arkadaşa aşık olma konusunda oldukça başarısızdım
                             
**ilk sene yurtta kalmayacak kadar özgür ve marjinal kızlarla
   tanışma sırasında dişime göre bir dişi ile karşılaşamamak
   o evde ders çalışmanın ne kadar sıkıcı olacağının sinyallerini veriyordu
   lakin ders çalışma esnasında aralarında başlayan mesaj trafiği benim bile konsantrasyonumu bozuyordu
   patlama aşamasına gelip al şurdan ara konuş hallet deyip derse dönme isteğimi belirtince
   kıskandı cevabını almak bende acayip gerginlik yarattı
   kıskanılacak bir durumun olmadığını bir aşığa anlatmak hayli zor olsa gerekti
   ki kız bunun büyük mücadelesini veriyordu
   ben onları yalnız bırakıp
   kızların bulunduğu salona  hava alma bahanesi ile çıktığımda
   utangaç, sessiz bişey desem mi acabalarla suratıma bakan kızlara
   gülümseyip direk balkona sigara içmeye kaçtım
   korktum lan yanlış bişey derim de rezil olurum diye
   ayağımdaki kot'un soğuk nedeni ile hareket ettikçe buz kırılması sesi çıkarıyor olması ile
   benim oğlan da kristalleşmeden korkum içeri girmeme sebeb oldu
   kızlar hazırlanmış olsalar gerek
   muhabbeti eeee den açtılar
   eee'si bi gibim olmaz dı kızlar bu muhabbetten
   çünkü sorulacak soruların ana teması
   nasılsın iyiyim sen nasılsın bende iyiyim o nasıl dan sonra
   yine başa dönüp eee daha daha nasıl a gidecek gibi bir izlenimi vardı
   içeri giren sevgilisi ile kavgalı arkadaşım zeynep
   salon yürüyüşünü tamamladıktan sonra zütünü kanepeye bırakıverdi
   ben haberdar olduğum duruma üzülürken kızlar
   bi haber şekilde
   noooooldu canım? larla best girl friend moduna girdiler bile
   benim yapabileceğim şeyler sınırda iken
   onlar ona sarılıp ağlama diyebilirdi
   daha fazla hödüklüğe gerek yoktu
   ben gidince daha rahat konuşabilecekleri için müsade istedim
   aaa olurmu? ları oldurdum ve eve dönüş yolunda

** otobüsü bile fırsat bilip öğrenci kızları gözümle kestim
   gönlüm doymuyordu ama gözlerin bunda bir suçu yoktu
   evde ev arkadaşlarının mala bağlamış tv ye kaykılmalarına aldırış etmeden
   selamı da es geçerek odaya girdim yatma hazırlıkları uzun sürmeden
   çorabı bile giblemez halde kendimi yatağa attım
   saati kurma aşamasında farkettiğim mesajda
   zeynebin kusura bakma mesajına karşılık vermedim
   eğer verirsem iyi çocuk olacaktım
   zeynep beni takdir edecekti
   sapında ki kavgalarında benim her ilgim onu bana yakınlaştıracaktı
   takdirlerini allah'a bırakıp
   hiç cevaplamadım
   sınav döneminini atlatıp başarılı sayılabilecek kazasız bir şekilde ilk seneyi atlatırken
   bakkal amca'ya veresiye yazdırabiliyor
   ev sahibi ile makara yapabiliyor
   apartmanda ki diğer öğrencilerle selamlaşıyor
   kızlarla sadece dost olabiliyor
   ama topu çizgiden içeri sokacak vuruşu bir türlü yapamıyordum
   oysa tek aradığım aşk değildi ki amk
   sex partner da kabulümdü
   bazı anlar kiss partner a kadar bile düşmüştüm
   ama sonuçlar hep başarısızdı
   benim tanıştığım kızların nedense
   ya gözleri ya da zütleri oldukça yukarıdaydı
   üniye araba getirememiş
   hafta sonları barları periyodik ziyaret edememişmişim
   elim elişi profu şeklinde seneyi bitirip
   ilk seneyi altsız şekilde memlekete döndüğümde
   ana baba tarafından takdire şayan
   bino arkadaşlarlar tarafından taşşaklara konu olur şekilde karşılandım
   kışın madden tl ile sıkıntısı olması
   peder beye iş başvurusunda bulunmam
   sağolsun esnaf amcaların okuyan öğrenciye destek fonu sayesinde
   bir masaya oturtup gelen telefonlara bakıp
   içeri girenlere beyaz eşya satışlarında onu getir bunu zütür işleri yaptım
   koçum onu getir koçum bunu getir komutlarını çobanımdan alıyor
   yerine getiriyordum
                             
** maaş alma mutluluğunu yaşadıktan sonra
   işten sıkılmaya başladım herkes gibi
   çok taktan ve hareketsiz bir işti ama para veriyorlardı amk
   iş çıkışı bir kaç arkadaşla mahalle geyiği yaparken
   telefon çaldı
   emret baba dedim
   misafir var gel bakalım dedi
   benim kimim var ki amk
   herneyse eve vardığımda bir amca ile pederbey oturmuş laflıyor
   haah dedi peder bu da bizim oğlan
   iyi tamam da amca kim amk
   hemen açıkladılar
   velisi bulunduğu kişi benim okuduğum ünide aynı bölümü kazanmış
   işler nasıl işler benden de bilgi istiyorlar
   heh dedim amca böle böle böle
   bizim kaldığımız evde boş yer var isterseniz dedim
   babam lafa girdi pot kırdığımı belirten kafa göz işareti ile
   iyi de ben nerden bileyim amk söylemezseniz öğrencinin kız olduğunu
   aha dedim taku yedik amk
   bu amca hep bana kızıma asılır mı gözü ile bakacak
   sonra kızı da kız olsa bari diye dua etmedim de değil
   adam gittikten sonra peder bey uzun uzun tembihledi
   olm kızına babası bile güvenmiyor
   hep endişeli ve hiç kızı göndermek istemiyor
   ona göre ayağını denk al dedi
   ayağım denk eyvallah çekip
   iş güç makara gırgır yaz mevsimini sonlandırırken
   kız konusunda ufak bir gelişme yaşanarak
   sosyal paylaşım sitesinin birinden
   bir arkadaşlık daveti aldım
   ortak arkadaş sayısının sıfır oluşu
   bu kim lan dedirtesede
   kızın avatar resmi
   oha amk dedirtiyordu
   acaba üniyi benimle okuyacak olan kız mıydı
   eğer oysa bir an önce tanışıp
   okulu bırakıp ona da bıraktırıp evlenmem lazımdı
                             
**işin ilginç yanı kız hiç online olmuyor
   ve ona kimsin deme şansını da bulamıyordum
   zamanın fendi yazın sıcağını eritti
   sonbaharla okul yolu tutuldu
   ben ne zaman gidecekler kayıt yaptıracaklar yurt ayarlayacaklar
   bunların artimetiği ile uğraşırken
   dayanamayıp peder beye sorduğumda çoktan kayıt yaptırmışlar
   kız okula gitmiş bile amk
   bana emanet edilen kızı tanımıyor oluşum
   onu gizemini arttırıyor
   durmadan hayallerimde bir kız canlandırıyordum
   böyle güzel akıllı komik konuşmayı bilen
   tüm bunların varlığında ise bana acilen aşık olması gereken...
   ben ilk hafta okulda evde mahallede heryerde yerleşim ve yayılma içinde iken
   yavaş yavaş ulan bunlar benle bu kızı tanıştırmadıklarına göre
   kız kesin çok güzel amk mantığına girmiştim
   ayrıca kızın babasının beni sevmemiş
   kızını bana emanet etmekten vazgeçmiş olma fikride hala büyük bir olasılıktı
   şans o ki
   3. gün apartmana yeni taşınmış
   1 üst sınıf öğrenci kızların bir tanesi ile
   ütünüz var mı acaba konuşamasını başlangıç alarak muhabetti ilerlettim
   sizin şimdi çayınız da yoktur lakırdısı
   kızların akşam topluca bize misafir olarak gelmesini sağladı
   biz mi yeniydik onlar mı bilinmez ama
   bir tanesinin bana yavşak olduğu belliydi
   dakika bir itibari ile
   utanarak gülümsemeleri
   sorularını benim üzerimde yoğunlaştırması
   beni tanımaya eğilimli davranışı
   teşekkürleri bana değil gözlerime bakarak yapıyor oluşu
   tamam olm bu iş dedirtti bana
   ben kızı çok mu beğenmiştim?
   yooo hayallerimde ki değildi
   ama başlangıç olarak kullanılabilir di
   2. seneme hızlı giriş yapmanın aksiyonları hiç bitmedi
   gelen bir telefonla bu kızın numarası, ara konuş bir eksiği var sor emri
   sör peder mustafason dan geldi
                             

tüm gidenler huur mühürlüydü
kalanlar canımlı cicimli
keşkelerimiz vardı ama hep suçladık gideni
dönüşte bekledik af'ta mesajda
çünkü hala sevebilirdik biteni
sinen'leri için yıkamadık giydiklerimizi
yiyemedik beraber yenenleri
içemedik şeref'lere şerefsizlersiz
bir iftar'dı aşk
gönlü doyurmak için
oysa aç kalmalıydık ölesiye
y_s_kelebek
                             
**tamam baba deyip
   heyecanlı utangaç sürprizlere açık parmak hareketleri ile telefonu çevirip
   merhaba dedim
   -kimsin dedi
   oysa kimsiniz demesi gerekmez miydi
   ben şöyleydi böyleydi kendimi anlatacam diye uğraşırken telefondan meşgul tonu gelmeye başladı
   bir daha arayanı gibim amk dedim  ve aramadım
   peder aradı konuştun mu dedi
   -baba manyak herhalde bu telefonu suratıma kapattı dedim
   -söylemedin mi kim olduğunu anlatmadın mı durumu dedi
   -anlatırken suratıma kapattı zaten boşver ne yaparsa yapsın dedim
   -olmaz olm babası verdi bana numarayı kızın haberi var senin arayacağından yanlış numara aramışsındır dedi
   hay amk olabilirdi lan
   tekrar aradım
   ee aynı ses çıktı amk
   hatta yine kimsin diyordu
   -kapatmadan dinlerseniz anlatacam dedim
   -anlat dedi ben buyrun beklerdim
   kendimi tanıtıp olayı anlatınca
   iyi şu yurttayım yarın şu saatte gel dedi
   hiiiiç buluşalım mı? müsait misin? olur mu olmaz mı yok
   gel kelimesinden sonra bişey duyamadan telefonunu kapattı zaten
   annemle telefonda konuştum
   ondan aldığım bilgilere göre kız normal değilmiş beyler
   sorunları varmış
                             
**annem 1 kere görmüş ortak bir misafirlikte
   görünen o ki kız manyakmış
   olm öyle gelin istemem diye de ekledi
   ben bulduk belayı derken
   yine de laf olmasın biz görevimizi yapalım amk
   sonra bi ilgilen dedik zütü kalkmış ilgilenmemiş demesinler diye
   verdiği saatte istediği yerde olmaya çalışsamda
   otobüsçü pekekentinin önüne geleni alma sevdasından dolayı
   10dk rötar yaptım
   bir hatuncuk beni bekliyor
   tam onu süzme ve güzel mi değil mi kararını verme aşamasında iken
   -10 dk geç kaldın dedi
   ben olduğumu nerden biliyordu ki?
   korktum lan kızdan
   -pardon otobüs dememe kalmadan
   -bir öncekine binseydin dedi
   ben bunu kesin döverdim
   neyse şaka yapıyordur herhalde diye gerçekleri anlatmasını zamana bıraktım
   isimleşme faslına mütakip
   -eee dedi
   -ne eee dedim
   -niye geldin ne yapıcaz dedi
   yatırıp giberdim ama soğuk havanın penis üzerinde ki küçültme etkisinden dolayı
   ona hakettiğini yapamam diye vazgeçtim
   -şehri gezdin mi dedim
   -hayır dedi
                             
**vay amk artislikler
   kendini beğenmişlikler
   ilgisiz konuşmalar
   sinir bozucu cevaplar vermeler
   ya sabır çekip
   buyur gezelim dedim
   okulu, çevreyi alışveriş merkezlerini
   otu taku gezerken
   ben rehber edası ile işte burası şöyle şurası böyle anlatıyordum ama
   onun gibinde bile değil di
   öyle mi bile demiyordu
   insan aaa der amk
   şaşırır
   burayı öğrendiğim iyi oldu der
   yorulduk haliyle o kadar gezdik
   çay içelim  dedi kafeyi göstererek
   benden önce girdi
   kendi belirlediği bir masaya oturdu
   çantasını sandalyesine astı
   aynı anda gelen garsona
   -bana bir çay dedi
   ne içerim sorusu bana onun tarafından değil garson tarafından soruldu
   bende bir çay söyledim
   çayları cafe değilde cenaze evinde içiyoruz edası ile bitirdik
   baktım konuşacak değil
   -başka bir yer var mı gitmek istediğin öğrenmek istediğin dedim
   -gerisini ben hallederim dedi
   artık alıştığım için sinirlenmedim
   hesabı istedim
   tam iki çay parasından fazlaca olan banknotu gelen hesabın arasına bıraktım ki
                             

** -ben kendi çayımın parasını öderim ordan bir çay burdan bir çay lütfen dedi
   vay amk rezilliğe bak
   garson kesin
   kız bunu terketmiş oğlan barışmak için yalvarıyor ama sonuç nafile diye düşünmüştür
   kalktık
   kibarlığı elden bırakmadım
   eğer istersen şurda şu var burda bu var diye şehri bildiğimce anlattım
   tamam görüşürüz dedi
   bunu dediği yer ayrılma yeri değildi yani en azından ben öyle sanıyordum
   yurda bırakayım bulabilecek misin dedim
   bulurum ben dedi
   gitti bile
   arkasından inş kaybolursun diye de dua ettikten sonra
   hayallerim yıkık evin yolunu tuttum
   yol boyunca düşündükçe aklıma gelen şeyler ise
   bu kızın beni sosyal paylaşım sitesinden ekleyen kız ile aynı olmayışı
   umut ettiğimden daha gıcık daha uyuz bir tip oluşuydu
   güzeldi ama dikenleri gül yapraklarını bile sarmıştı
   bir erkek metabolizması olarak
   bu kızdan bana hayır gelmez amk
   felsefesini edindikten sonra
   komşuya sarkmaya devam ettim bir süre
   sarktıkça aktım
   aktıkça eridim
   erittim resmen muhabbeti hadi lan ssevgili olalım artık boyutuna getirmek üzereydim
   ama olmadık
                             
**  çünkü bu kız aşırının aşırısının aşırısında kıskançtı
   beni bi yere zütür
   şunu al bunu al diye resmen istiyordu amk
   her kelimesinde ben böyleyim
   şunu severim
   diye sürekli kendini göklere çıkarıyordu
   onun anlattıklarından anladığıma göre benim bulduğum hint kumaşıydı
   sırf bi kaç kez öpüp arasıra ellemek için buna katlanabilir miyim diye kendi kendime sormaya başladım
   ritmik olarak kafamı ağrıtmaya başladığı için üzerine fazla düşmemeye iletişimi dersleri bahane ederek azaltmaya başladım
   bir ay gibi bir zaman sonra diğer ev arkadaşları ile otururken
   bir mesaj geldi
   -bana kalacak bir pansiyon lazım
   yazan bizim uyuz
   hayret bana işi düşmüştü
   bana emanet edildiği için
   az olan kontur miktarımı hiçe sayarak
   aradım
   -hayırdır ne oldu dedim
   -misafirim gelicek var mı bildiğin bir yer dedi
   hay amk dedim
   şimdi taku yedik bu kız bir sap bulmuş onunla geçeyi geçirecek bir pansiyon arıyor ya da sevgilisi onu ziyarete gelmiş
   -var dedim
   -adres ver dedi
   -sen nerdesin dedim
   yerini söyledi
   tamam geliyorum diyerek kapattım
   söylediği yere gittim ama bizim ki yoktu piyasada
   tekrar aradım
   -neden geldin dedi
   -nerdesin dedim
   -karşıda dedi
                             
** dönüp baktığımda bizim kız eline valizi almış bana bakıyor
   olayı kavramaya çalışırken trafikten dolayı koşarak karşıya geçtim
   -ne oldu dedim
   -bişey yok dedi
   suratı düşmüş çok sinirli amk beni yicek nerdeyse korkuyorum bişey sormaya
   -bu valiz kimin dedim
   -benim dedi
   -hadi gidelim o zaman dedim
   olayın aptallığını yaşıyor olsa gerek nereye diye sormadan
   durdurduğum otobüse benimle beraber bindi
   bizim durağa gelmeden uyukluyordu nerdeyse
   göz ucumla üzerine baktım
   ulan tecavüze filan mı uğradı ne oldu diye
   herşey normal amk
   geldik dedim otobüs durmadan ayağa kalkıp kapıya yöneldik
   inince
   -burası neresi dedi
   bizim ev dedim
   -gelmiyeceğimi biliyorsun dedi
   -pansiyon istemedin mi dedim
   -hani nerde pansiyon dedi
   20 dk beni uğraştırdı o soğukta
   tek başına almazlar seni pansiyona otele gel başın belaya girer yalvar yakar eve soktum
   bizimkiler beni eve karı attı sanmıyorlardı çünkü giderken nereye gittiğimi söylemiştim
   aç mısın dedim
   yedim dedi
   odamı açtım
   arkasındaki anahtarı çıkardım
   bir tane battaniye aldım kendime bir de eşofman
   anahtarı ona verdim
   al dedim içerden kilitlersin
   iyi geceler deyip salona geçtim
   eşofmanı giyip yatmaya hazırlanırken
   benim ev arkadaşları fısıldayarak makara yaptı
   eve kız atıyon ama benim koynuma yatıyon amk ılığı diye
   olm öyle değil demenin
   olayı açıklmaya çalışmanın onların espri ve dalga geçme eğilimini azaltmayacağını bildiğim için
   komşular ılık sanmasın diye getiriyorum ben sana hastayım olm diyerek makaralarına makara yapıp
   tv de hafta sonu oynanmış maçların özetlerini izlerken  uykuya daldım
   o bir kere kalkıp elini yüzünü yıkamış olsa gerek su sesinden bunu anladım
   sabah kalktığımda
   hala yatıyordu
                             
** ben evi terkedip kızı yalnız bırakmamak için
   ev erkeği olup çayı yumurtayı ateşledim
   panpalar ekmek ve diğerlerini ayarladılar
   kızı kaldırmadım
   neme lazım amk odasına girmeye çalışıyorum sanar
   panpalar yediler ikiside yoluna baktı
   ben evde kızla kaldım
   benim okula gitmem gerekiyordu
   muhtemelen onunda gitmesi gerekiyordu
   mecburen çaldım kapısını
   kim o sorusuna
   okul var mı bugün dedim
   kapıyı açtı var dedi
   hiç de yeni kalkmışa benzemiyordu gözlerinin altı
   ne zaman kalktın dedim baya oldu dedi
   -rahatsız olursun erkelerden diye kaldırmadım kusura bakma çay koyayım dedim
   -sen erkek değil misin dedi
   ulan bu kadar ters konuşulmaz ki amk
   -okulda yerim ben gerek yok dedi
   -iyi sen bilirsin dedim
   ben oyalanırken o valizini aldı kapının oraya zütürdü
   -bunu da mı zütüreceksin okula dedim
   -evet dedi
   -burda kalsın okul çıkışı ben getiririm istediğin yere dedim
   -bugün ayarlarlar herhalde dedi
   -neyi dedim
   -yurtta aynı odada kaldığım kızla kavga ettim başka odaya geçmek istiyorum dedim.her istediğinde geçemezsin dedi bende çıktım gider konuşurum bugün dedi
   -tamam burda kalsın anlaşınca ben getiririm valizini istersen odaya kilitleyelim akşam beraber döner alırız zütürülmez okula dedim
   bişey demedi
                             
**odaya koyup kilitledim anahtarı da buna verip aşşağı indik
   otobüs beklerken
   komşu kızı sevgili arefisinde olduğum gülçin geldi
   yanımdaki dişi nesneyi farketmesi ile
   benimle bağını anlamaya çalışan göz ifadeleri aynı anda gerçekleşti
   bizim kavgacı uyuzun olaylardan haberi olmadığı için farketmedi
   ben çok aç bir şekilde ne tak yiyeceğimi düşünürken
   gözlerimi kapayıp otobüsün bir an önce gelmesini dua etmeye başladım
   otobüs geldi ama
   mesajlarda aynı otobüs içerisinden yazılmaya başladı
   muhtemelen
   -kim lan o yanındaki kız gibicem olm seni bana yapılır mı lan bu yazıyordu mesajlarda
   bunları okumayı kim ister ki?bende istemedim telefon cebimde kaldı
   sesler kulaklarda
   tek konuşmamız iyi dersler olarak kızdan ayrılıp
   gülçinden sıyrılarak kendi dersliğime koptum
   sınıfta bi kaç kızla geyik yaparken ders başladı
   gelen mesajlara derse yoğunlaşamam diye bakmadım
   ama yine yoğunlaşamadım
   bizim yurtsuzu düşünüyordum
   yurtta oda bulabilecek mi onu düşünüyordum
   bu gece de bizde kalır mı onu düşünüyordum
   ama gıcıkta oluyordum aksi hallerine
   ders bitti telefondan bi kaç ferman okudum
   vay efendim aldatılmışmış.
   hemde göz göre göreymiş
   utanmazmışım
   cevaplamadıkça daha da çok sinirleniyormuş
   gülçin delirmiş
   hemen savunmaya geçip


**  - ne diyon sen dedim
   -kimdi o kız dedi
   -bizim memleketten bi kız yurttan atılmış bizde kaldı babası bana emanet etti. sokakta mı bıraksaydım dedim
   -bana niye haber vermiyorsun dedi
   -tamam kusura bakma bundan sonra haber vericem ben sıçmaya gidiyorum hadi eyvallah dedim
   zaten sinirliyim
   o kadar hatunun arasında hala üni bakiriyim
   bi de karımcılık oynuyor amk
   daha ne kadar oldu tanışalı da sana hesap vericem
   derslerle olayımı tamamlarken
   benim yurtsuza mesaja attım
   -nerdesin diye
   giblenmeme sürem 1 saati geçince eve gittim
   gülçine bi nevi gibtir çekişim
   onu beyni yerine vücut hatlarını kullanmaya itmiş olacak ki
   kapıyı çalıp eve geldiğinde
   ne oldu soruma
   -kendimi affettirmeye geldim deyişi
   kulağıma beni gib gibi duyuldu
   sinirliyim şimdi git desemde
   ben seni yatıştırırım dedi
   yuh tu amk
   evde başkaları var ulu orta töbe töbe
   benim aklım valizin sahibinde olduğu için
   ben seni arayacağım sonra gel lütfen dedim
   o kız mı burda yoksa dedi
   açtım kapıyı
   salona döndüm oturdum arkamdan girdi
   baktı ki kimse yok
   bizimkilerin nasılsınlarına cevapları yapıştırıp
   iyi akşamlarla gitti
   saat ilerledikçe aklımdan çıkmamaya başlaması
   onu aramama sebeb oldu
   -nerdeymişim ben?
   -evde dedim
                             

**  -niye getirmiyorsun hala dedi
   -anahtar sende dedim
   -off niye almadın benden o zaman dedi
   -mesaja cevap vermedin dedim
   -gel al o zaman hadi dedi
   -sen nerdeydin bu saate kadar dedim
   -sanane yaa allah allah dedi
   iyice yükselen sinirime sakinleştirmek için cevap vermeyerek telefonu kapattım
   bizim gençlere olm benim odaya nasıl gireriz dedim
   diğer odaların anahtarını deneme çalışması başarısız oldu
   mutfak balkonundan oda penceresini açıp aksiyona aç manyak panpanın yardımı ile odadan valizi alıp
   onun yurduna gittim
   yurdun önündeyim mesajını çektim
   bekletilişim sinirimi
   soğuk hava dişlerimi bozdu
   mecburen aradım
   -yurdun önündeyim dedim
   tamam bile demeden kapattı
   aşşağı geldi
   tam anahtarı verecekti ki
   -nasıl aldın sen bunu dedi valizi göstererek
   -seni iki kere görmemek için risk alıp pencereden girdim dedim
   -ben çok meraklıyım sanki seni görmeye al dedi
   anahtarı verip
   valizi alarak
   takası gerçekleştirip gitti
   ben bunun ciddi sorunları olduğunu anlayıp
   gülçine dönüş yapmaya karar verdim
   en azından cinsel açıdan umut vaadediyordu
   bi kaç gün gülçine kendimi naza çekip
                             
** sonra ufaktan temaslar öpüşmeler vs ilerlemeler yaşandı
   gün gün el tutmadan başlayıp
   tatlı şakalaşmalar
   yanaktan öpmelere sonra dudak bölgesine kaymaya başlarken
   biz baya baya sevişir olmaya başlamıştık
   ben aradığım aşkı değilde
   kızdan anladığımı gülçinde bulmuştum
   iyiydi lan böyle
   bazen saçma konuşuyor çok şey istiyor
   sürekli eleştiriyordu ama
   yine de sahte bi manitaydı
   okulu aksatmadan devam ederken
   zeynebin gelip ben sevgilimden ayrıldım deyişi
   arkasına ooooooof çok kıskançtı yaa
   ben herşeyi yaptım ama güvenemedi bana
   şeklinde ilişki arkası yorumlarını dinlerken
   ben bu kızı eski sevgilisine hala olduğuna inandığım aşkından
   ve muhtemel kalp boşluğunu benimle doldurmaya çalışma çabasında olabilir korkusundan dolayı
   üzme kendini hayırlısı olsun,bak bende olmaz diyordum ama bir kız buldum dedim
   -kimi buldun sorusuna gülçin cevabını vermek pek içime sinmiyordu
   buldum birini tanıştırım bir gün deyip an'ı kurtararak kaçmaya çalışırken
   -ben anlamam benimle içme sözün var dedi
   -tamam tekel cini çarpsın ki içecez dedim
   sınavlar yine geldi
   gülçin le anlaşmamıza göre sınav zamanı görüşmeyecektik
   çok okunması gereken bir bölümde olduğumuz için o da buna karşı gelmedi
   bazen bana geldi
   o ayrı ben ayrı şeylere çalıştık
   kısa aralarda bi kaç öpüşme

** sonrası sınav
   monoton şekilde
   o sınav bitti diğerine çalış
   o bitti ötekine derken
   sınavların son zamanlarında zeynep içki muhabbetini tekrar tekrar hatırlatıp
   sınavların bittiği gece benden söz aldı
   gülçine bunu arkadaşlarla sınavların bitmesini kutlayacaz olarak aktarırken
   o zaman memlekete bir gün geç gidersin dedi
   malum sınavlar sonrası memleket farz gibi bişey di
   ona da okey verdikten sonra
   zeyneplere gittim
   ne alalım ne içelim i
   votka portakalla sonlandırıp
   içmeye başladık
   anlattıkça anlattı
   vay bana bunu dedi
   şunu dedi
   ben şöyle cevap verdim
   terketti sonra yine geldi
   ben kafayı buluncaya kadar anlatırken
   sözü bana verdi
   gülçini anlattırdı
   ben de nasıl bi yavşaksam artık
   sevmiyorum ama beraberiz işte şeklinde bir cevap verince
   benim muallakliğim onun huurluğu alkolle birleşince
   filmin öpüşme sahnesi karekterleri olduk
   geceyi pek bişey yap-a-madan beraber geçirdik
   ertesi gün yaptığımızın hata olduğu konusunda hem fikirken
   peder bey aradı
   ne zaman geleceksin sandığım soru
   olm kız cüzdanını kaybetmiş babası bana verdi bende senin hesabına yatırdım parayı ona veriver biletini filan alsın dedi
   niye önceden almamış dedim
   ne bilim bilette cüzdandaymıştır belki git sen ver işte seni bekliyor kız dedi
   hay amk yine bela beni bulmuştu
   hiç mi kız arkadaşı yok amk bunun
   başkasının hesabına neden yatırmıyorlar

** miktarı da öğrenip
   parayı çekerek
   mesaj attım
   pek mesaj gibleyen bi kız değildi
   ama bunu gibe gibe gibleyecekti
   -nerdesin paranı vereyim dedim
   -yurdun kafesindeyim dedi
   gittim dışarda olduğumu belirten mesajı attım
   dışarı çıktı parayı verdim
   hiç bişey demeden gittim
   arkamdan ne dedi bilinmez
   bende biletimi alıp
   gülçini önce çiğ köfteciye ardından
   ikişer bira alarak eve zütürüp
   dudaktan içmece oynadık
   dudakları öpüşmekten sarhoş oluncaya kadar öperken
   aklıma bir gece önce zeyneple olanların hiç aklıma gelmeyişi de benim şerefsizliğim olsa gerek
   gülçinin de gönlünü aldıktan sonra
   ertesi gün ki otobüsüme binip memlekete gittim
   otogardan arkadaşların
   araba ile beni alma istekleri
   bu isteklerine arabayı yoldan geçen her kıza nazaran sürmeleri sonucu
   kaza yaptık
   o kadar cenabetliğin üstüne normaldi bu başıma gelenler
   yanlama yapan araç yol kenarındaki alafranga metalden yapılma telefon direğine çarptı
   doğanın yan paça pert
   benim bacak diz üstünden kegib ve ezik
   diğerlerinde bi gibim yok
   olayı duyan peder önce arkadaşları bi güzel fırçaladı
   annem hasteneyi ayağa kaldırdı
   duyan duymayan geldi
                             

** yoğun ilgi yaşıyor olduğum için ziyaretçilerin tesellisi oldu
   doktor babamla konuşurken
   bi tak yok bundada 2 3 haftaya bişeyi kalmaz dedi
   derime o kadar ip sokup çıkardılar
   ağrı kesici yazan kağıdı pedere verdiler haydi eyvallah
   ben yürüyemiyom doktor geçmiş olsun diyor
   geçmedi ki amk bu nasıl doktora
   evi hastaneye
   annemi hemşireye
   babamı hasta kabule çevirdik
   o kadar bekledim
   bizim cüzdan kaybeden vefasız bir kere gelmedi
   hay amk işi düşer*se* diye başlayan sonra küfürle devam eden cümleler kurup
   tak gibi geçen tatili
   manitalara
   çok kötü kaza yaptım diye endişendirdikten sonra
   bişeyim yok diye teselli ederek dalgama baktım
   okula gitmem gerekiyordu
   yürüyebiliyordum ama destek gerekiyordu
   bu olaya peder beyin çözümü
   kızla bana aynı otobüste yan yana alınan biletlerle oldu
   yürüyerek gitsem daha iyi demediysem
   aynştaynın dili zütüme girsin
   göstermelik merak etmeyin siz dedi kız
   el sallamalar eşliğinde yola çıktık
   bacağımı tam olarak uzatamadığım için hayli zor geçen yolculukta
   birde yanımda hiç konuşmayan
   gıcıııık uyuuuuz bi kız olunca tam çekilmez oldu
   muavinden su istiyor
   bana sende içer misin diye sormuyordu

** hay amk nasıl refakatçıydı bu böyle
   canım da sıkıldığı için
   çeneme vurasım vardı yorgunluğu
   nasıl geçti sınavlar dedim
   iyi dedi
   yani senin ki nasıl yok.
   muhabbet kilit
   baktım bundan bi tak çıkmaz
   gülçinin biriken mesajlarına cevap vermeye başladım
   o yazdı ben yazdım
   o yazdı ben yazdım
   otobüs durdu
   30 dk ne tak yerseniz yeyin dedi muavin
   baktım benim refakatçı iniyor
   yardım eder misin dedim karşı koridorda oturan amcaya
   edeyim tabi dedi
   bizimki tamam amca ben hallederim dedi
   tuttu koltuk altımdan koridora kadar kalkınca bıraktı
   ben kapıya geldim
   kendi imkanlarımla indim
   bu kadar gaddar olmasının sebebini hala çözememiştim
   hastaydım lan ben
   abur cubur bişeyler yeyip
   çay sigara olayını dışarda zütüm donarak tamamladıktan sonra onun nerde olduğunu anlayamamışken
   otobüse doğru yol aldım
   binerken muavin yardım etti
   oturdum saati beklerken
   bizim ki de geldi
   otobüs hareketlenince kafası düşüp kalkmaya başladı
   fazla direnemeden uyudu
   başı omzuma geldi gitti
   düştü kalktı kalktı düştü başı
                             

** öyle bir süre idare ettikten sonra bende uyuya kalmışım
   ineceğimiz yere geldiğimizde beni o uyandırdı
   beni bekleyen gülçin
   beraber inişimizden hoşnut olmasada
   onları tanıştırma zorunluluğu ile
   gülçinin benim neyim olduğu zorluğunu aynı anda yaşadım
   gülçin kim bu sorusunu hemen yapıştırdı
   bahsettiğim kız olduğunu söyledim
   neden beraber geldiniz sorusunu sorunca
   konuyu saptırmak için
   -gülçin kaza yaptım geçmiş olsun diyeceğine sorguya alıyorsun. kızla aramda bişey olsa sana ineceğim saati neden söyleyeyim kızdırma beni dedim
  böylece olayı kapatım
  yeni refekatçim ile
  dolmuş ardı eve vardık
  panpalara kaza anını detaylı anlatıp geçmiş olsun dileklerini aldıktan sonra gülçinle
  bir süre sohbet
  sohbeti kesen öpücük
  elleşme oynaşma derken
  gülçin bize yemek yapmak için kendi dairelerine çıktı
  gelen bir mesaj şaşırtıcıydı
  bizim ilgisiz refakatçı
  -ne de olsa bana emanetsin. kız arkadaşının yapamayıp benim yapabileceğim bişey olursa haber ver. tekrar geçmiş olsun.
  bunu yazmasını birbirimize asılma gerginliğinin bitmiş olması olarak düşünüp
  -sağol çok yardımcı oldun zaten şeklinde imalı bir mesajla geri cevapladım
  neden cevaplamadığına fazla takılmayıp
  gülçinin panpinyoları ve benim panpalardan gelmiş olanlarla beraber yemek yedik
  5 6 gün herşey olağan geçerken
  zeynep eski sevgilisi ile tekrar barıştığını söyledi
  bu benimle bir daha görüşme anldıbına da geliyor olabilirdi
  öpüşmemiz konusunu hiç açmadan
  -aaa ne güzel repliğini binçe ama içten bir şekilde ona sundum
  zeynebi hallettikten sonra
                             

** rahatlamıştım
   bunda zeynebin medeni cesareti de çok etkiliydi
   okulun kafesinde bir arkadaşla
   otururken benim manyak geldi memleketli kız
   oturdu yanıma anlatıyor
   şaşırtıcıydı
   önceleri hiç selam bile vermeyen kız şimdi yanıma geliyor
   karşıma geçiyor
   bana hayata dair fikirlerini anlatıyor ve ben buna anlam veremiyordum
   aklıma gelen
   gülçinle beraber olduğumu bildiği için ona bir erkek gözüyle bakmayacağımı düşünüp
   yalnız kalışını da benimle harcamak olarak değerlendirile bilirdi
   ama bu yanıma gelip oturmaları
   yürürken yanımda yürümeleri
   naber nasılsın iyi akşamlar
   okula gelecek misin
   nerdesin soruları artmaya başladı
   gülçinle olduğum zamanlar attığı mesajlar dolayısı ile sıkıntı duyuyor olsam da
   gülçin yanımda iken de gelip sıradan arkadaşmış gibi muhabbet edişi
   gülçinin şüphelenmesini engelliyordu
   ben böyle yapmasında ki amacı çözmeye meyil etmişken
   ulan acaba beni kıskandı
   beni gülçinden ayırıp kendisine mi istiyor diye bile düşünmeye başlamışken
   ortak arkadaşlarla bir ortamda iken bir çocuğun
   gayet efendi bir şekilde
                             

**  -iki tane kızla çıkması zor olmuyor mu demesi ile bazı şeyler şekillenmeye başladı
   -iki tane derken anlamadım ne demek istediğini dedim
   -birisi az önce ayrıldığın öteki de okulda hergün görüştüğün dedi
   gülçin ve sinsi memleketlim hakkında konuşuyordu
   ben çocuğun hangisi ile alakadar olduğunu anlamak için açık vermedim
   -hayır dedim zor değil
   -ama çok iyisin bir türlü inandıramadım senin gülçinle çıktığını kıza dedi
   -peki senin konuyla alakan ne arkadaşın dedim
   -bir aydır teklif ediyorum kabul etmedi dedi
   -benimle çıktığını sana kendisi mi söyledi dedim
   -evet çıkmıyor musunuz yoksa dedi
   -benim onlara karşı duygum yok ama onlar ne hissediyor bilemem. zaten olsa bi tane olurdu dedim
   böyle iddaalı konuşmam çocuğun pek hoşuna gitmemiş olsada
   kavga yapacak cinsten bir çocuğa benzemiyordu
   hiç birşey belli etmeden kızın tekrar bana gelmesini bekledim
   yine okulun kafesinde otururken kız yanıma gelip oturdu
   nasılsın iyi misin gülçinle aranız nasıl gibisinden gayet normal ve arkadaşça sorular sordu
   hiç birisini cevaplamadım
   çevreme baktığımda o çocuğu göremiyordum ama
   her an gelebilirdi çünkü tahminlerime göre sadece o çocuk etrafta iken benim yanıma geliyordu
   -amacın ne dedim
   -ne amacı dedi
   -niye burdasın dedim
   -konuşmak için dedi
   -önceden niye konuşmuyordun dedim
   -ne bilim ısınamamıştım galiba dedi
   -daha ne kadar devam edeceksin dedim

** -neye dedi
   -yalan söylemeye dedim
   -ne yalanı yaa dedi
   -dün gece dayak yedim senin yüzünden dedim
   -nee anlamadım kimden yedin dedi
   -benimle çıktığını söylediğin çocuktan dedim
   -nasıl yaa dedi
   -sadece dayakta değil gitmiş gülçine de anlatmış herşeyi gülçinle de ayrıldık senin yalanın yüzünden dedim
   -ayrılmazsınız ben konuşurum gülçinle bilmiyordum böyle olacağını kavga için de çok özür dilerim
off gerizekalı yaa bir türlü bırakmadı peşimi dedi
   -sen niye önce gelip bana söylemiyorsun böyle böyle oldu diye başka çözüm bulurduk ne olacak şimdi dedim
   -ben gider konuşurum onunla dedi
   -kimseyle konuşma yalan söyledim dayak yemedim gülçinle ayrılmadım. şimdi git o çocuğa herşeyi anlat dedim
   -anlamıyor ki onu istemediğimi dedi
   -bu yalanı söylemek zorunda kaldım de anlar dedim
   -tamam özür dilerim ben hallederim dedi
   -çok saçma halletme yöntemlerin var bunu da bil dedim
   bozuldu hem bana hem kendine kızdı gitti
   gülçinle buluşmalarımız devam ederken
   hiç bir haz almamaya başladım
   çünkü zaten baştan beri hoşlanmamıştım
   kafama bir kere onu istemiyorum fikri yerleştiği için
   zamanla bu fikir ondan kurtulmam gerektiği fikrine dönüşmeye başladı
   çünkü kız bana artık seni seviyorum u farklı şekillerde anlatamamaya başlamış
   aşkını ifade ederken karşılık vermediğim için üzülmeye başlamıştı
   ilk başlarda iyiydi hoştu
   abazan bir ünili için elle tutulur bişeydi
   ama kıza yaptığım aslında büyük haksızlıktı
   birden terkedemezdim
   ben senden hiç hoşlanmadım diyemezdim
   geçen onca zamanı hiçe saymak onu üzer ve mutlu olmasını istediğim için gelecek ilişkilerinde
   onu güvensizliğe iterdi
   onu üzmeden bu ilişkiden kurtulmak için
   arkadaşlarımdan bile yardım aldım
   fikirleri uçuktu arkadaşların
   bazıları
   olm bi huur çağıralım sonra buna haber verelim seni huuryla aynı yatakta yakalasın olay tamamdır derken
   bazıları
   bir gay olduğunu söyle diyerek dalga geçti
   her ne kadar onlar
   mal mısın olm ne var işte mis gibi ssevgili en azından istediğin zaman bir kız var elinde yoksa sadece elinle kalırsın desede
   ben ayrılık için kesin kararlıydım
                             

bugünlük bu kadar
                             

**düşünüp taşındıktan sonra çekilmez bir sevgili olarak
   beni yanlış tanımış olduğunu düşünmesine sebeb olacak şeyler yapmaya başladım
   kıyafetten başlayıp
   bunu giyme
   bu ne her tarafın meydanda gibi eleştirilerime
   kızıyor olsada giymek için ısrar etmiyordu
   o yanımda iken başkaları ile mesajlaşıp o kim sorusuna
   abartıyorsun ama istersen telefonu sana vereyimde şüphe kalmasın aklında gibi ters çıkışlar yapıp
   kimle mesajlaştığımı söylemiyor onu şüphelendiriyordum
   oysa mesajlaştığım kişiler parmağımı yorduğuma değmeyecek kişilerdi
   bunu da sineye çekip özür dilerim özgürlüğüne engel oluyorum a bağladı
   örgürlükten laf açılınca
   bana gösterdiği saygıyı ben ona göstermeyerek
   sürekli nerdesin
   kim var yanında
   oraya gitme
   niye bana haber vermiyorsun baskısını da yaptım
   ama her gittiği yerin mesajını atmaya başlayınca bu da işe yaramadı
   ondan kurtulma çabalarımın karşılıksız kalışı sırasında
   farkettim ki ben gülçini yanlış tanımışım
   kız iyiymiş de ben anlayamamışım
   her dediğimi yapmaya başlayınca
   türk kızlarının hanzoları da sevebiliyor oluşunu yadırgamamaya başladım
   soğuk davranmaya çalıştığım zamanların birinde
   eve geldi
   odama geçtik
   ben istemedikçe o dokundu
   o dokundukça ben naz yaptım
   ama böyle çok zevkli olduğu için
   kendimden yavaş yavaş geçmeye başladım
   öptüm elledim derken
   daha önce hiç istemediğim bişeyi istedim
                             

** -seni istiyorum dedim
   bunu duyunca
   gitmem lazım diyerek evden çıktı
   yarım saat sonra mesaj geldi
   -bunu yapamam affet dedi
   tamam amk bakire bu ondan diyor diye düşünüp
   -sorun değil kusura bakma tutamadım kendimi dedim
   pek mesajlaşmadan geceyi bitirdik
   aslında hoşuma gitmişti bakire oluşu
   ama ertesi günlerde
   eski erkek arkadaşından laf açmaya başladı
   normalde hiç konuşmayı sevmezdi onun hakkından
   3 4 güne yayarak nasıl aldatıldığını
   ne yeminlerle ona güvendiğini anlattı
   üzüldüm tabi bende onu üzmek istemiyordum çünkü
   onu teselli ederken
   -amacının ne olduğunu anlayamamışım dedikten sonra ağlamaya başlaması
   lan ne oluyor dedirtti
   -amacı neymiş dedim
   söylemedi
   uzun zorlamalar sürekli sormalar anlat artık şunularla
   anladım ki
   gülçin eski erkek arkadaşı ile yatmış
   hemde defalarca
   o gece benimle yatmak istemeyişinin sebebi de
   benim onun bakire olmadığını anlayıp vereceğim tepkiden korkusuymuş
   öyle ya son zamanlarda hayli ayılaşmıştım ona karşı
                             

