türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yeni Bir Saldırı Dalgası - 3. Dünya Savaşı: Çin!

yeni bir saldırı dalgası 3. dünya savaşı çin

evet beyler bayanlar bu anlatacaklarımı ileride yaşadıkça hatırlayacaksınız!!!

almanya'nın türk bakanlarına karşı aldığı bu yasakçı tüm avrupa ülkerine yayılmış durumda.

avrupadaki tüm türkler yakında ayaklanmaya başlayacak.

Bir Avuç Süt Tozuna Giden Memleket


Sene 1948…
ikinci dünya savaşı sona ermiş, ABD kesenin ağzını açmış, ekonomisi çöküntüye giren ülkeleri Sovyetler'e kaptırmamak için Marshall planını devreye sokmuştu. Türkiye dahil 16 Avrupa ülkesine hibe şeklinde gönderilen yardımların en önemli kalemi süt tozu'ydu.•

Sadece hibe etmiyorlar, ilkokul çocuklarına içirilmesini şart koşuyorlardı. Teneke kutularda gönderilen süt tozu, öğretmenler odasındaki gaz ocaklarında suyla karıştırılıyor, kaynatılıyor, çocukların evlerinden getirdikleri bardaklarla servis ediliyordu. Tadı sütten biraz farklıydı, ağır bi kokusu vardı, 1960'lara kadar zorla içirildi.•

Raf ömrü uzundu, o dönemlerde buzdolabı filan olmadığı için sayın ahalimiz tarafından pek takdir edildi. E madem bu kadar beğendiler, hadi bakalım, sayın ahalimize süt tozu satılmaya başlandı. Amerikalılar bizi öz kardeşi gibi sevdiği için (!) kâr amacı gütmeden, sevabına sattılar. Sütün litresi 100 kuruş, süt tozunun kilosu 30 kuruştu, sayın ahalimiz üstüne atladı, adeta bağımlısı oldu.•

Ucuz olmasına rağmen, Amerikan malı olduğu için “kaliteli” kabul ediliyordu. Süt tozu yerine süt kullanmak, ilkel bi davranıştı!•

Bu arada süt üreticisi ölmüş, mandıralar iflas etmiş, amaaan bana ne'ydi.•

Yardımlar sadece süt tozuyla sınırlı değildi. Para verildi, bisküvi verildi, margarin verildi, Amerikan bezi verildi, hurda savaş gemileri, dandik tanklar verildi. Bunların karşılığında incirlik gibi askeri üsler alındı, petrol arama faaliyetlerimiz durduruldu, emekleme aşamasındaki uçak fabrikalarımız kapatıldı, yerli demiryolu hamlemiz takozlandı, tarım bağımsızlığımızda ilk gedik açıldı.•

“Siz zahmet edip üretmeyin, yorulmayın, ben hepsini beleşe veririm” deniyordu. Yardım ayağıyla, açları besliyor, tembelliğe alıştırıyor, yerli üretimi durduruyor, kendine bağımlı hale getiriyor, üstüne “sempatik” görünüyordu. Allah ABD'ye zeval vermesin diye dua ediliyordu.•

Böyle böyle, avantayı görünce yelkenleri suya indiren bir toplum yaratıldı, milli çıkarların yerini “beleş” aldı.•

Sonuç olarak Abd "radyasyonlu" olduğu için kendi halkına yedirmediği şeyleri halkımıza yedirdi.
Bu tarihlerden sonra anadolu tarihinde ilk kez çocuk felci vakaları görüldü ve de sonraları çocuk felci aşısı ‘rutin aşılar’ arasına sokuldu.
Bu aşılarda bizlere büyük paralarla satıldı.•

Koskoca memleket bi avuç süt tozuna gitti.

Belgelerle Kıbrıs Barış Harekatı: 1974


1962 yılında  herşey kıbrıstaki rumların adadaki Türklerden kurtulmak için akritas planını ortaya koymasıyla yani adadaki Türkleri yok ederek rumların adanın tamdıbını ele geçirmeye çalışması  ayrıca kıbrısın hellen toprağı olduğunu ve adanın tamamen yunanistana bağlanmasını amaçlayan planı ortaya koyarlar...

