hızlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hızlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Canlı Bomba Nasıl Anlaşılır?


UYUMSUZ GiYiM TARZI: Aşırı bol giysiler patlayıcı dolu intihar yeleğinin gizlenmesine yardım eder. ilkbaharda ya da yaz mevsiminde, bir kişinin kalın bir palto, mont giymesi bir işaret olabilir. Hiç kar yağışı görülmeyen bir şehirde yaşıyorsanız, bu durum ciddi bir işarettir.

ROBOT GiBi YÜRÜRLER: Bombacılar fazladan yaklaşık 18 kilogramlık bir ağırlık taşıdıkları için robot gibi yürürler. Ayrıca çoğu bombacı hedefine yönelmeden önce uyuşturucu almaktadır. (ham afyon standarttır ve sakız arasına ya da yanağın içine sıkıştırılmış olarak alınır) Böylece ister fazla yük nedeniyle, ister kafası iyi olduğundan ya da her iki nedenle intihar bombacılarının yürüyüşü tuhaftır.

TEDiRGiNLiK, TERLEME, TiKLER, SiNiRLi DAVRANIŞLAR: Bu insanlar hayatlarının son anlarını yaşamaktadır. Acı duyma korkusu içinde; zihinleri uyuşturulmuş haldedir. Davranış nedeni artık önemli değildir, ne de birinin inancına saygı duymak değer taşır. Ölmek üzeredir, ölümün yaklaşmakta olduğunu görür ve daha önce kesinlikle böyle bir şey yapmamıştır. Stress gözle görülür hale gelir. Tedirgindirler, terlerler, tikleri vardır, sinirli davranışlar sergilerler.

HIZLI NEFES ALIP VERiRLER: Bombacı nefes nefese kalır, hızlı nefes alıp verir. Nefesini kontrol etmeye de çalışmaz.

DiK BAKIŞLAR: intihar bombacıları bir hedefe kilitlenmiş şekilde dimdik karşıya bakarlar. Belki tünel görüşü yüzünden belki her şeyi bırakıp yaratıcısı ile karşılaşmak üzere oluşundan. Kendilerini patlatmadan önce alınan tüm görüntülerde bombacıların tamamen aynı şekilde baktığı görülmektedir.

SON DUASINI EDER: intihar bombacısı eylemini dini bir gerekçeyle yapıyorsa ölmeden önce dua okur. Hayatta kalan tüm görgü tanıkları, kızılca kıyamet kopmadan önce bombacıların, görünür dudak hareketleriyle sürekli bir dua mırıldandıklarını söylüyor.

BÜYÜK BiR ÇANTA TAŞIRLAR: Taze dinamit, özel olarak hazırlanması gereken patlayıcı kapsüllerden oluşan stabil bir patlayıcıdır. Bu kapsüller, bir elektrik kaynağı ve bir düğmeye, kablolarla bağlanmıştır. Bu işi yapacak dokuz voltluk bir pil ya da geniş kare bir pille birlikte tüm bunları cepte taşımak çok ağır olacaktır, bu nedenle bir çanta gereklidir. Canlı bombalar bu yüzden çanta taşır.

ELLERiNi GiZLERLER: Bu kişilerin ellerini göremezsiniz. Eğer bir kişinin elleri sürekli çantanın içindeyse, bir düğmeye basmak için bekliyordur. ilk başlarda, intihar bombacılarının kolları iki yandan sımsıkı sarılarak tutulur, düğmeye basmaları engellenirdi. Artık bombacılar ellerini çanta içinde profesyonelce tutmayı öğrendiler. Hatta yeni ve daha basit düzenekler geliştirdiler. Canlı bombalar, artık uzaktan kumanda ile de patlatılabiliyor.

YENi KESiLMiŞ SAKALLAR: Bombacı erkekse ve dini bir gerekçe ile bu eylemi yapıyorsa, kalabalıkta fark edilmemesi için sakalları kesilir. Bu onları ele verir. Uzun süre sakalı olan birisi sakalını kestiğinde bu hemen belli olur. Çünkü sakallarını tıraş ettiklerinde sakalın olması gereken yerde daha açık renkli bir ten rengi kalıyor. Yüzün alt kısmı soluk oluyor, çünkü bir kez bile güneş ışığına maruz kalmamış.