** fake çıkışlar yaptım
   vay sen bana bunu neden önceden söylemezsin
   vay senin namuslu olduğuna güvenmiştim
   sana inanmıştım
   neden eski defterleri açmadığın şimdi anladım
   başka neler var bilmem gereken
   gibi onu aşşağılayıcı ve durumdan oldukça hoşnutsuz oluşumu oldukça iyi bir rolle oynadım
   oysa bananeydi
   ben kızı sevmiyordum
   ve onunla bir gelecek hiç düşünmemiştim
   yani karım olmayacak kişinin bekareti benim için bir avantaj bile sayılırdı cinsel yönden
   tüm bu konuşmaların üzerine vicdanım sızlıyor olarak olsa da
   -zaman kaybetmeyelim gülçin birbirimizle diyerek ondan ayrıldım
   o ayrılamayışını
   bunun ona acı verdiğini
   üzüldüğünü
   geçmişine isyan ettiğini
   keşke o hatayı yapmamış olmayı dilediğini
   -lütfen en azından arkadaş kalalım yalvarışı ile açığa çıkardı
   ben her ne kadar
   -bak gülçin ilerde başka birisi ile çıkarım daha çok üzülürsün diye olmaz desemde onun
   -senin mutluluğunu her zaman isterim arabeski üzerine kabul ettim
   artık zeynep eski erkek arkadaşında
   gülçin arkadaşım olarak
   ve yalancı ile olan ilişkilerim tamamen bitmiş
   ilk üniversite senem gibi sap kalmıştım
   bu zamada erkek arkadaşlarla takılıp
   derslere çalışıp
   zamanı geçiriyordum
   ama yeni bir kıza asılmaktan korkuyordum
   zira gülçinin hala üzülmesinden korkuyordum
                             

** fake çıkışlar yaptım
   vay sen bana bunu neden önceden söylemezsin
   vay senin namuslu olduğuna güvenmiştim
   sana inanmıştım
   neden eski defterleri açmadığın şimdi anladım
   başka neler var bilmem gereken
   gibi onu aşşağılayıcı ve durumdan oldukça hoşnutsuz oluşumu oldukça iyi bir rolle oynadım
   oysa bananeydi
   ben kızı sevmiyordum
   ve onunla bir gelecek hiç düşünmemiştim
   yani karım olmayacak kişinin bekareti benim için bir avantaj bile sayılırdı cinsel yönden
   tüm bu konuşmaların üzerine vicdanım sızlıyor olarak olsa da
   -zaman kaybetmeyelim gülçin birbirimizle diyerek ondan ayrıldım
   o ayrılamayışını
   bunun ona acı verdiğini
   üzüldüğünü
   geçmişine isyan ettiğini
   keşke o hatayı yapmamış olmayı dilediğini
   -lütfen en azından arkadaş kalalım yalvarışı ile açığa çıkardı
   ben her ne kadar
   -bak gülçin ilerde başka birisi ile çıkarım daha çok üzülürsün diye olmaz desemde onun
   -senin mutluluğunu her zaman isterim arabeski üzerine kabul ettim
   artık zeynep eski erkek arkadaşında
   gülçin arkadaşım olarak
   ve yalancı ile olan ilişkilerim tamamen bitmiş
   ilk üniversite senem gibi sap kalmıştım
   bu zamada erkek arkadaşlarla takılıp
   derslere çalışıp
   zamanı geçiriyordum
   ama yeni bir kıza asılmıyordum
   zira gülçinin hala üzülmesinden korkuyordum
                             

**  yine okulu kayıpsız bitirip yaz ayına geçtim
   çalışmama isteğindeydim
   ama evde iken zamanın da geçmiyor oluşu
   memlekette yapılabilecek şeylerin sınırlı oluşu
   ve paranın kışları  hayatın süper geçmesine engel oluşu yüzünden çalışmaya başladım
   beni kendi memleketlerine tatil amaçlı çağıran arkadaşları maalesef kırmak zorunda kalıyordum
   yeni yılı beklerken
   üzücü bir trafik kazası ile bizim yalancının babası vefat etti
   çalıştığı devlet kurumundan ailesine bağlanan maaş onun okul masraflarına yetse bile aile için yetersizdi
   zira abisi evlilik hazırlığı yapıyordu
   o da çalışıyordu ama 800tl ye
   vefat sonrası yalancıyı affettim kelimesini kullanmadan teselli etmeye bende başladım
   annesini yine bir devlet kurumunda hademe olarak işe aldılar
   bu onları maddi yönde toparlamak için yeterli gözüksede
   yine de zorlaşmış bir hayatları vardı
   babam beni karşısına alıp
   olm bu kız bize emanet sayılır dedi
   aslında amcası dayısı var elbet bakarlar onlara ama sonuçta aynı okulda okuyorsunuz
   göz kulak olman lazım
   bende aylık 100 liranı buna vericem ona göre dedi
   buna gerekçe olarak da
   sen harcarken onun parasının olmayışı senin vicdanını sızlatmaz mı oldu
   babam kararlı olduğu için bişey demedim
   okula gittik
   babam parayı anneme annem onun annesine onun annesi de ona olarak verirken
   ufak bir yalanla tüm bunları yoluna koydu peder
   -rahmetliye borcum vardı
                             

** 3. sene okula gittiğimde herşey daha farklıydı
   ilk sene eve çıkışımı sağlayan kuzenin okulu bitmişti
   az kişi kaldığımız için kira ve elektrik masrafları yüzünden yeni kişiler bulmamız lazımdı
   zor olmadı
   eve aldıklarımızın tek yapmaları gereken şey ailelerini kandırmaktı
   ama zaten para istemek için ailesini sürekli kandıran öğrenciler için pek te zor bişey sayılmazdı
   yeni çevreler ediniyor
   entel dantellerin kendileri adına değil de bilim adamları veya
   ünlü düşünürler adına konuştuklarını görüyor
   çoğu zaman ne diyor lan bu amk oğlu diyor
   sıkılıyordum
   real olamayışları
   hayatı doğaçlama yaşamak yerine
   kimlik kayıplarında kişilik arayanlarla dolu ortamın içine düşmüştüm
   ev arkadaşıydı ve onu getirme bunu getirme diyemiyordum
   bir tatsızlık olması
   tüm bulaşık ev işleri alışveriş gibi konularda gerginliğe sebeb olabiliyordu
   bizim yetim yalancıyı teselli ve gerçek hayata dönüşüne yardımcı olacak konuşmalarım
   onu başka şeyler düşünmeye sevk edecek şeyler teklif edişim hiç bitmedi
   ben konu değişsin diye gülçinden ayrılışımı anlattığım sırada üzülüyor numarası yapıp
   gidenle gidilmez ölenle ölünmez felsefesini kelimelere dökerken
   şok edici bir sır öğrendim yalancıdan
   -gülçin senden ayrıldıktan 2 hafta sonra başkası ile çıkmaya başladı dedi
   -hala yalan söylüyorsun dedim
   -iyi ona bu kadar güveniyorsan kendisine sor dedi
   -nasıl başkası ile çıkar aynı apartta oturuyoruz haberim olurdu dedim
   -aman banane neye inanırsan inan dedi
   hafiften sinirlensem de pek üzülmedim
   bir yalan olma ihtimailine karşılık ve
   gülçinin yalan olması durumunda ben seni çok seviyorum sana yapar mıyım öyle şeyden
   bağlayarak tekrar benimle olma isteği ihtimalinden dolayı
   gülçine gidip hiç böyle bişey var mı diye sormadım
   -kendisi mi söyledi sana dedim
   -evet dedi
   -neden söylesin ki sana dedim
   -benim sana söyleyeceğimi biliyordu çünkü amacı senin kıskandırmaktı sanırım dedi
   -sen neden söyleyip kıskandırmadın madem dedin
   -sevmediğini biliyordum. kudursun diye söylemedim dedi
   -amacı beni kıskandırmak olsa başka şekilde gösterirdi çıktığını..ama sen neden şimdi söylüyorsun bunu dedim
   -şimdi söylüyorum çünkü hala çıkıyorlar ise demek ki sevmeye başlamıştır ve senin onların arasına girmeni istemiyorum dedi
   -sen kimden yanasın anlayamadım valla dedim
   -kimseden yana değilim medeni bir şekilde ayrıldınız gerek yok çocuk oyunlarına. senin onu sevdiğini bilsem elimden geleni yapardım zaten dedi
   sen neden kimse ile çıkmıyorsun diye soracak oldum ama babasının vefatının ardına bunu sormak yanlış olur diye vazgeçtim

**2 3 hafta onunla konuşmalarımız devam etti
   kız arkadaşları ile buluşuyor
   ben ordayım
   burdayım diyor
   bazen beni de çağırıyor
   oturuyor konuşuyorduk
   aksilikleri hiç bitmiyordu
   tüm bunları birden kesmemize neden olan şey ise
   onun hiç huyu olmadığı halde mesaj yazmaya
   ve gelen mesajlara cevap vermeye başlaması ile oldu
   yanımda otururken bazen gülümseyerek
   bazen utanarak
   bazen şaşırarak telefonuna gelen mesajları cevaplıyordu
   anlaşılan oydu ki artık onun da bir sevgilisi vardı
   artık eskisi gibi nerdesin ne yapıyorsun yerine
   benim işim var haberin olsun demeye başlayınca
   yeni bir sevgilisi olduğu gerçeği gün yüzüne çıktı
   zamanla hayırdır dediğim zaman
   saklamadan
   bi çocuk var diyerek anlatmaya başladı bile
   hal böyle olunca onun hayatından çıkmanın
   yada daha az bağ kurmanın daha doğru olacağını düşünüp
   sadece o yazınca yazmaya başladım
   artık herşey taktandı
   eve kapanıyor
                             

**ev arkadaşlarından hiç haz almadığım
   muhabbetlerini lise seviyesinde bulduğum için
   odaya giriyor kafam alıncaya kadar ders çalışıyor
   tıkandığım noktada
   ofluyor pofluyor ama yapacak bişey bulamıyordum
   battaniyenin altından çıkmak beyoğlunda çıplak yürüme anldıbına gelecek kadar kötüleşti durumum
   saç sakal modadan değil
   üşengeçlikten kendinden geçti
   tilkinin elinden kurtulmuş tavuğa döndüm resmen
   yemek yapmaktan bile üşenir olup
   hazır çorbayı kaynatmaya tenezzül etmiyordum
   tamam artık toparlanmam lazım dediğim anlarda bile
   toparlansam ne yapacam
   ders okul otobüs ev uyku
  bundan ibaretti herşey
  kızlarla konuşma çabalarım
  kendimi sıkıcı hissetmem sebebi ile sonlanıyor
  ulan eskiden ne konuşuyordum ben bu kızlarla diye
  benim ben olduğumdan şüpheleniyordum
  mesaj geldi
  -evde misin diye
  -evet dedim
  -tamam dedi

** niye sormuştu ki halbuki 2 hafta geçmişti
  kapı çaldı ev arkadaşı açtı
  zira ben geleceğini hiç düşünmemiştim
  gelen bizim yeni sevgilisi olan yalancıydı
  iyi ki doğdunla beraber odama girdi
  doğru lan benim doğum günümdü
  -nerden biliyorssun doğum günüm olduğunu dedim
  poşeti çıkardı
  bir hediye verdi
  bunu ablan gönderdi dedi
  sonra kendi hediyesini verdi
  bir kitap
  -okursun vaktin olunca dedi
  teşekkür ettim
  eee ne yapıyorsundan açılan muhabbet
  dersler konusuna girdi
  zaten bunalıyordum ve farklı bişeylerden bahsetmesi için dua ediyordum
  -ne zaman gideceksin dedi
  -nereye dedim
  -bayramda memlekete gitmeyecek misin dedi
  -haa bilmiyorum ki gidecem ama bilet almadım daha dedim
  -tamam beraber gideriz dedi
  aslında gitmek istemiyordum onunla
  ne de olsa erkek arkadaşı vardı ve yanlış anlaşılma olabilir di
  ama dur bi dakika lan hiç mesajlaşmadı o gece
  yoksa ayrılmışmıydı
  sormadım
                             

**işin açığı sanane demesinden korkuyordum
  iki gün sonra sana da alıyorum yer kalmayacak bilet parasını verirsin okulda deyince
  -al dedim
  okulda lafı unutulmuş
  -işin yoksa gel bizim okuldan çocuklar kafede çalacak bu gece hem biletini veririm dedi
  aslında gitmezdim ama
  bilet parasını verirsin lafından yola çıkarak
  ulan belki parası bitmiştir
  o gece eğlenmek istiyordur ama parası olmadığı için beni çağırıp bilet parasını istiyordur diye gittim
  -selam nabeeer tarzındaki entel geyiklerini merhaba ile karşılayıp
  bi kaç arkadaşı ile tanıştım
  bu çevre onun çevresiydi
  genelde yanında gördüğüm iki kız ile
  o kızlara yavşayan veya çoktan yavşama evresini başarı ile sonuçlandırmış erkekler vardı
  nedense ortamdan sıkıldım
  gitarcı çalıyor millet eşlik ediyor
  tam bende içimden kafa sallayarak mırıldanayım diyorum
  pat soru geliyor
  -siz hangi bölümde okuyorsunuz
  beni çok gerici olan bu tanışma
  ve ortamda tanımadığım kişilerin benden konuşuyor olmalarından duyduğum rahatsızlık yüzünden
  çok kısa cevaplarımı
  gülümseyerek süsleyip
  bende aynısını ona mı sorsam lan diye düşünüp kalıyordum
  ya ben çok öküzdüm
  yada racondan bi haberdim
  bana sordukları sorunun aynısı kendilerine sorulmuş gibi
  -bende şu bölümde okuyorum diyorlardı
  bana öylee mi demek düşünce
  sorman gerekiyormuş mal kelebek diye kendime kızıyordum
  bi kaç soru arkasına

** ortamın çenesi düşük olduğunu tahmin ettiğim kızı tarafından
  -zaten senin hakkında oldukça çok şey anlattı demesi ile
  bu cümlenin öznesinin bizim yetim memleketlim olduğunu anlamam
  buna bir tepki olarak yüzümün kızarması
  arada kalan bizim kızın
  suratının çenesi düşük olana dönmesi ve bir an sessizliğin yaşanması
  aynı anda gerçekleşti
  sonra bana dönüp
  bu kim diye sordular açıkladım kusura bakma dedi kulağıma yaklaşıp
  -ne açıkladın dedim
  -aman neyse boşver isteğin var mı?
  -ne isteği dedim
  sahneyi gösterdi
  -yok çalsınlar iyi bildiklerini işte karışmayayım ben dedim
  tam ortama alışmaya başlamıştım ki
  ayağa kalkan kişilerin dans etmeye başlayışı
  benim ve onun hızla oturan kişiler listesinde kalması
  nihayet masada yalnız kalışımızla
  ne yapacağını şaşırmış olan ben
  -bilete ne kadar verdin deme hödüklüğünü yaşattım kıza
  -bırak bileti hadi dans edelim dedi
  -şarkı bitecek boşver dedim
  o ayağa kalktı hadi dedi
  velhasıl dans etmeye başladığımızda
  niye herkes bize bakıyordu lan
  ordan bakınca çok mu sevgili gözüküyorduk
  kendini sanatçı sanan ama sesini de takdir ettiğim bin
  bir dans parçası daha çalarak
  benim 3 4 dakika mal mal dans edişime vesile oldu
  onun umrumda değildi dünya
  benimle dans ederken yanındaki arkadaşları ile konuşuyor
  şarkıyı mırıldanıyordu
  korkuluk muamelesi görüyor olsamda
  o mekanda olmamasına dua ettiğim kişiler kara listesinde
  1 numara gülçin
  2 numara bizim kızı bu kim lan diye sorgulayacak herhangi bir erkekti
                             

bugünlük bu kadar
                             

** şarkı bitti
  biz oturduk geyik devam etti
  sigara içme bahanesi ile dışarı çıkanlar oldu
  biz yürüyüp gelicez diyenler oldu
  ama aslında olan yalnız kalışımızdı
  -gülçin ne yapıyor dedi
  -bilmiyorum görüşmüyoruz dedim
  -hayret dedi
  imaya bak sen
  -niye şaşırıyorsun dedim
  -komşun ya ondan şaşırdım dedi
  -banane ne yaparsa yapsın dedim
  -pek bi sinirli gibisin ona karşı dedi
  -onu mu konuşcaz dedim
  -ne konuşalım. futbol mu dedi
  -senin çayında alkol mü var dedim
  -yoo dedi
  -bu ayık halin yani? dedim
  -ne alakası var yanlış bişey mi söyledim dedi
  -yok yanlış bişey söylemedin. hakem bizi yaktı bu hafta o penaltıyı verseydi iyi olacaktı. hakan şükür ün  iki metre ofsaytını görmüyor dedim
  -ofsayt ne yaa?? dedi
  -gülçin diyorum bitti diyorum şükür diyorum dedim
  -iyi tamam umrumda değil dedi
  -o öyle olmaz işte benim yaptığım gibi hiç sormayacaksın dedim
  -neyi sormayacaksın dedi
  -tamam neyse boşver.ben gideyim otobüs bulamam dedim
  -iyi tamam dedi
                             

** kafe çıkışına kadar eşlik etti bana
  -bilet dedim
  -yurtta kaldı veririm dedi
  -tamam parasını vereyim dedim
  -bileti alınca verirsin iyi geceler dedi
  yolcu olan ben iken o yurda doğru yürüdü
  ben uğurlayan oldum
  ama iyi geceler bile diyemeden
  bir daha görüşüm onun yurduna gidişim
  valizine yardım etmeye çalışmam
  -bırak ben taşırım tepkisi ile karşılaşmam
  -bugün de çok kibarsın deyişim
  onun suratıma dikkatle baktıktan sonra
  -bir an başkası ile konuştum sandım demesi
  ne diyor lan bu bana laf mı soktu şimdi düşüncesi
  yok amk bu ayarsızla uğraşılmaz en iyisi susayım mantığı
  ve memlekete doğru olan yolculuğumuz ile oldu
  hiç konuşmaz sanmıştım ama
  birden
  babasını  özlediğini
  memlekete dönmenin onu daha çok hatırlatacağını
  üzüldüğünü anlattı durdu
  ağladı lan
  bende onu teselli etmeye devam ettim
  nihayet eve geldim
  bi kaç arkadaşla takılırım kendime gelirim planlarımın hepsi yatmıştı
  çünkü aradığım kişiler yoktu
  yani hiç bişey eskisi gibi değildi
  arefe gecesi
  okuldan alışık olduğum için uyuyamıyordum
  tv ye bakarken
                             

**dini kanalların birisinde
  muhteşem sesli bir zaat arapça bişeyler okuyordu
  nedendir bilmem bir türlü değiştiremedim kanalı
  halbuki sıkıntıdan zap yaparken gelmiştim taa o kanala
  biraz dinleyince kendimden utandım
  çünkü ben çocukken yazları camiye gönderilmiş
  sureleri ezberlemiş birisiydim
  ama şimdi hiç birini tam olarak hatırlayamıyordum
  kılacağım bayram namazında bile okunacak sureleri hatırlamayınca
  tamamen boş bir insan olduğumu anlayıp
  Allaha dua etmeye başladım
  sevdiklerimin mutlu olmasından girip
  onlara sağlık sıhhat diledikten sonra
  o güne kadar hiç sevememiş birisi olan ben adına da
  kocaman bir dua yaptım
  -allahım benim karşıma sevileceğim beni anlayacak beni dinleyecek
  yalanından korkmayacağım güveninde yanılmayacağım
  çocuklarımın anası
  olacak evleneceğim kadını çıkar diye dua edip aklıma gelen sureleri de okuduktan sonra yattım
  kalktığımızda bayram günüydü
  babamla bayram namazına gittik
  dönüşte dedemle ananemi ziyarete ailecek gittiğimizde
  bir mesaj geldi
  süslü bir bayram mesajına ilaveten iyi bayramlar yazıyordu
  bu numara kayıtlı olmadığı için
  önceleri pek sallamasam da
  ulan belki tanıdıktır ayıp olmasın diye
  -numaranız kayıtlı olmadığı için kim olduğunuzu bilmiyorum ama size de iyi bayramlar dedim
  -biliyorum yanlış numaraya göndermişim zaten kusura bakma tekrar iyi bayramlar yazdı
  nasıl bir boşluktaysam artık
  -önemli değil bayramlaşmak için birbirimizi tanımamıza gerek yok. kurban bayramında yine beklerim mesajınızı dedim
  -tamam dedi gülücük koydu yanlış numara olarak kaydedeyim o zaman dedi
  ben yazdım
  o yazdı
  o yazdı
  ben yazdım mesajlaştık da mesajlaştık

** mesajlaşma ilerledikçe
  ben birisinin benimle dalga geçiyor olduğu fikrine kapılmaya başladım
  çünkü çok kibar mesajlar atıyordu
  ismimi sordu
  cevaplamadım
  neden ismini söylemiyorsun dedi
  iyice şüphelenip
  -bak arkadaşım amacın kız ayarlamaksa ben kız değilim ama çevrem geniştir sana bir kız ayarlarım tamam yeter yaptığın şaka dedim
  -ben niye kız isteyeyim ki senden ben zaten kızım dedi
  o beni kız ben onu erkek sanıyordum halbuki
  o kız olduğunu da söyleyince makaraya yapıldığına emin oldum
  o yüzden kendimi çok ağır satıp ona mesajlar atmamaya başladım
  mezarlığa gittik
  bizim kisi babasının mezarındaydı
  onunla konuştuk biraz
  yasinlerini dinledik
  bu arada bana 5 tane daha mesaj gelmiş
  -ben sana niye şaka yapayım yaa
  -valla yanlışlıkla attım
  -inanmazsan inanma sen bilirsin
  -ama çok kötü hissettim
  -iyi tamam cevaplama
  bunları okudum
  -neredesin şimdi dedim
  benim okuduğum okulun ilini söyledi
  kesin okuldan arkadaşlar benimle makara yapıyordu ama kim
  -ben de ordayım dedim
  -şaşkın ifade ile inanmıyorum dedi
  -bende inanmıyorum dedim
  -peki hangi cadde dedim
  benim kaldığım evin caddesini söyledi
  muhakkak dalgaya alınıyordum
  ağır ağır sorgulamaya devam ettim
  her sorusuna ters cevap verdim
  ismimi hiç söylemedim
                             

**  o bana yazdı ben ona yazdım
  ben ona yazdım o bana yazdı
  hiç durmadan mesajlaşmaya başladık
  o kendinin kız olduğuna inandırmaya çalıştı hep
  sonra bana kızıp mesaj atmadı iki gün
  çünkü ben hep onun benimle dalga geçen bir arkadaş olarak gördüm
  sonra sınavlara çalışmam gereği gerçeği ile okula döndüm
  iki gün sonra
  -ancak bu kadar dayanabildim diye bir mesaj attı
  bu aynı zamanda benim onun olduğu şehre gittiğim gün olduğu için
  tam inandım makara yapıldığına
  ismimi sordu yine
  -madem aynı şehirdeyiz ismimi öğrenmek istiyorsun.şu mağazanın karşısında oturuyorum.7 numarada da büyük harflerle ismim yazıyor gel öğren dedim
  -tamam 10 dk sonra ordayım mesaj atarım sana dedi
  evde hiç bir ev arkadaşım yoktu
  girip ben pencereden bakarken enseme tokadı patlatıp
  şaka yapppptııııııık demelerine engel olmak için
  kapıyı kilitledim
  anahtarı cebime koyup pencereye geçtim
  yoldan gelen geçenleri
  izliyorum
  10 dk sonra birisi apartmana yaklaştı
  apartman girişine yöneldi
  bi kaç dakika sonra
  -KELEBEK yazdı büyük harflerle
  ben aşşağı sarkıp kim bu diye bakarken
  pencereden de iyice sarktım görebilmek için
  sonra yukarı bakınca onunla göz göze geldik
  ama benim ki göz değildi onun turkuaz gözlerinin yanında
  saçlarını renklendiremedim
  bu gerçek mi olm diye düşündüğüm
  en fazla 5 saniye dayanabildim
  gülümseme ile utanma arası bakarken bir den içeri kaçma zorunluluğu hissettim
                             

**o da bana gülümsemişti
  sobeee dercesine
  kendimi içeri zor attım
  ağzım açık
  zihnim donuk
  elim titrek
  vücudum hareketsiz kaldı
  elimdeki telefonu taşımaya yetmedi gücüm
  kilimin üzerine düştü
  aklıma ettiğim dua geldi
  o muydu ki yaradan dan beklediğim
  30 dk boyunca onun ısrarla attığı mesajlara cevap veremedim
  kendime geldiğimde lavaboya gidip
  elimi yüzümü yıkadım
  yıkadım ama benim kalbim o kadar temiz miydi amk
  bu nasıl bir işti
  arkadaşlar organize şaka mı yapıyordu amk bana
  kıza çok güzelsin sana aşık oldum demek isterdim ama
  denmezdi
  kendimi toparlamaya çalışsam da mesaj olarak yazılacak bişey bile bulamıyordum
  o bana bir hayli fazla mesaj atmıştı
  genel içerik olarak inandın mı kız olduğuma yazıyordu
  -bu kadar tesadüf oluşu sana da garip gelmiyor mu dedim
  -ne gibi dedi
  -bana yanlışlıkla mesaj atıyorsun.ben cevaplıyorum sen cevaplıyorsun konuşuyoruz görüyoruz ki aynı şehirde aynı caddedeyiz
o kadar il varken o kadar telefon numarası varken garip yani dedim
  -bende çok şaşırdım dedi
  -zaten kız olarak erkeğe mesaj atma olasılığın yüzde elli
 türkiyede tüm telefon kullananlarda bir ihtimal de beni bulman dedim
  -kötü mü yapmışım dedi
  -onu zaman gösterir dedim
  -ne zaman dedi
  cevaplamadım
                             

** onun bana olan yakın ilgisi sorgulama yoluna gitmeme neden oldu yine
  hadi ben ona aşık olmuştum da
  o bana neden ilgisini hemen belli ediyordu
  hadi ben dua etmiştim
  o da mı etmişti
  telefon numarasının kime ait olduğunu sorgulamakla başladım
  bir erkeğe aitti numara
  ama ismi hiç bilmiyordum
  okulda duymamıştım
  arkadaşlarımdan birisi değildi
  ben kendime gelmiştim
  ama kendim bana gelmemişti
  olabilir miydi lan böyle bişey
  -iyi ki düşmedin pencereden dedi
  -sende iyi ki uzun kalmadın balkonun altında yoksa gerçekten düşecektim dedim
  -o kadar merak mı ettin beni dedi
  bu aslında cevabı bilindik ama cevaplaması zor soru karşısında
  -merak ettirdiğine inanıyor musun diyerek soruyu ona pasladım
  -ben saklamayacağım merak etmesem gelmezdim dedi
  -bende yenildim galiba dedim
  -yenilmen iyi oldu yoksa bir de seni görmek için yalvartacaktın beni dedi
  -nasıl yani dedim
  -ismini öğrenebilmek için 40 kere sordum dedi
  -ben bi kere soruşta öğrenmiştim halbuki senin kini dedim
  -hatırlıyor musun dedi
  -neyi dedim
  -adımı dedi
  -neydi dedim
  -offf bilge dedi
  -tamam bana söylediğin yalanı unutmamışsın o zaman dedim
  üzüntü smiley si ile cevapladıktan sonra
  orda mı oturuyorsunuz
  eve siz
  biz burda
  napıyon
  onu sen?
  bunu
  şu şöle mi?
  yok böyle
  tarzında mesajlaştıkça mesajlaştık
  elimden telefon düşmez oldu
  yazıyorum mesaj geliyor geleni cevaplıyorum
  o yazıyor o bitiyor öteki derken
  mesajlaşma aralığımız dakika  da bir e kadar düştü
  ben yatıyorumdan sonra 20 nin üzerinde
  sanada
  sende bende şeklinde mesajlaştık
  3 gün hayattan soyutlandım
  bizim memleketli arada mesaj atıyor cevap bile yazmıyordum
  soru sormuşsa evet hayır bilmem şeklinde cevaplıyordum
  3 gün böyle geçti
  ben ders çıkışı ona çıktım mesajını attıktan sonra
  şu mesaj geldi
  -bir dakika bile mesaj atmadan duramaz oldum.bu durum daha da kötüleşmeden bitirmek istiyorum kusura bakma dedi
  düşündüm
  hala arkadaşların makara yapabiliritesi vardı
  ona yalvarmam da aleyhime makara  olarak kullanılabilirdi
  -iyi sen bilirsin a.e.o. k.i.b. b.b. yazdım
  sonlarda yazdığım kısaltmalara takılmayın ciddiyetsiz ve sallamaz bağlanmamış gözükmek için di onlar
  bana rest çektiği için
  altında kalmamak adına
  telefonu kapattım
  bana tekrar yazarsa ulaşamasın diye
  arkadaşlar geldi
  onlara baktım
  hiç bi binlik peşinde olan suratları yoktu
  ertesi gün telefonu açtım
   bizim kız mesaj atmış
  -nerdesin öldün mü kaldın mı? diye
  -yok ölmedim dedim aklım bilgede iken
  -niye yazmıyorsun o zaman dedi
  -ölmeden kefene sardılar tabuta telefonumu koymadılar dedim
  -tamam espri yapmaya tövbe edince bana nasılsın diye sor dedi
  -tövbe nasılsın dedim
                             
bugünlük bu kadar
                             

bu hikayeyi yazmayı bırakıyorum beyler.
                             

** -çok kötüyüm dedi
  -niye dedim
  -okulda göremedim mesaj yazmıyorsun korktum bişey oldu diye dedi
  -okuldaydım ben görmemişsindir dedim
  -iyi meşgulsen sonra görüşürüz dedi
  aslında olanları anlatabileceğim tek kişiydi o
  rahatlar mıydım ki ona anlatsam
  bana tavırlı olduğu belliydi
  bilge ile uğraşmaktan onu pek giblememiştim son günlerde
  bu nazına hak vererek
  ne yaptığını sordum
  -yemeğe inecem birazdan dedi
  -bende yemedim daha dedim
  -var mı yemek dedi
  -yok aç kaldım galiba dedim
  -nasıl yok dedi
  -evde bişey yok dışarda bişeyler yerim dedim
  hmm mesajı geldi
  -menüde beğenmediğin bişey olursa haber ver beraber yiyelim dedim
  -beğenmedim dedi
  -baktın mı ki dedim
  -daha çok beğendiğim bi teklif geldi sıkıldım bu yemeklerden dedi
  evden çıktığımı belirten mesajı attıktan sonra
  onun ne yemek istediği ve nereye gidebileceğimiz konularında
  mesajlaşmaları sürdürürken
  henüz bir fikre sahip olmamamıza rağmen buluştuk
  ben biraz mahçup olduğum için
                             

** pek gülümseyerek karşılamış olmam
  onun bana daha dikkatli bakmasına ve bir şey mi oldu sorusunu sormasına sebeb oldu
  ben her ne kadar iyi olduğumu söylesemde onun ısrarla
  -yok yok var bişeyler demesi
  ulaaan acaba bilge hakkında bişeyler mi biliyor
  bu işin içinde o da mı var diye düşünmeme sebeb oldu
  ben aslında ona herşeyi anlatacaktım bilge hakkında
  ama bu hali çekingen davranmama neden oldu
  ben muhabbeti değiştirmek adına
  -dersler nasıl diye sordum
  -kötü yaa konsantre olamıyorum hiç ders çalışasım gelmiyor dedi
  -niye dedim
  -ne bilim aklımda hep başka şeyler oluyor. dedi
  -ne gibi şeyler dedim
  -sen mesela dedi
  -benim ne işim var senin aklında dedim
  ters ters baktı
  -benim burda ne işim var hadi güle güle dedi
  ceketini giyme çantasını toplama aşamasında iken
  -alıngansın bugün dedim
  -sen de benim gitmeme aldırma o zaman dedi
  -ben alınmıyorum ki istersen gidebilirsin dedim
  -çok gıcıksın dedi
  -normalde böyle olmadığımı bildiğine göre bir arkadaş olarak görevin oturup derdimi dinlemektir çekip gitmek değil dedim
  -sen her arkadaşına böyle mi davranıyorsun dedi
  -sen her arkadaşım mısın dedim
  -söylediğin laf mıydı yani dedi
  -tamam sen de bana küfür et ödeşelim o zaman dedim
  -gerizekalı salak dedi
                             

** -benim burda ne işim var hadi güle güle dedim
  güldü
  -ödeşmek için söylemedim  hakkaten geri-zekalısın sen dedi
  alınganlığı geçsin biraz yumuşasın diye
  -tamam aç bir gerizekıyım hadi yiyelim bişeyler dedim
  yemek siparişini verdik
  bu sırada siniri geçti
  arkadaşlarından okuldan derslerden bahsetti
  hiç bilge ile alakalı bir imada bulunmadı
  yurtta sıkıldığını
  bu dışarı çıkmanın hoşuna gittiğini söyledi
  arasıra böyle kibarlıklar yap dedi
  -tamam aklıma gelirsen yaparız dedim
  -ben sormayı unuttum galiba senin aklında ne var dedi
  -ne olacak okul ders memleket falan filan işte dedim
  -falan filanı aç bakim biraz daha dedi
  -annem babam falan filan işte dedim
  -biraz daha aç dedi
  gülümsedim
  -sen yoksun zorlama dedim
  -gıcıksın olm dedi
  -pardon anlamadım dedim
  telefonuma mesaj bildirimi geldi
  -hata mı yapıyorum acaba
  mesajı gönderen bilge
  bişeyler yazmam lazımdı
  heyecan bastı
  bizim kızın varlığını hiçe sayarak düşünmeye başlamıştım ne yazabilirim diye
  -sessiz düşünsen daha doğru olur dedim
  -nasıl olcak böyle sensiz de yapamıyorum dedi
  -benimle iken ne yaptın da bensiz yapamıyorsun dedim
  -bilmiyorum ama sana mesaj yazmak şimdiden iyi geldi dedi
  -senin için mesajlaşacak birisini bulmak zor olmaz dedim
  -nasıl yani dedi
                             

** -türkiyede bir sürü yanlış numara var dedim
  elimden telefonu düşürmeyince bizim ki sinirlendi
  benim ona yaptığımın aynısını bana yaptı
  telefonunu uzattı
  -al benim telefondan ara  konuş ne konuşacaksan dedi
  bilgeyi bir kenara bırakıp
  -sen olm mu dedin bana az önce dedim
  -ne varmış arkadaşların olm demiyor mu sana dedi
  -tamam sadece arkadaşsak diyebilirsin dedim
  -özür dilerim dedi
  olm kelimesini kullanmıyor oluşu onun da bana olan arkadaşlıktan öte duygularının  belirtisi gibiydi ama
  benim aklım bilgedeydi
  zira ilk defa görür görmez vurulduğum
  ve gizemine hayran olduğum bir kızdı
  onunla mesajlaşmayı bıraktıktan sonra telefon elimden düşmemiş
  dualarımın liste başı olarak
  onun bir mesajını gözlemiştim
  duygulu yalancım ile konuşmam lazımdı
  ama aynı gereklilikle bilgenin mesajlarını da cevaplamam gerekiyordu
  bilge yine mesaj attı
  -kızdın mı bana
  bu mesaja cevap vermemiş oluşum sonucunda
  -rahatsız ettim özür dilerim mesajını atmasına sebeb oldu
  bir an önce isimsizden kurtulmam lazımdı
  -benim ders çalışmam lazım eve gitsem iyi olucak dedim
  -senin yalan söylemeyi bırakman lazım kiminle mesajlaşıyorsun sen dedi
  -bir arkadaş dedim
  bu sırada yine bilgeden mesaj geldi
  isimsiz buna tepki olarak
  -sana iyi arkadaşlıklar ben gidiyorum dedi
  -dur nere gidiyorsun desemde
  -başka bir arkadaşıma diyerek bastı gitti
  yemek yediğim yerden çıkıp
  otobüste ve evde sürekli bilge ye ne yazacağımı düşündüm
  -niye yazdın tekrar pek kararlı gibiydin dedim
  -pişman ettin yazdığıma dedi
  -benim de pişmanlığım oldu dedim
  -nedir dedi
                             

** -sana fazla bağlanmak dedim
  -benim de mi pişman olmam lazım o zaman dedi
  -arayayım mı müsait misin dedim
  -babam evde konuşamam şimdi yarın görüşürüz istersen dedi
  -nerde dedim
  aslında telefon görüşmesi olduğunu bildiğim teklifine
  -nasıl nerde dedi
  -senin istediğin her yer olur dedim
  -buluşacak mıyız dedi
  -eğer istersen dedim
  nazını bir kaç niyazla halledip buluşmaya karar verdik
  **kalbime bahar geldi
  neşem aşkın doğasından
  gözlerime güneş açtı
  gülüşüm aşkın ışığından
  ellerime yaz geldi
  ter'im aşkın sıcağından**
  vakitlice yerimi aldım
  artık hazırdım
  birilerinin çıkıp
  nasıl makara yaptık lan sen demesinden tut
  onun karşıma geçip
  ben senin dua'n da bahsettiğin kişiyim demesine kadar
  oturduğum yerden kalkmama sebeb
  onun bana doğru gelişini farkedişim
  ne yapacağımı bilemeyişim
  ayak seslerinin yaklaşarak yükselmesi ile
  göğsümde beliren seslerin paralelliği
  uzatılan ellerin merhaba ile buluşması
  hafiften birer karşılıklı tebessüm
  heyecanlı halde heyecansız gözükme çabaları
  sonuçsuz kaldı

** aşikar olan heyecandan öte
  onun güzelliğiydi
  bir insan evladının gülümsemesinin
  dudaklar mı dişe dişler mi dudaklara bu kadar yakışmış ikileminde kalmak ile
  suratının neresine bakarsam bakayım
  hızla aşık olduğumu hissediyor oluşum
  aşktan öte göz gezdirdikçe hayran kalınan
  aşk müzesiydi bilge
  bir konu bulup konuşmak
  lafı uzattıkça uzatmak
  tam giderken tekrar lafa tutmak
  baktım hala gidiyor
  gitme diye yalvarmak geçiyordu içimden
  ama henüz bir giriş bile yapamamıştım
  nasılsın diye sorulmazdı ki bir meleğe
  bas baya iyiydi işte
  ama benim melek olmadığımı,o
  -nasılsın diye sorarak ispatladı
  şaşılacak şey
  mesajlaşırken bu kadar düşük olan çenelerimizin
  birbirimizi görünce sadece gülümsemelerden ibaret oluşuydu
  -iyiyim diyebilmek bile
  ulusa sesleniş konuşması kadar medeni cesaret gerektirdi
  -sevindim dedi
  -bende sevindim dedim
  -iyi olmana mı dedi
  -hayır seni görmüş olmama dedim
  utandı ama ben daha çok utandım
  -bende dedi
  -beni görmüş olmana mı dedim
  -hayır buluşma teklifi yapmış olmana dedi
  -bende dememle karşılıklı gülüştük
  bir espri daha yapmam lazımdı amk
  bu gülüşü tekrar tekrar görebilmek için
  -inandın mı gerçekten tesadüf olduğuna dedi
  sağıma soluma baktım
  hakaten lan kimse yoktu amk
                             

** -inanmaya başladım desem bi kaç kere daha buluşur muyuz dedim
  -bilmem ispatlamak zorunda mıyım dedi
  -başka taktik mi bulmam lazım seninle buluşabilmek için dedim
  -taktiğe gerek var mı? sorarsın fikrimi söylerim dedi
  -tekrar buluşabilir miyiz dedim
  -ilk buluşmada yaptığın gibi hep diğer buluşmaların pazarlığını mı yapıcaksın dedi
  -bi söz alsaydım en azından bazı şeyleri anlamış olurdum dedim
  -ne gibi dedi
  -mesela buluşulabilecek birisi olduğumu dedim
  -zamanla görücez dedi
  biraz sessiz kalışımıza
  okulumun geyiği girdi
  zaten az çok bildiği okul durumum hakkında
  sorular ssordu
  derslerin zorluk derecesi
  öğreticilerden memnuniyet seviyem
  ikametimden duyduğum haz
  öğrenci evi geyiği
  ve bulunduğumuz ili nasıl buluşlarımız hakkında konuştuk
  benden 1 yaş 2 gün küçük çıkması
  aynı burç oluşumuz derken
  elinin derisinin biraz soyulmuş olduğunu farkettim
  -eline ne oldu diye sordum
  -deri değiştiriyorum espirisini yaptı
  -ne güzel yılan gibi dedim
  -sen bana yılan mı diyorsun dedi gözlerini kısarak
  -yok hayır yanlış anladın dedim
  -şimdi de anlayışsız mı demek istiyorsun dedi
  -hayır demedim öyle bişey dedim
  -buyur bakalım şimdi de sağır olduk dedi
  -ya ne alakası var deyince
  başladı kıs kıs gülmeye

** -şaka yaptım özür dilerim dedi
  -böyle şaka mı olur ölüyordum dedim
  -katil mi demek istiyorsun yoksa dedi
  bende hey allahım manasında gülerek başımı yana çevirdim
  içten içe gülmeye başlamam durduramadığım gülme krizine sebeb oldu
  komik olan bişey yoktu belki de o kadar gülünecek ama
  salak salak gülüştük işte
  3 saat konuştuk
  -ben artık gideyim dedi
  -bir daha ne zaman buluşuruz dedim
  -çiçek almayı unutmayacağın bir zaman dedi
  anlaşılan o ki ilk buluşmaya çiçekle gitmem gerekiyormuş
  -sen yanlış anlarsın diye almadım dedim
  -niye yanlış anlayayım dedi
  -seni yanlış anlarlar diye de getirmemiş olabilirim dedim
  -başka bahanen var mı dedi
  -heyecandan unutmuşum özür dilerim dedim
  -bir daha ki sefere çiçek getirip heyecanını kaybedeceksen de buluşmayalım dedim
  -tamam söz heyecanlı getireceğim dedim
  -o zaman anlaştık dedi
  -ne zaman buluşuruz dedim
  -al sana mesajlaşma konusu. dedi
  -tamam görüşürüz o zaman dan sonra yanımdan ayrıldı
  arkasından bakarken
  bana bir kez daha bakması umudum
  5 saniye sonra umduğumu buluşuma neden oldu
  gülerken el sallayan biri olarak poz versem
  aşkın üzerine konmuş bir kelebek resmi çıkardı herhalde
  mesajlaşmalar da hiç durmadı
  bu buluşmadan duyduğum memnuniyeti
  ifade etmeye çalışırken
  onun her yazdığı olumlu cevaplar salak salak gülücükler saçmama sebeb oluyordu
  hayırdır kelebek diye soran ev ahalisine
                             

** -arkadaşın birisi fıkra anlatıyor dedim
  -ne fıkraymış bize de anlat dediler
  -bu fıkra anlatılmaz yaşanır dedim
  -ooo yeni kız mı ayarladın,olm bak ben de kız arkadaşımdan ayrıldım boştayım haberin olsun kuzeni benim diyerek kafamı ütülediler
  -tamam olm utandırmayın amk dedim
  hayırlı olsunları erken de olsa kabul ettim
  -yine mi öldün sen dedi bizim kız
  çaldırıp kapattım
  aradı hemen
  -konturum bitti kusura bakma dedim
  -ne zaman alırsın dedi
  -babam parayı yatırsın alırım dedim
  -yemek yedin mi dedi
  muhtemel yemek teklifine
  yeni bir kız arkadaşı olma arefesinde olan birisi olarak
  -yedim dedim
  -ee napıyorsun dedi
  -ders çalışcam dedim
  -iyi kolay gelsin sana o zaman dedi
  -sağol sanada deyip telefonu kapattıktan
  3 dk sonra onun tarafından bana gönderilmiş konturları gördüm
  -şimdi ne yalan bulacaksın bakalım diye de mesaj gönderdi
                             

** -çok kötüyüm dedi
  -niye dedim
  -okulda göremedim mesaj yazmıyorsun korktum bişey oldu diye dedi
  -okuldaydım ben görmemişsindir dedim
  -iyi meşgulsen sonra görüşürüz dedi
  aslında olanları anlatabileceğim tek kişiydi o
  rahatlar mıydım ki ona anlatsam
  bana tavırlı olduğu belliydi
  bilge ile uğraşmaktan onu pek giblememiştim son günlerde
  bu nazına hak vererek
  ne yaptığını sordum
  -yemeğe inecem birazdan dedi
  -bende yemedim daha dedim
  -var mı yemek dedi
  -yok aç kaldım galiba dedim
  -nasıl yok dedi
  -evde bişey yok dışarda bişeyler yerim dedim
  hmm mesajı geldi
  -menüde beğenmediğin bişey olursa haber ver beraber yiyelim dedim
  -beğenmedim dedi
  -baktın mı ki dedim
  -daha çok beğendiğim bi teklif geldi sıkıldım bu yemeklerden dedi
  evden çıktığımı belirten mesajı attıktan sonra
  onun ne yemek istediği ve nereye gidebileceğimiz konularında
  mesajlaşmaları sürdürürken
  henüz bir fikre sahip olmamamıza rağmen buluştuk
  ben biraz mahçup olduğum için
                             