Dün Gece Kafama Balgam Attılar!


Beyler her şeyden önce beş kişilik bir ailenin en büyük sineğiyim. Zamanında annem larvalarını türkiyede bırakmış, ama babam vesilesiyle makedonyaya taşınmışlar havası suyu temiz ferah diye. iyi kötü bir eve yerleşmişiz, kuytu kenarda yaşıyoruz etliye sütlüye karışmadan. Ara sıra ev sahibinin misafirleri falan gelir onları emeriz, hayvandır şudur budur derken geçinir giderdik normal bir şekilde. Şimdi beyler makedonyanın da yaşam şartları biraz farklı, bi kere burada kolay kolay gündüz vakti uçamıyorsunuz kafanıza göre. Çünkü çevredeki huur çocuklarının garezinden midir nedir çalıların arasına yatmış kuduz çita sürüsü gibi bir havası var, gördükleri an saldırıyorlar. Bir gece yine evin misafirleri bir odada uyuyorken ben gözüme diktim bir tanesini, kalkmış ayağa bizim arkadaşları indirmeye falan çalışıyor elindeki havluyla, ırgatını gibtiğim sanki manas destanını baştan yazarcasına havaya girmiş sinsi sinsi ilerliyor acımadan indiriyor bizimkileri. Benim de görevim bu bini ense kökünden sokup etkisiz hale getirmek ve taşşaklarındaki kanı büzüşüp pörsüyene kadar emmekti.

Ben bu bini avlamaya çalışıyorum, bizimkilerden üç kişi havluyla ezilmiş bir şekilde cesetleri yerde bana bakıyor, aile desen korkudan tir tir titriyor bi dolabın arkasında. Ulan elindeki havluyu bir o yana bir bu yana salladıkça hava akımı oluyor, haliyle dayanamıyorum çıkıyorum meydana. Bu bin tam elindeki havluyu savuruyor bana ben gidip gardrobun açık olan kapağından kıyafetin içine saklanıyorum, belki pes eder umuduyla. Yok, bırakmıyor. Anasını kırığını görmüş gibi gözlerini amcık edasıyla açıp üstüme doğru geliyordu, tam vuracak son enerjimle de gibtir oldum gittim gardroptan, iki koltuğun birleştiği yere saklandım.

Ulan bu baktım bir şeyler yapıyor, kafamda da düşünüyorum bu muallak buraya vuramaz, koltuğun kenarından seker de kafama gelmez engel olur diye keyifleniyorum. Midesini soyunu sopunu sindirim sistemini gibtiğim ne yaptı dersiniz? Gerildi gerildi, boğazını iyice logar kapağı gibi açıp temizledi, tüm günün pisliğini soluyan pinnik dolu leş burnundaki topaçların hepsini aldı ağzına direkt fırlattı koltuğun üstüne, her tarafım yemyeşil, nükleer yemiş gibi oldum kıpırdayamıyorum anasını gibiyim. Tam dedim aha şimdi yannanı yedik, dürzümüze kadar gibecek derken bu binin babası geldi yanına. Tahminime göre sese uyanmış olacak ki zütünden kan gelene kadar dövdü bu huur evladını. Sonradan sonraya rahatladım derken balgamdan kurtulmanın bir yolunu buldum ve tekrardan mobilyanın arkasına giderek ailemin yanına gittim, şu an da tabletten yazıyorum, durumlar iyi. Bütün sülaleyi örgütledim, kısmetse bu gece tüm ailenin soyunu kurutacaz. Bu da böyle bir anımdır beyler.                              