GÜZEL KOKU SÜRERLER: Dini bir gerekçeyle eylem yapan canlı bombaların genellikle güzel kokular sürdüğü gözlemlenmiş. Batılılar, cennete gideceğini düşünen eylemcinin yaratıcının karşısına güzel kokularla çıkmak istediği için bunu yaptığını düşünüyor. Tabi bu kokular trend olmuş ünlü markaların parfümleri değildir. Bunlar esans ya da hacı yağı temalı kokulardır.

En Sayko Böcek Çiyandır Götü Makaslı Olan Değil!


Hayvanlar aleminde de bir huur çocuğu olacaksa, bu şerefsiz hayvan odur. feci hızlı koşar ve sanki saldırmaya programlanmış gibi adamın üstüne üstüne gelir. aniden saçma sapan yerlerden çıkıp zıplatır. akrep falan bunun yanında traş kalır.

Bu sayko mahlukat binlerce yarasanın bulunduğu mağaraya girip yarasaları deplasmanda, hem de ordan oraya uçtukları sırada avlayabilecek kadar gözü dönmüş ve güçlü yaratık. Ayrıca yazlıklarda yatak bacaklarının su dolu taslara oturtulmasına neden olan, akrepin ekürisi olan hayvan. sokarsa çok can yakar, şöyle 70-80 kiloluk bir ayak darbesine itiraz etmez, ölür.

Dikkatli olmakta fayda var uyurken elinizde birşey geziniyorsa sakin olun, elinizle ezmeye çalışmayın, demonte olsa da sokar, acıtır giber ,bayıltır.

Bi anımı anlatayım...

Zerdüşt gibi kendimi dağlara, kırlara vermiştim. doğanın sesini duymak, hayatın görüntüsünü izlemek, meleklerin kokusunu hissetmek, taşların derisine dokunmak ve ölümün tadını almak istemiştim. naif, sıcak ilkbahar rüzgarlarının yüzüme çarpan dalgalarında tefekküre dalmış, evreni tahayyül ederken doğanın güzelliğine hayran kalmıştım.

o gün kırlarda yürürken çizgi halinde dizilmiş karınca kolonisiyle karşılaştım ve oturup izlemeye başladım. o kadar düzenli ve hızlıydılar ki "böylesine mükemmel bir sistem kendi kendine oluşmuş olabilir mi?" sorusu ister istemez aklıma geldi. düzenli bir kaos içinde hayat devam ediyordu. ve bu kaosun içinde bir şekilde anlamlandıramadığımız bir düzen vardı. neydi bunun sebebi? gerçekten bir tanrı mı yoksa doğa ananın kendisi mi? cevabını hemen veremeyeceğimiz bir soruydu bu. ama hayat bize bir ipucu verebilirdi belki...  hayat basit ama keskin ipuçları veriyor da olabilir.

ama kesin bir şey vardı, hayat hakikaten de renkliydi! bakın mesela...

o koyu renkli karıncaların, hemen yanımda rastgele manevralar yapıyormuş gibi görünen ama aslında bir düzen içinde uçan parlak kanatlı kelebekler, sarısı papatyaların, moru menekşelerin, hemen elimin yanında turuncu renkli çıyan...  ?...  ???...  !!! çıyan!!! hay anası nı kim! çıyaaaan! hemen doğruldum ve metrelerce uzağa hızlıca gitmek yönünde kullandım refleks kararımı!

sonra daha mantıklı ve sağlıklı düşününce gidip bir taş bulup kafasına vura vura öldürdüm huur çucuğunu! ve anladım ki bana buda'nın değil sun tzu'nun felsefesi uygunmuş. ulan belki de kendimle barışık, toplumla barışık, doğayla barışık bir insan olacaktım.

geldi iki dakikada gibti attı huur çocuğu!