** pek gülümseyerek karşılamış olmam
  onun bana daha dikkatli bakmasına ve bir şey mi oldu sorusunu sormasına sebeb oldu
  ben her ne kadar iyi olduğumu söylesemde onun ısrarla
  -yok yok var bişeyler demesi
  ulaaan acaba bilge hakkında bişeyler mi biliyor
  bu işin içinde o da mı var diye düşünmeme sebeb oldu
  ben aslında ona herşeyi anlatacaktım bilge hakkında
  ama bu hali çekingen davranmama neden oldu
  ben muhabbeti değiştirmek adına
  -dersler nasıl diye sordum
  -kötü yaa konsantre olamıyorum hiç ders çalışasım gelmiyor dedi
  -niye dedim
  -ne bilim aklımda hep başka şeyler oluyor. dedi
  -ne gibi şeyler dedim
  -sen mesela dedi
  -benim ne işim var senin aklında dedim
  ters ters baktı
  -benim burda ne işim var hadi güle güle dedi
  ceketini giyme çantasını toplama aşamasında iken
  -alıngansın bugün dedim
  -sen de benim gitmeme aldırma o zaman dedi
  -ben alınmıyorum ki istersen gidebilirsin dedim
  -çok gıcıksın dedi
  -normalde böyle olmadığımı bildiğine göre bir arkadaş olarak görevin oturup derdimi dinlemektir çekip gitmek değil dedim
  -sen her arkadaşına böyle mi davranıyorsun dedi
  -sen her arkadaşım mısın dedim
  -söylediğin laf mıydı yani dedi
  -tamam sen de bana küfür et ödeşelim o zaman dedim
  -gerizekalı salak dedi
                             

** -benim burda ne işim var hadi güle güle dedim
  güldü
  -ödeşmek için söylemedim  hakkaten geri-zekalısın sen dedi
  alınganlığı geçsin biraz yumuşasın diye
  -tamam aç bir gerizekıyım hadi yiyelim bişeyler dedim
  yemek siparişini verdik
  bu sırada siniri geçti
  arkadaşlarından okuldan derslerden bahsetti
  hiç bilge ile alakalı bir imada bulunmadı
  yurtta sıkıldığını
  bu dışarı çıkmanın hoşuna gittiğini söyledi
  arasıra böyle kibarlıklar yap dedi
  -tamam aklıma gelirsen yaparız dedim
  -ben sormayı unuttum galiba senin aklında ne var dedi
  -ne olacak okul ders memleket falan filan işte dedim
  -falan filanı aç bakim biraz daha dedi
  -annem babam falan filan işte dedim
  -biraz daha aç dedi
  gülümsedim
  -sen yoksun zorlama dedim
  -gıcıksın olm dedi
  -pardon anlamadım dedim
  telefonuma mesaj bildirimi geldi
  -hata mı yapıyorum acaba
  mesajı gönderen bilge
  bişeyler yazmam lazımdı
  heyecan bastı
  bizim kızın varlığını hiçe sayarak düşünmeye başlamıştım ne yazabilirim diye
  -sessiz düşünsen daha doğru olur dedim
  -nasıl olcak böyle sensiz de yapamıyorum dedi
  -benimle iken ne yaptın da bensiz yapamıyorsun dedim
  -bilmiyorum ama sana mesaj yazmak şimdiden iyi geldi dedi
  -senin için mesajlaşacak birisini bulmak zor olmaz dedim
  -nasıl yani dedi
                             

** -türkiyede bir sürü yanlış numara var dedim
  elimden telefonu düşürmeyince bizim ki sinirlendi
  benim ona yaptığımın aynısını bana yaptı
  telefonunu uzattı
  -al benim telefondan ara  konuş ne konuşacaksan dedi
  bilgeyi bir kenara bırakıp
  -sen olm mu dedin bana az önce dedim
  -ne varmış arkadaşların olm demiyor mu sana dedi
  -tamam sadece arkadaşsak diyebilirsin dedim
  -özür dilerim dedi
  olm kelimesini kullanmıyor oluşu onun da bana olan arkadaşlıktan öte duygularının  belirtisi gibiydi ama
  benim aklım bilgedeydi
  zira ilk defa görür görmez vurulduğum
  ve gizemine hayran olduğum bir kızdı
  onunla mesajlaşmayı bıraktıktan sonra telefon elimden düşmemiş
  dualarımın liste başı olarak
  onun bir mesajını gözlemiştim
  duygulu yalancım ile konuşmam lazımdı
  ama aynı gereklilikle bilgenin mesajlarını da cevaplamam gerekiyordu
  bilge yine mesaj attı
  -kızdın mı bana
  bu mesaja cevap vermemiş oluşum sonucunda
  -rahatsız ettim özür dilerim mesajını atmasına sebeb oldu
  bir an önce isimsizden kurtulmam lazımdı
  -benim ders çalışmam lazım eve gitsem iyi olucak dedim
  -senin yalan söylemeyi bırakman lazım kiminle mesajlaşıyorsun sen dedi
  -bir arkadaş dedim
  bu sırada yine bilgeden mesaj geldi
  isimsiz buna tepki olarak
  -sana iyi arkadaşlıklar ben gidiyorum dedi
  -dur nere gidiyorsun desemde
  -başka bir arkadaşıma diyerek bastı gitti
  yemek yediğim yerden çıkıp
  otobüste ve evde sürekli bilge ye ne yazacağımı düşündüm
  -niye yazdın tekrar pek kararlı gibiydin dedim
  -pişman ettin yazdığıma dedi
  -benim de pişmanlığım oldu dedim
  -nedir dedi
                             

** -sana fazla bağlanmak dedim
  -benim de mi pişman olmam lazım o zaman dedi
  -arayayım mı müsait misin dedim
  -babam evde konuşamam şimdi yarın görüşürüz istersen dedi
  -nerde dedim
  aslında telefon görüşmesi olduğunu bildiğim teklifine
  -nasıl nerde dedi
  -senin istediğin her yer olur dedim
  -buluşacak mıyız dedi
  -eğer istersen dedim
  nazını bir kaç niyazla halledip buluşmaya karar verdik
  **kalbime bahar geldi
  neşem aşkın doğasından
  gözlerime güneş açtı
  gülüşüm aşkın ışığından
  ellerime yaz geldi
  ter'im aşkın sıcağından**
  vakitlice yerimi aldım
  artık hazırdım
  birilerinin çıkıp
  nasıl makara yaptık lan sen demesinden tut
  onun karşıma geçip
  ben senin dua'n da bahsettiğin kişiyim demesine kadar
  oturduğum yerden kalkmama sebeb
  onun bana doğru gelişini farkedişim
  ne yapacağımı bilemeyişim
  ayak seslerinin yaklaşarak yükselmesi ile
  göğsümde beliren seslerin paralelliği
  uzatılan ellerin merhaba ile buluşması
  hafiften birer karşılıklı tebessüm
  heyecanlı halde heyecansız gözükme çabaları
  sonuçsuz kaldı
                             

** aşikar olan heyecandan öte
  onun güzelliğiydi
  bir insan evladının gülümsemesinin
  dudaklar mı dişe dişler mi dudaklara bu kadar yakışmış ikileminde kalmak ile
  suratının neresine bakarsam bakayım
  hızla aşık olduğumu hissediyor oluşum
  aşktan öte göz gezdirdikçe hayran kalınan
  aşk müzesiydi bilge
  bir konu bulup konuşmak
  lafı uzattıkça uzatmak
  tam giderken tekrar lafa tutmak
  baktım hala gidiyor
  gitme diye yalvarmak geçiyordu içimden
  ama henüz bir giriş bile yapamamıştım
  nasılsın diye sorulmazdı ki bir meleğe
  bas baya iyiydi işte
  ama benim melek olmadığımı,o
  -nasılsın diye sorarak ispatladı
  şaşılacak şey
  mesajlaşırken bu kadar düşük olan çenelerimizin
  birbirimizi görünce sadece gülümsemelerden ibaret oluşuydu
  -iyiyim diyebilmek bile
  ulusa sesleniş konuşması kadar medeni cesaret gerektirdi
  -sevindim dedi
  -bende sevindim dedim
  -iyi olmana mı dedi
  -hayır seni görmüş olmama dedim
  utandı ama ben daha çok utandım
  -bende dedi
  -beni görmüş olmana mı dedim
  -hayır buluşma teklifi yapmış olmana dedi
  -bende dememle karşılıklı gülüştük
  bir espri daha yapmam lazımdı amk
  bu gülüşü tekrar tekrar görebilmek için
  -inandın mı gerçekten tesadüf olduğuna dedi
  sağıma soluma baktım
  hakaten lan kimse yoktu amk
                             

** -inanmaya başladım desem bi kaç kere daha buluşur muyuz dedim
  -bilmem ispatlamak zorunda mıyım dedi
  -başka taktik mi bulmam lazım seninle buluşabilmek için dedim
  -taktiğe gerek var mı? sorarsın fikrimi söylerim dedi
  -tekrar buluşabilir miyiz dedim
  -ilk buluşmada yaptığın gibi hep diğer buluşmaların pazarlığını mı yapıcaksın dedi
  -bi söz alsaydım en azından bazı şeyleri anlamış olurdum dedim
  -ne gibi dedi
  -mesela buluşulabilecek birisi olduğumu dedim
  -zamanla görücez dedi
  biraz sessiz kalışımıza
  okulumun geyiği girdi
  zaten az çok bildiği okul durumum hakkında
  sorular ssordu
  derslerin zorluk derecesi
  öğreticilerden memnuniyet seviyem
  ikametimden duyduğum haz
  öğrenci evi geyiği
  ve bulunduğumuz ili nasıl buluşlarımız hakkında konuştuk
  benden 1 yaş 2 gün küçük çıkması
  aynı burç oluşumuz derken
  elinin derisinin biraz soyulmuş olduğunu farkettim
  -eline ne oldu diye sordum
  -deri değiştiriyorum espirisini yaptı
  -ne güzel yılan gibi dedim
  -sen bana yılan mı diyorsun dedi gözlerini kısarak
  -yok hayır yanlış anladın dedim
  -şimdi de anlayışsız mı demek istiyorsun dedi
  -hayır demedim öyle bişey dedim
  -buyur bakalım şimdi de sağır olduk dedi
  -ya ne alakası var deyince
  başladı kıs kıs gülmeye
                             

** -şaka yaptım özür dilerim dedi
  -böyle şaka mı olur ölüyordum dedim
  -katil mi demek istiyorsun yoksa dedi
  bende hey allahım manasında gülerek başımı yana çevirdim
  içten içe gülmeye başlamam durduramadığım gülme krizine sebeb oldu
  komik olan bişey yoktu belki de o kadar gülünecek ama
  salak salak gülüştük işte
  3 saat konuştuk
  -ben artık gideyim dedi
  -bir daha ne zaman buluşuruz dedim
  -çiçek almayı unutmayacağın bir zaman dedi
  anlaşılan o ki ilk buluşmaya çiçekle gitmem gerekiyormuş
  -sen yanlış anlarsın diye almadım dedim
  -niye yanlış anlayayım dedi
  -seni yanlış anlarlar diye de getirmemiş olabilirim dedim
  -başka bahanen var mı dedi
  -heyecandan unutmuşum özür dilerim dedim
  -bir daha ki sefere çiçek getirip heyecanını kaybedeceksen de buluşmayalım dedim
  -tamam söz heyecanlı getireceğim dedim
  -o zaman anlaştık dedi
  -ne zaman buluşuruz dedim
  -al sana mesajlaşma konusu. dedi
  -tamam görüşürüz o zaman dan sonra yanımdan ayrıldı
  arkasından bakarken
  bana bir kez daha bakması umudum
  5 saniye sonra umduğumu buluşuma neden oldu
  gülerken el sallayan biri olarak poz versem
  aşkın üzerine konmuş bir kelebek resmi çıkardı herhalde
  mesajlaşmalar da hiç durmadı
  bu buluşmadan duyduğum memnuniyeti
  ifade etmeye çalışırken
  onun her yazdığı olumlu cevaplar salak salak gülücükler saçmama sebeb oluyordu
  hayırdır kelebek diye soran ev ahalisine
                             

** -arkadaşın birisi fıkra anlatıyor dedim
  -ne fıkraymış bize de anlat dediler
  -bu fıkra anlatılmaz yaşanır dedim
  -ooo yeni kız mı ayarladın,olm bak ben de kız arkadaşımdan ayrıldım boştayım haberin olsun kuzeni benim diyerek kafamı ütülediler
  -tamam olm utandırmayın amk dedim
  hayırlı olsunları erken de olsa kabul ettim
  -yine mi öldün sen dedi bizim kız
  çaldırıp kapattım
  aradı hemen
  -konturum bitti kusura bakma dedim
  -ne zaman alırsın dedi
  -babam parayı yatırsın alırım dedim
  -yemek yedin mi dedi
  muhtemel yemek teklifine
  yeni bir kız arkadaşı olma arefesinde olan birisi olarak
  -yedim dedim
  -ee napıyorsun dedi
  -ders çalışcam dedim
  -iyi kolay gelsin sana o zaman dedi
  -sağol sanada deyip telefonu kapattıktan
  3 dk sonra onun tarafından bana gönderilmiş konturları gördüm
  -şimdi ne yalan bulacaksın bakalım diye de mesaj gönderdi
                             

** o da haklıydı
  duygusal bağdan öte bi alışmışlığı vardı bana
  burda güvenebileceği ve en iyi tanıdığı kişi bendim
  en azından benim tarafımdan gelebilecek zararlar için
  şikayet edebileceği bir mercii vardı.
  ama işin taktan tarafı
  benim sürekli olm bu kıza bana aşık mı oldu acaba sorusunu sık sık soruyor olmamdı
  nasıl anlanırdı ki bu
  her mesaj yazan bana aşık değildi
  can sıkıntısını benimle gideriyor olabilirdi
  ben ki onun babasının vefatından dolayı onunla ilgilenmiş
  onu teselli etmiş birisiydim
  benim bu iyiliğim ve diğer yaptığım yardımların
  sürekliliğini görünce
  bana güvenmiş ve iyiliğimi ister olmuşta olabilirdi
  her ne olursa olsun
  mevzu bahis kişi sağı solu belli olmayan bir yalancıydı
  göndermiş olduğu konturları geri yollasam çenesi ile uğraşılmazdı
  -sağol yazıp gönderdim
  -anlaşıldı konuşmak istemiyorsun görüşürüz yazarak cevapladı
  hep sitem amk
  -ders çalışmam lazım dedim de duymadın galiba dedim
  -tamam dedi
                             

** dersi gerçekten çalışmam lazımdı ama
  bilge ile mesajlaşmak varken hiç de cazip bir teklif değildi kendime
  -ben seni çok özledim ki dedim
  -daha 3 saat olmadı nasıl özledin dedi
  -düşün ki 1 ömürdür susuzum ve sonra bir yudum sen içmişim susuzluğum gider mi sence dedim
  -ben bir yudum ile doymuş mu oluyorum o zaman dedi
  -özlememişsin o zaman dedim
  -hayır ama bir çeşme bulmuş olabilir dedi
  -eğer o çeşme ben isem sularım hiç boşa akmasa dedim
  -babam evde yok dedi
  bu beni ara anldıbına geliyordu
  sağolsun yalancının gönderdiği konturların da faydası ile aradım
  bir insanla 1 buçuk saat telefonla konuşmak
  konuşma sonrası hiçbişey hatırlamamak
  ama sebebini bilemeden gülümsemek
  ne güzel lan bunun sesi demek
  gözleri bir yere dikmek
  bakılan yeri değil düşünülen şeyin
  rüyasını açık gözlerle görmek
  sonra lan kelebek yemek  soğuyor amk la rüyadan uyanmak
  kızmamak
  aşkın verdiği hiperaktivite ile yataktan
  eksantirik şekilde kalkıp
  heyecanla salona geçmek
                             

** salçalı makarnayı görünce
  yemek yemek zorunda olan bünyeye küfür etmek
  tüm bunlara rağmen sevebilmek için sahip olduğum bünyeye ve nimetlere şükür edip
  yemeği yedikten sonra
  dışarı çıkıp evleri mahaline varıp
  telefonun mesaj kısmını açtım
  zütüm buz tutarken
  -çok üşüdüm mesajını yazıp bilgeye gönderdim
  -nasıl üşüdün ya dedi
  -çok soğuk hava dedim
  -petekler mi bozuldu?? yazdı
  -peteklere uzağım şimdi dedim
  -ne diyorsun kelebek dedi
  -beni ısıtacak başka bişeye daha yakınım dedim
  -neye dedi
  -gözlerine dedim
  nerdesin sorusuna cevap olarak aşşağıda dememin ardından
  perdeyi aralayıp aşşağı baktı
  -biraz abarttın git dedi
  -pardon özür dilerim dedim
  -çok asılıyorsun ama dedi
  -kusura bakma deyip ordan uzaklaşıyordum ki yine mesaj geldi
  -yaa hemen niye gittin diye
  -vallaha mı 2 dakikaya aşşağıda olurum yine dedim
  ama heyecan yapıp hızlı gittim
  bu sırada bir amca
  hayırdır bilader dedi
 ** zira apartmanlarını boydan boya geziyordu gözlerim
  -bi arkadaşı bekliyorum abi dedim
  bişey demeden girdi apartmana
  bilge ile tekrar göz teması sağladık
  eliyle git artık işareti yaptı
  gülümseyip göbek hizamda el sallayarak ordan uzaklaşıp eve doğru giderken
  -babamı gördü mü seni dedi
  -babanı tanımıyorum ki dedim
  -az önce eve çıkan dedi
  -hadi ya gördü ne yapıyorsun bile diye sordu dedim
  -sakın??
  -tabi ki hayır bir arkadaşı bekliyorum dedim
  -iyi hala aşşağıda mısın diye bakmıştı dedi
  -yakışıklı adam mış dedim
  babasının onu ne kadar sevdiğini
  bilge için bir otobüs şoförünü
  bilge inmeden hareket ettiği için dövdüğünü anlattı
  kısacası biricik kızıydı babasının
  seveceksen bu gerçekle sev demek istediğini o an anlayamamıştım
  geçen günlerde her fırsatta bilge ile buluşmaya çalışıyor
  bazen başarıyor ve mutlu oluyor
  bazen daha ısrarlı yalvarmam gerektiğini düşünüyordum
  ikinci buluşmada da çiçek almayı unutup
  onun hatırlamamasını dua etmem sonucu buluşma süresince
  dualarım kabul olsada
                             

** daha sonra hatırlaması ile ağzıma şaka ile karışık sıçtı
  -sende unuttun demek ki gerçekten istememişsin dedim
  -son dakika da bir yerinden çıkarıp buyur canım demeni beklerdim dedi
  ama çıkartmamı beklediği yer sanırım zütüm değildi
  yalancı ile mecburen mesajlaşıyordum
  genelde o soruyor
  ben cevaplıyordum
  onun konuşmalarında olm kelimesini ısrarla kullanmaması
  normal arkadaş olmaktan daha fazlasını istediğini düşünmeme sebeb olduğu için
  vakit geçmeden bilge hakkında onu bilgilendirmem gerekiyordu
  bunu yüzyüze söylemektense
  telefonla söylemeye karar verdim
  yüzyüze söylersem duyduktan sonra ki suratının şekli beni vicdan azabına sokabilirdi çünkü
  -aa hayret aramazdın sen hayırdır kelebek dedi.. yalancı
  -bi halını hatrını sorayım diye aradım dedim
  -iyiyim sen nasılsın dedi
  -çok mutluyum dedim
  -benimle konuştuğun için mi derken gülümsediğini hissettim telefonda
  -seninle konuşmak güzel olmasa aramazdım.ama hiç olmayacağını sandığım bişey oldu dedim
  -hayırdır dedi
  -bi kızla tanıştım dedim
  -eee oldu tepkisi
  -2 haftadır görüşüyoruz dedim
  -iki hafta mı?? sorusunu sorması kendisinin olmadığını anlamasına sebeb oldu sanırım
  -alla alla merak ettim şimdi dedi
  uzatmaya gerek yoktu
                             

** -ismi bilge tanıştırırım seni dedim
  -tamam inş mutlu olursun çok isterim mutlu olmanı dedi
  -sağol dedim
  -sen sağol olm sağol ki mutlu ol hakediyorsun dedi
  konuşma monotonlaştı
  fazla soramadı onun hakkında
  kapattık telefonu
  mesajlarında ki isteriklik azaldı
  okula gidiyor
  yalancıyı görüyor onun beni görmezden geldiğini farkediyordum
  bilge ile olan kaçamak buluşma
  ve özgürce sınırsız mesajlaşmalarımız devam ederken
  gün geçtikçe bağlanıyordum
  1 hafta geçmeden yalancı kız okulun cafesinde yanıma geldi
  -nasılsın dedi
  -iyiyim sen nasılsın dedim
  -eh işte aynı şeyler seni gibi hayatıma yeni şeyler katamıyorum dedi
  ben bilgeden bahsettiğini anlamadığım için
  -nasıl yeni şeyler dedim
  -sevgili falan işte tek yoğunlaşabileceğim şey okul kaldı dedi
  -bulursun birini sende dedim
  -sevmek zor şey kelebek dedi
  -sevmek ne kadar zorsa sevgisiz yaşamakta o kadar zor dedim
  -bak bunda da anlaşamadık tek ortak notkamız yaşıyor olmak galiba dedi
  -bir de aynı memleketteniz dedim
  -olm baya ortak noktamız varmış lan aslında dedi
  -evet olm varmış lan dedim
  -ilginç dedi
                             

** -nedir ilginç olan dedim
  -sen git farklı zamanlarda farklı yerlerde doğ,
  yaşa yaşa yaşa büyü bir kalbin olduğunun farkına var,
  sevgiye ihtiyacın olduğunu hisset,
  çevrendekilere imrenerek bak,
  benim ki nerde lan de,bekle bekle bekle
  bazen yanlış gelmişlerle heyecanlan, bazen kimin doğru olduğuna şaşır
  tamam lan budur herhalde de
  sonra alış bağlan sev
  ama senin budur'un onun budur'u olmasın
  hayat zor be kelebek
  sevmesi de zor yalnız kalması da
  ama işin iyi yanı ne biliyor musun dedi
  -neymiş dedim
  -en azından yalnızlıkla daha fazla tecrübem var dedi
  -böyle konuşma ama beklenmedik zamanda gelir aşk. benim ne kadar beklediğimi sen biliyorsun dedim
  -hakkında hayırlısı olsun konuşuruz sonra bana onu anlatırsın dedi
  -tamam görüşürüz deyip
  okul çıkışı bilge ile eve dönmesi gerektiği için 10 dk kadar görüştük
  babasının bu konuşmayı tesadüfi olarak gördüğünü
  bilge mesajla bana
  -babam görmüş o kimdi diye sordu diyerek dile getirdi
  beni daha önce evinin önünde görmüş olmasına rağmen tanımamış olması sevindiri haberken
  bilgeyi sorguya tutup
  görmeyeyim bir daha diye uyarması da buluşmalarımızın seyretleşmesine
  ve daha dikkatli davranmamıza sebeb oldu
  biz daha dikkatli olsakta
  babası da bir erkek olarak durumun farkına vardığı için
  o daha dikkatliydi
                             

** bilge ile bir süre hiç buluşmamaya karar verdik
  sadece mesajlaşmak ve uygun zamanlarda telefonla görüşmek
  hiç bitmesini istemediğimiz bir ilişkinin devamlılığı açısından dahiane bir fikir olarak gibi gözüküyordu
  bu zaman aslında benim de işime geldi
  derslere çalışma fırsatı yakalayıp
  mesajlaşıyor mesajlaşmadığım zaman ders çalışıyordum
  onun seni çok özledim deyişi
  bende kelimesi hissettiklerime bakılırsa çok sıradan duruyordu
  seni özledim i
  'gönül dünyamın görünmeyen kahramanı
  gelmemiş baharın solmayan açanı
  derinlerde kalbimin boy verdiği sığınağı
  aşılmaz sandığım  beyebanların tek adımı'
  gibi sözlerle dile getirebiliyordum ama
  henüz kreş çocuklarının bile söyleyebildiği
  basit bir seni seviyorum u söyleyemiyordum
  gözlerim söylüyordu
  kalbim söylüyordu
  elim,ona yürüyen bacaklarım dillenmişti de
  bir dilim döndüremiyordu o lafı
  bir hafta dayanabildik birbirimissizliğe
  ben artık dayanamıyorum a
  olumlu cevap gelince
  buluşmaya karar verdik
  güya alışverişe çıkan bilge
  alacaklarını aldıktan sonra
  park denilebilecek bir yere geldi

** gülümseme
  buluşmadan memnuniyeti belirten yüz ifadeleri derken
  oturmaya karar verdik
  havanın soğuk oluşuna benim heyecan eklenince
  dizlerimden başlayan titreme kalbime kadar gıdıklıyordu beni
  iyi ki buluşmuştuk
  bir gözüm sürekli çevrede iken herşey normal gözüküküyordu
  artık gitmem lazım
  biraz daha
  tamam 3 dk olmadı 5 derken 10 olunca
  benim ilgim çevreden dağılıp tamamen bilgeye yoğunlaşmıştı
  hiç hoş olmadı
  telefonu çaldı
  -babam arıyor sessiz ol dedikten sonra cevapladı
  20 metre ilerde sabit duran bir erkek
  kızını arıyor
  çabuk yanına gelmesini söylüyor
  sevdiğim kız ne yapacağını bilmez halde bana görüşürüz bile diyemeden
  kıpkırmızı bir şekilde
  babasının yanına gidiyordu
  ben sadece nereye bakacağımı değil
  ne yapacağımı şaşırmış bi halde iken
  gittiler mi diye baktığımda babasının bana doğru gelişi ile ayağa kalkma mecburiyetinde kaldım
  yanıma yaklaştı
  bilgenin yeterli derecede bizden uzaklaştığını görünce
  bir daha görmemesi gereken şeyin
  benim kızının yanımda oluşum olduğunu söyledi
  ne denirdi ki
  -tamam dedim
  -bir daha uyarmam dedi
  benim onun gözlerime yansımam ile
  bilgenin gözlerine yansımama arasında dünyalar kadar fark olduğu aşikardı
  derin bir nefes alışıma sebeb ise gitmesi oldu
  o gidince bilge ile arasında ki mesafeden faydalanıp mesaj attım
  -kusura bakma keşke gideyim dediğinde uzatmasaydım dedim
  -bende kalmak istedim senin suçun yok dedi
  -inş bişey demez dedim
  -inş dedi
  ama bu duamız tutmadı
  bağırmış çağırmış fırçalamamış
  bi kaç yasak koymuş
  ben bunlardan duyduğum üzüntüyü dilediğimde
  -üzülme sana değer dedi
  bu bile gurur verici idi
  nasıl olmasın sevdiğim kişi tarafından değerli birisiydim
                             

saat 3 gibi atıcam yazıyorum
                             

okumayın zaten finalde görüşcez ayrıca toplu okumak daha mantıklı bende hergün yazma gerginliğinden kurtulmuş oluyorum
                             

**yasaklardan mesajlaşmalarımız başta olmak üzere çok etkilendik
  ama böyle oluşu çok daha heyecan verici hale getirmişti
  yasak olanların çekici oluşundan
  ilk ben yazmadan mesaj atma uyarısı ile
  onun atacağı mesajları gözler oldum
  atılan bir mesajla heyecanlandım
  bilgeden beklerken yalancıdan geldi
  -kelebek orda mısın?
  -buyur dedim
  -ne yapıyorsun?*
  -hiç bişey dedim
  -canım sıkıldı dedi
  -benden medet umacak kadar kötü yani durum öyle mi dedim
  -kafeye gel hadi dedi
  -param yok peder yatırmadı henüz dedim
  -gel olm ben ısmarlarım dedi
  -boşver dedim
  -ayıp ama yaptığın sıkılıyorum diyorum ya dedi
  ısrar edişine hep ders çalışma yalanını da uydurmak istemediğim için
 kabul edip söylediği kafeye gittim
 beni gördüğüne pek sevinmiş olan yalancı
 ne içersin diye sordu
 ne ikram edersen dedim
 kahveleri söyledi
 ilk boşlukta
                             

**eee?? diye sordu
 bu durumda bilge hakkında bildiğim şeyleri onunla paylaştım
 o merakla sordu
 ben anlattım
 nasıl aşık oldun bu kadar kısa sürede dedi
 -hislerimi aşk alarak adlandıran benim? belki de yanılıyorumdur dedim
 -nasıl yani dedi
 -bence aşk ama dağ deler miyim çöl aşarmıyım uğruna bilmiyorum dedim
 -resmi var mı dedi
 -iyi fikir bir resmini alayım dedim
 -al da ben de göreyim dedi
 -çok mu merak ettin diye sordum
 -tabi olm yengemizi görelim dedi
 -benim de görmem zorlaştı artık dedim
 neden sorusuna babasının yakalayışını ve uyarısını anlattım
 bana tavsiye niteliğinde
 -merak etme babası işe gidince görüşürsünüz dedi
 lafı ona çevirip kendisinin neden bir erkek bulmadığını sordum
 -kimi seçeceğime karar veremiyorum dedi
 -nasıl lan dedim
 -iki üç tane teklif var değerlendirme aşamasındayım dedi
 dalgaya aldım yalancıyı
 -oo senin iş iyiymiş valla dedim
 -ne var olm çirkin miyim dedi
 -güzelsin güzelsin dedim geçiştirme bir şekilde
 -dalga geçme olm gerçeği söyle dedi
 -hangi gözle baktığına göre değişir dedim
 -erkek gözüyle dedi
                             

** -erkeğin içinde bulunduğu duruma göre değişir o zaman dedim
 -nasıl dedi
 -sarhoş oluşundan tut gözü başka hatun görmeyişine, yalnızlıktan bunalmışlıktan tut çapkınlığına kadar değişir dedim
 -ee yani? dedi
 -yalancısın dedim
 -ama bunu onlar bilmiyor henüz dedi şeytanca
 -bende söylemem o zaman merak etme dedim
 -adaylar kim tanıdık var mı dedim
 -bende tanımadığım için seçmekte zorlanıyorum dedi
 -hepsini dene dedim
 -yuh adım çıkar o zaman ben bir tane istiyorum dedi
 -onu seç o zaman dedim
 -onu boşver umutsuz vaka o dedi
 benden bahsedildiğini hissettiğim için yada öyle sandığım için
 konuyu kapatmanın en mantıklı şey olduğunu düşünüp
 -bana bir akıl ver ben nasıl görücem şimdi bilgeyi dedim
 -biraz sabredin babasının şüpheleri azalsın sonra yavaş yavaş dışarı çıkmaya başlar kız buluşursunuz dedi
 -çok özlüyorum ama dedim
 -nasıl aşık oldun sen buna böyle yaa dedi
 -görünce dedim
 -bırak lan görür görmez aşk mı olurmuş dedi
 -bende olmaz sanıyordum ama oluyormuş dedim
 -nerde gördün ki dedi
 -bizim evin altında dedim
 -sokaktan geçen kızlara mı sarkıyorsun sen anlat bakayım nasıl tanıştınız dedi
 -anlatamam sır bu gizli kalması daha iyi dedim
 -iyi bakalım sen de bana sorarsın bi kaç gün sonra nasıl tanıştın diye dedi
 -yok hiç merak etmem dedim
 -gıcık dedi
 uyuzsun kelebek diye de hızını alamamış bir şekilde söylendi
 bir süre daha konuştuktan sonra bilgeden gelen mesajla heyecanlandım
 -babamlar yattı canım ne yapıyorsun dedi
 nerde olduğumu ve ne yaptığımı söyledim
 biraz sahiplenmiş şekilde yanımda olan kişileri sordu
 bende yalan söylememek için yalancının olduğunu söyledm
 ve yalancının kıskanılmaması için
                             

** bizim memleketten olduğunu ve durumunu anlattım
 -hmm peki sana iyi eğlenceler ben yatıyorum mesajı ile kıskandığını anladıktan sonra
 -istersen tanıştırırım seni yanlış anlama lütfen dedim
 -gerek yok iyi geceler dedi
 biraz kalbimi kırıyorsun, biraz ben yapar mıyım, biraz bana güvenmiyor musun dan
 bir mesaj harmanlayıp onu inandırmaya çalışmama
 ve ısrarla tanıştırmak istememe karşı gelmedi
 hiç dışarı çıkamayacak sandığım bilge tamam hafta sonu tanışırız o zaman dedi
 tamam canım la olayı kapattım
 yatacam diyen bilge'nin siniri ve kıskançlığı geçmiş olacak
 hiç durmadan mesaj yazmaya başladı
 mesajlarına cevap verirken
 ve ondan gelen mesajları cevaplarken
 durumu bizim kıza da anlattım
 o da buluşma taraftarı olunca sorun kalmadı
 ve hafta sonuna kadar rutin geçen mesajlaşmalarımız
 bir sürprizle devam etti
 akşam üzeri okul çıkışı dilime dolanmış bir şarkı vardı
 ne haber lafından yola çıkarak
 sezen aksudan ne haber aşktan şarkısını gün boyu sözlerini tam da bilmeden söyleyip duruyordum
 bilge aradı
 -ne haber kelebekten diye
 naber? nasılsın demek yerine ne haber diye sorması çok garip geldiği için
 -hayırdır niye böyle sordum dedim
 -bi şarkı var onu söyleyip durdum bugün dedi
 vay amk nasıl olur lan
 bende gün boyu söylemiştim
 hemde alakasız bir şarkı
 beni gördü mü?? duydu mu diye şüphelendim ama nafile ben kendim bile zor duyarak söylüyordum
 tabi inandırıcı olmayacağı için bende demedim
 -iyiyim ne yaptın bugün dedim

** -evdeydim tüm gün dedi
 -ev işleri mi dedim
 -evet sensizliği yıkadım geçiremedim lekeni aklımdan dedi
 -senden duyduğum her güzel sözü süpürüp toparladığım aklımdan hiç boşaltmayayım o zaman dedim
 -o nasıl temizlik dedi
 -çok sevdiğim oyuncaklarımı sepete toplamak diyelim o zaman dedim
 -birbirimize ne diyecez dedi
 -gün gelicek 'aç kalbini ben geldim.
 sıkı sıkı tut bırakma dicem sana dedim(ne haber aşktan giriş sözleri)
 -iyi o zaman döktüm yaldızlarımı, açtım kapılarımı gir içeri dedi
 bu bir şekilde artık duygularını ifade et anldıbına geliyordu
 edicektim ama nasıl amk
 -ben herhalde içerden seslenirim artık sana dedim
 -çoktan girdin yani gireceğin yere gülümseyerek
 -inan nerede olduğumu bende bilmiyorum ama bulunduğum yerden çok hoşnutum dedim
 -bende canım dedi
 babam gelebilir kapatmalıyım yarın görüşücez dimi dedi
 -sen çıkabileceksen evet dedim
 -haber vericem sana görüşüz deyip kapattı
 evet kızla ilişki şekillenmiş
 birbirimize olan varlığı kabul edilmiş ama adlandırılmamış duygularımız vardı artık
 bunun verdiği mutluluk şahsım adına ilk olduğu için
 bigibleti babanın seleye tutmadan iki teker üstünde tutabilmek
 babanın kolları veya kolluk olmadan ilk su üzerinde kalabilmek le eş değerdi
 seviyordum lan
 her korkusu bile güzeldi
 başkaydım artık

**bir kızla konuşurken muhabbetin sonunu nasıl yatağa atmakla bağlayabilirim diye düşünmüyor
 gözlerimi kapatınca onun turkuaz gözlerini görüyor
 çocuğumuzun gözlerinin rengini merak ediyordum
 önceden bir kızı görünce ilk aklıma gelen şey
 yatakta nasıl evirip çevireceğimken
 bilgenin ellerini ilk tutabilme yi nasıl becerebilirim sorusuydu
 ama hiç tutmasam bile sorun değildi
 eskiden gördüğüm kızların enine boyuna züt bel göğüs orantısını incelerken
 bilgede onların varlığından bile şüphe duyacak kadar hayal meyal hatırlıyordum
 yarın görebilecektim bilgeyi
 yalancıyı da tanıştırmam gerekiyordu
 hem şüphelenmesini engellemek
 hem kıskançlığına mani olmak
 hemde bizim kızın benden umudu kesmesi adına çok olumlu bir buluşma olacaktı bu
 -yarın kimseye söz vermedin dimi yazdım gönderdim yalancıya
 -bakarız dedi
 ben ona baktım neydi lan amacı daha düne kadar bilge ile tanışmak için ölüyordu amk
 -çabuk bak cevap ver bana söz verdin dedim
 -unuttuğum sözlerimden sorumlu tutamazsın beni dedi
 aradım
 -dalga mı geçiyon dedim
 -yoo yarın işim var ne zaman buluşcaz dedi
 -bilmiyorum dedim
 -e işim gücüm yok akşama kadar senin sevgilinin müsait olmasını mı beklicem dedi
 -iyi tamam bekleme beni de unut o zaman dedim
 -tehdit yok kelebek dedi
 -tehdit değil yarın ararım seni cevap olumlu gelmezse son aramam olur dedim
 -bir kız için silip atacak mısın beni yani o zaman gibtir git dedi
 -ne diyon sen nasıl konuşuyorsun öyle iyice abarttın dedim
 -sende o kızı abarttın dedi
 kapattı telefonu
 haklı mı lan acaba diye düşündüm
 bilgeyi abartıp onu siliyordum
 ama söz verdi amk

**daha çok kızma ihtimalime karşı tekrar aramadım
 mesajda yazmadım
 ertesi gün bilgenin müsait olmasını beklerken
 giyinip hazırlandım
 çiçek almayı çok istiyordum ama
 babası manyak amk
 çiçeği babasının zütüme sokma ihtimaline karşı almamaya karar verdim
 babasından kaçarken yük olmazdı çiçek ve daha hızlı koşabilirdim
 vakit geldi
 canım burdayım dedi
 oraya giderken
 beni gibtir etmiş kıza
 -geleceksen şurada olacaz dedim
 cevap gelmedi
 mekana giderken babasının tedirginliği vardı
 ama mekanda herşeyi unutturan bir prenses de vardı
 süper mario'yu daha iyi anladım
 bir prenses için herşey yapılabilirdi
 alel acele selamlaşma
 sırasında gözlerimde ki mutluluk kulaklarıma varıyordu
 ne güzeldi lan o
 ne tatlıydı
 ne şekerdi
 konuşmasaydık hep gülseydi
 içeri tekrar tekrar girip girip çıksam
 beni ilk görüşünün utancını ve mutluluğunu her defasında görseydim
 bin kere girer çıkardım da doyamazdım gördüklerime
 ben ne yapıyordum ki
 niye zorlaşmıştı bir insana basit bir
 nasılsın demesi
 vereceği cevabın iyi olmasını dua etmek miydi allaha olan inanç
 yoksa kötüyüm demesi mi dinden çıkarabilirdi insanı
 neden o benden daha önemliydi
 bu kalp benim değilmiydi eskiden beri
 neden atışları değişiyordu ki durup dururken
 nerdeydi benim beynim onun yanında iken
 neden başka şey düşünemiyordu
 annemi babamı okulu herşeyi unutturup sadece ona bakma isteği nedendi
 kimdi ki aşk?
                             

**kiminle gelmişti bu kadar hızlı
 hoşgeldin mi demeliydi yoksa basit bir nasılsın mı?
 hoşgelmişti kalbime
 hoşgelmiş miydim kalbine?
 -sağol bilge dedim
 -ne için dedi
 -liste çok uzun sağol yeter dedim
 -peki dedi gülümseyerek
 nihayet nasılsından girip
 özlemeye geçtik
 buluşma çarelerini konuştuğumuz sırada
 yalancı damladı
 -merhaba deyip ayakta bekledi
 bilge bu kim lan gözleri ile bana baktığı için hemen tanıştırma moduna geçtim
 -bu bahsettiğim hemşehrim dedim
 aaa öylemi bende bilge ile memnun oldular karşılıklı
 oturdu bizimkisi
 surat acayip
 benden çok o bakıyor bilgeye hiç gözlerini ayırmıyor
 sanki annemi evleneceğim kızla tanıştırıyorum
 -bahsettiğinden daha güzelmiş kelebek dedi
 utandım
 bilge sağol dedi
 -gerçek dimi bu dedi
 bilge utandı
 ben gerçek dedim
 -bende kelebeğin arkadaşıyım korkulacak bişey yok benden zarar gelmez size dedi
 ben içimden ne diyorsun laaan dedim
 bilge kıskandığı için pişman oldu
 -ben artık gideyim dedi
 ikimizde şükür dedik
                             

**onun gidişi ardına
 -kusuruna bakma bu böyle işte dedim
 -önemli değil sevimli kız dedi
 kafa salladım ssöylemek istemediğim şeyleri söylememek için
 kahvelerimiz bitme aşamasına geldiği zaman
 -risk almayalım kelebek ben gideyim artık dedi
 -aa erken oldu dedim
 -geçen sefer ısrar edince neler oldu biliyorsun seni kaybetmek istemem dedi
 ayağa kalktık
 vedalaşma merasimi sırasında
 -haklısın ama çok özlüyorum seni dedim
 -bende deyip kaçarcasına uzaklaştı utancından olsa gerek
 ben hesabı halledip dışarı çıktım
 10 15 adım atmamıştım ki
 biri enseme dokundu
 aha yakalandık amk yine babasına deyip arkama döndüğümde
 bizim yalancı kızla karşılaştım
 yuh lan ödüme iğne soktu amk
 -ne yapıyon sen dedim
 -bekledim işte dedi
 -işin gücün yok mu dedim bir gece önce söyledikleri için
 -sen haklıymışsın çok güzelmiş bunun için ana baba satılır dedi
 resmen duygu sömürüsüne girdi
 -hem ben kimim ki sonuçta sevdiğin kızı bulmuşsun kusura bakma sana söylediklerim için dedi
 önemli değil dicem ama önemli amk
 bana gibtir git diyor
 -neyse boşver dedim
 -nasıl affettirebilirim kendimi dedi
 -tamam boşver dedim
                             

---yok olmaz öyle bişey yapmam lazım dedi
 -tamam şimdilik bişey yapmana gerek yok ihtiyacım olunca söylerim dedim
 -peki geç çay ısmarlayayım o zaman teklifini yaptı
 -yok işim gücüm var eve gitcem dedim
 -kızgınsın hala bana dedi
 -off değilim hadi görüşürüz dedim
 onu sallayıp eve gittim
 ders bilge ile mesajlaşma ev arkadaşları ile geyik derken
 ilişkimizin evreleri geliştikçe gelişti
 artık birbirimizi daha yakından tanımaya başlamıştık
 çok benzer şeyler i beğeniyor olmamız tanrının bana dua mda bahsettiğim kızı gönderdiğine emin olmamı sağlıyordu
 ben herhangi bir sulu yemekte bulunan etten nefret ederken
 aynı nefret onda da vardı
 benim burçlarda hiç anlamıyor oluşum
 onun hiç ilgi alanına girmemesi ile örtüşüyord
 sıcak odada otururken
 birden dışarı kafayı uzatıp
 buz gibi havayı derince içime çekmek gibi bir hastalığım varken
 onun da seni varlığını koklayabilmek için derin bir nefes çekiyorum bu şehirden deyişi var bu işte bir iş amk dedirtiyordu
 tüm bunlar tesadüf olabilirdi ama
 bir gün tüm ev ahalisinin parası yatmışken
 zengin bir menü yapmaya karar verdik akşam yemeği için
 çerkez olan bir arkadaşımız size mıtık çorbası yapacam dedi
 bu çorba kıyma ları top şeklinde yapıp çorbasını yaptıktan sonra üzerine yoğurt dökülerek elde edilen bir çorba
 arkadaş sofrayı hazırladı masaya konuldu
 bilge ile mesajlaşıyorduk
 -canım yemek yedin mi diye sordum
 -hayır canım
 -neden?
                             