Işid Hakkında Marjinal Teoriler

Irak ve Şam İslam Devleti, gavurların deyimiyle ISIL yani ''Islamic State of Iraq and the Levant'' burada dikkatimi çeken ''The Levant'' Bölgesinin bu örgütün bir parçası olarak sunulmuş olması ya da örgütün bu bölge bizim diyor olması. nedeni şu ki dikkatime şayan bu levant bölgesinin büyük israil projesinin ana hattı olması ve israilin yanı başında olup biten tüm bu fırtınaya rağmen sessiz kalması, ki israil ortadoğu'da iran'la birlikte istihbarat olarak en güçlü ülke. gelelim bu levant bölgesi nedir? filistin, israil, ürdün, lübnan, suriye, sina yarımadası ve hatay'ı içine alan bu geniş coğrafyayı kapsayan alanlar aynı zamanda zengin petrol ve doğal gaz yataklarına sahip.


şimdi çıkıp amerika'nın bir numaralı problemi haline gelen işid 2 amerikalı gazetecinin kafasını kesmesiyle amerikan kamuoyunun da bir numaralı düşmanı olarak görmesine neden olmuştur. oysa ki kafa kesmelerden önce amerikan kamuoyu kesinlikle savaşa karşıtı idi. aklına gelmiyor değil insanın, lan bu kafa kesme işinin arkasında kim var? e ben diyeyim ingiliz ajanları. şimdi amerika neyi planlıyor peki? amerika, yahudi milyarder lobisinin en fazla olduğu ülke, sonuçta bu adamlar hem para kazanmak istiyor hem de müslümanları bir birine düşürerek israil'i rahat ettirmek istiyor kısacası. petrol şirketlerinin tamamına yakını israil kökenlilerin sahibi olduğu amerikan ve ingiliz şirketler. e en büyük silah üreticileri de bu adamlar. savaş olmazsa nasıl silah satacaklar?

gelelim teoriye, bu savaş bitmez aga, ne zaman ki bu işi yönetenlerin kazandıkları menfaatler sona erer o zaman savaş biter, e bölgede eğitimsiz, fakir, yoksul ve radikal milyonlarca müslüman var, buradan çok cihadçı çıkar sonuçta, amerikan silah makinası'da sürekli çalışır, petrol şirketleri de doğan boşluktan elleri güçlenerek büyür ve merkezi yönetimlere karşı söz sahibi olur. haa ne zaman işid bir petrol bölgesine yaklaşırsa amerikan abileri kafalarına bomba yağdırır şimdilik ama o başka. ancak diyeceğim o ki işid'i kimse durduramaz aga, bu adamlar belki bir oyunda olduklarını bilmiyorlar, lakin işid'tekiler de büyük oynuyor. el kaide'ye benzemez. şimdi işid ne yapacak? diyeyim şimdiden, işid kerkük'e de girecek kuzey ırak'a da girecek, kürdistan'ı da sikecek. ama nasıl olur oralar petrol bölgesi, ben bilmem aga oyun çok büyük işid alsın ki zamanı gelince israil'in olsun. kürdistan bağımsız olursa israil'e maşa olmaktan başka bi boka da yaramayacaktır. işid iddia ediyorum bağdat'a da girecek, peki neden? iran imparatorluğunun ırak üzerindeki hakimiyetini kırmak için. en son ne olacak, nato bm ve benzeri koalisyon devletler ırak'a suriye'ye komplece girecek, peki kimin için? israil için. kıyametin alameti olum bunlar. :) merak etmeyin işid türkiye'sınırına kadar gelebilecek en fazla, ama türkiye bu hızla globalleşmeye devam ederse milyarlık şirketlerin oyuncağı olacak, akabinde israil'in. ha bize ne olur, bi'bok olmaz yozlaşır yaşarız, orta sınıf olarak, bizimle medya üzerinden istedikleri gibi oynayabilecekleri bir ülke oluruz, yahudi sermaye bankasından 100 bin tl çekeriz bir ev alırız sonra 10 yıl boyunca 150 bin tl'yi geri ödemek için, banka için çalışırız. köleliğin özgürleştirilmiş halidir bu, biz pis kölelere sunulmuş bir nimettir, bu teşekkür etmeliyiz sahiplere. sahi ya bu çoktandır böyle ya.