** -canım istemiyor dedi
 -niye ne var ki yemekte dedim
 -köfte kızartma salata dedi
 -e ne güzel seviyorsun sen onları dedim
 -hayır ya benim canım üzerine yoğurt dökülen çorbadan istiyor dedi
 kaşık ağzımda kaldı amk
 durun lan alayınızi giberim sizin dedim ev arkadaşlarıma
 ne oldu lan dediler
 -hepiniz telefonlarınızı verin dedim
 ne yaptığıma anlam verememiş bir şekilde baktılar
 telefonlarını aldım
 susun dedim
 tek tek kontrol ettim mesaj kutularını
 aramalarını
 ama yok bizim bilge ile bağlantısı olan yok
 rehberlerine baktım bilge diye kayıtlı olan numara yok
 onlara da açıklama yapmadığım için kızmaya başladılar
 -olm delikanlı olun bu işin şakası olmaz hanginiz yapıyor bunu dedim
neyi dediler
 mesajı gösterdim
 olm mal mısın kendin söylemişsindir dediler
 yok lan yok amk ben kimseye söylemedim
 bilgeye yine mesaj attım
 -canım sen nerden biliyorsun o çorbayı dedim
 -geçen televizyonda tarifini gördüm dedi üzgün smiley ile
 tekrar sordum allah için dalga geçiyorsanız söyleyin dedim
 yok amk haberleri bile yok olaylardan
 bu durumdan da bilgeye bahsetmedim
 zaman içersinde
 yalancı ile bilge arkadaş oldu
 birbirlerine hal hatır mesajları atmaya başladılar
 bunda amaç bilgenin telefonuna yasak gelirse
 yalancı aracılığı ile bilgeye ulaşabilecektim
 bir kız olarak bilgeyi araması dikkat çekmeyecekti
 bilge ile bir daha ki buluşmamızda
                             

** ona bişey söylemem gerektiğini söyledim tüm utancım ve kızarmış kulaklarımla
 -söyle dedi ne diyeceğimi tahmin ederek
 biraz çabaladım
 kem küm aşamasında iken
 -zor dimi dedi
 -evet zormuş dedim
 -bende seni o zaman dedi
 evet o da beni seviyordu ama hala ssöyleyemiyorduk
 vedalaşma sırasında bana uzatılan melek elini uzunca tutunca
 onun elinin titremesi ile benim elimin titremesi senkranizasyonunu beraber hissettik
 ilk kez yanağımdan öpüp görüşürüz canım dedi
 beni ders çalışmaya zorladı ders çalıştım
 bitince haber ver dersin dedi
 bitti ki dedim
 1 saatte benim için çalış o zaman dedi
 sonra mesajlaşmalarımız devam etti
 bir gün kuzeninin yanına gittiğinde
 -kelebek senin face var mı dedi
 -var ama kullanmıyorum dedim
 -msn var mı dedi
 -var dedim
 -ver şifrelerini dedi
 şüphelenmesin bişeyler saklamamdan diye ikisini de verdim zaten kullanmıyordum pek
 -artık yok dedi 5 dk sonra
 ikisini de silmiş amk
 yine bir akşam mesajlaşırken
 uyku için veda vaktinde
 -öptüm canım dedim
 -neremden dedi
 -yanağından dedim
 -başka dedi
 -alnından dedim
 o ısrarla sormaya devam etti başka başka başka diye
 ben de lafı bir türlü dudağına getirmemeye çalıştım ama
 ısrarla sorması sonucu en sonunda dudağından dedim
                             

** -yarın buluşalım mı dedi
 -olur dedim
 aklıma öpüşecek miyiz lan fikri geldi heyecanlandım tabi
 ertesi gün okul çıkışı
 şuraya gel dedi
 bir park
 yakalanma ihtimalimiz çok yüksek
 orası olmasa dedim
 -yok bişey olmaz gel dedi
 oraya gittim
 beklerken
 -geldim ben canım mesajına mesaj beklerken babası geldi
 yanında tanımadığım iki genç
 ellerinde hortum
 turan taktiği ile çevirdiler beni
 babası yanıma geldi
 elinde bilgenin telefonu
 bende geldim canım öp beni dudağımdan dedi
 hasgibtir babası ile mi mesajlaşmıştım
 yediğim ilk hortum darbesinden cevabı aldım
 sonrasını sayamadım bile
 tek hatırladığım başımı korumam gerektiği idi
                             

iyi geceler bugünlük nokta
                             

**vücudumun sol tarafı yerde
 bacaklarım karnıma kadar çekilmiş
 kollarımla başımı korur şekilde
 hortumları vurdukları yerde ateş çıkıyor
 yattığım yer buz gibi olduğu için
 titriyordum
 nihayet daha önce hiç duymadığım
 dıbına soktumun amı sokuğu seni şeklindeki küfürler eşliğinde
 beni öylece yerde bırakıp giderlerken
 buna sevinsem mi
 yoksa yediğim dayağa üzülsem mi bilemedim
 özürlüydüm
 kör etti aşk göremedim
 kokusunu alamadım bu dayağın
 duyamadım bana gelen baba adımları
 tadı çok acıydı
 ama en iyi çalışan duyum dokunmak olmuştu
 vücudumda dokunduğum yer yanıyordu amk
 bi ayağa kalkayım dedim
 bırak ayakları destek için kolumu kullanamıyordum
 parktaki bir banka zar zor gidip oturdum
 telefonu çıkardım
 5 yaş falan küçük olsam
 ilk arayacağım  bizim mahalle binoları olurdu
 toplanın adam dövmeye gidiyoruz diye
 10 yaş küçük olsam babamı arar ağlardım
 babaaaa diye ama
 yaş büyüdükçe yalnızlaşıyor insan
 kimseyi aramadım
 biraz oflayıp biraz poflayarak
 tek bacağımı kullanıp
 bastıkça basınç yapan morarmış damarlarımı zorlayarak eve geldim
 yatağa geçip dayak yerken ki
 vaziyeti alarak uzandım
                             

**bilgeye mesaj atsam
 babası hala akıllanmadın mı lan sen deyip tekrar gelebilir diye vazgeçtim
 telefonunun kimde olduğu hala bir soru işaretiydi
 ev arkadaşının birisi
 -naber la erken yatmışsın amk diye yanıma geldi
 -dayak yedim olm dedim
 -hadi?kim? hemen dövelim lan desede
 -kimi dövüyorsun olm tanımıyorum dövenleri dedim
 bir kızın babasınından dayak yemiş olmak arkadaşlarımın kıza cehpe almasına sebeb olacağı
 için gizli tutmaya karar vermiştim
 diğer ev arkadaşım memleketine gitmişti
 yaralara baktı
 bildiğin basbaya morarmıştı heryerim
 var mı yapabileceğimiz bişey teklifine
 bende ne yapılır bilmediğim için sağol dedim
 ben uykuya daldım
 diğer arkadaş beni kaldırıp hafta sonunda sevgilisi ile beraber kalacağını söyledi
 -kızı ne zaman buldun da hafta sonunu beraber geçireceksiniz olm dedim
 -eski kız panpa bişey olursa bana haber ver hemen gelirim dedi
 onu da uğurlayıp yalnız kalmıştım
 insanlık hali sıçıyoruz hepimiz
 ama hortumlanmış bir züte sahipken bunu yapmak...
 -ben memlekete gidiyom var mı bir isteğin dedi yalancı mesajında
 -yok eyvallah dedim
 -kıyafetlerini zütüreyim mi dedi
 -yok sağol dedim
 -annenden babandan bişey istiyon mu dedi
 -yok istemiyorum dedim
 -bende gitmiyim o zaman dedi
 -yok git sen dedim
                             

---ne kadar aksisin sen ya dedi
 -yok sinirliyim dedim
 keşke demeseydim
 hemen telefon çaldı
 başladı ahiret soruları
 paran mı bitti -yok
 hasta mısın -yok
 bilge ile mi kavga ettiniz -yok
 arkadaşına mı bişey oldu -yok
 sınav mı kötü -yok
 lan hasta etmesene olm adamı ne oldu anlat dedi
 -yok bişey kızım hadi kapatıyorum dedim
 telefonu kapatırken kolumun ağrısından dolayı off çektim
 telefon kapanır kapanmaz yine aradı
 meşgule aldım cevap vermedim fakat
 bizim yalancı kız benim işime yarayabilirdi
 bir bayan sesi olarak ona bilgeyi aratabilir telefonu kimin açtığına bakabilir
 müsaitse bilge ile konuşabilirdim
 ben yalancı tekrar arar diye bekliyordum ama aramadı
 ben ona mesaj çektim
 -selam söyle bizimkilere dedim
 cevap gelmedi çünkü bir saat sonra kendisi geldi
 durumu görüp
 -hani lan kim dövdü olm dedi
 -ya boşver kimin dövdüğünü tanımıyorum dedim
 -vaay erkeklik gururun yüzünden mi bana söylemiyon biz arkadaşız olm dedi
 yaralara bakayım dedi
 göstermemeye çalışsam da kolumda olanlardan
 ve duruş şeklimdeki yamukluktan dolayı zaten anlayabiliyordu
 -ben geliyorum bekle dedi
 nereye olduğu sorusuna cevap vermedi
 10 dk sonra geri döndü
 nereye gittin dedim
                             

** sorumu cevaplamadan çantasını alıp yine gitti
 3 dk sonra kapı çalındığında gelen gülçindi
 -geçmiş olsun kelebek dedi
 -ne geçmiş olsun dedim
 -dövmüşler üzüldüm var mı yapabileceğim bişey dedi
 -sen nerden biliyorsun dedim
 ama o cevabı vermeden bizim yalancının söylediğini anladım
 -krem istemişti de yapabileceğim başka bişey var mı dedi gülçin
 -yok sağol dedim ısrarla içeri davet etmeyince o da gitmek zorunda kaldı
 yalancı elinde ecza torbası ile geldi
 -nerde senin ev arkadaşları sürsünler şunları dedi
 -yoklar dedim ama bu deyiş sen sür gibi anlaşıldı ki
 -tamam ben süreyim o zaman dedi
 -sen niye gülçine söylüyorsun dedim
 -üzülsün diye söyledim dedi
 -niye üzüyorsun kızı dedim
 -haketti olm sensiz yaşayamam diyordu sonra hemen başkası ile çıktı oh olsun meraktan kuduruyordur şimdi dedi
 -sen varya çok tehlikelisin dedim
 -aç ta sürelim şu kremi dedi
 -sen çık odadan ben sürerim dedim
 -sırtına nasıl süreceksin dedi
 -orasıda iyileşmeyiversin çık hadi dedim
 -vücudun kaslı olsa ısrar ederdim ama neyseeee kendin sür dedi
 ben ey allahım sabır ver i sesli şekilde söyleyemezken o odadan çıktı
 kıçıma başıma sürebildiğim yerlere sürüp
 kendimi tıbbın mucizisesine bırakmışken
 -giyindin mi dedi yalancı
 -giyindim ben sen git dedim
 -yok olm nere gidiyom bana emanetsin sen dedi elinde kahve ile girerek
 -kim emanet etti dedim
 -annen baban bi de bilge dedi
 -bilge nasıl emanet etti dedim
 -iyi bak ona dedi dedi
 -ne zaman dedi bunu dedim
 -hep konuşuyoruz olm  zaten dedi
 -bi arasana dedim

---yok arayamam telefonu bozulmuş babası tamire zütürmüş dedi
 -sen nerden öğrendin bunu dedim
 -ev numarasından beni aradı merak etmememi söyledi senin haberin yok mu dedi
 -senin numarayı ezbere biliyorda benimkini nasıl bilmiyor o da ilginç dedim
 -haa sana haber vermedi o zaman dedi
 -bi arasana evlerini dedim
 -benim çıkarım ne olcak bu işten dedi
 -yemek ısmarlarım dedim
 -yemek olmaz bira ısmarlayacakssın dedi
 -olm içtin mi sen daha önce dedim
 -hee bi kere içtim dedi
 hem bilgeyi çok özlediğim
 hem onun durumunu merak edip iyi olup olmadığını duymak için
 geçiştirme bir cevapla
 -tamam lan söz dedim
 bilgenin evini aradı
 telefona babası çıkmış
 bilge ile yalancı kısa bir görüşme yaptı
 iyiyim sen nasılsın gibi cevaplar gelmesinden
 babasının da yanında evde olduğu anlaşılıyordu
 yalancı
- müsait olduğun zaman konuşuruz bilgecim deyip kapattı
 -yemek yedin mi sen dedi
 -boşver yemeği ne anlattı dedim
 -bişey konuşamadık ki müsait değilmiş yarın konuşacaz dedi
 -tamam yarın ararım onu ver numarasını bana da dedim
 -veremem babası çıkarsa nolcak yarın ben ararım konuşursun dedi
 -tamam hadi geç kalma git sen dedim
 -nere gideyim dedi
 -yurda gitmeyecek misin dedim
 -hayır gitmicem yatarım burda dedi
 -hayır burda yatamazsın git dedim
 -senin için o kadar şey yaptım kovuyor musun şimdi iyi yarın kendin ararsın o zaman dedi
 -tamam tamam ne yaparsan yap ben yatıyorum dedim
 yatağa girip olayları düşünürken
 uyumaya çabalıyordum ki mesaj geldi
 -canım iyi misin?
                             

** gönderen bilge diye kayıtlı kişi
 ama mesajı yazan babası mı bilge mi bilemediğim için ne tak yiyeceğimi şaşırdım
 -kimsiniz dedim
 -ben bilge canım cevap ver arayacam dedi
 telefon çaldı
 -benim canım merak etme çok özledim seni deyip kapattı
 ben zaten zütüme hortum kaçmasından tırstığım için konuşamadım
 -telefonun tamirde değil miydi dedim
 -hayır babam almıştı seninle mesajlaşırken,
 bu akşam da bir arkadaşın arıyor diyerek verdi senin hemşerin arayınca dedi
 -bişey anlattı mı sana baban dedim
 -iyi misin kelebeğim dedi
 -eh işte dedim
 -çok üzüldüm kusura bakma ne diyeceğimi bilemiyorum yatmasını bekledim mesaj yazmak için dedi
 -sizin ev telefonu var mı bilge dedim
 -yok canım kullanmıyoruz herkeste cep olduğu için hayırdır dedi
 -bizim hemşeri ile ne konuştunuz telefonda dedim
 -aradı beni kavga mı ettiniz kelebekle diye sordu ben de durumu anlattım,ben gider bakar sana haber veriririm dedi dedi
 -tamam merak etme iyiyim dedim
 -ne yapacaz kelebek dedi
 -ben sensiz yapamam bilge dedim
 -bende canım ama sana zarar gelmesini istemiyorum dedi
 -baban beni akıllansın diye dövdü bende bir süre akıllanmış numarası yaparım merak etme dedim
 -babanın ismi hasan ali  mi dedim
 -hayır canım niye ki dedi
 -hasan ali kim o zaman dedim
 -hangi hasan ali canım dedi
                             

---bilge bu telefonun sahibi hasan ali isimli birisi çıkıyor sorgulayınca ben babandır sanıyordum dedim
 -eski sevgilim 3 sene çıkmıştık dedi
 -yarın hemen bu numarayı değiştiriyorsun o zaman dedim
 -hayır değiştiremem babam şüphelenir dedi
 -bana bu numaradan bir mesaj daha atarsan cevaplamam dedim
 -kelebek unutmaki bu numara sayesinde tanıştık ilk fırsatta değiştirecem tehdit etme beni dedi
 biraz geri vites yapmak zorunda kaldım
 haklıydı ama madem eski sevgilisi neden hala onun numarasını taşıyordu
 peki bu eski sevgilisi kimdi amk 3 sene bide yuhh
 bir kaç mesaj daha gönderişip yattık
 sabah kalktığımda sorguya alacağım kişi tabi ki yalancı idi
 bi kalktım
 çayı koymuş kahvaltıyı hazırlamış
 fırından simit almış
 hiç sesimi çıkarmadan
 önce kahvaltıyı yaptım
 o nasıl oldun diye sordu iyiyim dedim
 çok merak ediyordum bu yalanlarının sebebini ama ürkütmeden öğrenmek istiyordum
 -hadi bilgeyi ara babası işe gitmiştir dedim
 -sonra ararız uyuyordur daha dedi
 -sen memlekeye gitmeyecek miydin dedim
 -amaan boşver zaten sürpriz yapacaktım gitmeyiveririm dedi
 -benimle bira içmeyi çok mu istiyorsun dedim
 -evet niye dedi
 -bunu elde etmek için niye yalan söylüyorsun dedim
 -ne yalanı dedi
 -dün gece bilge ile mesajlaştık dedim
 -tamirde şey aaa haberim yok demek öyle hmm gibi saçma sapan konuşmaya başladı
 -getirdiğin kremlerin içinde ki fişin saatine baktım buraya ilk gelişinden önce alınmış o kremler
 zaten açık eczane bulmana da şaşırmıştım, işin içine gülçini katmana anlam veremedim ama belki de onun geleceğini
 biliyordun onu tamamen unutmuşmuyum veya
  bilgeye ne kadar sadığım onu öğrenmek istedin sanırım
 bana sorsan söylerdim dedim
                             

**sessiz kaldı başını öne eğdi
 -amacın ne senin amacını söyle bana dedim
 -bana kızgındın senin için bişeyler yapıp kendimi affettirmek istedim dedi
 -bana yalanla yardım edemezsin tam sana ısınıyorum sana bişey olacak diye korkuyorum seni merak ediyorum sen
 bir yalanla soğutuyorsun kendinden
 ya yalan söylemeyeceğine söz ver ya da çık git memlekette düğünde bayramda istemeyerek karşılaşalım ancak dedim
 -çok çabuk affettin ama dedi
 -döveyim mi dedim
 -bira içecek miyiz dedi
 -cevap ver önce dedim
 -nasıl olsa yakalıyorsun niye söz vereyim dedi
 -çık git o zaman burdan dedim
 -söz dedi
 -nedense hiç inandırıcı gelmiyor dedim
 -görürsün zamanla  dedi ben kalktım tv başına geçtim
 üzerine oturamadığım zütümün altına yastık koymakla uğraşırken
 o ben çıkıyorum kelebek diyerek gitti
 geri geldiğinde
 yanında reisi cumhuru getirmesini beklerdim de
 bilge ile gelmesini asla
 ben olayın şokunda iken
 yalancı ben artık gideyim görüşürüz dedi
 bilge bana çoktan sarılmıştı bile
 içeri geçtik
 konuşamayan ben
 görüşünün sevincini halimin üzüntüsüne bürüyen bilge ile başbaşa kaldık
 -nasıl geldin canım dedim
 -canım 3 apartman yanda oturuyorum dedi
 -baban dedim
 -gezmeye çıkıyoruz diye çıktık seni görmeden yapamadım çok merak ettiğimi söyledim senin ki de sağolsun getirdi dedi
 eliyle yoklamaya çalışarak acıyor mu dedi
 -yok desemde kolumunda ve sırtımdaki izleri görünce gözleri doldu
 -lütfen affet beni hep benim yüzümden geldi başına dedi

** -shh ağlamak yok, oldu artık ben razıyım şikayetçi de değilim.bir gün gelecek baban torunlarını severken bunun
 konusu açılacak ve hep beraber güleceğiz dedim
 -babaları özürlü kalacak diye korkuyorum ama dedi
 -kalbim sana yatalak oldu benim dedim
 -anlamadım dedi
 -ben sana çok fena aşık oldum bilge dedim
 -ne diyorsun kelebek dedi
 -valla seviyorum billa seviyorum hem de çok seviyorum dedim
 yaralarımı unutmuşcasına sarıldı sıkıca
 onu sevmenin hep acı vereceğini o an anlamalıydım
 biraz oturduk
 babasının neden böyle yaptığını sordum
 bilge anlam veremediğini söyledi
 neden olabileceğini sordum
 -eski erkek arkadaşımdan dolayı olabilir dedi
 -ne alakası var eskisi ile dedim
 -beni üzerek ayrıldı tekrar üzülmemi istemiyor olabilir
  ona ne kadar mutlu olduğumu anlatmam lazım galiba dedi
 -hortumu yemeden önce anlatsaydın keşke dedim espiri mahiyetinde
 -ben ona söz vermiştim, güvendiğim birisi karşıma çıkarsa ilk babama söyleyeceğimi dedi
 -tamam da bu şekilde dövecek kadar niye kızmış olabilir ki dedim
 -bilmiyorum canım tekrar özür dilerim dedi
 telefonunu çıkardı
 bir numara çevirip
 ben hazırım dedi
 bi kaç dakika içinde kapı çalındı
 aha şimdi taku yedik amk dedim içimden
 -kim geldi bilge dedim
 -merak etme dedi kapıyı açtı
 gelen bizim yalancı
 -gidelim mi dedi bilgeye
 -görüşürüz canım diyerek bir öpücük gördü yanaklarım
 hayatımdaki kişilere bak amk
 biri yalancının teki
 diğeri pgibopat babaya sahip bir melek
 bu şiddetin sebebi beni çok meraklandırıyordu
 aradığım cevabı bilgede de bulamamıştım
 alışıla gelmiş racona göre
 kızına asılmış bir erkeği
 bir uyarırsın iki uyarırsın
 baktın olmuyor bi tokat atarsın
 hortum ne amk
                             

** yalancı geri geldi
 -sevdin mi sürprizimi dedi
 -ne sürprizi dedim
 -bilgeyi getirdim ya dedi
 -iyi aferim dedim
 -ne konuştunuz dedi
 -hortumun zararlarından konu açıldı, aşk'ın soru işaretlerine laf değiştirip, geleceğin bilinmezliğinde kaybolduk dedim
 -oo baya konuşmuşsunuz o zaman nasıl oldun sen dedi
 -fena ağrıyor uzanayım ben biraz dedim kremlenip yattım
 her kremlenme sonrası o giydiklerimi değiştirmek de şart oluyor tabi
 akşam üzeri kaldırıldığımda
 bizim yalancı ufak çaplı bir yemek hazırlamış
 onu uyku sersemi ile yedikten sonra
 dolaba gidip biraları getirdi
 -bunlar ne olm dedim
 -sözün var kelebek dedi
 -ne sözü dedim
 -yuh be olm bilgeyi getirdim sana dedi
 bir kız benimle bira içmeyi neden bu kadar istesin ki amk
 heves etmiş
 bana güvenmiş
 sarhoşken ona bişey yapılmassından dalga geçilmesinden korkmuştur diye düşündüm
 eyvallah deyip
 açtım birayı
 tv açık
 kanalın birisinin radyosunu açtı onu dinliyoruz
 ben ona bakmamaya gayret ediyorum
 o da çaktırmadan içiyor birayı
 sadece göz ucumla şişeyi sehpaya bırakınca bakıyorum
 her seferinde ne kadar içmiş diye
 fıstık da almış kabuklarını parmakla aralayıp aralayıp atıyorum mideye
 benim birinci bira bitti
 konuşma yok
 diğerini açmaya çalışırken
 o da bardakta kalanını kafaya dikti
 ben bir yandan da düşünüyorum
 olm kelebek zeynep olayını biliyorsun içtin kızı öptün amk
 kendini kontrol et diye
 yok lan bişey olmaz diye de kendi kendimle konuşuyorum içten içe
 -bunu da açar mısın dedi
 -mutlu musun dedim
                             

---ne için dedi
 -bira içiyorsun benimle gözünde büyüttüğün kadar varmıymış dedim
 -anlamadığın şeyler var dedi
 -neymiş dedim
 -zamanla anlarsın dedi
 -gizem yapma bana anlat dedim
 -sen mutlu musun dedi
 -bira içiyor olmaktan mı dedim
 -hayır dayak yemekten dedi
 -ne için yediğime bağlı dedim
 -kimse dayak yemeyi istemez,ama kimse yalnız da kalmak istemez sende haklısın dedi
 -sen yer miydin sevdiğin için dayak dedim
 -rahmetli babamın bir isteği oldu benden dedi
 -neymiş dedim
 -bana şöyle dedibirisi bana gelip senin kızın yanında ki kim dediği zaman cevabım olabilsindedi
 -sen cevap verdirttin mi babana sordukları zaman dedim
 -babaya gidip ben şu çocuğu seviyorum demek zordur.bu zorluğu yaşamamak için başkalarına görünmedenn sevdim dedi
 -komik lan senin seviyor olabileceğini düşünmek dedim
 -niye komik olsun dedi
 -yalancısın sağın solun belli değil, senin sevdiğin kişiyi düşünsene bi kere dedim
 -hiç yalan söylemeden sevdim kelebek, senin gibi sevdim, körü körüne sevdim,sen dayak yedin noluyor lan bile diyemedin gözlerin kör olduğu için
bu kim? beni neden dövdü? diyemedin.sevgilini getirdim yanına nasıl bir baban var senin bile diyemedin, yine dayak yiceksin ama hiç umrunda
değilmişcesine sevmeye devam ediyorsun, bende sevdim senin gibi sevdim ama sonuç yine ayrılık yine ayrılık dedi
 -siz niye ayrıldınız dedim
 -yalan yüzünden dedi
 -hani yalan söylememiştin dedim
 -söylediğimi düşündü açıklayamadım bile yalan olduğunu gitti sonra arkasından ispatlamaya çalışırken farkettim ki bir seven yalan olsa bile
öyle bırakıp gitmez en azından açıklamama müsade ederdi. demek ki sevmemiş dedim kendimce,, biraz gurur yaptım ama dayanamadım onsuzluğa
yine denedim olmadı,ilk kez sevmiştim çünkü aşk deyince aklıma gelicek tek isim onun ismi oldu, gidişinden sonra kalan acıyı geçirebilecek tek şey
tamam inandım canım diyecek bir sevgiliydi ama demedi
 -sen şimdi bu yüzden mi yalan söylüyorsun hep dedim
 -hayır alakası yok saçmalama dedi
 -bana bundan sonra yalan söylemeyeğine söz vermiştin ya hani dedim
 -evet dedi
 -geçerli mi hala dedim
 -evet dedi

---o zaman henüz haberdar olmadığım yalanlarını söyle dedim
 -yalan yok başka dedi
 -çok ciddiyim bu konuda şu an fırsatın varken söyle dedim
 -arkadaşı güvenilir mi dedi
 -hangi arkadaşım dedim
 -hafta sonunu sevgilisi ile geçireceğini söyleyen dedi
 -sen nerden biliyorsun bunu dedim
 -sevgilisi yok onun ben rica ettim kabul etti sağolsun dedi
 -sen manyak mısın?bu ne saçma bir rica?ne yapıyorsun neyin peşidesin dedim
 -tamam başka yok dedi
 -gerekçe olarak ne gösterdin de gönderdin onur'u(ev arkadaşım) dedim
 -bi işimiz var dedim o da zaten dünden razıymış gitti dedi
 -doğru düzgün anlat şunu dedim
 -kızmak yok ama dedi
 -şimdide gerginim anlat bakim dedim
 -sanırım bu senin onur benden hoşlanıyor dedi
 -dur lütfen kafamı allak bullak ettin şunu açık açık anlat tane tane anlat dedim
 -bak şimdi,biz seninle bu gece bira içiyoz ya o bahane aslında, onur seninle benim bu gece konuştuğumuzu biliyor,
sana yarın ne konuştunuz diye sorcak, sözde senin onurun benden hoşlandığından haberin yokmuş gibi davranacaksın
ve benim başka bir erkekten hoşlandığımı onura anlatacaksın dedi
 -peki ben sana bu yalanlarını sormasam sen bana nasıl açıklayacaktın bu olayı dedim
 -bilerek söyledim yalanı,ve bilerek yakalandım sana yalanlarımda dedi
 -allahını seversen sen ne kadar egoist bir insansın.. bunun planını ne zaman yaptın, nasıl kurguladın,
basitce bana gelip kelebek onur benden hoşlanıyor ama ben ondan hoşlanmıyom deseydin ya dedim
 -hep kızıyorsun arkadaşlığınızın bozulmasını istemiyorum, çocuk hoşlanmış işte ama ben istemiyorum, ayrıca bu eve rahatça girip çıkmak istiyorum dedi
 -sen bunları düşünebiliyorsan bana da yardım et o zaman ben bilge ile nasıl buluşacam bundan sonra dayak yemeden dedim
 -bana iyi davranacaksın ben onu evden çıkarıcam gerisi size kalmış dedi.
 ikinci biralar biterken hiç bir sarhoşluk belirtisi yoktu onda
 biraz ottan taktan derslerden konuşurken
 dudaklarında yamulmalar
 elleri ile ifade edememeler başladı
 3.birayı bitiremeden ben yatıcam dedi
 kalktı lavaboya
                             

**ben onun geri gelmesini beklerken
 bilge mesaj atabilir hale geldi
 yaralarımın nasıl olduğundan girip
 beni görmüş olmaktan dolayı yaşadığını mutluluğu anlattı
 bana olan özlemini, bana bişey olma ihtimalinin korkusunu
 mesaja dökerken
 ben ona karşılık olarak
 benim özlemimin daha fazla olduğunu iddaa ettim
 ve asıl korkulması gereken şeyin onu kaybetmek olduğunu söyledim
 öyle bir şeyin olmayacağını umduğunu söyleyerek mesajlaşmalarımız devam etti
 ben bizim yalancının wcden çıkamama sebebi olarak içtiği birayı ağzından çıkarması olarak düşünürken
 -iyi misin lan soruma
 cevap gelmemesi üzerine
 gidip baktığımda
 wc de değil benim yatakta yatıyor olduğunu gördüm
 bilge ile mesajlaşmanın verdiği mutlulukla sesimi çıkarmadan
 salona geçip yattım
 baş ağrısından şikayetçi yalancı ile kahvaltı yaptıktan sonra
 o yurda döndü
 ben okula geçtim
 okul çıkışı eve geldiğimde onur da evdeydi
 memleketine giden arkadaşımda
 -nasıl geçti kızla hafta sonu panpa dedim
 -iyi geçti şeklinde geçiştirme bir cümle kullandı
 bunu duyan diğer ev arkadaşımız
 -bi dk lan onur kız mı buldu amk. hemde hafta sonunu beraber mi geçirdi? gibseniz inanmam dedi
 -bende anlamadım panpa 4 saattir dikkat ettim de ne bir mesaj ne bir telefon açıyorlar birbirlerine dedim
 -biraz tartıştık beyler üzerime gelmeyin deyip odasına kaçtı onur
 bilge babasının yakalama ihtimalinden uzaklaştıkça mesaj atmaya devam etti
 tanıdıkça seviyor
 sevdikçe özlüyor
 her mesajının yolunu gözlüyordum
 yalancı mesaj atarak
 -onurla konuştun mu dedi
 -yok sormadı daha bişey dedim
                             

** -tamam ben yarın halledicem başka şekilde dedi
 onun planlarına akıl sır erdiremediğim için üzerine gitmedim konunun
 ders çalışırken aklıma gelen bir şiiri kağıda döküp bilgeye göndermeye karar verdim
 bunun için bizim yalancının ufak bir desteği lazımdı
 onu arayıp durumu anlattım
 hallederiz dedi
 ertesi gün okul çıkışı
 hadi mesajıma
 -şu internet kafedeyim gel burdan gideriz dedi
 internet kafeye gidip yanına oturduğumda
 -ne yapıyorsun lan demeden geçemedim
 durumu anlattı
 *onur buna faceten arkadaşlık daveti göndermiş, yalancı sahte bir erkek face hesabı açıp bu kişi ile kendisinin
ilişkisi var olarak göstermiş, açtığı sahte erkek hesabına bir erkek resmi yükleyip, arkadaş listesini kişilerin görüşüne engelleyip
kendi ilişkisi var kısmını da sadece onur ve benzeri ona asılan erkeklerin görebileceği şekilde ayarlamaya çalışıyordu
 -lan bu kadar uğraşılır mı dedim
 -güzel olmak zor iş şekerim herkes peşimde dedi çoooook artist bi şekilde
 -hadi sonra yaparsın al şu mektubu bilgeye zütüreceksin dedim
 -tamam olm bitti iki dakika bekle dedi
 görevini yerine getirdiğini
 akşam bilgeden aldığım
 teşekkür ve beğenisini belirten mesajı ile anladım
 bir akşam ev arkadaşlarımın arkadaşları
 dışarda içmenin pahalı
 ve ev ortamında içmenin zevkinden dolayı bizim eve geldiler
 onları yalnız bırakayım dedim ama
 beni de ısrarla davet etmeleri sonucu
 bende içmeye başladım
 içtiğimiz votka acayip başımı ağrıttı
 içerde içilen sigara ve sıcak havanın da etkisi ile
 ilaç ve hap kullanmayı sevmediğim için
 ssodanın içine limon sıkıp tuz atarak içtim(bu benim baş ağrıma iyi geliyor)
 bilge telefonun başında olup olmadığımı sorar bir mesajla
 -kelebeğim yazdı
 -nasılsın canım dedim
                             

---başım çok ağrıyor dedi
 ben benim başım da ağrıyor diyemeden onun derdine düştüm
 -ağrı kesici yok mu dedim
 -haplar alerji yapıyor bana kullanamıyorum dedi
 -soda iç limonlu tuzlu dedim
 -babaannelerimiz aynı kişi olabilir mi kelebek dedi
 -sende mi onu içiyorsun başın ağrıyınca dedim
 -evet ama hiç sevmiyorum dedi
 en azından bu benzer değildi en azından ben limonlu sodayı seviyordum
 ertesi gün okulda iken mesaj geldi bilgeden
 -canım buluşalım mı diye
 en son onun buluşma teklifinde
 zütümde hortumlar patlamıştı
 şimdi bu mesajı yazan kimdi?
 kim olduğu nasıl öğrenilirdi?
                             

**yalancıyı arayıp bilgeyi bir arasana dedim
 -neden dedi
 -ara işte müsaitse konuşacam dedim
 -bu bir emir mi dedi
 -hayır rica ediyorum dedim
 -yola gel deyip kapattı telefonu
 ona sinirlenemeyecek kadar heyecanlı ve meraklıydım
 -müsaitmiş diye mesaj attı yalancı
 arayıp
 şaşırdığımı ve beninde buluşma isteğinde olduğumu söyledim
 buluşma gerçekleşirken
 bana getirdiği ve kendisinin ördüğünü iddaa ettiği
 bir kere yıkanmış(bunu bilerek yaptığını söyledi)
 bere hediyesini aldım
 bu bilgeden ilk aldım hediye olarak aşk tarihime yazılırken
 benim de ona hediye alma gerekliliğini hissettiğim ilk andı diyebiliriz
 bir kız bana özenip uğraşarak
 el işi bere yapıyor
 hediye veriyor ve ben bunu gördükten sonra ona hediye alma ihtiyacı hissediyorum
 bu da benim mallığım
 yer misiniz bilmem ama aşk konusunda ki tecrübesizliğim olarak da kendimi savunabilirim
 haliyle çok sevdim bereyi
 bu konuda ki teşekkürlerimi sunarken
 -beni hiç unutma kelebek dedi
 -niye unutayım ki seni dedim
                             

-şunu hiç unutma bir gün ayrılırsak sen beni ne zaman düşünürsen bende seni o an düşünüyor olacağım(bu cümleye ilerleyen bölümler içi dikkat lütfen)
 -tek düşüncem beni ne kadar mutlu ettiğin olur inş dedim
 gülümsemesini
 reflekssel olduğunu düşündüğüm
 elini bileğimi üzerine koyması ile süslendirdi
 bu benim utanmama
 aynı zamanda çevreye bakarak herhangi bir hortum gelip gelmediğini kontrol etmeme sebeb oldu
 -ne garip ,hiç akılda yokken tek düşüncesi haline gelmek veya getirmek dur bakalım daha neler görcez hayattan dedim
 elimin üzerinde duran eli ile elimi sıktığını farkettim
 karşılık vermek istiyordum ama
 sanki iki sene amudda yürümüşcesine halsizleşti ellerim
 olm bırak o tutuyor işte çekerse ne yapacan anı yaşa felsefesi beynimde trend topic oldu
 muhakkak ki aile baskısı sebebi ile bu buluşmamız uzun sürmeyecekti
 zaten bilge de ben gideyim demeye başladı
 yolcuya dur denir di
 kal gitme denir di de
 geleceğini bildiğine sadece görüşürüz dendi
 hemde en kısa zamanda olması dileği ile
 bu buluşmadan kendime not
 kelebek sen harbiden bu kızı seviyorsun eee gerisi??
 gibtir et olm anlık mutlusun işte ...
 yalancıya da nedense rapor verir oldum
 okul çıkışı size geliyom diyor
 gelme desemde geliyor
 hep beraber salonda diğer erkeklerle otururken
 paso birisi ile mesajlaşıyor
 yada mesajlaşıyor numarası yapıyordu
                             

** bizim onur da ondan umudunu kesmek zorunda kalıyordu
 takdir ederim yalancı olayı sizi kız arkadaşlarımla taıştırayıma kadar getirdi
 kendini bu ilişkiden kurtarmak için
 onur olur deyince
 zaten golü kendi kalesine atmış oldu
 yalancının gözünde biraz olur ihtimali varsa bile bitmiş oldu
 bunun kabağı da benim başıma
 -gördünüz mu olm hepiniz aynısınız olarak patladı
 sonra ben senin aşk koçun olacam dedi
 -lan kaç kişi ile çıktında bana koç olacaksın dedim
 -olm acayip bir fikrim var dedi
 -neymiş dedim
 önce bilge ile görüşmesi gerektiğini söyledi
 ne kadar yalvarsam da anlatmadı planı
 günler geçtikçe biz buluşmaları azalttık
 her müsait oluşunda mesaj yazdı bilge
 canım babamlarla bir iki saat oturayım mesajlaşmayalım merak etme diye
 avuttu beni
 yalancı nasıl yaptı bilemem ama onların evlerine konuşlanmaya
 aileye kendini sevdirmeye başladı
 artık evlerine gelir gider kimseye de hesap vermez oldu
 bilgenin annesi basbaya yalancıyı seviyordu
                             

**ben yalancının planını öğrenmeyi beklerken
 bana göre çok taktan olan bir planı bilgeden öğrendim
 plana göre onlar ailecek gidecekleri bir avm veya herhangi bir yere
 ben sözde kız arkadaşımla gidicem
 böylece babası aramızdaki ilişki bitti sanıcak
 yalancı onu evden daha rahat dışarı çıkaracaktı
 olmaz dedim inat ettim
 olmazdı çünkü ben bu kızı çok seviyor ve bilge ile ciddi olmak
 babasının da bir şekilde rızasını almak istiyordum
 zamanla efendi bir şekilde takılıp
 babasının beni gördüğü veya görebileceği yerlerde saygısızlık yapmayarak
 babasına, hortumla dövülecek kadar da kötü çocuk değilmiş imajı vermek istiyordum
 gel gelelim
 yalancı ile bilge ittifakına bunu bir türlü anlatamadım
 bilge ile ilk tartıştığımız konu olarak da bunu ssöyleyebilirim
 olur du olmazdı derken
 yalancıyı çağırıp
 -nasıl aklına soktuysan çıkar bilgenin aklından bunu dedim
 -olm bi düşün ben bilge için izin alırken babasının aklında sen olmucaksın dedi
 baktım maçı kazanamıcam
 zamana oynayamaya başladım
 sınavlar bahanesi ile derse gömülüp
 yalancının eve sınavlar bitinceye kadar gelmemesini söyledim
 bu aynı zamanda ilişkimize karışma anldıbına da geliyordu ama anlayana
 uzunca süredir peşinde olduğum başka konu
 bilgeye alabileceğim bir hediye idi
 görünebilecek bir hediye alamayacaktım
 takı olmaz babası görür
                             

**giyecek olmaz bu nerde geldi denir korkusu ile
 uzun uğraşlarla bir hediye hazırlayıp
 onunla tekrar buluşmak için zaman kolladım
 akşam üstü okul çıkışları bazen yalancı evlerine gidiyordu
 yaşadığımız aşkın
 konuşabilirliğimizin
 birbirimizi mutlu edebilirliğimizin devamı için
 bilge ile hiç risk almadan mesajlaşıyor
 babası evde iken resmen ölü taklidi yapıyorduk
 kurduğumuz plana göre bilgenin bana mesaj gönderirken
 mesajın ondan geldiğini anlamam için kullandığı şifre
 ilk kelimedeki harf tekrarı idi
 -nnasılsın gibi
 bununla da yetinmeyip
 benim ismimi bilge telefonuna yalancının ismi olarak kaydetti
 bunu duyan yalancı bana kullanmadığım modeli düşük telefonumu alarak
 oraya giderken çantasında taşıyor
 ve iki tane telefon numarası varmış numarası yapıyordu
 aslında yalancı bizim ilişkimizde ki
 masanın altına koyduğumuz kağıt parçasıydı
 o olmadan da ayakta durabilirdik ama o vardı
 bazen bana yalancı hakkında olumsuz şeyler söylüyor
 asla derine inmiyor gerekçelerini net olarak söylemiyor
 bende beni kıskanıyor olduğunu düşündüğüm için pek sallamıyordum
 altından girip üstünden çıkıp bilge ile bir buluşma ayarladıktan sonra
 onun benim için ördüğü bereyi giydim
 buluşma yerinde beklerken
 o geldi
                             

hediyemi çıkardım
 küçük bir zarf
 -bu ne canım dedi
 onun için bişeyler yazdığımı söyledim
 okuyabilir miyim şimdi dedi
 -sen okurken ben seni izleyebileceksem olur dedim
 -utandıracak bişeyler yazdıysan evde okuyayım dedi
 sen bilirsin söylemime merakına yenildiği için okumaya başladı
 -ellerim var ama iki mil tutup bişeyler öremez halbuki çok isterdim soğuklarda üşüyen ellerine
 bir çift eldiven örebilmek
 ne kalemim kara ne boyam yağlı çizemem resmini
 kokun, derin nefes alışımken değiştirmeye çalışmak da olmazdı, başkalarının deneylerini üzerinde
 sen bana bir hediye iken
 hediyeye ne hediye alınır bilemedim
 kalbinin kulpunu bilsem takıştırırdım neyim varsa
 kaderimin yolunu bilsem verirdim anahtarı al sen sür diye
 ama bilemedim
 ben sana hediye seçemedim
 ilk hediyemi ilk hediyeme sözlü olarak vermek istedim...
 bunu okuduktan sonra bana baktığında
 bana bakmasını bekledim
 turkuaz gözlerine
 seni seviyorum u belki sessiz ama kalbime göre haykırarak söyledim
 duru gözleri dalgalandı da bende dedi sadece bir kez kırparak kirpiklerini
 tüm tecrübesizliğimle bu anı yaşıyor olmak
 ilk kez denize dalmak gibiydi
 çırpınıyordum yüzeyde başım dik kalabilmek için ama
 olmuyordu amk
 turkuaz gözleri beni derinlere çektikçe
 gözlerim derinlere kayıp yerlere bakıyor
 ellerimin takati kesilip
 koyacak yer arayışına giriyordu
 o benim bu halimden zevk mi alıyor bilinmez gülümssüyordu
 utangaç erkek ben
 oturken o kalkıp
 gözleri başka yerde iken
 -bende dedi
                             

**bileğini bana bak öyle söyle dercesine tuttuğumda
 -aldığım en güzel hediyeydi dedi
 gitti
 tamam da amk bi de işte
 seni seviyom de
 biz nasıl diyoz.
 sevgili nazı olarak bu anı da not alıp eve doğru giderken
 bana hergün yürümesi ölüm gelen o yolun neden o kadar hızlı bittiğini
 neden asansöre binmeyip merdivenleri koşarak çıktığımı
 niçin ıslık çalıyor olduğumu
 ve neden seviyorummmmmmmm laan diye bir bağırma ihtiyacı duyduğumu bilmiyorum
 sınav döneminde klagibleşen
 babasının evde iken
 yemek yeme tv izleme oturma fasılları esnasında mesajlaşmamamızdan faydalanarak çalıştım
 mesajlaşmalarımız ve konuşmalarımız da oldukça mesafe yaptı
 bin bir güçlükle çıkan o iki kelimeyi daha rahat telaffuz edebiliyor
 ondan da duyma girişimlerimden tam olmasada imalı karşılıklar alıyordum
 zamanla tanıdım tanıdıkça evet lan seviyorum bunu dedim
 sınavların bitmesine yakın yalancı yaz okulu için geri gelmesi gerektiğini söyledi
 ben ise inekliğimden hiç ödün vermeyerek hiç bir dersi allta bırakmadım
 bunun muhasebesini yaparken
 ulan olm kelebek alttan bir ders bırak kızı görürsün desemde
 gibtir et ders olmadan yine gelirsin daha mantıklı  geldiği için onu uyguladım
 gitmem gerekiyordu ama
 iki gün rötar yaptım bilge ile buluşabilmek için
 o ağladı
 ben erkekler ağlar mı lan? sorusu ile başbaşa kaldım
 sonra koyverdim amk niye ağlamasın diye
 -gelecek misin diye sormuyorum bile kelebeğim dedi
 -bende sevecek misin diye bile sormuyorum dedim
 -seviyorum tabi salak dedi
                             

** anlamamış numarası yaparak sadece bir kez daha duyabildim beni sevdiğini onun ağzından
 onu o kadar seviyordum ki
 bir sevgilinin öpülebilir birisi olduğunu unuttum
 ama onun aklına dudağımın sol alt köşesine bir öpücük kondurup beni uğurlamak geldi
 onun ayaklarının gitmek istemez adımlarının alışkanlığı benim kalbime bulaştı
 gittikçe zorlaştı
 ertesi gün gitmeden önce hiç huyum olmadığı halde risk alarak
 penceresinin önünden el sallayarak vedalaştık
 yalancı ile aynı otobüsle memlekete döndük
 -hoş geldin oğlum
 -hoşbulduk ana baba geyiğinden sonra
 meğer bizim memleket ne sıkıcı yermiş onun farkına vardım
 bi gibim yoktu amk yapıcak
 yalancı tesellim oldu
 ne de olsa bilge hakkında konuşabileceğim tek kişi oydu
 o yaz okuluna gidinceye kadar onunla konuştuk ama
 konuşmalarından bişey bilip bana söylemediği belliydi

**ben yalancı ile normal olarak okulda ve
   memlekette arkadaş olduğum için onunla buluşmakta
   ve görüşmekte hiç bir sakınca görmüyordum
   ama olayı bilmeyen memleketliler
   benim ile yalancı arasında bir ilişki olduğunu düşündüler
   ablama durumu anlatıp bilge hakkında uzun uzun konuştuk
   ablamın bilmesi annemin bilmesine
   annemin bilmesi de babamın öğrenmesine sebeb oldu
   hadi aile içi yalancı olayını çözmüştük ama
   çevre tarafından hala öyle biliniyorduk
   -çalışacak mısın dedi peder
   çalışmak iyi olurdu ama
   işi bırakıp bilgeye gitmek zorlayabilirdi
   beni tanıyan halimden anlayacak bir patron sahibi olmak amacı ile
   halamın kocasının yanına gittim
   emlakçı
   -enişte bana iş verir misin dedim
   beni sevdikleri için eleman ihtiyaçları olmadığı halde kabul etti
   -fazla paraya gerek yok enişte sen kazanmadan benim almam uygun olmaz
 yaz sonu verirsin bişeyler topluca dedim
  kabul edildim.
                             

** hay amk ben ne taktan bi meslek miş o emlakçılık
  kelebek
  efendim
  git su tamircisini bul şu ev in bilmem neresi bozulmuş
  git o anahtar göbeğini değiştir
  şu daireye şunu yapıştır gel
  bu dükkan boyanacak boyacıyı ara
  şu daireyi göster gel
  vay kiracı çıkmamış
  bilmem kirayı ödememiş
  yok elektirik borcu bırakmış
  tam bi kafa giben amk
  halbuki ben oturacam
  kiralı ev var mı?var
  ne kadar?şu kadar
  anlaştıktan ibaret sanıyordum herşeyi
  enişte okulda işim var
  gitmem lazım ayağına kaçtım bilgemin yanına
  yalancı ile organizasyon yapıp bulaşabildim
  hergün mesajlaştığım bilge ile
  yalancı
  -bana işin düşmese bilgeyi görüp gideceksin kelebek dedi
  -ayıp ediyon olur mu öyle şey kız desemde buna kendim bile inanmadım
 basbaya haklıydı yalancı
  -tamam bir bira sözüm olsun sana yine dedim
  -içmiyorum dedi
                             

** -iyi sen bilirsin dedim
  -ben artık karışmıyorum nasıl buluşursanız buluşun dedi
  -ya hemen kız zaten tamam karışmazsan karışma dedim
  -haksız mıyım dedi
  -hem haksız hem anlayışsızsın dedim
  -anlayışsız olan sensin mal dedi
  -neyi anlamıyormuşum dedim
  -onu da kendin zamanla görürsün dedi
  -ne diyon sen anlat bakim dedim
  -ben karışmıyorum ne yaparsan yap banane dedi
  -sen bana değer veriyor musun dedim
  -vermiyorum dedi
  -vermiyorsan bilge ile ilginip seninle ilgilenmememe karışma dedim
  -veriyorsam? dedi
  -o zaman anlamadıklarımı anlat dedim
  -yok beyefendi sen çok zekisin sen kendin anlarsın zamanla dedi
  -bilge ile alakalı mı dedim
  başını sağa sola salladı hayır baabında
  -delirtme adamı işte anlat dedim
  bu son zamanlarda sürekli yaptığı bişeydi
  bana bişeyler anlatma arefesine geliyor ama sorunca susuyordu
  bilgeye birşey sorsam yanlış anlayabilirdi
  bilge yalancıya kızıp onunla görüşmesini kesebilir
  bunun faturası bana yazılabilir
  ortada kalan yine ben olurdum
  ne bilgeye bişey sorabiliyordum
  ne de yalancıyı konuşturabiliyordum
                             

---bugün ne yapacaksın canım mesajını gönderdim
  -yalancı ile buluşcaz dedi
  tamam iyi eğlenceler yazdım hiç takip etmedim risk almamak için
  30 dk sonra yine mesaj attım nereye gittiniz canım diye
  bir mekan ismi söyledi
  yalnız o mekana gitmek veya önünden geçmek oldukça riskliydi
  görülebilirlik adına
  ama içimi rahatlatmak adına yine de gittim
  gerçekten bilge ile bizim yalancı oturuyordu
  yanlarında kimse yoktu
  oradan tekrar uzaklaşıp bir banka oturdum
  -keşke yanında olabilsem yazıp bilgeye gönderdim
  -keşke kelebeğim bende çok istiyorum dedi
  -ben dayanamıyorum kesin buluşabileceğimiz bir tarih söyle geleyim dedim
  bilgeden cevap beklerken yalancı yazdı
  -kelebeeek diye
  hani kızmıştın amk bana artislik yapıyordun
  -efendim dedim
  -ne yapıyorsun dedi
  -bilge ile mesajlaşıyorum dedim
  -ha iyi ben de yanındayım oturuyoruz hep beraber dedi
  -hep beraber derken dedim
  -bilgenin bi kaç tane arkadaşı var dedi
  -tamam iyi eğlenceler yazdım
  -sormucak mısın kim olduklarını dedi
  -hayır merak etmiyorum dedim
  bu mesajın bana gelmesi garipti
  çünkü yalancı ile bilge beraberdi ve
  yalancı muhtemelen zaten bilge ile mesajlaştığımızı biliyordu
  sonra düşündüm taşındım ve yalancının bi taklar planladığını anladım
  çünkü ben en son onları gördüğümde sadece ikisi vardı
  bilgeye

** -tamam sen yalancı ile eğlenmene bak tatlım benim biraz çalışmam lazım dedim
  onay mesajı geldikten sonra
  merakıma yenilip yine mekana gittiğimde hala ikisi oturuyordu
  yine kimseye bişey söylemeden memlekete gidebileceğim ilk otobüse bilet aldım
  sonuç
  yalancıya güvenme
  bilge candır aşktır herşeydir
  zaman geçti
  yaz okulu bitti tatil için memlekete döndü yalancı
  görüşelim mi kelebek -işim var
  ya nerdesin -çalışıyorum
  onunla görüşmemek için elimden geleni yaptım ama
  ablamla arasının iyi olmasını fırsat bilerek
  bizim eve gelmiş
  ben onu görünce zaten çevre laf yapıyor amk
  bunlar aynı okulda kesin seviyorlar birbirlerini diye
  -ben çıkıyorum deyip
  nereye sorularına arkadaşlar bekliyor diye kaçtım evden
  artık ona bana neden yalan söylüyorsun sorusunu sormaktan bıktığım için onunla konuşmamak ve görüşmemeyi en doğru seçenek olarak gördüm
  ve gözümde sadece yalancı değil bilge ile aramı bozmaya çalışan birisi oldu
  yaz bitti
  ben son senem
  yalancı 3.yılı için okula yine gittik
  kaldığımız evi değiştirip başka bir eve taşındık arkadaşlarla
  yalancı annesinin izni olmadığı için eve çıkamadı
  yine yurtta kaldı
                             

** yalancının mesajlarının çoğuna cevap vermedim
  bilge ile daha sık buluşabilmeye başlayıp artık kafelerde oturur olduk
  bilgeye baban kızmıyormu yada sormuyor mu dediğim zaman
  artık pek karışmıyor dedi
  ara tatil bitimi dedemi kaybettik
  bu vesile ile okula  dönüşü uzatmak zorunda kaldım
  defin ve haftalık yemeğini verdikten sonra
  bilge ile  bir buluşmamda cafede oturur iken
  bilgenin annesinin
  -çabuk eve gel mesajı ile ikimiz de merakta kaldık ne oldu diye
  görülmüşmüydük
  babası beni dövmeye mi geliyordu
  yoksa aileden birine bişey mi olmuştu bilene aşk olsun
  ama bilge ile o mekandan bir an önce ayrılmamız gerekiyordu
  1 gün boyunca bilgeden haber alamadım
  sonunda dayanamyıp yalancıdan durumlar hakkında bilgi istedim
  -ben karışmam dedi
  -niye dedim
  -karışmam işte kelebek sorma bana dedi
  -bak ne istersen yaparım dedim
  -bişey istemiyorum senden. sadece işin düşünce arıyorsun hadi eyvallah dedi
  ertesi gün bilge kendisi mesaj attı
  -kusura bakma uyuya kalmışım dün gece
  kim oldunu bilmediğim ama bilge olmasını umduğum kişiye mesaj attım
  -önemli değil
  -nerdesin canım?
  amk böyle işin nerde olduğumu söylesem babası ise eğer gelip beni dövme olasılığı var
  eğer bilge ise yalan söylemek durumunda kalcam
  sen kimsin diye de soramıyorum
  -ders çalışıyorum dedim..(babasının olma ihtimalini düşünerek çünkü ben yalancı olarak kayıtlıyım numarada)harf ikilemeleri kullanmıyordu ayrıca
  -hmm peki dedi
  -sen ne yapıyorsun dedim
  -ne yapayım evdeyim tamam canım görüşüz dedi
                             

** babası ile mi mesajlaşmıştım??
  işler biraz karıştığı için
  ve bilgenin beni sevdiğini bildiğim için o bana nasıl olsa döner mantığı ile hiç mesaj yazmadım
  okul,ev,iş her yerde bilge aklımda gittim geldim ama
  ne gelen mesajlarda şifreyi kullanıyor
  ne bana eskisi gibi beni ara diyor
  ne de sesimi özlediğini söylüyordu
  halbuki özlemden dolayı en sevdiğimiz parça
  orhan ölmezden özledim parçası idi
  tüm bunların üzerine hafta da en az bir kere buluştuğum ve en az biri iki kere de gördüğüm bilge yi hiç göremiyordum
  ve hiç buluşma teklifinde bulunmuyordu
  bende bilge olduğunu düşünmediğim için buluşalım diyemiyordum
  işim yalancıya düştü
  yurdunun önüne gidip telefon açtım
  -aşşağı gelir misin dedim
  -nerdesin ki dedi
  -yurdun önündeyim dedim
  -gelemem dedi
  -iyi bekliyorum o zaman dedim
  -gelemem kelebek başka yerdeyim dedi
  -iyi ol tamam bekliyorum dedim
  5 dk sonra yurttan çıktı
  -noldu dedi
  -konuşmamız lazım dedim
  -ne konuşcaz dedi
  -üstünü giy gel bir yere zütürcem seni dedim
  gelmem desede iyi ben bekliyorum burda gelinceye kadar dedim
  -çok beklersin gelemem yarın ders var dedi
  -iyi peki dedim gittim dışarı çıkmışken bilgenin evinin oraya da gideyim dedim
  yolda mesaj geldi bilgeden
  -aşkım seni çok özledim
  -bende dedim sadece
                             

** evlerinin önüne geldim ışıkları sönüktü
  -müsait misin arayım mı dedim
  -yok canım bizimkilerle oturuyoruz şimdi dedi
  -nerde dedim
  -evde dedi
  lan evde ışık yanmıyor amk nasıl olur?
  bilge bana yalan mı söylüyordu
  ben yanlış yere  mi bakıyordum
  kafamı kaldırıp yüzlerce kez baktığım dairede ışık yanmıyordu amk
  -bu gece müsait olur musun peki çok özledim seni dedim
  -ben sana haber veririm sen dersine çalış biraz tatlım dedi
  ondan haber beklerken sabah oldu ama sonuç hüsran
  günler geçtikçe telefonla arama çabalarıma karşılık vermedi
  buluşalım dedim müsait değilim dedi
  nerdeyse bir hafta evlerinin önüne gidip
  nerdesin diye sorduğumda evde diyordu
  ama amk evinde ışık yanmıyordu
  ta ki bir gün gündüz evlerinin önünden geçerken o evde kimse kalmadığına dair
  perdelerin olmadığını farkedişime kadar..
                             

yazıyorum bu sabaha karşı atabilirim ancak uyuya kalmazsam
                             

@kafadaki sivilce gizem değil kızın adı. orda gizem yapma yani açık konuş anlamında söyledim
 sabah 6 gibi atarım yatın yarın okursunuz
                             

**kafam karışıktı
  hadi diyelim ki perdeleri yıkamak için çıkardılar
  bilge neden görüşmek ve buluşmak istemiyordu ki?
  buluşmak istememesi onun o evden taşınmış olma ihtimalini güçlendiriyordu
  beynim tamamen durdu
  hiç bişey düşünemedim
  ne bilgeye mesaj atabildim
  ne de gidilebilecek bir yere karar
  bir kaç nefes zarar oldu ciğerlerime
  öncelikle yalnız kalıp tek başıma düşünmek daha mantıklı geleceği için eve gittim
  ne yemek yiyebildim ne düşünmeye başlayabildim
  malımsı oturuşumla yalnızken
  bir mesaj geldi yine bilgeden
  -ben seni senin hiç anlayamayacağın kadar seviyorum kelebeğim
  mesaja bakılırsa herşey yolunda idi
  mesaja cevap vermeden
  hiç üşenmeyip
  tekrar evlerine yürüdüm
  belki hayal görmüşümdür yanlış bakmışımdır diye ama yok amk
  basbaya ev terkedilmiş
  mesaja cevap verip nabız yoklamak amacı ile cevap yazabilirdim ama yazmadım
  artık bilgeden gelen mesajlar benim için ürkütücü oluyordu
  olmayan bir kişi ile mi mesajlaştığımı düşünmeye başladığım an ise korkutucu olmaya başladı
  bilge var mıydı??
                             

**elimdeki tek somut nesne olan bereyi kontrol ettim bilge tarafından örülmüş
  hala yerinde duruyordu
  benim baya baya yalancıya işim düşmüştü.
  ama altyapı kurmak şarttı önce
  aradım
  -nasılsın yalancı
  -hayırdır ne istiyorsun kelebek
  -hiç öylesine aradım
  -hmm şaşırtıcı
  -neden sen benim arkadaşım değil misin? diye sordum
  -işin düştü yine dimi dedi
  bilge olayını ona açmamaya karar verdim
  çünkü bilge gitmiş, taşınmışlar bi bakıver gerçekten gitmiş mi?nereye gitmiş bir komşuya soruver desem işim düşmüş olacaktı
  -yok hayır niye işim düşsün ki?öylesine aramıştım ama neyse sen hep ön yargılı olacaksın galiba görüşürüz deyip suratına kapattım
  onun yaptığı gibi
  bir çok cevabı yalancıdan alacağımı biliyordum
  o bana mesaj yazmadı ben de ona
  onun bana gelmesini beklemek gelmez ise başka bir taktik bulmak bana çok mantıklı geldi
  bilge mesaj yazıyor
  halimi hatrımı soruyor
  kısa cevaplarla iyi olduğumu söylüyor ve onun ki ni de soruyordum
  çok merak ettiğim için
                             

**buluşalım diye soruşuma hep bir handikap buluyordu
  hadi tamam diyelim ki bu şehirden ayrıldı
  bu yüzden benimle buluşmuyordu
  ama telefon açtığımda neden meşgule alıp konuşmuyordu
  bir gün geçti yalancı bana dönmedi
  çok büyük bir ihtimalle zaten bilgenin gittiğini biliyordu
  bana bişeyler anlatmaya çalışması ama bir türlü anlatmaması buna işaretti
  ve bana geri dönmemesinin sebebi de benim ona döneceğimi bilmesi idi
  okulun kafesinde yalancıyı yakaladım
  gayet güleç bir şekilde yanına oturup selamladım
  nasılsın
  iyiyim sen nasılsın
  -nasıl olayım işte okul bilge geçinip gidiyoruz herşey çok iyi sınavlar da iyi geçiyor dedim
  bunu yapmamda ki kasıt yalancının konu ile alakasını öğrenmekti
  bilge ile herşeyin yolunda olduğunu benden duyması
  eğer bilgenin gittiğini biliyorsa bunu bana göstermeye çalışma çabasına girmesine sebeb olacaktı
  çok joker bir suratla
  -aa öyle mi sevindim dedi
  -okul bitince burada kalabilirim belki dedim
  -neden dedi
  -neden olacak bilge burda dedim
                             

**  -tabi tabi bakalım ailen ne diyecek bu işe dedi
  -ailem kolay iş buldum orda derim kandırırım. yada okul stajı burda veriyor derim kandırırım dedim
  -iyi napim ne yaparsan yap dedi
  -hem senin de bir senen daha olucak seni de yalnız bırakmamış olurum dedim
  -bilgeden bana zaman mı kalıyor sanki dedi
  -niye kalmıcak işte yanındayım ya dedim
  -kesin öyledir dedi
  -şu önyargını kaldırır mısın ben sana değer vermesem senin yanında oturur muyum şimdi dedim
  amacıma ulaşmaya başladım yalancıyı yavaş yavaş yumuşatıyor sözde ona değer verdiğime inandırmaya çalışıyordum
  -olm bilge ile çıkalı çok değiştin sen dedi
  -ama hak ver bana sonuçta o da benimle beraber olmak istiyor dedim
  -tamam ben olma demiyom ama zaten kızla zar zor buluşuyorsun diğer zaman aradığımda da sallamıyorsun beni dedi
  -ama dersler sınavlar kalmak istemiyorum biliyorsun dedim
  -valla kelebek sana çok kırılıyorum beni sadece bilge için kullanıyor gibisin hep dedi
  -ya olur mu ilk zamanları hatırla senin için neler yaptım senin bana olan tavırlarına rağmen.. bunları karşılık beklediğim
 için yaptığımı sanma ama beni suçlarken biraz da kendine bak bana çok ters davrandın dedim
  -tamam neyse dedi
  -hafta sonu gel yemek yapayım sana üzerine de ikişer bira içelim bendensin dedim
  -bilge?? dedi
  -nolmuş bilgeye dedim
  -bişey demesin yada ne bilim onunla görüşmek istersin dedi
  -onunla görüşüyorum zaten seni tanıyor nolcak ki dedim
  altından girip üstünden çıkarak hafta sonu için ikna ettim
  hafta sonuna iki gün vardı
                             

** ben bilgeyi deli gibi özlüyor
  hep onu düşünüyor
  gitmiş olmasına bir anlam veremezken
  neden haber vermemiş olacağını düşünüyordum
  tüm bunların yanında neden hala gitmemiş gibi yaptığı ise daha büyük bir soru işareti idi
  yalancının kullandığı bir taktikle onur ve diğer ev arkadaşımla görüşüp
  beni o gece yalnız bırakabilme ihtimallerini sordum
  onur olmazdedi ikna ettim
  diğeri tamam kardeşim dedi
  onurdan başka bir ricada daha bulunup
  bilgenin evlerinin önüne gittik
  şu dairede kalanların akıbetini bi öğreniver dedim
  ne diye sorcam olm dedi
  hiç bişey bulamazsam burayı kiralamak istiyoruz diye lafa gir amk dedim
  çıktı bir kaçına sormuş
  ev sahibi numarasını almış
  başkada bi tak öğrenememiş
  ev sahibini aradım
  -merhaba iyi günler
  -buyrun
  -ben x mevkiinde ki boş daireniz için aramıştım
  -kiralık değil kardeşim
  -eski kiracıları sorucaktım nereye gittiler diye
  -ne yapacaksınız
                             

** -ben esnafım küçük bir alacağımız vardı da o yüzden
  -onlar başka şehre taşındı dedi
  -tamam sağolun bizde uğraşmayalım o zaman deyip telefonu kapattım
  böylece bilgenin başka şehirde olduğunu öğrenmiştim
  yine aradım ama yine meşgule aldı
  -niçin cevap vermiyorsun canım sorusuna
  hiç bir zaman müsait olamıyordu
  -nerdesin diyordum
  teyzemde kuzenimde evde  gibi cevaplar veriyor ama hiçbirine inanmıyordum
  insan elbette terkedebilirdi
  sevmeye bilir
  sevmekten vazgeçmiş olabilir
  onun için ayrılmak en mantıklı çözüm olabilirdi
  ama böyle bir gidişe akıl sır erdirmek mümkün değildi
  gün oldu
  yalancı geldi
  tatlı almış
  selamın aleyküm
  aleyküm selam herşey güllük gülistanlıkmış gibi
  yalancıya çok iyi davranarak onu eve aldım
  çok arkadaşca dostça ve samimi bir şekilde
  menümüzde ne olduğunu açıkladım
  istediği bir müzik olup olmadığını sordum
  yardım mı etmek isster yoksa oturup beklemek mi onu öğrendim
  ben bir yandan yemek yapmaya devam ederken
  onunla da ee anlat bakalım nasıl gidiyordann girdim
  o da hemen hemen tüm kızların bu soruya tepkisi olan
  -ne anlatim dedi
                             

** -okul arkadaşlar yurt ne aklına gelirse dedim
  saçmaladı bişeyler benim pek umrumda olan şeyler söylemediği için sallamadım
  eee yokya hadi canım gibi onu konuşturmaya devam eder ifadeler kullanndım
  o biraz anlattı ve bana sordu
  -ne yapayım aynı işte bildiğin gibi dedim
  -ne biliyor muşum dedi
  -ailemi biliyorsun sağlıklılar, okulu biliyorsun iyi gidiyor, bilgeyi biliyorsun çok seviyorum dedim
  -o seni seviyor mu dedi
  gel bakalım kucağıma yalancı hanım dedim içten içe
  onu konuşturmak için
  -o çok iyi bir kız beni hiç bir zaman yarı yolda bırakmaz yalanı yok beni de çok seviyor dedim
  -inş yanılmazsın dedi
  -sende bulursun inş onun karekterinde bir sevgili dedim
  -nerdeymiş ne yapıyormuş dedi
  -sen görüşmüyor musun ne yapacak evinde işte oturuyor geziyor mesajlaşıyoruz herşey çok iyi çok mutluyum onunla tanıştığım için  dedim
  -buluşmuyor musunuz diye sorunca
  -buluşuyoruz tabi dedim
  suratındaki ifade ile
  -nasıl buluşuyorsunuz deyince onunda bilgenin gidişinden haberdar olduğunu anladım
  -nasıl olcak eskisi gibi işte dedim
  şaşırdı
  yemek masasına geçtik
  yemekleri yerken sıradan şeylerden konuştuk
  bira içecek misin dedim
  -niye geldik ki zaten dedi
  açtım biraları
  normal geyik devam etti
  ama bilgenin her zaman mesaj gönderdiği saatler olan
  akşam üzeriden bira içtiğimiz saate kadar hiç mesaj gelmedi
  ben telefonu çıkarıp mesaj yazdım bilgeye
  ama ona da cevap gelmedi
  bekledikçe hiç birşey olmamış gibi davranmak çok zor olsada sustum
  yalancı ikinci birayı içtikten sonra 3.istedi
  kalmadı dedim
  ben alıp geleyim dedi
  yok sen dur ben alır gelirim dedim
  gittim 2 şer tane daha bira alıp geldiğimde
  telefonuma bir mesaj gelmiş olduğunu gördüm
  -kusura bakma aşkım biraz rahatsızım mesajlarını görmemişim. seni çoooook seviyorum
  -geçmiş olsun canım neyin var diye mesaj attım
  ama cevap gelmedi
  yine yazdım
  -iyi misin meraklandırıyorsun beni diye
  yine gelmedi
  ama yalancının heyecanı ile galiba mesajlaştığım kişiyi bulmuştum...  
                             

**lan acaba bilgenin telefonu mu aldı bu yalancı dedim
  bunu öğrenmek içi hiç acele etmeyip
  bira faslına devam ettim
  içilen biraydı yani tuvalete gitmek farz sayılır
  telefonu elime alıp mesaj yazıyor gibi yaptım ama
  yaptığım şey bilgenin numarasını hazırlayıp
  sadece yes tuşuna basmaya hazır hale getirmekti
  yalancının böbreklerinin görevini yerine getirmesini büyük bir sabırsızlıklıkla bekledim
  nihayet o wc ye gittiğinde
  yes tuşuna basıp yalancının çantasını aralamak oldu
  ışık yanıyordu telefondan
  ama telefon bilgenin değil
  benim yalancıya verdiğim kullanmadığım telefonumdu
  öncelikle şaşırdım
  tüm bunların altında yatabilecek ihtimalleri düşündüm
  ama akıl sır erdiremedim
  yalancıyı tutup
  bu ne lan??ne yapıyorsun bu numaranın sende ne işi var diye sorgulayabilirdim
  ama çok büyük ihtimalle yalancı bunlar için hazırlıklı idi
  ayrıca elimde yalancının varlığından habersiz olan bir koz da geçmişti
  yalancı ile bilgeymiş gibi konuşmayı avantaja çevirebilmek için sesimi çıkarmadım
  üzüldüğüm tek şey seviliyor sanışımdı
                             

** bilge beni seviyor olsa giderken gitmem gerek deyip vedalaşırdı
  hadi bundan çekindi diyelim gittikten sonra
  beni arayıp gitmemiz gerekti kusura bakma demeliydi
  birinci ihtimal yalancı bilgenin sim kartını çalmıştı
  ikinci ihtimal ise bilge bilerek hattını yalancıya bırakmıştı
  wc den geri geldi yalancı
  kafalar hafifimsi birani
  -offf yalancı yaaa diye hayıflandım
  -ne oldu kelebek dedi
  -ya olmucak böyle bilgeyle dedim
  -niye hayırdır dedi
  -ya arıyorum cevap vermiyor buluşalım diyorum kabul etmiyor tek yaptığı seni seviyorum kelebek demek dedim
  -hmm allah allah dedi
  -sen görüşebildin mi hiç dedim
  -3 4 gün önce görüştük kısa da olsa dedi
  -nerde dedim
  -evlerine gittim dedi
  tak gittin amk evde kimseler yok o tarihlerde
  -şuraya bak ya seninle buluşuyor ben yalvarıyorum bi görüşmüyor böyle giderse ben ayrılırım bundan dedim
  bu bir yemdi..
  eğer yalancı (bilge adına)mesajlaşmalarında buluşmaya yönelik vaad vermez ve ise benimle bilgenin ayrılmasını istediği anlaşılacaktı
  -hakkınızda en güzeli olur umarım dedi
                             

**bunu derken bile düşünceli oluşu onun bişeyler planladığını gösteriyordu
  işin kötü tarafı yalancı bilgenin numarasını çalıp benimle bilgeymiş  gibi konuşacak kadar beni seviyorsa
  onunla aynı ortamda bulunmak ne kadar güvenliydi?
  her zamanki 3. bira ile sarhoş oldu
  hani sarhoşluğun etkisi ile bazı şeyleri açıklar mı diye
  -ben bi bilgenin evlerini oraya gidip geleyim belki camdan görünür dedim
  ama yalancı çoktan konuşamayacak kadar sarhoştu
  onu benim yatağa zütürüp yatırdım
  ev arkadaşlarını arayıp gelebilirsiniz ulan isterseniz dedim
  ertesi gün kalktık
  herşey normal yalancıya göre
  bu durumu birine paylaşmaktan da çekiniyordum
  çünkü bahsedeceğim yakınımdaki kişilerin de yalancının kontrolünde olduğunu düşünecek kadar paranoyak olmuştum
  ama elbet tüm bu yapılanlar bir gün bir şekilde gün yüzüne çıkacaktı
  yalancı kendine geldikten sonra
  -hadi simit sarayına gidelim ben ısmarlayayım dedi
  benim amacım ilk önce onun beni neyi düşünmemi istediğini öğrenmek olduğu için planlarına pek karşı gelmemeye karar verdim
  simit sarayına giderken ilk planladığı şeyin
  beni bilgelerinin evinin önünden geçirmek olduğunu anladım
  bilerek ve ısrarla yukarı bilgeleri evine kafamı kaldırmadım
  acaba bana
  bak kelebek bilgeler taşınmış mı? diye soracak mı merak ettiğim için
  bilgenin evinin önünü geçiyor iken
  o kafasını yukarı kaldırıp durdu

** -ne oldu dedim ben bakmadan
  -ben yanlış mı görüyorum dedi
  -neyi dedim
  -yukarı baksana dedi
  baktım ve ne olduğunu farketmemiş gibi
  -ee ne var bilgelerin evi işte dedim
  -ev boş gözüküyor kelebek dedi
  -perdeleri değiştirceklerdir yaz geliyor dedim
  -emin misin iyi bak dedi
  -kızım herkes senin gibi yalancı mı? gitse haberim olurdu hergün mesajlaşıyorum kızla, amma kıskançmışsın sen dedim
  -bekle lan sorcam gelcem dedi
  -ne gerek var gitmene arasana dedim
  -dibine kadar gelmişim niye arayayım ben hemen geliyorum dedi
  yukarı çıktı
  ben aşşağıda beklerken
  -günaydın aşkım diye mesaj geldi bilgeden!
  komikti lan yukarı çıkıp bana bilgeymiş gibi mesaj atıyor
  aşşağı inecek kelebek taşınmışlar dicek
  ben bilgeyi arayacağım cevap gelmicek
  mesaj yazacağım cevap gelemeyecek
  böylece bilgeye kızacağım
  yalancı amacına ulaşmış olucak
  -kalktın mı canım benim diye karşılık verdim
  yalancı aşşağı indi
  -nolmuş dedim
  -gel konuşuruz dedi
  -uyanık şimdi kız bana mesaj attı evde değil mi dedim
  -gel anlatıcam dedi
  takip ettim
                             

** gittik çayları söyledik
  simitler tamam
  -ee anlat bakalım dedim
  -kelebek bilge gitmiş dedi
  -nereye gitmiş işe mi başlamış dedim
  -yaa ne salaksın taşınmışlar dedi
  -nereye taşınmışlar dedim
  -bilmiyorum ki dedi
  şaşırmış numarası yapmama gerek yoktu zaten oldukça şaşkındım son bi kaç gündür
  -olur mu öyle şey yanlış bakmışsındır dedim
  -anlatmadı mı sana dedi bilgeyi suçlarcasına
  -neyi anlatmadı mı dedim
  -yoklar diyorum gitmişler diyorum seninle mesajlaşmıyor mu bu kız dedi
  -gitse bana söylerdi hiç hoş bir şaka değil bu yaptığın dedim
  -gel lan gösterecem dedi
  simitçiden çıktık
  ben bir gece içmiş olmanın verdiği baş ağrısı
  geceleri bunları düşünmenin verdiği yorgunluk
  yalancıya olan sinirim
  bilgeyi anlayamayışım
  neler oluyor amk diye kafamın karmaşası ile
  tuttum yalancının kolundan
  bilgenin evinin önünde durmadan
  yalancıyı bizim eve zütürdüm
                             

** eve gitmem lazım çok kötü oldum diyerek
  eve girdik
  yalancının kolundan tutup benim odaya soktum
  otur dedim
  onu oturttuktan sonra ayakta başladım sormaya
  -bilge nerde dedim
  -bilmiyorum dedi
  -ne zaman gördün en son dedim
  -3 4 gün önce dedi
  -nerde gördün 3 4 gün önce dedim
  -evde dedi
  -kimin evinde dedim
  -onların evinde dedi
  -emin misin dedim
  -evet dedi
  hiç kendimi tanıyamacağım bir hale gelip
  ona öyle bir tokat vurdum ki kendi vicdanım bile sızladı
  -ben sana bana yalan söyleme demedim mi dedim
  sustu
  -o amk evinin 10 gündür altında dolaşıyorum ve bilge en az 10 gündür yok niye yalan söylüyorsun dedim
  -gitmemiştim ama sen sorunca gittim demiş bulundum bilmiyordum gittiğini dedi
  bana hala yalan söylüyor oluşu çıldırttı beni
  mutfağa bıçağı almaya gittim
  bekle burda diyerek
  amacım boğazına dayayıp konuşturmaktı
  mutfağa gittim bıçağı aldım
                             
** kendi kendime içimden konuşuyorum
  yalancıya sormayı planladığım ilk soru madem bilmiyorsun
  onun telefonunun sende ne işi var diyerek iyice köşeye sıkıştırmak
  ama bana tokat yemesine rağmen yalan söylüyor
  çok ani bir planla telefon meselesini bildiğimi öğrenmesini istemedim
  benim plana göre
  yalancı bilge adına bazı açıklamaları telefonda mesaj yolu ile yapabilirdi
  çünkü yalancı bilgeye
  niye gittin nerdesin diye soracağımı biliyor ve muhtemelen buna verecek bir cevabı da vardı
  çok merak ettiğim için bıçağı bırakıp yanına gittim
  -ulan hepiniz mi yalancısınız amk. bana günlerdir hiç birşey olmamış gibi mesaj atıp duruyor bu bilge
 ben sormadan söyler diye bekliyorum ama söylemiyor.ama yeter artık uğraşamam yalanla dolanla. gibtir git sende
 bana bir daha yalanla gelme dedim
  -özür dilerim kelebek dedi
  -özür dileme yalancı ilk gördüğümde ne hoş ne tatlı bir kız lan bu demiştim
  ama sen hep ters davrandın bunları kaldırabilirdim
 aşık olabilirdim. hatta çok hoşuma da gidiyordu ama defalarca söz vermene rağmen
 gözümün içine baka baka yalan söylüyorsun.iyi ki aşık olmamışım sana
 bilge bırakıp gidiyor ama en azından yalan söylemiyor git şimdi... dedim
 böylece planımın ilk aşaması tamamdı.. yalancıya onda bir hoşlantım olduğunu belirtmiştim.
 tuzağıma düşecek miydi
 onu bir an önce göndermek istiyordum
 çünkü bana bilge adına neler söyleceğini çok merak ediyordum
 evden çıktı
 mesafe açıldı
 bende biraz sakinleşip kafayı topladıktan sonra
 -bilge nerdesin sen dedim
 -evdeyim canım dedi
 -niye yalan söylüyorsun bilge eviniz boş taşınmışsınız dedim
                             
**cevap yok
  -bilge lütfen cevap verir misin dedim
  yine cevaplamadı
  sinirleniyor, yalancıyı aramamak için kendimi zor tutuyordum
  sakinleşmek ve yanlış bişey yapmamak için banyoya girdim
  suyun altında uzunca kaldıktan sonra
  kafam allak bullak dışarı çıktım
  üzerimi bile giyinmeden telefona baktım
  ama yine cevap yok
  aradım
  -aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor
  telefonu kapatmıştı
  bir daha açar mı allah bilir
  yalancıya mesaj attım
  -özür dilerim
  cevap gelmedi buna da
  ulan acaba yalancıya bişey mi oldu diye aradım
  telefonu çalıyordu ama cevap vermedi
  aklıma binbir türlü şeyler geldiği için
  gülçini aradım
  -merhaba gülçin
  -aa merhaba kelebek nasılsın
  -sağol son senem işte bitmek üzere
  -hayırlısı ile bitirirsin inş.
                             
** -teşekkür ederim nasıl gidiyor hayat
  -iyi sayılır staj a başladım
  -adına çok sevindim. enişte nasıl bu arada
  -sen nasıl duydun
  -duyarım ben
  -nasıl duycaksın kelebek daha 1 ay oldu ve biz kimseye söylemedik
  -ne zamandır çıkıyorsunuz
  -2.5 ay oldu ama yeni yeni sevgiliyiz
  -sen ne yaptın yalancı ile devam mı??
  buraya kadar olan konuşmamda yalancının neler karıştırdığını anlamak zor değildi
  sakince devam ettim
  -sen benden ayrıldıktan sonra ne zaman çıktın ilk başka birisi ile çıktın dedim
  -8 ay filan oluyor herhalde niye sordun ki dedi
  -benden 2 hafta sonra birisi ile çıkmadın yani dedim
  -onu yapan sensin kelebek dedi
  -ne yapmışım dedim
  -neyse konuşmak istemiyorum bunları umarım mutlu olursun dedi
  benim anladıklarımdan yola çıkarak tuzak bir soru sordum
  anladıklarımdan emin olmak için
  -ben yalancı ile çıktığım için çok mu kızdın bana dedim
  -üzüldüm kelebek ama zaten ayrılmıştık.o yüzden bişey diyemezdim. kapatmam lazım kusura bakma dedi
  ben gülçine yalancı ile çıkmadım desem o an olan ilişkisini zedeleyeceğini düşündüğüm için vazgeçtim
  onun gözünde bir şerefsiz olarak kalmak onun mutluluğundan daha önemliydi
  ama hesab görülmesi gereken kişi beni şerefsiz yapan yalancı idi
  planın ikinci kısmına geçtim
  ısrarla mesaj yazdım
  -özür dilerim
  cevap vermedi

** defalarca yazdım
  en sonunda
  -niye özür diliyorsun dedi yalancı
  -sana vurduğum için dedim
  -özürle olmaz işine bak dedi
  -nasıl affedersin dedim
  -konuşmak istemiyorum seninle dedi
  -konuşmazsam affedecek misin dedim
  -hayır dedi
  -konuşarak affettirebilir miyim kendimi dedim
  -hayır dedi
  aradım
  telefon açış konuşması
  -ne var oldu
  -kusura bakma biliyorsun durumu dedim
  -ben biliyorum da sen bilmiyorsun dedi
  -kafam çok karışık bana yardım edebilecek beni tek anlayacak kişi sensin sende böyle yapma dedim
  -onun için mi vuruyorsun dedi
  içimden vurmak neymiş göreceksin sen diye geçirerek
  -çok yalnız kaldım sende böyle yapma lütfen affedeceksen şu üzgün zamanımda affet dedim
  -affetmezsem dedi
  -beni sevdiğine olan inancım kaybolacak dedim
  -seni sevdiğimi nerden çıkardın peki dedi
  -arkadaş olarak sevmiyor musun dedim
  -arkadaş olarak da sevmiyorum artık dedi
  -da derken benim bilmediğim başka bir sevgi mi vardı dedim
  -salaksın dedi kapattı telefonu
  ben yazmadım o yazmadı

** iki üç gün sınavlara çalıştım
  arkadaşlarla okeye falan takıldım
  arasıra bilgeyi aradım telefonu açmış mı diye ama kapalı konumdaydı hep
  sonra yalancı dayanamamış olacak
  -ne dedi bilge merak ettim dedi
  -affettin mi dedim
  -hayır dedi
  -o zaman niye söyleyeyim ki dedim
  ama benden daha iyi biliyor bilgenin bişey demediğini
  onun amacı sadece benim düşüncelerimi bilmek
  -belki bana iyi davrandığın için bir af söz konusu olabilir di dedi
  -yok çekemem senin nazını hem düşündüm de hak ettiğin bir tokat için hiç de pişman değilim. dedim
  -ne gıcıksın sen yaa dedi
  -gıcıklığın tarifi bensem sana tarif bulamıyorum yazma bana dedim
  -ne oldu yine bilgeden bişey mi duydun da böyle aksisin sen dedi
  bunu yazmış olması benim gerçek bilge ile iletişime geçme ihtimalim olabileceğini düşündürdü
  -bişey söylemiyor telefonu kapatmış huur dedim
  ama huur lafının nereye gittiğini benden daha iyi biliyordu
  -belki şarjı bitmiştir dedi
  -3 gün şarja sokulmaz mı bir telefon hem banane artık umrumda değil.. beni sebebsiz ve açıklamasız terkedecek sözde sevgiliye ihtiyacım
 yok ben adam gibi sevecek yaptığı hataları affedeceğime güvenerek açıklayacak yalanlara başvurmayacak birini istiyorum dedim
  -çok beklersin öylesini dedi
                             
**  -senden güveniliri bulunmaz ama umutluyum yine de dedim
  -dalga geçme benimle kelebek dedi
  -dalga geçmiyorum eğer sen sen olabilseydin çok severdim seni dedim
  -ben kim olmuşum ki dedi
  -sonra konuşuruz okey dönüyorum dedim
  -yaa söylesene dedi
  -lan okeyi bıraktım sana mesaj yetiştiriyorum arkadaşlara ayıp oldu sonra kouşuruz dedim
  -ne zaman dedi
  -okey bitsin herhangi bir zaman dedim
  -haber ver bitince dedi
  okeyi oynadık
  bi güzel yenildim
  hesapta zütüme girdi
  amk kızın her tarafı zarar bana
  -bitmedi mi daha dedi
  -bitti yazdım sadece
  -ben kim olmuşum ki yazdı
  -nerdesin dedim
  -dışardayım dedi
  -tamam müsait olunca söyle buluşalım o zaman dedim
  -niye buluşcaz söylesene dedi
  -cevap istemiyor musun dedim
  -telden söylesen olmaz mı dedi
  -param da bitti borç da isteyecektim peder para gönderinceye kadar dedim
  -iyi gel vereyim o zaman dedi
  nerde olduğunu öğrenip yanına gittim
                             

** direk konuya girdik
  -ne kadar lazım dedi
  -sende ne kadar kaldı dedim
  -100 lira falan
  paraya ihtiyacım yoktu aslında
  -20sini ver yeter dedim
  o  50 verdi
  -sağol dedim
  -ee dedi
  -ne eesi sağol dedim ya dedim
  -onu demiyorum ben kimmişim onu söyle dedi
  -ne değişcek ki dedim
  -merak ettirme o zaman hadi söyle dedi
  -sen var ya dedim
  -ee dedi
  -önce bir hemşeri oldun, sonra bir kız olduğunu öğrendim,ne güzelmiş ne tatlıymış bu diye düşünürken,oha be ne aksiymiş bu dedim
sonra bir yardıma muhtaç oldun,ben yardımına koşanın, sana alışıp bilmediğim duygularda isim ararken sen kendini yalancı olarak tanıttın
öyle kalmayıp hep sana başka isim koymak istedim ama hep her yalanın ismini değiştirememe sebeb oldu, halbuki ben sana şey'im demek isterdim dedim
 -ney'in dedi heyecanla
 -boşver olmayacak bir iş o dedim
 -ya söylesene dedi
 -şey işte yaa neyse sağol para için görüşürüz dedim
 -kelebek söylemeden gidemezsin dedi
 -söylemeden giden o kadar çok kişi var ki ister istemez üzüm ve kararma ilişkisi banada oluyor dedim
 arkamı dönüp bana kelebek diye seslenmesine aldırmadan gittim
 böylece şey in aşk olduğunu o da anlamıştı

**eve gittim
 arkadaşlarla yemek faslında onur la konuştum
 -ee panpa nasıl gidiyor
 -nasıl gitsin amk aynı
 -kız yok mu hala
 -boşver kızı amk beceremiyom ben o işi
 -biz becerdik de ne oldu amk bırakıp gitti işte
 -kim bıraktı bilge mi?dedi
 -evet dedim
 -bi de hortum yedin boşuna dedi
 -sen nerden biliyon dedim
 -yalancı söylemişti dedi
 -benden yanamısınız ondan yana mı anlayamadım dedim
 -herhangi bi yanı seçmeye gerek yok panpa o kız seni deli gibi seviyor dedi
 -kim dedim
 -yalancı dedi
 -nerden bu kanıya vardın dedim
 -bu kanıya senin varamamış olmana çok şaşırıyorum dedi
 lan bu onur bile biliyordu yalancının beni sevdiğini
 -kendisi mi söyledi sana dedim
 -yanlış anlama ama ben ona teklif ettim kelebek ama o başkasından hoşlandığını söyledi, zaten bilirsin utangacım
pek de soramam kime diye ben sormadan o söyledi kelebeği seviyorum diye..ama o başkası ile bir cümle kurayım derken biliyorum dedi
bende bişey diyemedim.
 ben olayların içinde onun da olabilme ihtimalinden dolayı daha fazla kurcalamadım
 yalancı aradı
 -napıyon
 -evdeyim
 -geleyim mi?
 -ders çalışcam biraz
 -olsun
 -ne demek olsun ders çalışcam diyom
 -sonra çalışırsın hadi görüşürüz dedi
 yarım saat sonra çıktı geldi
 elinde bir poşet

** -bunlar ne dedim
 -yufka peynir maydanoz size sigara böreği yapcam sen dersine çalışadur dedi
 -iyi yap bakalım dedim
 ben odaya geçtim ders çalışmaya başladım
 o hazırladı kızarttı bana haber verdi
 salonda hep beraber yedik çayla beraber
 onur ve diğer ev arkadaşı olduğu için pek konuşamıyordu
 bana odaya geçelim mi diye de soramıyordu
 ben artık gideyim dedi
 kalktı ev arkadaşları ile odada vedalaştı
 ben onu kapıya yolcu ederken
 -konuştun mu bilgeyle dedi
 -yok cevaplamıyor, telefonu da kapatmış kaltak dedim
 -kaltak deme yaa dedi
 -aynısını sen yapsan sana da derdim hadi eyvallah dedim
 -ben senin için öğrencem dedi
 -neyi dedim
 -niye gittiğini dedi
 -o zaman sende telefonu var dedim
 -hayır ama bulurum dedi
 -nasıl bulacağını sorduğumda
 -onu bana bırak dedi
 -aslında boşver hiç bulma dedim
 -neden dedi
 -onunla mı uğraşcam dönsede istemiyorum artık dedim
 -sevmiyomusun olm dedi
 -insan yanlış kişileri sevebiliyor bazen dedim

** -ben öğrendim kelebek neden gittiğini dedi
 -nedenmiş dedim
 -şey'den işte dedi
 -şey ne dedim
 -şey işte boşver görüşürüz geç kaldım dedi
 -ben sana benim şey'i söylersem sen de söyleyecek misin dedim
 -ne kadar önemliymiş bilge söylemiyorum dedi
 -ne kadar önemliymiş benim duygularım bende söylemiyorum o zaman dedim
 -pislik dedi
 göz kırptım
 -uyuz dedi
 gülümsedim
 -gerizekalı dedi
 -abartma kaybol yine bekleriz dedim
 -ya söylesene dedi
 -sen söylersen bende söylerim dedim
 -uzun biraz yarın okul çıkışı anlatcam dedi
 -yarın görüşürüz o zaman dedim
 -tamam deyip uğurladım
 derslerin bitmesini bekledim
 mesajlaşıp buluştuk kafede
 -bak şimdi kelebek dedi
 -önce nasıl öğrendin onu söyle dedim
 -bana gitmeden önce söylemişti dedi
 -nasıl yani dedim
 -dur anlatıyorum dedi...  

**ben onunla sürekli görüşüyordum ya
  -ee
  -(yalancı anlatıyor)bir gün evine gittim. bana resimlerini gösterirken
 bir erkekle resmini gördüm
 kim olduğunu sorduğumda
 aman boşver eski erkek arkadaşım dedi
 yakışlıklıymış dedim sadece
 ama öküzün teki olduğunu söyledi
 ben o zaman üzerine fazla gitmedin
 biliyordum çünkü anlatmayacağını.
 neyse aradan zaman geçti
 bi gün yine beraberken telefonuna mesaj geldi bilgenin
 ben istemsizce kelebekten mi dedim
 o da galiba diye telefona baktı ama
 suratı değişti
 hayırdır dedim
 yok bişey dedi
 kimden miş dedim
 benim eski sevgilim dedi
 ne yazıyor bir sorun mu var dedim
 köpek gibi pişman sürekli yazıp durmaya başladı dedi bilge
 ben yine üzerine gitmedim
 çünkü ben baskı yapmazsam
 bilgenin paylaşmak için beni seçeceğini biliyordum
 bekledim bekledim
 bir gün nasıl tanıştığınızı sordum bilgeye
 anlatmaya başladı o zaman
 eski sevgilisi ile 3 sene çıkmışlar
 evlilik aşamasına gelmişler
                             

**planları bile yapılmış ama çocuk askerden gelince evleneceklermiş
 -ismi ney bu çocuğu bilge dedim
 yalancının bana verdiği isim bilgenin telefonunun kayıtlı olduğu kişiydi
 -ee devam et dedim
 yalancı devam etti
 -çocuğun askerliği belli olmuş nereye gideceği
 beraber üzülüyorlarmış
 bir gü bilge kuzeni ile dışarı çıkmış bi yere oturmaya gitmişler
 kuzeni sevgilisi falan
 bu arada çocukla bilgenin babası da tanışıyormuş
 ve aralarındaki ilişkiyi ve çocuğun ciddiyetine güveniyormuş
 çocuk istemeye geleceğiz diye haber bile yollamış
 askerden önce söz nişan bişey takalım demişler ama
 bilgenin babası benden sana söz askere sağ salim git gel demiş
 ilişkileri bu ciddiyette iken
 bilgenin babası çocuğu arayıp bilge nerde biliyor musun diye sormuş
 ama çocuk bilmiyormuş direk bilgeyi aramış
 bilge cevap vermemiş
 çocuk çok sinirlenmiş bilgelerin evinin önüne gelip
 baya bir beklemiş
 bilge gelince
 sen nerdesin? baban bana soruyor benim bile haberim yok
 telefonun niye kapalı diye sinirlenip bir tane tokat vurmuş
 bilge çok kızmış.
 kuzenimleydim, telefonun da şarjı bitmiş
 sen kimsin de bana vuruyorsun diye tartışmışlar
 çocuk yalan söylüyorsun demiş bir de eteğine kızmış niye etekle çıkıyorsun diye
 sanane falan derken çocuk bir daha vurmuş
 bilge ağlayarak yukarı çıkmış
                             

**çocuk bi kaç gün tınlamayıp yüklenmeye devam etmiş
 ben askere gitcem sen benimle olmak yerine orda burda sürtüyon hemde benim haberim yok diye
 bilge de bak görüşcez seninle o vurduğun tokatın acısını senden nasıl çıkarıcam diye yemin etmiş
 bilge bu kavgadan babasına haber etmemiş
 çocuk askere gitmiş
 bilgede onun numarasını bilerek değiştirmemiş
 çünkü bilgeyi arayağını biliyormuş
 çocuk aramış cevaplamamış
 aramış cevaplamamış
 bilge aklı sıra ona acı çektiriyormuş
 bilgeye farklı numaralarda mesaj geliyormuş
 bilge bu numaraları kaydedip bunlara mesaj yazmıyormuş
 askerdeyke yine bu çocuk telefon açmış
 bilge açmış ama konuşmamış
 çocuk telefonda ağlayıp durmuş affet diye
 bilge telefonu kapatmış
 bayram gelmiş
 şehit haberleri de varmış
 üzülmüş bilge
 bu numaralarda birine mesaj yazmış
 bayram mesajı mutlu olsun diye çocuk
 sevdiği için değil ama üzüldüğü için
 mesajı yazmış
 ve o çocuktan mesaj beklerken
 mesaj senden gelmiş çünkü yanlış numaraya basmış
 seninle konuşurken
 seni o sanmış
 ve kendisini başka erkekle aldatıp aldatmayacağını deniyor sanmış
 bilgede sırf ona uyuzluk olsun diye bilerek flört etmiş bu hareketinden dolayı çocuğun
 ısrarla ismini sormuş söylememişsin
                             

**ve sen onunla aynı şehirde yaşadığını ve aynı mahallede olduğunu duyunca
 senin onu ismini öğrenmek için apartmana çağırdığında
 orda yazacak ismin kelebek değil eski sevgilisi olduğunu düşünerek gelmiş
 yoksa hayatta gitmezdim bilmediğim birisi ile telefonda tanışıp buluşmaya dedi bilge
 evin önüne gelip senin ismini görünce çook şaşırmış
 kafamı yukarı kaldırıp kelebeği gördüğümde elim ayağım boşaldı
 ben nefret ettiğim birini görmeyi beklerken
 aşık olacağım birini gördüm dedi
 -hassgibtir lan yalancı doğru mu söylüyon olm dedim
 -dinle olm daha bitmedi dedi yalancı
 -tamam dilin damağın kurumasın su iç nefessiz kalacan şimdi dedim
 sudan bir yudum aldı midesine bile inmeden devam etti
 -sonra ne yapacağını şaşırmış, gerçekten bir tefadüf olduğuna seni inandırmaya çalışmış
 bir ara seni bırakmak istemiş çünkü aklında hala o eski erkek arkadaşı varmış
 ama yapamamış
 çünkü büyüsü mü ne varmış aşkınızın ilk başta görünce aşık olmuş
 ve senin gizemin sürekli çekmiş seni ona
 yani yakışıklı çocuksun onunda etkisi var tabi
 sonrasını biliyorsun zaten baya bir süre de beraber oldunuz
 geçen yaz buluştuk ben yaz okulunda iken
 eski erkek arkadaşı geldi cafeye ama bilge kovdu
 ama kovarken bile hala onu sevdiği mi desem yoksa duygularımı
 var desem bilemedim
 ha bu arada babası hala ilişkileri olduğunu düşündüğü için
 seni uyarmış önce
 bilge ilk uyarmada babasına arkadaşım demiş
 sonra bilge seninle mesajlaşırken
 babası görmüş
 kim bu demiş geçenki arkadaşım demiş
 mesajlaşma devam etmiş ama senin sandığı gibi
                             

**sen babası ile değil bilgenin kendisi ile mesajlaştın
 son mesajtan sonra babası almış telefonu seni rahatsız mı ediyor diye
 bilge de seni bulabileceğini sanmadığı ve sana bişey yapmadığını düşündüğü için
 ayrıca babasından korkutuğu için
 bişey diyememiş
 babası telefonu alıp
 sözlü bir kıza asılıyorsun gerekçesi ile dövmüş
 onlar seni dövmeye gelirken bilge beni annesini telefonundan aradı
 babam telefonumu aldı
 kelebeğe haber ver dikkat etsin dedi
 ben sana nerde olduğunu sordum ama sen cevap vermeyince bende
 onuru aradım
 o da cevap vermedi daha sonra onur aradı beni hayır mı diye
 ben seni sordum
 dayak yemiş dedi
 tamam sen ona bişey söyleme geliyorum diyerek eczaneden
 bi kaç ilaç alıp yanına geldim
 bana kızgın olduğun için sana kendimi affettirmek istedim
 onun için yaptım
 sonra bilgeyi yanına bilerek getirdim
 görürsün kızarsın
 hesap sorarsın bilgede yalanını sana açıklar sandım ama söylememiş sanırım
 ama ben olsam bende söyleyemezdim benim yüzümden dayak yedin diye o yüzden
 bilgeye kızmadım
 ben bilgenin yanına gittikçe onun telefonuna mesajlar geliyordu
 sanırım yine eski erkek arkadaşı yazıyordu çünkü cevaplamıyordu mesajları
 sonra en son buluşmanızdan iki gün önce istanbula taşınacaklarmış babasının işi için
 bu arada eski erkek arkadaşı da istanbuldaymış
 beni aradı

** gel konuşmamız lazım dedi
 gittim yanına
 ben kelebeği çok seviyorum
 ama böyle böyle gitmemiz lazım
 bunu kelebeğe nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum
 lütfen bana yardım et dedi
 en içten şekilde
 bi buluşma ayarla kelebekle
 bak canım babamın işi için gitmemiz lazım de
 ama seninle görüşürüz
 hem okulunun son senesi belki sende istanbulda iş bulursun
 yazın gelirsin görüşürüz şeklinde onu ileriye dönük motive edecek şekilde şeyler söyle
 o zaman pek üzülmez de dedim
 tamam canım doğru söylüyorsun demişti bana
 neyse sonra buluşmuşsunuz işte
 bilge sana o buluşmada anlatacaktı ama
 acil telefon gelmiş anlatamamış
 eve gitmiş
 eski erkek arkadaşı evlerinde
 onun tanıdığı bir nakliyatçı varmış
 o ayarlamış taşınma aracını falan
 konuşmuşlar bilge kızmış buna niye geldin diye
 sonra yine beni aradı acil gelir misi diye
 gittim ne oldu dedim
 ben kelebeğe söyleyemedim ne yapcaz dedi
 telefon aç benim telefondan anlat merak etmiştir kelebek dedim
 ben konuşmasam daha iyi olucak onunla dedi
 olur mu öyle şey dedim
 beni ona vermezler yalancı dedi
 sen ne diyon niye vermesinler
 ne güzel okul okuyor
 çok iyi bir bölümde
                             

**geleceği çok parlak hiç kalmadan geçti sınıfları
 niye vermesinler dedim
 olmucak işte deyince
 ben kızın gönlünün eski erkek arkadaşına daha çok kaydığını anladım
 benim yerime söyler misin diye sordu bilge bana
 bana inanmaz ki dedim bilgeye
 buna da bilge inanmadı
 o zaman kimse söylemesin bıkar benden belki dedi
 kızdım bağırdım ona
 böyle ortada bırakılır mı salak mısın sen
 en azından başka bir bahane bul
 ayrılalım de seni beklemesin dedim
 hayır yapamam dedi
 telefon açar sana mesaj yazar ona ne yapacaksın diye sordum
 hattı kırıp değiştirecem dedi
 ver o zaman ben senin yerine söylerim sen mişsin gibi deyip
 hattını aldım
 ama kıyamadım
 baktım çok seviyorsun
 hem çok sevdiğin için sana kızdım
 söyleyeyim şu salağa aklı başına gelsin kimlere güveniyor görsün dedim ama
 yine de yapamadım
 sonra evin boş olduğunu göstermeye çalıştım falan
 o kız yüzünden üzülme diye tokat bile yedim senden ama
 artık çok rahatım dedi...
 -bunları niye daha önce söyleyip uyarmadın beni yalancı dedim
 -inanmazdın ki kelebek dedi
 -niye inanmayayım dedim
 -olm beni yalancı bellemişsin sen. deli gibi sevdiği kıza mı güvenirdin yoksa mimlenmiş bir yalancıya mı dedi
 -peki niye bana bilgenin telefonundan seni çok seviyorum yazıyordun
 utandı

** -gülçin hakkında neden yalan söyledin dedim
 -hala o salak hakkında mı konuşacaksın dedi
 -süper ötesi yalancısın bunu nasıl uydurdun sen dedim
 -hala bana güvenmiyorsun dimi dedi
 -güvenmem için sebeb göster bana dedim
 -lan mal güvenmezssen güvenme ben burda senin iyiliğini düşünüyorum dedi
 -sana mı kalmış benim iyiliğim dedim onu sinirlendirmek için
 -sen onu bunu bırakta sen söyle şimdi bakalım o şey neymiş dedi
 -hangi şey dedim
 -off biliyosun işte uzatma dedi
 evet kastettiğim cümle ona aşkım demekti
 ama kafam allak bullak olmuştu
 yalancının yalan söyleyip söylemediğini bilmek sabrinin şutunun nereye gideciğini
 bilmek kadar zordu
 eğer anlattıkları doğruysa bilgeden nefret etmeye başlamam lazımdı
 ve evet yalancıya
 sana aşkım demem lazımdı
 ama bir yalancı sevilebilir miydi
 duyduğum kadarı ile kelebeği anlatsam mı anlatmasam mı yalanından dolayı kimse
 affetmemişti
 ama gerçekleri öğrenmek
 veya aklın erdiği gerçeklere inanmak
 başkalarının yalanlarına odaklanıp
 insanın kendi yalanlarını unutması ne kadar aptalcaydı
 gerçek olan benim neye inandığım dı
 ve benim içimden o an yalancıya aşkım deyip sarılmak gelmedi
 ben aşkı bilge bildim
 yalancıyı da yalancı
 değişim için benim yalancıyı
 sizin kelebeği tanımanız lazım.
 -biliyorum cevap bekliyorsun ama şimdi veremem o cevabı dedim
 -anlayışla karşılıyorum kelebek aklın karmakarışık dedi
 -evet sınavlarım bitti ben memlekete gidicem dönüşte görüşsek olmaz mı dedim
 -hiç konuşmayacak mıyız dedi
 -konuşucaz tabi bak örnek vereyim sana şimdi sana görüşürüz dicem sende tamam diye cevap vereceksin konuşmuş olcaz dedim
 -tamam dedi
 eve gittim
 bi kaç gün kafa toparlamaya çalışıp memlekete döndüm
 dedem rahmetli olduğu için ananem yalnız kalmıştı
 ve babamın tüm ısrarlarına rağmen bizde kalmayı reddediyordu
 yemek te yapamadığı için ben yakın olan ananeme yemek zütürüp getiriyordum
 bir gece yine dua ettim
 önceki duamın benzeri idi
 yine seveceğim evlenebileceğim bir kadın duasını ettikten sonra yatarken
 aklıma o bayram geldi
 ben o duayı ettikten sonra
 bayramın ilk günü yalancıyı görmüştüm mezarlıkta
 yoksa allah dualarımı gerçekten kabul etmiş
 karşıma yalancıyı çıkarmışta
 ben mi görememiştim
 sabah bir telefon sesi ile uyandım...  
                             

**efendim dedim cevap vermedi
  buyrun dedim
  konuşmadı
  -konuşacak mısın dedim
  yine ses yok
  ''sonra ses gelmeye başladı sezen'den
  Gün ağarınca boynum bükülür
  Dalarım uzaklara gönlüm sıkılır
  Sorma ne haldeyim
  Sorma kederdeyim
  Sorma yangınlardayım zaman zaman
  Sorma utanırım
  Sorma söyleyemem
  Sorma nöbetlerdeyim başım duman
  Ah bu yangın beni öldürüyor yavaş yavaş
  Kor kor ateşler yanıyor içimde
  Aşkı beni kül ediyor''
  şarkının bitimi ile telefonun kapatılış sesini aynı anda duydum
  numaraya baktım
  bir cep telefonuna ait değil

benim okuduğum okulun ilinden bir yerel numara
  bilge olamazdı
  çünkü o başka şehre taşınmıştı
  biraz araştırınca bir ankesörlü telefona ait olduğunu gördüm
  akşam üzeri yine ananeme gittim yemekle beraber
  artık tatili bunu yapmakla değerlendiriyor gibiydim
  yemeğini zütürüyor
  onun yemesini bekliyor
  sonra boşları alıp
  eve zütürüyordum
  arasıra sıradan nine torun geyikleri dönüyor
  okulum  hakkında soruyor
  bende kısa cevaplar veriyordum
  ananem çok aksi bir kadın olduğu için
  onun için ayılıp bayılmaz
  hatta çocukluğumdan beri yanlış bişey yaparsam
  bağırıp çağırıp kızar diye korkuyordum
  o yemek yerken
  yalancı mesaj attı ne zaman geleceksin diye
  ona cevap yazarken
  ananem

-sevgilin mi kelebek dedi
  -yok anane arkadaşım dedim ona bakmıyordum
  -çok özledim deli oğlan dedi
  -beni mi deyip ona döndüğümde
  dedemin duvardaki resmine gözlerini kilitlemiş
  akmak için bahane arayan yaşları ile ananemi gördüm
  bir anane yaş itibari ile  elbet benden daha çok giden görmüştü
  öbür dünyaya
  elbet benden daha iyi biliyordu üzülmenin faydasız olduğunu
  ben olayı menfaatime çevirmek için
  -anane burda yalnız kalırsan daha çok üzülürsün niye gelmiyorsun bize dedim
  eve gelmesini sağlayıp yemek taşımaktan kurtulmak için
  -yoruyor muyum seni dedi
  -yok estağfurullah anane dedim
  -tamam getirme yemek istemiyorum bundan sonra dedi
  -olur mu falan desemde
  bana kızmış ve alınmıştı
  lafı değiştirmek için
  -nasıl tanıştınız anane dedim
  -eskiden tanışma mı vardı dedi
  sessiz kaldım
  -bir akşam üzeri otururken
  annem istemeye gelceklermiş seni dedi.ne yapacağımı bilemedim
  ama anneme az nazım geçtiği için kimlerden miş diye sorabildim sadece
  akşam geldiler
                             
ben dedeni göremedim bile
  içeri geçtiler
  ilk kahveyi vermek için içeri girdiğimde gördüm
  hiç heyecanlanmadım
  hiç utanmadım bile
  kahveyi verirken o kadar utandı ki
  beni görüp gerçekten isteyerek istetmeye geldiği belli idi
  yakışıklı değildi görünce aşık olmadım hiç
  bana kimse sormadı kelebeğim ne dersin diye
  o gün vermişler beni rahat ederim gerekçesi ile
  dedenin hem işi hemde evi olduğu için
  nişan yapmadılar
  kına gecesi 3 dk baş başa bıraktılar
  ben konuşmadım
  o nasılsın diye sorabildi utanarak
  ben kaşımı çattım tüm aksiliğimle
  o an anladı benim onu beğenmediğimi
  sesini çıkarmadı ama çok üzüldü
  kına gecesi ve düğün günü
  tüm biriktirdiklerini benim koluma taktı
                             
gece düğün bitti
  eve girdik
  o şükür namazını kıldı 2 rekat
  çok istemiştim o zaman 100 rekat olmasını
  ben abdest bile almadım
  namazını kılmayacak mısın diye sordu bana
  ben sesimi çıkarmadım
  tecavüz bekliyordum zorla yapar diye düşünüyordum
  ama iyi geceler sana deyip
  beni yatakta bırakarak
  mutfağa yatak serdi yattı
  zaten iki odamız vardı
  ben hiç uyumadım sabaha kadar
  gelinliği de çıkaramadım
  sabah kalktı
  çayı koydu hiç yanıma bile gelmeden
  ben sadece seslerden ne yaptığını tahmin ediyordum
  köy yufka ekmeğini suluyordu
  suyu serpesinin sesi geliyordu
  çayın ümzüğünden kaynama öncesi sesi geliyordu
  benim hayalimdeki koca
  o değildi
  ayda yılda bir kere düğünde bayramda gördüğüm
  kumral saçlı uzun favorili zayıf bıyıklı
  ispanyol pantulonlu dar gömlekli bir gençti
  kendimce ona aşık olmuştum
  deden benim için

zorla evlendirilmiş olduğum
  geceleri altına yatacak
  sabah öğle akşam yemeği yapılacak
  çamaşırı yıkanacak hizmeti edilecek zalim birisi gibi geldi hep
  benim hayalimdeki aşk o değildi
  hiç bişey demeden gitti
  akşama kadar evde ne yapacağımı şaşırdım
  yemek yapmasam kızar mı
  üstümü değiştirsem kızar mı
  diye evin içinde bekledim
  bir kapı sesinin kalbimi durdurabilirdi
  çok konuştum kendi kendime
  olan olmuş artık
  sevmeyi dene saygılı ol saygılı olsun diye
  ama inat ettim
  zorla evlendirilmeye değil
  ben bu adamı istemiyorum diyemeşime kızdım
  akşam elinde gaz lambası bidonu ile geldi
  ben kararmakta olan odada bir köşeye oturdum
  onu görünce istemsiz ayağa kalktım
  hoşgeldin diyemedim
  o an dışlanılmışlığın surat ifadesi vardı
  gaz lambasını yaktı kibriti ile
  ışık sadece sol yüzüne vurdu oturduğunda
  kafam eğik gözlerimi yukarı kaldırma sebebim bana bakıp bakmadığını merak edişimdi
  ayakta kaldım oturamadım
  yemek yapmamıştım
  bişey yermisin diye sordum
  zahmet etme dedi bana
  ne zahmeti diyerek mutfağa koşma sebebim aslında orda durmak istemeyişimdi
  bi yumurta kırdım
                             

yanına 3 5 zeytin
  amacım onunla oturup yemek yememekti
  o yedi
  ben aç değilim dedim
  üstünü benim göremeyeceğim şekilde değiştirip
  yatsı namazını kıldı
  ben bulaşık yıkamayı uzattıkça uzattım
  o bitti her tarafı temiz olan evi temizledikçe temizledim
  yatmayacak mısın diye sordu bana
  bende işim bitmedi dedim
  o işler gündüz yapılır geç yat dedi
  çok korktum kelebek hazır değildim
  benim için tecavüz olacaktı çünkü hiç istemiyordum
  ben odaya geçtim
  yatağa uzandım
  yorganın altına girdim
  ağlamaya başladım
  odada ışık azaldı
  -gerisini anlatma istersen anane özele gircek dedim
  -dinle eşşek sıpası diye devam etti ananem
  ben seslice ağlarken elinde lamba ile odaya girdi
  yanıbaşıma oturdu
  ben daha çok ağlamaya başladım
  yorganı kaldırdı başımdan

ellerimle zaten giyinik olan üzerimi kapatmaya çalıştım yine de
  neden bir veletle bana haber yollamadın ben seni istemem diye dedi deden
  konuşamayıp ağlamaya devam ettim
  haber versen istemediğin hiçbirşey olmazdı
  şimdi de olmayacak korkma dedi
  ben ağlamaya devam ettim
  çok düşündüm seni babana geri zütürmeye ama yazık ederler bir dul adama verirler seni
  ama benim düşünemediğim birisi varsa sana razı
  kendi ellerimle zütüreyim dedi deden
  o an gerçekten iyi niyetle söylediğini anlamadım
  bişey diyecek misin diye sordu
  cevaplamadım
  yine gitti mutfağa yattı
  tam 34 gün bana hiç dokunmadı bile kelebek
  kendi menfaatine olan hiç bir istekte bulunmadı
  ben yemeğini yapıp akşam onu bekledim
  gündüzleri eltilerim akrabalarım geldi
  her akşam gaz lambasının ışığı sol yüzüne vuracak şekilde oturuyordu
  o kalkıncaya kadar sesimi çıkarmıyordum
  bir gün akrabalara gittim eve geç geldim
  ne yemek yaptım ne temizlik
  akşam geldim evde oturuyor
  nerdesin diye sormadı bile
  ben acele ile yemeği hazırlamak için içeri geçtim
  yemeği hazırlarken
  ben yedim dedi
                             
o an onu kaybetme korkusunu yaşadım ilk defa
  başka bir kadının ona yemek yapmış olma ihtimali beni deli etti
  sofrayı kaldırırken
  kendine hazırlamadın mı dedi
  hayır dedim sinirli bir şekilde
  ortalığı toplayıp yattım
  ertesi gün hastalandım hem sinirden hem gripten
  ateşler içinde kaldım
  akşam eve geldi
  bekliyor
  bende takat yok kalkacak
  biraz yemek hazırlamaya uğraşırken
  sen otur hasta mısın dedi
  iyiyim dedim
  geç dinlen sen dedi
  ben yattım
  3 kere geldi
  iyi misin diye sordu
  ama çok kötüydüm
  dış kapı sesi geldi
  taaa köyün öbür tarafındaki köy dolmuşçusunu kaldırıp
  bize getirmiş
  beni hastaneye zütürdü
  o gece orda kaldık
  sabah döndük
  4 gün evden çıkmadı
  yemeği yaptı
  herşeyi hazırladı ama kimseyi çağırmadı gelin benim karım hasta yardım edin diye
  anladım ki
  bazılarını sadece severiz
  severken sevileceğimi zannederiz
  birileri gelir bizi sever

sevmesini istemeyiz
  sevilmenin değerini bilmeyiz
  alnımdan başka bir yerime
  o da sırf ateşime bakmak için dokunmuş
  benden on kat güçlü olmasına rağmen ne ırzıma geçmeye çalışmış
  ne zorla birşey yaptırmış
  sevmiş değer vermiş
  birisiydi deden
  o zamanlar evliliklerin çoğu azmış erkek oğlanları yoldan çıkmasın diye olurdu
  şimdi evliliğe gerek bile yok
  -eee sonra nasıl oldu anane dedim
  -bi şekilde olmasa sen olmazdın gerisi anlatılmaz dedi
  -aşık oldun mu anane zamanla dedim
  -aşık oldum desem anlamazsın ki beni dedi
  -niye dedim
  -aşk size başka bize başka ele başka oğlum dedi
  -nasıl farklı dedim
  -var mı senin sevdiğin diye sordu ananem
  -var ama çok karışık benim ki dedim
  -beni can kulağıyla niye dinledin biliyor musun dedi
  -niye dedim
  -insan sevip sevmediğini aşık olup olmadığını hep başkalarına bakarak anlar
 boyun uzun mu öğrenmek için cetvele bakman anlamsız
 başka insanlara bakarsın ondan uzunsan uzunsundur
 -yani? dedim
 -sevilmek zor kelebek çok zor hemde.
  hele erkekler için çok daha zor
  el kızı dağ delinsin ister uğruna
  mecnuna bakarak
  kendi sidiklerinden habersiz
  bana kimse dedenden mecnun olamaz
  bir kere değil hergün ispatladı
  son günlerinde
  beni seviyor musun diye sordu
  o da soru mu bey dedim
  ben gidince aşkın kalbinde kalsın taşırma onu gözlerinden dedi
  hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağlattı
  hiç korkmadığım kadar korkuttu onu kaybetmek
  o resmi varya aslında daha aşşağıdaydı ama
  tavana en yakın yere astırdım babana
  ona bakınca gözlerimdeki yaş gözlerimde kalsın diye dedi
  **hay amk baktım benim yaşlar da gidici
  bi büyük rakı alıp geleyim mi anane diyesim geldi
  telefon çaldı yine
  alo dedim ses yok
  yine birisi arıyor ama konuşmuyor amk
  kapattım
                             
-ohh aşka bak ara aşkım seni seviyom hadi eyvallah telefon aşıkları sizi dedi ananem
  -ben gideyim artık anane dedim
  -ne zaman döncen okula dedi
  -2 gün kaldı dedim
  -paran var mı dedi
  -eh işte dedim
  -ben sponsorun olucam senin bundan sonra ne yapıcam o kadar maaşı dedi
  -beraber yeriz anane dedim
  uğurladı gittim
  telefon yine çaldı
  aloya cevap vermeyince
  -bir daha ararsan ağır küfür ederim ya konuş yada arama dedim
  -affettin mi beni dedi
  -bilgee?
  -evet benim
  -nerdesin sen
  -yeni geldik dedi
  -nereye dedim
  -taşındık ya yalancı söylemedi mi dedi
  -onun söyledikleri gerçek mi dedim
  -ne dedi ki dedi
  -niye bırakıp gittin niye haber vermedin dedim
  -ya eve gittim babamla kavga ettik. bizi görmüş
  telefonumu kırdı duvara çarptı. sana yazamadım ertesi gün bodruma halamlara gittik hep beraber
  20 gün kaldık
  -niye haber vermedin peki dedim
  -seni unutmaya çalıştım. olmayacak kelebek sonumuz yok babam neden bilmiyorum evlatlıktan silerim diyor senin için
 inan sana çok kötü birisi olarak gözüküyor olabilirim. beni bıraktı gitti yalanmıymış bunun aşkı diye
 düşünebilirsin benim için gamsız vurdumduymaz da diyebilirsin ama inan öyle değil
 çok arada kaldım, resmen ya ailemi ya seni seçmek mecburiyetinde kaldım
 denedim denedim. unutmaya çalıştıkça daha çok hatırladım
 ne senin kalbini kırmak içime siniyor
 ne senden uzak olmak huzur veriyor
 her tanıdığıma sorucaktım sen olsan ne yapardın diye ama
 hiç biri benim seni sevdiğim gibi sevmediği için vazgeçtim dedi
  -siz istanbula taşınmadınız mı dedim
  -yok kelebek ne istanbulu aynı şehirde başka mahalleye taşındık dedi
  -sim kartın nerde dedim
  -çöpe attım dedi

-sana mesaj atmaktan korktuğum için yeni numara almadım ama unutamıyorum olmuyor dedi
  kafam yine allak bullak olduğu için
  -tamam seninle mutlaka görüşmemiz lazım dedim
  -bende çok istiyorum ama...  dedi
  -baban beni niye istemiyor ki dedim
  -anneme anlatmıştım seni o da babama anlatmış. başka şehirden olduğun için bırakır okulu bitince
 bırakmasa bile başka şehre gitmemi istemiyor evlenip. seni tanısa sevicek ama güvenmiyor işte
 öncekinin de etkisi var dedi
  -en son ne zaman gördün eski sevgilini dedim
  -çok oldu kelebek niye sordun dedi
  -mutlaka görüşmemiz lazım sana bişey anlatmam lazım dedim
  -bilmiyorum kelebek müsait olursam dedi
  telefonu kapattı
  şimdi bileti erkene almam
  yalancıyı bulmam
  gel lan buraya diye önce dövüp sonra sorgulamaya almam lazımdı
  ama ya bilge yalan söylüyorsa..
  önce gidip neler döndüğünü öğrenmek için gözlem yapmam lazımdı
  aşk köy ağasının muhtarlık seçimi vaadleri haline geldi
  birini seçicektim gönül heyetime
  ama bazen hayatın bir oyu
  hayatımın çorbasını
  bir tutam mutluluk eksiği ile kaynatabilirdi
  korkmalı mıydı
  yaşamalı mı
  almalı mı riski?
  yoksa hayata karışıp
  öylesine sevmeli mi
  sırf ihtiyaçtan?

**yol göründü
   peder beyle görüşüp gitmem gerektiğini söyledim
   tamam evlat deyip maddi durum yoklaması yaptıktan sonra
   son kez ananemi ziyarete gittim yemekle
   bişey yokmuş gibi verdim, yedi yemeğini
   -ben gidicem bu gece anane annem yada babam getirecek yemeği dedim
   -bekle bakayım dedi
   yatak odasına geçti
   sandık gıcırtısından sonra geri gelip
   bayramlık verir gibi cebime bir miktar para sıkıştırdı
   -var mı bir emrin anane dedim paranın da sıcaklığının mutluluğu ile
   -emir değil ricam olur benim bu yaştan sonra o da senden değil allahtan huzurlu bir ölüm olur yolun açık olsun dedi
   -sağol anane dedim. allah huzurlu bir ölüm versin duası içten edilebilirdi bir yaşayana ,bunu demek abes kaçardı
   kapı önüne kadar geldi beni uğurlamaya
   -hadi eyvallah dedim
   -kimseye güvenme evlat delikanlı dedikleri dedenin yaşıtlarıydı onlar da bir bir bitiyor dedi
   -güvensiz yaşanır mı anane dedim
   -hayatı huur yaşayanların,
   para değil zevk için huurluk yapanların varlığında
   güvenebiliyorsan o senin saflığın dedi
                             
** -güvenmek lazım ama bazılarına dedim
   -lazım olan tek şey güveniyor gözükmek.. güvenmiyorum demekte yanlış
   güvenmiyorum dersen kendine güvendirmek için kendisi olmaktan vazgeçer
   geçici güven verir
   sonra da hepsini başına kakar ben sana şunu yaptım bunu yaptım diye dedi ananem
   -hayat zor anane dedim pek kavrayamadığım için ne demek istediğini
   -hayattakiler zor kelebeğim iyi çalış derslerine seninle gurur duyacak bir sürü insan tanıyorum ben dedi
   öptüm ellerinden
   aldım nevaleyi koyuldum yola
   vardım memleket-ül okula
   selamın aleyküm aleyküm selam girdim eve
   oturduk ev ahalisi ile kısa bir geyikten sonra
   nasıl bir taktik uygulayacağımı bende bilmezken
   ne hikmettir bilinmez yalancı mesaj attı hoşgeldin diye
   kimden öğrenebilirdi geldiğimi
   tabi ki onurdan
   -hoşbulduk dedim
   -kafan rahatladı mı düşünebildin mi dedi
   -bismillah yeni geldim dedim
   -tamam haber bekliyorum dedi
   önce kimle konuşmalıydı?

** bilgeye gidip iyice olayı anlamak mı?
   yoksa yalancıya gidip zorla da olsa açıklama yapmasını beklemek mi?
   tüm bunları düşünmek bile yeterliydi aslında aşktan nefret etmek için
   bunlarla uğraşmaktan aşkın özünü kaçırıyordum amk
   haniydi benim sevdiğim
   kimdi?
   niye tutulan bir el güven vermeyecekti bundan sonra
   seni seviyorum diyen bensizlik alıştırmaları deniyordu
   yapabilir miyim kelebeksiz diye
   sonra geliyordu geri ama
   ya bir daha ki sefere yine gider de gelmez korkusu yaşamaz mıydım?
   baktım ki çok koşuyorum bu işler peşinde
   hem kendimi parçalıyorum
   hemde insanlara olan inancımı kaybediyorum bu ikisi yüzünden
   dedim gibtir et olm kelebek
   bunların en son adresi hep yalan
   aşk dedektifi miyim amk ben
   ama işin taktan tarafı tüm bu olayların yaşanıyor oluşu
   benim bilgeyi aklımdan çıkaramama
   ve ondan vazgeçememe sebeb oluyordu
   boşta gezen aşk adamı da değildim
   okul var gidilmeyi bekler
   sınav var çalışmayı bekler
   sunum var hazırlamayı bekler
   ya bekliceksin aşksız okul seni adam etcek
   ya da seveceksin körü körüne sonunu allah hayır edicek
   aslında acelemin sebebi merakımdı
   neler olduğunu öğrenmek

** ama artık limiti doldurmuştum
   beklemek en doğrusuydu
   çünkü bilgenin telefonu yoktu
   onun beni aramasını beklemem lazımdı
   3 gün boyunca kulağım telefonda
   gözlerim balkondan aşağıda
   belki görürüm umudu ile çarşı da geziyordum
   ama ne telefonu vardı
   ne de yeni taşındıkları evin adresi
   bekledim ,beklerken ders çalıştım
   ders çalışmak yalnızlar işi
   aşıkken ders çalışmak...
   coğrafyanda tüm meridyenler onu görebileceğin yerleri
   matematikte tüm problemler onsuzluk hesaplamaları
   tarihin hep ilklerimiz ve tarihleri
   tek edebiyatın ona aşkı en iyi ilan sözlerin ise
   çok zor ders çalışmak..
   bazen sevgilinin seni sevdiğini ima eden bir hareketi
   en yüksek sınav notundan daha değerli
   bilge aramadı
                             
**  bu şahsım tarafından tekrar unutulmaya çalışıyor olarak algılandı
   seviyorsa aramalıydı
   aramıyorsa seviliyor bekleniyor özleniyordu
   -kelebek dedi açtığım bir telefon
   -efendim diye cevapladım
   -ne yapıyorsun
   -meraklardayım hala sevilip sevilmediğime dair bilge dedim
   -meraklanmanı gerektirmeyecek kadar çok seviyorum kelebek dedi
   -ben sana taparcasına seviyorum desem ne kadar inandırıcı gelir bilge dedim
   -çok inanmak isterim kelebek
   -benim sana olan aşkımda inanmak istemeye kaldı artık dedim
   -müsaitsen buluşalım mı yarın diye sordu
   -sınavlarım var dedim
   -yalancı ile buluşuyorsun ama dedi
   ne zaman buluşmuşuz diye sormadım bile çünkü kimin kime ne dediğini kavrayamaz oldum
   -yarın kaçta dedim
   şu saatte şurda olur mu?
   anlaştık
   yalancıyı aradım
   yarın işin var mı?
   yok hayırdır
   şu saatte şuraya gel deyip
   3lü taktan aşk koalisyonumu kurup
   kafamınn rahat edeceği bir iktidar kurmaya karar verdim
   gün battı gün doğdu
   buluşma saati geldi
   mekanda bekledikçe bekledim
   bekledikçe bekledim
   ama ikiside gelmedi

**yalancının telefonunu aradım ama cevap alamadım
   yapmış olduğum plan yine zütümde patladı
   ikisinin da başına bişey gelmiş olacak kadar şansız olmam için ismimin kelebek değil guiza olması gerektiğine göre
   kesin bi taklar dönüyordu yine
   akşam üzeri yine eve gittim
   yalancıya mesaj attım
   niye gelmediğine dair cevaplamadı
   aradım, bakmadı
   bakıncaya kadar aradım
   -ne var cevabı ile açtı
   -niye gelmedin dedim
   -oyuncağın mıyım olm ben senin hışmı ile karşılık verdi
   esas ben onun oyuncağı olmuştum ama
   madem birbirlerinden haberdar olmuşlar
   -ne oyuncağı kızım sana cevabımı vericektim ama sen buluşmaya bile gelmiyorsun, neyse görüşürüz dedim
   -ne cevabı yaa dedi
   -aşkım falan işte neyse hayırlısı hadi eyvallah dedim
   telefonu kapattım
   tekrar tekrar aradı ama bu defa açmayan ben oldum
   bilgeden haber bekledim
   muhakkak arayacaktı
   fazla bekletmeden bir gün sonra aradı
   alo yok
   nasılsın yok
   -buluştun mu yeni sevgilinle dedi o da bana patladı
   -yalancı ile mi dedim
   -ben biliyordum böyle olacağını dedi

* -nerdesin dedim
   -sanane
   -bişey vericem sana dedim
   -istemiyorum
   -bişey de konuşmamız lazım bilge
   -ben öğreneceğimi öğrendim kelebek dedi
   -şantaj mı yapayım illaki bilge gelir seni bulurum diye inat etme gel bişey konuşcaz sonra istediğin yere git dedim
   -olmaz
   -sinirlenmemi istiyorsan sinirlenmeyeceğim bilge dedim
   -sevgilin var mutlusun niye sinirleneceksin ki dedi
   -yaa yok öyle bişey gel konuşalım dedim
   -bugün olmaz görüşürz deyip kapattı
   yalancıya da gider yaptığım için ona geri dönmedim.
   tekrar bilgeden haber beklerken
   buluşmak için az vaktinin olduğunu söyleyerek
   bir yere çağırdı
   oturduk
   hareketler, artislikler suratlar
   -ee dedim
   -ne ee sen çağırdın dedi
   -önce sen duyduklarını anlat bakayım dedim
   -ne dememi bekliyorsun kelebek çok yakıştınız mı diyeyim bu mu amacın, aklın sıra
   seni bıraktım diye benden intikam mı alıyorsun,bir de utanmadan onunla olan buluşmana beni de çağırıyorsun dedi. ağlamaya başlayarak
   -ben seni seviyorum derken inanmıyorsun da yalancı onu sevdiğimi söyleyince ona mı inanıyorsun dedim
   -ben zaten biliyordum. sana bilerek yazmadım beni bekleyip beklemeyeceğini görmek için mesaj bile atmadım sana,
   ama iyi ki atmamışım tam tahmin ettiğim gibi oldu dedi
   -tamam çok seviyorum ben yalancıyı kalk git o zaman dedim
   bana bakar kalmış halde iken
   -hadi yürü git o zaman dedim
   -açıklama yapmayacak mısın dedi
   -açıklanacak bişey yok.ben şerefsizin birisiyim
   sana seni seviyorum diyorum ama yalancıya aşığım. dedim
   -yalan söylüyorsun dedi
   -nerden biliyorsun yalan söylediğimi dedim
                             
**  -beni sevdiğine inanmıştım dedi
   tuttum çenesinden
   öylece baktı sessizce
   -hayır inanmamışsın, inanman için önce beni sevmen gerekir.
  sevmek ne demek bilmiyorsun. sevileni öylece bırakıp gidilmeyeceğini
  bilmen gerekir,
   senin tek bildiğin aşkı kendi başına yaşamak,
   sevesin gelince dönmek,en ufak gelecek endişesinde kendini düşünerek çekip gitmek..
   bak şimdi ben seni çok seviyorum buna inanmak da senin elinde ama
   beni gelecekte tekrar bırakıp da gitmenden endişelendiğim için bende çekip gidiyorum. diyerek oturduğumuz yerden kalktım
   -git sevgilin merak eder keşke başka bahane bulsaydın dedi
   -bence neye inanacağını şaşırmış putperestten farkın yok bilge. doğru yol ben miyim bilemem ama
   benim cennetim ikimizi de mutlu eder sanıyordum neyse yanılabiliyor insan
   yaşayan fanilerin kaderi zaten geleceği bilemeyip neye inanacağının şaşkınlığı ile yaşamak.. deyip arkamı dönüp giderken
   dur kelebek demesini beklemek yılbaşı özel çekilişinde tutmuş tüm numaraların sonuncusunu beklemek gibiydi
   ama demedi
   yada diyemedi
   ben bilerek son sözü ona vermemiştim
   bazı şeyleri düşünüp
   beni sevip sevmediğinin muhasebesini tek başına yaptıktan sonra bana dönmesini beklemek en mantıklısıydı
   sınavlar bir bir geçerken
   onun muhasebesi bir türlü bitmedi
   zaman geliyor memlekete gitmem gerekiyordu okul bittiği için,
   yalancıyı iyice salladım
   defalarca aradı yaklaşmaya çalıştı
   eve geldi
   sözde onurun yanına gelmiş gibi oturdu
   ben kendimi odaya kapattım
   yada dışarı çıktım o varken
   yalancıya hiç sormadım
   bilge ile ne konuştuklarını
   yada bilgeyi nasıl inandırdığını
   yalancı
   -hiç mi umut yok diye sordurdu onura
   -sence olmalı mı onur dedim
   -bilmiyorum ama ne yaptıysa seni sevdiği için yapmış dedi onur
   -aşkı ya ben ya da o yanlış biliyor o zaman dedim
   -ama bence bir şans vermelisin dedi
   -onun en büyük şansı gidip onu dövmüyor oluşum.
   eğer onun hakkında konuşmaya devam ediceksen arkadaşlığımız okul arkadaşlığı olarak kalsın dedim
   bilge ile olan beklendik iletişim bir türlü gerçekleşmiyor
   gün geçtikçe de gerçekleşme ihtimali zayıflıyor gibiydi
   zaten nerde ne yapıyor onun soru işaretlerine
   beni gerçekten seviyor mu?
    bir geleceğimiz olacak mı?
   arayacak mı? soracak mı?
   babası verecek mi?

**soruları da eklenince iyice taktanlaştı durumum
   sonra kendi kendime
   olm mal kelebek kızla buluşup artislik yapacağına takip edip öğrenseydin ya evini diye de hayıflandım
   ya gider yaparken ayarı tutturamıyordum
   ya da blöf yaparken
   kalpte bir sevilen
   vicdan da gurur
   kaldım yalnız başıma
   memlekete dönmek icap ettiği halde bekledim
   belki arar diye
   yada bir yerlerde görürüm diye şehrin mevlevisi oldum ama nafile
   yine bir telefon geldi ankesörlü telefondan
   o telefonu o kadar bekliyordum ki ilk çalmasında cevap verdim
   -efendim
   -seni çok seviyorum kelebek dedi ve kapandı telefon
   aynı numarayı ben arama telaşına girmişken
   yine aradı benden önce
   -bilge kapatma dedim
   -bir cümle inan yetmiyor kelebek.. seni seviyorum süresi kadar kısa olmamalı sana olan duygularımın tarifi.
   ama sana sadece gerçekten çok seviyorum diyebiliyorum..
  *bende bilge bende çok seviyorum dedim ama bendeden sonrasını telefonun kapatılış tonuna söyledim
   tekrar aradım
   sonra tekrar
   ve yine ama sadece meşgul tonunda cevaplandım
   bıkmadan bir iki saat boyunca değişik aralıklarla aradıktan sonra bir genç cevap verdi
   o telefonun bulunduğu adresi aldım
   oraya gidip bir kaç saat etrafta dolaştım ama sonuç alamadım bilge adına
   iki gün daha kaldım yine dolaştım ve telefon bekledim ama sonuç bulamadım
   memlekete bileti alıp
   tüm valizleri yüklendikten sonra yola koyuldum
   gece yolda olacağımı peder beye bildirdim
   kimse karşılamadı
   zaten aklım bilgede olduğu için pek te umursamadım
   yalnız kalmak en iyisi gibiydi
   otogar-taksi-ev ve direk yataktan sonra
   peder sabahın köründe kaldırıp

hoş geldin bile demeden
   -git bi ekmek al da gel arabanla dedi
   bir anahtar uzatarak.
   -arabam mı dedim?
   göz kırptı hak ettin dedi
   -hangisi dedim
   -alarma bas öten senin dedi
   annem sarıldı hoş geldin hoş bulduk
   elini öptüm
   nedense merdivenlerden inerken hiç de heyecanlı değildim
   kapıdan çıktım
   bizimkiler balkondan beni izliyorlar
   bastım tam karşımda
   sıfırımsı
   bir genç için her türlü gideri olan
   beyaz bir ehliyete siyah bir araba ile onurlandırmışlar beni
   tam arabaya binicem
   -kaldırımdan sür acemi şoför.. espirisini yaptı peder
   annemde besmele çekmeden binme diyor
   neyse bindim ekmek alıp geldim
   kahvaltı yaptık
   babam sordu,ben cevapladım, annem yorum yaptı
   -beğendin mi arabayı?
   -evet çok sağolun
   -hak ettin oğlum
   bi kaç okul ile ilgili soru daha aldıktan sonra
   biraz daha yattım
   kalktığımda öğlen olmak üzereydi
   -anne ananemin yemekleri hazır mı? özlemişim ben zütüreyim dedim
   -kız geldi zütürdü oğlum dedi
   -kim kız anne dedim
   -var ya şu senin okulda okuyan kız o zütürüp getirecek arasıra da ananenin evini toparlayacak.
   ananende onun okul masraflarını karşılayacak dedi
   -yalancı mı dedim?
   -evet dedi
   -kim buldu anne onu? dedim
   -bende anlamadım kelebek ananen bulmuş nasıl bulduysa dedi
   ablamı aradım
   onun aracılığı ile olduğunu anladım telaşından
   yalancıyı aradım
   -ne yapmaya çalışıyorsun dedim
   -kimsiniz dedi
   -nasıl kimsiniz kelebek ben dedim
   -aaa hatırladım uzun süre iletişimde olmadıklarımı siliyorum da çıkaramadım dedi
   -bi tek ailem kalmıştı el atmadığın dedim
   -telefonu kapat bir daha da arama.bir şikayetin varsa gel ananenle görüş  dedi
   -görüşcem ben  senle yalancı hanım dedim
   -ben görüşmek istersem görüşürsün. işim var rahatsız ediyorsun dedi kapattı
   üstümü giyindim
   anneme ananeme gittiğimi söyledim
   kapıyı açan yalancı oldu
   tam bağırıp çağıracam
   ananem seslendi
   -kelebeek
   -efendim anane deyip elini öptüm
   -önce hoşgeldin sonra nasılsın ve son olarak işime karışma,bu kız yarın gelmezse sorumlusu sensin dedi
   -ya anane diye lafa girmişken
   -önce hoşbuldum sonra iyiyim ve son olarak tamam anane karışmayacam diyeceksin dedi
   -peki anane deyip ne yapacağımı bilmezken
   ananem yalancıya
   -teşekkür ederim kızım gidebilirsin sen istersen dedi
   o giderken ben yalancının ananemi etkilemek için ne yaptığını çok merak ediyordum
   ananem de uzatmadan anlattı zaten...  

**  -ne istiyorsun bu yetimden dedi
   -ya anane diye lafa girecektim ki
   -seni hiç dövmedim ama döverim kelebek niye bağırıp çağırıyorsun kıza?? kız senden korkusundan
   ben müsadenizle yapamayacağım dedi.ne diye istemiyorsun ne yaptı kız dedi
   -tamam anane özür dilerim kusura bakma dedim sinirli olduğu için
   -bilmediğim bişey varsa özrü ben dileyeyim ama kızdan önce bana gelip anane ben bu kızı şu şu şu sebeblerden dolayı
   istemiyorum diyerek geçerli bir açıklama yapsaydın sen haklı olurdun..
   -tamam anane dedim lafı uzatmamak ve birazda bananecilikten dolayı
   -bak kelebek sen de benim oğlum sayılırsın elbet el kızına değişecek değilim seni.. belli ki seni üzmüş veya
   istemidiğin şeyler olmuş. kendine göre çok haklı da olabilirsin.. belki de en iyi tanıyan olarak
   ilk sana sormam gerekirdi.ama artık işe aldım sayılır ve çok hevesli. şimdi sana karşı
   yaptığı hatalar için değil bana yapacağı bir hataya kadar onu çıkaramam.
   çıkarırsam sağda solda 3 5 kuruşa kıyamadı derler. dedi
   -tamam anane haklısın dedim
   -oğlum kızın maddi durumu da iyi değilmiş. devlet bana ihtiyacımdan fazlasını veriyor. kızın yaşı genç
   çevresinde görüp canı her bişey istediğinde parasının yokluğundan dolayı babasının vefatını hatırlamasın dedi
   -tamam anane iyi düşünmüşsün dedim
   -eğer sen haklıysan ben de görürüm yanlışlarını zaten dedi
   ben zor görüyorum yalancının yalanlarını ananem nasıl görecekti ki
   ama bunu da ananeme söylesem muhtemelen inanmayacaktı
   ayrıca yemek taşıma derdinden kurtulmuş olacaktım.
   seviyordum ananemi dert olmazdı elbet ama yine de başka işlerimi daha rahat yapabilecektim
   baktım herkes karlı çıkıyor bu işten
   eyv çekip sesimi çıkarmadım
   -araban da hayırlı olsun dedi ananem
   -sağol dedim
   -artık bizi de gezdirirsin dedi

** -istediğin zaman haber vermen yeterli anane dedim
   biraz daha oturduktan sonra müsade istediğimde
   -dediklerimi anladığını varsayıyorum kelebek dedi
   -anladım anane merak etme dedim
   evden çıkar çıkmaz mesaj attım yalancıya
   -'ananeme bişey olursa... '
   cevaplamadı
   cevaplamamasının sessizliği bilgeyi hatırlatırken
   bilgenin sessizliği yine kendimi yalnız bıraktı
   çok zor du aşk
   eşitliği sağlamak için
   severken sevilmeyi beklemeli
   beklerken sevmeye devam etmeli
   mutlu olabilmek için sevildiğini hissetmeli
   ama ne yazık ki bir türlü denklemi kuramadım
   sırayla işlemleri yaparken pi'yi kader olarak almamaktı galiba hatam
   çünkü sonuç hep küsuratlı yalnızlık...
   işin kötüsü her bilge aklıma gelişinde
   onun sözü itibari ile
   'ne zaman aklıma o gelirse, onun da beni düşünüyor olduğunu hissetmemden dolayı daha da çok acı verdi yalnızlık
   bilge ile aklıma gelen başka bir konu ise
   allah'a yaptığım dua sonucu onun karşıma çıkması
   ama aynı zamanda yalancıyı da dua ertesi günü görmüş oluşum
   ya benim duam gerçekleşmemişti
   ya da ben hala yanlış adresteydim
   beni dürten şeytan mıdır bilmem
   içimden bir ses
   olm kelebek belki de allahın gönderdiği yalancı idi bir de onunla dene diyordu
   ama bu ses içime hiç sinmiyordu
   her haline sinir oluyordum çünkü
   tüm bunlarla beraber  staja başlamam gerekiyordu

**  günler geçerken ananem den hiç bir şikayet gelmiyor
   herkes gayet mesut mutlu gözüküyordu
   bir akşam üzeri yemek için ananemlere gittik ailecek
   biz eve girdiğimizde
   yalancı sofrayı hazırlamış
   tek ekgib olarak yemeklerin tabaklara doldurulmasını bırakmıştı
   ben en son eve giren olarak
   kapıyı kapatırken
   yalancı annem ve babama hoş geldin derken
   ben bundan nasiplenemedim
   annem ve babam yalancıya hal hatır sorarlarken
   yalancı müsade isteyerek gitmek istedi
   ben hariç herkes otur sende bizimle ye desede
   yalancı annesinin evde yalnız olduğu gerekçesi ile gitmekte kararlı gözüküyordu
   ananem yalancının annesini de çağırmak istese de
   başka bir zaman diyerek olaya noktayı koydu
   tüm bunların oluşumu sırasında hiç bana bakmıyor
   ve gitmek üzere çantasını alıp kapıya doğru geldi
   ben malı hala içeri girememiştim konuşmalara uzak kalmak için
   kapısını ben açmak zorunda kaldım
   yine suratıma bakmadan ahaliye afiyet olsun dilekleri ile beraber gitti
   biz oturduk yemek yerken
   ananem kızı anlata anlata bitiremiyor
   ben de içimden
   -vay amk tezgahı kurmuş kandırmış yine anenemi diye sinirleniyordum
   yemeği yedik avara kaldım
   bizimkiler gereksiz konuşmalarla
   o nasıl bu nasıl geyiğine girdi
   çok da uzatmadan tası tarağı toplayıp eve gitmeye karar verdi bizimkiler
   bindirdim arabaya
   attım eve ama ne uyku var ne de o gece tv de izlenebilecek bir tak
   gündüzlerin de pek farkı kalmadı hep aynı şeylerle zaman geçerken
   x arkadaşı arıyorum
   -olm ne yapıyon?
   -internette takılıyom
   y yi arıyorum
   -olm ne yapıyon

** -faceteyim kızla konuşuyom
   iyi tak yiyonuz amk gelin adam gibi çıkalım araba var imkan var
   baktım millet eğlenceyi bulmuş
   bende gireyim dedim şu internete
   gittim oturdum kafeye
   yapacak bişey yok
   msn açsam silik
   face açsam silik
   bi kaç spor haberi okudum
   yaladım yuttum spor aleminde neler olduğunu
   can sıkıntım geçmedi
   aç olm kelebek şu face i dedim
   ama açmadım çünkü hala bilgeden haber bekliyordum
   ablam müstakbel enişte beyin varlığını iyice aileye kabul ettirdi
   gel zaman git zaman isteme aşamasına getirmişler
   hayırlısı ile evlenmek için
   allah emri ile istemeye geldiklerinde
   kendimi bir an enişte beyin yerine koydum
   ne utanç verici bir durum amk
   herkes birbirini tanıyor
   muhabbet önceden iyi ama
   iş istemeye gelince herkes utangaç rolü yapıyor
   verdik gitti dedi peder bey
   el öpmeler esnasında ben işin binlik kısmında olduğum için benden büyük enişteye el kaldırdım öpmesi için
   o an gülüşmeler oldu ama peder bey affetmedi
   bir hafta yayalık cezası verdi arabayı elimden alarak
   bizim aileyi bi telaş aldı
   yok ne giyecem yok ordan şunu almam lazım
   yok nişan burda olsun
   davetiye tarih derken onlar kendi dertlerine düştü
   bana da meşgale çıktı ailenin şoförü rolü benim oldu
   10 gün kadar ananem ve yalancıdan haber almamıştım ki
   ananem bize geldi
   herkesle konuştuktan sonra
   oturduğu koltukta yer boşalınca
   -gel bakalım dedi
   -buyur anane dedim
   -ne oldu ziyaret etmez oldun dedi
   -biraz yoğunduk anane dedim
   -gelmek istesen vaktin olacağını biliyorum kelebek o kız var diye gelmiyorsun dimi dedi
   -yok anane olur mu hiç dedim
   -iyi peki görüşcez dedi
   ortam da daha fazla konuşmaya müsait olmadığı için konuşmaya ara verdik
   ben ananemi evine koluna girerek zütürdüm
   -çok iyi kız kelebek dedi yolda
   -öyle kalır umarım sana karşı dedim
   onun hakkında bişey söyledikçe ben konu değiştirmemden dolayı ananem üzerime fazla gelmedi
   ertesi öğlenden sonra beni aradı
   cevap vermedim
   tekrar aradı
   yine açmadım meşgule alarak
   mesaj geldi
   -açsana eşek herif ben ananen
   ben arayacakken o tekrar aradı
   -buyur anane dedim
   -bi saniye diyerek telefonu ananeme verdi yalancı
   -bana bişey olsa ilk kimden duyarsın dedi
   -allah korusun dememe kalmadan
   -bu numaradan her aradığımda cevap vereceksin dedi
   -tamam anane dedim
   -şimdi iyi dinle diyerek marketten yaprak sarma yemeği için olduğunu düşündüğüm ekgib listesi verdi
   ayrıca ceza olarak yalancıya kontur almamı söyledi
   sesimi çıkaramadım ihtiyaçları aldım
   konturü de tedarik ederek ananemlere yola koyuldum
   malzemeleri bıraktım
   ananem kızgın

** -çok kırdın beni dedi
   -meşguldüm kusura bakma dedim
   -konntur aldın mı dedi
   -evet deyip yalancıya uzattım ama almak istemedi
   ananemin al kızım zorlaması ile aldı
   var mı başka bi emrin diyerek gidecektim ki
   -otur bişey iç öyle git nefes nefese kalmışsın dedi
   -sağol içmicem dedim
   -kelebeeek dedi ters ters bakarak
   mutfağa yöneldim
   kendim bişey doldurup içmek istediğim için ben girip dolabı açarken
   yalancı geldi
   kontur kartını uzattı
   -ben istememiştim yanlış anlama al konturüm var dedi
   -sende kalsın onu da gammazlarsın şimdi ananeme derken
   onun hiç  bana bakan gözlerinden ikişer damla yaş arka arkaya akacağını bilemedim
   o lavaboya koşarken
   kartı da yere bıraktı
   benim bir özrüm birikti yalancıya belki ama
   ordam kaçmam lazımdı
   -görüşürüz anene içtim sağol dedim
   yolumun açık olması temennisi ile beni uğurladı
   aşşağı indim
   arabayı çalıştıracam
   ama çalışmıyor
   vazgeçtim denemekten
   oturup kalmışken şoför mahalinde
   bir özür mesajı yazmak istedim yalancıya ama
   eve geri çıkmaya karar verdim ne yapacağımı bilmez halde
   çaldım kapıyı
   yalancı açtı gözleri hala kızarık
   ne var diyen gözlerle bana bakarken
   -ananeme mahallenin çocukları kapıyı yanlışlıkla çalmış dersin özür dilerim demeye geldim dedim
   hiç bir şey demeden bana bakarken
   ananem seslendi
   -kimmiş kızım diyerek
   bana baktı yalancı
   -mahalle.. dedi sustu biraz sonra tekrar bana baktı -kelebek gelmiş diye seslendi ananeme artık yalan söylemiyorum mesajı vermek istercesine
   -bişey mi unuttun oğlum dedi ananem
   içeri girmez farz oldu bu gelişe bir sebeb uydurmak için
   -anane akşam yemek ayırmayalım mı sana diye soracaktım dedim
   -annenin haberi var biliyor o selam söyle dedi
   böylece yırtmış oldum mevzudan
   işler karmakarışık gelişirken
   ben hala bilgeyi düşünüyordum
   akşam üzeri yine yalancının numarasından arandım
   sıkıyorsa açma amk
   -efendim dedim
   -bi gel oğlum dedi ananem
   gittim yine
   yalancı hala orda
   ağzıma tıkıştırdı ananem sarmanın ikisini
   nasıl olmuş diye sordu
   -değişik olmuş dedim
   -yalancıya yapmasını öğrettim bugün o sardı hep dedi
   -elinize sağlık dedim ananeme bakar halde
   bir tabak bizim ev için ayrılmış olan sarmayı aldım
   bir tabak da yalancıya vermiş eve zütürmesi için
   -kızı eve zütürüver geç oldu dedi ananem
   bişey demedim
   dışarı çıktım vedalaşarak
   yalancıda çantasını ve tabağını aldı
   kapattık kapıyı konuşmaksızın dışarı kadar çıktık
   ben arabanın alarmını öttürüp kapı kilitlerini açtım
   ama o evleri istikametine yürümeye devam etti
   -gelmiyor musun dedim
   hiç cevap vermeden gitti

gündüz ki üzüşüme bağlayarak ses çıkarmadım
   yine bir hafta kadar uğramamıştım ki
   ablamlam her fırsatta yalancıdan konu açmaya başladı
   yok öyle iyi bakıyormuş yok ananem çok memnun muş falan filan
   bana anlatma diyerek kızdım ablama
   enişte bey ve ablam
   beni sinemaya çağırdılar
   -kim kim gitcez dedim
   -sen ben enişten dedi
   -başka birisi gelirse aramız açılır abla dedim
   -açılmaz açılmaz hadi dedi
   sinemaya vardığımda yalancıyı da görmem ile korktuğum başıma geldi
   ama bu işte yalancının suçu olmadığını onun da beni görmesi ile suratındaki şaşkın ifadeden anladım
   herşeyi ablam planlamıştı
   herkesin içinde eniştem de bize çok yakınken
   -abla uyarmadım mı seni dedim
   -ne olucakmış dedi
   ters ters bakıp terk ettim sinemayı
   iyice sinirlenmiştim ama enişte beyin de orda olması sebebi ile sesimi fazla yükseltmemiştim
   akşam eve gelmesini bekledim ablamın
   ben lafa girmeden o girdi
   -kızın da haberi yoktu benim hatam dedi
   -nişan ve düğününde yanında olmamı istiyorsan bir daha yapma diyerek konuyu kapattım
   nişan öncesi
   enişte bey herkesi pikniğe çağırdı
   bir nevi kaynaşma olarak
   araba ile iki tur atmak zorunda kaldım
   milleti zütürecem diye
   tam bitti derken
   -olm ananeni de alıp gel dedi babam
   çaresiz bindim arabaya
   çaldım kapıyı
   hazırlanmışlar zaten
   sessiz bir yolculukla piknik alanına geldik
   onu taşı bunu getir derken
   babamın mangal başında durma görevini bana vermesi ile
   gibicem pikniğinizi deme aşamasına geldim
   çevreyi gözetlerken farkettim ki
   ablam ile yalancı da küsmüş
   daha doğrusu yalancı ablama küsmüş
   zütüm başım is oldu amk
   millet çatur çutur yiyor
   ben onlara et yetiştiriyorum
   amk tavukları sadece yağ ızgaraya koyar koymaz alev alıyor
   alev alınca da çevreden eleştiriler geliyor
   tuz at
   kömürü karıştır
   biliyosanız gelin kendiniz yapın dicem ama
   zalim peder beni o kömüre sokar o lafı dersem
   ben milleti kesiyorum kim ne yiyor diye
   bu sırada farkettim ki
   bizim yalancı  yemiyor
   bi yandan ananem önüne bişeyler veriyor ye diye
   bir yandan ablam bir yandan da annem
   ama ben hala üvey evlat muamelesi görüyorum
   allahtan enişte gelip biraz gönlümü aldı
   -çok yorduk seni söz senin de yaparsak ben pişirecem. nişanda bir şişe viskin benden dedi
   viski sözünü alıp biraz kendime gelince
   neşeli neşeli etrafa bakarken
   3 kere göz göze geldik yalancı ile
   ablam kalktı yanıma geldi
   -kolay gelsinn dedi
   -git sen onu doyur kardeşin açmı hiç sorma zaten dedim
   -salak sen yiyemiyon diye kız da yemiyor dedi
   -abla ben seni uyarmadım mı dedim
   -iyi be tamam dedi
   aklıma birden gelen  fikir hiç de fena sayılmazdı
   bir kız bumam gerekiyordu
   ama kız bulmak kolay mı amk
   ama bulmuş numarası yapmak olabilirdi
   telefon çaldı çok geçmeden
   kısaca akşama halı saha maçını olduğunu belirten arkadaştı ama
   ben telefonda öyle konuştum ki
   yalancı bilge ile konuştuğumu
   ablamda başka kızla konuştuğumu sandı
   arasıra kafamı çevirdiğimde
   yalancının asılmış suratını beraberine alarak
   20 30 metre açılarak tek başına başka bir yerde oturarak beni izlediğini gördüm
   telefon kapanmıştı ama ben konuşmaya devam ediyordum
   -bende...  bende...  öptüm...  görüşürüz diyerek duyulabilecek şekilde telefonu kapattım
   ablamın durumu yalancıya anlatacağını bildiğim için
   eve gelince sinemaya gitmiş rolü
   evden çıkarken saçlara eksra bakım ile beraber parfümler sıkmam ve normalden
   iyi giyinmem ile ablama bir kızla buluşuyorum mesajı verdim
   bunlarla yetinmeyip
   okuduğum okulun bulunduğu ile bile gittim
   bilgeyi görebileceğim mekanları gezdim
   ama yine nafile kaldı
   ablam nerde olduğumu sorduğunda
   -şu an müsait değilim ben seni ararım diyerek kapattım
   merak uyandırmak ve kızlayım mesajı vermek için
   -gel sen o kız hakkında çok önemli bişey öğrendim diye mesaj attı ablam
   hemen aradım
   -hangi kız?ne önemlisi kimden öğrendim dedim
   -gelince konuşuruz dedi o kapattı
   hemen  memlekete döndüm
   ablama koştum anlat diye
   anlatarak olmaz göstermem lazım dedi
   hadi göster o zaman dedim sede
   -bekle enişten gelsin dedi
   eniştemi aradık
   aşşağı indik
   hadi bin dediler arabaya
   -eğer yine yalancının olduğu bir yere gidersek aramız açılır abla dedim
   eniştem lafa girdi ben söz veriyorum yok dedi
   bir alış veriş merkezine gittik
   eniştem leptopunu çıkardı
   bağlantıyı sağladı
   kendi facebookunu açtı
   bilgenin isim soyismini yazmaya başladı
   -bir dakika dedim
   -ne oldu dedi ablam
   -sen nerden biliyorsun onun soyadını yalancıdan öğrendin dimi dedim
   -evet ama bakman lazım dedi
   -yaa yalancı uydurmuştur onu dedim
   hiç se çıkarmadan açtılar
   -resimdeki kızı gösterip bu mu dedi ablam
   -evet dedim resme bakarak
   -bu kızın hani face i yoktu dedi yine ablam
   -açmıştır abla dedim
   -bu face 3.5 senedir kullanılıyor kelebek yorum ve gönderi tarihlerine bak dedi
   şaşkındım ama hala yalancının onun adına face açtığını düşünüyordum
   -hem de çok uzun süredir şu isimli çocukla ilişkisi var olarak gözüküyor dedi
   isme baktım bilgenin kullandığı hattın sahibinin ismiydi
   -ya tamam işte yalancı ayarlamış bunu dedim
   -kızın çocukluk resimlerini de mi yalancı ayarlamış, kız basbaya senin face'i silerek kendisi de kullanmıyor imajı vermiş dedi
   -öyle olsa herkese açık olmaz sadece arkadaşları görür yorumları falan hiç mi korkmaz bilge ben bir gün face açar da görürüm diye dedim
   bunu kendimce kabullenip
   yalancının yeni oyunu olarak düşündüğüm için
   yalancının ağzına sıçmak üzere yola çıktım
   aksilik o ki lastik patladı
   biraz tecilli de olsa
   evin önüne gelip
   -çabuk aşağı in mesajı attım
   cevapta gelmedi
   kendisi de
   yukarı çıktım
   kapıyı ananem açtı
   -hoş geldin diyerek içeri aldı
   -yalancı yok mu dedim
   -hayırdır dedi
   -hiç sordum öylesine dedim
   -meyve almaya gitti gelir şimdi dedi
   biraz bekledim
   -akşama yine gelirim diyerek kaçtım ananemden
   amacım onu aşağı da bekleyip hesabı kesmekti
   nitekim beklerken geldi
   apartman girişinde
   içeri girdi beni görmezden gelip yukarı çıkarken kolundan tutttum
   -niye ablama herşeyi anlattın dedim
   hiç cevap vermeden gözlerime baktı sadece
   -ne diye hala bilge adına facebooklar açıyor oyunlar oynuyorsun dedim
   gülümsedi
   -cevap versene diyerek sarstım kolunu biraz
   -canımı acıtıyorsun bırak dedi
   -cevap ver o zaman dedim
   -ben oyunu seni severek oynamışım kaybedeceğimi bile bile hemde
   sırf seni görebilmek için gece gündüz ders çalışarak yaz okuluna kalmadım
   sırf arasıra hoşgeldin veya güle güle diyebilmek için ananene yardım ediyorum
   ablan aradı çok sinirli dikkat et dövebilir dedi
   ama kaçmadım
   niye kaçmadım biliyor musun?
   senin bilge ile her buluşmanda babasından dayak yeme ihtimalini bile bile gitmen gibi bir sebeb işte..

**sessizce yukarı çıktı
   o çıkarken ben kendi içimde çöktüm
   o yine sevdiğini utanmadan
   ve artık gör beni dercesine söylüyordu ama
   kendime sorduğumda doğru dürüst bir cevap vermiyordu kalbim
   öylesine karışıktı ki duygular
   fenerbahçeli birisinin
   galatasarayın uefa kupası almasından dolayı
   rakip takım olduğu için üzülmeli mi
   yoksa türk takımı olduğu için sevinmeli mi karmaşası mevcuttu
   sevemiyordum
   aklım bilgede idi
   hala onu seviyordum
   yada sevdiğimi sanıyordum
   ikiside suçluydu aslında
   gönlüm hakim olsa
   bilgeye kalbime yalan aşk beyanında bulunmaktan başkalarının ömrüne ömür boyu sürgün verirdi ama
   benim bilgeye verebileceğim bu en büyük ceza
   zaten onun için bir dilekti
   bu aşkın cezasını yine hakim olan ben
   ne tak yiyeceğini bilememe cezasını ağırlaştırılmış olarak çekiyordum

** insanlar garip
   ömrünün en kafası güzel zamanında
   kurulmuş bir rakı sofran varken
   yan masaya gidip bi kaç kadeh aşk öldüren içmek gibi aldatmak...
   afiyet olsun bilge hanım
   şerefsizliğinize kaldırıp içeriz rakımızı kafamızı yalnız yaparız
   oturursa bir dost yanımıza
   ona da yeni bir sofra kurarız...
   apartmandan çıkışım
   eve varışım arası 40 dk oynamıştır max
   ablam evde telefonda konuşuyor
   konuşma da denilmez büyük ihtimalle dert dinliyorcasına
   ağlama, herşey yoluna girecek şeklinde teselli ediyor birilerini
   neyse sonra görüşürüz diyerek telefonu kapattı
   -sana da bişey demiyorum artık kelebek dedi
   -ne oldu dedim
   -oğlum bi şans ver şu kıza artık dedi
   -allah allah belamısınız başıma sevmiyorum diyorum anlamıyor musunuz dedim
   -sevdiklerini görüyoruz beyefendi diyerek lafı koydu, muhabbeti yarım bırakıp mutfağa gitti
   arkasından mutfağa gittim bende
   oturdum sessizce
   o nişanlısına kurabiye yapmakla meşgulken
   -herşeyi anlatıyor mu abla sana dedim
   -herşeyden kasıt?ne dedi
   -benimle ilgili dedim
                             
** -ne anlattığını bilmem ama anlattıklarından tek anladığım seni çok sevdiği dedi
   -nişanlın sana yalan söylese severmiydin dedim
   -ben yalanı destekliyorum demedim,ama hatasını zaten kabul ediyor. dedi
   -gidip bir kaç yalan da ben söyleyeyim sonra hatalıyım ama sev beni diyeyim o zaman dedim
   -valla ona bile razı galiba dedi ablam gülerek
   -ne zaman aşık olmuş ki bu bana hiç iyi davranmıyor artislik yapıyordu ilk başlarda şimdi ne olmuş ağlıyor sızlıyor dedim
   -kendin sor ben bilmem dedi
   -ben konuşmam onunla dedim
   -kızı isteyenler varmış başkası ile evlenir içinde pişmanlık kalır.her başkası ile beraber olup ayrılışında
 acaba benim ki yalancı idi de ben mi kaçırdım dersin, karışmam sonra dedi
   sonra enişte bey aradı
   vay canım sana kelebek şeklinde kurabiye ay şeklinde kurabiye bilmem ne şeklinde kurabiye yaptım diye geyiğe başladılar
   onları yalnız bıraktım
   enişte ahalisi ve bizimkiler
   nişan yapabilecekleri mekan aramaları ve nişanda gelişecek olaylar zincirlemesi planlamalarını yaptılar
   sonuç olarak bir kafeteryaya yakın akrabalardan oluşan bir davet şeklinde
   nişan yapmaya karar verdiler
   peder bey sağolsun bir takım elbise aldı o kadar harcama arasından
   nişandan iki gün önce enişte bey bir şişe viskiyi bana verdi
   bir bardağını kendisine nişanda kola süsü verilmiş şekilde getirmem şartı ile
   nişan günü tüm gereksiz ama yapılması gereken teferruatlarla uğraştıktan sonra
   kafeterya girişinde
   welcome komitesi vekili şeklinde sıralamada kendime yer bulup
   gelene geçene hoş geldin karşılaması yaparken
   ananem yalancı yalancının annesi beraber geldiler ama
   benim tek farkettiğim kişi yalancı oldu
   benim yanımdan başı eğerek geçti
                             
**  makyajı bile yüzünün kızarıklığının farkedilmesine engel değildi
   herkes oturduktan sonra alkış kıyamet ablamlar geldi yerlerini aldı
   slowdan girip ankara'ya geçiş yaparken millet
   ben sekten girmiştim viskiye
   masa altı bi kaç tane içtikten sonra
   hiç utanmadan piste çıkıp oynayacak kıvamı çoktan geçip
   takunu çıkarmaya meyilli hale gelmiştim
   kafamı ne zaman sağa çevirsem bana bakan sabit bir çift göz vardı
   kızlar da oynarken ben ananemin yanına gittim
   -nasılsın niye gelmiyorsuna cevap verirken
   -git bana siyah bir poşet alıp gel dedi ananem
   -ne yapıcan anane miden mi bulanıyor dedim
   -çabuk çabuk dedi
   marketten bir tane getirdim
   ona uzatmıştım ki
   -git o içkiyi bana getir dedi
   -hangi içkiyi dedim
   -çabuk dedi
   onunla konuşurken içkinin kokusunu almış olsa gerek
   yarım kalmış viskiyi siyah poşete koyup ananeme getirdim
   kocakarı çantasına attı
   -nişan bitince gel al dedi
   el koyulan viskiyi es geçip başka içenlere yancılık yaparım nasılsa mantığı ile kalktım
   şerefsiz spiker oynamam için beni piste çağırınca utandım ama oynamamak olmazdı
   bi kaç sallandım
   ben oynarken pist doldu
   gelenler arasında yalancı da vardı

** ablamla eniştem zaten bana yakın oynuyordu
   yalancı da ablamın yakın arkadaşı olduğu için
   bizde kaçınılmaz mesafe yakınlığı oldu
   ama ben kaçtım
   takı merasimini mütakip
   son dans için
   ablamla eniştemin sevdiği şarkı çalmaya başladı
   çiftler bir bir kalkarken
   yalancıya da dans etmesi için enişte bey akrabası tarafından birisinin teklif ettiğini farkettim
   ama kabul etmedi
   eniştem beni çağırıp ablamla dans etmemi söyledi
   ablamı bırakıp teklif eden çocukla bir şeyler konuşurken
   ablamla ben dans etmeye başladım
   enişte gelince ayakta kaldım
   ablam kaş göz işareti ile dansa kaldırmamı istiyordu yalancıyı
   onların masasına gidip
   -bu dansı bana lütfeder misiniz sultanım dedim ananeme...
   -maaalesef dedi
   -hadi anane dedim ama
   -deden bile kaldıramadı bence uzatma dedi
   masada sap gibi kaldım ayakta
   reddedilmiştim
   ben salak salak beklerken
   ananem yalancının annesin de aynı masada olması sebebi ile
   -arkadaşını kaldırsana dedi
   annesi de gülümseyerek baktı ve hiç surat çatılması olmadı
   ben aslında istemiyordum ama
   yine de raconen sordum
   -dans edelim mi diye

** -etmeyelim yorgunum dedi
   hiç beklemediğim bir tepkiydi
   ben sorunca direk kucağıma atlar sanıyordum halbuki
   -peki dedim masadan duble züt olmuş şekilde ayrılırken
   reddedilmenin gıcıklığı ile bir köşeye çekilmiştim ki mesaj geldi
   -özür dilerim annem varken edemem...
   bu aslında geçerli bir sebeb olmasına rağmen
   ben şerefsizliğim dolayısı ile
   -önemli değil ben öylesine sormuştum zaten dans etmek istediğimden değil.. mesajını yazıp gönderdim
   cevap gelmedi ama bakışlarından üzüntüsü belliydi
   gece bitti
   aile büyükleri için gerekli eğlence ve takı olayı tamamlanmıştı ama
   elbet gençler biraz da ailelerinden ayrı eğlenmek istiyorlardı
   eniştem beni çağırdı
   bir yere gidelim mi diye sordu
   farketmez diyerek seçimi onlara bıraktım
   gece biterken ananemi uğurlamaya bende gittim
   gençler olarak kalıp başka bir yere gidecektik
   ananem arabanın anahtarını almak koşulu ile
   yarım kalan viski şişesini geri teslim etti
   ben viski şişesine konsantre olmuşken
   unuttuğum şey
   yalancının da genç grubla kalmasıydı
   babam ve annem taşkınlık yapmamam konusunda sıkı sıkı
   ve defalarca uyardılar

** mekandan çıkıp beraberce 20 kişi civarındaki grupla
   oturulabilecek bir mekana gittik
   enişte beyin bir kaç arkadaşı ve ben
   içilebilecek bir şeyler alıp oturduk
   ben birazda sarhoşluğun etkisi ile
   mal mal milleti dinleyip
   otururken yalancının varlığını yine unutmuştum
   telefona bakarken aklım gelen kişi bilgeydi
   ama bilge aklıma gelince yalancı geldi
   bilgenin başka birisi ile ilişkisi var iken benimle çıkmayacağına nedendir bilinmez
   inanamıyordum
   tüm bunların altında da yalancının olduğunu düşünüyordum
   ama ona soramazdım çünkü yalancı bana aşıktı
   normalde de soramazdım çünkü konuşmuyorduk
   ama içim içimi yediği için
   yalancı ile konuşmaya karar verdim
   -sen içmeyecek misin bişey dedim
   -hayır teşekkür ederim dedi
   -hmm bira içersin sanmıştım dedim
   -yorulma gerek yok dedi
   ayağa kalktım bir kaç kişi nereye diye sordu ama cevaplamadan markete gidip
   iki tane bira aldım geldim
   bu hareketimi ablam eniştem ve yalancı garipsese de benim planım farklıydı
   verdim birayı
   -eee nasıl gidiyor dedim
   -iyi dedi
   utandığı için sanırım uzunca yudumlayamadı birayı
   -senin ki nasıl gidiyor dedi
   -dünya dönerken ben dönmezsem başım dönüyor dedim

** -anlamadım dedi
   -hayata ayak uyduruyorum işte dedim
   -ablan söyledi üzüldüm dedi
   bu kadar çabuk bilgeye geçiş yapmasına planımın bir parçası olarak
   -ben üzülmedim dedim
   -onu seviyorsun sanmıştım dedi
   -ben de öyle sanmışım dedim şaşırmış ifadem ile
   -ben nasıl anlayamamışım böyle bir şey olduğunu, hiç beklemezdim dedi..
   aslında adıma üzülmüş olması lazımdı ama kendi adına sevindiğini mimikleri ele veriyordu
   -boşver bitti artık dedim
   -üzülmedin mi kelebek aldatılmış olmaya dedi.. bilgeyi suçlayıp kendine prim çıkarırcasına
   -üzüldüm ama aldatıldığıma değil dedim
   -niye üzüldün peki dedi
   -eğer ben iyi bir erkek arkadaşı olabilseydim aldatmazdı.. demek ben bişeyler ekgib yapmışım ki aldatma gereği duymuş dedim
   -o nasıl düşünce öyle, kızın genlerinde varsa aldatmak seninle ne alakası var dedi
   -huur demek kolay aldatan için ama eğer aldatılmayı hakettiysem ben suçluyum,ama haketmediysem de iyi ki gitmiş zaten dedim
   -yani sen bişeyi ekgib yaptı da ondan mı gitti demek istiyorsun dedi
   -herkesin tatmin seviyesi çok farklı, kimileri buket buket güle kimileri bir kerecik görebilmeye.. dedim
   -haklısın ama bence senin hiç suçun yok dedi
   biz konuşmaya dalmışken farkettim ki bizi yalnız bırakmak adına herkes dağılarak grublaşmış
   -vardır muhakkak boşver bilgeyi dedim
   -tamam özür dilerim dedi
   aslında benim beklediğimden daha rahat bir konuşma geçiyordu
   ama onun daha önceki yalanlarından dolayı
   tüm kurduğu cümlelerin yalan olabilmme hesaplarını yapmak zorunda kaldığım için daha çok düşünmek mecburiiyetinde kalıyordum

** geçmişi silmiş olsak o an aşık olablirdim ona
   ama geçmişi silerken bilgeyi de silmem gerekiyordu
   ben yalancıya karşı duygusal anlamda aşk denilmeyecek kadar rahat olduğum için
   ağzımdan çıkacak soru ve cümlelerde kasılma yaşamıyordum
   zaten kıza daha önce ağır konuşmuş
   küfür etmiş hatta başka bir kız uğruna tokat atmış olmama rağmen
   hala ben seviyor oluşu
   benim kalbimin zütünü oldukça kaldırmış
   kendi kendime ulan sövdüm dövdüm başkası ile göz göre göre çıktım
   beni ne yaparsam yapayım sever mantığı ile
   biraz dalga geçercesine
   biraz da ti'ye alarak
   -demek sen bana aşık oldun dedim
   o an allaha kirpikleri olduğu için dua etmiş olmalı ki
   utanarak gözlerini kısıp başını aşağı indirdi
   zevk almaya başlamıştım
   hafif alkol etkisi ile olsa gerek anti mütavaziliğin takunu çıkararak
   -suç sende değil ben çok yakışıklıyım dedim
   konuşamıyor olması
   utanması
   zevk veriyor daha çok utandırmak için devam etmem gerektiğin düşünüyordum
   ki harbiden bir sevene bunu yapmak
   sevmiş birisi ile dalga geçmek
   kendimin bile alışık olmadığı birşeydi
   -hangi ara aşık oldun bana dedim
   bilmem'i ifade eden surat mimiği ile yine sessiz kaldı
                             
**  -olur mu sence dedim
   -ne olur mu dedi
   -biz dedim
   -anlamadım dedi
   -beraber olsak mutlu olur muyuz sence dedim
   -bilmem dedi
   -olamayız dedi
   -neden dedim
   -ben seninle şu an beraber olmak istemiyorum ki dedi
   şaşırmıştım
   -neden hani seviyordun dedim
   -seven benim sen değil dedi
   -nerden biliyorsun dedim
   -benim bildiğim daha önemli bişey var o da bilgeyi hala seviyor oluşun o yüzden ben seviyor olman anlamsız dedi
   -yani benimle çıkmak istemiyorsun öyle mi dedim
   biraz sinirlenerek
   -başka zaman konuşalım sarhoş oldun galiba dedi
   -yoo gayet iyiyim ve teklifimi yaptım seçim senin dedim
   -dalga geçiyorsun dedi üzülerek
   aslında evet basbaya dalga geçiyordum
   ama devam ettirmek için
   gözlerine bakıp
   -hayır dalga geçmiyorum ve ciddiyim dedim
   -hayır kelebek yapamam böyle bir başlangıç çabuk bitmesine sebeb olur, zaten uzundur bekliyorum ve yine beklerim ama
   aklın başkasında iken yapamam dedi
   biraz sessiz kalmışken
                             
** -beklerken başkaları girebilir ama dedim
   -benim için öyle bir ihtimal yok ama senin hayatına başka birisi girebilecekse zaten hazır olmadığın anldıbına gelir dedi
   -ama diye lafa girecekken
   -sus lütfen sus, seviyor gözüküp sevmemen hiç sevmemenden daha çok acı verir, çocuk değilim ben,
  dünün ile bugünün arasında çok fark var, yapma lütfen dalga geçme benimle dedi
   -haklısın, selamın aleyküm konuşmaya başladık ve dakika bir itibari ile bilgeden konuştuk,
  o yüzden biz olamayız bir süre hep o da olucak, gerçekçi olmak gerekirse yanlış anlama ama
  sana güvenebileceğimi de sanmıyorum,her lafında yalan arıyorum,her cümlenin sağlamasını yapmadan inammıyorum
  eğer biz olammıyorsak bunun tek suçlusu benim bilgeyi sevmiş oluşum değil senin en başından ber gereksiz yalanların oldu dedim..
  bir nevi yalancının suratına hatalarını bir bir vuruyordumm
  -seninle ilgili hayal kurarken mutlu olup sonra gerçekleşmeyeceğini bilmek kadar büyük ceza olamaz dedi
  -ne hayali diye  sordum
  cevaplmaya hazırlanırken
  hadi gidelim diye seslendi ablamm
  -cezam yine başlıyor ama bugün ki hayalim çok gerçekti,iyi geceler...  
                             

**benim saçmalığım sebebi ile artık arkadaşlar arasında da
   benim ile yalancı arasında birşeyler olduğu düşünülüyordu
   çünnkü herkes gülüp eğlenerek ablamların nişanını konuşurken
   biz muhabbetten uzaklaşıp kendi geyiğimizi yapmıştık yalancı ile
   herkes kalkmış gitmeye hazırlanırken
   kimin kiminle gideceği kaosu yaşanmaya başladı
   bazıları gitmek isterken bazıları oturma taraftarıydı
   yalancı geç kaldığı gerekçesi ile gitmek isteyenlerdendi
   ve onu zütürecek kişi olarak tek ben gözüküyordum
   o ablam ve eniştemi tekrar tebrik ederken
   ablam ve eniştemin darısı başına derken
   başlarının bana bakıyor oluşu da onu utandırmaya fazlası ile yetmişti
   önden yola koyuldu
   düştüm arkasına
   ahaliden hafif aralandıktan sonra beraber yürür olduk
   -teşekkür ederim dedi
                             
-ne için diye sorduğumda
   onu eve bıraktığım için olduğunu hatırlattı
   dalga geçer modda olan ben
   -sanırım sen beni eve bıraksan daha iyi olucak sarhoşmuşum ya biraz saçmaladım baya galiba dedim
   -saçmalamak ayrı yarın hatırlayabileceklerini söylemek ayrı dedi
   kendi kendime ama onun duyabileceği bir şekilde
   -vaay bee yalancı hanım demek benimle çıkmak istemiyormuş dedim
   -galiba benim seni eve bırakmam lazım gerçekten sarhoşsun dedi
   mesafe kısaldı eve varma arefesinde iyi geceler diyerek
   yukarı çıktı
   kendi evime dönüş yolunda kendime fazlası ile kızmama sebeb olan şey ise
   zaten içkinin yeterince takunu çıkarmış olmama rağmen marketten
   cila niyetine bir bira daha almam oldu
   ulan pekekent zaten zütün başın oynamış içmekten
   hala içecem diye uğraşıyorsun diye kendi kendime söylendim eve gelince
   nasıl uyuduğumu bırak nasıl eve geldiğimi bile hatırlamazken
   sabah kalkar kalkmaz

mesaj attım yalancıya
   -nerdesin diye
   ananem de olduğunu belirten cevabı verdikten sonra
   yola koyuldum
   kapımı açan yalancı oldu
   -günaydın
   -günaydın
   -ben ayıldım da,şey işte tekrar etmek istiyorum dedim
   -neyi tekrar etceksin dedi
   tam basıcam yine teklifi ananem seslendi
   içeri girdim
   bende bir artislikler
   bi utanma tripleri
   bi alttan alttan bakmalar
   gören liseli ergen sanır
   yalancı ise bu hallerime
   gülsem mi utansam mı? karmaşasında
   ananem bi kaç gereksiz soru sordu
   öyledir böyledir onları cevapladım
                             
-başka yemek yapıp yapmayacaklarını sordum
   -ne istediğimi sordu ananem
   ben söyledim
   -bakarız diyerek konuya kilit vurdu ananem
   ben kaçayım artık diye ayrılırken
   kapıda
   -kararını verdin mi diye sordum yalancıya
   -hayır dedi
   -bana mı hayır yoksa karar'a mı dedim
   -hadi güle güle kelebek dedi
   kapı kapandı
   akşama kadar volta geyik arkadaş ot tak
   zaman geçirdikten sonra akşam eve geldiğimde
   nişan geyiği devam ediyordu
   ablam aralarından sıyrılıp
   -bak bakayım sen bana bi konuşalım dedi
   -buyur abla dedim
   -ne iş olm teklif edip duruyor muşsun kıza dedi
                             

-hangi kıza dedim
   -olm dalga mı geçiyorsun, daha dün istemiyordun dedi
   -ne oldu kızın bi kusura mu var dedim
   -yoo dedi
   -e daha düne kadar çıkmamızı istiyordun asıl sana ne oldu dedim
   -olm ciddi misin sen dedi
   -ciddiyim ama yine kızdım, hemen yetiştirmiş sana dedim
   -yok yok kızma,ben zorladım ne konuştunuz diye dedi ablam
   ablama da ciddi olduğumu daha doğrusu ciddi olduğum rolünü de yaptıktan sonra
   bazen atak yaparak
   bazen onun gelmesini bekleyerek
   peşinde koştum durdum
   ben sallamaz davranınca
   gel yemek yaptık diye çağırdı
   veya ablamları da yanına alıp kafeye çağırdı
   ben gidip karar verdin mi diye takılınca
   ciddi olup olmadığımı anlayamadığı için bişey diyemedi
   ama artık işi ciddiyete döküp kabullendirmem lazımdı
   çünkü okula gitme vakti yaklaşıyordu
   mesajlarla atağıma devam ederken
   bir akşam üzeri

-sıkıldım mesajına
   -aşağı in diyerek karşılık verdim
   biraz, olmaz gelemem, nereye mesajlarına
   gel işte diyerek ayar verip
   araba ile onu bekledim
   arabayı sürdüğüm yer manzarası olan
   oturup konuşmaya son derece elverişli
   memleketin güzide yerlerinden birisiydi
   çıktım arabadan onu hiç çağırmadan
   oturdum memlekete nazır
   çıkıp yanıma geldi ve oturdu
   hayli sessizlik sonrası
   -ne güzel değil mi dedim
   -evet çok güzel gözüküyor dedi
   -şehir değil kastettiğim dedim
   -nedir dedi merakla
   -hayal kurmak dedim
   -hayallerinde güzel birisi varsa çok güzel gerçektende dedi
   -bazılarının hayal kuracak kara kaşlısı kara gözlüsü vardır, bazılarının ise kara geçmişi kara gelecek korkuları dedim
   -var mı senin kara gözlün dedi

-sen varsın dedim gülümseyerek
   -yuh daha gözlerimin rengini bilmiyorsun bir de utanmadan asılıyorsun bana dedi
   -belki korkmuşumdur derin derin bakmaya nerden biliyorsun dedim
   utandı yine
   -gıcık, sadece an'ı kurtardın dedi
   -özleyecek misin okula gidince dedim
   -hayır dedi kinayeli
   -bu şehir özlenmez mi dedim. şehri göstererek
   -pff çok uyuzsun ben şehri mi kastettim dedi
   -ben de beni kastetmedim ki dedim uyuz bir şekilde
   bu konuşmayı hemen mütakip omzuma yumrukçuk attı bir tane
   -gidelim mi dedim
   -biraz daha kalsak olmaz mı dedi
   -bi gören filan olur sevgilim değilsin bişeyim değilsin, adım çıkmasın dedim
   -alla alla senin mi adın çıkar benim mi dedi
   -adımız beraber çıksın mı dedim
   yine gülümseyerek
   -hayır naz yapıcam biraz daha dedi
                             
-iyi yap bakalım, usanacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. dedim
   -okula gidince görcez bakalım arayıp sorcak mısın dedi
   -haa senin bir sene de okul var dimi, tekliflerimi geri alıyorum,kim bekleyecek bir sene okulu ohoo ben başkasına bakayım en iyisi dedim
   kalktı yürümeye başladı
   arabayı de es geçip yürümeye devam edince
   arkasından koşma gereği duyarak yetiştim
   nereye gittiğimi sormalarıma cevap vermedi ama
   o an ağlamaması için cem yılmazın best of esprilerini arka arkaya sıralaması gerekiyordu
   tuttum kolundan daha fazla uzaklaşmaması için
   biraz eğilip gözlerine baktım
   -ben aldım cevabımı, şehri değil beni özleyecekmişsin dedim
   geri dönüp arabaya binerken kapısını açtım
   ve düşük hızla onu evine bıraktığımda
   iyi geceler dileğime
   kendisinin bile duyduğundan şüphe ettiğim
   iyi geceler ile cevap verip evine çıktı
   ertesi gün durum kontrolü amaçlı
   mesajlar yazdığımda
   iyi olduğunu belirten mesajlar yazdı
   artık ablama ben bişeyler yapalım beraber şeklinde isteklerde bulundum
   bu yapılan şeyler arasında
   biryerlerde oturmak
                             
bazen dondurmacı
   bazen sinema bazen yemek şeklinde gelişirken
   ablam ile eniştemin gözünde biz resmen çıkıyorduk
   ama bu durumu henüz resmi olarak açıklayamıyorduk
   ama işin aslı bana göre ortada birşey yoktu
   ne canıydım ne aşkı
   çoğu zaman uyuzu ve gıcığıydım yalancının
   yalnız kaldığımızda çok ciddiyetsiz tekliflerime devam ettim olur olmaz yerlerde
   ablamlar geleceklerini söyleyip gelmedikleri bir öğle yemeği ile
   ilk defa çevrece bunlar çıkıyorlar mı düşüncerini etrafa yaymış olduk
   -gelmiyorlarmış ablamlar dedim
   -niye dedi
   -işleri çıkmış dedim
   -senin planın bu dimi dedi
   -bende senden şüpheleniyordum valla dedim
   -çok meraklıydım seninle yemek yemeye dedi dalga geçer halde
   -ulan herkesde bize bakıyor,dur ben bir açıklama yapayım millete çıkmıyoruz diye, yanlış anlayacaklar dedim
   -utanıyorsan gidelim dedi
   -ooo demek sen utanmıyorsun dedim
   -yemek yemenin nesi yanlış dedi
   -ama çevreden bakanlar bizi sevgili sanıyor dedim
   -off tamam yemeğini ye hadi dedi
   -emredersiniz dedim
   -konuşmaktan yemeye fırsat bulabilirsen tabi dedi
   o da eski formuna dönmeye başlamıştı
                             
ben ne kadar gıcık olabiliyorsam o nun da benden geri kalır bir performans sergilemeyeceğinden emindim
   ama ben daha şanslıydım
   çünkü o deli gibi seviyordu..
   ama benim ya aklımda  ya kalbimin bir kenarında bilge vardı
   o yüzden onu sevmeye konsantre olamıyordum
   okula gitmesine bir gün kala
   tekrar buluşma isteğime teyzeleri geleceği gerekçesi ile refakat edemedi
   bundan duyduğu üzüntüyü de mesajla
   -kaçabilmek için bahane mi bulsam acaba dedi
   -çok mu özledin beni dedim
   -denize düşen yılana sarılır kelebek, hemen kendine pay çıkarma dedi
   -iyi bende gideyim yatayım o zaman dedim
   -yaa hayır yatma dedi
   -o zaman yakışıklı bir yılan olduğumu kabul et dedim
   -haha sen mi diye yine dalgasını geçti
   çıkamadı o gece
   ertesi gün
   ananemle vedalaşmaya annesi ile gelirken
   ben de ordaydım
   ananemin yüklü miktar para verme isteğine
   yalancı karşı çıkarak

-para için yapmadım anane dedi bana bakarak
   demek istediği torununa daha yakın olabilmekti anldıbına geliyordu
   -bende bişey yaptın diye vermiyorum ki,borç veriyorum sonra çalışır ödersin dedi
   -yok bu çok fazla alamam dedi
   -herkesin peşinden koşup helallik isteyecek kadar vaktim kalmamış olabilir,al diyorsam al dedi ananem
   geyik uzadı ve sonuç olarak ananem galip geldi
   bir kısmını çantasına zorla sokuşturdu
   geri kalanını için de
   hesap numarasını almam için bana talimat verdi
   birbirlerine çok alışmış oldukları veda sırasında ki göz yaşları ile açıklana bilirdi
   ama yalancının ananemi ne kadar sevdiğini anlamam için
   evden çıktıktan sonra
   -ya bir daha göremezsem diyerek içeri girip tekrar öpmesi yeterli oldu
   onları evlerine bırakabileceğimi söyledim ama
   alışveriş yapacakları gerekçesi ile olmadı
   ben dışarda iken
   ablamla da görüşüp vedalaşmış yalancı
   bilet saatini sordum
   gece bineceğini söyledi
   -tamam hayırlı yolculuklar dedim
   -markete gitmem lazım da bizim evin altında ki saat kaçta gitsem acaba diye mesaj attı
   beni son kez görme isteğini belirten bir mesajdı bu
   -bizim bakkalda da sakız kalmamış şimdi yola çıkayım sizin bakkaldan alırım dedim
   gelme zamanımı doğru hesaplamış olacak ki
   market önünde karşılaştık
   biraz yürüdük

-iyi yolculuklar dedim tekrar
   sarılırken
   -başkalarına bakarsan kafanı kırarım dedi
   -birisi var mı ki başkası olsun dedim(onun hala çıkma teklifimi resmi olarak kabul etmemiş olmasına gönderme olarak
   gülümsedi
   biraz uzaklaştı
   arkasını döndü
   -kelebek diye seslendi
   sadece göz kırpma ile ne var dedim
   -ben varım dedi
   -benim bir sevgilim mi var şimdi dedim
   sessiz olmamı belirten sus işareti yaptı gülümseyerek ve çevreye bakarak
   -uzaktan kabul edersen öyle olur hanfendi dedim
   -vazmı geçsem acaba ?dedi
   bana bişey söyleyecek fırsat kalmadan
   gitti
   birinci aşama tamamlanmış
   yalancıyı sevgilim yapmış
   artık onu ziyaret ediyormuş gibi bilgenin olduğu il'e gidecektim
   ve kimse o ile niye gittiğimi sormayacaktı
   sorsalar bile cevapları yalancı için olacaktı
   ama benim en büyük soru işaretim hala bilgeydi

**ona gider ayak bir sürpriz daha yaparak terminalde uğurlamak istedim ama
   hem abisi hem hem akrabaları hem de bir kaç kız arkadaşı onu uğurlamaya gelmişti
   zaten züt içi kadar olan terminalde reklam olmaya gerek yoktu
   zira adımız aile içi de duyulursa bu benim için pek iyi olmazdı
   ben uzaktan izlerken sürekli çevresine bakıyor oluşu ile
   gözlerininin beni arıyor olduğunu anladım ama
   ben gizli kalmaya devam etme kararı aldığım sırada
   bir mesaj düştü telefonuma
   -uyuz
   -maşallah ne çok sevenin varmış dedim
   mesajı okur okumaz tekrar sağa sola baktı belki bir belki yarım saniyeliğine gördü beni
   -teşekkür ederim dedi
   aradım
   numaradan olduğu çok belli olan ağlamaklı  ses tonu ile
   -alo dedim
   konuşmanın devdıbına sahte hıçkırıklar ve ağlamaktan konuşamama efektleri verdim. çünkü gerçekten ne diiyeceğimii bilmiiyordum
   -kelebek numaradan mı ağlıyorsun sen? dedi
   hemen sesimi düzelterek
   -sen ağlamıyorsun ben ağlayayım bari, sevgilim gidiyorda dedim
   -gözlerim seni aramaktan ağlamaya fırsat bulamadı. gelişin de mutluluğum için gayet yeterliydi.hem ağlayacak çok zamanım olucak dedi
   -göz yaşlarını bile taksitlendirmişsin tebrik ederim dedim
   -peşin olarak da sevdim ama dedi. lafı koydu
   -iyi bakalım görücez dedim
                             
-gitmem lazım.. kendine iyi bak lütfen dedi
  -görende uzun süre görüşemeyeceğiz sanır ilk mola'da görüşcez işte abartma dedim
 -ilk molaya kadar iyi bak o zaman görüşürüz diyerek kapattı
  ama ben ne yaptım
  çok umarsız bir şekilde uyudum
  onun beni merak edeceğini bile bile
 aslında yolculuk yapan o olduğu için benim onu merak etmem gerekirken hemde
 sabah kalkıncada umarsızlığa devam edip birikmiş mesajlarına tek cevap atmadım
 öğlene doğru takunu çıkarıp hiç bir açıklama yapmadan
 uyuya kalmışım bile demeden, sadece
-afiyet olsun yazıp gönderdim
 -iyi eğlenceler yazarak karşılık verdi
 ben alaka kurmakta zorlanırken
 kafamın sonradan şarj etmesi ile onunla eğlendiğim imasında bulunduğunu anladım
 cevap vermeyerek aslında ne yapacağımı bilemekten ziyade
 nasıl yapacağımı düşünmekteydim
 ablam da şaşırtıcı olmayan bir şekilde
 sürekli benimle yalancı hakkında görüşüyorlardı
 enişte bey ile çoktan babamdan izin alıp benimle beraber
okumuş olduğum ili ziyaret planlamasını bile yapmışlardı
 yalancının gittikten sonrak ilk hafta sonu
 bende gittim
                             
** fiziken yalancı ile buluşacaktım
   onun fiziği ile bir görünüp bilgey görecektim
   şehrin en popüler cafesine gidip yalancıyı orda beklemeye başladım
   aslında beklediğim şey bilgeyi görebilme ihtimali idi
   onlarca insan girip çıkıyor olmasına rağmen benim gözlerim bilgeyi henüz seçememişti
   sadece birer kahve içtikten sonra bulunduğumuz yerden gitmek için
   -ne yapalım diye sordum yalancıya
   -oturuyoruz ya işte. sıkıldın mı diye sordu
   acıktığım bahanesi ile başka bir yere gitmek istediğimi belirtim
   hafta sonu itibari ile yürünebilecek
   her yeri yürürken yalancıyı da peşime taktım
   kullanndığının farkında olmayan yalancı halinden oldukça memnundu
   bu memnuniyetindeki en büyük etken
   benim onun özlemine dayanamayarak ilk hafta itibari ile geldiğimi düşünmesi
   sürekli onun yanında olmam
   ve onun yerine bilgeye konsantre olduğum için her söylediğine geçiştirme de olsa
   olumlu cevaplar veriyor olmamdı
   yalnız ilişkimiz
   benim alakasızlığım sebebi ile canımlı cicimli,
   veya liseli style sokakta el ele yürüme tarzında değildi
   sevgili olsakta ciddi bir mesafe vardı aramızda
   benim ümidimi kesmem ile memlekete dönme isteğim oluştu
   çünkü gezilebilecek ve gidilebilecek her yere yalancıyı da sürüklemiş ve sonuç alamamıştım
   yapıyor olduğum şerefsizlikle vicdanım arasındaki büyük kavga sebebi ile
   yalancıyı da üzmememek adına
   ona olabildiğince mesajlar yazıp
   aramalar yaparak

**imkanlar ölçeğinde beyaz altından bir kalp kolye alıp ona verdim
   sabri yılın futbolcusu seçilse o kadar sevinemezdi herhalde
   ama bana göre rutin bir sevgililik göreviydi bu
   4 hafta sonu daha arka arkaya gittim
   ama bunların 2 sinde yalancıya geldiğimi bile söylemedim
   5.inci gidişimde bilge konusunda kayda değer tek gelişme
   babasını görüşüm oldu
   bir süre takip evlerini öğrendim
   2 gün boyunca evlerinin civarında gezdim ama
   kız markete bile inmiyordu
   her hafta sonu gidiş maddi anlamda beni zora soktuğu için
   bir hafta sonu ara verdim
   benzin masrafı sebebi ile arabayı çalıştırmadım bile
   ama bilgeye olan merakımdan çatlamak üzere olduğum için
   ananemden para istedim
   -ne yapacaksın diye sorduğunda
   -yalancıya vereceğim parası bitmiş yalanını uydurdum
   niye yalan söylemiştim?
   bunu seve seve kabul eden ananem
   -kızı üzersen hakkımı helal etmem dedi
   yalancıyı aramadan ve ona haber vermeden
   ananemden aldığım para ile hafta sonu yine gittim
   yalancıdan gelen mesajlar
   beni çok özlediğine dair olurken
   benim ona verdiğim karşılık
   -bende idi ama özlediğim kişi bilgeydi
   yine tek başıma bilge izi sürerken
   babasının evi olduğunu tahmin ettiğim yerlerde dolaşmaya devam ettim
   bu dolaşmalar sırasında
   yalancının bir kız arkadaşının beni görüp
   yalancıya gözün aydın senin ki gelmiş diyeceğini hiç hesap edemedim
   baskın yedim beyler
                             

** hemde suç üstü ve olay mahalinde
   bilgeyi arayan gözlerim yalancıyı gördüğünde
   bana bakan yalancının gözleri
   hayatım boyunca duyduğum en büyük küfürü etti
   o küfürlü bakışa savunma bile yapamadım
   yutkunmaktan başka
   anlamışmıydı acaba?
   tabiki de anlamıştı
   yaklaşıp
   -pardon sizi rahatsız etmemin amacı rahatsız etmek beyefendi dedi
   -tam da seni arayacaktım dedim kıvırma amaclı olarak ama hiç de yiyecek gibi durmuyordu
   -gel kelebek onu burda bulamazsın dedi
   on dan kasıt tabiki bilgeydi
   o zaman bilgenin nerde olduğunu biliyordu
   ama takip etmek için iyiden iyiye şerefsiz olmam gerekiyordu ki
   ben şerefsizdim beyler
   o önde ben arkada yürüdük bir başka sokağa girdik
   bir kafeye geçtik. caddeye bakan yerde bir masaya beni buyur etti eli ile
   -iki tane soğuk su verir misiniz dedi garsona
   sular gelmeden kolyesini çıkarttı
   -burda bekle mutlaka yürüyüşe çıkarlar bugün, suyun birisini benim yerime şimdi den iç
  diğerine onu gördükten sonra karar verirsin dedi. ağlayacaktı yada sessiz ağlamak neye denir onu gerçekleştiriyordu
  kalkıp arkasından dur bi dakika diyecek oldum ama
   -benim seni bekleme sürem bitti sanıyordum ama senin bilgeyi bekleme süren bitmemiş. deyip gitti
   ne yapsam ne tak yesem diye düşünürken gözümü de çevreden alamıyordum ki
   bir kaç damacana soğuk su içmemi gerektirecek bir poz ile karşı karşıya kaldım
   uzundur görmediğim, uğruna ölürüm sandığım
   aşk bildiğim, sevmek sandığım
   onunla tanıştıktan sonraki geri kalan hayatım için
   başrolü ona vererek motor diye hayatımın geri kalanını geçirmeyi planladığım
   kadın olan bilge 3 kişiydi
   dokunmaya kıyamadığım elleri başka bir eli sıkıca sarmış
   hayallerimde ki çocuğum annesiz kalmıştı
   hamile hali bile yakışmıştı ama
   hiç yakışıklı değildi bu acı
   geçtiler gittiler
                             
** mutlu ve mesut hemde
   geri de kalan ben ve geride bıraktığım yalancı
   aslında geride olan bendim yalancıdan, bilge ise en aşağılığı..
   ne aramaya cesaretim oldu yalancıyı
   ne de özür yeterli olacaktı o aksi kız için
   geri döndüm memlekete
   ananem aradı aferim çocuğum vermişsin parayı diye
   dalga mı geçiyordu o da yoksa yalancı benim yalanımın üzerine yalan söylemek zorunda mı kalmıştı bilemedim
   gidip dövmekte istedim, bağırta bağırta hesap sormakta bilgeden ama
   ablam bile aferim dedi
   sonunda aşkı bulduğumu söyledi ama
   kim mutluydu ki??
   ablam iile konuşmasında herşeyin yolunda olduğunu söylemesi
   bana biraz cesaret verdi
   bindim arabaya
   ve gittim yalancıya
   -geldiğimi belirten mesaj attım
   cevaplanmadı
   aradım meşgule geçti
   aradım meşgule geçti
   belki de yüzlerce defa yazmam lazım bunu ama den den koymak en iyisi hemde defalarca
   arabada yattım
   kursunun önünde 3 gün 3 gece ama hiç bir şekilde giblenmedim
   elimde çiçeklerle bekledim ama koklanmadım
   sinirle güvenlikle tartıştım ve polis tarafından sorgulanmak üzere nezarete alındım
   serbest kaldığımda tekrar ağzını burnunu kırmak üzere bilgeye gitmek istedim ama
   kader midir bilinmez ama karşıma ...  
                             
yalancı çıktı
     hemde tam karşıma
    zaten sinirliydim sıkılmıştım peşinden koşmaktan
  bir de polis tarafından sapık muamelesi görmüştüm
  -dur dedim
  durmadı
  -sana diyorum dur sinirlendirme beni dedim
  -şimdi kimin için dövüceksin dedi
  -kimseyi dövdüğüm yok dur konuşalım dedim
  -konuşmak istemiyorum kelebek dedi
 -tamam hatamı kabul ediyorum özür dilerim dedim
 aslında bunları konuşurken ne yaptığımın da tam olarak farkında değildim
 yalvarıyordum kıza beni affet diye ama aslında gibimde bile değildi amk
  peşinden koştuğum şeyin aşk değil de
  kendimi affettirmek olduğunu farkettim
  affetmese ne olurdu?
  ne kaybederdim
  o anlık ki düşüncelerle
  -iyi peki sen bilirsin dedim
 -bilgeye mi gidiyorsun dedi arkamdan
 -senden gidiyorum yalancı dedim
  -offf diye derin bir iç çektikten sonra
 -sen hayaller kurduruyorsun ama kurarken bile yıkıyorsun kelebek hayallerimi dedi
  -herkesin hayal yıkıcısı oluyor maalesef dedim
  -görmek istemiyorum seni bir daha dedi
  -nedense hiç üzülmedim dedim
  -yalan söylüyorsun, yoksa kapıda yatmazdın günlerce dedi
  -benim için kapılarda beklemek zor olmadı ama senin aşağı inmemen zor olsa gerek dedim
  -nerden biliyorsun öyle olduğunu diye sordu
  -uzatmıyorum yalancı geleceksen buyur gel dedim
 -ne kadar vurdumduymazsın sen yaa diye surat yaptı bana
  -he öyleyim hadi eyvallah dedim
 -gidemezsin olm bana açıklama yapmak zorundasın dedi
 -sabaha kadar açıklarım, binbir tane yalan söyleyerek açıklarım senin yaptığın gibi,ama şimdi bana inanmazsın
benim sana hiç inanamadığım gibi, dedim
  -ben yalan söylemiyorum artık dedi
 -ben söylüyorum kızım ben artık yalan söylüyorum, seni sevmiyorum ve hiç umrumda değilsin dedim
 -bu yalan mı dedi?
 -zormuş değil mi neyin yalan neyin gerçek olduğunu anlamaya çalışmak dedim
  -şimdi de geçmişi başıma kakma zamanı mı geldi kelebek dedi?
  -neyin zamanı olduğunu bende bilmiyorum dedim
  -hiç sevmiyorsun dimi beni dedi
  -bana göre evet sana göre hayır, yada kime göre evet kime göre hayır neyse pek de önemi yok artık diyerek gitmek istedim
  -sadece bişey merak ediyorum dedi
  durup merakla dinledim
  -farzet ki ömrümüzde birbirimizi ilk defa şu an yolda çarpışarak gördük dedi
  -ee dedim
  -sever miydin beni dedi
  -ben bilgeyi sevdim de ne oldu?sen beni sevdin de ne oldu? dedim
  -keşke tanıştırmasaydım seni dedi
  -bilgeye sen verdin değil mi numaramı dedim
  cevap vermedi
  -sen verdin değil mi dedim
  -böyle olacağını bilmiyordum dedi
  -amacın neydi ki?diye sordum
  sustu
  -bir gün acı çekeceğimi bile bile neden böyle bir şey yaptın yalancı dedim
 -bilmiyordum kelebek dedi
  -bilgeden sonra bir huurya isyan ederek kimseyi sevemeyeceğimi biliyordum, aslında ikiymiş ama haberim yokmuş,
  çok yazık dedim
  sinirle gözlerime baktı ona da huur dediğim için ama sesini de çıkaramadı
  -ah gülçin ah senin bezin herkesten daha temizmişte haberim yokmuş dedim
  konuşmak istedi
  -şu an sinirim çenemde ellerime geçmeden gibtir git yalancı dedim
  -ağır konuşuyorsun ben böyle olacağını bilmiyordum dedi
                             
-bir daha karşıma çıkma yalancı diyerek ayrıldım yanından
   her işte bir hayır vardır derler ya
   hakaten öyle olduğunu
   memlekete dönüp babama askere gitmek istediğimi söylediğim de anladım
   başvuru yapıp tecili bozdurduk
   ve askeriyeden haber bekledim
   bir buçuk ay civarı beklerken
   yalancı süreklii görüşme fırsatları yaratmak için memlekete geliyor
   geldiği zaman ablam vasıtası ile geldiğini haber veriyor
   ablam ananeme yemeği benim zütürmem konusunda ısrar ediyor ama ben zütürmüyordum
   asker yemeği verdiğimde
   yalancının da geldiğinii gördüğüm için
   kendi yemeğimi terkederek babamı oldukça kızdırdım
   annemde söylensede durum pek değişmedi
   -bu kadar rahatız ettiysem ben giderim kusura bakma ben giderim diye bir mesaj attı
   cevap bile vermedim
   askerlik gelsede kurtulsam moduna çoktan geçmişştim bile
   salya sümük ama paralıca gönderildim askeriyeye
   hatta peder bey enişte ablam ve annem kendileri bıraktılar zahmet edip
   selamın aleyküm girdik üst baş ayarlaması
   yatacak yiyecek derken
   ilk bölümü geldi de geçti bile askerliğin
   her aile bireyi ile telefon görüşmemde
   çok özlendiğim ve dikkatli olmam konusunda uyarılırken
   ablamın benimle tek konuşabildiği şey yalancıydı
   -her gün arıyor haber var mı?iyi miymiş diye soruyor dedi ablam
   -ona söyle salak salak sorular sormasın, kurşunu sık sonra iyi misin diye sor ohh iyiymiş vicdana mı gelmiş dedim
   ablam yine şöyledir böyledir seviyormuş pişmanmış otmuş takmuş sürekli onun savunmasını yapınca
   -bir daha beni arama abla diye de onu da uyardım
   askerliğin geri kalan kısmı başladığında tüm bu sorunları düşünmekten
   memleketi özlemekten
                             

sistematik işleyen askeri işlerinden sıkıldığım için
   biraz mallaştım
   bu mallaşma bana yalnızlığı beraberinde getirdi
   tek başıma oturup salak salak sağa sola bakıyordum boş vakitlerimde
   bir gün eğitim sırasında ablamla eniştem ziyarete geldiği için izin alarak bölükten ayrılıp
   nizamiyeye gittim
   onlarla görüştükten sonra giderlerken ablam bir mektup tutuşturdu elime
   gönderen kısmında seni seven birisi işte yazıyordu
   yalancı olduğunu anladığım için ablama geri vermek istedim
   ama okuman lazım mış kelebek oku sonra atarsın dedi
   ziyaret bitti
   ben bölüğe geri döndüm
   eğitim saatinin bitmesine az kaldığı için eğitime katılmadan içbahçeye oturarak milletin gelmesini beklerken
   mektubu okumalı mıyım okumamalımıyım onu düşünüyordum
   bir tane çavuş
   -aranızda fakir bini var mı lan diye bağırdı iç bahçeye
   halbuki iç bahçede bir tek ben vardım oturan
   yanıma elindeki iki çayla beraber geldi
   -çayı veririm ama borcun olur. bozuk yokmuş muallak çaycıda dedi
                             
bu çavuş komutan postası
   alanyalı
   binin en önde gideniydi beyler
   oturduğu zaman onu dinlemek için çevresinde en az 5 kişi gezerdi
   öyle bir binti ki gülmek için sadece bakmanız yeterliydi
   fakir bini diye bağırıp çayı bana verince bile sen kime bin diyorsun lan diyemedim
   oturdu yanıma
   -çayı ısmarladık anlat bakalım bişeyler dedi
   -ne anlatayım dedim
   -amk onu da mı ben söyleyeyim konuş işte dedi
   -mektup gelmişte okusam mı diye düşünüyorum dedim
   -sıkıcısın çavuş ver çayımı geri başka birisini bulayım dedi bana
   -içtim ama birazını dedim
   -o zaman mecbur konuşacaksın var mı manita dedi
   -yok dedim
   -yalanlarını gibim bu kimden geldi o zaman dedi
   açıklama yapmaya çalışırken
   bir komutan yanımıza koşarak gelip
   -dıbına çakim arkadaşım yemek öncesi ciksi sevmiyorum demiyor muyum ben sana? dedi
   bu gelen o alanyalı çavuşun bölük komutanıydı
   -çay tazemi diye test ediyordum komutanım dedi
   anında bir tokat yedi komutanında
   -dıbına çakim sallama çayı test etmek sana mı kaldı diye
   bölük çavuşunu bulup getirmesini söyleyerek ayrıldı yanımızdan
   -bu da benim kocam işte hem giber hem döver tam türk kocası diyerek kendi kendi ile bile dalga geçebilen bir binti
                             

bir süre onu göremedim
   ve bir yalnız yakaladığımda
   elime iki çay alıp
   -fakir bini lazım bir tane dedim
   -valla çok fakirim dedi
   bir sigara istedi
   -okudun mu mektubu diye sordu
   -okumadığımı söyledim
   -o zaman senin durum benden de karışık hacı dedi
   ben anlattımm o dinledi
   o anlattı ben dinledim
   ama öyle bir anlattı ki
   bu kadar bin birisinin tek bir kişiyi sevmiş olabilme ihtimalini
   bölükteki kime sorsanız inanmazdı
   bende herkes gibi alanyada hergün bir karı ile yatan
   birisi sanmıştım
   belki de bu yüzden o kadar çekici geldi bana hikayesi
   benim aşk durumum için de
   -yeşil çamda sana rol vermişler haberin yok bu ne biçim entrika amk dedi
   -aga ayıptır sorması yok mu amk alanya rus cavur bas geç bu ne işkence etmişsin kendine dedim
   -herşey am mı olm? öyle olsaydı gülçini giberdin, dedi
   -haklısın ama ellerine dokunmaya bile kıyamadığım bilge başkasından hamile dedim
   sürekli konuştuk
   o bana gelişmeleri anlattı durdu hep
   benim askerlik bittiğinde o uzun dönem yaptığı için askerliğe devam etmişti
   benim askerlik bittiğinde otobüste okudum mektubu
   aynen yazıyorum
   -aşk salaklıkmış
   aptallıkmış, yeri gelince huurluk, yeri gelince hanımefendilikmiş
   nefreti de varmış, başkalarının mutlu olmasını istemekte
   aşk yalan öylemekmiş hemde en sevdiklerine bile
   aşk annen hasta iken sadece yaşıyor mu diye bakmaya gitmek iken
   sevdiğin senden ayrı iken yollardan gözünü çevirememekmiş,bir umut gelir diye
   aşk gururmuş
   delice sarılmak isterken dönüp arkanı yürüten
   bağıra bağıra seni seviyorum demek isterken susup yutkunmakmış
   oyunmuş aşk
   hiç bilmeden oynanan kimi zaman kaybettiren
   kimi zaman geçici kazandıran
   tokat atanın, küfür edenin adamlığına salaklık
   başkasına sevdirmeye çalışırken kendin aşık olarak aptallık
   değerini herkese verenlerin seviyesine çekerek huurluk
   iyi kız olmak için hanımefendilik
   hala onu sevdiğin içinde nefretlik
   ve ilk gördüğümde kendime yalan söyleyerek senden etkilenmemiş yalanı rolünü oynadığım için sen haklısın
   çok sevdim kelebek
   aldım kalbime koydum
   ellerimi inandırdım artık
   senin ellerinle dolu diye
   kimseleri tutamaz
   kalbimi inandırdım artık bir kelebek olacak diye
   nasıl olur bundan sonra bilmem
   bana nasıl bakarsın bilmem
   adımı ne koyarsın bilemem
   ama ben senin adını aşk koydum
   ismin kalbime daim hayırlı olsun...  

**kimseye haber vermeyecektim aslında memlekete dönüyorum diye ama

ablama söyledim

ve benii otogardan eniştemin alıp alamayacağını sordumm

taşınması gereken valiz ve aile bireyleri için aldığım ufak tefek hediyeler vardı

ablam tamam hallederiz dedi ama

otogarda beni bekleyen bir enişte göremedim

ablama telefon açıp nerde kaldığını sordum eniştemin

gelmek üzere olduğunu söyledi

15 dk kadar bekledikten sonra gelen eniştem değil

yalancıydı

anlayacağınız ablam da yamuk yapmıştı bana

utangaç suratı ile yanıma yaklaşıp

elini uzattı hoşgeldin diyerek

ne yapacağımı bilemedim

bildiğim tek şey

askerliğim süresince hergün benim nasıl olduğuma dair ablamdan bilgi almış olması

ve sesimi duyabilmek için ablama telefonunun sesini açması için yalvarmış olmasıydı
ayrıca yazdığı mektup
oraya gelişinde çok büyük umutlar olduğu belliydi

belli ki beni çok özlemişti
belli ki hatalarından oldukça ders almıştı
zira suratıma bile bakamıyordu
bazıları allah'a aşk diye dilenirken
ben dibime gelmiş aşka surat yapıyordum aslında
yaptımda devam de ettim yapmaya
kendi mutluluğumdan geçtim
alanyalı binin ne tak yiyeceğini merak ediyordum

çünkü yanına gelecekti çok sevdiği
benden bi gibim olmazdı zaten
affettim demedim yalancıyı hiç
ama küs gibi de olmadım
ne başkası ile beraber oldum
ne de seviyorum dedim yalancıya
o aramazsa aramadım
ablamın düğünü öncesi yalancıyı istemek üzere evlerine gelme isteğinde bulunan bir aile olmuş
ama yalancı o gün açıklamış annesi ve abisine beni sevdiğini
düğün gecesi herkes oynarken konuşmak istediğini söyledi
sonra konuşuruz diye sallamak istedim ama çok önemli deyince merak da ettiğim için kabul ettim
dışarı çıktık düğün salonundan
üzerine inanılmaz yakışmış kıyafeti
kuaförünün yaparken bile çok zevk aldığına inandığım dalgalı bukleli uzun saçları
arkasında ben
yola düştük
çok geçmeden oturdu bir halk otobüsü durağına
kendi kendine çok düşünmüşş olduğu akmak üzere olan gözyaşları ile belli oluyordu
çoook uzun bir konuşma bekliyordum ama
-mutluluk bana geldiğinde ellerimi tutan sen olur musun kelebek dedi
cevap vermedim başım önde düşünürken
-özür dilerim diye kalktı yanımdan
gitme de demedim kal da demedim
bu onu uzunca bir süre hiç göremeyeceğimin iilk günüydü aynı zamanda
zamanla staja başlayıp çalışırken
çok güzel kızlarla tanıştım
çoğu için sadece bir tekliif yeterlii gözükürken hiç birisine teklif etmedim
sürekli alanyalı bin ile temasta oldum
askerlik süresince onu her arayışımda kızla aralarında ne olduğunu sordumm
kimi zaman mutlu kimi zaman üzgündü
askerlik sonrası onu ziyarete gittiğimde de
beraber gezdikleri
oturdukları
tanıştıkları yerleri göstermesi için resmen yalvardım
kızı da görüp küçük bir tanışma fırsatı buldum
beraber staj yaptığım bir binten duydum ilk
panpa lafını
daha sonra inci geyikleri ile gülmekten tanışmamız ve birlikte takılmamız çoğaldı
bana kullanmmadığı yedek niki olan
yannan giben kelebek'i verdi
hikayeler okudum inciden
sonra bende yazmaya karar verdim bir tane
alt yapıyı alanyalı binin hayatından alıp
sözlerle ve benzetmelerle süsleyip yazdım
bende bilmiyordum
o kadar sevileceğini
tam bir senemi aldı yazmak
herşey iyi güzel hoştu ama
alanyalı bin öğrenince üzüldü yazdığıma birazda kızdı
-şu tarihte alanyaya gel dedi
gittim işten izin alarak
ben beni dövmesine bile razıyken
iki gün çok güzel ağırladı beni
hikaye hakkında konuştuk
orası öyleydi burası böyleydi diye
ben aranız nasıl diye sorduğumda
-ikimizde mutluyuz cevabını verdi
giyindik ikimizde
bilmiyordum nereye gideceğimizi
sorduğumda
-sen bu gece cezanı çekeceksin, bende sana eşlik edeceğim içerken dedi
cezadan kasıt hesap ödemek sanıyordum
çok lüks bir mekana gittik
içeri almak istemediler bizi
bir kaç telefonla ayarladı alanyalı
girdik ben oturacak yer bakarken
-bekle dedi gözlerinde anlam veremediğim yaşlar var iken
-hayırdır lan dedim
-tanımadın mı dedi gelini göstererek
-yoo kim bu dedim
-gibtir et bende tanıyamışım zaten 8 senedir dedi
ben sadece
-hasgibtir diyebildim ani tansiyon düşmesi sonucu yere düşerken
o tuttu ellerimden
-şimdi içmek için bahanemiz var dedi
seven kişi o iken
ben o kadar üzüldüysem
onun neler yaşadığını sormaya bile korktum
daha önce zütürdüğü bir yere gittik
bank'a
yıllardır beraber oturdukları bankta
hiç konuşmadan denize bakarak içti
hiç bağırmadı
kimseye küfür etmedi
tatsızlık çıkarmadı
ama çook sarhoş oldu
susmuştum bende dinlenmiştim biraz ağlamaktan ama
ayağa kalkıp denize yaklaşarak
ellerini havaya kaldırdı
3 4 dk kadar bekledi
elleri havada iken öpülmesi gerekiyordu halbuki ebrusu tarafından
-hadi gidelim dedim dayanamadığım için
-o ne dedi biliyor musun kelebek dedi
-hangisini soruyorsun ki dedim
-ben mutlu olmayı çok hakediyormuşum.. çok iyiymişim mükemmel kalbim varmış, yalan dimi kelebek dedi sarhoşlukla
-hayır doğru dedim
-sus huur çocuğu sus, senin de dıbına koyim sende gideceksin beni yalnız bırakacaksın da yol mu yapıyorsun dedi
-yok be olm herşeyde bir hayır vardır üzülme diye tesellii etmeye çalıştım
çok sarhoş olduğu için evine zütürdüm
ertesi gün kalktığımızda tek hatırladığı
-herşey de bir hayır vardır dedin bana dün gece dedi
-evet dedim
-o yüzden yaşıyorum şu an,şimdi senii gibtir etcem burdan bunun sana hayır getirmesi için tek yapman gereken yalancının yanına gitmek diye
ciddi ciddi kovdu beni
daha sonra sadece iyiyim yurt dışına gitcem diye haber aldım alanyalıdan
ben mi ne oldum gibtir edin dıbına koyim bi gibim olmaz benden...
son



yeni yazılardan haberdar olmak ister misin tatlış?
abone:
e-postana gelen onay linkine tıklamayı unutma panpa.


beğendiysen paylaş panpa


1 yorum:

  1. Bu nasıl son lan huur 1 saattir ağlıyorum buluşsunlarda bitsin dıbına kodumun çilesi diye

    YanıtlaSil